Sayfalar

23 Nisan 2019 Salı

ÖLÜMÜ ANLAMAK İNSANI MÜKEMMELLEŞTİRİR

ÖLÜMÜ GÜZEL ANLAMAK İNSANI MÜKEMMELLEŞTİRİR

Gençlik rehberinde de anlatılmıştır. Gündüzden sonra gece, sonbahardan sonra kışın gelmesi gibi, ölüm başımıza gelecek. Bu hapishaneye girenler çıkanlar hep misafirdirler. Yeryüzüde bitki ve canlılar için, dünyada bir gece konaklamak gibidir. Her şehri yüzlerce mezarlığa boşaltan ölümün elbette hayattan bir istediği var.

İşte ölümün çaresini Risalei Nur keşfetmiş, kısacık özetini anlatalım. Madem ölüm öldürmüyor, kabir kapısına götürüyor. Ölüm celladından ve tek kişilik hapisten kurtulmak çaresi, insanlık için çok önemlidir. Evet Risalei Nur çaresini ispatlamıştır.

Kısa özeti şudur ki; Ölüm ya ebedi idamdır, insanı arkadaşlarını, akrabalarını asacak bir darağacıdır. Veya baki aleme gitmek ve iman biletiyle saadet sarayına girmek için terhis tezkeresidir.
Kabir ise, ya karanlık dipsiz bir kuyu, ve hapishanedir. Veya bu zindan gibi dünyadan baki ve ışıklı ziyafet yeri, bahçelere açılan bir kapıdır.

Mesela, bu hapishanenin bahçesine kurulmuş darağacı var. Duvarın arkasında da bir piyango dairesi var. Bizi bu hapisten birer birer çağırıp, “Gel idamını al, dar ağacına çık” yada “ hapis pusulanı tut, açık kapıya gir” veya “Sana müjde! Milyonlarca altın bilet sana çıkmış, gel al” diye ilanlar var.

Bizde seyrediyoruz, bir kısmı gerçekten asılıyor, bazıları da darağacını merdiven yapıp , duvarın arkasındaki piyango dairesine gidiyorlar. Orada büyük Memurların haberlerini veriyorlar. Birden hapishaneye iki heyt girdi. Bir heyetin ellerinde çalgılar, şaraplar, tatlı helvalar, baklavalar var. bizlere yedirmeğe çalışıyorlar. O tatlıların içine şeytanlaşmış insanlar zehir koymuşlar.

İkinci heyetin ellerinde, terbiye kuralları, helal yemekler, mübarek şerbetler var. Bize hediye edip, diyorlar ki; “ eğer önceki heyetin getirdikleri zehirli tatlıları yerseniz dar ağacında asılır, asılacağınız zamana kadarda zehirin aısını çekersiniz.

Allah'ın fermanıyla gelen hediyeleri kabul eder, terbiye kurallarını, duaları ve zikirleri okursanız, asılmaktan kurtulursunuz. O piyango dairesinde milyonlarca altın biletinizi alacağınıza görür gibi, gündüz gibi inanınız. Bunları elimizdeki fermanlar söylüyor.

İşte bu örnek gibi, Allah'ın piyango dairesi, ebedi saadettir. Oraya iman, ibadet ve güzel ahlak ve imanlı ölüm ile girilir. Günah içinde, ibadetsiz, çirkin ahlak gibi devam edenlerde, tövbe etmeden ölürlerse, karanlık hapis olur. İmansız ölenlere ebedi idam olur.

Keisn haber veren, hadsiz mucizeler gösteren, yüz yirmi dört bin Peygamberler ve onların tasdiklerini, haberlerinin izlerini sinema izler gibi izler keşf ve zevkle gören Evliyalar, hakikatleri yazmış yüzbinlerce ilmi eserler, müçtehidler, sıddıklar, insanların güneşleri, ayı, yıldızları olanlar, hepsi birlikte doğru haberi vermişlerdir.

Bunları dinlemeyen, saadeti ebediye giden yolu seçmeyen, yüzde doksan dokuz tehlike haberini dikkate almayan, bir kişinin yolda tehlike var demesiyle doğru yolu bırakan, kısa yolu bırakıp uzun yolu seçen adamın durumu şudur ki;

Cennete götüren kısa yolu bırakıp, orda tehlike ve bir ay hapis var, diyen bir kişinin sözüne inanıp, telaşlı, sıkıntılı olan uzun yola gidenler yüzde doksan dokuz Cehenneme gider. Sarhoş deliler uzakta görünen ejderhaya aldırmaz, sineklerle uğraşır. Aklını, kalbini, insanlığını kaybeder.

Maden gerçek budur, biz hapistekiler, hapisten intikamı almak için, ikinci heyetin hediyelerini kabul etmeliyiz. Madem üç beş dakikalık intikam lezzeti bize hapislik getirdi. Dünyamızı zindan eyledi. Bu musibetin inadına, hapis hayatını ibadete, iki üç senelik cezamızı, yirmi ve otuz sene baki aleme çevirip, milyonlar sene Cenhennem hapsinden affımıza vesile edip, ağlayan dünyamıza karşı, ahiretimizi güldürelim ve bu musibetten tam intikamımızı alalım.

Hapishaneyi terbiyehane edip, vatanımıza, milletimize birer terbiyeli, güvenilir, faydalı insan olmaya çalışalım. Ve hapishane müdürleri ve çalışanları cani, eşkıya, katil, sarhoş, vatana zararlı zannettikleri insanları, bir mübarek dershanede çalışan talebeler görsünler. İftihar ederek Allah'a şükretsinler.

SAİD NURSİ – ASA'YI MUSA – İkinci Meselenin Hülasası' ndan alınmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder