Sayfalar

26 Mart 2019 Salı

ALLAH VAR DİYEN KAİNATTAKİ ÖLÇÜ VE DENGEDİR

ALLAH VAR DİYEN KAİNATTAKİ ÖLÇÜ VE DENGEDİR
Hicr Suresi 21. Ayet: Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ve biz onu belirli bir miktar ile indiririz.”

bu ayetin sırlarından, İsmi Azamın altı nurundan biri olan Adl isminin parıltısı Eskişehir hapishanesinde uzaktan göründü. Onu yakınlaştırmak için örnek yoluyla anlatalım.

Şu kainat öyle bir saray ki; sarayda daima tahrip ve tamir içinde çalkalanan bir şehir var. o şehirde her zaman harp ve hicret içinde kaynayan bir memleket var. o memlekette hayat ve ölüm arası yuvarlanıp gidenler var.

Halbuki, o sarayda, o şehirde, o memlekette hayret verici bir denge, öçülü bir yaşam var. Açıkca ispat eder ki, bu hadsiz varlıklardaki değişimler, gelirler, masraflar ve giderler, bütün kainatı görür, kontrol ve denetiminden geçirir, bir tek olan Allah'ın ayarıyla ölçülür ve tartılır.

Yoksa balıklardan bir balık yüzbin yumurta ile ve bitkilerden haşhaş gibi bir çiçek, yirmi bin tohum ile sel gibi akan unsurların, değişimlerin hücumuyla, şiddetli dengeyi bozmaya çalışan, istila etmek isteyen sebepler( rüzgar, yağmur, sel, fırtına, deprem vs) başı boş olsalardı, veya maksadsız, serseri tesadüf, ölçüsüz kör kuvvet, şuursuz ve zulümlü tabiata bırakılsalardı, o kainat ve içindekiler öyle bozulacaktı ki, bir senede belki bir günde darma dağınık olurdu. Deniz karmakarışık şeylerle dolar ve kokardı, zararlı gazlar ile zehirlenirdi. Yeryüzü ise bir bataklığa dönüşür ve dünya boğulurdu.

İşte hayvan vücudundaki hücreler, kan içindeki al ve ak yuvarlar, canlının değişiminden, bedenin organlarının uyumundan tut, denizlerin gelirleri ve canlılara misafirliği, torağın altındaki çeşmelerin gelir ve kullanılmalarına, hayvanlar ve bitkilerin çoğalmalarına ve ölümlerine, ilkbahar ve sonbaharda bitkilerin yeşillenip, üremeleri sonra kurumaları, elementlerin ve yıldızların hizmetleri ve hareketlerine, ölüm ve hayatın, ışık ve karanlığın, sıcaklık ve soğukluğun değişmelerine, kavgalarına ve çarpışmalarına kadar, o derece hassas bir ölçü ile düzenlenir ve tartılır ki, insan aklı hiç bir yerde çirkinlik ve israf görmediği gibi insanın yaratılışıda mükemmel ve ölçülüdür. İnsan kainattaki düzenin ölçüsü ve ortaya çıkması ve tercümanıdır.

İşte gel, güneş ile on gezegenin dengesine bak. Acaba bu denge güneş kadar Adl ve Kadir olan Allah'ı göstermiyor mu? Bilhassa on gezegenden olan gemimiz,yani dünyamız senede yirmi dört bin senelik yolu aynı rotasında gezer, dolaşır. Çok hızlı süratiyle beraber, yeryüzünde dizilmiş eşyaları dağıtmıyor, sarsmıyor, uzaya fırlatmıyor.

Eğer sürati biraz azalsa veya artsa yeryüzündeki her şey uzaya fırlar, dağılırdı. Bir dakika belki bir saniye dengesi bozulsa, dünya başka gezegene çarpar, kıyamet kopardı. Dengede dönmesi ve yeryüzündeki bütün canlıların, hayvan, bitki ve insanın, yiyeceklerinin, doğum ve ölümlerinin, yaşantılarında bütün ihtiyaçlarının ayarlanması, ışığın güneşin varlığını gösterdiği gibi, bunlar da birtek Zatı Adl ve Rahim olan Allah'ı göstermiyor mu?

Dünyada ki bütün milletlerin, her birinin azaları, organları, cihazları, duyguları hassas bir ölçüyle birbirine uygunluğu görünür derecede bir Sani Adlu Hakim olan Allah'ı gösteriyor. Bütün hayvanların vücudlarındaki hücrelerinin, kan faaliyetlerinin, ak ve al yuvarlardaki zerrelerin o derece hassas, ölçülü ve harika dengeleri var.

İspat ederki; her şeyin idaresini yapan, her şeyin anahtarı yanında ve bir şeye mani olmuyor. Bütün kainatı ve eşyaları bir tek şey gibi kolay idare eden, bir tek Halıkul Adl u Hakim olan Allah'ın ölçüsü ve kanunuyla, düzeniyle terbiye ve idare ediliyor.
SAİD NURSİ - ASAYI MUSA - DÖRDÜNCÜ HUCCETİ İMANİYEDEN ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder