ÖLÜMÜ GÜZEL ANLAMAK İNSANI
MÜKEMMELLEŞTİRİR
Gençlik rehberinde de anlatılmıştır.
Gündüzden sonra gece, sonbahardan sonra kışın gelmesi gibi,
ölüm başımıza gelecek. Bu hapishaneye girenler çıkanlar hep
misafirdirler. Yeryüzüde bitki ve canlılar için, dünyada bir
gece konaklamak gibidir. Her şehri yüzlerce mezarlığa boşaltan
ölümün elbette hayattan bir istediği var.
İşte ölümün çaresini Risalei Nur
keşfetmiş, kısacık özetini anlatalım. Madem ölüm öldürmüyor,
kabir kapısına götürüyor. Ölüm celladından ve tek kişilik
hapisten kurtulmak çaresi, insanlık için çok önemlidir. Evet
Risalei Nur çaresini ispatlamıştır.
Kısa özeti şudur ki; Ölüm ya ebedi
idamdır, insanı arkadaşlarını, akrabalarını asacak bir
darağacıdır. Veya baki aleme gitmek ve iman biletiyle saadet
sarayına girmek için terhis tezkeresidir.
Kabir ise, ya karanlık dipsiz bir
kuyu, ve hapishanedir. Veya bu zindan gibi dünyadan baki ve ışıklı
ziyafet yeri, bahçelere açılan bir kapıdır.
Mesela, bu hapishanenin bahçesine
kurulmuş darağacı var. Duvarın arkasında da bir piyango dairesi
var. Bizi bu hapisten birer birer çağırıp, “Gel idamını al,
dar ağacına çık” yada “ hapis pusulanı tut, açık kapıya
gir” veya “Sana müjde! Milyonlarca altın bilet sana çıkmış,
gel al” diye ilanlar var.
Bizde seyrediyoruz, bir kısmı
gerçekten asılıyor, bazıları da darağacını merdiven yapıp ,
duvarın arkasındaki piyango dairesine gidiyorlar. Orada büyük
Memurların haberlerini veriyorlar. Birden hapishaneye iki heyt
girdi. Bir heyetin ellerinde çalgılar, şaraplar, tatlı helvalar,
baklavalar var. bizlere yedirmeğe çalışıyorlar. O tatlıların
içine şeytanlaşmış insanlar zehir koymuşlar.
İkinci heyetin ellerinde, terbiye
kuralları, helal yemekler, mübarek şerbetler var. Bize hediye
edip, diyorlar ki; “ eğer önceki heyetin getirdikleri zehirli
tatlıları yerseniz dar ağacında asılır, asılacağınız zamana
kadarda zehirin aısını çekersiniz.
Allah'ın fermanıyla gelen hediyeleri
kabul eder, terbiye kurallarını, duaları ve zikirleri okursanız,
asılmaktan kurtulursunuz. O piyango dairesinde milyonlarca altın
biletinizi alacağınıza görür gibi, gündüz gibi inanınız.
Bunları elimizdeki fermanlar söylüyor.
İşte bu örnek gibi, Allah'ın
piyango dairesi, ebedi saadettir. Oraya iman, ibadet ve güzel ahlak
ve imanlı ölüm ile girilir. Günah içinde, ibadetsiz, çirkin
ahlak gibi devam edenlerde, tövbe etmeden ölürlerse, karanlık
hapis olur. İmansız ölenlere ebedi idam olur.
Keisn haber veren, hadsiz mucizeler
gösteren, yüz yirmi dört bin Peygamberler ve onların
tasdiklerini, haberlerinin izlerini sinema izler gibi izler keşf ve
zevkle gören Evliyalar, hakikatleri yazmış yüzbinlerce ilmi
eserler, müçtehidler, sıddıklar, insanların güneşleri, ayı,
yıldızları olanlar, hepsi birlikte doğru haberi vermişlerdir.
Bunları dinlemeyen, saadeti ebediye
giden yolu seçmeyen, yüzde doksan dokuz tehlike haberini dikkate
almayan, bir kişinin yolda tehlike var demesiyle doğru yolu
bırakan, kısa yolu bırakıp uzun yolu seçen adamın durumu şudur
ki;
Cennete götüren kısa yolu bırakıp,
orda tehlike ve bir ay hapis var, diyen bir kişinin sözüne inanıp,
telaşlı, sıkıntılı olan uzun yola gidenler yüzde doksan dokuz
Cehenneme gider. Sarhoş deliler uzakta görünen ejderhaya aldırmaz,
sineklerle uğraşır. Aklını, kalbini, insanlığını kaybeder.
Maden gerçek budur, biz hapistekiler,
hapisten intikamı almak için, ikinci heyetin hediyelerini kabul
etmeliyiz. Madem üç beş dakikalık intikam lezzeti bize hapislik
getirdi. Dünyamızı zindan eyledi. Bu musibetin inadına, hapis
hayatını ibadete, iki üç senelik cezamızı, yirmi ve otuz sene
baki aleme çevirip, milyonlar sene Cenhennem hapsinden affımıza
vesile edip, ağlayan dünyamıza karşı, ahiretimizi güldürelim
ve bu musibetten tam intikamımızı alalım.
Hapishaneyi terbiyehane edip,
vatanımıza, milletimize birer terbiyeli, güvenilir, faydalı insan
olmaya çalışalım. Ve hapishane müdürleri ve çalışanları
cani, eşkıya, katil, sarhoş, vatana zararlı zannettikleri
insanları, bir mübarek dershanede çalışan talebeler görsünler.
İftihar ederek Allah'a şükretsinler.
SAİD NURSİ – ASA'YI MUSA – İkinci
Meselenin Hülasası' ndan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder