Sayfalar

15 Mart 2017 Çarşamba

YAŞAMA SANATI

Ahmet Muhtar Büyükçınar ile…
İnsanlar yaşama sanatını bilmiyorlar.
Hocamın bana üç saat ders verdiği olurdu, ne ben yorulurdum ne o yorulurdu. Zor kelimesini kaldırırsanız zorluk kalmıyor. Ben hayatım da iki şeyi unutmuştum. Biri zor biri de yorgunluk kelimesi…

Bir ayetten ilham aldım “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden  ibarettir.”(Enam, 6/32) ayetinden…

Çocuk mesela sahile iner, belki yemek de yememiştir; oynar, kumlarda ev yapar, ne yorulur ne bıkar; unutur her şeyi… Ama aynı çocuğa bir görev versen bıkar, on dakika sonra bırakır, kaçar. İş diye yapınca yoruluyor; oyun diye yapınca yorulmuyor.

Mademki Allah ( c.c ) dünya için oyun ve oyuncak diyor, o halde ben çocuk oluyorum, dünya oyun oluyor, kendimi o işe kaptırıyorum. Bakın hocam üç saat okutuyordu, yorulmuyordum, çünkü onu oyun olarak görüyordum.

Bunun asıl kaynağı benim dedemin nasihatleridir. Nasihatinin rengi noktası kadere razı olmak, her şeyi hoş görmek ve cömert olmaktı.

Hz. İbrahim’i çok anlatırdı. Üç şey söylerdi: “ Yavrum hünerini çoğalt. Sanat altın bileziktir. Cömert ol, bir de razı ol…” kendisi de bu söylediklerini yaşardı. ( Alimlerimiz 2 Erkam yayınları )

Hocamız doğruları söylüyor. Kendimize bakalım böyle düşünüp yaşayabiliyor muyuz? Yaşıyorsak mutluyuz demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder