Sayfalar

31 Mart 2017 Cuma

EZAN OKUNURKEN DİNLEMEK

Ezan okunurken lüzumsuz işleri bırakmak, ezanı dinlemek ve ona icabet etmek sünnettir Nitekim Resûlullah Efendimiz(asm) `Ezanı işittiğiniz zaman, müezzine icabet edin` buyurmuştur.

Bu açıdan; ezanı ve kameti dinleyen kimsenin, ezan ve kametin sözlerini içinden tekrar etmesi sünnettir Müezzin, `Hayye ale`s-salâh` ve `Hayye ale`l-felâh` derken, bu esnada içimizden, `Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi`l-aliyyi`l-Azîm` demek sünnettir Ezan bittikten sonra, `vesile` duasını okumak sünnettir Bu duayı okumak Şafiî`lere göre kametten sonra da sünnettir

 Vesile duası şudur: `Allâhümme rabbe hâzihi`d-da`veti`t-tâmmeh Ve`s-salâti`l-kaimeh Âti seyyidenâ Muhammedeni`l-vesîlete ve`l-fazilete ve`d-derecete`r-rafî`ate`l-`âliyeh Veb`ashü makâmen mahmûdeni`llezî va`adteh İnneke lâ tuhlifu`l-mîâd`

Meâli şöyledir: `Ey şu mükemmel davanın ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah`ım! Efendimiz Muhammed`e (asm) vesileyi (Şefaati ve Cennette en yüksek makamı), fazîleti ve en yüksek dereceyi ver O`nu vaadettiğin Makam-ı Mahmûd`a ulaştır Hiç şüphesiz Sen, vaadinden dönmezsin`

29 Mart 2017 Çarşamba

HZ. MUHAMMED SAV DEN DUALAR

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN
PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED ( SAV ) DEN DUA

(Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.) [Müslim]

(Allah’ım, her zorluğu bana kolaylaştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver!) [Taberani]

(Allah’ım, kalbimi ve amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten koru!) [Hatib]

(Allah’ım, beni ilimle zengin et, hilmle süsle, takva ile şereflendir!) [İ. Neccar]

(Allah’ım, iyiliğimi gizleyen, kötülüğümü yayan hilekâr dosttan sana sığınırım.) [İ. Neccar]

(Allah’ım, fakirlikte de, zenginlikte de tutumlu olmayı nasip et!)[Buhari]

(Allah’ım, borç altında ezilmekten ve düşmanın galebesinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, ölüm anında, şeytanın galebesinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, kötü kadınların fitnesinden sana sığınırım.) [Harâiti]

(Allah’ım, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.)[Nesai]

(Allah’ım, bize öyle bir şifa ver ki, geride hiç bir hastalık kalmasın!) [Ebu Davud]

(Allah’ım, Cenneti elde edip Cehennemden kurtulmayı senden istiyoruz.) [Hâkim]

(Allah’ım, sana dua edilince kabul ettiğin, bir şey istenince verdiğin, musibet ve sıkıntıların kalkması istenince kaldırdığın ismin hürmetine, senden istiyorum.) [İbni Mace]

(Ya Rabbi, ölümü bana kolaylaştır!) [İbni Ebi-d-dünya]

Tergib’de bildirilen hadis-i şeriflerden bazılarının meali de şöyledir:
(Ya Rabbi, Sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle!)

(Ya Rabbi, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden de koru!)

(Ya Rabbi, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru!)

(Ya Rabbi, işinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan ve doğru konuşanlardan eyle!)

(Bedenime, kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım.)

(Ya Rabbi, kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip et!)

27 Mart 2017 Pazartesi

HADİSLER

ESSELAMU ALEYKUM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
"Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde,Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir. ( 110-1,2,3)
Peygamberimiz ( sav ) “Hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder yerinize, günah işleyecek tevbeleri sebebiyle mağfiret edeceği kimseler yaratırdı. Müslim,Tir.
“Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'den daha çok tebessüm eden bir kimse görmedim.”Tirmizî"
CENNETTE BÜYÜK B¡R KÖŞK VARDIR. ¡SM¡ FERAH EV¡D¡R. BURAYA ANCAK ÇOCUKLARI SEV¡ND¡RENLER G¡RER..." [ibn-i Addy]
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.Buhârî, EbuDâvûd, Edeb, 6
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6
Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63
“Eğer ayakta su içen kimse, midesine verdiği zararı bilseydi, içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19
"Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz" Hz. MUHAMMED (SAV)

26 Mart 2017 Pazar

İMAN EDENİN YAPMASI GEREKENLER

İMAN ETTİM DİYENİN YAPMASI GEREKENLER
 İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut Suresi, 2)

Bu ayette Allah (c.c), “iman ettim” diyen kullarını dünya hayatında imtihan edeceğini bildirmektedir. Allah (c.c) insanlardan gerçek ve samimi bir iman istemektedir. Bu ise kişinin yalnızca “ben inandım” demesiyle elde edilemez.

İnsanın dünyadaki vazifesi, Yüce Allah’a (c.c) ve ahirete iman etmek, Kuran’da belirtildiği şekilde güzel ahlak sahibi bir insan olmak, Allah’ın (c.c) sınırlarını korumak ve O’nun hoşnutluğunu kazanmaya çalışmaktır.

 Dolayısıyla her insan, Allah’a (c.c) ve O’nun dinine gerçekten inandığını, şeytanın kendisini saptırmak için göstereceği bütün çabalara rağmen doğru yoldan dönmeyeceğini göstermelidir.

Aynı şekilde inkarcılara uymayacağını, kendi nefsinin tutkularını Allah’ın (c.c) rızasına tercih etmeyeceğini de ispatlamalıdır. Bunu ise karşılaştığı olaylara verdiği tepkilerle ortaya koyacaktır.

Allah (c.c), din ahlakını yaşamayı kabul eden insanın karşısına sabretmesi gereken bazı zorluklar çıkaracak, bunlara karşı gösterdiği tavırlarla onu imtihan edecektir.

Gerçek bu iken mümin, karşısına çıkan her olaya imtihan gözüyle bakmalı, Allah’a (c.c) tevekkül etmeli ve O’nun rızasına uygun olan tavrı göstermelidir. Allah (c.c) Kuran’da müminleri korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğini bildirmektedir. (Bakara Suresi, 155)

Sadece zorluklar değil, dünya hayatındaki nimetler de Allah’ın (c.c) birer imtihanıdır. Allah (c.c) verdiği her nimetle beraber insanın Kendisi’ne şükredici olup olmadığını da dener. Nimetlerin yanında, Allah (c.c) insanın karşısına hayatı boyunca, karar vermesi gereken pek çok olay çıkarır.

Elbette yaşadıklarının bir imtihan olduğunun farkında olan ve Allah’ın (c.c) rızasına uygun olduğunu düşündüğü şekilde karar veren müminler bu imtihanı kazanmayı ve Allah’ın ( c.c) Kuran’da bildirdiği gibi cennet hayatı ile mükafatlandırılmasını umabilirler.

İMANSIZ ÖLENLER

İMANSIZ ÖLENLERİN SESLENİŞİ
İmansız ölen kişiler, ölümünden cehenneme girinceye kadar hatta girdikten sonra bile Allah'a yalvarıp, geri dönmek isteyeceklerdir. Dünyada kulluk etmedikleri Allah'tan, ikinci bir imtihan şansı isteyeceklerdir. Bu konuya Kur'an, genişçe yer vermiştir..

Bir tanesini hatırlatalım:

"Onları, ateşin başında durdurulup da: 'Keşke, biz (dünyaya) geri döndürülseydik de, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık' diyecekleri vakit bir görsen!" (En'âm: 27)

Ama onlar tekrar dünyaya döndürülmeyecek/gönderilmeyecek ve ikinci bir fırsat tanınmayacaktır.

Allah'ın rahmet ve adaletini bilmeyen, Allah'ı gereği gibi tanıyıp takdir edememiş olanlar, şöyle diyebilirler:"İkinci şans verilse belki mü'min olurlardı! Belki önceki hayatlarındaki gibi kötü bir insan olmazlardı" diye düşünebilir bazıları..

Bu fikir yada itiraza, Allah cevap vermektedir. Öncelikle dünyaya dönüp ayetlere göre yaşayıp mü'min olma temennisinde bulunanlarla başlayalım.

"Hayır, evvelce gizledikleri şeyler karşılarına çıktı. Eğer geri döndürülselerdi yine kendilerine yasaklanan şeylere geri dönerler. Çünkü onlar şüphesiz yalancıdırlar." (En'âm: 28)

Artık onlar ahirette, dünyadaki küfür ve isyanlarının karşılığını göreceklerdir. Onlar tekrar dünyaya dönseler bile, onların asla iman etmeyecekleri ve yine yasaklandıkları şeyleri yapacakları bildirilmektedir.

Onların "mü'min olurduk" temennileri artık gayba dair şeyleri ahirette gözleriyle gördükleri içindir. Oysa iman, gayba iman etmeyi gerektirir. Rabbimiz Bakara: 3'de: "Onlar gayba iman ederler.." buyurmaktadır. Gayb; duyu organlarıyla algılanamayan, Allah'ın bildirdiği gerçeklerdir.
Ahirette cehennemi ve Allah'ın azabını gözleriyle gören kâfirler dünyada iken; gaybı inkâr etmişler ve görmeden inanmamışlardır. Tekrar dünyaya döndürülmüş olsalar bile, normal şartlarda yine gaybı inkâr ederler, ayetleri yalanlarlar. Allah bu gerçeği çok iyi bilmekte ve bildirmektedir..

Kâfirlerin bu tavrı, gayb perdesi gözlerinin önünden kalktığı içindir.

Firavun da ölüm meleklerini karşısında gördüğü zaman şöyle demişti: "..Nihayet (Firavun) boğulacağı zaman şöyle dedi: 'İsrailoğullarının iman ettikleri ilâhtan başka bir ilâh olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım.' " (Yûnus: 90) Rabbimiz ise onun bu esnadaki imanını kabul etmemiştir. Kur'an'a kulak verelim: "Şimdi mi? Halbuki sen bundan önce isyan etmiş ve fesatçılardan olmuştun." (Yûnus: 91)

Allah, son nefeste, ümitsizlik anındaki imanı kabul etmiyor! Artık ölümle birlikte imtihan da son bulmaktadır!

Ayrıca ona öğüt almak isteyenin öğüt alabileceği kadar bir zaman (Fâtır: 37) bahşedilmişti ama o dünyada refah içindeyken, uyarıcılara aldırış etmedi.

Yûnus: 91'deki sözler bir görüşe göre Firavunun içinden geçirdiği ümitsiz duygunun seslendirilmesidir. Yani imanının geçersiz olduğunu o da biliyordu. Kendi vicdanı ona, böyle sesleniyordu. Bu söz; Allah'ın yada Cebrail'in de olabilir. Artık ölüm ve ölüm meleklerinin gözüktüğü esnada; iman ve tevbe kapısı kapanmıştır.

Rabbimizin "..Ancak müslümanlar olarak ölünüz." (Âl-i İmrân: 102) buyruğunda olduğu gibi; "müslüman" olarak ölmeyi, Yüce Mevlâmız hepimize nasip etsin.. Amin.

CENNET BEDAVA GİTMEK İSTEYENE

"
CENNET BEDAVA GELEN YOK
CEHENNEM PARAYLA HERKES KOŞUYOR

Cennet bedava.
Cehennem parayla ve ücreti de çok pahalı. Ancak bazıları bunun pahasına falan bakmıyor; elinden gelen bütün gayreti cehenneme girmek için kullanıyor.
Cennete girmek için bir tek kuruş ödenmiyor. Nasıl mı?
* Namaz kaç para?
Namaz kılmak için para ödemiyorsunuz.
* Abdest kaç para?
Abdest aldığınız için sizden para isteyen yok.
* Şehadet kaç para?
“Sen şehadet getirdin ver şu kadar para” diyen oldu mu? Olur mu ya! Yok böyle bir ücret.
* Namuslu yaşamak kaç para?
* Kur’an okumak kaç para?
* Terbiyeli olmak kaç para?
* Şerefli yaşamak kaç para?
* Günahlardan korunmak kaç para?
Bu özelliklere sahip olmak için hiçbir ücret ödemiyorsunuz. Bunların ücreti yok; kazancı var. Bunlarla insan cenneti kazanıyor.
Lâkin...
* Namussuzluk para. Para ödeyerek namussuz olabilirsiniz.
* Plaj para,
* Kumar para,
* İçki para,
* Zina para,
* Zamparalık para,
* Şerefsizlik para,
* Haramların hepsi para,
* Tesettürsüzlük para. Modacıların dediklerini alacaksın. Kucak dolusu kozmetikler kullanacaksın. Allık pulluk süreceksin. Şebekleşeceksin... Bunlar hep para. Haramların hepsi para. Cehenneme giden bütün yollar parayla. Cennete-Cehenneme inanan kişi bu derece sorumsuz olabilir mi?

PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN

Dini Hikaye seven kardeşlerim
Bizi TAKİP etsinler → Sait Davran

24 Mart 2017 Cuma

AYETLERLE DUA ETMEK

Hayırlı cumalar. Bütün Müslüman kardeşlerimiz için;


“Ey Rabbimiz! Bizlere dünyada ve ahirette güzellikler ihsan eyle azabından muhafaza eyle.”        ( Bakara 201)

رَبَّنَا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.” ( Bakara 250)

رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسٖينَا اَوْ اَخْطَاْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا اِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهٖ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلٰینَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ
Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” ( Bakara 286)

رَبَّنَا اِنَّنَا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru. (Ali imran 147)

رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَاِسْرَافَنَا فٖى اَمْرِنَا وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرٖينَ
“Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et. (Araf 155)

رَبِّنَا لَمَّا جَاءَتْنَا رَبَّنَا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمٖينَ
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al.” (Araf 126)

KUŞLUK NAMAZI

Günde 2 rekat kuşluk namazı kılan, doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Ebu Ya’la]

(İki rekat kuşluk namazı kılan gafillerden olmaz. Dört rekat kılan, abidlerden olur. Altı rekat kılarsa, bu namaz o gün ona kâfi gelir. Sekiz rekat kılan, masivayı terk edip itaat eden kullardan yazılır. On iki rekat kılan da Cennette özel bir köşke kavuşur.) [Taberani]

(Cennetin bir Duha kapısı vardır. Bu kapıdan ancak kuşluk namazı kılanlar girer.) [Taberani]

(İki rekat kuşluk namazı, kabul olunmuş bir hac ve umreye bedeldir.) [Ebuşşeyh]

Peygamber efendimizin, düşman üstüne gönderdiği askerler, kısa zamanda zafer kazanıp bol ganimet ile evlerine döndüler. Bu askerlere gıpta edenleri görünce buyurdu ki:
(Size bunlardan daha kısa süren, daha çok ganimet getiren ve daha tez eve döndüren cihad yolunu göstereyim. Kuşluk namazı için camiye giden, daha az savaşmış, daha çok ganimet almış ve daha tez evine dönmüş olur.) [İ. Ahmed]

22 Mart 2017 Çarşamba

NİSAN YAĞMURU VE ŞİFA

NİSAN YAĞMURU İLE GELEN ŞİFA.

Nisan Yağmuru,Peygamber (s.a.v.)Efendimiz tarafından bereket ve ölüm hariç her derde deva olduğu bildirilmiş,ve içerisine okunacak dualar ile beraber 7 gün aç karnına içilmesi tavsiye edilmiştir. Şifalı ve bereketli Nisan yağmuru suyunun toplanacağı günler,Rumi Nisan ayının yedisinden sonra,ay sonuna kadardır.Malum Rumi -miladi arası 13 gün fark var.Miladi 14 nisan Rumi 1 Nisandır.Yani takvimler 20 Nisanı gösterrken Nisan Yağmuru toplayabiliriz.13 Mayısa kadar bu yağmurlar devam eder.
Nisan yağmuru toplandıktan sonra içerisine bazı dua ve sureler okunarak şifa niyetine içilir.Bu şekilde içilmesi bizzat Peygamber S.a.v.Efendimiz tarafından tavsiye olunmuştur.

Nisan Yağmuru suyuna ;
70 defa Salevat-ı Şerife(allahümme salli ala seyyidina muhammedin
1 defa:yasini şerif

70 Kafirun suresi(kul Ya Eyyühel-Kafirun)
70 İhlası şerif (Kul hüvellahü Ehad)
70 Felak (Kul euzü Birabbil-felak)
70 Nas (Kul Euzü Birabbin-nas)
70 tesbih duası (subhanellahi vel hamdü lillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber.vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyi-azıım.)
70 salevat-ı Şerife,(sonunda tekrar salevat okunur

Not-1:okunan her yetmişten sonra ve Yasini şerifteki her mübinden sonra suya "hu" denilir.

Not 2:-7 sabah abdestli olarak aç karnına içilecek

Vakit uzun o bakımdan suları toplamaya çalışın az toplayabildiyseniz normal su ile çoğaltabilirsiniz.

Not 3:- Bunu içen kişinin cesedinden Allahü Teala her türlü derdi kaldırır.Ona tüm hastalıklardan ve açlıktan afiyet verir.Gözlere şifa verir Ateşi giderir,Balgamı keder,Göğüs ağrısını giderir,menfeati sayılamayacak kadar çoktur.

Nisan yağmuru hakkında Hadisi şerifler:

Peygamber Efendimizden rivayet olundu ki;

"cebrail a.s.Bana öyle bir ilaç öğretti ki, o ilaç sayesinde insanların doktorların ilacına hiç ihtiyaç kalmaz.
Eshabı Kiram o ilaçtan bizede haber ver Ya Rasülellah dediler:Peygamber (s.a.v.)"Nisan yağmurunu toplayınız .Ona 70 fatiha-i şerife,70 defa ihlası şerif,70 Felak,70 defa nas suresini 70 defa tesbih duasını(Sübhanellahi velhamdülillahi vela ialhe illallahü vallahü ekber,vela havle vela guvvete illa billahil aliyyil-azıım) okuyunuz.Sonra yedi gün devamlı olarak sabah akşam birer bardak içiniz.Beni hak Peygamber olarak gönderen Cenabı Hakka yemin ederim ki,Cebrail bana dediki;Bu sudan içen kimsenin cesedinden ,damarından,sinirinden ,etlerinden o kimseye ağrı,acı veren rahatsızlığını Cenab-ı Hak giderir,O kimseye sıhhat ve afiyet verir.

Yine Başka bir Hadisi şerifte:

"Beni hak Peygamber olarak gönderen Allaha Yemin ederim ki,Çocuğu olmayan bir erkek,bu sudan hanımına içirse,Allahü Tealanın izni ile Hanımı hamile kalır.hanımını başı ağrıyan bir erkek bu sudan hanımına içirsse, bu su ona sıhhat için yeterli olur.İçen kimsenin balgamını keser.Rüzğar ona zarar vermez.Çirkin haller kendisine isabet etmez.Bel ağrısından,karın ağrısından,şikayeti kalmaz.Alaca hastalığından korkmaz.göğüs ağrısı çekmez.kalbine gelen vesvese (evham)gönlünden çıkar gider.Kendini çok eğenmek,hased,kibir,düşmanlık,gıybet ve koğuculuk (gibi manevi hastalıklar dahil),dünyada yaşayan her fani (geçici)olanlar için allahü tealanın izni ile fayda vericidir."(tefsir-i Kebir.Kuran tefsiri)

Ayrıca,kur'an-ı Kerim ve Ezan-ı Muhammedi okunurken,düşman korkusuyla karşılaşınca,yağmur yağarken ve zulme uğrayınca yapılan dualar kabul olunur(teberani)

Hz.Enes R.a. anlatıyor :Rasülüllah s.a.v. ile birlikteyken ,yağmur yağmıştı,hemen başını açtı ve "Yağmur Rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği Rahmettir"dedi.Diğer bir rivayette ise,Rasülüllah s.a.v.'in elbisesini açtığı bildirilmiştir.(Müslim 2/615,Ebu Davud 5/3309)

Ebu Hureyre R.a. anlatıyor:Rasülüllah (s.a.v.)ve sahabeleri senenn ilk yağmuru yağdığında,gökteki ilk damlalara,(değmesi için)başlarını açarlardı ve rasülüllah (s.a.v.)Şöyle derdi:"Yağmur ,rabbimizin en son ,ve yeni yarattığı bir mahluktur ve bereketi en çok olandır."

PEYGAMBERİMİZ SAV DEN DUALAR

PEYGAMBERİMİZDEN DUA
Sual: Her peygamber gibi, Peygamber efendimizin de, hiç günah işlemediği halde, (Beni günahtan, küfürden koru) gibi dualar etmesinin hikmeti nedir?
CEVAP
Nasıl dua edileceğini bize öğretmek için, öyle dua etmiştir. Bazıları şöyledir:
(Allah’ım, bizi açık ve gizli bütün günahlardan koru!) [Taberani]

(Allah’ım, ürpermeyen kalbden ve doymayan nefisten sana sığınırım.) [Müslim]

(Allah’ım, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, düşkün ihtiyarlıktan sana sığınırım.) [Hâkim]

(Allah’ım, bize dinî musibet verme! Bize acımayanları başımıza musallat etme!) [Tirmizi]

(Allah’ım, bana öyle bir iman ve yakîn ver ki, sonu küfür olmasın!) [Tirmizi]

(Allah’ım, denizlerin arasını ayırdığın gibi, beni Cehennem azabından koru!) [Tirmizi]

(Allah’ım, bizi dostlarınla dost, düşmanlarınla düşman olanlardan eyle!) [Tirmizi]

(Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, kabul edilmeyen amel ve duadan sana sığınırım.) [Müslim]

(Allah’ım, senden, bilip bilmediğim her hayrı ister, her şerden sana sığınırım.) [Taberani]

(Allah’ım, bizi dünya zilletinden ve âhiret azabından muhafaza eyle!) [Müslim]

(Allah’ım, günahımı affet ve rızkıma bereket ver!) [İ. Ahmed]

(Allah’ım, kötü huy, kötü iş, kötü arzu ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.) [Ebu Davud]

(Allah’ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, ölüm anındaki sıkıntılara karşı bana yardım et!) [Tirmizi]

(Allah’ım, beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!)[Bezzar]

(Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyandan eyle!) [Tirmizi]

(Allah’ım, ilmimi arttır!) [Tirmizi]

(Allah’ım, kulak, göz, dil, kalb ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.) [Nesai]

(Allah’ım, nankörlükten ve kabir azabından sana sığınırım.)[Müslim]

(Allah’ım, bana hidayet, takva, tokgözlülük ve zenginlik nasip eyle!) [Müslim]

(Allah’ım, sıhhat, iffet, güzel ahlâk ver ve kaderine rıza göstermemi nasip et!) [Taberani]

(Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.) [Müslim]

(Allah’ım, her zorluğu bana kolaylaştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver!) [Taberani]

21 Mart 2017 Salı

TÜRKİYEM

MÜSLÜMANIN UMUDU TÜRKİYE
ALLAH'IM Peygamberimiz (sav) hürmetine, Bedir'de ettiği dua hürmetine; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.

Allah'ım İslama hizmet etmiş atalarımız hürmetine, sevdiğin Alimler hürmetine ; vatanımızı, milletimizi, devletimizi koru.

Allah'ım Müslümanın umudu Türkiye kaldı, devlete isyanı yasak ettiğin için kafirler " Allah yardım etmezse" yıkarız diyor, sokağa döküyor, devlete isyana çağırıyorlar.

Müslüman Müslümanın kardeşi diyorsun, kafirler birbirimize düşman edip; öldürtüyor, Allah yardım etmez, yıkarız diyorlar.

Bütün Müslüman dünyasını uyandır. YARDIM EYLE, iSLAM'IN SON ORDUSU KALDI.

ÇANAKKALE'DE ÖĞRENDİLER SAVAŞLA YENEMEYECEKLERİNİ TERÖRLE SALDIRIYORLAR, YARDIM EYLE. AMİN

Mülteci durumuna düşmek istemiyorsan dua et,amin de, bunu yapabilirsin. Dinimiz için, çocuklarımızın geleceği için.

19 Mart 2017 Pazar

YAŞLI ÇOCUKLAR

YAŞLI ÇOCUKLAR
Doğan her insan ömrü uzun ise mutlaka ihtiyarlar. Önümüzde bir ihtiyar var ise yavaş gidiyor diye kızarız, sesli yada içimizden, konuşuruz anlamıyorlar diye kızarız, ne yapsalar ters gelir bize, dayanamayız. Bizi anlamıyorlar deriz de bizim onları hiç anlamadığımızı bilmeyiz.

Evet yaşlanınca çocuk hükmüne geçerler, onlar yaşlı çocuklar. Etrafımızda yaşlı var ise görünce hatırını sormalı, ihtiyacı var mı, sağlığı nasıl, evinde yemeği var mı, ilgilenmelidir.

Sahipsiz yaşlılar, evlerinde sessiz ölüyor, kokusu mahalleyi kaplayınca haberimiz oluyor. Devletin bakana ve yaşlıya bağladığı aylık hürmetine, sokağa atılmaktan kurtuldu; sahte de olsa bir sevgi görmeye başladılar.

Çocuğu ikna edebiliriz de yaşlıyı ikna edemeyiz, dediklerini derler, onların dediklerini yapmak zorundayız. Bir zararı olmaz, faydası dua olur, yaşlı bilmese de Allah (c.c) biliyor, mükafatı verecek olan Allah (c.c) dir.

Allah için hizmet etmek lazım, insanları memnun etmek için yaparsak, asla memnun olmazlar, çok üzülürüz. Sevabı Allah (c.c) vereceğini düşünmek karşılık beklemeden yapmamıza neden olur. Hem bizi mutlu eder, hem karşıyı mutlu eder.

Peygamberimiz sav; Yaşlılarımıza hürmet ve ikram, Allah'ü Tealaya saygıdandır. (Buhari)

ANNE SÜTÜ BANKASI

Ömer Abdulaziz
ANNE SÜTÜ BANKASI
Anne sütlerini toplayarak depolayıp her çocuk için kullanıma hazır halde bekletmek ne kadar tedbir alınırsa alınsın İslam açısından çok mahzurludur. Hatta haramlara sebep olur. İslam’da kardeşlik iki şekilde olur bir aynı anneden doğmakla diğeri de aynı anneden emmekle. Her iki şekilde kardeş olanlar dinimize göre ebediyen birbirlerine haram oldukları için evlenemezler. Evlenmiş olsalar; eşler daha sonra bu durumu öğrenseler bunu kim nasıl düzletebilecek?

İslam’da sütanneliği kurumu en güvenli yoldur. Bunu dar çevrede aileler zaten takip edip birbiriyle görüşüyorlar. Bu bağ onları her zaman yakın tutuyor. Bu yakınlık bu zamana kadar hatalı evliliklere yol açmadı ve açmayacaktır da. Dolayısıyla Diyanetten fetva alınsa bile şuurlu ebeveynler Anne Sütü Bankasına ne süt verirler ne de bebeklerine süt alırlar.

Bu proje Devlet kreşlerinde büyüyen kimsesiz çocuklar için düşünülüyorsa bu bebeklere süt annesi tayin edilsin ve boşuna bina ve tesis masraflarına gidilmesin. Zira bu proje daha masrafsızdır ve çok daha güvenlidir. Lütfen yavrularımızı ve kendimizi ateşe atmayalım. Çocuklarımızın gürbüz ve sağlıklı olması için bu projeyi düşünüyorsak; Onların ruh dünyalarında yapacağımız tahribatı da düşünelim. (Ömer AKPINAR)

15 Mart 2017 Çarşamba

YAŞAMA SANATI

Ahmet Muhtar Büyükçınar ile…
İnsanlar yaşama sanatını bilmiyorlar.
Hocamın bana üç saat ders verdiği olurdu, ne ben yorulurdum ne o yorulurdu. Zor kelimesini kaldırırsanız zorluk kalmıyor. Ben hayatım da iki şeyi unutmuştum. Biri zor biri de yorgunluk kelimesi…

Bir ayetten ilham aldım “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden  ibarettir.”(Enam, 6/32) ayetinden…

Çocuk mesela sahile iner, belki yemek de yememiştir; oynar, kumlarda ev yapar, ne yorulur ne bıkar; unutur her şeyi… Ama aynı çocuğa bir görev versen bıkar, on dakika sonra bırakır, kaçar. İş diye yapınca yoruluyor; oyun diye yapınca yorulmuyor.

Mademki Allah ( c.c ) dünya için oyun ve oyuncak diyor, o halde ben çocuk oluyorum, dünya oyun oluyor, kendimi o işe kaptırıyorum. Bakın hocam üç saat okutuyordu, yorulmuyordum, çünkü onu oyun olarak görüyordum.

Bunun asıl kaynağı benim dedemin nasihatleridir. Nasihatinin rengi noktası kadere razı olmak, her şeyi hoş görmek ve cömert olmaktı.

Hz. İbrahim’i çok anlatırdı. Üç şey söylerdi: “ Yavrum hünerini çoğalt. Sanat altın bileziktir. Cömert ol, bir de razı ol…” kendisi de bu söylediklerini yaşardı. ( Alimlerimiz 2 Erkam yayınları )

Hocamız doğruları söylüyor. Kendimize bakalım böyle düşünüp yaşayabiliyor muyuz? Yaşıyorsak mutluyuz demektir.

ŞİKAYET ETMEK

SÜREKLİ ŞİKAYETLENMEK, SIZLANMAK NEDENDİR

PEYGAMBERİMİZ (SAV)
 "Kişinin hatalarının çok olması, yumuşak huyluluğunun eksik bulunması, doğruluk ve hakperestliliğinin az olması, gece boyunca ölü gibi uyuması, gündüzleyin işsiz boş oturması, tembel olması, sürekli sızlanması, halinden şikayetçi olması, cimri olması, aç gözlü olması... Bütün bunlar, kişiye dininde ve kişiliğinde zayıflık ve kötülük olarak yeter...
Hadis (Ebu Nuaym).

BUNLAR BENDE YOK DİYENLERE NE MUTLU, KENDİMİZİ ÖLÇELİM. HEM KİŞİLİK ZAYIFLIĞI HEM DİN ZAYIFLIĞI OLURSA HALİMİZ NE OLUR?

Bazıları veya hepsi varsa hemen eksiklerimizi tamamlayalım, başkalarının hatalarını değil, kendimizinkini görebilirsek eksiler düzelir.

Başkasında kızdığımız hataları bizde yapıyor olabiliriz, kendimizi şöyle bir hesaba çekelim, inşaallah

ZAMANIN ÖNEMİ

Allah’ın ( c.c ) kullarına sayılamayacak kadar çok nimeti vardır. İnsanoğlunun bunları sayabilmesi, hakikatini idrak edebilmesi mümkün değildir. Yüce Rabbimiz bu nimetleri sürekli olarak ikram etmekte, her nimetin ardından bir başkası gelmektedir.

İBRAHİM SURESİ 34. AYET
“ O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan yinede çok zalim, çok nankördür.”

Allah Teala’nın insanoğluna verdiği nimetlerin en büyüğü, O’na iman etmek ve O’nun katından gelenlere inanmak, Allah Teala’nın farz kıldığı ve emrettiği şekilde bunların gereğini yerine getirmektir.

En kıymetli nimetlerden biri de zamandır. Nitekim pek çok Ayeti Kerime zamanın önemine ve ne kadar büyük bir nimet olduğuna işaret etmektedir.

İSRA SURESİ 12. AYET
“ Biz geceyi ve gündüzü birer ayet ( delil ) olarak yarattık. Nitekim Rabbinizin nimetlerini araştırmanız, ayrıca, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için gecenin karanlığını silip aydınlatan gündüzün aydınlığını getirdik. İşte Biz, her şeyi açık açık anlattık.”

Zamanı iyi değerlendirmek ve geçmişi iyi bilmek hataların yeniden yapılmasını önler. Birçok kolaylık getirir. Rabbimiz bizi yaratmadan bütün ihtiyaçlarımızı en ince ayrıntısına kadar ayarlamış. Bizler kolaya konduk.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Beş şeyden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalığından önce sağlığını, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetinden önce boş zamanını ve ölümünden önce hayatını.” buyurmaktadır

SİHİR YAPMAK VEYA YAPTIRMAK

SİHİR YAPANLARA GİTMEK

“O sihri yapanlar, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar verebilecek durumda değillerdi. Onlar böylece kendilerine fayda veren şeyleri değil de, zarar verecek şeyleri öğrendiler.” (Bakara Sûresi, 102)

Zaralı bir meslek olduğunu ayetten görüyoruz. Allah (c.c) " ol" emrini vermedikçe bir şey olmaz. Şeytana nasıl kötülük için izin verildiyse ( ebedi cehennemlik olacak ), bu kişilere de öyle bir izin verilmiş. İmanı giden insan zulmü hayır gibi görür. Ona inanıp peşinden gitmek de iki dünyanın rezil olması demektir.

Sır Allah (c.c) sığınmakta ve tedbir almaktadır. Bu da bir imtihandır. Ne yapmalı, evimizde gördük diyelim;
Önce zararından Allah (c.c) sığınmalı, 111 felak ve nas ayetleri okunmalı ve cevşenül kebir hatmi yapılıp, Peygamber efendimize (sav) sevabı hediye edilip, dua etmelidir.

3 yasini şerif ve üç cevşenil kebir hatmi okunur, hediye edilip, isim vermeden "düşmanlarımı Sana havale ettim, bana yardım et Rabbim, bunların tesirini kaldır" diye dua edilmelidir. Çünkü kimin yaptığını Allah (c.c) bilir. Hem şüpheli durumlarda yanlışlık yapılmaz, emir durumu oluşmaz.

Neden: Çünkü tesiri için Allah (c.c) izin veriyorsa, O'ndan başkası da kaldıramaz.

Yanlışımız nerede: Duyduk bir ayet şu kadar okunursa şöyle olur diye; hemen okuyoruz, şu dileğim olsun, şu şekil olsun, diye Allah (c.c) emir yağdırıyoruz. Filanın nefesi çok kuvvetliymiş gibi düşüncelere kapılıyoruz.

Bizim için hayırlı olanların verilecek olduğunu unutuyor, Allah (c.c) "ol" emri olmadan ne okursak okuyalım olmayacağını da unutuyor. Şu kadar okudum, şu kadar sadaka verdim de olmadı diye dine , ayetlere küsüyor, sapıtıp gidiyoruz.

Halbuki" beni şu sıkıntımdan hayırlı aydınlığıma çıkar, yardım et diye dua edilse, yüreğinden gelerek, birde her sıkıntının bir süresi olduğunu unutmasak ne kadar rahatlarız. Dua rahatlama, sabır ve kolaylık gelmesidir. Allah (c.c) yardımıdır.

Ne kadar sıkıntıda olunsa bile Allah (c.c) sığınmak ve imtihan olduğunu, bir gün biteceğini bilmek, mutlu yaşamanın sırlarından dır. Konuşmak kolay, uygulamak zordur.
ALLAH'IM AF VE MERHAMETİNİ, PEYGAMBERİMİZİN (SAV) ŞEFAATİNİ, BÜYÜK VELİLERİMİZİN DUASINI NASİP EYLE. ALLAH (C.C) YARDIMCIMIZ OLSUN

14 Mart 2017 Salı

ALLAHIN SUBUTİ SIFATLARI

Allah ( c.c ) bu sıfatları sınırlı olarak insanlara da verdiği sıfatlarıdır. 1- HAYAT: Yüce Allah’ın canlı ve diri olmasıdır. Allah’ın bir hayat sahibi olması, O’nun ezeli, ebedi ve ölümsüz olmasıdır. “ Allah hayat sahibidir.” ( Al-i İmran 2 ). Mahlûkatın hayatı ise geçicidir, bir gün mutlaka öleceklerdir.” Sen, O ölümsüz ve daima diri olan ( Allah’a ) tevekkül et…” ( Furkan 58 ) 2- İLİM: Allah ( c.c ) olmuş olacak her şeyi bilmesi demektir. “ De ki: İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ki her şeyi, yerde ki her şeyi de bilir…” ( Al-i İmran 29 ) 3- İRADE: Yüce Allah’ın her şeyi istediği gibi dilemesi demektir. “Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece ona “Ol” demektir ve o hemen oluverir.” ( Nahl 40 ) 4- KUDRET: Her şeyi yapmaya ve yaratmaya gücünün yetmesidir. Bu evren ve onda olanlar Yüce Allah’ın kudret sıfatının göstergesi olarak durmaktadır. “ … Muhakkak ki, Allah her şeye kadirdir, gücü yetendir….” ( Bakara 20 ) 5- SEMİ ( İŞİTME ): Allah’ın her şeyi işitmesi demektir. Allah’ın işitip görmesine uzaklık-yakınlık, gizlilik-açıklık, karanlık-aydınlık engel teşkil etmez. O, içimizde ki fısıltıları, kalpten ve gönülden yaptığımız duaları işitir. “ Allah şüphesiz her şeyi işitir ve görür.” ( Hac 61 ) 6- BASAR ( GÖRME ): Allah’ın her şeyi görmesi demektir. Allah’ın ( c.c ) görmesine engel yoktur. Hiçbir şey O’nun görüş alanının dışında değildir. “… Biliniz ki, Allah şüphesiz yaptıklarınızı görür.” ( Bakara 223 ) 7- KELAM: Allah Teala’nın harf, ses, hece ve yazı gibi insanlara mahsus vasıtalara muhtaç olmadan konuşması demektir. “ …Allah Musa ile konuştu” ( Nisa 164 ). Kur’ai Kerim’e “ KELAMULLAH” denilir. Allah ( c.c ) Peygamberlerine bildirdiği vahiyler, onlara verdiği ilahi kitaplar, mahlûkata lütfettiği ilhamlar, hep O’nun kelam sıfatının bir ifadesidir. 8- TEKVİN: Allah’ın yaratma sıfatıdır. Olmayan bir şeyi, yokluktan çıkarmak, varlığa kavuşturmak demektir. Allah ( c.c ) nin yaratmak, rızk ve nimet vermek, suçluları cezalandırmak, diriltmek, öldürmek gibi bütün fiilleri, tekvin sıfatıyla ilgilidir. “ De ki; onları ilk defa yoktan var edip yaratan, yeniden diriltir. O bütün yaratılmışı hakkıyla bilendir.” ( Yasin 79 )

ALLAHIN ZATİ SIFATLARI

Rabbimiz’i anlatabilmek için neler bilmemiz gerekiyor? Elhamdülillah Müslüman’ız. Allah’ın ( c.c ) sıfatlarını bilmek, büyüklüğünü tasdik etmemize ve sevgimizin artmasına sebep olur. Allah ( c.c ) Zati Sıfatları: sadece Allah’a ait özelliklerdir. Başka canlılarda bulunmaz. 1- VÜCUD: Allah’ın var olduğunu ifade delilidir. 2- KIDEM: Varlığının başlangıcı yoktur. O sonradan olmamıştır. “ O ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir.” ( Hadid 3 ) 3- BEKA: Varlığının sonu olmaması, O’nun daima var olması demektir. “ Yeryüzünde her şey fanidir. ( yok, olacaktır ) Ancak yüce ve cömert olan Rabbinin varlığı bakidir.” ( Rahman 26-27 ) 4- MUHALEFETÜN LİL HAVADİS: bu sıfat Cenabı Hakkın zat ve sıfatları açısından hiçbir şeye benzemediğini ifade eder. “ O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” ( Şura 11 ) Allah şekilden, zamandan mekândan münezzehtir. Hiçbir şey Allah’a benzemez. 5- KIYAM BİNEFSİHİ: Var olmak ve varlığını sürdürmek için başkasına ihtiyaç duymamasıdır. “ Allah ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O,Hayy ve Kayyum’dur ( daima diri ve yarattıklarını gözetip yönetendir. Her şey O’nunla varlığını devam ettirir.)” 6- VAHDANİYYET: Allah ( c.c ) zatında, sıfatlarında, fiillerinde bir olması, eşi, ortağı ve benzerinin bulunmamasıdır. “ De ki: O Allah birdir.” ( İhlas 1 ) İHLAS SURESİ : “ De ki: O, Allah bir tektir. Allah Samed’dir. ( Her şey O’na muhtaçtır, O hiçbir şeye muhtaç değildir.) O’ndan çocuk olmamıştır. ( kimsenin babası değildir ). Kendiside doğmamıştır. ( kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”

ZİKİR, AKILLI KİM

ZİKİR
ZİKİR Sözlük manasında; Anmak, hatırlamak, yâd etmek” anlamına gelen zikir, ıstılahta Allah’ı anmak ve hatırlamak, Allah’ı unutmamak ve gaflet halinde olmamak demektir. Allah ( c.c )nin emirlerini yapmak da bir zikirdir. AHZAP SURESİ 35.AYETTE ALLAH ( c.c ) “ Şüphesiz ki, Müslüman olan ( Allah’ın emirlerine teslim olan ) erkeklerle, Müslüman kadınlar; iman eden erkeklerle, iman eden kadınlar; itaat ve ibadete devam eden erkeklerle, itaat ve ibadete devam eden kadınlar; doğru erkeklerle, doğru kadınlar; sabreden erkeklerle, sabreden kadınlar; alçak gönüllü ve saygılı erkeklerle, alçak gönüllü ve saygılı kadınlar; sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar; oruç tutan erkeklerle, oruç tutan kadınlar; mahrem yerlerini ( haramdan ) koruyan hayâlı erkeklerle, mahrem yerlerini (ve görünümlerini haramdan ) koruyan iffetli kadınlar; Allah’ı çok anan erkeklerle, Allah’ı çok anan kadınlar ( var ya işte ) Allah onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” Bu ayeti kerimede hayâlı kadın ve hayâlı erkekler tabiri geçmektedir. Bir toplumda erkek ve kadınların hayâsız olmaları ve ırzlarını ( namus, iffet, şeref ve vakarlarını ) korumamaları, toplumda cahiliye ( İslam öncesi ) belirtilerini gösteren hususlardır. Böyle bir toplum, ilim ve endüstride ilerlemişte olsa İslami ve insani seviye yönünden cahiliye toplumu durumundadır. Erkek ve kadınlarının hayâ ve ırzlarını koruyan toplum, çok gelişmemiş bile olsa, İslam ve insanlık açısından medeni bir toplumdur.

AKILLI KİMDİR?
Yahya b. Muaz ( rh.a ) şöyle buyuruyor: Akıllı kimseler üç kısımdır: 1- Dünya kendisini terk etmeden dünyayı terk eden, 2- Kabre girmeden önce kabri için hazırlık yapan, 3- Rabb’ine kavuşmadan önce rızasını kazanan. Yahya b. Muaz ( rh.a ) şöyle demiştir: “ Allah’a hizmet etmekle mutlu olana, bütün varlıklar hizmet etmekten mutluluk duyar. Kimin gönlü Allah ile mutlu olursa, onu gören herkesin gözü aydın olur.” ( Beyhaki ) İBRAHİM SURESİ 23. AYET “ İnanan ve Salih amel işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Oradaki esenlik dilekleri “selam” dır.” ( İbrahim 23 ) “ MÜ’MİNİN SURESİ 1, 2, 3, 4, 5. AYETLER “ Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekâtı öderler. Onlar ki, ırzlarını korurlar.” ( Mü’minin 1-5 ) buyurmuştur. Allah ( c.c ) Müslümanlara müjde veriyor. Peygamberimiz ( sav ) “ Allah’ım! Seni anmak, Sana şükretmek, Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.” ( Davud, Nesai, İbni Hanbel ) diye dua etmiştir. ÂMİN



13 Mart 2017 Pazartesi

ÖLEN KİŞİYE KURAN OKUNURMU

Kesilmeyen üç amel
“ Bir Mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı, amel defterine yazılmaya devam eder. Bunlar sadaka-i cariyelerin, faydalı kitaplarının ve Salih çocuklarının kendisi için ettikleri dua ve istiğfarların sevaplarıdır.” ( Ebuşşeyh )

İbrahim suresi 41. ayet
"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla." Ayetiyle ölüye dua edileceği belirtilmiştir.
Hz. Peygamber (sav); "Kur'an kalbi ve bedenî hastalıklarla, dünya ve ahiret hastalıkları için tam bir şifadır" buyurdu. (ibn Kayyim)      
“ Kim anasının babasının veya bunlardan birisinin kabrini Cuma günü ziyaret ederek orada Yasin suresini okursa Allah kabir sahibini bağışlar.” ( İbni mace )
“ İçinizden birisi öldüğü zaman onu durdurmayın ve onu kabrine koyma hususunda acele ediniz.  Sonra onun başında Bakara suresinin başını ve sonunu okusun.” ( Hz. Ömer, Taberani, Beyhaki )
“ Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfardır.” ( Deylemi )
“ Defnedilen kardeşiniz, şimdi sorguya çekiliyor, ona dua edin.” ( Ebu Davud )
Peygamberimiz ( sav ), Medine’de kabristana gitmiş ve onlara dua etmiştir.
Ölü için dua edilir, sadaka verilir, Kuran okunup sevabı gönderilir. Sadece onlar için namaz kılınmaz ve oruç tutulmaz, fakat bunların sevapları bağışlanır.
Ölüye Kuran okunmaz diyenler için yeterli olur mu? Bilmiyorum. Mezarlığa koyunca görevimiz bitmiyor, onların bize asıl orda ihtiyaçları var. Bunu unutmayalım, İnşallah.

KAFİRLERİ DOST EDİNMEYİN AYETLERDEN


Kafirleri dost edinmek hakkında ayetler

3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 28. Ayet
Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah'adır.
4. Sure (Nisâ Suresi), 89. Ayet
Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.
4. Sure (Nisâ Suresi), 144. Ayet
Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
5. Sure (Mâide Suresi), 51. Ayet
Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
5. Sure (Mâide Suresi), 57. Ayet
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü'minler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının.
9. Sure (Tevbe Suresi), 23. Ayet
Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.
9. Sure (Tevbe Suresi), 24. Ayet
De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez."
58. Sure (Mücâdele Suresi), 22. Ayet
Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
60. Sure (Mümtehine Suresi), 8. Ayet
Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.
60. Sure (Mümtehine Suresi), 9. Ayet
Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
60. Sure (Mümtehine Suresi), 13. Ayet
Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu dost edinmeyin.

11 Mart 2017 Cumartesi

İNTERNET YAZILARI

Şimdi internetteki yazılara bakarken içim kararıyor. Olumsuzluk, sitemler, yas tutmalar, hiç iç açıcı şeyler yok.

Razı olma unutulmuş, en mükemmel istenmeye başlamış, çocuklar sokağa terk edilmiş, eşler birbirinden memnun değil, mutluluk aramaya çıkılmış. Görevler yerine getirilmeden mutluluk bulunur mu?

Allah yolundan başka yerde mutlu olunmaz, kendine düşeni Allah ( c.c ) rızası için yapmak zor mu? Karşılık beklendiği yerde mutsuzluk başlar. Çünkü insanları hiç mutlu edemezsiniz. Allah için yap ki, Allah’ta seni sevdirsin.

MERYEM SURESİ 96. AYET
“ İman edip Salih amel işleyenler için Rahman, ( yer ve gökler nezdinde, gönüllerde ) bir sevgi yaratacaktır.”

PEYGMBERİMİZ ( SAV ) şöyle buyurmuştur: ALLAH ( C.C ):
 “Ben filanı seviyorum, onu sen de sev!” diye emreder. Cebrail onu sever ve sonra gök halkına:
“Allah filanı seviyor, onu siz de seviniz” diye seslenir. Gök halkı da o kimseyi sever, sonra yeryüzündekilerin kalbinde o kimseye karşı bir sevgi uyanır Allah Teâlâ bir kula buğz ettiği zaman, Cebrail’e: “Ben, filanı sevmiyorum, onu sen de sevme!” diye emreder. Cebrail de onu sevmez. Sonra Cebrail gök halkına:
Allah filan kişiyi sevmiyor, onu siz de sevmeyin, der. Göktekiler de o kimseyi sevmezler Sonra da yeryüzündekilerde o kimseye karşı bir kin ve nefret uyanır. (Müslim, Birr 157)
Allah’ın bir kimseyi sevmesi, onun söz, fiil ve davranışlarından memnun ve razı olması, ona nimet vermesi, demektir.
Gök halkı veya semâ ehli, meleklerdir. Başta Cebrail aleyhisselâm olmak üzere meleklerin bir kulu sevmesi, o kul için dua ve istiğfarda bulunmaları anlamına gelir.
Allah Teâlâ bir kulu sevdiği zaman onu meleklere ve insanlara da sevdirir. Allah Teâlâ bir kulu sevdikten sonra onu Cebrail ve insanların sevip sevmemesi aslında hiç önemli değildir. Ancak Allah Teâlâ sevdiği kuluna daha ziyade ikram ve iltifat etmek için onu meleklere ve sâlih insanlara da sevdirmektedir.

İNCİ OLMAK

Buluttan deniz üzerine bir damla damladı. Damla denizin enginliğini görünce utandı.

Kendi kendine: “ Deniz bulunan yerde ben kim oluyorum. Eğer o var ise, doğrusu, ben yok sayılırım” dedi.

Damla kendini hakir gördüğü için, sedef onu bağrına bastı ve naz ile besleyip büyüttü.

Allah o damlayı öyle yükseltti ki, padişahların taçlarına layık bir inci oldu. Damla kendini alçak gördüğü için yücelik buldu, var oldu.

Ey insan! Allah ( c.c ) seni topraktan yarattı, toprak gibi gönülsüz, mütevazi ol. Ateş gibi haris, cihanı yakıcı, inatçı olma.

Ateş yükseldiği, kibirlendiği için, ondan şeytan yaratıldı. Toprak tevazu gösterdiği için, ondan Âdem ( insan ) yaratıldı.

LOKMAN SURESİ 18, 19. AYETLER
“ İnsanları küçümseyerek yanağını bükme, yüz çevirme ve yeryüzünde şımarık yürüme! Çünkü Allah böbürlenen ve kendisini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez.”

“ Yeryüzünde ölçülü ve kibirsiz ol, konuşurken sesini de alçak tut. Çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir.” Buyurarak, Allah ( c.c ) her şeyde ölçülü olmamızı bildirmiştir.

YUNUS SURESİ 23. AYET
“ … Ey insanlar! Dünya hayatının geçici, değersiz menfaati için yaptığınız taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir. Sonra dönüşünüz ancak bizedir. Biz de yapmış olduklarınızı size haber vereceğiz.”

PEYGAMBERİMİZ ( SAV ) “ Arabın, Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstülük ancak takva iledir.” Buyurmuş ve insanların birbirine tevazu ile davranmalarını emretmiştir.

PEYGAMBERİMİZ ( SAV ) “ Cehennem ehli; katı kalpli, etrafındakilere bağırarak gurur ile emreden, büyüklenen ve hırs ile mal toplayıp kimselere bir şey vermeyen kimselerdir.”

BEDİÜZZAMAN: “ Gururun kaynağı zayıflıktır. Zayıf ve kendini yeterli görmeyen insanlar, açıklarını kapatmak için gurur ve kibire kapılırlar.

Kibirli insanların mazilerine bakılırsa sosyal makam ve mevkinin ehli değildirler. Gururlu ve kibirli bir kişinin mükemmel Müslüman olması mümkün değildir.”

CUMA GÜNÜ DUASI

Hayırlı Cuma'lar hepinize, Allah ( c.c ) af ve afiyet versin, iman selameti versin, sıkıntılarınıza  hayırlı aydınlık versin.

Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhibbülavfe fafü anni.

YA RABBİ, Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan, tembellikten, acizlikten, zelil olmaktan, zulüm görmekten, azdıran zenginlikten ve isyan ettiren fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşmanın galebesinden, kötü huydan, bid’at işlemekten, dalalete düşmekten, ihlassız amelden, her çesit günahtan, küfre girmekten, ölürken gelecek fitnelerden, bizleri muhafaza eyle YA ERHAMERRAHİMİN! AMİN...

Ya Rabbi, hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ihsan eyle! Allahümme inni eselükessihhate vel afiyete vel-emanete ve hüsnelhulki verridae bilkaderi bi rahmetike ya erhamerrahimin,

Ya Rabbi, bizi şeytan ve düşmanın serrinden ve nefs-i emmaremizin şerrinden muhafaza eyle! Evimize iyilikler, hayırlı ve bereketli rızıklar ihsan eyle! Ehl-i İslama selamet ihsan eyle! Din düşmanlarını kahru-perişan eyle! Kâfirlerle cihad etmekte olan müslümanlara imdad-i ilahiyyen ile imdat eyle!

Elhamdülillahi Rabbilâlemin essalatü vesselamü alâ resulina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain.

9 Mart 2017 Perşembe

ÖNEMLİ İKİ ŞEY

İKİ ŞEY ÖNEMLİDİR (Biiznillah)
İki şey 'zayıf insanın' özelliğidir:
1- Şikâyetçilik
2- Gıybet etmek
       +
İki şey 'çözüme' katkı sağlar:
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek...
         +
İki şey 'yanlış yapmanı' engeller:
1- Kişileri, bilgiyi ve hadiseleri akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2- Hak yememek, helâl yemek.
            +  
İki şey kişiyi 'gözden' düşürür:
1- Çok konuşmak
2- Kendini büyük görmek (kibir)
          +
İki şey insanı 'nitelikli insan' yapar:
1- Sabırlı olmak (kendini tutmak)
2- Geçim ehli (hilm sahibi) olmak
         +
İki şey insana 'değer' katar:
1- Kur'an'ın 'bütünlüğüne' vakıf olmak.
2- Anlayarak ve 'düşünerek' okumak.
           +
İki şey 'geri' bırakır:
1- İlgisizlik (isteksizlik)
2- Cesaretsizlik
            +  
İki şey 'başarının' sırrıdır:
1- Bilenden öğrenmek ve azmetmek
2- Kendini geliştirmek ve istemek
           +  
İki şey 'bizden' istenendir:
1- Niyetin halis olması
2- Nefsilikten kalbiliğe ulaşma
          +
İki şey bizi insanlardan 'farklı' kılar:
1- Düşünerek hareket etmek
2- Bilgiyi amele dönüştürmek
         +
İki şey 'gelişmeyi' engeller:
1- Atalet (tembellik)
2- Özgüven eksikliği
            +
İki şey 'kolaylaştırır':
1- Tebessüm etmek
2- Suküt etmek
              +
İki şey 'kaybedilince' anlaşılır:
1- Anne
2- Baba
             +
İki şey 'geri' alınmaz:
1- Geçen zaman
2- Söylenen söz
             +
İki şey 'çok' değerdir:
1- Kalbi sevgi
2- Sahih bilgi

İstifade edebilme dileğiyle

KADIN HAKKI

KADIN HAKKI
Sohbette bir hanım eşim bana çok eziyet ediyor, ne yapsam memnun olmuyor dedi.

Eşiniz Allah (c.c) hakkını bilir mi deyince; nasıl dedi:

İbadetlerini yapan, adaletli, emirleri uygulayan biri mi?
Hayır; dedi.

Ey hanım Allah (c.c) hakkını bilmeyen, itaat etmeyen senin hakkını nasıl bilsin, karnını ben doyuruyorum diyerek, her eziyeti yapabilirim zihniyeti olanlar memnun olur mu?

Sabredersen Allah (c.c) sekiz cennetin kapısı serbest diyor, sen de en yükseğinden gir; deyince artık hiç üzülmeyeceğim dedi.

 RAD; 24. AYET; "Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!"

İNSAN; 12. AYET ;Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir.

PEYGAMBERİMİZ (SAV); (Hanımın kötü huyuna sabreden erkek, Eyyube sabrından dolayı verilen sevap gibi ecre, kocasının kötü huylarına sabreden kadın da, Âsiyeye verilen sevaba kavuşur) buyuruldu. [İ.Gazali]

8 Mart 2017 Çarşamba

ZİNA DA KADIN ERKEK AYRIMI YOK

Nur suresi ayet 30:

"Mümin erkeklere şöyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarım korusunlar. Bu kendileri için çok temiz (bir harekettir). Şüphesiz ki Allah, (kullarının ne) yapacaklarından hakkıyla haberdardır."

Nur suresi ayet 31:

"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynetlerini açmasınlar. Bunlardan görünen kısım müstesna. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapayacak surette) koysunlar. Zinet (mahal)lerini kendi kocalarından, yahut kendi babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut kendi oğullarından, yahut kocalarının oğullarından, yahut kendi biraderlerinden, yahut kendi biraderlerinin oğullarından, yahut kardeşlerinin oğullarından, yahut kendi kadınlarından, yahut kendi ellerindeki memlukelerden, yahut erkeklerden yana ihtiyacı olmayan hizmetçilerden, yahut henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Hepiniz Allaha tövbe edin ey müminler. Taki korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız."

ÖLENE DUA ETMEK

Peygamber Efendimiz (s.a.v) de

"Ölüye namaz kıldığınız zaman ona gönülden dua edin.” ( Ebu Davud

buyurmuş ve kendisi de kıldığı cenaze namazlarında ölü için dua etmiştir. Şayet bu namaz ve duanın ölüye bir faydası olmasaydı, Rasulullah (s.a.v) bunu ne kendi yapardı ne de başkalarına emrederdi.14 Halbûki O, kendisi de birinin cenaze namazını kıldırırken

"Allah'ım, filan oğlu filan senin güvencen de, senin koruman altındadır. Onu kabir fitnesinden ve Cehennem azabından koru. Sen vefa ve övgü sahibisin. Allah'ım onu bağışla, ona acı! Muhakkak ki sen çok bağışlayan, çok acıyan sın.” ( Ebu Davud)

MÜSLÜMRAN NASIL OLMALI

MÜSLÜMANIN (MÜ'MİNİN) VASIFLARI:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla "Mü'minler gerçekten felah bulmuştur; - Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır; - Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir; - Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir; - Ve onlar ırzlarını koruyanlardır; - Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç; bu konuda kınanmış değillerdir.- Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. - (Yine) Onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir. - Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. - İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. - Ki onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır; içinde de ebedi olarak kalacaklardır. - Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. - Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.- Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. - Sonra bunun ardından siz gerçekten ölecek olanlarsınız. - Sonra siz gerçekten kıyamet günü diriltileceksiniz.- Andolsun, Biz sizin üstünüzde yedi yol yarattık; Biz yaratmada gafiller değiliz." MÜMİNUN SURESİ:1-17

7 Mart 2017 Salı

KÖTÜ SÖZLER

MÜMİN'İ UÇURUMA GÖTÜREN SÖZLER !!

"Ey insan! Bil ki, insanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var"

Tehlikeli Sözler ALLAH (CC) HiTABEN;
1-Allah (c.c) bizi de gör artık
2-Burası Allah ın unuttuğu yer
3-Allah yazdı ise bozsun
4-Allah gelse seni elimden alamaz
5-Allah bizi unuttu

KADERE SARFEDiLEN SöZLER;
1-Kader utansın
2-Böyle kadere lanet olsun
3-Kaderi kötüymüş
4-Kader oyunu
5-Kadersizim
6-Kaderin kucağında oyuncak olduk
7-Kahpe kader

iNSANLARIN BiRBiRLERiNE SARFETTiGI SöZLER;
1-Seninle cennete bile girmem
2-Cehenneme kadar yolun var
3-Yüzünü gören cennetlik
4-Allah belanı ..
5-Bir iş yaparken ben bunun Allah'ını yaparım
6-Allah ın belası, cezası
7-Yalansız işmi var,yalandan kim ölmüş,bizde yalan çok
8-Fala inanma falsız da kalma . .

Bizler söylemesek bile malesef etrafimizdan duyuyoruz bu tip sözleri. .
Unutmayalım ki onları uyarmakla mükellefiz,
Kimse sonunun hüsran olmasını istemez öyle değil mi?

KAFİRLERE İMRENMEK

KAFİRLERE İMRENMEK, ÖVMEK
Bir Müslümanın kafiri övdüğünü görmek, çok zor geliyor, yüreğim yanıyor. Anlayamadık gitti, kafir her yerde dinine insan topluyor. En iyi yönünü göstererek, evine gittiğinizde ikram ve kibarlığını son haddi ile gösteriyor. Bunu dinime nasıl ikna ederim çabası var. Her yerde, işte, alışverişte dinini güzel pazarlıyor.

Eğer biz Müslümanlar da iyi ahlak göstererek, dinimiz için hayatımızın her alanında çalışabilseydik , dünyanın çoğunluğu Müslüman olurdu. Böyle kafir zulmüyle ezilen Müslümanlar olmazdı.

Bu dünya kafirlerin cennetidir. Tabi ki mükemmel yaşayacaklar.

Allah (c.c) ne güzel açıklamış:
ZUHRUF SURESİ (33-35) Eğer bütün insanlar kafirlerin zenginliğine imrenip tek Ümmet olma tehlikesi olmasaydı, Allah'ı inkar edenler için evlerine gümüşten tavan, gümüşten merdiven yapardık.

 Evlerine gümüş koltuklar ve nice ziynetlerle donatırdık. Bunların hepsi, dünya hayatının geçici faydasından başkası değildir.

Ahiret saadeti ise,Rabbinin katında muttakilere ( Allah'ın emirlerine uygun yaşayan, aykırı davranmaktan sakınanlara) mahsustur.

6 Mart 2017 Pazartesi

ŞÜPHELİ ŞEYLERE DİKKAT ETMEK

ŞÜPHELİ ŞEYLERDEN KAÇINMAK
Dinimiz haramdan uzak durmayı ve aşırılığa kaçmamayı emretmiştir. Taha Suresi 81. Ayette Allah (c.c) “ Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse o muhakkak helak olmuş demektir.” Buyurmuştur. Bu ayette hara m yiyen bazı insanların kendilerini savunmak için söyledikleri “ Allah bana rızkımı haramdan veriyor” sözünün doğru olmadığını gösteriyor. İmtihan sebebiyle irademizi serbest bırakmış ve harama el uzatırsan rızkın haramdan gelir, helale el uzatırsa rızkın helalden gelir. Tercih bize bırakılmış, helal yiyene mükâfat, haram yiyene ceza verileceği bildirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz (sav) şüpheli şeylerden uzak durmayı, haram kılınan işleri yapmamayı fert ve toplum huzuru için gerekli görmüş ve şöyle buyurmuştur. “ Helal bellidir, haram bellidir. Bu ikisinin arasında birçok kişinin bilmediği şüpheli şeyler vardır. Kişi bunlardan sakınırsa dinini, onur ve haysiyetini korumuş olur…” ( Buhari ) EL HADİ: -İrşat eden, doğru yola giden- “… Gerçekten Allah, iman eden kimseleri doğru yola mutlaka iletendir.” ( Hac 54 ) “ Yol gösterici ( Hadi ) ve yardım edici ( Nasır ) olarak Allah yeter.” ( Furkan 31 ) Rabbim bizlere yardım et, doğru yolundan ayırma, iki dünyamıza da af ve afiyet ver. Amin.


İSLAMA DAVET
Davet: İnsanları dine ve Salih ameller işlemeye, Allah ve elçilerine itaat etmeye, emri bil ma’ruf ( iyilik yapmaya ) ve nehyi anil- münkere ( kötülüklerden sakındırmaya ) çağırmak demektir. Dini tebliğ görevi, başta peygamberler olmak üzere bütün Müslümanların ortak görevleri arasındadır. Allah ( c.c) Al-i İmran Suresi 104. Ayette şöyle buyuruyor: “ Sizden hayra çağıra, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Peygamberimiz (sav) “ Nefsim kudreti altında bulunan Allah’a yemin olsun ki, ya iyiliği emreder ve kötülüklerden yasaklarsınız ya da Allah size azap eder. Sonra Allah’a yalvarırsınız, fakat duanız kabul edilmez.” ( Tirmizi ) Buyurarak konuya dikkatleri çeker. Müslüman olarak bizlerde, bilgimiz kadar önce kendimizi kurtarmaya çalışmalı, sonrada etrafımızdakilere yardımcı olmalıyız. Kendimizi düzeltmeden etrafımızı düzeltelim dersek, sözümüz tesirli olmaz. Dinimizi yaşamada örnek olmak, etrafımızda ki insanları etkilemek için birinci yoldur. İkincisi söz olunca taşlar yerine oturur. Mum ışığı, meşaleleri tutuşturur. Allah ( c.c) hayırlı, bereketli, bol ibadetli ömür versin. Hayırlı kul, hayırlı ümmet, İslam âlemine hayırlı insan eylesin. Amin.

EVLİYA VE ULEMALAR SONRADA BİZ

EVLİYA VE ULEMALAR
Nasıl yükseldiler, neler yaparlardı araştırmak, bilgi sahibi olmak gerekir.
Hocamız Said Nursi; "kalple, ruhla LAİLAHE İLLALLAH"  diyerek yükseldiklerini Şualar eserinde anlatıyor.

O zaman düşündüm, Lailahe illallah derken bizler nasıl yapıyoruz. Elimize tespih aldığımızda dilimizle başlıyoruz, beynimiz başka yerlerde geziyor. Birden düşününce dilimiz hala Lailahe illallah diyor. Anladım ki yerimizde saymamızın nedeni bu.

İbadetleri yaparken de yanlış okumayayım diye dikkat ederek okumak lazım ki, beynimiz başka hayallere dalmasın.

İşte evliyaların en basit sırrı, kalbi ve ruhu ile yapmak, sahabelerde öyle idi, canlarını bile feda ediyorlardı yeri gelince Peygamberimiz (sav) için.

Oysa bizim canlarımız ne kadar taze, bir yerimiz kanasa korkuya kapılıyor, yada ağlamaya başlıyoruz. işte "BİZİ AYIRAN ÖZELLİKLERİMİZ"

Allah (c.c) yardımcımız olsun.

5 Mart 2017 Pazar

ŞAKA YAPMAK

ŞAKA YAPMAK
Dinimizde şakanın sınırlı ve yalan karışmadan yapılmasına izin verilmiştir. Aşırısı yasaklanmıştır. Nedeni: çok gülmeye sebep olması ve çok gülmeninde kalbi öldürmesidir.

Sürekli şaka yapan hem hafife alınır hem de çok konuşmasından dolayı içine yalan karışır, yanlışı çok olur. Takvası az olur.

Peygamberimiz ( sav ); ölçülü şakalaşır, hep doğru söylerdi. Yaşlı bir hanım “ ya Resulallah ben  emirleri tam yaparsam cennete girermiyim diye sorunca: Resulallah “ yok sen giremezsin” deyince yaşlı hanım çok üzülür.

Peygamberimiz ( sav ) “ şaka yaptım, yaşlı olarak giremezsin, genç olarak girersin” diyerek şakasında bile hiç yalan konuşmamıştır.

Hadislerde Peygamberimiz ( sav ): “ Ben şaka yaparım; ancak haktan başkasını söylemem” buyurmuştur. ( Heysemi, Taberani )

“ Kardeşinle çekişme ve ona sevmediği şeyi yapma.” ( Buhari, Tirmizi, Birr, Ebu Nuaym )
Bizim hoşumuza gidiyor diye karşı memnun olmuyorsa şaka yapmamamız gerektiğini buyuruyor.

“ Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız.” ( Buhari, Müslim )

Çok gülmek kalbi kararttığı için ibadetlerimizde gevşeme olur. Nefsin istekleri hep eğlenme yönündedir.
En güzeli hayatımızda ölçüden şaşmamak, Allah yardımcımız olsun.

HZ OSMAN IN ABDESTİ

ABDEST ALMAK...

Bir gün, Hz. Osman (r.a) abdest alıyor.

Abdest bitiyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor.

Yanındakiler, hayırdır İnşallah diyorlar.

Hz. Osman (r.a) onlara soruyor:

Ne için güldüğümü, niye sormuyorsunuz..?

Yanındakiler de soruyorlar:

Efendim affedersiniz, niye gülüyorsunuz..?

Hz. Osman (r.a) anlatıyor:

Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde, Resulullah (s.a.v) abdest alıyordu, biz de oradaydık.

Resulullah (s.a.v) abdestini aldı, gülmeye başladı.

Neden güldüğümü niye sormuyorsunuz, buyurduğu hatırıma geldi.

Ya Resulallah (s.a.v) niye güldünüz, diye sorduk.

Cevaben buyurdu ki:

Bir müminin abdestte yüzünü yıkarken, bütün (küçük) günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum.

Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum.

Ümmetim kurtuluyor diye sevinip, ben gülmeyeyim de kim gülsün?

Güzelce abdest alan, günahlarından sıyrılmış olur. [Buhari]

Hiçbir günahkâr yoktur ki, güzelce abdest alıp 2 rekât namaz kılarak mağfiret dilesin de, affedilmiş olmasın. [Tirmizi]

GÜZEL KILINAN NAMAZ

GÜZEL KILINAN NAMAZ
Namaz mü'mini ruhen yücelten,onu maddi,manevi kir ve paslardan arındıran fahşâ ve münkerden alıkoyan nefsin ve şeytanın esaretinden kurtaran,kibir,gurur ve bencillik gibi hastalıkları tedavi eden,vakar ve tevazu duygularını artıran mükemmel bir ibadettir.

Namaz mü'mini Allah katına yükseltip O'na kavuşturan bir mi'râcdır.
Namaz gönülleri ferahlatan,ruhları aydınlatan şifadır.

Namaz fani ve fena olan şu dünyadan,ebedi olan ilahi aleme açılan bir penceredir.
Namaz mü'mini gerçek özgürlüğüne kavuşturan ruhi bir inkılaptır.

Namaz ömür boyu,her türlü hal ve ortamda sürekli devam eden bir sabır eğitimidir.

Namaz günlük hayatın akışını beş kez durdurup düzenleyen,vakti en verimli ve en yararlı bir biçimde kullanmayı sağlayan bir nizamnamesidir.

Namaz mü'minin günlük faaliyetleri hakkında düzenli olarak Rabb'ine hesap vermesini sağlayan bir otokontrol mekanizmasıdır.

Namaz dua,zikir,tevbe,istiğfar,şükür,hamd,tesbih,t enzih gibi ögeleriyle Mü'mini manen eğiten ve olgunlaştıran bir ibadetler bütünüdür.

3 Mart 2017 Cuma

DEDİKODUYU DÜZELTMEK

Bir kadın, komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde
bütün köy dedikoduyu duydu.
Dedikodunun kurbanı, derinden yaralandı ve incindi.
Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve çok üzüldü.
Hatasını nasıl tamir edebileceğini sormak için bilgeye gitti.
"Pazara git." dedi bilge.
"Bir tavuk al ve onu kestir.
Eve dönerken tüylerini yol ve yol boyunca yere at."
Nasihatın garipliğine şaşırsa da, denileni yaptı kadın.
Ertesi gün bilge bu defa şu tavsiyede bulundu:
"Şimdi git ve dün attığın bütün o tüyleri topla ve bana getir."
Kadın aynı yolu izledi, ama umutsuzluk ve korku içinde gördü ki,
rüzgar bütün tüyleri uçurup götürmüştü.
Saatler süren arayışın sonunda elinde sadece birkaç tüyle dönebildi.
"Görüyorsun." dedi yaşlı bilge.
"Onları yere atmak mümkün, ama geri toplamak imkansız.
Dedikodu da öyle.
Dedikodu yapmak ne kadar kolaysa, dedikoduyla işlediğin hatayı telafi etmen de o kadar zordur."

KÜMES KADAR YER İSTEMEK

KÜMES KADAR YER İSTEYENLER
İslam'ı bilmeyen ama saf ve iyi niyetli olan bazı kimseler: 'Allah bana cennette kümes kadar yer versin, bana yeter, razıyım..' tarzında; cahilane kanaatkarlık ve tok gözlülük sergilemektedirler. Oysa Allah'ın zengin ve lütuf sahibi olduğunu unutuyorlar.

Dünyada iman etmeden, çalışmadan ve Cihad etmeden, cennetten kümes kadar yer ummak yerine; Allah'tan Firdevs'i isteyelim! Dünyada Allah yolunda bir hayat yaşayarak, Firdevs'i hak edecek bir hayata talip olalım.

Cennetin en yüce makamları için yarışalım.. Zaten cennette kümes kadar nimet yoktur! Allah, kendisinden razı olduğu kullarına o kadar çok verecektir ki; kul razı olacaktır. Hatta bu razı oluşu, ifadelendirmek bile gayri kabildir.

"Şüphesiz iman edip Salih amel işleyenler için gayri memnun (hesapsız, kesintisiz, başa kakılmayan) bir mükafat vardır." (Fussilet: 8)

HUŞU İLE NAMAZ KILMAK

HUŞU NEDİR?
Bir adam Behlüldane Hazretleri'ne huşu hakkında soru sorar.
O da cevaben;
"Bu adama ağzına kadar doldurulmuş bir tas zeytinyağı verin. Yanına birkaç asker koyup, şehrin sokaklarını dolaştırın. Eğer bir damla yağı yere dökerse, başını vurun” der. Hikmetini anlamazlar ama mutlaka bizim Behlüldane bir şeyler anlatacak diye, dediğini yapmağa koyulurlar.
Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra da salimen döner.
Behlüldane sorar:
Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün?
Adam cevap verir:
- Ben tastaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim.
Behlüldane tekrar sorar:
- Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez nasıl duymazsın?
Adam:
- Aman efendim bana öyle bir dert verdiniz ki, başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum ne de gördüm” der.
Behlüldane Hazretleri hikmetli sözünü kondurur:
- "Namaz kılarken Azrail’in başında bekler vaziyette olduğunu, bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen, başka bir şey hatırına gelmez. Sen de o zaman huşu içinde namazını kılarsın” demiş.
Allah azze ve celle cümlemize huşu içinde namazlar kılmayı nasip eylesin. Âmin!

2 Mart 2017 Perşembe

GEÇMİŞLE YAŞAMANIN ZARARLARI

GEÇMİŞLE YAŞAMAK
Sürekli geçmişe gitmek, yani üzücü olayları hatırlamak bizi çok üzer. Bu günümüzü de zehir eder. Kafamız sürekli meşgul olunca beyin yorulur, hastalanır, artık yapacak çok şey kalmaz, kendimizi idare edemez hale geliriz.

Bir hikaye: Yeni evlenen kızına annesi sünger getirir. Bunu merak eden kızına: Benim annem sürekli geçmişte yaşanan olayları anlatır, babamla kavga ederlerdi. Babam vefat edince yaptığı hatayı anlamış, bana sünger hediye etti, "bunu yatak odanda tut, geçmişe sünger çekmeyi hatırla" dedi.

Bende aynı süngeri sana getirerek "geçmişte yaşadığın olumsuz olayları tekrar etme" diyorum. Eşler arasında soğukluk oluşur.

Kadınlar da çok olması; nazik olması, üzüldüğü olayları unutmadığından kaynaklanır. Erkekler çabuk detayları unutur. Hem kadın kadar üzülmezler.

Haklı olunsa bile sürekli tekrar edilen konular, karşıdaki insanı usandırır. Ne kadar sevilirse sevilsin, ahlak kötülüğü sevgileri yok eder.

SAİD NURSİ: Dün geçti, onu düzeltemezsin, geri getiremezsin, pişmanlık fayda etmez.
Yarına çıkacağın belli değil. Yarın sen olmayabilirsin.
Bu gün senin; onu geçmişle zehir etmeden, bol ibadetle, dünyalık görevleri tam yaparak,  mutlu yaşamalıdır.

MUTLULUK BİZİM İÇİMİZDE VE YUVAMIZDA, DIŞARIDA ARAYAN HİÇ  BULAMAZ.

1 Mart 2017 Çarşamba

ALZAYMER HASTALIĞI SEBEPLERİ

ALZHEİMER (ALZEYMER) BİRİNCİ NEDENİ
Yaşadığımız hayatın bir çok sıkıntıları var. Allah (c.c) "imtihandasınız" diyor. Demek ki ölene kadar çeşitli sıkıntılar olacak.

Yanlış olan; sürekli geçmişteki sıkıntıları hatırlayıp, hafızadan dosyanın silinmemesidir. Said Nursi Hocamız; beyindeki hafızanın yeri buğday tanesi kadar diyor. Allah (c.c) mucizesi, bu kadar bilgi nasıl sığıyor, dosyalanıyor.

Bir ay önce ne yediğimiz hatırlanmaz, çünkü gereksiz bilgiler hafızadan silinir. Geçmişte yaşadığımız, iki dünyamıza da hayrı olmayan olayları sürekli hatırlamak, silinmesine engel olur. Yeni bilgilere yer kalmaz.

Alzeymer hastaları geçmişi hiç unutmaz yeni yaptıklarını unutur.
Hafıza hücrelerinin yenilenmesi için ibadet, salavat, diğer tesbihlerdir.

Geçmiş aklımıza gelince hemen tespih çekmeye başlayalım, geriye gitmekten kurtulalım ki, eski dosyalar silinsin yeniler kayıt olsun. İnşaallah

Haksız mıyım?

ÇOK SEVAP OLAN SALAVAT

100 MİLYON KAT SALAVAT SEVABI KAZANDIRAN SALAVAT

"Allahumme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Abdike ve Nebiyyike ve Resulikennebiyyil Ummıyyi ve Ala Alihi ve sahbihi ve sellim ve tesliymen bilkaderi ve Azemeti zatike ve fiy külli vaktin vahiyn."

MANASI:"EY ALLAH'IM! KULUN,PEYGAMBERİN VE RESULÜN OLAN O NEBİYYİ ÜMMİ EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ALİ ASHABINA, HER AN VE ZAMAN SENİN ZATININ BÜYÜKLÜĞÜ(NÜN SONSUZLUĞU)KADAR SALAT VE SELAM EYLE

" BU SALATIN BİR TANESİ 100 MİLYON SALATA DENKTİR.HER KİM BİR MÜSLÜMAN KARDEŞİYLE MUSHAFA EDERKEN BU SALATI ON KERE OKURSA ALLAHU TEALA İKİSİNİDE BAĞIŞLAMADIKÇA AYRILMAZLAR.

KAYNAK: SALAVAT-I MUZA'AFAT MÜELLİF; Ahmed İbni Acibe