Sayfalar

11 Nisan 2019 Perşembe

AİLEDE Kİ MUTLULUĞUN SIRRI AHİRET İNANCIDIR

AİLE MUTLULUĞUNDA Kİ SIR
AHİRET İNANCIDIR - - BİRİNCİ NOKTA
Ahiret inancı insan hayatının, mutlu yaşamanın sırları, büyük kuralları, olduğuna yüzlerce delil vardır. Dört örnekle anlatalım.
BİRİNCİSİ DELİL: İnsanları yarısı olan çocuklar, yalnızca Cennet fikriyle, çok acı veren ölümlere karşı dayanabilirler. Çok zayıf ve nazik vücutlarında, iman kuvveti bulabilirler. Çok çabuk ağlayan dirençsiz ruhlarında, Cennet ile ümitlenip, mutlu yaşayabilirler.

Mesela cenneti düşünerek der ki; “ Benim küçük kardeşim veya arkadaşım öldü, cennet kuşu oldu, Cennette gezer, bizden daha iyi yaşar.” Yoksa her zaman etrafında ölen çocuk veya büyüklerin acısına, endişeli bakışlarıyla manevi ruhları, dirençleri karmakarışık olur. Gözleriyle beraber ruh, kalp, akıl gibi bütün duygularını kaybedip, ağlayarak mahvolur, deli divane olur, mutsuz ve karamsar bir şekilde haytını sürdürür, toparlanamaz, faydalı değil zararlı insan olur.

İKİNCİ DELİL: İnsanın yarısı olan ihtiyarlar, yalnız ahiret hayatı ile yaklaşmış olan kabre dayanabilirler. Çok sevdikleri hayatlarının, dünyanın bitmesine karşı teselli bulabilirler. Çocuk gibi çabuk etkilenen ruhlarında ve mizaçlarında, ölüm ve yok olmaktan çıkan üzüntü, dehşet ve ümitsizliğe karşı ancak ebedi hayat ümidiyle karşı koyarlar.
Yoksa şefkate layık yaşlılar, istirahate muhtaç kalbiyle, endişeli babalar, analar olurlar. Ruhlarından gelen çığlık, kalbten gelen üzüntü olacak ki; bu dünya zindan ve hayatları sıkıntılı ve zehir olurdu.

ÜÇÜNCÜ DELİL: İnsan hayatının dayanak noktası olan gençler, delikanlılar aşırı hislerinin, duygularının olduğu zamandadırlar. Kendilerini, haddini aşan zulümlerden, etraflarına zarar vermelerden, durduracak olan yalnızca Cehennem inancıdır.
Cehennem korkusu olmasa, “Güçlü olan yener” düşüncesi hakim olan şarhoşlar, uyuştrucu tuzağında olanlar, zevkleri için zayıfları ezer ve hayatlarını cehennem eder. İnsanlığını öldürüp zararlı hayvan olurlardı.

DÖRDÜNCÜ DELİL: İnsanın dünya hayatındaki en önemli şey aile hayatıdır. Dünyada mutlu yaşamak için aile hayatı, kişinin sığınağı ve küçük dünyasıdır. Aile hayatında ki saadet ise; samimi ve ciddi, vefalı olup iyilikleri görme, hürmetli ve sevgi dolu, fedakar merhamet ile olabilir.
Bu hakiki hürmet ve samimi merhamet ise, ebedi bir arkadaşlık ve beraberliği devam ettirmek, babalık ve evlada yakışır kardeşlik ve arkadaşlık yapabilecek fikir ve inançla olabilir.

Mesela, der; “Dünyamda ve ebedi alemde sürekli eşimdir. Şimdilik ihtiyar veya çirkin olabilir, zararı yok. Allah için, ahiretteki ebedi güzelliği için, daimi arkadaşlığın hatırı için, fedakarlık ve merhamet ederim.” diyerek karısına güzel bir huri gibi muhabbet, şefkatle davranır.

Yoksa kısacık veya bir, iki saat sürüp ayrılan arkadaşlık, elbette yüzeysel ve geçici, devam etmeyen, hayvan gibi kendi cinsine acıma hissi şeklinde, yapmacık sahte bir sevgi olur. Hayvandaki gibi sadece cinsi münasebet veya başka menfeatler, hürmet ve sevgiyi yener, dünya Cennetini yıkıp, Cehenneme çevirir.

İşte Haşre imanın yüzlercesinden biridir. İnsanın hayatını ilgilendirir. Bu dört delil düşünülse, diğerleriyle kıyas edilse, anlaşılırki; haşrin gerçekleşmesi, insanın için yüksek adalet ve bütün ihtiyaçları için gereklidir. İnsanın midesindeki yemeğin vücuduna gerek olduğunu herkesin bildiği gibi, haşrin olmasıda gerçektir.

Haşre inanmasa insanlıktan çıkar, mikrop yuvası leş olur. Toplum ahlakıyla ilgilenen sosyologlar, idareci siyasetçiler, ahlak bilimciler önleyemez, kulakları çınlasın. Düşünsünler ahiret boşluğunu ne ile doldurabilirler? Toplumsal yaraları nasıl tedavi edebilirler?

SAİD NURSİ – ASAYI MUSA - - Dokuzuncu Hucceti İmaniye'nin -  Mukaddimesi'nden alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder