Sayfalar

18 Aralık 2016 Pazar

KABİR HAYATI

PEYGAMBERİMİZ ( SAV)İN KABİR İÇİN ANLATTIKLARI
Hz. Ömer (r.a), "Ey Allah'ın Resulü! Şimdiki aklım ve şuurum o zaman da olacak mı?" diye sordu.
Resûlullah (s.a.v),
"Evet, olacak"buyurdu. Hz. Ömer (r.a),
"O zaman onların hakkından gelir ve MÜNKER VE NEKİRİN sorularına bir bir cevap veririm" dedi. (Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 182 )
İşte bu rivayetler, ölümle beraber aklın gitmeyip varlığını devam ettireceğine; değişen ve bozulanın ise beden ve azaların olduğuna bir delildir.
.
Kabirdeki elem ya da lezzet türünden hazları hisseden akıl, şu bedenin azaları değildir. Akıl eni boyu genişliği olmayan bâtınî (gözle görülmeyen sırlı) bir şeydir. Cüzlere ve parçalara ayrılması mümkün değildir. Eşyanın hakikatini idrak eden varlık da akıldır  yani akıl (ve ruh) için ölüm ve yokluk söz konusu değildir.

Muhammed b. Münkedir-i Teymî (rah) der ki: "Bana ulaşan haberlere göre; kâfire kabrinde, elinde deve hörgü-cü büyüklüğünde demirden bir topuz bulunan, hayvan cinsinden sağır ve kör bir mahlûk musallat edilir ve kıyamete kadar onu döver. Bu görevli onu göremez ki insafından ötürü topuzunu başka taraflara vursun." ( 182 Beyhakî, İtikâd, s. 180; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 182; ibn Hacer, el-Metâlibü'l-Âliye, nr. 4603; Zebîdî, ithaf, 14/363 )

Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir: "Mümin kabre konulduğu zaman sâlih amelleri gelir, onu çepeçevre kuşatır. Azap meleği başucundan geldiği zaman okumuş olduğu Kur'an, kıldığı namaz, sadaka, ettiği dua, tuutuğu oruç ve zikir  buna mani olur.

Bunun üzerine azap meleği şöyle der:
Allah'a yemin olsun ki, eğer bir boşluk görürsem orayı hemen dolduracağım."

Süfyân-ı Sevrî (rah) der ki: "Nasıl ki kişi hayatta iken ailesini, çoluk çocuğunu korur ve muhafaza ederse, ölümünden sonra sâlih amelleri de onu muhafaza eder. Bu esnada ona, 'Allah yatağını mübarek kılsın. Dostların ne iyi dost, arkadaşların ne iyi arkadaştır' derler."
Allah’a emanet olunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder