Sayfalar

11 Nisan 2019 Perşembe

KIYAMET VE HAŞR OLACAKTIR

KIYAMET VE HAŞR OLACAKTIR
İKİNCİ NOKTA: Haşrin bir çok delillerinden, imanın esaslarındaki sahitli delilleri özetle anlatacagız. Şöyle ki;

Hz Muhammed aleyhisselatü vesselamın Peygamberliğine delil olan bütün mucizeleri, Resul ve nebi olmasının delilleri, haşrin geleceğine şahitlik ederek ispat ederler.
Çünkü Peygamberimiz (sav)min bütün davaları, Allah'ın var ve bir oluşundan sonra haşirde toplanır. Hem bütün Peygamberleri tasdik eden ve ettiren, mucizeleri ve delilleri aynı hakikate şahitlik eder.

Ametü ve Amenerresulü' deki, Peygamberlerine ve Kitaplarına inandım demek, Haşrin varlığını bildirir. Kur'an- ı Mucizül Beyan ayetleriyle, mucizeleriyle yeniden dirilişin olacağına şahitlik eder ve ispat ederler. Kur'an'ın üçte birisi direk haşri anlatır. Kısa surelerin başlarında da haşr ayetleriyle binler hakikatı verir, ispat eder, gösterir.

Tekvir Suresi 1. ayet: “Güneş katlanıp dürüldüğünde”
Hac Suresi 1. Ayet: “Ey insanlar Rabbinizden korkun. Şüphesiz kıyamet gününün depremi çok müthiş bir şeydir.”
Zilzal Suresi 1. Ayet: “Yerküre kendine has sarsıntıyla sarsıldığı zaman”
İnfitar Suresi 1. Ayet: “Gök yarıldığı zaman”
İnşikak Suresi 1. Ayet: “Gök yarılıp ayrıldığı zaman”
Nebe Suresi 1. Ayet: “Hangi şeyden birbirlerine sorup duruyorlar?”
Gaşiye Suresi 1. Ayet: “Dehşetiyle her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi?”

Bunlar gibi otuz veya kırk ayet başlarında Haşr'den bahseden, önemini anlatan, ikna eden ayetler vardır. Acaba bir tek ayetin işareti, gözümüz önündeki İslam İlimlerinde, yaratılışla ilgili haber veren, binlerce konunun delillerini güneş gibi gördüğümüz halde, Haşr imkansızdır demek, dünyada güneş yok demek gibidir. Güneşin inkarı kainatın yok olması ise, Haşr yoksa dünyada olmaz. Haşr yok demek batıl ve imkansızdır.

Acaba bir komutanın tek işaretiyle ordu savaş yaptığı halde, bir tek Allah'ın binlerce sözü, vaadleri ve tehditleri yalan olabir mi? Doğru olmaması mümkün müdür?

Acaba 13 asırdır, aralıksız olarak, birçok ruhlara, akıllara, kalblere, nefislere, hak ve hakikat dersiyle hükmeden, terbiye eden, idare eden, büyük Allah'ın tek işareti, Haşr olduğunu ispat ederken, binler ayetle açıklarken, dünyada Haşr örneklerini göstererek ispat ettiğ halde, tanımayan çok cahil ahmak için, Cehennem azabı lazım gelmez mi? Adaletin büyüğü olmaz mı?

Hem ayrı zamanlarda gelmiş mukaddes kitapların, sayfaların, kıyamete kadar sürecek olan Kur'an'ın ayetleriyle açıkladığı, tekrar ve ispat ettiği Haşri, her asırdaki kitaplar kısaca anlatmış olmaları Kur'an'nın davasını doğrular.

MÜNACATTAN BİR KISIM
Risale- i Münacatta, ahirete iman, Peygamberlere iman, kitaplara imanı şöyle anlatılmıştı;
Ey Rabbi Rahimin! Resulü Ekremin talimatıyla, Kur'an dersiyle anladım ki; bütün Mugaddes kitaplar ve Peygamberleri, bu dünyada görünen Ululuğunu ve güzelliğini gösteren İsimlerin ayna gibi parlak Ebedi olduğunu ve ahirette bize çok Rahim ve merhametli olacağını, bu dünyada zevk ile Sana ibadet edenlerin ahirette Peygamberlerle beraber olacağını, hepsi birden bildiriyorlar.

Yüzlerce mucizelerle başta Resulü Ekrem (sav) ve Kur'ani Kerim, nurani ruh sahibi Peygamberler, enbiyalar, evliyalar, veliler, sıddıklar, Senin semavi kitaplarındaki binler vaad ve tehditlerine dayanarak, Senin Kudret, Rahmet, inayet, hikmet, Cemal ve Celal gibi Ahireti gösteren isim ve sıfatlarına, büyüklüğüne ve saltanatına dayananların, ahiret işareti taşıyan bir çok keşiflerini ilimle ve gözleriyle görmüş, iman etmiş insanlara müjdeliyorlar. İnananlara cennet, inanmayanlara Cehennem olduğunu haber verip, kuvvetli imanlarıyla şahitlik ediyorlar.

Ey Kadiri Hakim! Ey Rahmanı Rahim!Ey Sözünde duran, Cömert olan Allah'ım!Ey izzet ve büyüklük Sahibi! Kahharı Zülcelal olup her şeye gücü yeten Allah'ım!
Bu kadar sadık dostlarını ve vaadlerini, sıfatlarını yalanlamak, onların Seni sevip emirlerini yapmasıyla Senin sevdiğin, makamca yüksek kullarının, ahiret dualarını ve davalarını dinlemeyen, isyan eden, büyüklüğüne ve ilah olmana dokunan, haşri inkar edenlerden olmaktan Senin büyüklüğüne sığınıyorum.

Yüzbinler elçilerinin doğruluğunu tasdik edip, inanıyorum. Güzel isimlerine, ahiretteki ikramların, mutluluk diyarı Cennettin Haktır ve vardır. Güneş gibi süzen ışıkları doğrudur. Hak isminin ışığı olarak Haşrin var olduğuna inanıyorum. Elçilerin kullarına ders veriyor ve yaparak örnek oluyorlar.

Ya Rab! Bunların ders ve talimlerinin hürmeti için, bize Risalei Nur talebelerine, büyük iman ve güzel son ver. Bizleri onların şefaatlerine nail eyle. Amin.

HAŞR KONUSUNA DEVAM
Kur'an ve diğer semavi kitaplar, bütün Peygamberlerin peygamber olduklarını gösteren mucizeler ve delillerle ahiretin gerçek olduğunu, Allah'ın var ve bir olduğunu ispat ederler. Adaletin yerini bulması için Haşri ve Neşri isterler.

Evet Allah var, kainat var, içinde canlıların yaşamı olduğunu görüyoruz, öyle ise; Allah'ın saltanatının devamı için Ahirette vardır. Dünyada ki şefkatini zulümdan ve haksızlıktan kurtaran ebedi mutluluk yurdu olacak ve girilecektir.

Bu kadar gözümüzle gördüğümüz nimetler, ikramlar, yardımlar, Rahmetler varsa, perde arkasında Rahman ve Rahim olan Allah olduğunu sönmemiş akıllar görür ve bilir.elbette nimeti küçümsemeden, ikramı aldatmaktan, yardım etmeyi düşmanlıktan, merhameti azap etmeden, iyiliği ihanetten kurtaran ahiret, iyiliğe iyilik, nimete nimet veren ebedi yurt ve hayat olacaktır.

Hem baharda yeryüzünde yazan Allah'ın kudret kalemi gözümüzün önünde işliyor. Kalem sahibi Allah vaad ediyor, “bu dar karışık yerden, bahardan daha güzel ölümsüz bir kitabı yazıp size okutacağım.”diye bütün fermanlar anlatıyor. Elbette aslı olan kitabın Haşri ve Neşri de yazılacak. Amel defterleri onda kayıt edilecek.

Dünya koca semavata denk tutuluyor. Kainatın kalbi olduğu, Semavi kitaplarda daima “Yerin ve göklerin Rabbi (Rad Suresi 16. Ayet) deniliyor.

Koca kainatı insana hizmet ettiriyor. İnsanın ve cinin bakışlarını, semavat ehlinin takdirlerini, Kainat Sahibini beğenmeye özendiriyor. Kainatın hizmeti, bütün fen kitaplarında anlatılıyor. Allah kainat sanatını çok güzel sergilemiş ve emrine boyun eğdirmiştir. Sadece görevini ihmal eden, küfür eden, insan var, bunların azabı ahirete kadar ertelenmiştir.

Halbuki insan yaratılış mizaç itibariyle zayıftır. Aciz ve ihtiyacı ve avcıları çok olduğu halde, yeryüzünü ikram sofrası, maden deposu, yiyiceklere anbar, her çeşit mallara dükkan ettiği halde, isyan eden insana, çok merhametli Allah var ki, onları besliyor, istediklerini veriyor.

Böyle büyük Allah, insanı sever, Kendini sevdirir, hem sonsuz alemleri var ve adaletle iş görür. Her şeyi hikmetle yapar. Şu kısacık dünyada, ebedi kalacak gibi insanların zulümleri, kainatın dengesini bozmaları, nimete ve büyüklerine isyanları, inkarları ve küfürleri, ihanetleri bu dünyada cezasız kalıp, zalimlikleriyle masumların içinde rahatca yaşarlar. Mazlumlar sıkıntılar içinde yaşarlar.

Kainattaki adalete göre ahirette dirilmemek, cezalarını çekmemek olamaz. Mazlumların mükafat almaması olmaz. Kainatın asıl sahibi insanlar içinden seçtiği, Allah'ı çok seven, iman ve amelleriyle Allah'ında onları çok sevdiği, yüksek makamlı insanlar, Enbiyalar, Evliyalar, Asfiyaları Kendine dost etmiştir. Onlara mucizeler, yardım ve ikramlar verip, düşmanlarına semavi azaplar veriyor.
Sevimli dostlarından Hz. Muhammed aleyhisselatü vesselamı seçip, yeryüzünün yarısını, insanların beşten birisini asırlarca nuruyla aydınlatıyor.

Kainat Hz Muhammed (sav) için yaratılmış, İslam dini ve Kur'ani Kerim ile aydınlanıyor. Kıyamete kadar sürecek dinin temellerini atmış, güzel yaşaması gerekirken, çok zor ve sıkıntılı, altmış üç sene gibi kısa ömür verilmiş.

Şimdi hiç imkanı varmı, Peygamberimiz (sav) ve dine hizmet etmiş dostları dirilmesin, mükafatını almasınlar? Şimdi hayatta olmasınlar, kabirde çürüsünler? Binlerce kez tövbe. Kainat sürekli yenilenmesi, yeryüzü ilkbahar ve sonbaharda ölüp dirilmesiyle ispat eder.

Yedinci Şua'dan Ayetül Kübra'da ispat ettiğimiz gibi, Kainat Allah'ın emrine girmiş ve mülküdür. Bir ve var olduğunu açıkca göstermiş. Ahiretin gelmesiyle zulüm ve alay içinde olan mazlumlar, Allah'ın geniş Rahmeti ve hikmetiyle zulümden kurtulacak, perişanlıktan kurtulacaklardır.

Elbette kıyamet kopacak, Haşr ve Neşr olacak, ceza ve mükafat mahkemesi açılacak. Kainatın merkezi olan insanın kıymeti gerçekleşsin. Kainatın ve insanın Rabbi olan Allah'ın Adaleti, Hikmeti, Rahmeti, saltanatı istikrar bulsun. Dostlar bir araya gelsin, emeklerinin karşılığı mükafatlarını alsınlar.

Madem Allah var, elbette ahirette vardır. Nasıl iman esaslarıda sonsuz aleme şahitlik eder. Meleklere, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman ettirir.

Meleklerin varlığını ve ibadetlerini ispat eden deliller, konuşmalarını (Cebrail as) gözle görme, Cennet ve Cehennemi insan ve cinlerin dolduracağı doğru haberlerle ispat edilmiştir.
Bilmediğimiz Amerika kıtasını Cebrail as söylediği nakledilmiştir. Meleklerin varlığını kabul ettiğimiz gibi Cennet ve Cehennemin var olduğunu kabul ederiz.

Yirmi Altıncı Söz olan Risale i Kader'de imanı ve ahireti geniş anlattık. Çekirdeklerin proğramını içine yazan Allah elbette insanların amelini de yazacak. Kayıt etmesi saklaması, elbette büyük mahkeme içindir. Ahiret olmasa dünya manasız olur, emekler boşa giderdi. Kainat nasıl varsa o zaman ahirette vardır.

Sonuç olarak imanın beş şartı, ahirete, Haşr ve neşre, açılmasına işaret eder, açılmasını isterler. Ahiretin önemi, Kur'an'ın üçte birinin ahireti anlatmasından bellidir. Dünyada herşey Ahiret üzerine bina edilmiştir.

SAİD NURSİ – ASAYI MUSA – DOKUZUNCU HUCCETİ İMANİYE – MUKADDİME'den alıntıdır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder