GEÇMİŞLE YAŞAMAK
Sürekli geçmişe gitmek, yani üzücü olayları hatırlamak bizi
çok üzer. Bu günümüzü de zehir eder. Kafamız sürekli meşgul olunca beyin
yorulur, hastalanır, artık yapacak çok şey kalmaz, kendimizi idare edemez hale
geliriz.
Bir hikâye: Yeni evlenen kızına annesi sünger getirir. Bunu
merak eden kızına: Benim annem sürekli geçmişte yaşanan olayları anlatır,
babamla kavga ederlerdi. Babam vefat edince yaptığı hatayı anlamış, bana sünger
hediye etti, "bunu yatak odanda tut, geçmişe sünger çekmeyi hatırla"
dedi.
Bende aynı süngeri sana getirerek "geçmişte yaşadığın
olumsuz olayları tekrar etme" diyorum. Eşler arasında soğukluk oluşur.
Kadınlar da çok olması; nazik olması, üzüldüğü olayları
unutmadığından kaynaklanır. Erkekler çabuk detayları unutur. Hem kadın kadar
üzülmezler.
Haklı olunsa bile sürekli tekrar edilen konular, karşıdaki
insanı usandırır. Ne kadar sevilirse sevilsin, ahlak kötülüğü sevgileri yok
eder.
SAİD NURSİ: Dün geçti, onu düzeltemezsin, geri getiremezsin,
pişmanlık fayda etmez.
Yarına çıkacağın belli değil. Yarın sen olmayabilirsin.
Bu gün senin; onu geçmişle zehir etmeden, bol ibadetle,
dünyalık görevleri tam yaparak, mutlu
yaşamalıdır.
MUTLULUK BİZİM İÇİMİZDE VE YUVAMIZDA, DIŞARIDA ARAYAN HİÇ
BULAMAZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder