KIYAMET VE HAŞR OLACAKTIR
İKİNCİ NOKTA: Haşrin bir çok
delillerinden, imanın esaslarındaki sahitli delilleri özetle
anlatacagız. Şöyle ki;
Hz Muhammed aleyhisselatü vesselamın
Peygamberliğine delil olan bütün mucizeleri, Resul ve nebi
olmasının delilleri, haşrin geleceğine şahitlik ederek ispat
ederler.
Çünkü Peygamberimiz (sav)min bütün
davaları, Allah'ın var ve bir oluşundan sonra haşirde toplanır.
Hem bütün Peygamberleri tasdik eden ve ettiren, mucizeleri ve
delilleri aynı hakikate şahitlik eder.
Ametü ve Amenerresulü' deki,
Peygamberlerine ve Kitaplarına inandım demek, Haşrin varlığını
bildirir. Kur'an- ı Mucizül Beyan ayetleriyle, mucizeleriyle
yeniden dirilişin olacağına şahitlik eder ve ispat ederler.
Kur'an'ın üçte birisi direk haşri anlatır. Kısa surelerin
başlarında da haşr ayetleriyle binler hakikatı verir, ispat eder,
gösterir.
Tekvir Suresi 1. ayet: “Güneş
katlanıp dürüldüğünde”
Hac Suresi 1. Ayet: “Ey insanlar
Rabbinizden korkun. Şüphesiz kıyamet gününün depremi çok
müthiş bir şeydir.”
Zilzal Suresi 1. Ayet: “Yerküre
kendine has sarsıntıyla sarsıldığı zaman”
İnfitar Suresi 1. Ayet: “Gök
yarıldığı zaman”
İnşikak Suresi 1. Ayet: “Gök
yarılıp ayrıldığı zaman”
Nebe Suresi 1. Ayet: “Hangi şeyden
birbirlerine sorup duruyorlar?”
Gaşiye Suresi 1. Ayet: “Dehşetiyle
her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi?”
Bunlar gibi otuz veya kırk ayet
başlarında Haşr'den bahseden, önemini anlatan, ikna eden ayetler
vardır. Acaba bir tek ayetin işareti, gözümüz önündeki İslam
İlimlerinde, yaratılışla ilgili haber veren, binlerce konunun
delillerini güneş gibi gördüğümüz halde, Haşr imkansızdır
demek, dünyada güneş yok demek gibidir. Güneşin inkarı
kainatın yok olması ise, Haşr yoksa dünyada olmaz. Haşr yok
demek batıl ve imkansızdır.
Acaba bir komutanın tek işaretiyle
ordu savaş yaptığı halde, bir tek Allah'ın binlerce sözü,
vaadleri ve tehditleri yalan olabir mi? Doğru olmaması mümkün
müdür?
Acaba 13 asırdır, aralıksız olarak,
birçok ruhlara, akıllara, kalblere, nefislere, hak ve hakikat
dersiyle hükmeden, terbiye eden, idare eden, büyük Allah'ın tek
işareti, Haşr olduğunu ispat ederken, binler ayetle açıklarken,
dünyada Haşr örneklerini göstererek ispat ettiğ halde, tanımayan
çok cahil ahmak için, Cehennem azabı lazım gelmez mi? Adaletin
büyüğü olmaz mı?
Hem ayrı zamanlarda gelmiş mukaddes
kitapların, sayfaların, kıyamete kadar sürecek olan Kur'an'ın
ayetleriyle açıkladığı, tekrar ve ispat ettiği Haşri, her
asırdaki kitaplar kısaca anlatmış olmaları Kur'an'nın davasını
doğrular.
MÜNACATTAN BİR KISIM
Risale- i Münacatta, ahirete iman,
Peygamberlere iman, kitaplara imanı şöyle anlatılmıştı;
Ey Rabbi Rahimin! Resulü Ekremin
talimatıyla, Kur'an dersiyle anladım ki; bütün Mugaddes kitaplar
ve Peygamberleri, bu dünyada görünen Ululuğunu ve güzelliğini
gösteren İsimlerin ayna gibi parlak Ebedi olduğunu ve ahirette
bize çok Rahim ve merhametli olacağını, bu dünyada zevk ile Sana
ibadet edenlerin ahirette Peygamberlerle beraber olacağını, hepsi
birden bildiriyorlar.
Yüzlerce mucizelerle başta Resulü
Ekrem (sav) ve Kur'ani Kerim, nurani ruh sahibi Peygamberler,
enbiyalar, evliyalar, veliler, sıddıklar, Senin semavi
kitaplarındaki binler vaad ve tehditlerine dayanarak, Senin Kudret,
Rahmet, inayet, hikmet, Cemal ve Celal gibi Ahireti gösteren isim ve
sıfatlarına, büyüklüğüne ve saltanatına dayananların, ahiret
işareti taşıyan bir çok keşiflerini ilimle ve gözleriyle
görmüş, iman etmiş insanlara müjdeliyorlar. İnananlara cennet,
inanmayanlara Cehennem olduğunu haber verip, kuvvetli imanlarıyla
şahitlik ediyorlar.
Ey Kadiri Hakim! Ey Rahmanı Rahim!Ey
Sözünde duran, Cömert olan Allah'ım!Ey izzet ve büyüklük
Sahibi! Kahharı Zülcelal olup her şeye gücü yeten Allah'ım!
Bu kadar sadık dostlarını ve
vaadlerini, sıfatlarını yalanlamak, onların Seni sevip emirlerini
yapmasıyla Senin sevdiğin, makamca yüksek kullarının, ahiret
dualarını ve davalarını dinlemeyen, isyan eden, büyüklüğüne
ve ilah olmana dokunan, haşri inkar edenlerden olmaktan Senin
büyüklüğüne sığınıyorum.
Yüzbinler elçilerinin doğruluğunu
tasdik edip, inanıyorum. Güzel isimlerine, ahiretteki ikramların,
mutluluk diyarı Cennettin Haktır ve vardır. Güneş gibi süzen
ışıkları doğrudur. Hak isminin ışığı olarak Haşrin var
olduğuna inanıyorum. Elçilerin kullarına ders veriyor ve yaparak
örnek oluyorlar.
Ya Rab! Bunların ders ve talimlerinin
hürmeti için, bize Risalei Nur talebelerine, büyük iman ve güzel
son ver. Bizleri onların şefaatlerine nail eyle. Amin.
HAŞR KONUSUNA DEVAM
Kur'an ve diğer semavi kitaplar, bütün
Peygamberlerin peygamber olduklarını gösteren mucizeler ve
delillerle ahiretin gerçek olduğunu, Allah'ın var ve bir olduğunu
ispat ederler. Adaletin yerini bulması için Haşri ve Neşri
isterler.
Evet Allah var, kainat var, içinde
canlıların yaşamı olduğunu görüyoruz, öyle ise; Allah'ın
saltanatının devamı için Ahirette vardır. Dünyada ki şefkatini
zulümdan ve haksızlıktan kurtaran ebedi mutluluk yurdu olacak ve
girilecektir.
Bu kadar gözümüzle gördüğümüz
nimetler, ikramlar, yardımlar, Rahmetler varsa, perde arkasında
Rahman ve Rahim olan Allah olduğunu sönmemiş akıllar görür ve
bilir.elbette nimeti küçümsemeden, ikramı aldatmaktan, yardım
etmeyi düşmanlıktan, merhameti azap etmeden, iyiliği ihanetten
kurtaran ahiret, iyiliğe iyilik, nimete nimet veren ebedi yurt ve
hayat olacaktır.
Hem baharda yeryüzünde yazan Allah'ın
kudret kalemi gözümüzün önünde işliyor. Kalem sahibi Allah
vaad ediyor, “bu dar karışık yerden, bahardan daha güzel
ölümsüz bir kitabı yazıp size okutacağım.”diye bütün
fermanlar anlatıyor. Elbette aslı olan kitabın Haşri ve Neşri de
yazılacak. Amel defterleri onda kayıt edilecek.
Dünya koca semavata denk tutuluyor.
Kainatın kalbi olduğu, Semavi kitaplarda daima “Yerin ve göklerin
Rabbi (Rad Suresi 16. Ayet) deniliyor.
Koca kainatı insana hizmet ettiriyor.
İnsanın ve cinin bakışlarını, semavat ehlinin takdirlerini,
Kainat Sahibini beğenmeye özendiriyor. Kainatın hizmeti, bütün
fen kitaplarında anlatılıyor. Allah kainat sanatını çok güzel
sergilemiş ve emrine boyun eğdirmiştir. Sadece görevini ihmal
eden, küfür eden, insan var, bunların azabı ahirete kadar
ertelenmiştir.
Halbuki insan yaratılış mizaç
itibariyle zayıftır. Aciz ve ihtiyacı ve avcıları çok olduğu
halde, yeryüzünü ikram sofrası, maden deposu, yiyiceklere anbar,
her çeşit mallara dükkan ettiği halde, isyan eden insana, çok
merhametli Allah var ki, onları besliyor, istediklerini veriyor.
Böyle büyük Allah, insanı sever,
Kendini sevdirir, hem sonsuz alemleri var ve adaletle iş görür.
Her şeyi hikmetle yapar. Şu kısacık dünyada, ebedi kalacak gibi
insanların zulümleri, kainatın dengesini bozmaları, nimete ve
büyüklerine isyanları, inkarları ve küfürleri, ihanetleri bu
dünyada cezasız kalıp, zalimlikleriyle masumların içinde rahatca
yaşarlar. Mazlumlar sıkıntılar içinde yaşarlar.
Kainattaki adalete göre ahirette
dirilmemek, cezalarını çekmemek olamaz. Mazlumların mükafat
almaması olmaz. Kainatın asıl sahibi insanlar içinden seçtiği,
Allah'ı çok seven, iman ve amelleriyle Allah'ında onları çok
sevdiği, yüksek makamlı insanlar, Enbiyalar, Evliyalar, Asfiyaları
Kendine dost etmiştir. Onlara mucizeler, yardım ve ikramlar verip,
düşmanlarına semavi azaplar veriyor.
Sevimli dostlarından Hz. Muhammed
aleyhisselatü vesselamı seçip, yeryüzünün yarısını,
insanların beşten birisini asırlarca nuruyla aydınlatıyor.
Kainat Hz Muhammed (sav) için
yaratılmış, İslam dini ve Kur'ani Kerim ile aydınlanıyor.
Kıyamete kadar sürecek dinin temellerini atmış, güzel yaşaması
gerekirken, çok zor ve sıkıntılı, altmış üç sene gibi kısa
ömür verilmiş.
Şimdi hiç imkanı varmı,
Peygamberimiz (sav) ve dine hizmet etmiş dostları dirilmesin,
mükafatını almasınlar? Şimdi hayatta olmasınlar, kabirde
çürüsünler? Binlerce kez tövbe. Kainat sürekli yenilenmesi,
yeryüzü ilkbahar ve sonbaharda ölüp dirilmesiyle ispat eder.
Yedinci Şua'dan Ayetül Kübra'da
ispat ettiğimiz gibi, Kainat Allah'ın emrine girmiş ve mülküdür.
Bir ve var olduğunu açıkca göstermiş. Ahiretin gelmesiyle zulüm
ve alay içinde olan mazlumlar, Allah'ın geniş Rahmeti ve
hikmetiyle zulümden kurtulacak, perişanlıktan kurtulacaklardır.
Elbette kıyamet kopacak, Haşr ve Neşr
olacak, ceza ve mükafat mahkemesi açılacak. Kainatın merkezi olan
insanın kıymeti gerçekleşsin. Kainatın ve insanın Rabbi olan
Allah'ın Adaleti, Hikmeti, Rahmeti, saltanatı istikrar bulsun.
Dostlar bir araya gelsin, emeklerinin karşılığı mükafatlarını
alsınlar.
Madem Allah var, elbette ahirette
vardır. Nasıl iman esaslarıda sonsuz aleme şahitlik eder.
Meleklere, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman
ettirir.
Meleklerin varlığını ve
ibadetlerini ispat eden deliller, konuşmalarını (Cebrail as) gözle
görme, Cennet ve Cehennemi insan ve cinlerin dolduracağı doğru
haberlerle ispat edilmiştir.
Bilmediğimiz Amerika kıtasını
Cebrail as söylediği nakledilmiştir. Meleklerin varlığını
kabul ettiğimiz gibi Cennet ve Cehennemin var olduğunu kabul
ederiz.
Yirmi Altıncı Söz olan Risale i
Kader'de imanı ve ahireti geniş anlattık. Çekirdeklerin
proğramını içine yazan Allah elbette insanların amelini de
yazacak. Kayıt etmesi saklaması, elbette büyük mahkeme içindir.
Ahiret olmasa dünya manasız olur, emekler boşa giderdi. Kainat
nasıl varsa o zaman ahirette vardır.
Sonuç olarak imanın beş şartı,
ahirete, Haşr ve neşre, açılmasına işaret eder, açılmasını
isterler. Ahiretin önemi, Kur'an'ın üçte birinin ahireti
anlatmasından bellidir. Dünyada herşey Ahiret üzerine bina
edilmiştir.
SAİD NURSİ – ASAYI MUSA –
DOKUZUNCU HUCCETİ İMANİYE – MUKADDİME'den alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder