KIYMETLİ MADEN SEVAPLARI, AHİRETİN PARALARI
Mâdenler, ağırlıkları açısından, parasal değerleri açısından, kullanıldığı yerler açısından ve insanlara sevimlilikleri açısından farklı değerler taşıdıkları gibi..
Mâneviyat da aynen böyledir. Bazı kelimeler, (zikirler) sevap açısından, ağırlıkları açısından, ibâdetlerdeki yerleri açısından ve Allah'a sevimlilikleri açısından farklı değerlere ve özelliklere sahiptirler.
Buhârî ve Müslim'deki bir hadiste, Peygamberimiz; "İki kelime vardır ki, dilde hafif, mîzânda ağır ve Rahman (olan Allah'a) çok sevimlidirler. (Bunlar) "Sübhânallâhi ve bihamdihî ve Sübhânallâhil azîm" dir.
Müslim'deki bir hadiste, Peygamberimiz; "Allah'a en sevimli kelâm dörttür. Sübhânallâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhüekber'dir."
Bir günlük beş vakit namazda, 15 defa Sübhâneke'nin başında, 120 defa, "Sübhâne Rabbiyel Azîm" diye rükû'da ve 240 defa "Sübhâne Rabbiyel Alâ" diye secdede olmak üzere, 375 defa Azîm ve Alâ isimleri ile birlikte Yüce Allah tesbih, tenzîh edilir.
Yine bir günlük beş vakit namazda, 15 defa Sübhâneke'de "ve bihamdik" diye, 40 defa Fatiha'nın başında "Elhamdü Lillâhi Rabbil Âlemîn" diye, 40 defa rükû'dan doğrulurken, "Semi'allâhü limen hamideh" diye ve 40 defa rükû'dan doğrulduktan sonra, "Rabbenâ lekel hamd" diye, 135 defa Yüce Allah'a hamdedilir.
Namaz'ın dışında bir defa "Sübhânallah ve Elhamdülillah" demenin sevabını düşünelim ve namazda bu sevabın onlarca, yüzlerce defa katlandığını unutmayalım.
Yüce Allah buyuruyor; "Yedi kat gökler ve arz (dünya) ve bunlarda bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. Allah'ı hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ama siz, onların tesbihini anlayamazsınız." İsra-44
İşte! Beş vakit namazı kılan ve Yüce Allah'a kul olan gerçek müslümanlar, kâinatı kapsayan bu zikir halkasına dahil olmakta ve tüm varlıklarla birlikte Allah'ı tesbih, hamd ve tekbir ile zikir etmektedirler.
Dünyanın en güzel evinde oturmayı herkes ister, cennetin sarayında oturmayı isteyenlere duyurulur.
29 Aralık 2016 Perşembe
NAMAZ DAKİ TÜM SEVAPLAR
NAMAZDA Kİ SEVAPLAR, İLGİLENEN OKUSUN
Namazda kıraât (Kur'an okuma) farzdır ve namazın bir rüknüdür. Bu nedenle namazda okunan Kur'an'ın sevabı kat kat arttırılır.
İmam Beyhâkî'nin rivâyet ettiği hadiste, Peygamberimiz; "Kim ki (Âdet, nifas ve cünüplükten) temiz olduğu halde, Allah'ın kitabından bir harf dinlerse, on sevap yazılır, on günahı silinir ve derecesi on katı arttırılır.
Kim ki Allah'ın kitabından (Kur'an'dan) bir harfi, namazı oturarak kılarken okursa, elli sevap yazılır, elli günahı silinir ve derecesi 50 kat arttırılır.
Kim ki Allah'ın kitabından bir harfi ayakta namaz kılarken okursa, 100 sevap yazılır, 100 günahı silinir ve derecesi 100 kat arttırılır."
Bir günlük beş vakit (40 rekat) namazda, 40 Fatiha ile 33 zamm-ı sûre okunur.
Hâzin Tefsirin'e göre bir Fatiha'da (Besmele dahil) 140 harf vardır. 40 Fatiha'nın toplam harf sayısı 5.600 eder.
33 zamm-ı sûredeki toplam harf sayısı ise, kısa sûrelerin okunduğunu kabul edersek, 3.800 eder.
Bir günlük beş vakit namazda, Fatiha ve zamm-ı sûre olarak okunan toplam harf sayısı 9.400 ve bir aylık beş vakit namazda okunan toplam harf sayısı tam 282.000 eder.
Namazda okunan Kur'anın her harfine 100 sevap yazıldığına göre, bir aylık namazdaki yalnız Fatiha ve zamm-i sûrelerin toplam sevabı 28.200.000 eder.
Allah'ın vereceği sevap bununla sınırlı değildir. Yüce Allah, dilediğine kat kat fazlasını da verir.
Ayrıca her namazın sonunda tesbihata başlamadan önce bir Âyet-el Kürsî okunur.
Bir Âyet-el Kürsî'de 170 harf ve 5 Âyet-el Kürsî'de 850 harf vardır.
Bir ayda okunan Âyet-el Kürsî'nin toplam sayısı tam 25.500 eder.
Her gün beş vakit namazda duâlardan sonra da birer Fatiha okunur. Beş Fatiha'nın toplam sayısı 700 ve bir ayda okunan Fatiha'nın toplam harf sayısı 21.000 eder.
Bir aylık namazda Fatiha ve zamm-i sûre olarak okunan 282.000 harfe, bir aylık Âyet-el Kürsînin 25.500 ve bir aylık Fatiha'nın 21.000 harfini de ilave edersek tam 328.000 harf eder.
Müfessirlerin sultanı Abdullah İbni Abbas'a göre, Kur'an'ın toplam harf sayısı 323.671'dir.
Düzenli bir şekilde beş vakit namazı kılan gerçek müslümanlar, her ay Kur'an-ı Kerimi bir defa hatim etmekle birlikte, geriye fazla olarak 4.829 harfleri de kalmaktadır.
Peygamberimize ( SAV ) gelen ilk ilâhi emirlerden biri, "Ve rabbeke fe kebbir..". Müddessir-4
Rabbini büyüklükle, Rabbini tekbirle an, anlamındaki bu ilâhi emri uygulamak için namaza tekbirle girilir. 13'ü farz olan "İftitah Tekbirleri" ve 201'i sünnet olan "İntikal Tekbirleri" olmak üzere bir günlük beş vakit namazda 214 de fa "Allahü Ekber" diye tekbir alınır.
Tirmîzi'deki bir hadiste, Peygamberimiz; "Tesbih (Süphânallah) mîzânın yarısını ve "Elhamdülillâh" mîzânın diğer yarısını doldurur. Tekbir ise yerle gök arasını doldurur."buyuruyor.
Namazın dışında inanarak ve Allah'ı büyükleme amacı ile alınan bir tekbir (Allahü Ekber)'in sevabı yerle gök arasını doldurduğuna göre, bir günlük namazda alınan 214 tekbirin sevabını düşünelim.
Diğer yandan, farz olan 13 iftitah tekbirinin ayrı bir özelliği vardır.
Râmuz'daki bir hadiste peygamberimiz; "İmamla birlikte alınan iftitah tekbiri, bin deveden hayırlıdır." buyurmuştur.
Namazda kıraât (Kur'an okuma) farzdır ve namazın bir rüknüdür. Bu nedenle namazda okunan Kur'an'ın sevabı kat kat arttırılır.
İmam Beyhâkî'nin rivâyet ettiği hadiste, Peygamberimiz; "Kim ki (Âdet, nifas ve cünüplükten) temiz olduğu halde, Allah'ın kitabından bir harf dinlerse, on sevap yazılır, on günahı silinir ve derecesi on katı arttırılır.
Kim ki Allah'ın kitabından (Kur'an'dan) bir harfi, namazı oturarak kılarken okursa, elli sevap yazılır, elli günahı silinir ve derecesi 50 kat arttırılır.
Kim ki Allah'ın kitabından bir harfi ayakta namaz kılarken okursa, 100 sevap yazılır, 100 günahı silinir ve derecesi 100 kat arttırılır."
Bir günlük beş vakit (40 rekat) namazda, 40 Fatiha ile 33 zamm-ı sûre okunur.
Hâzin Tefsirin'e göre bir Fatiha'da (Besmele dahil) 140 harf vardır. 40 Fatiha'nın toplam harf sayısı 5.600 eder.
33 zamm-ı sûredeki toplam harf sayısı ise, kısa sûrelerin okunduğunu kabul edersek, 3.800 eder.
Bir günlük beş vakit namazda, Fatiha ve zamm-ı sûre olarak okunan toplam harf sayısı 9.400 ve bir aylık beş vakit namazda okunan toplam harf sayısı tam 282.000 eder.
Namazda okunan Kur'anın her harfine 100 sevap yazıldığına göre, bir aylık namazdaki yalnız Fatiha ve zamm-i sûrelerin toplam sevabı 28.200.000 eder.
Allah'ın vereceği sevap bununla sınırlı değildir. Yüce Allah, dilediğine kat kat fazlasını da verir.
Ayrıca her namazın sonunda tesbihata başlamadan önce bir Âyet-el Kürsî okunur.
Bir Âyet-el Kürsî'de 170 harf ve 5 Âyet-el Kürsî'de 850 harf vardır.
Bir ayda okunan Âyet-el Kürsî'nin toplam sayısı tam 25.500 eder.
Her gün beş vakit namazda duâlardan sonra da birer Fatiha okunur. Beş Fatiha'nın toplam sayısı 700 ve bir ayda okunan Fatiha'nın toplam harf sayısı 21.000 eder.
Bir aylık namazda Fatiha ve zamm-i sûre olarak okunan 282.000 harfe, bir aylık Âyet-el Kürsînin 25.500 ve bir aylık Fatiha'nın 21.000 harfini de ilave edersek tam 328.000 harf eder.
Müfessirlerin sultanı Abdullah İbni Abbas'a göre, Kur'an'ın toplam harf sayısı 323.671'dir.
Düzenli bir şekilde beş vakit namazı kılan gerçek müslümanlar, her ay Kur'an-ı Kerimi bir defa hatim etmekle birlikte, geriye fazla olarak 4.829 harfleri de kalmaktadır.
Peygamberimize ( SAV ) gelen ilk ilâhi emirlerden biri, "Ve rabbeke fe kebbir..". Müddessir-4
Rabbini büyüklükle, Rabbini tekbirle an, anlamındaki bu ilâhi emri uygulamak için namaza tekbirle girilir. 13'ü farz olan "İftitah Tekbirleri" ve 201'i sünnet olan "İntikal Tekbirleri" olmak üzere bir günlük beş vakit namazda 214 de fa "Allahü Ekber" diye tekbir alınır.
Tirmîzi'deki bir hadiste, Peygamberimiz; "Tesbih (Süphânallah) mîzânın yarısını ve "Elhamdülillâh" mîzânın diğer yarısını doldurur. Tekbir ise yerle gök arasını doldurur."buyuruyor.
Namazın dışında inanarak ve Allah'ı büyükleme amacı ile alınan bir tekbir (Allahü Ekber)'in sevabı yerle gök arasını doldurduğuna göre, bir günlük namazda alınan 214 tekbirin sevabını düşünelim.
Diğer yandan, farz olan 13 iftitah tekbirinin ayrı bir özelliği vardır.
Râmuz'daki bir hadiste peygamberimiz; "İmamla birlikte alınan iftitah tekbiri, bin deveden hayırlıdır." buyurmuştur.
CEHENNEMİ KİM İSTER
CEHENNEMİ KİM İSTER?
İbadetlerine dikkat etmeyenlerin “kalbim temiz, günahım kadar yanar çıkarım” dediklerini duyuyoruz, şeytanın kandırmasıdır.
Ceza sürelerini, ancak Rabbimiz bilir. Ya çok uzun kalırsak, nasıl dayanırız. Dünyalık bir sıkıntı biraz uzadı mı yeter, ne zaman bitecek, çekemez oldum… gibi feryat ediyoruz.
Bu, onların: "Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür. (Al-i İmran Suresi, 24)
Cehennem Allah'ın "Kahhar", "Cebbar" sıfatlarının en şiddetli tecelli ettiği ve dünyadaki hiçbir azapla kıyaslanamayacak azaplarla dolu, korkunç bir ortamdır.
Parmağının ucu yanınca canı çok acıyan insanın; rahat ve umursamaz bir şekilde böyle bir azabı göze aldığını söylemesi, ateşi bilmediğinin açık bir göstergesidir.
Rabbim bizlerden razı olacağın yerlere yönelt, gazabın olacak yerlerden bizi uzaklaştır. Sana sığındık. Amin. ALLAHÜMME ECİRNA MİNENNAR
İbadetlerine dikkat etmeyenlerin “kalbim temiz, günahım kadar yanar çıkarım” dediklerini duyuyoruz, şeytanın kandırmasıdır.
Ceza sürelerini, ancak Rabbimiz bilir. Ya çok uzun kalırsak, nasıl dayanırız. Dünyalık bir sıkıntı biraz uzadı mı yeter, ne zaman bitecek, çekemez oldum… gibi feryat ediyoruz.
Bu, onların: "Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür. (Al-i İmran Suresi, 24)
Cehennem Allah'ın "Kahhar", "Cebbar" sıfatlarının en şiddetli tecelli ettiği ve dünyadaki hiçbir azapla kıyaslanamayacak azaplarla dolu, korkunç bir ortamdır.
Parmağının ucu yanınca canı çok acıyan insanın; rahat ve umursamaz bir şekilde böyle bir azabı göze aldığını söylemesi, ateşi bilmediğinin açık bir göstergesidir.
Rabbim bizlerden razı olacağın yerlere yönelt, gazabın olacak yerlerden bizi uzaklaştır. Sana sığındık. Amin. ALLAHÜMME ECİRNA MİNENNAR
KİN, NEFRET, TARAFGİRLİK
KİN, NEFRET, TARAFGRLİK, ADAVET, HASED
MEKTUBAT ESERİ 22. MEKTUP İÇİNDEN 5. VECİH ten alıntıdır
Kin ve nefret: Hem nefsine, hem mü'min kardeşine, hem Rahmeti İlahiye zulme der, tecavüz eder. İnat ve tarafgirlik insan toplumu için gayet kötü olur. Nefis için garez ile yapılmamalıdır. Eğer hasmını mağlup etmek istersen " Fenalığa karşı iyilikle mukabele et" ( Beyhaki, Zühd Deylemi) hadisi şerifi unutulmamalıdır.
İslama hizmet eden insanlar nefislerine yenilip, birbirlerine düşmanlık ediyor, asıl düşmana fırsat vererek İslama zarar veriyorlar.
İslam kalesini küçük bahanelerle sarsmayalım. Şu hadisi şerife dikkat edelim:
PEYGAMBERİMİZ (sav); Ahir zaman Süfyan ve deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek munzırları; İslamın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev-i beşeri herc-ü merc eder ve koca alemi İslamı esaret altına alır. ( İbni Mace, Ahmed İbni Hanbel)
SAİD NURSİ: Aklınızı başınıza alın, esaret altına girmemek için zalimlere karşı:
HUCURAT SURESİ 10. AYET
"Mü'minler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin."
FUSSİLET SURESİ 34.AYET
"Sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Birde bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş"
ALİ İMRAN SURESİ 134.AYET
O muttakiler ki kızdıklarında öfkelerini yutar, insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyi davrananları sever."
MEKTUBAT ESERİ 22. MEKTUP İÇİNDEN 5. VECİH ten alıntıdır
Kin ve nefret: Hem nefsine, hem mü'min kardeşine, hem Rahmeti İlahiye zulme der, tecavüz eder. İnat ve tarafgirlik insan toplumu için gayet kötü olur. Nefis için garez ile yapılmamalıdır. Eğer hasmını mağlup etmek istersen " Fenalığa karşı iyilikle mukabele et" ( Beyhaki, Zühd Deylemi) hadisi şerifi unutulmamalıdır.
İslama hizmet eden insanlar nefislerine yenilip, birbirlerine düşmanlık ediyor, asıl düşmana fırsat vererek İslama zarar veriyorlar.
İslam kalesini küçük bahanelerle sarsmayalım. Şu hadisi şerife dikkat edelim:
PEYGAMBERİMİZ (sav); Ahir zaman Süfyan ve deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek munzırları; İslamın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev-i beşeri herc-ü merc eder ve koca alemi İslamı esaret altına alır. ( İbni Mace, Ahmed İbni Hanbel)
SAİD NURSİ: Aklınızı başınıza alın, esaret altına girmemek için zalimlere karşı:
HUCURAT SURESİ 10. AYET
"Mü'minler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını düzeltin."
FUSSİLET SURESİ 34.AYET
"Sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Birde bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş"
ALİ İMRAN SURESİ 134.AYET
O muttakiler ki kızdıklarında öfkelerini yutar, insanların kusurlarını affederler. Allah da böyle iyi davrananları sever."
28 Aralık 2016 Çarşamba
DUA TAMAM AĞIZ TAM DEĞİL
Muhyiddîn-i Arabî (kuddise sırruh) hazretlerinden:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (r.a.)'ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder:
- Çoluk-çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun, der.
Hz. Ali (r.a.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki, kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş...
- Al, der fakire. İhtiyacını karşıla!
Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur:
- Allah aşkına söyle yâ Emîre'l-mü'minîn! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (r.a.) anlatır:
- Kur'ân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Bende Kur'an-ı Kerîm'i okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara...
Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali kerremallâhü vechehû hazretlerine:
- Ben de okudum, ama birşey değişmiyor; kumlar altın olmuyor, der. Emîrü'l- Mü'mînin Hz. Ali (r.a.) boynunu büker, mahcup bir edâ ile cevap verir:
- Ne yapayım, der. Duâ aynı duâ; ama, okuyan ağız aynı değildir! Duâ tamam; lâkin, okuyanın ihlâsı ve teveccühü tamam değildir!..
İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlâsında ve teveccühünde... Aynı duâ; aynı îman, aynı İhlâs ve aynı teveccühle okunacak ki, aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (r.a.)'ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder:
- Çoluk-çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun, der.
Hz. Ali (r.a.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki, kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş...
- Al, der fakire. İhtiyacını karşıla!
Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur:
- Allah aşkına söyle yâ Emîre'l-mü'minîn! Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali (r.a.) anlatır:
- Kur'ân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Bende Kur'an-ı Kerîm'i okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara...
Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve İmam Ali kerremallâhü vechehû hazretlerine:
- Ben de okudum, ama birşey değişmiyor; kumlar altın olmuyor, der. Emîrü'l- Mü'mînin Hz. Ali (r.a.) boynunu büker, mahcup bir edâ ile cevap verir:
- Ne yapayım, der. Duâ aynı duâ; ama, okuyan ağız aynı değildir! Duâ tamam; lâkin, okuyanın ihlâsı ve teveccühü tamam değildir!..
İşte bütün mesele buradadır. Okuyanın ihlâsında ve teveccühünde... Aynı duâ; aynı îman, aynı İhlâs ve aynı teveccühle okunacak ki, aynı netice elde edilebilsin. Yoksa kumu altın yapmak gibi bir iksire sahip olabilmek mümkün olmaz
GİTMESEYDİ ÖLMEZDİ
GİTMESEYDİ ÖLMEZDİ
Rabbimiz ne diyor:
Ey iman edenler, inkar edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için: "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah, bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı. Dirilten ve öldüren Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı görendir. (Al-i İmran Suresi, 156)
Kaderimizde belirtilen süre dolduğu zaman, sebeplerden herhangi bir tanesi nedeni ile hayatımız sona erer. Ve insan, elindeki tüm maddi imkanını seferber etse dahi, kendisi için belirlenmiş olan ölüm zamanından bir an bile fazla yaşayamaz.
Kuran'da bu İlahi kanun şöyle haber verilir:
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır... (Al-i İmran Suresi, 145) Vakit gelmediyse ne yaşasa ölmüyor, şahit oluyoruz .
Her nerede olursanız ölüm sizi bulur, yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile... (Nisa Suresi, 78) İstanbul'da ki kız kulesinin hikayesini biliyoruz.
O olay olmasa da kişi o gün mutlaka ölecekti. Olaylar örtülü sebeplerdir.
Yaradanımıza sığınıp, yardım ve sabır istemeden başka çare yoktur.
Evlat acısı çok ağırdır, Allah sabırlar versin. Tüm şehitlerimizin ruhu için, genç ölen evlatlar için, bir kelime-i şehadet ( eşhedü ella ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu veresuluh) çekelim.
Sevabı semayı doldurur. Peygamberimize ve geçmişlerimize gönderelim.
Rabbimiz ne diyor:
Ey iman edenler, inkar edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için: "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah, bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı. Dirilten ve öldüren Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı görendir. (Al-i İmran Suresi, 156)
Kaderimizde belirtilen süre dolduğu zaman, sebeplerden herhangi bir tanesi nedeni ile hayatımız sona erer. Ve insan, elindeki tüm maddi imkanını seferber etse dahi, kendisi için belirlenmiş olan ölüm zamanından bir an bile fazla yaşayamaz.
Kuran'da bu İlahi kanun şöyle haber verilir:
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır... (Al-i İmran Suresi, 145) Vakit gelmediyse ne yaşasa ölmüyor, şahit oluyoruz .
Her nerede olursanız ölüm sizi bulur, yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile... (Nisa Suresi, 78) İstanbul'da ki kız kulesinin hikayesini biliyoruz.
O olay olmasa da kişi o gün mutlaka ölecekti. Olaylar örtülü sebeplerdir.
Yaradanımıza sığınıp, yardım ve sabır istemeden başka çare yoktur.
Evlat acısı çok ağırdır, Allah sabırlar versin. Tüm şehitlerimizin ruhu için, genç ölen evlatlar için, bir kelime-i şehadet ( eşhedü ella ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu veresuluh) çekelim.
Sevabı semayı doldurur. Peygamberimize ve geçmişlerimize gönderelim.
27 Aralık 2016 Salı
ANNE BABAYA İYİLİK
ANNE VE BABAYA İYİLİK
Dinimizin emirlerinden biride anne ve babaya iyilik yapmak, merhamet etmek, geçimleri az ise yardım etmek, haklarını gözetmek, aşağılamamak ve kimseye aşağılatmamak, korumak…. Gibi
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Biz insana yapacağı hayırlı işlerden biri olarak anne ve babasına iyi davranmasını emrettik...” Ankebut Suresi 8.Ayet )
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, annenize ve babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle! Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et! diyerek dua et.” ( İsra Suresi 23-24. Ayetler )
“Biz insana, annesine ve babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da annene ve babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.” ( Lokman 14 )
Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir? diye sordum.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Vaktinde kılınan namazdır’ buyurdu.
Sonra hangisi gelir dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ana babaya iyilik etmektir’ buyurdu.
Daha sonra hangisidir dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah yolunda cihad etmektir’ buyurdu.” ( Buhari, Müslim )
Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir kimse rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isterse akrabasını kollayıp gözetsin’ buyurdu.”
( Buhari Edeb 12, Müslim Birr 20 )
Dinimizin emirlerinden biride anne ve babaya iyilik yapmak, merhamet etmek, geçimleri az ise yardım etmek, haklarını gözetmek, aşağılamamak ve kimseye aşağılatmamak, korumak…. Gibi
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Biz insana yapacağı hayırlı işlerden biri olarak anne ve babasına iyi davranmasını emrettik...” Ankebut Suresi 8.Ayet )
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, annenize ve babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle! Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et! diyerek dua et.” ( İsra Suresi 23-24. Ayetler )
“Biz insana, annesine ve babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da annene ve babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.” ( Lokman 14 )
Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir? diye sordum.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Vaktinde kılınan namazdır’ buyurdu.
Sonra hangisi gelir dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ana babaya iyilik etmektir’ buyurdu.
Daha sonra hangisidir dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah yolunda cihad etmektir’ buyurdu.” ( Buhari, Müslim )
Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir kimse rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isterse akrabasını kollayıp gözetsin’ buyurdu.”
( Buhari Edeb 12, Müslim Birr 20 )
ANNE BABAYA HÜRMET
SAİD NURSİ, BEDÜÜZZAMANIN; ANNE BABAYA HÜRMETİ ANLATMASI
BİSMİHİ SUBHANEH
Dünyadaki en büyük şefkat anne ve babanın evladına şefkatleridir. Hürmeti hak ediyorlar, ömürlerini evlat için feda ediyorlar.
Öyle ise insaniyeti bitmemiş, canavar olmamış her evlat; o muhterem sadık, fedakar dostlara hürmet etmeli, kalblerini hoşnut etmelidir.
Amca, hala, dayı, teyze,anne ve babanın ölümlerini istemek vicdansızlık ve alçaklıktır, bil ve ayıl.
Hadisi şeriflerde: Amca ve halanın; baba hükmüne geçtiği,
Teyze ve dayının; anne hükmüne geçtiği bildirilmiştir. ( Buhari, Ebu Davud, Müslim, Tirmizi …. )
EY GEÇİM DERDİNE DÜŞMÜŞ İNSAN
Bil ki senin hanendeki bereket direği, Rahmet vesilesi, musibet daifası, hanende beslediğin o ihtiyardır, veya kör akrabandır.
Sakın deme maişetim azdır, idare edemiyorum, onlar için gelen bereket olmasaydı, sen daha çok perişan olurdun. Yaşadıklarımdan ben anladım, nefsim, şeytanım dahi anladı.
Sen sözüme kanaat et: Bir zaman tayinim yarım ekmekti, yeterli gelmiyordu, 4 kedi misafir geldi, o yarım ekmek hem onlara, hem bana yetti, bazen artardı da. Anladım ki onların bereketinden istifade ediyordum.
Ey insan bir kedi, bir hayvan insan hanesinde berekete sebep oluyorsa; öyle ise ehli iman, merhamete muhtaç ihtiyarlar, hizmet ve muhabbete layıktır.
PEYGAMBERİMİZ ( SAV ); “ Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.” ( el Müsned, Taberani )
ZARİYAT SURESİ 58. AYET: “ Nice canlı mahluk varki rızıklarını kendileri taşıyamaz. Ama sizi de bütün onlarıda rızıklandıran Allah’tır.” Bu ayetle çocuklar ve yaşlılar kasdedilmiştir, yeni doğan bebeğe süt çeşmesi akıyor, yaşlının rızkıda eve bereket olarak iner, kazası ve belası kaldırılır.
Hem ahiretinde hem dünyasında rahat eder, kötü evlat için, büyüklerin ölümlerini isteyenler için;
Hac Suresi 11. Ayette: “ Dünyayı da ahireti de kaybeder.” buyrulmuştur.
Ölmeyen herkes ihtiyar olacağını düşünmeli, edenin bulacağını düşünüp, ona göre hareket etmelidir,
Peygamberimiz ( sav ) annesinin babasının yüzüne merhametle bakanın cennete gideceğini müjdelemiştir.
Eğer Rahmanın rahmetini istersen hanendeki emanete merhamet et.
MEKTUBAT 21. MEKTUB’DAN ALINMIŞTIR.
BİSMİHİ SUBHANEH
Dünyadaki en büyük şefkat anne ve babanın evladına şefkatleridir. Hürmeti hak ediyorlar, ömürlerini evlat için feda ediyorlar.
Öyle ise insaniyeti bitmemiş, canavar olmamış her evlat; o muhterem sadık, fedakar dostlara hürmet etmeli, kalblerini hoşnut etmelidir.
Amca, hala, dayı, teyze,anne ve babanın ölümlerini istemek vicdansızlık ve alçaklıktır, bil ve ayıl.
Hadisi şeriflerde: Amca ve halanın; baba hükmüne geçtiği,
Teyze ve dayının; anne hükmüne geçtiği bildirilmiştir. ( Buhari, Ebu Davud, Müslim, Tirmizi …. )
EY GEÇİM DERDİNE DÜŞMÜŞ İNSAN
Bil ki senin hanendeki bereket direği, Rahmet vesilesi, musibet daifası, hanende beslediğin o ihtiyardır, veya kör akrabandır.
Sakın deme maişetim azdır, idare edemiyorum, onlar için gelen bereket olmasaydı, sen daha çok perişan olurdun. Yaşadıklarımdan ben anladım, nefsim, şeytanım dahi anladı.
Sen sözüme kanaat et: Bir zaman tayinim yarım ekmekti, yeterli gelmiyordu, 4 kedi misafir geldi, o yarım ekmek hem onlara, hem bana yetti, bazen artardı da. Anladım ki onların bereketinden istifade ediyordum.
Ey insan bir kedi, bir hayvan insan hanesinde berekete sebep oluyorsa; öyle ise ehli iman, merhamete muhtaç ihtiyarlar, hizmet ve muhabbete layıktır.
PEYGAMBERİMİZ ( SAV ); “ Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.” ( el Müsned, Taberani )
ZARİYAT SURESİ 58. AYET: “ Nice canlı mahluk varki rızıklarını kendileri taşıyamaz. Ama sizi de bütün onlarıda rızıklandıran Allah’tır.” Bu ayetle çocuklar ve yaşlılar kasdedilmiştir, yeni doğan bebeğe süt çeşmesi akıyor, yaşlının rızkıda eve bereket olarak iner, kazası ve belası kaldırılır.
Hem ahiretinde hem dünyasında rahat eder, kötü evlat için, büyüklerin ölümlerini isteyenler için;
Hac Suresi 11. Ayette: “ Dünyayı da ahireti de kaybeder.” buyrulmuştur.
Ölmeyen herkes ihtiyar olacağını düşünmeli, edenin bulacağını düşünüp, ona göre hareket etmelidir,
Peygamberimiz ( sav ) annesinin babasının yüzüne merhametle bakanın cennete gideceğini müjdelemiştir.
Eğer Rahmanın rahmetini istersen hanendeki emanete merhamet et.
MEKTUBAT 21. MEKTUB’DAN ALINMIŞTIR.
26 Aralık 2016 Pazartesi
ZERDÜŞTLÜK NEDİR
ZERDÜŞTLÜK NEDİR (MECUSİLİK)
Terör dini zerdüşlük, m.ö 6000 de Zerdüşt kurmuştur. Ateşe taptıkları için mecusi denilmiştir. Kitapları Avesta; üç defa değiştirildi. İran, Sasaniler de iki tanrılı oldu, iyilik ateşi tanrısı, kötülük ateşi tanrısı, Hindistan'a gittiklerinde de üç ateş tanrıları oldu.
Terör dini zerdüşlük, m.ö 6000 de Zerdüşt kurmuştur. Ateşe taptıkları için mecusi denilmiştir. Kitapları Avesta; üç defa değiştirildi. İran, Sasaniler de iki tanrılı oldu, iyilik ateşi tanrısı, kötülük ateşi tanrısı, Hindistan'a gittiklerinde de üç ateş tanrıları oldu.
İslam geldiğinde Hz.
Muhammed (sav); cizye vergisine bağladı, "kadınlarıyla evlenmeyiniz,
kestiklerini yemeyiniz" buyurdu.
Emevi ve Abbasi devletleri
ateşgedelerini yıktılar, 100 yıl dağlarda yaşadılar ( İslamiyete kinini
anlayın) İslamiyet'in İran'dan gitmediğini görünce Hindistan'a gittiler. Şu an
orada Persler veya Parsiler adıyla yaşıyorlar. Londra'da Sinegoğları var.
Kiliselerinde iki kutsal
ateşleri yanar, Rahipler ateşi kirletmemek için peçe takar, ateşe yaklaşır. 3.
ateşte sıradan insanların evinde yanar. Beş vakit ateşe yada güneşe dönüp dua
ederler.
Kadınlar adet döneminde
toplumdan dışlanır, ellerinin battığı yenmez....
Ölen insanın cenazesini cenaze taşıyıcıları dağa bırakır, yırtıcı hayvanlar yedikten sonra kemikleri alır, sığır sidiğiyle yıkar (toprağı kirletmesin diye) gömer....sapık din işte
Ölen insanın cenazesini cenaze taşıyıcıları dağa bırakır, yırtıcı hayvanlar yedikten sonra kemikleri alır, sığır sidiğiyle yıkar (toprağı kirletmesin diye) gömer....sapık din işte
AÖF İLAHİYAT 2. SINIF
YAŞAYAN DİNLER'DEN ALINTIDIR.
OKU DA islamiyeti korumak
için çabala, Allah (c.c) dinin
için ne yaptın dediğini farzet.
YEMEKTE KUSUR ARAMAMAK
KUSUR BULMADAN YEMENİN FAYDASI
Yemeğe başlarken besmele çekip yemekte kusur aramadan yiyebilmek bir hüner işidir. Yemek söz konusu olduğunda sanki biri ‘kusur bul’ diye seslenir. Artık öyle yerleşmiş ki; tencereyi görünce, tadına bakmadan ‘yine mi bu yemek’ deniyor.
Yemeğe başlarken besmele çekip yemekte kusur aramadan yiyebilmek bir hüner işidir. Yemek söz konusu olduğunda sanki biri ‘kusur bul’ diye seslenir. Artık öyle yerleşmiş ki; tencereyi görünce, tadına bakmadan ‘yine mi bu yemek’ deniyor.
Çocuklara anlayacağı
şekilde anlatmak gerek. Sınıfımda ara öğün yemeğinde "Çocuklar eğer kusur bulmadan yerseniz,
Allah'a (c.c) şükür (teşekkür) ederseniz öğleye daha iyisi gelir" dedim.
Güzel bir şekilde yediler yemeklerini, duasını okudular.
Öğle yemeği geldiğinde
beş yaşındaki çocuk " Hocam, en sevdiğimiz yemek geldi!" diye
bağırdı. Öyle sevindiler ki “Bakın dua ettiniz, yemeğe kusur bulmadınız, daha
iyisi geldi.” dedim.
ALLAH
(C.C); ibrahim suresi 7. ayet
(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.)
(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.)
PEYGAMBERİMİZ
(SAV)
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur.) [Beyheki]
(Müminin her işi, hayırdır. Nimet gelince şükreder, hayra kavuşur. Bela gelince de sabreder, yine hayra kavuşur.) [Müslim]
(Bir nimet için Elhamdülillah diyen, nimetin şükrünü eda etmiş olur.) [Beyheki]
(Müminin her işi, hayırdır. Nimet gelince şükreder, hayra kavuşur. Bela gelince de sabreder, yine hayra kavuşur.) [Müslim]
KIZ ÇOCUĞU BEREKETTİR
: İlk çocuğun kız
olması kadının bereketindendir. Çünkü, Cenâb-ı Hak âyet-i celileye “Dilediğine
kız verir ...” diye başlamıştır.
: Kimin kızları olur
da onlara iyi bakar ve ev-bark sahibi yaparsa, o kimse için bu, Cehennemle
arasına perde olur.
.: Allahü Teâlâ’dan beni zahmetsiz rızıklandırmasını istedim. Beni kızlarla rızıklandırdı.
.: Kızları kerih görmeyiniz. Çünkü ben de kızlar babasıyım.
(Rûhu’u-Beyân, C., S. 342-343)
.
.: Allahü Teâlâ’dan beni zahmetsiz rızıklandırmasını istedim. Beni kızlarla rızıklandırdı.
.: Kızları kerih görmeyiniz. Çünkü ben de kızlar babasıyım.
(Rûhu’u-Beyân, C., S. 342-343)
.
: Kişinin kız çocuğu olduğu zaman, Allahü Teâlâ bir grup melek gönderir.
Onlar: “Esselâmü Aleyküm yâ ehle beyt” (Ey ev halkı size selam olsun) derler ve
kanatlarıyla giydirip, elleriyle başını meshederek “Şu zayıf kadından doğan
zayıf kızdır. Bunu bakıp büyütene Allahü Teâlâ kıyâmete kadar yardımcı olsun”
derler. (Kenzü’l-Ummal, 45378)
: Kim kız çocuğunu baliğ oluncaya kadar yetiştirirse, kıyâmet günü ben
ve o kimse yan yana bulunuruz. (Mübarek parmaklarını biri birine
bitiştirmişlerdir) (Riyâzü’s-Sâlihîn C.1, S.311)
.: Sizden birinizin üç kızı veya üç kız kardeşi olur da onlara güzel bakar, giydirir ve evlendirirse, Cehennemle kendi arasında perde olur ve Allahü Teâlâ kendisine Cennet nasip eder.
(Kenzü’l-Ummal, 45368-45369)
.
.: Sizden birinizin üç kızı veya üç kız kardeşi olur da onlara güzel bakar, giydirir ve evlendirirse, Cehennemle kendi arasında perde olur ve Allahü Teâlâ kendisine Cennet nasip eder.
(Kenzü’l-Ummal, 45368-45369)
.
: İçinde kız çocuğu bulunan her eve gökten her gün 12 rahmet iner ve
melekler o evi gece gündüz (aralıksız) ziyaret ederler. Ve ana babasına her gün
bir senelik ibâdet sevâbı yazarlar. (Riyâzü’n-Nâsihin 328).
.
.
: Kızını sevindireni Allahü Teâlâ Cennetle sevindirir, (O kimse)
kurtulur. (Şir’a, 451)
.: Çarşıdan getirilen şeyi çocuklar arsında taksim ederken kızlardan başlamalı. Onlar kalben daha hassas, ruhen daha incedir.
.: Çarşıdan getirilen şeyi çocuklar arsında taksim ederken kızlardan başlamalı. Onlar kalben daha hassas, ruhen daha incedir.
25 Aralık 2016 Pazar
ÜMİTSİZLİKTE DUA ETMEK
ÜMİTSİZLİKTE DUA ETMEK
En Büyük Felaketler İçinde Bile Ümidini Kaybetme . Sarıl RABBİNE . O Değil Miydi Sana Söyleyen ; Kulum SABREYLE .
Peygamber Efendimizin (sav) Taif’de yaptığı sabır duası:
ALLAH’ım !
kuvvetimin tükendiğini Sana arzediyorum...
gücümün azaldığını,
insanların gözünde küçük düştüğümü Sana şikayet ediyorum...
Ey Merhametlilerin En Merhametlisi..!
Sensin ezilmişlerin Rabbi..!
Sensin benim RABBİM..!
beni kimlerin eline bıraktın?
bana gaddarlık yapan yabancıların eline mi?
yoksa, davamı ipotek edecek bir düşmana mı?
eğer Sen bana gücenmedinse,
kesinlikle bunlara aldırmıyorum...
lakin iyiliğin beni rahatlatacaktır...
Senin nuruna sığınırım;
karanlıkları aydınlatan nuruna,
dünya ve ahiretimi kurtaracak nuruna...
gelecek gazabın, bana ulaşacak öfkenden
kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum...
Sana sığındım, yeter ki razı ol...
güç ve kuvvet Sendendir,
yalnız Senden...
Allah, sabredenlerle beraberdir.”(Bakara, 15)
En Büyük Felaketler İçinde Bile Ümidini Kaybetme . Sarıl RABBİNE . O Değil Miydi Sana Söyleyen ; Kulum SABREYLE .
Peygamber Efendimizin (sav) Taif’de yaptığı sabır duası:
ALLAH’ım !
kuvvetimin tükendiğini Sana arzediyorum...
gücümün azaldığını,
insanların gözünde küçük düştüğümü Sana şikayet ediyorum...
Ey Merhametlilerin En Merhametlisi..!
Sensin ezilmişlerin Rabbi..!
Sensin benim RABBİM..!
beni kimlerin eline bıraktın?
bana gaddarlık yapan yabancıların eline mi?
yoksa, davamı ipotek edecek bir düşmana mı?
eğer Sen bana gücenmedinse,
kesinlikle bunlara aldırmıyorum...
lakin iyiliğin beni rahatlatacaktır...
Senin nuruna sığınırım;
karanlıkları aydınlatan nuruna,
dünya ve ahiretimi kurtaracak nuruna...
gelecek gazabın, bana ulaşacak öfkenden
kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum...
Sana sığındım, yeter ki razı ol...
güç ve kuvvet Sendendir,
yalnız Senden...
Allah, sabredenlerle beraberdir.”(Bakara, 15)
AYETLERLE DUA EDELİM
AYETLERLE DUA EDELİM
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.” (Araf 126)
Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!” (Yunus 85)
Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum. (Hud 47)
“Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (İbrahim 38)
“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” (İbrahim 40)
“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla. (İbrahim 41)
“Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsra 80)
AMİN
ALLAH'IN MERHAMETİ
ALLAH'IN ( C.C ) MERHAMETİ
Allah Resulunun ( sav )
huzuruna esirler getirilmişti. Esirlerin içinde emzikli bir kadın da vardı.
Lakin çocuğunu kaybetmişti. Sütünü başka çocuklara içiriyordu. Bu arada
çocuğunu buldu. Hemen sinesine bastı ve derin bir şefkatle çocuğunu emzirmeye
başladı.
Bu şefkat halini görünce Resulullah ( sav ) ashabına sordu:
“ Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını düşünür müsünüz?”
Dediler ki:
- Hayır, atmamaya gücü yettiği müddetçe atmaz.
- Resulullah ( sav ) buyurdular:
- “ İşte Allah Teala kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir.”
Rabbimiz'in merhameti olmasaydı, hatasından dolayı yeryüzünde insan kalmazdı. Merhamet etmek için bazı sınırlar koymuştur.
AL-İ İMRAN SURESİ 31.ve 32. AYETTE ALLAH ( c.c)
“ Resulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Buyurmuştur.
“ Resulüm de ki: Allah’a ve peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.”
Buyurarak bize merhamet etmesi için emirlerini yapmamızı, Peygamberimiz ( sav ) uymamızı bildirmiştir.
AHZAP SURESİ 45 VE 46. AYETLERDE
“ Ey Peygamber! Biz seni bir şahit ( örnek ) , bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik.”
AHZAP SURESİ 21. AYET
“ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
Yanlışlarımız, günahımız olunca Rabbim ümitsizliğe düşmemizi istemiyor.
“ Ve Allah’tan mağfiret dile, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” ( Nisa 106 )
Peygamberimiz ( sav ) “ Herhangi bir günah işlendikten sonra abdest alır; sonra iki rekat namaz kılar, arkasındanda bu günahı dolayısıyla tam bir tövbe ile Allah’tan mağfiret dilerse, bu günahı kendisine bağışlanmayacak hiçbir Müslüman yoktur.” ( Müsned, Hz. Ali )
Allah’ım ( c.c ) bizlere emirlerine uymayı, Peygamberimizin ( sav ) sünnetlerine uymayı, af ve merhametini nasip eyle. Amin
Bu şefkat halini görünce Resulullah ( sav ) ashabına sordu:
“ Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını düşünür müsünüz?”
Dediler ki:
- Hayır, atmamaya gücü yettiği müddetçe atmaz.
- Resulullah ( sav ) buyurdular:
- “ İşte Allah Teala kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir.”
Rabbimiz'in merhameti olmasaydı, hatasından dolayı yeryüzünde insan kalmazdı. Merhamet etmek için bazı sınırlar koymuştur.
AL-İ İMRAN SURESİ 31.ve 32. AYETTE ALLAH ( c.c)
“ Resulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Buyurmuştur.
“ Resulüm de ki: Allah’a ve peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.”
Buyurarak bize merhamet etmesi için emirlerini yapmamızı, Peygamberimiz ( sav ) uymamızı bildirmiştir.
AHZAP SURESİ 45 VE 46. AYETLERDE
“ Ey Peygamber! Biz seni bir şahit ( örnek ) , bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik.”
AHZAP SURESİ 21. AYET
“ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
Yanlışlarımız, günahımız olunca Rabbim ümitsizliğe düşmemizi istemiyor.
“ Ve Allah’tan mağfiret dile, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” ( Nisa 106 )
Peygamberimiz ( sav ) “ Herhangi bir günah işlendikten sonra abdest alır; sonra iki rekat namaz kılar, arkasındanda bu günahı dolayısıyla tam bir tövbe ile Allah’tan mağfiret dilerse, bu günahı kendisine bağışlanmayacak hiçbir Müslüman yoktur.” ( Müsned, Hz. Ali )
Allah’ım ( c.c ) bizlere emirlerine uymayı, Peygamberimizin ( sav ) sünnetlerine uymayı, af ve merhametini nasip eyle. Amin
ALLAH'A (C.C) TEVEKKÜL ETMEK
ALLAH'A ( C.C ) DAYANMAK
Vazifelerimizi eksiksiz yapıp,
sonucu Allah’a tevekkül etmektir. Bir misal, bir çiftçi düşünelim.
Tarlasını eker, gübresini atar, her türlü bakımını yapar, ürünün mükemmel olması kaçınılmazdır. Ama ürün yetişir, ya sel olur, ya dolu yağar, ya şiddetli bir fırtına yerle bir eder.
Tarlasını eker, gübresini atar, her türlü bakımını yapar, ürünün mükemmel olması kaçınılmazdır. Ama ürün yetişir, ya sel olur, ya dolu yağar, ya şiddetli bir fırtına yerle bir eder.
İşin sonucunu Allah’a ( c.c )
emanet etmelidir. Ben yaptım demekle, övünmekle bir yere varılamayacağını sık
sık duyuyoruz.
Bunun gibi etrafımızda çok örnek var. Her zaman tedbir bizden, takdir Allah’tan ( c.c ) olduğunu unutmamak gerektir.
Bunun gibi etrafımızda çok örnek var. Her zaman tedbir bizden, takdir Allah’tan ( c.c ) olduğunu unutmamak gerektir.
Ayetler çok güzel anlatıyor:
“ İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların eziyetlerine aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.” ( Ahzap 48 )
Allahü Teâlâ, bizim Mevlâ'mızdır. Yani bizi koruyup gözeten, destek veren, müminlerini her zaman rahmeti ve sevgisi içine alandır. Bu gerçek varken inkârcılara, ikiyüzlülere, bozgunculara itaat etme! O halde müminler, yalnız ve yalnız bizi yaratan ve bize hayat veren âlemlerin Rabbi Cenabı Allah'a tevekkül etsinler. O inananların vekili ve dostu olarak en güzelini, en iyisini bizim için takdir eder.
Bir zamanlar Hz. İbrahim ve beraberindekiler, Cenabı Allah'a şöyle yakarışta bulunmuşlardı.
Mümtehine 60/4: " ... Ey Rabbimiz! Yalnız Sana tevekkül ediyoruz, yalnız Sana yöneliyoruz ve dönüş yalnız Sana'dır. "
23 Aralık 2016 Cuma
ALLAH HER İSTEDİĞİMİ VERDİ BİR ŞEY HARİÇ
ALLAH HER İSTEDİĞİMİ VERDİ, BİR ŞEY HARİÇ…
İbrahim Ethem tacı tahtı terk etti. Seneler sonra seyrü sülkünü tamamlayıp Behl’e tekrar geldi. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyordu. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk..
“ Şurada kıvrılayımda sabah olunca giderim!” Diye düşündü.
Kayyum geldi: “ Ne yapıyorsun? Diye sordu.
“ Müsaade et, şurada yatayım, sabah namazından sonra Behl’e gireceğim!” dedi.
Kayyum bacağından tuttu: “ İbrahim Ethem senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi! Dedi ve sürükleye, sürükleye, kafasını merdivenlere çaka, çaka dışarıya attı.
İbrahim Ethem “ Ben bu camiyi yaptırdım! Diyemedi.
Çaresiz şehre gitti. Her taraf kapalı, sadece bir fırın açıktı. Kapıyı çaldı, sabaha kadar oturma izni istedi. Orada çalışan işçi “ geç otur” dedi. Aradan bir iki saat geçti, sabah ezanı okundu.
İşçi: “ Hoş geldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz nedir” dedi.
İbrahim Ethem: “ Ben iki saattir burada oturuyorum, sormak şimdi mi aklına geldi” dedi.
Fırıncı: “ Ben bu fırında işçiyim, iki çocuğum var, ikide yetime bakıyorum. Onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğinde benim mesai saatimdi, ezan okunmasıyla mesai saatim bitti. İstediğin kadar konuşabiliriz. Şimdi kazancıma haram lokma karışmaz.” Dedi.
İbrahim Ethem: “ Sen ne güzel adammışsın! Allah’tan bir şey isteyip de reddedildiğin vaki oldu mu? Diye sordu.
İşçi: “ Ben ne istediysem verdi. Fakat bir şey istedim, onu vermedi. Allah’a yalvardım, “ Bana İbrahim Ethem’i göster” diye, bana onu göstermedi.” Dedi.
Büyük Veli: “ O Allah öyle bir Allah ki...” diye ağlamaya başladı.
“ İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye, sürükleye, kafasına vura, vura getirip sana gösterir ve senin gözünün önünde ruhunu teslim ettirir!” dedi ve “ Allah!” diyerek ruhunu teslim etti.
Allah’ım bizlere Senin rızanı nasip eyle, Peygamberimizin ( sav ) şefaatini ve büyük velilerimizin duasını nasip eyle. Amin.
İbrahim Ethem tacı tahtı terk etti. Seneler sonra seyrü sülkünü tamamlayıp Behl’e tekrar geldi. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyordu. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk..
“ Şurada kıvrılayımda sabah olunca giderim!” Diye düşündü.
Kayyum geldi: “ Ne yapıyorsun? Diye sordu.
“ Müsaade et, şurada yatayım, sabah namazından sonra Behl’e gireceğim!” dedi.
Kayyum bacağından tuttu: “ İbrahim Ethem senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi! Dedi ve sürükleye, sürükleye, kafasını merdivenlere çaka, çaka dışarıya attı.
İbrahim Ethem “ Ben bu camiyi yaptırdım! Diyemedi.
Çaresiz şehre gitti. Her taraf kapalı, sadece bir fırın açıktı. Kapıyı çaldı, sabaha kadar oturma izni istedi. Orada çalışan işçi “ geç otur” dedi. Aradan bir iki saat geçti, sabah ezanı okundu.
İşçi: “ Hoş geldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz nedir” dedi.
İbrahim Ethem: “ Ben iki saattir burada oturuyorum, sormak şimdi mi aklına geldi” dedi.
Fırıncı: “ Ben bu fırında işçiyim, iki çocuğum var, ikide yetime bakıyorum. Onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğinde benim mesai saatimdi, ezan okunmasıyla mesai saatim bitti. İstediğin kadar konuşabiliriz. Şimdi kazancıma haram lokma karışmaz.” Dedi.
İbrahim Ethem: “ Sen ne güzel adammışsın! Allah’tan bir şey isteyip de reddedildiğin vaki oldu mu? Diye sordu.
İşçi: “ Ben ne istediysem verdi. Fakat bir şey istedim, onu vermedi. Allah’a yalvardım, “ Bana İbrahim Ethem’i göster” diye, bana onu göstermedi.” Dedi.
Büyük Veli: “ O Allah öyle bir Allah ki...” diye ağlamaya başladı.
“ İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye, sürükleye, kafasına vura, vura getirip sana gösterir ve senin gözünün önünde ruhunu teslim ettirir!” dedi ve “ Allah!” diyerek ruhunu teslim etti.
Allah’ım bizlere Senin rızanı nasip eyle, Peygamberimizin ( sav ) şefaatini ve büyük velilerimizin duasını nasip eyle. Amin.
KÜSMEK VEYA ALINGAN OLMANIN ZARARLARI
KÜSMEK VE ALINGAN OLMAK
Toplum içinde yaşamanın bir çok zorlukları var, birbirimizi idare etmeyi bilmezsek çok üzülürüz. Etrafımızdakileri üzeriz. Kul hakkına gireriz.
Allah ( c.c ) insanı toplu yaşamaya endeksli yarattığından yalnızlığa çekilenlerin de sonu hiç hayır olmuyor. Kendini ruh hastanelerinde buluyorlar.
Ruhumuzda yalnızlığı sevmiyorsa, o zaman alıngan olmayı ve her şeye küsmeyi bırakmak lazım. Küserek nereye varabiliriz.?
"Mü'minler ancak kardeştiler. O halde iki kardeşinizin arasını (bulup) barıştırınız." (Hucurat, 10)
"Günah islemek ve haddi aşmak üzere yardimlaşmayın." (Maide, 2)
Enes'ten (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Nebî (aleyhi ekmeluttehaya) şöyle buyurmuştur:
"Birbirinize buğz etmeyiniz, hasetleşmeyiniz, birbirinize sırt dönmeyiniz, birbirinizle münasebeti kesmeyiniz. Allah'ın kulları, kardeşler olunuz. Bir Müslüman’ın din kardeşiyle üç günden fazla konuşmaması helâl olmaz." (Buharı ve Müslim rivayet etmişlerdir).
Peygamberimiz ( sav )in " üç günden fazla küs durmayınız" emrine uymamış oluruz. Vücudumuzun pompası kalp hastalanır. ya genişler, ya uzar, az çalışmaya başlar. Az çalışınca yeterli kan pompalayamaz, vücut beslenemez, mide ve bağırsak görevlerini yapamaz olup büyük sıkıntılar içerir.
Tuvalete çıkamadığımızı düşünün, en fazla bir kaç gün dayanabiliriz, az çok hepimizin başına ara ara geliyor, ne sıkıntı değil mi? İşte bu da kalple alakalı.
Efendimiz ( sav ) zararları için küsmeyiniz demiştir. Küsmek ve alınganlık, sürekli üzülmemiz demektir. Stres hem kalbin, hem vücudun büyük düşmanıdır. Affedici olmak mutlu yaşamamızı sağlar, hem ruh hem organlar rahat eder, geç yaşlanırız, affedilmemize sebep olur. İNŞAALLAH
Toplum içinde yaşamanın bir çok zorlukları var, birbirimizi idare etmeyi bilmezsek çok üzülürüz. Etrafımızdakileri üzeriz. Kul hakkına gireriz.
Allah ( c.c ) insanı toplu yaşamaya endeksli yarattığından yalnızlığa çekilenlerin de sonu hiç hayır olmuyor. Kendini ruh hastanelerinde buluyorlar.
Ruhumuzda yalnızlığı sevmiyorsa, o zaman alıngan olmayı ve her şeye küsmeyi bırakmak lazım. Küserek nereye varabiliriz.?
"Mü'minler ancak kardeştiler. O halde iki kardeşinizin arasını (bulup) barıştırınız." (Hucurat, 10)
"Günah islemek ve haddi aşmak üzere yardimlaşmayın." (Maide, 2)
Enes'ten (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Nebî (aleyhi ekmeluttehaya) şöyle buyurmuştur:
"Birbirinize buğz etmeyiniz, hasetleşmeyiniz, birbirinize sırt dönmeyiniz, birbirinizle münasebeti kesmeyiniz. Allah'ın kulları, kardeşler olunuz. Bir Müslüman’ın din kardeşiyle üç günden fazla konuşmaması helâl olmaz." (Buharı ve Müslim rivayet etmişlerdir).
Peygamberimiz ( sav )in " üç günden fazla küs durmayınız" emrine uymamış oluruz. Vücudumuzun pompası kalp hastalanır. ya genişler, ya uzar, az çalışmaya başlar. Az çalışınca yeterli kan pompalayamaz, vücut beslenemez, mide ve bağırsak görevlerini yapamaz olup büyük sıkıntılar içerir.
Tuvalete çıkamadığımızı düşünün, en fazla bir kaç gün dayanabiliriz, az çok hepimizin başına ara ara geliyor, ne sıkıntı değil mi? İşte bu da kalple alakalı.
Efendimiz ( sav ) zararları için küsmeyiniz demiştir. Küsmek ve alınganlık, sürekli üzülmemiz demektir. Stres hem kalbin, hem vücudun büyük düşmanıdır. Affedici olmak mutlu yaşamamızı sağlar, hem ruh hem organlar rahat eder, geç yaşlanırız, affedilmemize sebep olur. İNŞAALLAH
21 Aralık 2016 Çarşamba
KERPİCİN ETKİSİ
KERPİCİN ETKİSİ
İnkarcının birisi, Alimin birisine şu üç soruyu sorar:
1- Allah varsa bana göster,
2- Her işi Allah yaratıyor da neden suçlu ceza görür?
3- Şeytan ateşten yaratıldığı halde ona cehennem ateşi nasıl etki yapabilir?
Alim bu soruları soğukkanlılıkla dinler. Sonra da yerden bir kerpiç parçası alıp inkarcının başına vurur. Başı yarılan inkarcı soluğu mahkemede alır.
Hakim, Alime sorar:
— Bunun başına kerpiç vurmuşsun öyle mi?
— Bana üç soru sormuştu, ben sorularına karşılık kerpici vurdum.
— Nasıl?
— Anlatayım. Allah (c.c) varsa bana göster demişti. Başının ağrıdığını iddia ediyorsa göstersin.
İkinci olarak da her şeyi Allah (c.c) yaratıyorsa suçlu neden ceza görsün dedi. Mademki niçin beni mahkemeye veriyor.
Üçüncü olarak da ateşten yaratılan şeytana cehennem ateşi nasıl etki yapar diye sordu. Cevabını aldı.
Topraktan yaratılan kendisine, yine topraktan olan kerpiç nasıl etki yapıyor?
Bu cevaplardan sonra Alim beraat eder.
İnkarcının birisi, Alimin birisine şu üç soruyu sorar:
1- Allah varsa bana göster,
2- Her işi Allah yaratıyor da neden suçlu ceza görür?
3- Şeytan ateşten yaratıldığı halde ona cehennem ateşi nasıl etki yapabilir?
Alim bu soruları soğukkanlılıkla dinler. Sonra da yerden bir kerpiç parçası alıp inkarcının başına vurur. Başı yarılan inkarcı soluğu mahkemede alır.
Hakim, Alime sorar:
— Bunun başına kerpiç vurmuşsun öyle mi?
— Bana üç soru sormuştu, ben sorularına karşılık kerpici vurdum.
— Nasıl?
— Anlatayım. Allah (c.c) varsa bana göster demişti. Başının ağrıdığını iddia ediyorsa göstersin.
İkinci olarak da her şeyi Allah (c.c) yaratıyorsa suçlu neden ceza görsün dedi. Mademki niçin beni mahkemeye veriyor.
Üçüncü olarak da ateşten yaratılan şeytana cehennem ateşi nasıl etki yapar diye sordu. Cevabını aldı.
Topraktan yaratılan kendisine, yine topraktan olan kerpiç nasıl etki yapıyor?
Bu cevaplardan sonra Alim beraat eder.
VATANIMIZ A DUA EDELİM
DUA EDELİM
Karıştırmak isteyenlerin tuzaklarının boşa çıkması için çok dua edelim. Gözümüzün önünde Suriye, Irak ve diğer Müslüman ülkeler, hepsi birbirine düşürülmüş, Müslüman Müslümanı öldürüyor, sucu - bucu diye kışkırtılmış.
Devletimizde ki huzur bazılarına batıyor, koltuk hırsı olanları dış güçler kullanıyor. Koltuk benim olsun davası, devlet ve millet onların umurunda değil.
Hangi parti gelse rahatımız bozulur. Birbirimize düşürürler. Bozulan İslam aleminde hangisi düzeliyor, katliam yapılıyor.
Kafirler silahsız Müslümanları kendileriyle yıkıyorlar. Yıkılan azalan yerlere gelip oturacaklar. Hiç kan akıtmadan toprak sahibi olacaklar.
Bize de dünyamız zindan olduğu gibi, ahirette hesap vermek düşecek. "Neden birbirinizi öldürdünüz" diyecek Rabbim. Cihat kafirlerle yapılır, Müslümanlarla değil..
Allah rızası için çok dua edelim. Rabbim içerideki ve dışarıdaki, yıkılışımız için ellerini ovuşturan düşmanlarımızın tuzaklarını boşa çıkarsın. amin. devletimizide yanlışlıklardan korusun, çok hizmetleri var.
Birlik olalım, yıkılmayalım inşaallah. Düşmanlarımızı sevindirmeyelim.
Duaya davet ediyorum. ALLAH (C.C) YARDIMCIMIZ OLSUN.
Karıştırmak isteyenlerin tuzaklarının boşa çıkması için çok dua edelim. Gözümüzün önünde Suriye, Irak ve diğer Müslüman ülkeler, hepsi birbirine düşürülmüş, Müslüman Müslümanı öldürüyor, sucu - bucu diye kışkırtılmış.
Devletimizde ki huzur bazılarına batıyor, koltuk hırsı olanları dış güçler kullanıyor. Koltuk benim olsun davası, devlet ve millet onların umurunda değil.
Hangi parti gelse rahatımız bozulur. Birbirimize düşürürler. Bozulan İslam aleminde hangisi düzeliyor, katliam yapılıyor.
Kafirler silahsız Müslümanları kendileriyle yıkıyorlar. Yıkılan azalan yerlere gelip oturacaklar. Hiç kan akıtmadan toprak sahibi olacaklar.
Bize de dünyamız zindan olduğu gibi, ahirette hesap vermek düşecek. "Neden birbirinizi öldürdünüz" diyecek Rabbim. Cihat kafirlerle yapılır, Müslümanlarla değil..
Allah rızası için çok dua edelim. Rabbim içerideki ve dışarıdaki, yıkılışımız için ellerini ovuşturan düşmanlarımızın tuzaklarını boşa çıkarsın. amin. devletimizide yanlışlıklardan korusun, çok hizmetleri var.
Birlik olalım, yıkılmayalım inşaallah. Düşmanlarımızı sevindirmeyelim.
Duaya davet ediyorum. ALLAH (C.C) YARDIMCIMIZ OLSUN.
19 Aralık 2016 Pazartesi
RABBENA DUASI
“RABBEN” DUASINI HİÇ BÖYLE DÜŞÜNMÜŞ MÜYDÜNÜZ?
Namazların sonunda okuduğumuz “Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve gınâ azâbennâr” duası, bir Müslümanın şu dünyada yapacağı en kapsamlı dualardan birisidir.
Bu duanın anlamı şöyledir: “Allah'ım! Bize dünyada da iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru.”
Bu duanın “Bize dünyada da iyilik ve güzellik ver” kısmı:
* sâliha bir eş,
* hayırlı bir evlat,
* iyi bir arkadaş,
* faydalı bir ilim,
* konforlu bir araç,
* rahat bir ev ve insanın hoşlanacağı her türlü güzel şeyler gibi tüm iyilik ve güzellikleri kapsar.
“Bize ahirette de iyilik ve güzellik ver” kısmı ise:
* kolay hesap,
* korkulardan emin kılınmak,
* kitabın sağ taraftan verilmesi,
* sırattan kolay ve hızlı geçilmesi,
* Rasulullah’ın Havz-ı Kevseri’nden içilmesi ve Cennet’e girilmesi gibi her türlü ahiret saadetini içine alır.
Bundan dolayıdır ki, Rasulullah (s.a.v.)’in en çok yaptığı dualardan birisi bu olmuştur. (Buharî)
Yine Ömer ve Abdurrahman İbn-i Avf (radıyallahu anhumâ) da tavaflarında en çok bu sözleri telaffuz ederlermiş. (ed-Durru’l-Mensûr, 2/450)
Ey Müslüman, sen de bu hayırlara erişmek istiyorsan, bu duayı sık sık okuyarak her türlü hayrı dileyebilirsin.
Namazların sonunda okuduğumuz “Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve gınâ azâbennâr” duası, bir Müslümanın şu dünyada yapacağı en kapsamlı dualardan birisidir.
Bu duanın anlamı şöyledir: “Allah'ım! Bize dünyada da iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru.”
Bu duanın “Bize dünyada da iyilik ve güzellik ver” kısmı:
* sâliha bir eş,
* hayırlı bir evlat,
* iyi bir arkadaş,
* faydalı bir ilim,
* konforlu bir araç,
* rahat bir ev ve insanın hoşlanacağı her türlü güzel şeyler gibi tüm iyilik ve güzellikleri kapsar.
“Bize ahirette de iyilik ve güzellik ver” kısmı ise:
* kolay hesap,
* korkulardan emin kılınmak,
* kitabın sağ taraftan verilmesi,
* sırattan kolay ve hızlı geçilmesi,
* Rasulullah’ın Havz-ı Kevseri’nden içilmesi ve Cennet’e girilmesi gibi her türlü ahiret saadetini içine alır.
Bundan dolayıdır ki, Rasulullah (s.a.v.)’in en çok yaptığı dualardan birisi bu olmuştur. (Buharî)
Yine Ömer ve Abdurrahman İbn-i Avf (radıyallahu anhumâ) da tavaflarında en çok bu sözleri telaffuz ederlermiş. (ed-Durru’l-Mensûr, 2/450)
Ey Müslüman, sen de bu hayırlara erişmek istiyorsan, bu duayı sık sık okuyarak her türlü hayrı dileyebilirsin.
DIŞARIYA BIRAKMIYOR
DIŞARIDA BIRAKMADI
Cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför geriye dönüp patronundan izin ister:
-"Beyefendi izin verirseniz ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılsam da yola devam etsek!" der...
Patron pek de memnun olmasa da izin verir.
Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler...
Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına başını dayayıp içeri bakar ki, şoför ellerini açmış duaya devam ediyor..
Camı tıklatarak seslenir:.
-"Herkes çıktı ne duruyorsun sen de çıksana!"
Gelen cevap ibretlidir;
-"Bırakmıyor!"
-"Kim bırakmıyor?" Diye sorar patron. Cevap gelir:
-"Seni içeri bırakmayan!"
Bir düşünce sarar patronu...
-"Seni içeri bırakmayan" nidası..
Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir:..
-"İşte, der beni de bıraktı!"
Yaşlı gözlerle bakan şoför seslenir:
-"Elbette bırakır!" der...
-"Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun? Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı. Ellerimi açıp içeri alınman için dua ettim. Şükürler olsun rabbim kabul etti duamı da içeri aldı seni dışarıda bırakmadı."
Cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför geriye dönüp patronundan izin ister:
-"Beyefendi izin verirseniz ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılsam da yola devam etsek!" der...
Patron pek de memnun olmasa da izin verir.
Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler...
Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına başını dayayıp içeri bakar ki, şoför ellerini açmış duaya devam ediyor..
Camı tıklatarak seslenir:.
-"Herkes çıktı ne duruyorsun sen de çıksana!"
Gelen cevap ibretlidir;
-"Bırakmıyor!"
-"Kim bırakmıyor?" Diye sorar patron. Cevap gelir:
-"Seni içeri bırakmayan!"
Bir düşünce sarar patronu...
-"Seni içeri bırakmayan" nidası..
Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir:..
-"İşte, der beni de bıraktı!"
Yaşlı gözlerle bakan şoför seslenir:
-"Elbette bırakır!" der...
-"Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun? Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı. Ellerimi açıp içeri alınman için dua ettim. Şükürler olsun rabbim kabul etti duamı da içeri aldı seni dışarıda bırakmadı."
İNSANLAR DERLER
İNSANLAR DERLER
Çok hızlı yaşarsın, yavaş git derler.
Yavaş yaşarsın, ölü gibisin derler.
Orta halli yaşarsın, monotonsun derler.
Gülersin, ne gülüyor bu deli gibi derler.
Ağlarsın, bunalım derler.
Susar dinlersin, dilini mi yuttun derler.
Konuşursun, sus biraz derler.
Çalışırsın, amele derler.
Yatarsın, bedavacı derler.
Kitap okursun, alim mi olacaksın derler.
Üzülürsün: takma, derler.
Kızarsın; degmez, derler.
Boşverirsin; gamsız, derler.
Susarsın; iki çift laf et , derler.
Konuşursun; muhatap olma, derler.
Çekip gidersin; mücadele et, derler.
Alttan alırsın; tepene cıkardın, derler.
Bagırırsın; sakin ol, derler.
Aklı başında davranırsın; bu kadar uslu olunmaz derler.
Dikine gidersin; yaşına başına yakışmaz, derler.
Kısacası derler de derler...
İnsanı candan ederler
Anlarsın ki gelmiyor artık geriye geçen günler.
Ona buna kulak vermeye bir son ver.
Yoksa onun bunun lafına baktı böyle oldu derler...
En iyisi Allah için yaşa desinler deli
Hiç değilse bir şey derler
Delidir ne yapsa yeridir.
Peygamberimiz (sav) “ Allah’ım rahmetini umarak,
Azabından korkarak, kendimi Sana teslim ettim.
Yüzümü Sana çevirdim, işimi Sana ısmarladım.
Sırtımı Sana dayadım, Sana sığındım.
Senden başka dayanak yoktur.
İndirdiğin kitaba ve
Gönderdiğin Peygambere inandım.”
( Buhari, Müslim )
Çok güzel bir dua
Allah ( c.c ) sığınmak nasip olsun.
Çok hızlı yaşarsın, yavaş git derler.
Yavaş yaşarsın, ölü gibisin derler.
Orta halli yaşarsın, monotonsun derler.
Gülersin, ne gülüyor bu deli gibi derler.
Ağlarsın, bunalım derler.
Susar dinlersin, dilini mi yuttun derler.
Konuşursun, sus biraz derler.
Çalışırsın, amele derler.
Yatarsın, bedavacı derler.
Kitap okursun, alim mi olacaksın derler.
Üzülürsün: takma, derler.
Kızarsın; degmez, derler.
Boşverirsin; gamsız, derler.
Susarsın; iki çift laf et , derler.
Konuşursun; muhatap olma, derler.
Çekip gidersin; mücadele et, derler.
Alttan alırsın; tepene cıkardın, derler.
Bagırırsın; sakin ol, derler.
Aklı başında davranırsın; bu kadar uslu olunmaz derler.
Dikine gidersin; yaşına başına yakışmaz, derler.
Kısacası derler de derler...
İnsanı candan ederler
Anlarsın ki gelmiyor artık geriye geçen günler.
Ona buna kulak vermeye bir son ver.
Yoksa onun bunun lafına baktı böyle oldu derler...
En iyisi Allah için yaşa desinler deli
Hiç değilse bir şey derler
Delidir ne yapsa yeridir.
Peygamberimiz (sav) “ Allah’ım rahmetini umarak,
Azabından korkarak, kendimi Sana teslim ettim.
Yüzümü Sana çevirdim, işimi Sana ısmarladım.
Sırtımı Sana dayadım, Sana sığındım.
Senden başka dayanak yoktur.
İndirdiğin kitaba ve
Gönderdiğin Peygambere inandım.”
( Buhari, Müslim )
Çok güzel bir dua
Allah ( c.c ) sığınmak nasip olsun.
İNSANLARA BAKARAK DİN YAŞANMAZ
İNSANLARA BAKARAK DİN YAŞANMAZ
Dini bilgi azaldıkça, bilende de uygulama olmadıkça, zayıflar. Nitekim böyle de oldu. Yaşamaya çalışanlar çoğunluğun içinde azınlık kaldılar.
Dini bilgi azaldıkça, bilende de uygulama olmadıkça, zayıflar. Nitekim böyle de oldu. Yaşamaya çalışanlar çoğunluğun içinde azınlık kaldılar.
Nefis zor gelen şeyi yapmak
istemez, şeytanla işbirliği içine kolayı sevdiği için girer. Duyuyoruz,
"filan gibi olmak istemiyorum, namaz kılıyor, yanlışı çok, kalbi kötü,
benim kalbim temiz" diyorlar.
Müslüman’ın bu yönden ahlakı çok güzel
olmalı, farkında olmadan yanlışlarıyla, bazılarına zarar veriyor. Dinden
uzaklaştırıyor.
Peygamberimiz (sav)
"Allah korkusu ve güzel ahlak cennete götürür" buyurmuştur. Allah'tan
(c.c) korkan ibadetlerine, haram ve helale dikkat eder, güzel ahlakı ile de
etrafını dine özendirir. Sessizce tebliğ yapmış olur.
Her insanın kusurları var,
insanlara bakıp dine küsmek yanlıştır. Okuyarak dinimizi öğrenmeli, Kur'an ve
sünnet dinimizi anlatıyor. Öğrenip örnek olmak da nefsimizin işine yaramıyor,
kolayı," onun gibi olacağıma hiç olmam" bitiyor.
İki dünyada da mutsuz, mutlu yaşasa "neyse kendi tercihi" dersin.
İki dünyada da mutsuz, mutlu yaşasa "neyse kendi tercihi" dersin.
Kendimize yazık etmeyelim.
Allah (c.c) yolumuzu doğrultsun, hatalarımızı görüp düzeltmeyi nasip etsin.
Amin
AHZAP SURESİ 21. AYET
“ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
“ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
LÜKS İÇİNDE YAŞAYANLAR
Batı
dünyasının lüks içinde yaşamasını Allah (c.c) ayetlerinde şöyle anlatıyor.
Allah
(c.c) iki dünyada da yakmıyor, bir şekilde dünyada cenneti yaşatıyor.
Allah
(c.c) kâfirler için Zuhruf 33, 34, 35 ayetinde;
33-
Eğer İnsanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalardı, rahman olan
Allah’ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çıktıkları
merdivenlerini,
34-
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüşten yapardık.
35-
Ayrıca onlara ziynetler verirdik. İşte bütün bunlar, dünya hayatının geçici
malından başka bir şey değildir. Rabbinin nezdinde ahiret mükafaatı ise
müttakilerindir.
Batı
dünyası 1914 ten 1945 e kadar yakılıp yıkıldı. 1945 ten sonra yapıldı, yeni
teknoloji kullanıldı, düzenli oldu. Koca şehri yıkıp yapmak demek planlı olması
demektir. Sömürgelerle zengin oldular, köleleştirdiler, yağmaladılar. Haksızlıklar
zenginlikleri oldu. Sadece kendilerine insanlık hakları var, diğer insanları
köle sayıyor, ölmelerini istiyor, yardım ediyorlar.
Örnekleri
çok, Suriye, Irak, Arakan, Libya… Sömürgeler… Hepsi Müslümanlar.
Bizde
de harama dalanlar aynı değil mi? Hızlı yükseliş görüyoruz, imanı gitmediyse
belli zaman sonra hızlı düşüş yaşıyorlar.
Haydan
gelen huya gider, haramdan gelen ya binaya ya zinaya gider…vs atasözlerimiz çok.
İSLAM DİNİNDE SAVAŞ ŞARTLARI
Esasen “istila”,
“sömürü” ve “tecavüz” için yapılan savaşları tanımayan İslam dini :
(Bakara Sûresi, 205 ; Nisa Sûresi,94 ; Kasas
Sûresi,83 ; Şura Sûresi,41-42) savaşa ancak :Müslümanların can ve mal
güvenliğini sağlamak, hak ve hürriyetlerini korumak, İslama ve İslam ülkelerine
yönelik saldırıları önlemek amacıyla başvurulacağını hükme bağlamış ve meşru
gördüğü bu savaşı da diğerlerinden ayırmak için ona cihad adını vermiştir. (Bakara Sûresi,191).
Savfan İbnu Assal
(r.a) anlatıyor : “Resulullah (a.s.m) beni seriyyede savaşa gönderdi.Yola
çıkarken şu talimatı verdiler :“Allah’ın adıyla, ALLAH YOLUNDA YÜRÜYÜN. Allah’ı
inkar edenlerle savaşın, işkence yapmayın, ahdinizi bozmayın. ganimeti
çalmayın, çocukları öldürmeyiniz” ( Müslim, Cihad 3,(1731), Tirmizi, siyer
48,(1617) Ebu Davut, Cihad 90, (2612,2613)
" Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi
yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli
davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.
" (60 Mümtehine Suresi, 8)
BAKARA 205 : O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde
bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu
sevmez.
Nisa 94: Ey iman edenler! Allah yolunda sefere
çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının
geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen mü’min değilsin” demeyin. Allah
katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size
lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah,
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Kasas 83: İşte ahiret yurdu. Biz, onu yeryüzünde
büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah’a
karşı gelmekten sakınanlarındır.kasas 83
Şura 42 : Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve
yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için elem dolu bir
azap vardır.şuara 42
GEÇMİŞLE YAŞAMAK
GEÇMİŞLE YAŞAMAK
Sürekli geçmişe gitmek, yani üzücü olayları hatırlamak bizi
çok üzer. Bu günümüzü de zehir eder. Kafamız sürekli meşgul olunca beyin
yorulur, hastalanır, artık yapacak çok şey kalmaz, kendimizi idare edemez hale
geliriz.
Bir hikâye: Yeni evlenen kızına annesi sünger getirir. Bunu
merak eden kızına: Benim annem sürekli geçmişte yaşanan olayları anlatır,
babamla kavga ederlerdi. Babam vefat edince yaptığı hatayı anlamış, bana sünger
hediye etti, "bunu yatak odanda tut, geçmişe sünger çekmeyi hatırla"
dedi.
Bende aynı süngeri sana getirerek "geçmişte yaşadığın
olumsuz olayları tekrar etme" diyorum. Eşler arasında soğukluk oluşur.
Kadınlar da çok olması; nazik olması, üzüldüğü olayları
unutmadığından kaynaklanır. Erkekler çabuk detayları unutur. Hem kadın kadar
üzülmezler.
Haklı olunsa bile sürekli tekrar edilen konular, karşıdaki
insanı usandırır. Ne kadar sevilirse sevilsin, ahlak kötülüğü sevgileri yok
eder.
SAİD NURSİ: Dün geçti, onu düzeltemezsin, geri getiremezsin,
pişmanlık fayda etmez.
Yarına çıkacağın belli değil. Yarın sen olmayabilirsin.
Bu gün senin; onu geçmişle zehir etmeden, bol ibadetle,
dünyalık görevleri tam yaparak, mutlu
yaşamalıdır.
MUTLULUK BİZİM İÇİMİZDE VE YUVAMIZDA, DIŞARIDA ARAYAN HİÇ
BULAMAZ.
EZAN DUASI
EZANI DUYDUĞUMUZ ZAMAN
Bilal-i Habeşi birgün oturmuş bir köşede ağlıyordu...
Resulullah (s.a.v) O'nu gördü ve yanına gelerek
-Ya Bilal.. Seni böylesine ağlatan sebep nedir?" buyurdu...
-Hz. Bilal "Benim hiç çocuğum yok.
öldükten sonra arkamdan Fatiha okuyacak bir çocuğum olmadı" der.
... -Resulullah (s.a.v) bunun üzerine
"Sen hiç üzülme ya Bilal..
Benim ümmetim ezanı her duyduklarında
Senin ruhuna bir Fatiha gönderecekler " buyurur......
Ezanı duyduğumuzda iki defa Peygamberimizin adı geçtiği için iki selavat söyleriz. Ezan duasını bilmeyenler üç ihlas bir fatiha okuyup Peygamberimize ve Bilal-i Habeş’ye hediye edllir.
EZAN DUASI
Allahumme Rabbe hazihi'd-da'veti't-tamme.
Vesselatil kâimeti ati seyyidina Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîah.
Vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü'l-mîâd
Bilal-i Habeşi birgün oturmuş bir köşede ağlıyordu...
Resulullah (s.a.v) O'nu gördü ve yanına gelerek
-Ya Bilal.. Seni böylesine ağlatan sebep nedir?" buyurdu...
-Hz. Bilal "Benim hiç çocuğum yok.
öldükten sonra arkamdan Fatiha okuyacak bir çocuğum olmadı" der.
... -Resulullah (s.a.v) bunun üzerine
"Sen hiç üzülme ya Bilal..
Benim ümmetim ezanı her duyduklarında
Senin ruhuna bir Fatiha gönderecekler " buyurur......
Ezanı duyduğumuzda iki defa Peygamberimizin adı geçtiği için iki selavat söyleriz. Ezan duasını bilmeyenler üç ihlas bir fatiha okuyup Peygamberimize ve Bilal-i Habeş’ye hediye edllir.
EZAN DUASI
Allahumme Rabbe hazihi'd-da'veti't-tamme.
Vesselatil kâimeti ati seyyidina Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîah.
Vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü'l-mîâd
Anlamı:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim ezanı işittiği zaman:
Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi ALLAHım! Muhammed'e (sav) vesîleyi ve fazîleti ver.
Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur."
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim ezanı işittiği zaman:
Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi ALLAHım! Muhammed'e (sav) vesîleyi ve fazîleti ver.
Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur."
Sa'd İbni Ebî Vakkas radıyallahu
anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
"Kim müezzini işittiği
zaman:
Tek olan ve ortağı bulunmayan ALLAH'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şahitlik ederim.
Rab olarak ALLAH'tan, resûl olarak Muhammed'den, din olarak İslam'dan razı oldum, derse, o kimsenin günahları bağışlanır."
Tek olan ve ortağı bulunmayan ALLAH'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şahitlik ederim.
Rab olarak ALLAH'tan, resûl olarak Muhammed'den, din olarak İslam'dan razı oldum, derse, o kimsenin günahları bağışlanır."
18 Aralık 2016 Pazar
FESAT ÇIKARMAK
FESAT ÇIKARMAK
İnsan nefsi serbest bırakılmış, iyi ve kötü her insanın içinde var. Hangisini kullanacağımıza kendimiz karar veriyoruz.
Elimizi istediğimiz gibi sallıyoruz, engel olan var mı, dilimizi istediğimiz gibi çeviriyoruz, yine engel olan yok. Nasıl oluyor da kaderimiz kötü oluyor. Allah (c.c)'yi suçluyoruz.
Önümüzde kötülük ve güzellik var, elimizi tutanda yok, Allah (c.c) "elinizi nereye uzatırsanız onu yaratırım" diyor. Ceza ve mükafatta belli, kim suçlu?
Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır."
{Ra'd, 13 / 25}
İnsan nefsi serbest bırakılmış, iyi ve kötü her insanın içinde var. Hangisini kullanacağımıza kendimiz karar veriyoruz.
Elimizi istediğimiz gibi sallıyoruz, engel olan var mı, dilimizi istediğimiz gibi çeviriyoruz, yine engel olan yok. Nasıl oluyor da kaderimiz kötü oluyor. Allah (c.c)'yi suçluyoruz.
Önümüzde kötülük ve güzellik var, elimizi tutanda yok, Allah (c.c) "elinizi nereye uzatırsanız onu yaratırım" diyor. Ceza ve mükafatta belli, kim suçlu?
Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır."
{Ra'd, 13 / 25}
MÜSLÜMANIN UMUDU TÜRKİYE
MÜSLÜMANIN UMUDU TÜRKİYE
ALLAH'IM Peygamberimiz (sav) hürmetine, Bedir'de ettiği dua hürmetine; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.
Allah'ım İslama hizmet etmiş atalarımız hürmetine, sevdiğin Alimler hürmetine ; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.
Allah'ım Müslümanın umudu Türkiye kaldı, devlete isyanı yasak ettiğin için kafirler " Allah yardım etmez" yıkarız diyor, sokağa döküyor, devlete isyana çağırıyorlar.
Müslüman Müslümanın kardeşi diyorsun, kafirler birbirimize düşman edip; öldürtüyor, Allah yardım etmez, yıkarız diyorlar.
Bütün Müslüman dünyasını uyandır. YARDIM EYLE, iSLAM'IN SON ORDUSU KALDI.
ÇANAKKALE'DE ÖĞRENDİLER SAVAŞLA YENEMEYECEKLERİNİ, TERÖRLE SALDIRIYORLAR, YARDIM EYLE. AMİN
Mülteci durumuna düşmek istemiyorsan dua et,amin de, bunu yapabilirsin. Dinimiz için, çocuklarımızın geleceği için.
ALLAH'IM Peygamberimiz (sav) hürmetine, Bedir'de ettiği dua hürmetine; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.
Allah'ım İslama hizmet etmiş atalarımız hürmetine, sevdiğin Alimler hürmetine ; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.
Allah'ım Müslümanın umudu Türkiye kaldı, devlete isyanı yasak ettiğin için kafirler " Allah yardım etmez" yıkarız diyor, sokağa döküyor, devlete isyana çağırıyorlar.
Müslüman Müslümanın kardeşi diyorsun, kafirler birbirimize düşman edip; öldürtüyor, Allah yardım etmez, yıkarız diyorlar.
Bütün Müslüman dünyasını uyandır. YARDIM EYLE, iSLAM'IN SON ORDUSU KALDI.
ÇANAKKALE'DE ÖĞRENDİLER SAVAŞLA YENEMEYECEKLERİNİ, TERÖRLE SALDIRIYORLAR, YARDIM EYLE. AMİN
Mülteci durumuna düşmek istemiyorsan dua et,amin de, bunu yapabilirsin. Dinimiz için, çocuklarımızın geleceği için.
AHLAKI SIFIRLAMA YARIŞI
AHLAKI SIFIRLAMA YARIŞI
Bütün dinlerde ahlak güzelliği çok önemlidir. Dinlerin tek ortak noktasıdır. Ahlakı bozuk olana
dinini içselleştirememiş diyorlar.
Nasıl öfke gelince akıl çıkıyorsa, ahlakın olmadığı yerden de; din ve Allah (c.c) yardımı çıkar. Tv dizleri konuları, yemekteyiz programları, amaca ulaşmak için, her şey mubah propagandaları ( yahudi söylemi )... ahlakımızı sıfırlıyor.
Fıkıh kitaplarımız incelenirse; Allah'a (c.c) itaat, Peygamberimiz (sav) itaat, seçilmiş devlet başkanına itaat, hocaya itaat vardır.
Düşman; Kur'anı iyice inceliyor, bunları Rabb'leri nerede yalnız bırakır. Çünkü Allah (c.c) yardımı olduğu sürece yıkamayacak.
Seçilmiş devlete karşı sokağa dökmeli, Bütün Müslüman dünyasını böyle yıkmaya başladılar, ahlakı da sıfırladılar. Oyunları da çok güzel tuttu.
BÜTÜN MÜSLÜMANLAR AĞLIYOR, ALLAH (C.C) RIZASI İÇİN BİRLİK OLALIM, VATANIMIZI KORUYALIM, BİZ DE AĞLAMAYALIM. AMİN
Bütün dinlerde ahlak güzelliği çok önemlidir. Dinlerin tek ortak noktasıdır. Ahlakı bozuk olana
dinini içselleştirememiş diyorlar.
Nasıl öfke gelince akıl çıkıyorsa, ahlakın olmadığı yerden de; din ve Allah (c.c) yardımı çıkar. Tv dizleri konuları, yemekteyiz programları, amaca ulaşmak için, her şey mubah propagandaları ( yahudi söylemi )... ahlakımızı sıfırlıyor.
Fıkıh kitaplarımız incelenirse; Allah'a (c.c) itaat, Peygamberimiz (sav) itaat, seçilmiş devlet başkanına itaat, hocaya itaat vardır.
Düşman; Kur'anı iyice inceliyor, bunları Rabb'leri nerede yalnız bırakır. Çünkü Allah (c.c) yardımı olduğu sürece yıkamayacak.
Seçilmiş devlete karşı sokağa dökmeli, Bütün Müslüman dünyasını böyle yıkmaya başladılar, ahlakı da sıfırladılar. Oyunları da çok güzel tuttu.
BÜTÜN MÜSLÜMANLAR AĞLIYOR, ALLAH (C.C) RIZASI İÇİN BİRLİK OLALIM, VATANIMIZI KORUYALIM, BİZ DE AĞLAMAYALIM. AMİN
DİNİ HATIRLATAN ARKADAŞ
DİNİ HATIRLATAN ARKADAŞ
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
YAŞLILAR BAŞ KÖŞEDE
YAŞLILAR BAŞKÖŞEDE
Yaşlılara ve onlara bakanlara aylık bağlanması, yaşlıları köşesine oturttu şükürler olsun, gözyaşları dindi.
Önceden yaşlısı olan eve gitmek bile istemiyordum, şöyle ki; eve girdiğin zaman bir şikayetlenmek, ölmesini istemeler, yaşlıların ağlaması beni çok üzüyordu. Huzur evlerinde mahsun bakışları ayrı bir dertti.
Geçenlerde mahallede bir feryat koptu, hemen dışarı çıktık, yaşlı hastalanmış, ambulans gelmiş, evdeki diğer üyeler feryat ediyorlar. Öldü zannettim, tansiyonu yükselmiş, ölecek diye ağlıyorlar.
Öyle ya ölürse aylık kesilir, daha kredi borçları var, eşya almışlar borçları var, ....., ölürse nasıl ödesinler.
Olsun, iki tarafta memnun, yaşlı nine ve dedelerde dualar, "Allah devletimizi daim etsin, muvaffak etsin...vs."
Artık yaşlısı olanlara gidince sevinçli evimize dönüyoruz.
Rabbim vatanımızı, milletimizi, devletimizi doğrulttun, tekrar bükme, yönetenlerimizi; Sana emanet ediyoruz. Onları muvaffak eyle, düşmanlarımıza zelil etme. Amin
Yaşlılara ve onlara bakanlara aylık bağlanması, yaşlıları köşesine oturttu şükürler olsun, gözyaşları dindi.
Önceden yaşlısı olan eve gitmek bile istemiyordum, şöyle ki; eve girdiğin zaman bir şikayetlenmek, ölmesini istemeler, yaşlıların ağlaması beni çok üzüyordu. Huzur evlerinde mahsun bakışları ayrı bir dertti.
Geçenlerde mahallede bir feryat koptu, hemen dışarı çıktık, yaşlı hastalanmış, ambulans gelmiş, evdeki diğer üyeler feryat ediyorlar. Öldü zannettim, tansiyonu yükselmiş, ölecek diye ağlıyorlar.
Öyle ya ölürse aylık kesilir, daha kredi borçları var, eşya almışlar borçları var, ....., ölürse nasıl ödesinler.
Olsun, iki tarafta memnun, yaşlı nine ve dedelerde dualar, "Allah devletimizi daim etsin, muvaffak etsin...vs."
Artık yaşlısı olanlara gidince sevinçli evimize dönüyoruz.
Rabbim vatanımızı, milletimizi, devletimizi doğrulttun, tekrar bükme, yönetenlerimizi; Sana emanet ediyoruz. Onları muvaffak eyle, düşmanlarımıza zelil etme. Amin
ANNELİĞİN SEVABI
ANNELER OKUMALISINIZ
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem buyurmuştur ki:
'' Kadın, hamileliğin de, doğum yapıncaya , bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlar da nöbet bekleyen mücahit gibidir ( daima öylece sevap alır durur). Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır. ''
'' Kadın hamile iken, bu onun için gündüz oruçlu, gece namazlı , rabbine gönülden teslim olmuş , mücahit bir kimsenin ecir ve mükâfatı gibi mânen kazanç sağlayan bir durum hâsıl eder.''
'' Doğum ağrısı tuttuğunda, hiç bir mahluk onun ne kadar çok ecir ve mükâfat kazandığını hakkıyla idrak edemez. ''
'' Çocuk doğunca bebeğin sütü her soruşun da veya her süt vermede anasına, bir can ihya etmişcesine sevap gelir.''
''Kadının loğusallıktan çıkma zamanı gelince, vazifeli melek her iki omuzuna vurarak der ki :
'' Hiç günahın kalmadı, pak oldun. Haydi hayata günahsız olarak yeniden başla.
Tüm annelerin okuması için sende paylaş
Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem buyurmuştur ki:
'' Kadın, hamileliğin de, doğum yapıncaya , bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlar da nöbet bekleyen mücahit gibidir ( daima öylece sevap alır durur). Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır. ''
'' Kadın hamile iken, bu onun için gündüz oruçlu, gece namazlı , rabbine gönülden teslim olmuş , mücahit bir kimsenin ecir ve mükâfatı gibi mânen kazanç sağlayan bir durum hâsıl eder.''
'' Doğum ağrısı tuttuğunda, hiç bir mahluk onun ne kadar çok ecir ve mükâfat kazandığını hakkıyla idrak edemez. ''
'' Çocuk doğunca bebeğin sütü her soruşun da veya her süt vermede anasına, bir can ihya etmişcesine sevap gelir.''
''Kadının loğusallıktan çıkma zamanı gelince, vazifeli melek her iki omuzuna vurarak der ki :
'' Hiç günahın kalmadı, pak oldun. Haydi hayata günahsız olarak yeniden başla.
Tüm annelerin okuması için sende paylaş
UYUYAN MÜSLÜMANLAR
UYUYAN MÜSLÜMAN
Uyumaya devam edelim, bir avuç kafir her türlü yalanlarla Müslümanı Müslümana kırdırıyor. Müslümanları sitelere yazdığı yalanlarla sokaklara döküyor,
Yıllarca Kürt- Türk üzerinden oyun oynandı, Şimdide Suriyeli -Türk üzerinden yalanlar uydurularak olay çıkartalım, Türkiye diye bir şey kalmasın, Türkler Müslüman dünyasına sahip çıkıyor, birleşmeye çalışıyor, yok olmalı diyorlar
Görmediğimiz olayları görmüş gibi nasıl anlatıyoruz. Kafir birbirimizin ağzıyla dedikoduları yayıyor. Facebook olsun diğer siteler olsun yalan yazmak serbest engel olan mı var?
Hep duyduklarımızla mı hareket edeceğiz. Suriye, Mısır, ırak da öyle yaptı hallerini görmüyor muyuz.
İslamiyet; Kur'an ve Sünnetlerde, insanların üzerinde değil, açıp okuyalım, dini yarım bilenlerle yola çıkıyoruz, namazı abdesti de bırakıyoruz.
Vatanımız için dua edelim, demişlerle değil aklı selim davranalım.
ALLAH'IM DOĞRULTTUĞUN VATANIMIZI, MİLLETİMİZİ TEKRAR BÜKME, BİZ MÜSLÜMANLARI AKLI SELİM DAVRANDIR. YARDIMCIMIZ OL. VATANIMIZI, MİLLETİMİZİ,DEVLETİMİZİ SANA EMANET EDİYORUZ. AMİN. AMİN AMİN
Uyumaya devam edelim, bir avuç kafir her türlü yalanlarla Müslümanı Müslümana kırdırıyor. Müslümanları sitelere yazdığı yalanlarla sokaklara döküyor,
Yıllarca Kürt- Türk üzerinden oyun oynandı, Şimdide Suriyeli -Türk üzerinden yalanlar uydurularak olay çıkartalım, Türkiye diye bir şey kalmasın, Türkler Müslüman dünyasına sahip çıkıyor, birleşmeye çalışıyor, yok olmalı diyorlar
Görmediğimiz olayları görmüş gibi nasıl anlatıyoruz. Kafir birbirimizin ağzıyla dedikoduları yayıyor. Facebook olsun diğer siteler olsun yalan yazmak serbest engel olan mı var?
Hep duyduklarımızla mı hareket edeceğiz. Suriye, Mısır, ırak da öyle yaptı hallerini görmüyor muyuz.
İslamiyet; Kur'an ve Sünnetlerde, insanların üzerinde değil, açıp okuyalım, dini yarım bilenlerle yola çıkıyoruz, namazı abdesti de bırakıyoruz.
Vatanımız için dua edelim, demişlerle değil aklı selim davranalım.
ALLAH'IM DOĞRULTTUĞUN VATANIMIZI, MİLLETİMİZİ TEKRAR BÜKME, BİZ MÜSLÜMANLARI AKLI SELİM DAVRANDIR. YARDIMCIMIZ OL. VATANIMIZI, MİLLETİMİZİ,DEVLETİMİZİ SANA EMANET EDİYORUZ. AMİN. AMİN AMİN
MAŞAALLAH MİLLETİME
MAŞAALLAH MİLLETİME
Kızım "kalkın darbe olmuş" deyince kalbim duracak zannettim.
TV ye baktığımızda korsan gösteriler, ele geçirdik diyordu.
Adaletsiz insanların elinde hayatımız kararacak dedim.
Milletime baktığımda dünyam aydınlandı. Şükürler olsun ki bu milletin evladıyım. İşte Türk milleti bu: tank ateş ediyor, ateşin üstüne koşuyorlar ve tankın içindekileri esir aldılar.
Bu korkusuzluk inancımızdan ve genlerimizden geliyor,
Esir yaşamayı sevmeyen, vatanını çok seven bir millet.
Şükür namazı kıldım. Allah'ın (c.c) yardımıyla; milletimizin ve polisimizin yardımıyla bela def edildi.
Allah'ım (c.c); milletimizin birliğini daim eyle, dinimizi iyi öğrenmeyi nasip eyle. Seçilmiş devlet başkanına isyan yasak diyorsun, kulun isyana çık diyor, ateş açıp öldürüyorlar.
Böyle imansızlardan vatanımızı, devletimizi, milletimizi koruduğun için şükürler olsun. Şehitlerimize rahmet eyle, ailelerine sabırlar ver. AMİN
Kızım "kalkın darbe olmuş" deyince kalbim duracak zannettim.
TV ye baktığımızda korsan gösteriler, ele geçirdik diyordu.
Adaletsiz insanların elinde hayatımız kararacak dedim.
Milletime baktığımda dünyam aydınlandı. Şükürler olsun ki bu milletin evladıyım. İşte Türk milleti bu: tank ateş ediyor, ateşin üstüne koşuyorlar ve tankın içindekileri esir aldılar.
Bu korkusuzluk inancımızdan ve genlerimizden geliyor,
Esir yaşamayı sevmeyen, vatanını çok seven bir millet.
Şükür namazı kıldım. Allah'ın (c.c) yardımıyla; milletimizin ve polisimizin yardımıyla bela def edildi.
Allah'ım (c.c); milletimizin birliğini daim eyle, dinimizi iyi öğrenmeyi nasip eyle. Seçilmiş devlet başkanına isyan yasak diyorsun, kulun isyana çık diyor, ateş açıp öldürüyorlar.
Böyle imansızlardan vatanımızı, devletimizi, milletimizi koruduğun için şükürler olsun. Şehitlerimize rahmet eyle, ailelerine sabırlar ver. AMİN
HOCALARIMIZ
HOCALARIMIZ
Size sesleniyorum, dinimizi iyi anlatalım.
Halk bilmiyor, ona desen ki seçilmiş devlete isyan; helal diyen, İSYANA KATILAN İMANSIZ ÖLÜR çoğunluk asla yapmaz.
Bizim inancımız kuvvetli, birde uygulamamız olsa dünya; Türk milletinin karşısında duramaz. BUNU İSPATLADILAR
NİSA 59. AYET: Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
İSYANI YASAKLAMIŞ, İSYANA GİDEN ALLAH (C.C) TANIMAMIŞ OLUYOR. sev demiyor, saygı göster, bozgunculuk yapma, milletin huzurunu bozma diyor.
Size sesleniyorum, dinimizi iyi anlatalım.
Halk bilmiyor, ona desen ki seçilmiş devlete isyan; helal diyen, İSYANA KATILAN İMANSIZ ÖLÜR çoğunluk asla yapmaz.
Bizim inancımız kuvvetli, birde uygulamamız olsa dünya; Türk milletinin karşısında duramaz. BUNU İSPATLADILAR
NİSA 59. AYET: Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
İSYANI YASAKLAMIŞ, İSYANA GİDEN ALLAH (C.C) TANIMAMIŞ OLUYOR. sev demiyor, saygı göster, bozgunculuk yapma, milletin huzurunu bozma diyor.
TUZAKLAR BİTMEZ
TUZAKLAR BİTMEZ
Birbirimize sarılalım! Fikir ayrı, giyiniş ayrı, yaşantı ayrı diye saldırmaya hakkımız yok!
Haclı seferlerinin içindeyiz. Dış güçlerin yardımı olmadan kimse darbeye kalkışamaz. Haçlılar birleşmiş saldırıyor, senaryoları bitmez. İç savaş için kışkırtıyorlar. Fetoculara saldırtmak istiyorlar, daha nu un gibi oyunlar çok çıkar.
Allah'ın adaleti yerini bulacak! "Hainlerin itibarları yerle bir oldu. Bağışlar kesildi, işlerinden oldular, dünyada alabilecekleri en büyük cezayı aldılar ve çekiyorlar..
Allah (cc) Hucurat 10. ayette: "Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin!"
Peygamberimiz (sav); "Müslümanın Müslümana; canı, malı, kanı haramdır." buyuruyor.
Kafirlerin ve hayvanların hakkı da cehennemde yanmakla ödenecek, çünkü onlarla sevap alışverişi olmadığı için.
Gerekeni devletimiz yapacak. Biz kendi ellerimizle ceza vermeye kalkışmayalım. Karışıklık dış devletlerin işine yarar, yardım bahanesiyle devletimizi işgal ederler, örnekleri dünyada pek çoktur.
Vatanımızı kurtardık derken elimizle dış devletlere biz teslim etmeyelim.
Allahim vatanımızı sana emanet ediyoruz. Düşmanlarımıza fırsat verme. Birliğimizi ve beraberliğimizi bozma! Amin...
Elife Akpınar
Birbirimize sarılalım! Fikir ayrı, giyiniş ayrı, yaşantı ayrı diye saldırmaya hakkımız yok!
Haclı seferlerinin içindeyiz. Dış güçlerin yardımı olmadan kimse darbeye kalkışamaz. Haçlılar birleşmiş saldırıyor, senaryoları bitmez. İç savaş için kışkırtıyorlar. Fetoculara saldırtmak istiyorlar, daha nu un gibi oyunlar çok çıkar.
Allah'ın adaleti yerini bulacak! "Hainlerin itibarları yerle bir oldu. Bağışlar kesildi, işlerinden oldular, dünyada alabilecekleri en büyük cezayı aldılar ve çekiyorlar..
Allah (cc) Hucurat 10. ayette: "Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin!"
Peygamberimiz (sav); "Müslümanın Müslümana; canı, malı, kanı haramdır." buyuruyor.
Kafirlerin ve hayvanların hakkı da cehennemde yanmakla ödenecek, çünkü onlarla sevap alışverişi olmadığı için.
Gerekeni devletimiz yapacak. Biz kendi ellerimizle ceza vermeye kalkışmayalım. Karışıklık dış devletlerin işine yarar, yardım bahanesiyle devletimizi işgal ederler, örnekleri dünyada pek çoktur.
Vatanımızı kurtardık derken elimizle dış devletlere biz teslim etmeyelim.
Allahim vatanımızı sana emanet ediyoruz. Düşmanlarımıza fırsat verme. Birliğimizi ve beraberliğimizi bozma! Amin...
Elife Akpınar
BİRBİRİNİZLE ÇEKİŞMEYİN
BİRBİRİNİZLE ÇEKİŞMEYİN
ENFAL 46. AYET: "Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."
Müslüman ülkelerde niye Allah yardımı yok diyordum. Allah (c.c) dinlemezsek yardım etmiyor. ( SEÇİLMİŞ BAŞKANA İSYAN YASAK, BİRBİRİMİZİ ÖLDÜRMEK YASAK, KUL HAKKI VAR )
Müslüman dünyasını nasıl yok ediyorlar, birbirimize düşürerek, sürekli bölüyorlar, etnik kökenimizi kullanıyorlar, sağ, sol, parti... cemaatleri bölüyorlar, vs......
Vatanımız olunca nasıl birleştik, Allah (c.c)nin de yardımıyla ABD ve diğer güçler ilk defa yenilgiye uğradı.
İç savaş için tuzakları bitmedi. Kışkırtma yapanları polise bildirelim, kısas devletin işidir. Kendi elimizle ceza dinimizde yasak.
Dinimizin emirlerini dinlersek, ALLAH (C.C) YARDIM EDER,
O MİLLETİ KİMSE YIKAMAZ.
ENFAL 46. AYET: "Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."
Müslüman ülkelerde niye Allah yardımı yok diyordum. Allah (c.c) dinlemezsek yardım etmiyor. ( SEÇİLMİŞ BAŞKANA İSYAN YASAK, BİRBİRİMİZİ ÖLDÜRMEK YASAK, KUL HAKKI VAR )
Müslüman dünyasını nasıl yok ediyorlar, birbirimize düşürerek, sürekli bölüyorlar, etnik kökenimizi kullanıyorlar, sağ, sol, parti... cemaatleri bölüyorlar, vs......
Vatanımız olunca nasıl birleştik, Allah (c.c)nin de yardımıyla ABD ve diğer güçler ilk defa yenilgiye uğradı.
İç savaş için tuzakları bitmedi. Kışkırtma yapanları polise bildirelim, kısas devletin işidir. Kendi elimizle ceza dinimizde yasak.
Dinimizin emirlerini dinlersek, ALLAH (C.C) YARDIM EDER,
O MİLLETİ KİMSE YIKAMAZ.
EVLENECEK ÇİFTTE SORUNLAR
EVLENECEK ÇİFTİN SORUSU
Evlenmek üzere olan bir çift, "benim ağzımdan çıkmadan bilmeli" der ve huzursuzluk çıkmaya başlar.
Evlenirken hep mükemmeli hayal ediyoruz, pürüz çıkınca kavgalar başlıyor.
Bir insanla evleniyoruz, çift oluyoruz, farklı aileden, farklı çevreden geliyoruz. Kendimize köle almıyoruz.
Belli örf ve adetlerimiz var, bir günde değişmek olmaz, bu değişim için en az beş yıl, akıllı olanlar için, birbirini çok sevenler için geçerlidir.
"Beni anlasın, ben konuşmadan yapsın" sözleri işi yokuşa sürmektir. Farklı bir yaradılış var; anlaşılmak değil, kabullenmek gerekir, eşler hep bundan kaybediyor.
Anlaşamadık, ayrılıyor, ikinci yine olmadı, çoğu üçüncüde duruyor. Aslında "ilk bahtım, altın tahtım" derler. Sonrakiler birincinin yarısı kadar etmez, memnuniyet başlar. Bakılır ki, affedici olmayınca olmuyor, Arada ezilen çocukların suçu nedir.
Birincide affedici olmayı, isteklerimizi söylemeyi deneseydik ya. Hep karşılıklı suçlama, yaradılış unutulur, mükemmellik istenir, "ben Yaradanıma itaat ediyor muyum ki, eş bana itaat etsin" düşüncesi unutulmazsa çok mutlu olunur.
Allah (c.c) hatalarımızda bizi hemen cezalandırıyor mu, bağırıp küsüyor mu.
Yaşantımıza dikkat, iki taraflı dini emirleri bilip uygulama yoksa o evde asla mutluluk olmaz, gösterişten ileriye de gidemez.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN, EVLİLİĞİNİ YÜRÜTEBİLEN BÜYÜK BİR İŞ BAŞARMIŞ, RABBİNİ DE MEMNUN ETMİŞ OLUR.
Evlenmek üzere olan bir çift, "benim ağzımdan çıkmadan bilmeli" der ve huzursuzluk çıkmaya başlar.
Evlenirken hep mükemmeli hayal ediyoruz, pürüz çıkınca kavgalar başlıyor.
Bir insanla evleniyoruz, çift oluyoruz, farklı aileden, farklı çevreden geliyoruz. Kendimize köle almıyoruz.
Belli örf ve adetlerimiz var, bir günde değişmek olmaz, bu değişim için en az beş yıl, akıllı olanlar için, birbirini çok sevenler için geçerlidir.
"Beni anlasın, ben konuşmadan yapsın" sözleri işi yokuşa sürmektir. Farklı bir yaradılış var; anlaşılmak değil, kabullenmek gerekir, eşler hep bundan kaybediyor.
Anlaşamadık, ayrılıyor, ikinci yine olmadı, çoğu üçüncüde duruyor. Aslında "ilk bahtım, altın tahtım" derler. Sonrakiler birincinin yarısı kadar etmez, memnuniyet başlar. Bakılır ki, affedici olmayınca olmuyor, Arada ezilen çocukların suçu nedir.
Birincide affedici olmayı, isteklerimizi söylemeyi deneseydik ya. Hep karşılıklı suçlama, yaradılış unutulur, mükemmellik istenir, "ben Yaradanıma itaat ediyor muyum ki, eş bana itaat etsin" düşüncesi unutulmazsa çok mutlu olunur.
Allah (c.c) hatalarımızda bizi hemen cezalandırıyor mu, bağırıp küsüyor mu.
Yaşantımıza dikkat, iki taraflı dini emirleri bilip uygulama yoksa o evde asla mutluluk olmaz, gösterişten ileriye de gidemez.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN, EVLİLİĞİNİ YÜRÜTEBİLEN BÜYÜK BİR İŞ BAŞARMIŞ, RABBİNİ DE MEMNUN ETMİŞ OLUR.
HAYVANLARIN AHİRETTEKİ DURUMU
Hayvanların ahiretteki durumları:
“Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rablerine toplanırlar.” (En’am, 38)
"Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman." (Tekvir, 5)
İbn-i Abbas (ra) derki: “Her şey Rabbinin huzurunda toplanır.” (İbn-i Kesir)
Ayetlerden ve hadisten de anlaşıldığı gibi insanlar ve cinler gibi hayvanlarda kıyamet günü sûr üflendiğinde haşr olup Rabblerinin huzurunda toplanacaklardır.
Hükümleri verildikten sonra Allah (c.c) “ toprak olun” diyecek,
O zaman kâfir: “Keşke ben toprak olsaydım, diyecektir.” (Nebe, 40)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bazı hususi hayvanların cesetleriyle beraber cennette olacaklarını dile getirirken, bununla beraber bütün hayvanların ruhlarının da baki kalacağını söylemiştir:
“Evet, ebedînin sâdık dostu ebedî kalacak ve bâkînin âyine-i zîşuuru bâki olmak lâzım gelir.
Hayvanların ruhları bâkî kalacağını ve Hüdhüd-ü Süleymânî (as) ve Nemli ve Naka-i Sâlih (as) ve Kelb- Ashab-ı Kehf gibi bazı efrad-ı mahsusa hem ruhu, hem cesediyle bâkî âleme gideceği ve her bir nev’in ara sıra istimal edeceği bir tek cesedi bulunacağı rivayat-ı sahihadan anlaşılmakla beraber, hikmet ve hakikat, hem rahmet ve rububiyet öyle iktiza ederler.” (Şualar)
“Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rablerine toplanırlar.” (En’am, 38)
"Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman." (Tekvir, 5)
İbn-i Abbas (ra) derki: “Her şey Rabbinin huzurunda toplanır.” (İbn-i Kesir)
Ayetlerden ve hadisten de anlaşıldığı gibi insanlar ve cinler gibi hayvanlarda kıyamet günü sûr üflendiğinde haşr olup Rabblerinin huzurunda toplanacaklardır.
Hükümleri verildikten sonra Allah (c.c) “ toprak olun” diyecek,
O zaman kâfir: “Keşke ben toprak olsaydım, diyecektir.” (Nebe, 40)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bazı hususi hayvanların cesetleriyle beraber cennette olacaklarını dile getirirken, bununla beraber bütün hayvanların ruhlarının da baki kalacağını söylemiştir:
“Evet, ebedînin sâdık dostu ebedî kalacak ve bâkînin âyine-i zîşuuru bâki olmak lâzım gelir.
Hayvanların ruhları bâkî kalacağını ve Hüdhüd-ü Süleymânî (as) ve Nemli ve Naka-i Sâlih (as) ve Kelb- Ashab-ı Kehf gibi bazı efrad-ı mahsusa hem ruhu, hem cesediyle bâkî âleme gideceği ve her bir nev’in ara sıra istimal edeceği bir tek cesedi bulunacağı rivayat-ı sahihadan anlaşılmakla beraber, hikmet ve hakikat, hem rahmet ve rububiyet öyle iktiza ederler.” (Şualar)
BİRBİRİNİ KABULLENMEK
BİRBİRİNİ KABULLENME
İnsanlar için; bir arada yaşamanın şartlarından en önemlisi birbirini kabullenmektir.
Bakıyorsun bazı ailelerde yaşlanmış halen kabul görmüyor, kardeşler, eşler arasında sürtüşme devam ediyor, eşler olmak zorunda, Allah (c.c) kimseyi yalnız bırakmasın. Amin
Eşini ve ailesini olduğu gibi kabul eden mutlu olur, bizim toplumda herkes birbirini eğitmeye çalışıyor, şu yaşa geldi öğrenemedi sızlanışları var.
Kimse sonradan eğitilmez, hele eşler asla, inat vardır. Karşılıklı iyi niyet olsa olacak ama olmuyor işte.
Kafayı takıp iki dünya hayatını zehir etmenin bir manası yok, kim akıllıyım diyorsa o idare etsin.
Eşini idare edip güzel geçinene Allah (cc) mükafat olarak cenneti vaad ediyor. Vaat için değmez mi, eşiniz mutlu olsun.
İnsanlar için; bir arada yaşamanın şartlarından en önemlisi birbirini kabullenmektir.
Bakıyorsun bazı ailelerde yaşlanmış halen kabul görmüyor, kardeşler, eşler arasında sürtüşme devam ediyor, eşler olmak zorunda, Allah (c.c) kimseyi yalnız bırakmasın. Amin
Eşini ve ailesini olduğu gibi kabul eden mutlu olur, bizim toplumda herkes birbirini eğitmeye çalışıyor, şu yaşa geldi öğrenemedi sızlanışları var.
Kimse sonradan eğitilmez, hele eşler asla, inat vardır. Karşılıklı iyi niyet olsa olacak ama olmuyor işte.
Kafayı takıp iki dünya hayatını zehir etmenin bir manası yok, kim akıllıyım diyorsa o idare etsin.
Eşini idare edip güzel geçinene Allah (cc) mükafat olarak cenneti vaad ediyor. Vaat için değmez mi, eşiniz mutlu olsun.
MÜSLÜMANLAR NEDEN DAĞILIYOR
MÜSLÜMANLARI SOKAĞA DÖKEREK DAĞITIYORLAR
Fakirleşen Avrupa ülkeleri koltuk davası ile Müslümanları sokağa dökerek, birbirlerine düşürüyor,dağıtıyorlar.
Etrafımıza bakalım her yerde aynı tuzak.
Karşılıklı bombalıyor, öbür grup diyor, bol bol silah satıyor, toprak paylaşımı hayalleri yapıyorlar.
EY MÜSLÜMANLAR UYANALIM, KAFİRLER BİZİ PARÇALAMAK İÇİN DOST GÖRÜNÜR
ALLAH (C.C) " Kafirler, sizi onlardan olmadıkça sevmezler" buyuruyor.
PEYGAMBERİMİZ (SAV) HZ OSMAN'A ( RA ) " kuşatıldığın zaman Müslümanı, Müslümana öldürtme" dedi. Mübarek sürüklenerek Şehid edildi.
Şimdikiler koltuk davası için Müslümanı, Müslümana öldürtüyorlar. Yorum sizin
ALLAH (C.C) MÜSLÜMANLARA UYANMAYI NASİP ETSİN, BİRLEŞMEYİ NASİP ETSİN
YAR VE YARDIMCILARI OLSUN. AMİN
Fakirleşen Avrupa ülkeleri koltuk davası ile Müslümanları sokağa dökerek, birbirlerine düşürüyor,dağıtıyorlar.
Etrafımıza bakalım her yerde aynı tuzak.
Karşılıklı bombalıyor, öbür grup diyor, bol bol silah satıyor, toprak paylaşımı hayalleri yapıyorlar.
EY MÜSLÜMANLAR UYANALIM, KAFİRLER BİZİ PARÇALAMAK İÇİN DOST GÖRÜNÜR
ALLAH (C.C) " Kafirler, sizi onlardan olmadıkça sevmezler" buyuruyor.
PEYGAMBERİMİZ (SAV) HZ OSMAN'A ( RA ) " kuşatıldığın zaman Müslümanı, Müslümana öldürtme" dedi. Mübarek sürüklenerek Şehid edildi.
Şimdikiler koltuk davası için Müslümanı, Müslümana öldürtüyorlar. Yorum sizin
ALLAH (C.C) MÜSLÜMANLARA UYANMAYI NASİP ETSİN, BİRLEŞMEYİ NASİP ETSİN
YAR VE YARDIMCILARI OLSUN. AMİN
AŞURE GÜNÜ 10 MUHARREM
AŞURE GÜNÜ
Bu gün 10 Muharrem; birçok önemli olaylar olmuştur. Özel günlerde dua etmek, eve erzak almak, gusül almak, selam vermek, gibi güzel şeylerin sevapları katlanır.
Her insanın sıkıntısı vardır, büyük yoksa küçük sıkıntılar büyütülür, her zaman büyük sıkıntımız vardır. bu gün kurtulma fırsatı var.
Dua etmeli, Kur'an okunmalı, bilmiyorsak ezberden bildiğimiz sureler okunmalı, sadaka vermeli, hasta ziyareti gibi güzel şeyler yapmalıdır.
Allah'ım (c.c) vatanımız, milletimiz, devletimiz, Müslüman dünyası, eşlerimiz, çocuklarımız, dinimiz, imanımız Sana emanet.
Koru, hayırlı aydınlık ver, Müslüman dünyasını parçalayan haclı ordusunu dağıt, tuzaklarına Sen tuzağını çıkar.
Adımız Müslüman kaldı, her şerre layığız Rabbim; merhametine sığındık, azabınla değil ilminle doğruları öğret, Dinimizi iyi yaşamamıza yardım eyle. Peygamberimiz (sav) hürmetine, sahabeler, sevdiğin kullar hürmetine...Amin
Bu gün 10 Muharrem; birçok önemli olaylar olmuştur. Özel günlerde dua etmek, eve erzak almak, gusül almak, selam vermek, gibi güzel şeylerin sevapları katlanır.
Her insanın sıkıntısı vardır, büyük yoksa küçük sıkıntılar büyütülür, her zaman büyük sıkıntımız vardır. bu gün kurtulma fırsatı var.
Dua etmeli, Kur'an okunmalı, bilmiyorsak ezberden bildiğimiz sureler okunmalı, sadaka vermeli, hasta ziyareti gibi güzel şeyler yapmalıdır.
Allah'ım (c.c) vatanımız, milletimiz, devletimiz, Müslüman dünyası, eşlerimiz, çocuklarımız, dinimiz, imanımız Sana emanet.
Koru, hayırlı aydınlık ver, Müslüman dünyasını parçalayan haclı ordusunu dağıt, tuzaklarına Sen tuzağını çıkar.
Adımız Müslüman kaldı, her şerre layığız Rabbim; merhametine sığındık, azabınla değil ilminle doğruları öğret, Dinimizi iyi yaşamamıza yardım eyle. Peygamberimiz (sav) hürmetine, sahabeler, sevdiğin kullar hürmetine...Amin
BİZE NELER OLUYOR
BİZE NELER OLUYOR
Dünya Müslümanlarına baktığımızda iyice içimiz kararıyor. Her yerde zülüm, açlık ve kafirlerin tuzaklarıyla çarpışıyorlar. Mazlum durumuna düşmüş, feryat ediyorlar. Onları suçlamıyorum, çektiklerine çok üzülüyorum.
Biz kendimize de bakalım neden böyle oluyor? Temiz niyetli olan Müslüman, herkesi kendi gibi biliyor, tuzaklara düşmesi çekinilmez oluyor. Kafirlerin evlerimize kadar girdirdiği flim tuzaklarıyla neslimiz sürekli bozuluyor. Müslüman geçinen flimciler de para kazanamam ayağıyla onları kopyeliyorlar. Televizyona bakamaz olduk. Hayasızlık başını almış gidiyor. Sokaklar sanki birer flim sahnesi, gerçekler unutulmuş.
Evde memnun değilsen “ dışarı açıl” takdiğiyle, hızlı bir şekilde kafaları değiştiriyorlar. Yuvasında neler yapıp kurtarması yerine, dişarda yanlış ilişkiler aranması normal gösteriliyor. Bu gibi yanlışları doğru gibi aşılayan flimleri ailecek oturup izliyoruz.
Akrabalar arasında bir çekişme, komşular arasında bir çekişme, kim ne almış tartışması sürüp gidiyor. Akraba ziyaretleri unutulmuş, komşuda kim oturuyor haberimiz yok…Evlatlarımıza söz geçiremiyoruz… Gerisini siz sayınız.
Allah ( c.c ) böyle mi istiyor? Biz bunları yaparken isyan etmeye hakkımız var mı?
Örneğimiz Peygamberimiz (sav )me bakalım. Rabbimiz anlatıyor:
• Muhammed Allah'ın elçisidir Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler Onları rükûa varırken secde ederken görürsün Allah'tan lütuf ve rıza isterler Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır Bu, onların
Tevrat'taki vasıflarıdır İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir (Fetih, 48/29)
Bu ayetlerde sahabelerin ve Peygamberimizin birlik olduğu, birbirlerine merhametli, kafirlere çetin oldukları bildiriliyor. Ne yapmamız gerekeni Rabbimiz bildiriyor. Yoksa hep ezilen Müslümanlar olur. İyice güçsüz düşülmüş, tedbir alınmıyor,birbirimizle uğraşmaktan asıl düşmanımızı unuttuk. Artık yataklarından, bilgisayarlarının başından, Müslüman dünyasını karıştırıyorlar.Peygamberimizi savunurken bile birbirimizi öldürüyoruz, dolduruşa geliyoruz.
Bu da kafirlerin işine geliyor yeni yeni oyun, flim çıkarıyorlar. Bunlara cevap internet üstünden Peygamberimizi ( sav)mi, dinimizi anlatan frağmanlar yapabilsek; hem canlarımızı yakmadan onları telaşa düşürür, bir çoğunun da Müslüman olmasına vesile olabiliriz.
Artık uyanıp birlik olalım, evlerimizin içine flimleriyle girip yuvalarımızı bile dağıtıyorlar. Aile çöktüğü zaman bir devlet çöker. Şeytan aileyi birbirine düşüren oğlunu alnından öpermiş. Huzursuz ailede büyüyen nesilden kimseye hayır gelmez diye çok sevinirmiş. İşte insandan şeytanlarda böyle düşünüyor. Uyanmazsak başarmak üzereler. Uyanalım birlik olup, oyunlarını bozalım, aslımıza dönelim inşaallah.
Dünya Müslümanlarına baktığımızda iyice içimiz kararıyor. Her yerde zülüm, açlık ve kafirlerin tuzaklarıyla çarpışıyorlar. Mazlum durumuna düşmüş, feryat ediyorlar. Onları suçlamıyorum, çektiklerine çok üzülüyorum.
Biz kendimize de bakalım neden böyle oluyor? Temiz niyetli olan Müslüman, herkesi kendi gibi biliyor, tuzaklara düşmesi çekinilmez oluyor. Kafirlerin evlerimize kadar girdirdiği flim tuzaklarıyla neslimiz sürekli bozuluyor. Müslüman geçinen flimciler de para kazanamam ayağıyla onları kopyeliyorlar. Televizyona bakamaz olduk. Hayasızlık başını almış gidiyor. Sokaklar sanki birer flim sahnesi, gerçekler unutulmuş.
Evde memnun değilsen “ dışarı açıl” takdiğiyle, hızlı bir şekilde kafaları değiştiriyorlar. Yuvasında neler yapıp kurtarması yerine, dişarda yanlış ilişkiler aranması normal gösteriliyor. Bu gibi yanlışları doğru gibi aşılayan flimleri ailecek oturup izliyoruz.
Akrabalar arasında bir çekişme, komşular arasında bir çekişme, kim ne almış tartışması sürüp gidiyor. Akraba ziyaretleri unutulmuş, komşuda kim oturuyor haberimiz yok…Evlatlarımıza söz geçiremiyoruz… Gerisini siz sayınız.
Allah ( c.c ) böyle mi istiyor? Biz bunları yaparken isyan etmeye hakkımız var mı?
Örneğimiz Peygamberimiz (sav )me bakalım. Rabbimiz anlatıyor:
• Muhammed Allah'ın elçisidir Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler Onları rükûa varırken secde ederken görürsün Allah'tan lütuf ve rıza isterler Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır Bu, onların
Tevrat'taki vasıflarıdır İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir (Fetih, 48/29)
Bu ayetlerde sahabelerin ve Peygamberimizin birlik olduğu, birbirlerine merhametli, kafirlere çetin oldukları bildiriliyor. Ne yapmamız gerekeni Rabbimiz bildiriyor. Yoksa hep ezilen Müslümanlar olur. İyice güçsüz düşülmüş, tedbir alınmıyor,birbirimizle uğraşmaktan asıl düşmanımızı unuttuk. Artık yataklarından, bilgisayarlarının başından, Müslüman dünyasını karıştırıyorlar.Peygamberimizi savunurken bile birbirimizi öldürüyoruz, dolduruşa geliyoruz.
Bu da kafirlerin işine geliyor yeni yeni oyun, flim çıkarıyorlar. Bunlara cevap internet üstünden Peygamberimizi ( sav)mi, dinimizi anlatan frağmanlar yapabilsek; hem canlarımızı yakmadan onları telaşa düşürür, bir çoğunun da Müslüman olmasına vesile olabiliriz.
Artık uyanıp birlik olalım, evlerimizin içine flimleriyle girip yuvalarımızı bile dağıtıyorlar. Aile çöktüğü zaman bir devlet çöker. Şeytan aileyi birbirine düşüren oğlunu alnından öpermiş. Huzursuz ailede büyüyen nesilden kimseye hayır gelmez diye çok sevinirmiş. İşte insandan şeytanlarda böyle düşünüyor. Uyanmazsak başarmak üzereler. Uyanalım birlik olup, oyunlarını bozalım, aslımıza dönelim inşaallah.
SAFER AYINDA YAPILACAK İŞLEMLER
SAFER AYINDA GELECEK BELALARDAN, ALLAH'A (C.C) SIĞINMA
Nakşibendi Şeyhlerinden Şeyh Feridüddin hz. den nakledilmiştir ki , " her sene Levh-i Mahfuzdan dünya semasına 320 bin bela iner ki bunlar, Saferin son çarşamba gecesinde ve gününde iner. bu yüzden o gün, sene günleri içerisinde en zor gün olur.
19 ARALIK 2012 İLK ÇARŞAMBASI ----- 9 OCAK 2012 SON ÇARŞAMBASI DIR
Safer ayının ilk salıyı çarşambaya bağlayan gecesindeki veya gündüzünde kılınabilir, son çarşamba gecesi teheccüt vaktinde veya gündüzü kılınabilir.
Safer ayının ilk salısını çarşambaya bağlayan gece yeryüzüne inecek belalardan ALLAHü tealanın izniyle muhafaza olmak için teheccüt vaktinde 4 rekat namaz kılınmalıdır şöyleki.
1- rekatta: fatihadan sonra 17 kevser suresi
2- rekatta: fatihadan sonra: 5 (bir rivayette 15) ihlas suresi
3- rekatta: fatihadan sonra 1 felak suresi
4- rekatta : fatihadan sonra 1 nas suresi okunur ,selam verdikten sonra, tövbe estağfirullah çekilir
TÖVBE EDİLİR, ALLAH (C.C ) SIĞINARAK YARDIM İSTENİR
Nakşibendi Şeyhlerinden Şeyh Feridüddin hz. den nakledilmiştir ki , " her sene Levh-i Mahfuzdan dünya semasına 320 bin bela iner ki bunlar, Saferin son çarşamba gecesinde ve gününde iner. bu yüzden o gün, sene günleri içerisinde en zor gün olur.
19 ARALIK 2012 İLK ÇARŞAMBASI ----- 9 OCAK 2012 SON ÇARŞAMBASI DIR
Safer ayının ilk salıyı çarşambaya bağlayan gecesindeki veya gündüzünde kılınabilir, son çarşamba gecesi teheccüt vaktinde veya gündüzü kılınabilir.
Safer ayının ilk salısını çarşambaya bağlayan gece yeryüzüne inecek belalardan ALLAHü tealanın izniyle muhafaza olmak için teheccüt vaktinde 4 rekat namaz kılınmalıdır şöyleki.
1- rekatta: fatihadan sonra 17 kevser suresi
2- rekatta: fatihadan sonra: 5 (bir rivayette 15) ihlas suresi
3- rekatta: fatihadan sonra 1 felak suresi
4- rekatta : fatihadan sonra 1 nas suresi okunur ,selam verdikten sonra, tövbe estağfirullah çekilir
TÖVBE EDİLİR, ALLAH (C.C ) SIĞINARAK YARDIM İSTENİR
DIŞ ÜLKELERDE YAŞAYANLAR
DIŞ ÜLKELERDE YAŞAYANLAR
Vatanımızda olan darbe girişimini naklen seyrederek yaşadık, o zulüm daha Türkiye tarihinde görülmedi. Bir tv kanalı seyredip yada yalan paylaşımlara inanmayalım.
Allah (c.c) Müslüman Müslümanın kardeşi diyor, öldürme diyor.
Seçilmiş devlet başkanına itaat et, (Nisa 59) saygı göster, isyan çıkartma, bozgunculuk yapma diyor... Yeryüzünde bozgunculuk yapanlar cezalandırılır diyor.
Devlet çökerse önce sizleri vatanlarından gönderirler, siz rahata alışmış olduğunuzdan yapamazsınız, çok zararlı çıkarsınız. Devletimizin devamı için çok dua etmelisiniz.
Allah (c.c) kafirler için Zuhruf 33, 34, 35 ayetinde;
33- Eğer İnsanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalar*dı, rahman olan Allahı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çık*tıkları merdivenlerini,
34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüş*ten yapardık.
35- Ayrıca onlara ziynetler verirdik. İşte bütün bunlar, dünya haya*tının geçici malından başka bir şey değildir. Rabbinin mezdinde ahiret mükafaatı ise, müttakilerindir.
Müslümanlar ağlıyor, onlar lüks içinde, onların cenneti bu dünyadır. rahatınız bozulur. daha çok dua etmelisiniz.
Suriye, dünya ticaretinde önlerdeydi, devleti çöktü, kapılarından almıyorlar.
Vatanımızda olan darbe girişimini naklen seyrederek yaşadık, o zulüm daha Türkiye tarihinde görülmedi. Bir tv kanalı seyredip yada yalan paylaşımlara inanmayalım.
Allah (c.c) Müslüman Müslümanın kardeşi diyor, öldürme diyor.
Seçilmiş devlet başkanına itaat et, (Nisa 59) saygı göster, isyan çıkartma, bozgunculuk yapma diyor... Yeryüzünde bozgunculuk yapanlar cezalandırılır diyor.
Devlet çökerse önce sizleri vatanlarından gönderirler, siz rahata alışmış olduğunuzdan yapamazsınız, çok zararlı çıkarsınız. Devletimizin devamı için çok dua etmelisiniz.
Allah (c.c) kafirler için Zuhruf 33, 34, 35 ayetinde;
33- Eğer İnsanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalar*dı, rahman olan Allahı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çık*tıkları merdivenlerini,
34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüş*ten yapardık.
35- Ayrıca onlara ziynetler verirdik. İşte bütün bunlar, dünya haya*tının geçici malından başka bir şey değildir. Rabbinin mezdinde ahiret mükafaatı ise, müttakilerindir.
Müslümanlar ağlıyor, onlar lüks içinde, onların cenneti bu dünyadır. rahatınız bozulur. daha çok dua etmelisiniz.
Suriye, dünya ticaretinde önlerdeydi, devleti çöktü, kapılarından almıyorlar.
VATANIMIZ I İSTİYORLAR
DUA EDELİM
Hükumetimiz için, vatanımız için, dua edelim.
Türkiye'de çok bor madeni var, geleceğin petrolünü başkalarına yedirmeyelim. Onlar zengin olurken, bizde Avrupa, Amerika şöyle lüks diye konuşmayalım, onlar bizim vatanımıza imrensin.
Dünya gözünü dikmiş, bize yedirmeyecekleri için karalama politikası yapıyorlar. iç savaş istiyorlar, birbirimize sarılırsak vatanımıza kimse dokunamaz.
Türk milletinin nasıl olduğunu 15 Temmuz da dünyaya ispatladık, güçlü Türk milleti istemiyorlar, korkuyorlar
Dua edelim Suriye sınırında ki terör temizlensin. Allah'ım ordumuza yardım eyle, dış ve iç güçlerin ihanetine uğratma. Amin
Allah'ım Peygamberimiz (sav) hürmetine, atalarımız hürmetine, şehitler hürmetine VATANIMIZI, DEVLETİMİZİ, MİLLETİMİZİ KORU terörü durdur, huzurumuzu ver. Amin
Hükumetimiz için, vatanımız için, dua edelim.
Türkiye'de çok bor madeni var, geleceğin petrolünü başkalarına yedirmeyelim. Onlar zengin olurken, bizde Avrupa, Amerika şöyle lüks diye konuşmayalım, onlar bizim vatanımıza imrensin.
Dünya gözünü dikmiş, bize yedirmeyecekleri için karalama politikası yapıyorlar. iç savaş istiyorlar, birbirimize sarılırsak vatanımıza kimse dokunamaz.
Türk milletinin nasıl olduğunu 15 Temmuz da dünyaya ispatladık, güçlü Türk milleti istemiyorlar, korkuyorlar
Dua edelim Suriye sınırında ki terör temizlensin. Allah'ım ordumuza yardım eyle, dış ve iç güçlerin ihanetine uğratma. Amin
Allah'ım Peygamberimiz (sav) hürmetine, atalarımız hürmetine, şehitler hürmetine VATANIMIZI, DEVLETİMİZİ, MİLLETİMİZİ KORU terörü durdur, huzurumuzu ver. Amin
TIRNAK KESMEK
TIRNAK KESMEK
Çocuğun çok kazaya uğruyorsa; Cuma günü sabahtan kesmek, kazayı önler.
Hz. Aişe (R.Anha) validemizden rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Her kim cuma günü tırnaklarını keserse, bir daha ki cumaya kadar bütün kötülüklerden korunur.” buyurdu.
Tırnak kesmek sadece Hac veya Umre ihramı süresince yasaktır Bunun dışında her zaman kesilebilir. Günlerde; Uğursuzluk veya yasak yoktur.
Tırnakları dişleyerek koparmak
Tırnakları dişleyerek koparmak mekruhtur, çünkü bu, alaca hastalığına sebep olur.
Tırnakları hangi sırayla kesmek gerekir?
Önce sağ elin şehadet parmağından başlanır,
Küçük parmağa doğru sırayla kesilip,
Sol elin küçük parmağından başlayarak,
Başparmağından sonra,
Sağ elin başparmağının tırnağı kesilerek bitirilir.
Ayak parmaklarında da, sağ ayağının küçük parmağından
Başlar ve sol ayağın küçük parmağında bitirilir. (Hindiyye)
Çocuğun çok kazaya uğruyorsa; Cuma günü sabahtan kesmek, kazayı önler.
Hz. Aişe (R.Anha) validemizden rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Her kim cuma günü tırnaklarını keserse, bir daha ki cumaya kadar bütün kötülüklerden korunur.” buyurdu.
Tırnak kesmek sadece Hac veya Umre ihramı süresince yasaktır Bunun dışında her zaman kesilebilir. Günlerde; Uğursuzluk veya yasak yoktur.
Tırnakları dişleyerek koparmak
Tırnakları dişleyerek koparmak mekruhtur, çünkü bu, alaca hastalığına sebep olur.
Tırnakları hangi sırayla kesmek gerekir?
Önce sağ elin şehadet parmağından başlanır,
Küçük parmağa doğru sırayla kesilip,
Sol elin küçük parmağından başlayarak,
Başparmağından sonra,
Sağ elin başparmağının tırnağı kesilerek bitirilir.
Ayak parmaklarında da, sağ ayağının küçük parmağından
Başlar ve sol ayağın küçük parmağında bitirilir. (Hindiyye)
HAYIRLI CUMALAR
HAYIRLI CUMALAR
İslam aleminin ve milletimin cuma gününü kutlar, sıkıntılarına, hayırlı çareler dilerim.
Cuma günü hürmetine kırgınlıklarımızı bırakalım, AF EDELİM.
insanlar tek yaratılıyor, ikizler bile birbirini anlayamıyorsa başkaları nasıl anlasın. Anlaşılmakla uğraşmak yorulmaktır.
Allah'tan (c.c) korkan, adaletli insan olalım, teşekkürü Allah (c.c) eder, kullar etmez, beklemeyelim.
Şimdi tv beyinlerimizi eğitti, çıkarın varsa seveceksin, yüzüne gülüp, arkasından kuyu kazacaksın, İslami terbiye yoksa, kim tutar.
İlim farz, dinimizin emirlerini iyi öğrenmeli, uygulamalı, adaletli olmalı... insanlara Allah (c.c) yarattı diye saygı göstermeli....
ALLAH'IM (C.C); Cuma hürmetine; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru, ahlakımızı Kuranımızla süsle, Peygamberimiz (sav) ahlakı gibi eyle... Amin
İslam aleminin ve milletimin cuma gününü kutlar, sıkıntılarına, hayırlı çareler dilerim.
Cuma günü hürmetine kırgınlıklarımızı bırakalım, AF EDELİM.
insanlar tek yaratılıyor, ikizler bile birbirini anlayamıyorsa başkaları nasıl anlasın. Anlaşılmakla uğraşmak yorulmaktır.
Allah'tan (c.c) korkan, adaletli insan olalım, teşekkürü Allah (c.c) eder, kullar etmez, beklemeyelim.
Şimdi tv beyinlerimizi eğitti, çıkarın varsa seveceksin, yüzüne gülüp, arkasından kuyu kazacaksın, İslami terbiye yoksa, kim tutar.
İlim farz, dinimizin emirlerini iyi öğrenmeli, uygulamalı, adaletli olmalı... insanlara Allah (c.c) yarattı diye saygı göstermeli....
ALLAH'IM (C.C); Cuma hürmetine; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru, ahlakımızı Kuranımızla süsle, Peygamberimiz (sav) ahlakı gibi eyle... Amin
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYAYA NİYE GELDİK
Dünya imtihan yeri diyor ayet ve hadislerde, ibadetler emirler sıralanıyor. Mükafat veya ceza, cennet ve cehennem bildiriliyor.
Ben neresindeyim diye düşünmelidir.
Allah'ın (c.c) iyi kulu çok bana, sana ihtiyacı yok, seçim serbest, iyi kul olacaksan ispatla deniliyor, çıkar için iyi yalvar malıdır.
İstemeden bir şey olmaz. Burada hazine var, kazda paylaşalım deseler, küreği alan koşar. Allah (c.c) cennetini vaat ediyor, yakuttan saraylar vaat ediyor, istediğin düşündüğün anda önünde olur diyor.
Neden uyuşuk duruluyor. Bu dünyada en lüks ev isteniyor, çok evde bunun kavgası var. Öleceğimizi, gömüleceğimizi de biliyoruz, görüyoruz.
Haydi hep birlikte abdest alıp seccadeyi serelim, sadık Dostumuzun huzuruna duralım, İnşaallah
Dünya imtihan yeri diyor ayet ve hadislerde, ibadetler emirler sıralanıyor. Mükafat veya ceza, cennet ve cehennem bildiriliyor.
Ben neresindeyim diye düşünmelidir.
Allah'ın (c.c) iyi kulu çok bana, sana ihtiyacı yok, seçim serbest, iyi kul olacaksan ispatla deniliyor, çıkar için iyi yalvar malıdır.
İstemeden bir şey olmaz. Burada hazine var, kazda paylaşalım deseler, küreği alan koşar. Allah (c.c) cennetini vaat ediyor, yakuttan saraylar vaat ediyor, istediğin düşündüğün anda önünde olur diyor.
Neden uyuşuk duruluyor. Bu dünyada en lüks ev isteniyor, çok evde bunun kavgası var. Öleceğimizi, gömüleceğimizi de biliyoruz, görüyoruz.
Haydi hep birlikte abdest alıp seccadeyi serelim, sadık Dostumuzun huzuruna duralım, İnşaallah
AİLEDE İSTİŞARE
AİLEDE İSTİŞARE
RUM SURESİ 21. AYET ALLAH ( C.C )
“ Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Buyurmaktadır.
Kadınlar ayrıntılara önem verirler, detaycı bir bakış açısıyla bir konuyu her yönüyle inceler, düşünür ve görüşlerini ayrıntılı olarak ifade ederler.
Erkeklerde mantıksal yaklaşımlarla sonuca daha net ve hızlı bir şekilde ulaşırlar.
Bu iki farklı bakış açısı bir araya geldiğinde eksikler tamam, kararlar isabetli olur.
İstişare etmek aile içindeki iletişimi güçlendirir, eşler arasında ki dayanışma ve güven duygusu geliştirir. Ailede son kararı dinimiz, erkeğe bırakmıştır. Erkek, iki görüş arasından en uygunu seçer. Sonuç kötü olunca, ailenin de huzuru bozulmaz.
Ayrıca istişareye sünnet olması sebebiyle başvurma niyeti, insana sevap ve ibadet ecri kazandırır.
“Bilmiyorsanız ilim ve ihtisas sahibi bir bilene sorun” (Nahl, 16:43; Enbiya, 21:7) emreder. Bu istişare şekli bireysel olarak bire bir danışma, akıl alma ve öğrenme şeklidir.
Peygamberimiz (sav) bu ayet-i kerimenin izahında “Akıllılara sorun, doğru yolu bulursunuz. Benim bu emrime de karşı çıkmayın ve asi olmayın ki pişman olursunuz” (İbn-i Hacer, Metâlibu’l-Âliye, 3:17) buyurmuşlardır.
RUM SURESİ 21. AYET ALLAH ( C.C )
“ Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Buyurmaktadır.
Kadınlar ayrıntılara önem verirler, detaycı bir bakış açısıyla bir konuyu her yönüyle inceler, düşünür ve görüşlerini ayrıntılı olarak ifade ederler.
Erkeklerde mantıksal yaklaşımlarla sonuca daha net ve hızlı bir şekilde ulaşırlar.
Bu iki farklı bakış açısı bir araya geldiğinde eksikler tamam, kararlar isabetli olur.
İstişare etmek aile içindeki iletişimi güçlendirir, eşler arasında ki dayanışma ve güven duygusu geliştirir. Ailede son kararı dinimiz, erkeğe bırakmıştır. Erkek, iki görüş arasından en uygunu seçer. Sonuç kötü olunca, ailenin de huzuru bozulmaz.
Ayrıca istişareye sünnet olması sebebiyle başvurma niyeti, insana sevap ve ibadet ecri kazandırır.
“Bilmiyorsanız ilim ve ihtisas sahibi bir bilene sorun” (Nahl, 16:43; Enbiya, 21:7) emreder. Bu istişare şekli bireysel olarak bire bir danışma, akıl alma ve öğrenme şeklidir.
Peygamberimiz (sav) bu ayet-i kerimenin izahında “Akıllılara sorun, doğru yolu bulursunuz. Benim bu emrime de karşı çıkmayın ve asi olmayın ki pişman olursunuz” (İbn-i Hacer, Metâlibu’l-Âliye, 3:17) buyurmuşlardır.
ZİNA NELER
NELER ZİNA HİÇ BİLMİYORUZ?
Halbuki şehvetle bakmak bile zinaya giriyor.
Birlikte evlerde yaşanıyor, "biz arkadaşız" sözü meşhur oldu. Zaten üniversite camiasının çoğunluğuna diyecek yok, onlara zina serbest oldu.
Diğer kesimlere bakıyorsun, ayrı ev, kafasına göre yaşam, eğlence, içki, kadın. Doğru ya " ben yaşamaya geldim" deniliyor.
Hayvana bile Allah (c.c) bir mevsim koymuş, yani sınırlar belli, rast gele birine yaklaşsa tepik yer.
Biz insanız ve hem sınırlarımız, hem görevlerimiz var. Konuşsa senden dindar, haline baksan adı Müslüman, dedesi hoca, sülalesinin dindarlığıyla övünür, kendisinde faaliyet yok.
Unuttuğumuz bir nokta, hepimizin mezarı ayrı, dedemizin mezarının ışığı bize vurmaz.
MÜSLÜMAN ve İMANLI ÖLDÜK DİYELİM, "ELDEN GELEN ÖĞÜN OLMAZ OLSA DA VAKTİNDE OLMAZ"
Biri hatırlayacak ruhumuza fatiha okuyacak, bütün Müslümanlara diyenlerin ki paylaşılacak, bize ne düşerse yetinecek miyiz? Biz kime fatiha gönderiyoruz.
BİZİM GİBİ İŞLERİ ÇOK OLUR, EĞLENCEYİ NASIL BIRAKSIN
Dünya da, geçici hayatta; villa isteriz, bol yiyecek, şatafatlı yaşam istiyoruz. Ya daimi hayatımız da az ile nasıl yetiniriz. Kendimiz emirlere uysak hem dünya da mutlu hem ahirette mutlu oluruz.
Yorum sizin. Allah (c.c) emanet olun, af ve afiyet verir inşaallah.
Halbuki şehvetle bakmak bile zinaya giriyor.
Birlikte evlerde yaşanıyor, "biz arkadaşız" sözü meşhur oldu. Zaten üniversite camiasının çoğunluğuna diyecek yok, onlara zina serbest oldu.
Diğer kesimlere bakıyorsun, ayrı ev, kafasına göre yaşam, eğlence, içki, kadın. Doğru ya " ben yaşamaya geldim" deniliyor.
Hayvana bile Allah (c.c) bir mevsim koymuş, yani sınırlar belli, rast gele birine yaklaşsa tepik yer.
Biz insanız ve hem sınırlarımız, hem görevlerimiz var. Konuşsa senden dindar, haline baksan adı Müslüman, dedesi hoca, sülalesinin dindarlığıyla övünür, kendisinde faaliyet yok.
Unuttuğumuz bir nokta, hepimizin mezarı ayrı, dedemizin mezarının ışığı bize vurmaz.
MÜSLÜMAN ve İMANLI ÖLDÜK DİYELİM, "ELDEN GELEN ÖĞÜN OLMAZ OLSA DA VAKTİNDE OLMAZ"
Biri hatırlayacak ruhumuza fatiha okuyacak, bütün Müslümanlara diyenlerin ki paylaşılacak, bize ne düşerse yetinecek miyiz? Biz kime fatiha gönderiyoruz.
BİZİM GİBİ İŞLERİ ÇOK OLUR, EĞLENCEYİ NASIL BIRAKSIN
Dünya da, geçici hayatta; villa isteriz, bol yiyecek, şatafatlı yaşam istiyoruz. Ya daimi hayatımız da az ile nasıl yetiniriz. Kendimiz emirlere uysak hem dünya da mutlu hem ahirette mutlu oluruz.
Yorum sizin. Allah (c.c) emanet olun, af ve afiyet verir inşaallah.
KADERE İNANMAK
KADERE İNANMAK
Dünyanın sıkıntılarına ferahlık için kadere iman önemlidir. Gücümüzün yetmediği tedbir aldığımız halde başımıza gelen olaylara kaderimiz der rahatlarız. Yoksa insanı bunalıma ve intihara sürükler.
Kader iki kısımdır, biri kesin yaşamamız gereken dönemeçlerdir. İkincisi ise askıda olandır. İbadetleri dikkatli yapmak, sadaka, dua, hayır hasenat ile Allah'a (c.c) tam sığınmak, teslim olmak ile kaldırılacak olanlardır. Görevleri tam yapmak, kaderin yarısını kaldırır, büyük kolaylık olur.
Dikkat edelim; dilimizi tutan var mı, kolumuzu hareketinde tutan var mı, oldukça serbest hareket ediyorlar, tercihimiz serbest, günah veya sevap tercihinde serbestiz. Kaderi suçlayamayız.
Haramı seçersek haram yaratılır, helali seçersek helal yaratılır. Her şey sebeplerle yaratılır, ölen insanda bir sebeple ölür. Ölen birini duyunca "neyden öldü"deriz. Aslında onun kader saati gelmiştir. Sebepsiz de ölecek olduğunu biliriz.
"Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).
ENAM 59: Yaş kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.
YASİN 12: " Biz her şeyi Levh-i Mahfuzda tek tek yazdık"
HİCR 21: “Hiçbir şey yoktur ki hazineleri bizim yanımızda olmasın. Her şeyi biz belirli bir miktar ile indiririz.”
Günahkâr ve kâfirler için; PEYGAMBERİMİZ (SAV): “"Allah onları yarattığı zaman ne yapacaklarını iyi biliyordu!" buyurdular. Buhari, Kader 3, Cenâiz 93; Müslim, Kader 28
"O iradenin bir eline duayı ver ki elini cennete ulaştırsın. Diğer eline istiğfarı ver ki günaha eli kısalsın. Zakkumu cehenneme yetişmesin.
DUA VE TEVEKKÜL HAYRA GÖTÜRÜR, TÖVBEDE ŞERRİ KESER" ( SAİD NURSİ)
Dünyanın sıkıntılarına ferahlık için kadere iman önemlidir. Gücümüzün yetmediği tedbir aldığımız halde başımıza gelen olaylara kaderimiz der rahatlarız. Yoksa insanı bunalıma ve intihara sürükler.
Kader iki kısımdır, biri kesin yaşamamız gereken dönemeçlerdir. İkincisi ise askıda olandır. İbadetleri dikkatli yapmak, sadaka, dua, hayır hasenat ile Allah'a (c.c) tam sığınmak, teslim olmak ile kaldırılacak olanlardır. Görevleri tam yapmak, kaderin yarısını kaldırır, büyük kolaylık olur.
Dikkat edelim; dilimizi tutan var mı, kolumuzu hareketinde tutan var mı, oldukça serbest hareket ediyorlar, tercihimiz serbest, günah veya sevap tercihinde serbestiz. Kaderi suçlayamayız.
Haramı seçersek haram yaratılır, helali seçersek helal yaratılır. Her şey sebeplerle yaratılır, ölen insanda bir sebeple ölür. Ölen birini duyunca "neyden öldü"deriz. Aslında onun kader saati gelmiştir. Sebepsiz de ölecek olduğunu biliriz.
"Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).
ENAM 59: Yaş kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.
YASİN 12: " Biz her şeyi Levh-i Mahfuzda tek tek yazdık"
HİCR 21: “Hiçbir şey yoktur ki hazineleri bizim yanımızda olmasın. Her şeyi biz belirli bir miktar ile indiririz.”
Günahkâr ve kâfirler için; PEYGAMBERİMİZ (SAV): “"Allah onları yarattığı zaman ne yapacaklarını iyi biliyordu!" buyurdular. Buhari, Kader 3, Cenâiz 93; Müslim, Kader 28
"O iradenin bir eline duayı ver ki elini cennete ulaştırsın. Diğer eline istiğfarı ver ki günaha eli kısalsın. Zakkumu cehenneme yetişmesin.
DUA VE TEVEKKÜL HAYRA GÖTÜRÜR, TÖVBEDE ŞERRİ KESER" ( SAİD NURSİ)
NE HALE GELDİK
NEREYE GİDİYORUZ?
Dostluk tatile çıktı... aşk sizlere ömür... sabır tükendi... anlayış sıfır... mutluluk yok... tebessüm hasta... saygı raporlu...yalan diz boyu... adam harcamak gündem de... seviyorum sözü son moda... yalandan kim ölmüş insanlığın dışında... başımız sağolsun.....
Başımıza gelenlere bakınca nereye gidiyoruz diye düşünüyorum. Düzeltmek ise çok zor, insanlar hep kolayı seçiyor. Bir yerde eğlence var desen; duyan koşuyor, sohbet var dersen; üç, beş kişi geliyor.
Dünyada ebedi kalacakmış gibi yaşanmaya başlandı. Etraftaki ölenleri görüyor ama kendi evlerine, ailelerine gelene kadar ölüm yok zannediyorlar.Bazı ölüm acısını görenler kendilerini toparlıyor, toparlanamazsa öyle ölüyorlar.
Çok üzülüyorum, şu Müslüman ülkede gaflet içinde yaşanıyor. Oysa ki bir kafir için ne büyük mükafat olur, Müslüman olması. Biz elimizdeki hazır bulduğumuz dinimize sahip çıkamıyoruz. Hiç aramadık, zorlanmadık ondan olmalı.
Kolay elde edilen şeylerin kıymeti olmaz derler, çok doğruymuş.
Haydi düzeltmeye önce kendimizden başlayalım, etrafımızda düzelsin. Hiç konuşmadan hareketlerimizin doğruluğu, çevremizi de düzeltir.Ben başladım, sizde buyurun.
Allah'a emanet olun.
Dostluk tatile çıktı... aşk sizlere ömür... sabır tükendi... anlayış sıfır... mutluluk yok... tebessüm hasta... saygı raporlu...yalan diz boyu... adam harcamak gündem de... seviyorum sözü son moda... yalandan kim ölmüş insanlığın dışında... başımız sağolsun.....
Başımıza gelenlere bakınca nereye gidiyoruz diye düşünüyorum. Düzeltmek ise çok zor, insanlar hep kolayı seçiyor. Bir yerde eğlence var desen; duyan koşuyor, sohbet var dersen; üç, beş kişi geliyor.
Dünyada ebedi kalacakmış gibi yaşanmaya başlandı. Etraftaki ölenleri görüyor ama kendi evlerine, ailelerine gelene kadar ölüm yok zannediyorlar.Bazı ölüm acısını görenler kendilerini toparlıyor, toparlanamazsa öyle ölüyorlar.
Çok üzülüyorum, şu Müslüman ülkede gaflet içinde yaşanıyor. Oysa ki bir kafir için ne büyük mükafat olur, Müslüman olması. Biz elimizdeki hazır bulduğumuz dinimize sahip çıkamıyoruz. Hiç aramadık, zorlanmadık ondan olmalı.
Kolay elde edilen şeylerin kıymeti olmaz derler, çok doğruymuş.
Haydi düzeltmeye önce kendimizden başlayalım, etrafımızda düzelsin. Hiç konuşmadan hareketlerimizin doğruluğu, çevremizi de düzeltir.Ben başladım, sizde buyurun.
Allah'a emanet olun.
İYİLİK YAPMAK VE UNUTMAK
İYİLİK YAPMAK VE UNUTMAK
Birçok defa farkında olarak ya da olmayarak birilerinden bir şeyler umarız. Özellikle bir zamanlar o kişiye bir iyiliğimiz dokunduysa. Bunu sanki bir alacağımız varmış gibi cesur bir şekilde talep ederiz.
Kültürümüzde ziyaretlerin, ya da karşılıklı hediyeleşmelerin bir gönülden kopuştan ziyade bir borçmuş gibi algılanması farkında olmadığımız negatif bir gelenek haline gelmiştir. “Ben onun oğlunun düğününde altın taktım, o ne yaptı Allah aşkına…”, “Geçen sefer biz gitmiştik, şimdi onların gelmesi lazım…”, “ Ben o hastayken yemeğini yaptım evini temizledim, ama o …”.
Alınan hediyeler içten gelen bir armağan duygusuyla yapılmadığı takdirde ne anlama gelir ki? Ya da bir hastaya bakmanız bir gün size bir iyiliği dokunmasını istediğiniz için mi?
Denize atılan iyiliklerin balık tarafından bilinmesini bekleyenler yaşadıkları hayal kırıklarını neredeyse denize dalarak iyiliği geri almaya çalışarak gidermeye çalışıyorlar. Ya da karşılığında değer bekleyen, iltifat bekleyenler, iyiliği sahildekilere göstere göstere denize atanlar…
HEP BİRLİKTE BU DÜŞÜNCELERDEN KURTULUP, İYİLİĞİMİZE KARŞILIK BEKLEMEYELİM İNŞAALLAH
DİNİMİZİN EMRETTİĞİ GİBİ YAŞASAK DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELİR
Birçok defa farkında olarak ya da olmayarak birilerinden bir şeyler umarız. Özellikle bir zamanlar o kişiye bir iyiliğimiz dokunduysa. Bunu sanki bir alacağımız varmış gibi cesur bir şekilde talep ederiz.
Kültürümüzde ziyaretlerin, ya da karşılıklı hediyeleşmelerin bir gönülden kopuştan ziyade bir borçmuş gibi algılanması farkında olmadığımız negatif bir gelenek haline gelmiştir. “Ben onun oğlunun düğününde altın taktım, o ne yaptı Allah aşkına…”, “Geçen sefer biz gitmiştik, şimdi onların gelmesi lazım…”, “ Ben o hastayken yemeğini yaptım evini temizledim, ama o …”.
Alınan hediyeler içten gelen bir armağan duygusuyla yapılmadığı takdirde ne anlama gelir ki? Ya da bir hastaya bakmanız bir gün size bir iyiliği dokunmasını istediğiniz için mi?
Denize atılan iyiliklerin balık tarafından bilinmesini bekleyenler yaşadıkları hayal kırıklarını neredeyse denize dalarak iyiliği geri almaya çalışarak gidermeye çalışıyorlar. Ya da karşılığında değer bekleyen, iltifat bekleyenler, iyiliği sahildekilere göstere göstere denize atanlar…
HEP BİRLİKTE BU DÜŞÜNCELERDEN KURTULUP, İYİLİĞİMİZE KARŞILIK BEKLEMEYELİM İNŞAALLAH
DİNİMİZİN EMRETTİĞİ GİBİ YAŞASAK DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELİR
GÖRMÜŞ GİBİ ANLATTIKLARIMIZ
GÖRMÜŞ GİBİ ANLATTIKLARIMIZ
Her deprem sonrası çeşitli hikayeler çıkar, çok kötülermiş… vb. Sadece kötülük için değil, uyandırma amaçlı da deprem oluyor. Altındaki hikmetleri Allah’tan ( c.c ) başkası bilemez. Onun için ileri geri konuşmamak lazım, duyulan yalan söylentileri, görmüşüz gibi anlatmayalım. Bu gün onlara ise yarın bizlere gelebileceği gerçeğini unutmayalım.
Çok meraklı bir milletiz, biri bir yalan atıyor, onu görmüş gibi anlatıyoruz. Görmediğimiz söylentilere dikkat edelim inşaallah.
Bakara suresi 323. Ayet: “ Subhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hikmetle yapan Sensin.” Amin.
Peygamberimiz’in (sav) gibi Allah ( c.c ) sığınalım, yardım isteyelim:
“ Ey Allah’ım! Ben dünya ve ahirette Senden afiyet isterim. Ey Allah’ım! Senden af, dinimde, dünyamda, ehlimde ve malımda afiyet isterim. Ey Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden ( gelecek bela ve musibetler ) den beni muhafaza et. Altımdan ( yere batırılarak ) helak olmamdan da Senin azametine ( büyüklüğüne ) sığınırım. ( Ebu Davut, İbni Mace, İmam Ahmed, Hakim )
Her deprem sonrası çeşitli hikayeler çıkar, çok kötülermiş… vb. Sadece kötülük için değil, uyandırma amaçlı da deprem oluyor. Altındaki hikmetleri Allah’tan ( c.c ) başkası bilemez. Onun için ileri geri konuşmamak lazım, duyulan yalan söylentileri, görmüşüz gibi anlatmayalım. Bu gün onlara ise yarın bizlere gelebileceği gerçeğini unutmayalım.
Çok meraklı bir milletiz, biri bir yalan atıyor, onu görmüş gibi anlatıyoruz. Görmediğimiz söylentilere dikkat edelim inşaallah.
Bakara suresi 323. Ayet: “ Subhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hikmetle yapan Sensin.” Amin.
Peygamberimiz’in (sav) gibi Allah ( c.c ) sığınalım, yardım isteyelim:
“ Ey Allah’ım! Ben dünya ve ahirette Senden afiyet isterim. Ey Allah’ım! Senden af, dinimde, dünyamda, ehlimde ve malımda afiyet isterim. Ey Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden ( gelecek bela ve musibetler ) den beni muhafaza et. Altımdan ( yere batırılarak ) helak olmamdan da Senin azametine ( büyüklüğüne ) sığınırım. ( Ebu Davut, İbni Mace, İmam Ahmed, Hakim )
AHLAK GÜZELLİĞİ
AHLAK GÜZELLİĞİ
" Ahlakınızı güzelleştiriniz" hadisi şerifi bize ne anlatıyor.
Rabbimiz bizi imtihan sebebiyle, huy, ahlakımız ve ibadetlerimizde serbest bırakmıştır. Yaratılışımız da hayır ve şer yönümüz verilmiştir. Bize düşen iyi ayarlayabilmektir.
Ahlakımız güzel olmazsa, kul hakkı bilmezsek, önümüze geleni üzersek, haram demeden enayi malı yenir dersek, ibadetlerimizi onlara hediye ederiz.
Nefsimizle savaşarak yaptığımız ibadetlerimiz bizim olsun. Bu devire bakınca ibadetlerine dikkat ederek yapmak büyük savaş kazanmak demektir.
Bize de namazını kılar, zekatını verir, ama huyu, ahlakı beş kuruş etmez, önüne geleni üzer, haram bilmez, şerli insan demesinler.
Peygamberimize ( sav ) layık ümmet olalım ki övünsün. Rabbimize hayırlı kul olmak da hayırlı ümmet olmaktan geçer.
Allah'a emanet olun. Dua edip isteyelim, çabalayalım.
" Ahlakınızı güzelleştiriniz" hadisi şerifi bize ne anlatıyor.
Rabbimiz bizi imtihan sebebiyle, huy, ahlakımız ve ibadetlerimizde serbest bırakmıştır. Yaratılışımız da hayır ve şer yönümüz verilmiştir. Bize düşen iyi ayarlayabilmektir.
Ahlakımız güzel olmazsa, kul hakkı bilmezsek, önümüze geleni üzersek, haram demeden enayi malı yenir dersek, ibadetlerimizi onlara hediye ederiz.
Nefsimizle savaşarak yaptığımız ibadetlerimiz bizim olsun. Bu devire bakınca ibadetlerine dikkat ederek yapmak büyük savaş kazanmak demektir.
Bize de namazını kılar, zekatını verir, ama huyu, ahlakı beş kuruş etmez, önüne geleni üzer, haram bilmez, şerli insan demesinler.
Peygamberimize ( sav ) layık ümmet olalım ki övünsün. Rabbimize hayırlı kul olmak da hayırlı ümmet olmaktan geçer.
Allah'a emanet olun. Dua edip isteyelim, çabalayalım.
KADIN HİZMETE MECBUR MU
KADIN HİZMETE MECBUR DEĞİL DENİLİYOR
Dinimizin emri olduğu için evlilik yapılır, şartları da göz önünde bulundurulursa, o evlilik iki dünyamıza da huzur getirir. Paylaşım olması için, neslin devamı için, sevgi ve huzur için Rabbimiz evlilik yapmamızı istemektedir.
RUM SURESİ 21. AYETTA ALLAH (C.C ) ŞÖYLE DİYOR:
" Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.( Rum suresi 21. Ayet )"
Allah ( c.c ) eşler arasında sevgi ve merhamet olmasını istiyor. Buna göre eşler kendilere düşeni yapmalıdır. Bunun içinde eşlerin dinin emirlerini bilmesi şarttır. Kurallar bilinmeyince dış güçler kendi saçma kurallarını süsleyerek önümüze koyuyor.
İki tarafa da her hizmetinin karşılığında sevap yazılıyor. Kimse bedava çalışmıyor. Kadın mecbur değil diye gençlerimizin beyni yıkanıyor. Eşler arasında itaatsizlikler ve kavgalar başlıyor.
İş yapmam diyen zengin koca bulmalı, fakir veya geliri sınırlı bir evlilikte görevini yapmayan ceza alıyor. Çünkü Allah ( c.c ) erkeğe verdiği rızka göre hesap soracak.
Askari üçretle çalışan erkek; kiramı ödesin eve hizmetçi mi tutsun, yiyecek mi alsın, ihtiyaçlara nasıl yetişsin. Kredi mi alsın, borç mu?
Gençler beklentilerine göre eş bulmalı, yada eline geçenle yetinmelidir. Yoksa mutluluk eş değiştirmeyle bile bulunmaz.
Dinimizin emri olduğu için evlilik yapılır, şartları da göz önünde bulundurulursa, o evlilik iki dünyamıza da huzur getirir. Paylaşım olması için, neslin devamı için, sevgi ve huzur için Rabbimiz evlilik yapmamızı istemektedir.
RUM SURESİ 21. AYETTA ALLAH (C.C ) ŞÖYLE DİYOR:
" Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.( Rum suresi 21. Ayet )"
Allah ( c.c ) eşler arasında sevgi ve merhamet olmasını istiyor. Buna göre eşler kendilere düşeni yapmalıdır. Bunun içinde eşlerin dinin emirlerini bilmesi şarttır. Kurallar bilinmeyince dış güçler kendi saçma kurallarını süsleyerek önümüze koyuyor.
İki tarafa da her hizmetinin karşılığında sevap yazılıyor. Kimse bedava çalışmıyor. Kadın mecbur değil diye gençlerimizin beyni yıkanıyor. Eşler arasında itaatsizlikler ve kavgalar başlıyor.
İş yapmam diyen zengin koca bulmalı, fakir veya geliri sınırlı bir evlilikte görevini yapmayan ceza alıyor. Çünkü Allah ( c.c ) erkeğe verdiği rızka göre hesap soracak.
Askari üçretle çalışan erkek; kiramı ödesin eve hizmetçi mi tutsun, yiyecek mi alsın, ihtiyaçlara nasıl yetişsin. Kredi mi alsın, borç mu?
Gençler beklentilerine göre eş bulmalı, yada eline geçenle yetinmelidir. Yoksa mutluluk eş değiştirmeyle bile bulunmaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)