KADERE İNANMAK
Dünyanın sıkıntılarına ferahlık için kadere iman önemlidir. Gücümüzün yetmediği tedbir aldığımız halde başımıza gelen olaylara kaderimiz der rahatlarız. Yoksa insanı bunalıma ve intihara sürükler.
Kader iki kısımdır, biri kesin yaşamamız gereken dönemeçlerdir. İkincisi ise askıda olandır. İbadetleri dikkatli yapmak, sadaka, dua, hayır hasenat ile Allah'a (c.c) tam sığınmak, teslim olmak ile kaldırılacak olanlardır. Görevleri tam yapmak, kaderin yarısını kaldırır, büyük kolaylık olur.
Dikkat edelim; dilimizi tutan var mı, kolumuzu hareketinde tutan var mı, oldukça serbest hareket ediyorlar, tercihimiz serbest, günah veya sevap tercihinde serbestiz. Kaderi suçlayamayız.
Haramı seçersek haram yaratılır, helali seçersek helal yaratılır. Her şey sebeplerle yaratılır, ölen insanda bir sebeple ölür. Ölen birini duyunca "neyden öldü"deriz. Aslında onun kader saati gelmiştir. Sebepsiz de ölecek olduğunu biliriz.
"Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).
ENAM 59: Yaş kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştır.
YASİN 12: " Biz her şeyi Levh-i Mahfuzda tek tek yazdık"
HİCR 21: “Hiçbir şey yoktur ki hazineleri bizim yanımızda olmasın. Her şeyi biz belirli bir miktar ile indiririz.”
Günahkâr ve kâfirler için; PEYGAMBERİMİZ (SAV): “"Allah onları yarattığı zaman ne yapacaklarını iyi biliyordu!" buyurdular. Buhari, Kader 3, Cenâiz 93; Müslim, Kader 28
"O iradenin bir eline duayı ver ki elini cennete ulaştırsın. Diğer eline istiğfarı ver ki günaha eli kısalsın. Zakkumu cehenneme yetişmesin.
DUA VE TEVEKKÜL HAYRA GÖTÜRÜR, TÖVBEDE ŞERRİ KESER" ( SAİD NURSİ)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder