UKLAR
Peygamberimiz ( sav ) çocukları çok severdi. Hem kendi çocuklarına hem de karşılaştığı bütün çocuklara sevgi, şefkat ve merhametle davranırdı. Onları sevmekle kalmaz kucaklayıp öper, yanaklarını okşar hatta oyunlarına katılarak onlara duyduğu sevgiyi açıkça gösterirdi. Torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için; “ Onlar benim dünyadan öpüp kokladığım iki güzel kokularımdır.” ( Buhari ) buyurmuşlardır. Hz. Muhammed ( sav ) bir gün torunu Hasan’ı öptü, bunu gören Akra’b. Habis; “ Benim on tane çocuğum olduğu halde hiçbirini öpmedim.” Dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz ( sav ) “ Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” ( Buhari ) buyurdu. Hem sevmiş hem de ilim tahsillerini mükemmel öğretmiştir. Erken yaşlarda namazlarını kıldırmış, ahlaki terbiyelerini mükemmel vermiştir. Yani çocuğu hem sevmeyi hem de dini ve dünyevi tahsillerini vermemiz için örnek olmuştur. Günümüzde yalnız dünyevi tahsil verildiği için, çocuklar dinden habersiz yetişmekte olduğundan ahlakları da bozulmaktadır. Şimdi her yerde Kur’an eğitimi yapılmaktadır. Çocuklarımızı gönderirsek onların, bizim iki dünyamıza da faydalı insan olmalarını sağlarız. Dini eğitimi olmayan çocuğun ne kendine nede anne babaya faydası olmadığı gibi Ahrette anne ve babadan davacı olacaklardır. Peygamberimiz ( sav ) çocukların eğitiminin önemini vurgulamak için; Bu konu meşhur Cibril hadisinde söz konusu edilmiş ve "kıyametin alametlerinden biri de köle kadınların efendilerini doğurmaları olduğu" vurgulanmıştır. (Buharî ) Âlimler bu konuyu değişik şekilde açıklamışlardır. Bu Hadis hem günümüzde hem de geçmişte olan olaylara işaret etmektedir. Özellikle günümüzde aile ilişkilerinde ve çocukların anne babalarına karşı davranışlarını, anne babaların da çocuklarını terbiye ederken dikkat edecekleri konuları hatırlatmaktadır. Ana-babaya itaat azalacak, kadının doğurduğu çocuk, kendisine köle muamelesi yapacak; bir evlat, kendi annesine karşı efendilik taslayacak, onu hor ve hakir tutacaktır. Bu açıdan Hadis kıyamete yakın böyle bir tehlikenin ortaya çıkacağını, büyüklere özellikle anne babaya hürmet ve saygının azalacağını haber vermektedir. Ailelere önemli bir hatırlatmada bulunarak çocukların dini ve ahlaki terbiyesine çok dikkat edilmesi gerektiğini önemle vurgulanmaktadır. Evlatlarımızın gününü görmek istiyorsak hem dini hem dünyevi ilimlerini eşit öğretmeli, ahlaki terbiyeyi iyi vermelidir. Çocuğun, anne ve baba üzerindeki en önemli haklarıdır. İyi bir nesil istiyorsak herkes kendine düşeni yapmalıdır. Çocuklar olduktan sonra anne ve baba kendi eğlencesini değil, çocuklarının geleceğini düşünmelidir. Allah ( c.c ) yardımcımız olsun. Amin.
ÇOCUKLARIMIZ 2
Çocuklarımız dünya meyvesi, koklanacak çiçeklerdir. Her insan çocuğunu en mükemmel olsun ister. Yaratılış sınırları olduğundan her çocuk mükemmel değildir. Çocuğumuzun zekâsına ve yeteneğine göre eğitim aldırmak her zaman başarılı olur. Başkalarının çocuklarıyla kıyaslamak, çocuğu aşağılamak doğru değildir. Başarısız olmasına ve içe kapanık olmasına neden olur. Çocuğu tetikleyelim derken, büyük zarar veririz. Günümüzde herkes dünyalık bir mesleği olsun diye çabalıyor, yanlış bunda değil, dünyalık verelim derken ahretlik eksik kalıyor. Sonra dini eğitim almayan çocuk, arkadaş ve çevre etkisiyle ahlaken de bozuluyor. Çünkü dini kurallarımız hep güzel ahlakı tetikler. Peygamberimiz ( sav ) “ Ahlakınızı güzelleştiriniz” buyurarak, ahlak güzelliği olmadan yüksek iman olamayacağını vurgulamıştır. Ahlak da sadece dini eğitim verilmesiyle düzlenir. Çocuk anne baba haklarını, ailesinin kölesi olmadığını, kendisinin de onlara karşı görevleri olduğunu öğrenir. İki dünya temeliyle yetişen çocuk, hayırlı kul, hayırlı ümmet, hayırlı insan, hayırlı evlat olur. Bunun en çok faydasını ailesi görür. Geleceğimiz için büyük yatırım yapmış oluruz. Çevremizde hep görüyoruz dünya makamıyla büyük insan olmuş, dinden haberi yok, çalıyor, rüşvet alıyor, kredi alıyor, insanları dolandırıyor. Aileye ve kendine hem maddi hem de manevi zarar veriyor. Nerde yanlış yaptık demenin faydası yoktur. Aile evladın ahlaksızlığından, saygısızlığından zarar gördükçe intizara başvuruyor. Severek büyüttüğü evladına düşman oluyor, ona intizar ederek iyice çamura batırıyor. Aile evlattan gelen her türlü sıkıntıya dayanamaz. Birde etrafında iyi örnek evlatlar varsa daha acı gelir. Kim yavrusunu ateşe atabilir? Dinini öğretmediğimiz evladımızı ateşe atıyoruz. Namazını kıldırmadığımız, orucunu tutturmadığımız evlatlarımız, Allah ( c.c ) huzurunda ailesinden davacı olacak, “ ailem öğretmedi” diyeceklerdir. Nasıl hesap vereceğiz. Bu yükünde üzerimizden kalkması için çabalamalı, onları camilere, kuran kurslarına vermelidir. Günümüzde her yerde Kur’an ve dini eğitim verenler var. Çocukken camiye, kuran kurslarına, dini çevrelere götürülmeyen çocuk, büyüdüğünde gidemiyor. Binde bir iyi bir arkadaşı olacak da, onu o yöne çekecektir. O da her insana nasip olmaz. İşimizi şansa bırakmadan çok sevdiğimiz evlatlarımız için hem dünya makamları, hem de ahret makamları yüksek olsun diye uğraşmalıyız. Çünkü hepimiz ölümlüyüz. Öldüğümüzde de arkamızdan Kur’an okuyacak, hayır yapacak evlada ihtiyacımız vardır. Allah cümlemizin yardımcısı olsun. Evlatlarımızı iki dünyasını bilen, hayırlı kul, hayırlı ümmet, İslam âlemine hayırlı insan, ailesine de hayırlı evlat eylesin. Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder