PAYLAŞMA BİLİNCİ
Müslüman maddi ve manevi olarak sadece kendini düşünen insan değildir. O, Allah’ın (c.c) verdiği nimetleri diğer kardeşleriyle paylaşmaya, ihtiyaç sahiplerine destek olmaya gayret eder. Müslüman, yaptığı iyiliklerin karşılığını sadece Allah’tan (c.c) umar. O’nun rızasını kazanmak için fakir-fukaranın, düşkünlerin elinden tutup yardım eder. Sevgili Peygamberimiz (sav) “ Ancak iki kişiye imrenilir, bunlardan biri Allah’ın kendisine mal verdiği ve bu malı Hak yolunda tüketme iradesine sahip kıldığı kişi, diğeri de Allah’ın kendisine ilim verdiği, hem bu ilimle amel eden hem de onu başkasına öğreten kişidir. ( Buhari ) Buyurmuştur. Bize düşen paylaşmayı, başa kalkmadan, minnet ve töhmet gibi incitici tavırlarda bulunmadan yapmaktır. Peygamberimiz (sav) kendisi için istediğini diğer kardeşi içinde istemeyi ( Buhari ) iman etmenin ön şartı ve özü olarak nitelendirmiş, ihtiyaç sahiplerini gözetmiş, kimsesizlerin kimsesi olmuş ve bizlere de bunu tavsiye etmiştir. “ Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, geceleri (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. ( Buhari, Müslim ) “ Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlarına yardım etmeyi emreder; …” ( Nahl 90 )
KOMŞU HAKKI
Dinimiz komşu hakkına çok önem vermiştir. Sürekli komşulardan haberdar olmamızı, durumu olmayanları tespit edip yardım yapmamızı önermiştir. Günümüzde ise komşu evde kim oturuyor haberimiz bile olmuyor. Peygamberimiz (sav) “ Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben Allah Teala komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” ( Buhari, Müslim ) “ Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin.” ( Buhari ) “…Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere ihsan ile muamele edin, iyi davranın…” (en-Nisâ, 36) Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur. Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musun? Senden yardım dilediğinde yardım etmen, Borç istediğinde vermen, Muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen, Hastalandığında ziyaret etmen, Bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen, Musibete uğradığında taziyede bulunman, Öldüğünde cenazesine katılman, İzni olmadıkça binanı onun binasından daha yüksek yapıp rüzgârına mâni olmaman, Çorbandan az da olsa ona da göndermek suretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir. Bir meyve satın aldığında ona da hediye et, eğer bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir. Onu, çocuğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî, Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123) “… Şüphesiz Allah, iyilik yapanların mükâfatını zayi etmez…” ( Yusuf 90 )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder