Sayfalar

4 Ocak 2017 Çarşamba

DEPREMİN ZARARI VE SEVABI

DEPREMİN NERESİNDE HAYIR VAR DİYENLERE
Said Nursi ( Bediüzzaman ) depremi ve hayrını 14. Sözün zeylinde şöyle açıklamıştır:
Depremin maddi musibetinden daha elim manevi musibetidir. Korku ve ümitsizlik, gece uyumama gibi sıkıntılar verir.

Müslümanlara daha çok gelmesi; Ramazanı Şerife hiç saygı kalmaması, ibadetlerin az yapılması, İslamı yaşayanların azalması gibi unsurlardır.

Kafirlerin hesabı haşre bırakılıyor, Müslümanların hatalarının cezası bu dünyada verilerek, cehennemden kurtuluyorlar. Umumi musibet çoğunluğun hatasından geldiği için bütün bölgeye birden gelir. Suçlu suçsuz ayrımı yapılmaz.

Enfal Suresi 25. Ayette Rabbimiz: “ Bir bela, bir musibetten çekininiz ki; geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp masumları da yakar.”

Bu ayetin sırrı şudur: Bu dünya tecrübe meydanı ve imtihanıdır. Hakikatler perdeli kalır, imanlı masumlar cennete, iman etmeyenler cehenneme gitsinler. Mazlumlara Rahmet cilvesi var; yıkılan malları sadaka olur, canları da şehadet hükmünde olur. Az zararla çok kar etmiş olurlar. Onlar için gazap gibi görünen deprem bir rahmet olur, cenneti bulurlar.

Ölmeyenler ise; musibetle doğru yolu bulur. Allah’tan ( c.c ) başkasının yardım edemeyeceğini, Rabbinin büyüklüğünü idrak eder. Gafletten kurtulur, toplu ölenlerden etkilenip, ibadetlerine dikkat eder. “Rabbim bana tekrar hayat hediye etti” düşünceleri ağırlaşır.

İman etmemiş insana da bir şey fayda vermez, uyanamaz, sır perdesini göremez, isyana başlar.

Depremin oluşundaki genel sebepler şöyledir:
1- Hataları az olduğu için, ibadetlerinde eksik olan gaflete dalmış müslümanları, uyandırmak için deprem olur.
2- Bazı yerlerde kuvvetli iman muhafızları ve İslamiyet hamileri az veya düşmanların uğraşmasıyla mağlup olma aşamasına gelmiş, toparlamaları için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder