Sayfalar

7 Mart 2019 Perşembe

RAB'LIK DAVASIYLA KANDIRMAYA ÇALIŞAN ADAM
2- KANDAKİ HÜCRELERİ KANDIRMAYA ÇALIŞAN ADAM
Rab' lık taslayan adam, Zerreden ümidini kesinci kandaki hücrelere baktı, belki onlar inanır dedi.
Kanın içine bakarken alyuvarlara rastladı. Tabiat ve felsefe diliyle “ ben senin rabbinim, seni ben yaptım” deyince Alyuvar şöyle bir baktı. Hakikat ve hikmeti İlahi diliyle der, “ben yalnız değilim, kanın içinde düzenli çalışan orduyuz, hepimize sahip olabilir misin, kanın içinde bütün bedende gezer, görevimizi yaparız, bu ince ilim ve güç sende varsa göster. Gösterebilirsen belki düşünürüm.

Halbuki senin gibi sersem, elindeki kör ve sağır tabiat ve kör kuvvetle, değil sahip olmak, bir zerremize bile karışamazsın. Çünkü bizdeki intizan öyle mükemmel ki, ancak her şeyi gören, bilen, işiten, yapan Allah bize hükmeder, sahiptir. Öyle ise sus! Vazifem çok, senin saçma sözlerini dinleyecek zamanım yok, der ve onu kovar.

Onu kandıramayınca biraz gider, bedendeki hücrelere rastlar. Felsefe ve tabiat lisanıyla der, “ zerreye ve alyuvarlara söz anlatamadım, belki sen sözümü anlarsın. Çünkü çok küçük bir şeyden yapılmışsın. Onun için ben seni yapabilirim, sen benim yaratığım ol, sana sahip olayım,” der.
O hücre kızarak bakar ve hikmet ve hakikat diliyle der ki;” ben her ne kadar küçük isem, görevim çok büyüktür. Bedenin her tarafıyla bütün hücre topluluğuyla ilgileniriz. Atardamarlar ve toplardamarlar, hissedici ve hareket ettiren sinirler, çekme ve itme gücü, düşünceyi geliştiren ilham gücü ve hayal gücü gibi kuvvetlere karşı derin ve mükemmel vazifelerim var. eğer bütün bedeni, damar ve sinir kuvvetlerini çalıştıracak güc ve bilgi sende varsa, benim gibi hücreler ve kardeşlerimiz olan bütün bedendeki hücrelere göster. Sonra ben seni yapabilirim diye dava et.
Yoksa haydi git! Alyuvarlar bana erzak getiriyor, akyuvarlarda bana hücüm eden hastalıklara karşılık veriyorlar. İşim var , beni meşgul etme.

Hem senin gibi, aciz, ruhsuz, gerçeklere sağır ve kör olan bize bir şey yapamaz, karışamaz. Çünkü biz o derece nazik ve mükemmel ve düzenli yaratılmışız. Eğer bize hümeden büyük güç sahibi Allah olmasa düzenimiz bozulur, görevimizi yapamaz oluruz.

Ümidini kesen adam insan bedenine rast gelir.

DÜŞÜNELİM
İnsan bedeni muntazam işleyen bir şehir gibidir. Bütün damarlar telgraf ve telefon gibiler. Bazıları da çeşmenin boruları gibi, hayat kaynağı kanı dolaşım yaparlar. Kan ise, içindeki al yuvarlarla hücrelere erzak yetiştirir ve daha az olan ak yuvarlarla hücreleri tamir eder. Hastalık gibi düşmanlara asker gibi karşılık verirek süratle bedeni müdafa ederler.

Kanın iki görevei vardır. Biri hücrelerin tamiratını yapar, öbürü ise hücrelerin enkazlarını toplayıp vücüdu temizlemektir. Atar ve toplar iki damarın biri temiz kanı getirip dağıtır, öbürü kirlenen kanı toplar akciğerlere getirir.

Allah havada iki unsur yaratmış, azot ve oksijen gibi, kana temas edince temizler, karbondioksiti kendine çeken mıknatıs gibi, ikisi birleşir. Karbondioksiti alarak vücüdu rahatlatır, ateşini alır.
Çünkü Allah oksijen ile karbondioksiti yaklaşınca birleşecek özellik vermiştir, fen deneylerinde sabittir. Birleşme bir tür yanmadır.

Yanmanın hikmeti; her ikisininde ayrı ayrı hareketleri var. birleşme zamanı ikisi bir olur, hareket eder. Hareket edilince tekrar kirlenir. Bu sabit bir kanundur.

Bu sırdan vucut ısısı kimyasal bileşim ile olur. Kandaki karbondioksit alınınca kan temiz olur. İşte nefes alma, hem kanı temizliyor, hem yaşamamızı sağlıyor. Karbondioksitin ağızdan çıkması, Allah'ın canlılara verdiği mucizedir.
Fesubhane men tehayyera fi sunihilugul: yaptığı sanatında hayrete düşüren Allah, kusursuzdur. 
SAİD NURSİ - BEDİÜZZAMAN - ESERLERİNDEN -  ASAYI MUSADAN ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder