ALLAH'A ( C.C ) DAYANMAK
Vazifelerimizi eksiksiz yapıp,
sonucu Allah’a tevekkül etmektir. Bir misal, bir çiftçi düşünelim.
Tarlasını eker, gübresini atar, her türlü bakımını yapar, ürünün mükemmel olması kaçınılmazdır. Ama ürün yetişir, ya sel olur, ya dolu yağar, ya şiddetli bir fırtına yerle bir eder.
Tarlasını eker, gübresini atar, her türlü bakımını yapar, ürünün mükemmel olması kaçınılmazdır. Ama ürün yetişir, ya sel olur, ya dolu yağar, ya şiddetli bir fırtına yerle bir eder.
İşin sonucunu Allah’a ( c.c )
emanet etmelidir. Ben yaptım demekle, övünmekle bir yere varılamayacağını sık
sık duyuyoruz.
Bunun gibi etrafımızda çok örnek var. Her zaman tedbir bizden, takdir Allah’tan ( c.c ) olduğunu unutmamak gerektir.
Bunun gibi etrafımızda çok örnek var. Her zaman tedbir bizden, takdir Allah’tan ( c.c ) olduğunu unutmamak gerektir.
Ayetler çok güzel anlatıyor:
“ İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların eziyetlerine aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.” ( Ahzap 48 )
Allahü Teâlâ, bizim Mevlâ'mızdır. Yani bizi koruyup gözeten, destek veren, müminlerini her zaman rahmeti ve sevgisi içine alandır. Bu gerçek varken inkârcılara, ikiyüzlülere, bozgunculara itaat etme! O halde müminler, yalnız ve yalnız bizi yaratan ve bize hayat veren âlemlerin Rabbi Cenabı Allah'a tevekkül etsinler. O inananların vekili ve dostu olarak en güzelini, en iyisini bizim için takdir eder.
Bir zamanlar Hz. İbrahim ve beraberindekiler, Cenabı Allah'a şöyle yakarışta bulunmuşlardı.
Mümtehine 60/4: " ... Ey Rabbimiz! Yalnız Sana tevekkül ediyoruz, yalnız Sana yöneliyoruz ve dönüş yalnız Sana'dır. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder