SAİD NURSİ, BEDÜÜZZAMANIN; ANNE BABAYA HÜRMETİ ANLATMASI
BİSMİHİ SUBHANEH
Dünyadaki en büyük şefkat anne ve babanın evladına şefkatleridir. Hürmeti hak ediyorlar, ömürlerini evlat için feda ediyorlar.
Öyle ise insaniyeti bitmemiş, canavar olmamış her evlat; o muhterem sadık, fedakar dostlara hürmet etmeli, kalblerini hoşnut etmelidir.
Amca, hala, dayı, teyze,anne ve babanın ölümlerini istemek vicdansızlık ve alçaklıktır, bil ve ayıl.
Hadisi şeriflerde: Amca ve halanın; baba hükmüne geçtiği,
Teyze ve dayının; anne hükmüne geçtiği bildirilmiştir. ( Buhari, Ebu Davud, Müslim, Tirmizi …. )
EY GEÇİM DERDİNE DÜŞMÜŞ İNSAN
Bil ki senin hanendeki bereket direği, Rahmet vesilesi, musibet daifası, hanende beslediğin o ihtiyardır, veya kör akrabandır.
Sakın deme maişetim azdır, idare edemiyorum, onlar için gelen bereket olmasaydı, sen daha çok perişan olurdun. Yaşadıklarımdan ben anladım, nefsim, şeytanım dahi anladı.
Sen sözüme kanaat et: Bir zaman tayinim yarım ekmekti, yeterli gelmiyordu, 4 kedi misafir geldi, o yarım ekmek hem onlara, hem bana yetti, bazen artardı da. Anladım ki onların bereketinden istifade ediyordum.
Ey insan bir kedi, bir hayvan insan hanesinde berekete sebep oluyorsa; öyle ise ehli iman, merhamete muhtaç ihtiyarlar, hizmet ve muhabbete layıktır.
PEYGAMBERİMİZ ( SAV ); “ Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.” ( el Müsned, Taberani )
ZARİYAT SURESİ 58. AYET: “ Nice canlı mahluk varki rızıklarını kendileri taşıyamaz. Ama sizi de bütün onlarıda rızıklandıran Allah’tır.” Bu ayetle çocuklar ve yaşlılar kasdedilmiştir, yeni doğan bebeğe süt çeşmesi akıyor, yaşlının rızkıda eve bereket olarak iner, kazası ve belası kaldırılır.
Hem ahiretinde hem dünyasında rahat eder, kötü evlat için, büyüklerin ölümlerini isteyenler için;
Hac Suresi 11. Ayette: “ Dünyayı da ahireti de kaybeder.” buyrulmuştur.
Ölmeyen herkes ihtiyar olacağını düşünmeli, edenin bulacağını düşünüp, ona göre hareket etmelidir,
Peygamberimiz ( sav ) annesinin babasının yüzüne merhametle bakanın cennete gideceğini müjdelemiştir.
Eğer Rahmanın rahmetini istersen hanendeki emanete merhamet et.
MEKTUBAT 21. MEKTUB’DAN ALINMIŞTIR.
27 Aralık 2019 Cuma
11 Aralık 2019 Çarşamba
GÜNAHIN AZI OLMAZ
İslam’da; Günahın azı olmaz.
- +18 diye bir şey yok, “Müminlere söyle gözlerini ve ırzlarını korusunlar” (Nur: 30) var.
- Dene bir defadan bir şey çıkmaz yok, “Ey iman edenler şeytanın aldatmalarına kapılmayın” (Nur: 21) var.
- Moda ve hafif makyaj üzerine örtü yok, “Başörtülerini göğüslerinin üstüne salsınlar ve ziynetlerini göstermesinler” (Nur: 31) var.
- Benim günahlarım küçük, başkalarından daha iyiyim, kalbim temiz diye bir şey yok, “Siz onu basit sanırsınız ama Allah katında büyüktür” (Nur: 15) var.
- Param haram ama başka iş bulamadım yok, “Kim Allah’a karşı muttaki olursa Allah ona bir çıkış sağlar ve hiç ummadığı yerden rızkını verir” (Talak: 2) var.
- Şakaydı, dilim sürçtü... diye bir şey yok, “Söylediği her sözü kayda geçiren iki melek yanındadır” (Kaf: 18) var.
- Dünyaya bir defa geliriz, gençliğimizi-hayatımızı yaşayalım yok,
“Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamette ecirlerinizi mutlaka göreceksiniz. Ateşten uzaklaştırılıp cennete giren kimse artık kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı sadece aldatıcı bir geçinmeden ibarettir.” (Al-i İmran: 185) var.
, “Allah'ın göndermiş olduklarını tebliğ edenler Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Allah hesap gören olarak yeter.” (Ahzab: 39) var.
4 Aralık 2019 Çarşamba
SÜNNETLERİN SAĞLIĞA FAYDASI
PEYGAMBERİMİZ SAV MİN 1400 YIL YAPTIĞI VE YAPIN DEDİĞİ SÜNNETLERİN FAYDASI
*Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini?
*Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını?
*Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiğinde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu?
*Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu..
*Uyurken sağ yana dönüp yatıldığında solda olan kalbimizin daha rahat çalışmasına neden olarak, kalbi yormadan dinlenmiş bir vaziyette kalkılabileceğini?
*Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında kaygan olan zeminde ayağın kayması durumunda sola göre daha güçlü olan sağ ayağın düşmeyi engelleyerek vücudu dengelediğini..
*Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güçlendirdiğini?
*Kesintisiz uyunan uzun gece uykularının, damarlarda vazodilatasyona neden olduğunu, uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamak (ör: abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanın (ör: teheccüd namazı) vazodilatasyonu engellediğini ve daha zinde kalkılabileceğini?
***Bütün bunların, 1400 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptığı ve ümmeti için de tavsiye ettiği sünnet-i seniyyeler olduğunu biliyor muydunuz...?
*Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini?
*Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını?
*Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiğinde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu?
*Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu..
*Uyurken sağ yana dönüp yatıldığında solda olan kalbimizin daha rahat çalışmasına neden olarak, kalbi yormadan dinlenmiş bir vaziyette kalkılabileceğini?
*Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında kaygan olan zeminde ayağın kayması durumunda sola göre daha güçlü olan sağ ayağın düşmeyi engelleyerek vücudu dengelediğini..
*Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güçlendirdiğini?
*Kesintisiz uyunan uzun gece uykularının, damarlarda vazodilatasyona neden olduğunu, uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamak (ör: abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanın (ör: teheccüd namazı) vazodilatasyonu engellediğini ve daha zinde kalkılabileceğini?
***Bütün bunların, 1400 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptığı ve ümmeti için de tavsiye ettiği sünnet-i seniyyeler olduğunu biliyor muydunuz...?
2 Aralık 2019 Pazartesi
GUSUL ABDESTİ NASIL ALINIR
İSLAM DİNİNDE GUSUL ABDESTİ NASIL ALINIR
***Öncelikle vücutta yıkanması gereken yer varsa yıkanır.(Kastedilen edep yeridir)
***Eûzü Besmele çekilir ve gusül abdestine niyet edilir.
*** 3 kere ağız su ile çalkalanır, 3 kere buruna su verilir.(Namaz abdestine göre daha mübalağa edilerek yapılır)
***Üç kere başa, üç kere sağ omuza, üç kere sol omuza su dökülür.
***Bütün vücut kuru yer kalmayacak şekilde yıkanır.
Farz olan Gusül abdesti bu kadardır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER :
***Sağ elin işaret parmağıyla göbek deliği ıslatılır.
***Kulak kıvrımlarının ıslanmasına dikkat edilir.
***Küpe deliklerinin içinin ıslanması gerekmektedir. Küpe takmayanlar eski bir küpeyi ıslatıp,takıp çıkararak bu işi halledebilirler.
***Hem namaz abdestinde hem de gusül abdestinde fazla dikkat edilmeyen önemli bir nokta var:Yüz yıkanırken serçe parmaklarıyla göz pınarları yoklanır, Vaciptir.
***Elin uzandığı yere kadar suyu vücuda ovuşturmak sünnettir.
***Yıkanılan yerde su birikiyorsa çıkarken ayaklar yıkanır. Çıkarken ayakların soğuk suyla yıkanması sünnettir.
***Namaz abdestinin aksine, gusülde kıbleye dönülmez.
***Gusül abdestiyle her türlü ibadet yapılır,
***Haftada bir gün yıkanmak Allah’ın kulları üzerinde hakkıdır,Cuma günü yıkanıp gusül almak, camiye tertemiz gitmek çok güzeldir.
NOT : GUSUL GEREKTİREN DURUMLAR
Kadınlar da, cinsel ilişki, adet bitimi, loğusa (doğum ) sonrası 40 gün veya adeti bitince alınır.
Erkeklerde, cinsel ilişki, elle boşalma veya rüyada boşalma, vb durumlarda GUSUL ABDESTİ alınır.
24 Kasım 2019 Pazar
BESTAMİ HAZRETLERİ VE RAHİPLERİN SORULARI
CENNETİN KAPISINDA NE YAZIYOR BİLİYORMUSUNUZ
Ebu Yezid Bestami hazretleri 40. hacını eda ediyordu. Bir bayram akşamı Arafat’ta beklerken.
Nefsi “Ey Eba Yezid şu mahşeri kalabalığa bak. Kim senin gibi 40 kez hacca gelmiş?”
Gönlünden bu geçince ayağa kalktı ve yüksek bir sesle:
“-Ey ahali ben kırk kez hac farizasını yerine getirdim! Bu kırk haccımın sevabını iki ekmeğe satıyorum, alan var mı?” diye seslendi.
Biri ayağa kalkıp:
-“Ben alıyorum” dedi
-“Ver iki ekmek” dedi.
Adam iki ekmek verince ekmekleri bir köpeğin önüne yemesi için attı. Sonra nefsine dönerek “Artık övünceğin bir şey kaldı mı?” diye onu kınadı. Sonra Hac vazifesi bitince kafileden ayrılarak. Rum ellerine doğru gitti. Bir yerde mola vermek için durduğunda bir Hıristiyan rahip ondaki değişikliği fark edip onu evine davet etti. Evinde rahat ibadet etmesi için ona uygun ortam oluşturdu. Rahip ondaki değişik halleri müşahade edince onu ağırlamakla iyi ettiğini düşünerek memnun oldu. Bir süre sonra Beyazıd hazretleri rahibin konukseverliğine teşekkür ederek oradan ayrılmak istedi.
Ama rahip bunu kabul etmeyip biraz daha kalmasını ısrarla rica etti ve:
-“Yalvarırım birkaç gün daha burada kalın. Çünkü birkaç gün sonra bizim bir bayramımız var. Bu bayramda bütün rahipler ve din büyüklerimiz gelir, halkla birlikte bu bayramı kutlarız. Hem büyük rahibimiz de gelip ayine katılır. Sanırım Büyük rahibimizle görüşüp konuşmanda fayda var.”
Beyazıd hazretleri bu işte bir hikmet var diyerek bu teklifi kabul etti ve birkaç gün daha kalmaya karar verdi. Bayram günü gelince herkes kiliseye bayram ayinine katılmaya gitti. Rahipler ve büyük rahip de geldiler. Beyazıd hazretleri de yerel bir elbise giyerek ev sahibi rahip ile birlikte kiliseye gidip oturdu. Biraz sonra baş rahip ayin için kürsüye çıktı. Ama hiçbir şey konuşmadı.
Biraz böyle bekleyince rahipler:
-“Niçin susuyorsunuz?” diye sordu. O da:
-“Nasıl konuşayım ki aramızda bir MUHAMMED’i var!” dedi. Halk birden galeyana geldi. Bayramı sabote ettiğini düşünerek:
-“Göster onu bize parçalayalım! Diye haykırmaya başladılar.
Baş rahip:
-“Böyle taşkınlık yaparsanız onu size göstermem. Ama ona dokunmayacağınıza söz verirseniz onu size gösteririm.” Deyince halk ona dokunmayacağına söz verdi.
Bunun üzerine Baş Rahip:
“Ey MUHAMMED’i ALLAH için ayağa kalk” dedi.
Bunu diyince Beyazıd hazretleri ayağa kalktı.
Baş Rahip ona:
-“Adın ne?
-“Beyazıd”
Tahsilin varmı?
-“Rabbimin öğrettiği kadar”
“O zaman sana kırk sorum olacak bakalım bile bilecekmisin”.
Beyazıd Hazretleri:
-“Buyrun sorun” dedi.
Baş Rahip:
-“O halde bana ikincisi olmayan biri, üçüncüsü olmayan ikiyi, dördüncüsü olmayan üçü, beşincisi olmayan dördü, altıncısı olmayan beşi, yedincisi olmayan altıyı, sekizincisi olmayan yediyi, dokuzuncusu olmayan sekizi, onuncusu olmayan dokuzu ,on birincisi olmayan onu , on ikincisi olmayan on biri , on üçü olmayan on ikiyi söyle.” Dedi.
Beyazıd hazretleri:
- ikincisi olmayan bir eşi ortağı , dengi-benzeri olmayan ALLAH,ü Teala dir.
- Üçüncüsü olmayan iki GECE İLE GÜNDÜZDÜR.
- Dördüncüsü olmayan üç TALAK,TIR.
- Beşincisi olmayan dört TEVRAT, ZEBUR, İNCİL VE KURANI KERİM’dir.
- Altıncısı olmayan beş BEŞ VAKİT NAMAZDIR.
- Yedincisi olmayan altı GÖKLERİN VE YERİN YARATILDIĞI GÜN SAYISIDIR.
- Sekizincisi olmayan yedi, YEDİ KAT GÖKTÜR.
- Dokuzuncusu olmayan sekiz KIYAMET GÜNÜ ARŞI TAŞIYACAK MELEKLERİN SAYISIDIR.
- Onuncusu olmayan dokuz, HAMİLELİK MÜDDETİDİR.
- On birincisi olmayan on , MUSA aleyhisselan ŞUAYB PEYGAMBERE "aleyhisselam" ÇOBANLIK ETTİĞİ YILLARDIR.
- Onikincisi olmayan on bir YUSUF PEYGAMBERİN KARDEŞLERİDİR.
- On üçüncüsü olmayan on iki SENENİN YILLARIDIR.”
Baş Rahip:
-“Doğru dedin Peki söyle bakayım Havadan ne yaratıldı, havada ne muhafaza olundu ve hava ile kim helak edildi?”
Beyazıd Hazretleri:
-“İsa aleyhisselam, Hava’dan yaratıldı, havada muhafaza edildi.
Ad kavmi Hava ile helak edildi..”
Baş rahip:
-“Peki ne ağaçtan yaratıldı, Ağaçta kim korundu ve ağaç ile kim helak oldu?”
Beyazıd Hazretleri:
-“Musa aleyhisselam'ın asası Ağaçtan yaratıldı. Nuh aleyhisselam ağaç içinde gemide korundu.
Zekeriya aleyhisselam ise ağaç içinde testere ile biçildi.”
Baş Rahip:
-“Pes doğrusu, peki ateşten kim yaratıldı ,ateşten kim korundu ve kim ateş ile helak oldu?”
”-İblis ateşten yaratıldı. İbrahim aleyhisselam ateşten korundu. Ebu Cehil ateş ile helak oldu.”
-“Ya taştan kim yaratıldı , taş içinde kim korundu ve taş ile kim helak oldu?”
-“Salih a.s’ın devesi taştan yaratıldı .
- Ashabı Kehf taşta korundu.
- Ebrehe ve ordusu taş ile helak edildi.”
Baş Rahip:
-“Hepsi doğru” dedi. Ve sormaya devam etti:
-“Bir ağaç düşünki on iki dalı her dalında otuz yaprağı ve her yaprağında beş çiçek bulunsun. bu çiçeklerden ikisi güneşe, üçü karanlığa baksın?”
-“Bu ağaç bir yılı temsil eder. On iki dalı on iki aya, Otuz yaprağı otuz güne, Beş yaprak beş vakit namaza, güneşe bakan iki yaprak öğle ve ikindi, geceye bakan üç yaprak ise akşam, yatsı ve sabah namazını temsil eder.”
Baş Rahip her cevapta:
-”Doğru diyorsun” diye itiraf etmekten kendini alamadı ve devam etti:
-“Söylermisin bana:” Alimleriniz ‘Cennette dört nehir vardır: Biri baldan , Biri sütten , Biri sudan, Biri de şerbettendir’ diyorlar. Aynı kaynaktan beslenen dört nehir nasıl farklı farklı akabilir ki?”
Beyazid hazretleri cevap verdi:
- "İnsanın kafasından dört küçük nehir akar. Kulak yağı acı, Göz yaşı tuzlu, Burun salgısı iğrenç, Ağız suyu leziz değimlidir?” Buna ne dersin?
Baş rahip:
-“Birde şu var sizin alimleriniz ‘Cennet ehli yer içer fakat abdest bozmaz, su dökmez’ diyorlar.”
Hazret:
-“Ana rahmindeki cenin de öyle değimlidir?”
-“Peki hacca giden tavaf eden ama canı ruhu olmayan bir şey ne olabilir?”
Beyazıd Hazretleri:
-“Nuh aleyhisselam’ın gemisidir. Tufanda Kabe’yi tavaf etmiştir.” dedikten sonra Baş Rahibe döndü ve
-“Sanırım bu kadar soruya cevap verdikten sonra bana da soru sorma hakkı doğdu” dedi. Ve:
-“Ben müsaade ederseniz size sadece bir soru soracağım ve cevabını bildiğinizden de adım gibi eminim.”
-“Buyurun sizi dinliyorum.”
-“Cennet Kapılarının üzerinde ne yazar?”
Baş Rahip konuşmadı. Etrafındakiler rahatsız oldu ve Ey Büyüğümüz Cevabını ver ve bizi mahcup etme!” diye yalvarmaya başladılar.
Bunun üzerine Baş Rahip:
-Doğrusunu sorarsanız bu sorunun cevabını biliyorum. Ama…”
-“Ama ne?”
-“Siz bu cevabı kaldıramazsınız.”
-Söz veriyoruz katlanacağız, Bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız.”
Bunun üzerine Baş Rahip:
-“O halde beni iyi dinleyin.”
-Cennetin anahtarı ve cennet kapılarının üzerinde yazılan şey aynı şeydir. O da "LA İLAHE İLLALLAH MÜHAMMEDÜRRESULULLAH" dır. Cennet kapılarının üzerinde bu ibare yazılıdır.”
Bunu deyince oradaki herkes kelime i şahadet getirerek Müslüman oldu.
Sonra baş Rahip Beyazıd hazretlerine dönerek:
-“Ben çoktan Müslüman olmuştum ama beni öldürürler diye bunu herkesten saklıyordum. Allah’a dua ederek kamil bir dostunu göndererek bana yardımcı olmasını, etrafımdakilerin de islam ile müşerref olmasını nasip etmesini istemiştim.
Allah seni gönderdi” dedi.
Ebu Yezid Bestami hazretleri 40. hacını eda ediyordu. Bir bayram akşamı Arafat’ta beklerken.
Nefsi “Ey Eba Yezid şu mahşeri kalabalığa bak. Kim senin gibi 40 kez hacca gelmiş?”
Gönlünden bu geçince ayağa kalktı ve yüksek bir sesle:
“-Ey ahali ben kırk kez hac farizasını yerine getirdim! Bu kırk haccımın sevabını iki ekmeğe satıyorum, alan var mı?” diye seslendi.
Biri ayağa kalkıp:
-“Ben alıyorum” dedi
-“Ver iki ekmek” dedi.
Adam iki ekmek verince ekmekleri bir köpeğin önüne yemesi için attı. Sonra nefsine dönerek “Artık övünceğin bir şey kaldı mı?” diye onu kınadı. Sonra Hac vazifesi bitince kafileden ayrılarak. Rum ellerine doğru gitti. Bir yerde mola vermek için durduğunda bir Hıristiyan rahip ondaki değişikliği fark edip onu evine davet etti. Evinde rahat ibadet etmesi için ona uygun ortam oluşturdu. Rahip ondaki değişik halleri müşahade edince onu ağırlamakla iyi ettiğini düşünerek memnun oldu. Bir süre sonra Beyazıd hazretleri rahibin konukseverliğine teşekkür ederek oradan ayrılmak istedi.
Ama rahip bunu kabul etmeyip biraz daha kalmasını ısrarla rica etti ve:
-“Yalvarırım birkaç gün daha burada kalın. Çünkü birkaç gün sonra bizim bir bayramımız var. Bu bayramda bütün rahipler ve din büyüklerimiz gelir, halkla birlikte bu bayramı kutlarız. Hem büyük rahibimiz de gelip ayine katılır. Sanırım Büyük rahibimizle görüşüp konuşmanda fayda var.”
Beyazıd hazretleri bu işte bir hikmet var diyerek bu teklifi kabul etti ve birkaç gün daha kalmaya karar verdi. Bayram günü gelince herkes kiliseye bayram ayinine katılmaya gitti. Rahipler ve büyük rahip de geldiler. Beyazıd hazretleri de yerel bir elbise giyerek ev sahibi rahip ile birlikte kiliseye gidip oturdu. Biraz sonra baş rahip ayin için kürsüye çıktı. Ama hiçbir şey konuşmadı.
Biraz böyle bekleyince rahipler:
-“Niçin susuyorsunuz?” diye sordu. O da:
-“Nasıl konuşayım ki aramızda bir MUHAMMED’i var!” dedi. Halk birden galeyana geldi. Bayramı sabote ettiğini düşünerek:
-“Göster onu bize parçalayalım! Diye haykırmaya başladılar.
Baş rahip:
-“Böyle taşkınlık yaparsanız onu size göstermem. Ama ona dokunmayacağınıza söz verirseniz onu size gösteririm.” Deyince halk ona dokunmayacağına söz verdi.
Bunun üzerine Baş Rahip:
“Ey MUHAMMED’i ALLAH için ayağa kalk” dedi.
Bunu diyince Beyazıd hazretleri ayağa kalktı.
Baş Rahip ona:
-“Adın ne?
-“Beyazıd”
Tahsilin varmı?
-“Rabbimin öğrettiği kadar”
“O zaman sana kırk sorum olacak bakalım bile bilecekmisin”.
Beyazıd Hazretleri:
-“Buyrun sorun” dedi.
Baş Rahip:
-“O halde bana ikincisi olmayan biri, üçüncüsü olmayan ikiyi, dördüncüsü olmayan üçü, beşincisi olmayan dördü, altıncısı olmayan beşi, yedincisi olmayan altıyı, sekizincisi olmayan yediyi, dokuzuncusu olmayan sekizi, onuncusu olmayan dokuzu ,on birincisi olmayan onu , on ikincisi olmayan on biri , on üçü olmayan on ikiyi söyle.” Dedi.
Beyazıd hazretleri:
- ikincisi olmayan bir eşi ortağı , dengi-benzeri olmayan ALLAH,ü Teala dir.
- Üçüncüsü olmayan iki GECE İLE GÜNDÜZDÜR.
- Dördüncüsü olmayan üç TALAK,TIR.
- Beşincisi olmayan dört TEVRAT, ZEBUR, İNCİL VE KURANI KERİM’dir.
- Altıncısı olmayan beş BEŞ VAKİT NAMAZDIR.
- Yedincisi olmayan altı GÖKLERİN VE YERİN YARATILDIĞI GÜN SAYISIDIR.
- Sekizincisi olmayan yedi, YEDİ KAT GÖKTÜR.
- Dokuzuncusu olmayan sekiz KIYAMET GÜNÜ ARŞI TAŞIYACAK MELEKLERİN SAYISIDIR.
- Onuncusu olmayan dokuz, HAMİLELİK MÜDDETİDİR.
- On birincisi olmayan on , MUSA aleyhisselan ŞUAYB PEYGAMBERE "aleyhisselam" ÇOBANLIK ETTİĞİ YILLARDIR.
- Onikincisi olmayan on bir YUSUF PEYGAMBERİN KARDEŞLERİDİR.
- On üçüncüsü olmayan on iki SENENİN YILLARIDIR.”
Baş Rahip:
-“Doğru dedin Peki söyle bakayım Havadan ne yaratıldı, havada ne muhafaza olundu ve hava ile kim helak edildi?”
Beyazıd Hazretleri:
-“İsa aleyhisselam, Hava’dan yaratıldı, havada muhafaza edildi.
Ad kavmi Hava ile helak edildi..”
Baş rahip:
-“Peki ne ağaçtan yaratıldı, Ağaçta kim korundu ve ağaç ile kim helak oldu?”
Beyazıd Hazretleri:
-“Musa aleyhisselam'ın asası Ağaçtan yaratıldı. Nuh aleyhisselam ağaç içinde gemide korundu.
Zekeriya aleyhisselam ise ağaç içinde testere ile biçildi.”
Baş Rahip:
-“Pes doğrusu, peki ateşten kim yaratıldı ,ateşten kim korundu ve kim ateş ile helak oldu?”
”-İblis ateşten yaratıldı. İbrahim aleyhisselam ateşten korundu. Ebu Cehil ateş ile helak oldu.”
-“Ya taştan kim yaratıldı , taş içinde kim korundu ve taş ile kim helak oldu?”
-“Salih a.s’ın devesi taştan yaratıldı .
- Ashabı Kehf taşta korundu.
- Ebrehe ve ordusu taş ile helak edildi.”
Baş Rahip:
-“Hepsi doğru” dedi. Ve sormaya devam etti:
-“Bir ağaç düşünki on iki dalı her dalında otuz yaprağı ve her yaprağında beş çiçek bulunsun. bu çiçeklerden ikisi güneşe, üçü karanlığa baksın?”
-“Bu ağaç bir yılı temsil eder. On iki dalı on iki aya, Otuz yaprağı otuz güne, Beş yaprak beş vakit namaza, güneşe bakan iki yaprak öğle ve ikindi, geceye bakan üç yaprak ise akşam, yatsı ve sabah namazını temsil eder.”
Baş Rahip her cevapta:
-”Doğru diyorsun” diye itiraf etmekten kendini alamadı ve devam etti:
-“Söylermisin bana:” Alimleriniz ‘Cennette dört nehir vardır: Biri baldan , Biri sütten , Biri sudan, Biri de şerbettendir’ diyorlar. Aynı kaynaktan beslenen dört nehir nasıl farklı farklı akabilir ki?”
Beyazid hazretleri cevap verdi:
- "İnsanın kafasından dört küçük nehir akar. Kulak yağı acı, Göz yaşı tuzlu, Burun salgısı iğrenç, Ağız suyu leziz değimlidir?” Buna ne dersin?
Baş rahip:
-“Birde şu var sizin alimleriniz ‘Cennet ehli yer içer fakat abdest bozmaz, su dökmez’ diyorlar.”
Hazret:
-“Ana rahmindeki cenin de öyle değimlidir?”
-“Peki hacca giden tavaf eden ama canı ruhu olmayan bir şey ne olabilir?”
Beyazıd Hazretleri:
-“Nuh aleyhisselam’ın gemisidir. Tufanda Kabe’yi tavaf etmiştir.” dedikten sonra Baş Rahibe döndü ve
-“Sanırım bu kadar soruya cevap verdikten sonra bana da soru sorma hakkı doğdu” dedi. Ve:
-“Ben müsaade ederseniz size sadece bir soru soracağım ve cevabını bildiğinizden de adım gibi eminim.”
-“Buyurun sizi dinliyorum.”
-“Cennet Kapılarının üzerinde ne yazar?”
Baş Rahip konuşmadı. Etrafındakiler rahatsız oldu ve Ey Büyüğümüz Cevabını ver ve bizi mahcup etme!” diye yalvarmaya başladılar.
Bunun üzerine Baş Rahip:
-Doğrusunu sorarsanız bu sorunun cevabını biliyorum. Ama…”
-“Ama ne?”
-“Siz bu cevabı kaldıramazsınız.”
-Söz veriyoruz katlanacağız, Bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız.”
Bunun üzerine Baş Rahip:
-“O halde beni iyi dinleyin.”
-Cennetin anahtarı ve cennet kapılarının üzerinde yazılan şey aynı şeydir. O da "LA İLAHE İLLALLAH MÜHAMMEDÜRRESULULLAH" dır. Cennet kapılarının üzerinde bu ibare yazılıdır.”
Bunu deyince oradaki herkes kelime i şahadet getirerek Müslüman oldu.
Sonra baş Rahip Beyazıd hazretlerine dönerek:
-“Ben çoktan Müslüman olmuştum ama beni öldürürler diye bunu herkesten saklıyordum. Allah’a dua ederek kamil bir dostunu göndererek bana yardımcı olmasını, etrafımdakilerin de islam ile müşerref olmasını nasip etmesini istemiştim.
Allah seni gönderdi” dedi.
15 Kasım 2019 Cuma
VİTİR NAMAZI VE KUNUT DUALARININ SIRRI
"
KUNUT DUASININ SIRRI
“Peygamberimiz (a.s.m.) Miraç’ta, Sidre-i Mühteha’ya çıktı, bir rekât namaz kıldı. Buna bir rekât da kendisi ilâve etti. Namaz iki rekât oldu. Cenab-ı Hak kendisine bir rekât daha kılmasını emretti. Böylece namaz, akşam namazı gibi vitir [tek] oldu.
İşte Peygamberimiz üçün-cü rekâtı kılacağı sırada İlâhî rahmet ve nur tecelli etti. Peygamberimiz o nur içinde kaldı. Ve kendinden geçmiş vaziyette elleri çözüldü. Sonunda ellerini kaldırarak tekbir aldı. İşte elleri kaldırmak böylece vacip oldu.,”
Başka bir rivayette ise, Peygamberimiz üçüncü rekâtı kılacağı sırada Fatiha ve zamm-ı sûre okudu. Rükûa gideceği sırada Cehennemi gördü. Cehennem ehli kömür gibi sim siyah olmuştu. Peygamberimiz bu halde de kendisinden geçti ve elleri çözülüverdi. Hemen Cebrail (a.s.) geldi, Peygamberimizin üzerine Kevser suyundan döktü.
Böylece Peygamberimiz kendine geldi. Tekbir alıp kunut dualarını okudu. Kunut duasında Cehennemden ve Cehennem ehlinden Allah’a sığındı.
Vitir namazının vakti ve fazileti hakkında da Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah size bir namazı ziyâde kıldı ki, o namaz sizin hakkınızda kırmızı tüylü develerden daha hayırlıdır. İşte o namaz vitir namazıdır. O namazı yatsı ile şafağın atışı arasında verdi.”
Bilindiği üzere, Arapların yanında o zamanlar en kıymetli dünya malı kırmızı tüylü develerdi.
Hadiste, vitir namazının en kıymetli dünya malından daha hayırlı olduğu
bildirilmektedir. “Allah tekdir; tek olanı sever. Ey Kur’an ehli! Siz de vitir namazını kılınız!” (Ebû Dâvûd Vitir 1; Tirmizî
BEŞ VAKİT NAMAZ AYETLERİ
Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.” (Rûm Sûresi 17-18)
Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.” (Tâha Sûresi 130)
KUNUT DUASININ SIRRI
“Peygamberimiz (a.s.m.) Miraç’ta, Sidre-i Mühteha’ya çıktı, bir rekât namaz kıldı. Buna bir rekât da kendisi ilâve etti. Namaz iki rekât oldu. Cenab-ı Hak kendisine bir rekât daha kılmasını emretti. Böylece namaz, akşam namazı gibi vitir [tek] oldu.
İşte Peygamberimiz üçün-cü rekâtı kılacağı sırada İlâhî rahmet ve nur tecelli etti. Peygamberimiz o nur içinde kaldı. Ve kendinden geçmiş vaziyette elleri çözüldü. Sonunda ellerini kaldırarak tekbir aldı. İşte elleri kaldırmak böylece vacip oldu.,”
Başka bir rivayette ise, Peygamberimiz üçüncü rekâtı kılacağı sırada Fatiha ve zamm-ı sûre okudu. Rükûa gideceği sırada Cehennemi gördü. Cehennem ehli kömür gibi sim siyah olmuştu. Peygamberimiz bu halde de kendisinden geçti ve elleri çözülüverdi. Hemen Cebrail (a.s.) geldi, Peygamberimizin üzerine Kevser suyundan döktü.
Böylece Peygamberimiz kendine geldi. Tekbir alıp kunut dualarını okudu. Kunut duasında Cehennemden ve Cehennem ehlinden Allah’a sığındı.
Vitir namazının vakti ve fazileti hakkında da Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah size bir namazı ziyâde kıldı ki, o namaz sizin hakkınızda kırmızı tüylü develerden daha hayırlıdır. İşte o namaz vitir namazıdır. O namazı yatsı ile şafağın atışı arasında verdi.”
Bilindiği üzere, Arapların yanında o zamanlar en kıymetli dünya malı kırmızı tüylü develerdi.
Hadiste, vitir namazının en kıymetli dünya malından daha hayırlı olduğu
bildirilmektedir. “Allah tekdir; tek olanı sever. Ey Kur’an ehli! Siz de vitir namazını kılınız!” (Ebû Dâvûd Vitir 1; Tirmizî
BEŞ VAKİT NAMAZ AYETLERİ
Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.” (Rûm Sûresi 17-18)
Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.” (Tâha Sûresi 130)
GÜZEL ÖĞÜTLER
ÖĞÜTLER
Böyle bir zamanda dinine sahip çıkmak kor ateşi elde tutmak kadar zordur. Bu öğütleri yapabilmek hepimize nasip olur inşallah!
1) Güne sabah namazıyla ve Allah'ı anarak başla. Hakk'a tevekkül et ki kalb ferahlığı, kolaylık ve kurtuluş seni kuşatsın.
2) İstiğfara devam et. Çünkü o hem günahları siler hem de rızkı genişletir.
3) Duayı kesme çünkü o sana uzatılan kurtuluş ipidir.
4) Unutma! Yaptıklarını ve konuşmalarını melekler kaydediyor.
5) Hayra yor. Her ne kadar büyük bir fırtınanın merkezinde bile olsan.
6) Parmakların güzelliği tesbihleri saymakladır.
7) Dertler sana yöneldiğinde kederlerin çoğaldığında 'La İlahe illallah' de! Mal ile fakirin dualarını, zayıfların sevgisini satın al.
9) Huşu ve korku dolu bir secde, altınlara sahip olmaktan daha faziletlidir.
10) Kelimeleri konuşmadan önce düşün! Çünkü bazı kelimeler katildir.
11) Mazlumun davetine, mahrum bırakılanın göz yaşına dikkat et.
12) Kitapları, gazeteleri ve dergileri okumadan önce Kur'an'ı oku.
13) Ailenin istikamet üzerine olmasına sebep ol.
14) İbadet için nefsinle mücadele et. Muhakkak ki nefis kötülükleri emreder.
15) Anne babanın avuç içini öp. Rızaya ulaşırsın.
16) Senin eski elbiselerin fakirin katında çok yenidir.
17) Kızma, nefret etme, intikam alma. Allah'ın ulaşmayı emrettiği şeyi kesme. Hayat düşündüğünden daha kısa.
18) Güçlülerin en güçlüsü ve zenginlerin en zengini seninledir. O muhakkak ki Allah c.c'dur. Ona güven ve müjdele!
19) Cevap kapısını (yani duayı) günahla kapatma!
20) Sabır ve namaz; dertlere, musibetlere ve sorumluluklarına yardım edenlerin en hayırlısıdır.
21) Su-i zanndan kaçın ki rahat edesin, huzur bulasın
22) Bütün dertlerin sebebi Allah'tan yüz çevirmektendir. Ona yönel.
23) Seninle beraber kabre girecek namazını kılmayı unutma.
24) Birinin gıybet ettiğini duyarsan ona Allah'tan korkmasını söyle!
25) Mülk süresini okumaya devam etmen seni azaptan kurtarır.
26) Mahrum o dur ki korku ve gözü yaşlı namaz kılmaktan mahrum olandır.
27) Günah işleyen, cahil inananlar peşinden gitme!
28) Muhabbetin Allah ve Rasulüne olsun. İnsanlara güzel ahlak ile muamele et
29) Seni gıybet edenlere musamaha göster. Muhakkak o seni güzelliğe ulaştırmıştır.
30) Namaz, zikir ve Kuran tilaveti senin yüzünde nur, kalbinde inşirah ve amellerine muvaffak olmanı sağlar.
31) kim ateşin hararetini hatırlarsa günahların sebeplerine de sabr eder.
32) Gece sürekli değildir. Dertler geçer. Sıkıntılar bir çıkışa, zorluklar rahatlığa çevrilir.
33) o şöyle dedi bu böyle dedi sözlerini terket. Dağ gibi sorumlulukların varken.
34) Huşu ile namaz kıl. Seni bekleyen işin namazdan daha önemli değildir.
35) Mushafı baş üstünde tut. Bir tek ayet okuman dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.
36) Hayat güzeldir ondan daha güzeli senin iman üzere olmandır.
Böyle bir zamanda dinine sahip çıkmak kor ateşi elde tutmak kadar zordur. Bu öğütleri yapabilmek hepimize nasip olur inşallah!
1) Güne sabah namazıyla ve Allah'ı anarak başla. Hakk'a tevekkül et ki kalb ferahlığı, kolaylık ve kurtuluş seni kuşatsın.
2) İstiğfara devam et. Çünkü o hem günahları siler hem de rızkı genişletir.
3) Duayı kesme çünkü o sana uzatılan kurtuluş ipidir.
4) Unutma! Yaptıklarını ve konuşmalarını melekler kaydediyor.
5) Hayra yor. Her ne kadar büyük bir fırtınanın merkezinde bile olsan.
6) Parmakların güzelliği tesbihleri saymakladır.
7) Dertler sana yöneldiğinde kederlerin çoğaldığında 'La İlahe illallah' de! Mal ile fakirin dualarını, zayıfların sevgisini satın al.
9) Huşu ve korku dolu bir secde, altınlara sahip olmaktan daha faziletlidir.
10) Kelimeleri konuşmadan önce düşün! Çünkü bazı kelimeler katildir.
11) Mazlumun davetine, mahrum bırakılanın göz yaşına dikkat et.
12) Kitapları, gazeteleri ve dergileri okumadan önce Kur'an'ı oku.
13) Ailenin istikamet üzerine olmasına sebep ol.
14) İbadet için nefsinle mücadele et. Muhakkak ki nefis kötülükleri emreder.
15) Anne babanın avuç içini öp. Rızaya ulaşırsın.
16) Senin eski elbiselerin fakirin katında çok yenidir.
17) Kızma, nefret etme, intikam alma. Allah'ın ulaşmayı emrettiği şeyi kesme. Hayat düşündüğünden daha kısa.
18) Güçlülerin en güçlüsü ve zenginlerin en zengini seninledir. O muhakkak ki Allah c.c'dur. Ona güven ve müjdele!
19) Cevap kapısını (yani duayı) günahla kapatma!
20) Sabır ve namaz; dertlere, musibetlere ve sorumluluklarına yardım edenlerin en hayırlısıdır.
21) Su-i zanndan kaçın ki rahat edesin, huzur bulasın
22) Bütün dertlerin sebebi Allah'tan yüz çevirmektendir. Ona yönel.
23) Seninle beraber kabre girecek namazını kılmayı unutma.
24) Birinin gıybet ettiğini duyarsan ona Allah'tan korkmasını söyle!
25) Mülk süresini okumaya devam etmen seni azaptan kurtarır.
26) Mahrum o dur ki korku ve gözü yaşlı namaz kılmaktan mahrum olandır.
27) Günah işleyen, cahil inananlar peşinden gitme!
28) Muhabbetin Allah ve Rasulüne olsun. İnsanlara güzel ahlak ile muamele et
29) Seni gıybet edenlere musamaha göster. Muhakkak o seni güzelliğe ulaştırmıştır.
30) Namaz, zikir ve Kuran tilaveti senin yüzünde nur, kalbinde inşirah ve amellerine muvaffak olmanı sağlar.
31) kim ateşin hararetini hatırlarsa günahların sebeplerine de sabr eder.
32) Gece sürekli değildir. Dertler geçer. Sıkıntılar bir çıkışa, zorluklar rahatlığa çevrilir.
33) o şöyle dedi bu böyle dedi sözlerini terket. Dağ gibi sorumlulukların varken.
34) Huşu ile namaz kıl. Seni bekleyen işin namazdan daha önemli değildir.
35) Mushafı baş üstünde tut. Bir tek ayet okuman dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.
36) Hayat güzeldir ondan daha güzeli senin iman üzere olmandır.
12 Kasım 2019 Salı
ALLAH'A KÜSMEK, SİTEM ETMEK DOĞRU MU
ALLAH'A KÜSMEK
SİTEM ETMEK DOĞRU MU
"Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle
edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele."
(Bakara süresi 15)
Dünyada bedava birşey varmı? Herşeyin bir şekilde ödemesi var.
Cennette bedava değil, Allah'ın istediklerini vermeden, Cennetin parasını kazanmadan nasıl girilir?
Müslüman dünyası kafir zulmüyle ağlıyor. Kuran bilinmiyor. Sünnetler terk edilmiş, yaşantı kafir gibi, adımız Müslüman.
Yardım nasıl olsun?
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun, af ve afiyet versin. Amin.
HADİS VE AYETLERDEN
“(Ey müminler!)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet’e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demişlerdi. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)
Demir ve altın eritilerek çıkarılır.
“İnsan yalnız ‘iman ettik’ demekle, hiç imtihân edilmeden bırakacaklarını mı sandılar? Ant olsun ki biz, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah (imtihan ederek), doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.” (Ankebut, 29/2-3)
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V )
"Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler bulunmuştur ki, (zalimler tarafından) yakalanır, onun için yerde bir çukur kazılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere getirilir, onun başı üzerine konulurdu da cesedi ikiye bölünürdü, fakat bu onu dinden döndürmezdi. (Bir başkasına da benzer işkenceler uygulanır); demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri taranırdı da, bu işkenceler o mümini dîninden çevirmezdi. (Sahâbîlerim!) Size yemîn ederek söylüyorum ki, Allah bu işi (İslâm dînini), mutlaka tamamlayacaktır. Öyle ki, bir süvârî San'â'dan Hadramevt'e kadar (tek başına) yolculuk edecek de Allah'tan ve bir de (yolcu koyun sahibi ise) koyunlarına kurdun saldırmasından başka hiçbir şeyden korkmayacaktır. Fakat sizler acele ediyorsunuz!." (Ahmed b. Hanbel, 5/109; Buharî, Menakıbu’l-Ensar,29).
MÜJDE. VEREN AYET
ZÜMER Suresi 73. Ayet :
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da gruplar halinde cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, "Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!" diyecek.
SİTEM ETMEK DOĞRU MU
"Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle
edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele."
(Bakara süresi 15)
Dünyada bedava birşey varmı? Herşeyin bir şekilde ödemesi var.
Cennette bedava değil, Allah'ın istediklerini vermeden, Cennetin parasını kazanmadan nasıl girilir?
Müslüman dünyası kafir zulmüyle ağlıyor. Kuran bilinmiyor. Sünnetler terk edilmiş, yaşantı kafir gibi, adımız Müslüman.
Yardım nasıl olsun?
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun, af ve afiyet versin. Amin.
HADİS VE AYETLERDEN
“(Ey müminler!)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet’e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demişlerdi. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)
Demir ve altın eritilerek çıkarılır.
“İnsan yalnız ‘iman ettik’ demekle, hiç imtihân edilmeden bırakacaklarını mı sandılar? Ant olsun ki biz, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah (imtihan ederek), doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.” (Ankebut, 29/2-3)
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V )
"Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler bulunmuştur ki, (zalimler tarafından) yakalanır, onun için yerde bir çukur kazılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere getirilir, onun başı üzerine konulurdu da cesedi ikiye bölünürdü, fakat bu onu dinden döndürmezdi. (Bir başkasına da benzer işkenceler uygulanır); demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri taranırdı da, bu işkenceler o mümini dîninden çevirmezdi. (Sahâbîlerim!) Size yemîn ederek söylüyorum ki, Allah bu işi (İslâm dînini), mutlaka tamamlayacaktır. Öyle ki, bir süvârî San'â'dan Hadramevt'e kadar (tek başına) yolculuk edecek de Allah'tan ve bir de (yolcu koyun sahibi ise) koyunlarına kurdun saldırmasından başka hiçbir şeyden korkmayacaktır. Fakat sizler acele ediyorsunuz!." (Ahmed b. Hanbel, 5/109; Buharî, Menakıbu’l-Ensar,29).
MÜJDE. VEREN AYET
ZÜMER Suresi 73. Ayet :
Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da gruplar halinde cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, "Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!" diyecek.
23 Ekim 2019 Çarşamba
ÖLEN İNSAN, DİRİLSE NE YAPAR
ÖLEN İNSAN, TEKRAR DİRİLSE NE YAPAR
Hasan Basri )R.a), bir ölüyü defnettikten sonra mezarın başına oturdu.Yanında kalan adama dönüp dedi ki:
Bu adam öldü şayet şimdi dirilse sence ne yapar?
Adam dedi ki:
Şayet dirilirse hemen tövbe eder, namaz kılar, oruç tutar (kadınsa tesettürü kuşanır, tesettürü bozuksa düzeltir), haramlardan uzak durur ve her türlü hayrı yapardı.
Hasan Basri (R.a)adama dedi ki:
"Ondan geçti artık bari senden geçmeden kalk ve dediklerini yap..
Dünyalık düşünmez, ölümü ve Allah’ı gördüğü için, Allah'ın istediklerini yapar.
Allah bizlere Cemalini görmek nasip eylesin.
Hayırlı kul, hayırlı ümmet, hayırlı insan eylesin. Amin
Hasan Basri )R.a), bir ölüyü defnettikten sonra mezarın başına oturdu.Yanında kalan adama dönüp dedi ki:
Bu adam öldü şayet şimdi dirilse sence ne yapar?
Adam dedi ki:
Şayet dirilirse hemen tövbe eder, namaz kılar, oruç tutar (kadınsa tesettürü kuşanır, tesettürü bozuksa düzeltir), haramlardan uzak durur ve her türlü hayrı yapardı.
Hasan Basri (R.a)adama dedi ki:
"Ondan geçti artık bari senden geçmeden kalk ve dediklerini yap..
Dünyalık düşünmez, ölümü ve Allah’ı gördüğü için, Allah'ın istediklerini yapar.
Allah bizlere Cemalini görmek nasip eylesin.
Hayırlı kul, hayırlı ümmet, hayırlı insan eylesin. Amin
29 Eylül 2019 Pazar
MBTS SINAV SORULARININ ÖNEMLİLERİ
Mbst Sınav Kazandıran Seçme Notlar
1-Gazve ve Seriyye:peygamberin bulunduğu savaşlara denir. Seriyye ise bizzat katılmadığı sahabeleri görevlendirdiği birliklerdir
2-İlk mescid Kuba mescididir.
3-Kuranı çoğaltan grubun başkanı zeyd b. sabittir.
4-Sebut tıval ( yedi uzun sure ): Bakara,Ali İmran, Nisa, Maide,Enam ve Enfal sureleridir.
5-Vücuh: Lafızları aynı, manaları farklı olan kelimelere denir.
6-İlhadi tefsir: Kuran ve sünnetin açık hükümlerine aykırı tefsirlere denir.
7-Burhanı Limmi: Müessirden esere ya da kanunlardan hadiselere götüren delillerdir.
8-Ahdi atik:Tevrat / Ahdi Cedid: İncil
9-Tevrat: Kanun,Öğreti demek; İ
10-İncil : Müjde demek
11-Berzah:ölümden Mahşerdeki dirilişe kadar süren hayat kabir/Berzah hayatıdır.
12-Küsuf: güneş tutulma namazı/ Husuf: ay tutulma namazı
13-Peygamberin vefatından sonra sahabiler Sakifetü beni saide denilen yerde Hz. Ebu bekire biat etti.
14-Dehriyyun: zaman ve maddenin ebediliğini savunanlar.
15-Mezheb: bir dinin bilginleri arasındaki yorum farklılıklarından meydana gelen görüş farklılıklarıdır.
16-Medinede inen son sure Nasr suresidir.
17-Ayet:Alamet,nişan,ibret,emri acip,burhan ve delil manasına gelir.
18-Aksamul kuran: Kurandaki yeminlerdir.
19-İtikadi mezhepler:selefiyye,maturidiyye ve eşariyyedir.
20Halkulkuran:kuranın mahluk olup olmadığı tartışmasıdır.
21-Mutezilenin kurucusu:vasıl b. Ata
22-Cebriyye:kurucusu, Cehm b. Safvandır. İnsan fiillerinde hür değildir.
23-Kaderiye:Kurucusu,Mabed el-Cühenidir.kaderi inkar ederler,insan fiillerinde hürdür.
24-Hükmü itibarıyla hac çeşitleri:Farz,Vacip ve Nafile hac
25-Edası itibarıyla hac çeşitleri:Kıran,Temettü ve İfrad haccı
26-Afaki;Mikat sınırları dışında oturan kişiler için kullanılır.
27-Teyamun;Tavafı kabenin sağından yapmaktır.
28-Izdıba:Omuzlara alınan ridanın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atarak sağ omuzu ve sağ kolu açıkta bırakmak.
29-Remel:Koşmaksızın çalımlı ve süratli yürümek
30-Hıll;Harem ile mikat arasındaki bölgedir.
31-Eyyamı Mina: Zilhiccenin 10,11,12 ve 13. günleridir.
32-Ziyaret tavafı haccın farz olan tavafıdır.
33-Tehallül:İhram yasaklarının sona ermesidir.tehallülü evvelden sonra cinsel ilişki yasağı devam eder,bu yasak tehallülü sani ile kalkar.
34-İhsar:Hac veya umre için ihrama giren kimsenin elinde olmayan bir sebeble ihramdan çıkmasıdır.
35-İstihlaf:namazda abdesti bozulan imamın yerine cemaatten birini geçirmesidir.
36-Kerrubiyyun:Arşın etrafında bulunan meleklere denir.
37-Müşkilül kuran: Aralarında tenakuz ve ihtilaf olduğu zanndeilen ayetlere denir.
38-Nefri evvel:Bayramın 3. günü minadan ayrılmaya denir.
39-Revatip: 5 vakit namaza bağlı olarak kılınan nafile namaz; regaip ise 5 vakit namaza bağlı olmaksızın kılınan namazlara denir.
40-Vatanı sükna: 15 günden az kalmak üzere gidilen yer. vatanı ikame:15 günden fazla kalınacak yer; vatanı asli;kişinin doğup büyüdüğü,yerleştiği yer.
41-Eyyamı bid. Kameri ayların 13,14 ve 15. günleri oruçla geçirmek.
42-Ehli kıble: kabeye doğru namaz kılmanın farz olduğunu kabul edenler için kullanılır.
43-Mukarrebun-İlliyyun: Daima Allahı tesbih eden ve anan, Allaha çok yakın ve onun katında şerefli mevkii bulunan melekler.
44-İcaz:Kuranın özlü oluşu, kelime ve cümlelerin derin ve eşsiz anlamlartaşımasıdır.
45-Besmele ile başlamayan sure Tevbe suresidir.
46-Sebul Mesani (tekrarlanan 7 ayet) Fatiha suresidir.
47-Elmalılı Hamdi Yazır: Hak dini Kuran Dili adlı tefsiri var.
48-Zelletülkari: kıraat okuyuş hatalarıdır.
49-Kavme:Rukudan doğrulmaktır.
50-Kabenin 4 rüknü:1) Rüknü haceri esved, 2)Rüknü Yemani, 3) Rüknü Iraki, 4)Rüknü Şami.
51-Mültezem:Kabenin kapısı ile haceri esved arasındaki yerdir.
52-Cemrelerin mekkeden minaya doğru sıralanışı: Cemrei ula, cemrei vusta ve cemrei akabedir.
53-****f: tavaf yapılan alan.
54-İhcac: hac için bedel tutmaya denir.
55-Farz olan Ziyaret(İfaza) tavafının son vakti ömrün sonuna kadar devam eder.
56-Kütübü sitte:Buhari-Müslim-Ebu Davud-Tirmizi-İbn Mace- Nesai .
57-İlk fıkh usulü kitabı şafiye ait olan er risaledir. imam şafinin eski görüşlerini ihtiva eden eseri hucce’dir.son görüşleri ise Ümm adlı eserindedir.
58-Muvatta, imam malike aittir. müsned ise ahmed b. hanbele aittir.
59-Cami:İbadet, muamelat ve ukûbata dair hadislerin yanı sıra, Kur’an-ı Kerimin fazileti, yaratılış, menâkıb ve benzeri konuları ihtiva eden hadis mecmualarıdır.
60-Sünen:Bu hadis mecmuaları, tahâret (temizlik)’ten vasiyete kadar olan bütün ibadet ve İslâm hukuku ile ilgili hadisleri ihtiva eden kitaplardır.
61-Musannef:tabiin döneminden sonra gelen neslin hadisleri konularına göre ayırıp, belirli bir düzen içinde yazmaya başlamaları ile yeni bir hadis kitabı türü ortaya çıkmıştır. Bu tür eserlere ‘musannaf’ denir.
62-Nizamiye medreseleri selçuklu sultanı Alparslan zamanında kuruldu ve yaygınlaştı.
63-Mevkuf hadis: isnadı sahabede biten hadislere denir.
64-Merfu hadis: isnadı peygamberde biten hadisler
65-Maktu hadis: İsnadı tabiinde biten hadisler.
66-Mebsut, İmam Serahsinin eseridir.
67-Bir kimsenin kıra gömüp hatırlamadığı mala malı dımar denir.
68-Zevaid sünnet:Hz. Peygamber (s.a.v.)’ in bir insan olmasıitibariyle yaptığı,
69-Secavend: Ayetlerde durulması ve geçilmesini belirleyen işaretlere denir.
70-Taabbudi:manası sadece Allah tarafından bilinen emirler.
71-Ahîlerin el kitabı olan ve daha çok ahlaki kurallar ve psikolojik öğretiler içeren eserlere fütüvvetname denir.
72-Garibul hadis: Hadis lügati niteliğindeki eserlere verilen isimdir.
73-Ahbar: Tevratı ve hükümlerini iyi bilen yahudi alimleri.
74-Ahkamul kuran: İbadet, mualemet,keffaret ve ukubat ile ilgili ayetlerin yorumunu konu edinen bilim dalıdır.
75-Aksamul kuran:Kuranda geçen yeminleri konu edinir.
76-Celse: İki secde arası oturuş.
77-Emsalul kuran: Kuranın meselleri.
78-Fevat: hac vazifesini yapan kimsenin süresi içinde arafe vakfesine yetişememesi.
79-Garibulhadis: hadislerdeki anlaşılması zor ve ancak sahanın uzmanları tarafından anlaşılabilen kelimelere denir.
80-Garibul Kuran: Tefsirde anlaşılması zor olan kelimeleri konu edinir.ilmin öncüsü Abdullah b. abbastır.
81-Kütübi tisa: Kütübü sitteye 3 ilave eserle oluşur.bunlar Dariminin süneni, imam malikin muvattası ve ahmed b. hanbelin müsnedi+ yukarda sayılan 6 kitap.
82-Mişna: Tevratın hükümlerini açıklayan şifahi beyanların yazıya geçirilmiş şeklidir.
Miun: ayet sayısı 100 den fazla olan sureler.
83-Talmud: sözlü tevratın yazıya geçirilmiş şekli olan mişna üzerine yapılmış tefsir ve yorumlardır.
84-İşari tefsir:tasavvufi tefsir.
85-Telfik, değişik mezheplerin görüşlerinden faydalanmak.
86-Yemini lağv: bir şeyin öyle olduğu zannedilerek ya da ağız alışkanlığıyla yapılan yeminlerdir. keffaret gerekmez.
86-Yemini ğamus: yalan yere, bile bile yapılan yemin.
87-Yemini münakid. mümkün olan ve geleceğe yönelik bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. bu yeminin keffareti 10 fakiri doyurmak veya giydirmek veya köle azat etmektir. buna gücü yetmeyen kimse 3 gün peşpeşe oruç tutar.
88-Zelle.peygamber hataları.
89-Hanefide isfar yani sabah namazını oralık aydınlandıktan sonra kılmak müstehaptır
90-Ebu hanifeye göre huruç bi sunih yani namazdan kendi fiili ile çıkmak rukundür.
91-Ezan okunurken her cümle arasında biraz beklenir ve ikinci cümlede ses biraz yükseltilir. buna teressül veya irtisal denir.kamet ise duraklama yapılmaksızın seri okunur. buna hedir denir.
92-Muhazatün Nisa: kadınların erkeklerle aynı safta veya hizada bulunmasıdır.
93-Kefeni sünnet: Erkek için Kamis,izar ve lifafe;kadınlar için bunlarla birlikte baş ve göğüs örtüsüdür.
94-Kefeni kifayet:erkek için izar ve lifafe ve kadın için bir de başörtüsüdür.
95-Kefeni zaruret ise tek parça beze sarılmak.
96-Nema: Zekatın şarlarından olan nema malın artıcı nitelikte olmasıdır.
97-Havelanül havl :Malın üzerinden bir kameri yıl geçmesidir.
98-Nisab:Altında 20 miskal:85 gram; Gümüşte 200 dirhem:595 gram; hayvanlarda 5 deve;30 sığır ve 40 koyundur.
99-Rikaz:yer altındai maden, define hazine gibi şeyler için kullanılır.
100-İhramın Rükunleri: Niyet ve telbiyedir.
101-Haccın farzları ihram,arafat vakfesi ve ziyaret(ifaza) tavafıdır.
102-Remyi cimar:Şeytan taşlama işlemi.
103-ilk tehallül: Cinsel ilişki dışında yasaklar kalkar. saçların traş edilmesiyle başlar.ikinci tehallülde ise cinsel ilişki dahil tüm yasaklar kalkar.ziyaret tavafının yapılmasıyla olur.
104-Umrenin farzları ihram ve tavaftır.
105-Sahih ilmam: Umre ile hac arasında herhangi bir sebeble memlekete dönmek.
106-Hedy:hac ve umre menasikiyle ilgili kesilen kurbana denir.Kurban bayramı dolayısıyla kesilene ise udhiyye denir.
107-Cinayet:İhramlıyken harem bölgesinde yapılması yasak olan şeylerin yapılmasına denir.
108-Rici talak: kocaya yeni bir nikaha ihtiyaç olmadan boşadığı karısına dönme imkanı veren boşama türüdür.
109-Bain talak: kocaya boşadığı eşine ancak yeni bir nikahla dönme imkanı veren boşama şeklidir.
110-Karşılıklı rıza ile boşanmaya muhalea veya hul denir.
111-Mahkemeye boşnma için başvurmaya tefrik denir.
112-Lian: karısına zina etti deyip bunu ispat edemeyen karı kocanın karşılıklı lanetleşmesididr.
113-İLa: Kocanın 4 ay veya daha fazla karısına yaklaşmayacağına yemin etmesi, adamasıdır.
114-Lukata:buluntu mal.
115-Tanah:yahudilikteki yazılı dini edebiyattır.
1-Gazve ve Seriyye:peygamberin bulunduğu savaşlara denir. Seriyye ise bizzat katılmadığı sahabeleri görevlendirdiği birliklerdir
2-İlk mescid Kuba mescididir.
3-Kuranı çoğaltan grubun başkanı zeyd b. sabittir.
4-Sebut tıval ( yedi uzun sure ): Bakara,Ali İmran, Nisa, Maide,Enam ve Enfal sureleridir.
5-Vücuh: Lafızları aynı, manaları farklı olan kelimelere denir.
6-İlhadi tefsir: Kuran ve sünnetin açık hükümlerine aykırı tefsirlere denir.
7-Burhanı Limmi: Müessirden esere ya da kanunlardan hadiselere götüren delillerdir.
8-Ahdi atik:Tevrat / Ahdi Cedid: İncil
9-Tevrat: Kanun,Öğreti demek; İ
10-İncil : Müjde demek
11-Berzah:ölümden Mahşerdeki dirilişe kadar süren hayat kabir/Berzah hayatıdır.
12-Küsuf: güneş tutulma namazı/ Husuf: ay tutulma namazı
13-Peygamberin vefatından sonra sahabiler Sakifetü beni saide denilen yerde Hz. Ebu bekire biat etti.
14-Dehriyyun: zaman ve maddenin ebediliğini savunanlar.
15-Mezheb: bir dinin bilginleri arasındaki yorum farklılıklarından meydana gelen görüş farklılıklarıdır.
16-Medinede inen son sure Nasr suresidir.
17-Ayet:Alamet,nişan,ibret,emri acip,burhan ve delil manasına gelir.
18-Aksamul kuran: Kurandaki yeminlerdir.
19-İtikadi mezhepler:selefiyye,maturidiyye ve eşariyyedir.
20Halkulkuran:kuranın mahluk olup olmadığı tartışmasıdır.
21-Mutezilenin kurucusu:vasıl b. Ata
22-Cebriyye:kurucusu, Cehm b. Safvandır. İnsan fiillerinde hür değildir.
23-Kaderiye:Kurucusu,Mabed el-Cühenidir.kaderi inkar ederler,insan fiillerinde hürdür.
24-Hükmü itibarıyla hac çeşitleri:Farz,Vacip ve Nafile hac
25-Edası itibarıyla hac çeşitleri:Kıran,Temettü ve İfrad haccı
26-Afaki;Mikat sınırları dışında oturan kişiler için kullanılır.
27-Teyamun;Tavafı kabenin sağından yapmaktır.
28-Izdıba:Omuzlara alınan ridanın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atarak sağ omuzu ve sağ kolu açıkta bırakmak.
29-Remel:Koşmaksızın çalımlı ve süratli yürümek
30-Hıll;Harem ile mikat arasındaki bölgedir.
31-Eyyamı Mina: Zilhiccenin 10,11,12 ve 13. günleridir.
32-Ziyaret tavafı haccın farz olan tavafıdır.
33-Tehallül:İhram yasaklarının sona ermesidir.tehallülü evvelden sonra cinsel ilişki yasağı devam eder,bu yasak tehallülü sani ile kalkar.
34-İhsar:Hac veya umre için ihrama giren kimsenin elinde olmayan bir sebeble ihramdan çıkmasıdır.
35-İstihlaf:namazda abdesti bozulan imamın yerine cemaatten birini geçirmesidir.
36-Kerrubiyyun:Arşın etrafında bulunan meleklere denir.
37-Müşkilül kuran: Aralarında tenakuz ve ihtilaf olduğu zanndeilen ayetlere denir.
38-Nefri evvel:Bayramın 3. günü minadan ayrılmaya denir.
39-Revatip: 5 vakit namaza bağlı olarak kılınan nafile namaz; regaip ise 5 vakit namaza bağlı olmaksızın kılınan namazlara denir.
40-Vatanı sükna: 15 günden az kalmak üzere gidilen yer. vatanı ikame:15 günden fazla kalınacak yer; vatanı asli;kişinin doğup büyüdüğü,yerleştiği yer.
41-Eyyamı bid. Kameri ayların 13,14 ve 15. günleri oruçla geçirmek.
42-Ehli kıble: kabeye doğru namaz kılmanın farz olduğunu kabul edenler için kullanılır.
43-Mukarrebun-İlliyyun: Daima Allahı tesbih eden ve anan, Allaha çok yakın ve onun katında şerefli mevkii bulunan melekler.
44-İcaz:Kuranın özlü oluşu, kelime ve cümlelerin derin ve eşsiz anlamlartaşımasıdır.
45-Besmele ile başlamayan sure Tevbe suresidir.
46-Sebul Mesani (tekrarlanan 7 ayet) Fatiha suresidir.
47-Elmalılı Hamdi Yazır: Hak dini Kuran Dili adlı tefsiri var.
48-Zelletülkari: kıraat okuyuş hatalarıdır.
49-Kavme:Rukudan doğrulmaktır.
50-Kabenin 4 rüknü:1) Rüknü haceri esved, 2)Rüknü Yemani, 3) Rüknü Iraki, 4)Rüknü Şami.
51-Mültezem:Kabenin kapısı ile haceri esved arasındaki yerdir.
52-Cemrelerin mekkeden minaya doğru sıralanışı: Cemrei ula, cemrei vusta ve cemrei akabedir.
53-****f: tavaf yapılan alan.
54-İhcac: hac için bedel tutmaya denir.
55-Farz olan Ziyaret(İfaza) tavafının son vakti ömrün sonuna kadar devam eder.
56-Kütübü sitte:Buhari-Müslim-Ebu Davud-Tirmizi-İbn Mace- Nesai .
57-İlk fıkh usulü kitabı şafiye ait olan er risaledir. imam şafinin eski görüşlerini ihtiva eden eseri hucce’dir.son görüşleri ise Ümm adlı eserindedir.
58-Muvatta, imam malike aittir. müsned ise ahmed b. hanbele aittir.
59-Cami:İbadet, muamelat ve ukûbata dair hadislerin yanı sıra, Kur’an-ı Kerimin fazileti, yaratılış, menâkıb ve benzeri konuları ihtiva eden hadis mecmualarıdır.
60-Sünen:Bu hadis mecmuaları, tahâret (temizlik)’ten vasiyete kadar olan bütün ibadet ve İslâm hukuku ile ilgili hadisleri ihtiva eden kitaplardır.
61-Musannef:tabiin döneminden sonra gelen neslin hadisleri konularına göre ayırıp, belirli bir düzen içinde yazmaya başlamaları ile yeni bir hadis kitabı türü ortaya çıkmıştır. Bu tür eserlere ‘musannaf’ denir.
62-Nizamiye medreseleri selçuklu sultanı Alparslan zamanında kuruldu ve yaygınlaştı.
63-Mevkuf hadis: isnadı sahabede biten hadislere denir.
64-Merfu hadis: isnadı peygamberde biten hadisler
65-Maktu hadis: İsnadı tabiinde biten hadisler.
66-Mebsut, İmam Serahsinin eseridir.
67-Bir kimsenin kıra gömüp hatırlamadığı mala malı dımar denir.
68-Zevaid sünnet:Hz. Peygamber (s.a.v.)’ in bir insan olmasıitibariyle yaptığı,
69-Secavend: Ayetlerde durulması ve geçilmesini belirleyen işaretlere denir.
70-Taabbudi:manası sadece Allah tarafından bilinen emirler.
71-Ahîlerin el kitabı olan ve daha çok ahlaki kurallar ve psikolojik öğretiler içeren eserlere fütüvvetname denir.
72-Garibul hadis: Hadis lügati niteliğindeki eserlere verilen isimdir.
73-Ahbar: Tevratı ve hükümlerini iyi bilen yahudi alimleri.
74-Ahkamul kuran: İbadet, mualemet,keffaret ve ukubat ile ilgili ayetlerin yorumunu konu edinen bilim dalıdır.
75-Aksamul kuran:Kuranda geçen yeminleri konu edinir.
76-Celse: İki secde arası oturuş.
77-Emsalul kuran: Kuranın meselleri.
78-Fevat: hac vazifesini yapan kimsenin süresi içinde arafe vakfesine yetişememesi.
79-Garibulhadis: hadislerdeki anlaşılması zor ve ancak sahanın uzmanları tarafından anlaşılabilen kelimelere denir.
80-Garibul Kuran: Tefsirde anlaşılması zor olan kelimeleri konu edinir.ilmin öncüsü Abdullah b. abbastır.
81-Kütübi tisa: Kütübü sitteye 3 ilave eserle oluşur.bunlar Dariminin süneni, imam malikin muvattası ve ahmed b. hanbelin müsnedi+ yukarda sayılan 6 kitap.
82-Mişna: Tevratın hükümlerini açıklayan şifahi beyanların yazıya geçirilmiş şeklidir.
Miun: ayet sayısı 100 den fazla olan sureler.
83-Talmud: sözlü tevratın yazıya geçirilmiş şekli olan mişna üzerine yapılmış tefsir ve yorumlardır.
84-İşari tefsir:tasavvufi tefsir.
85-Telfik, değişik mezheplerin görüşlerinden faydalanmak.
86-Yemini lağv: bir şeyin öyle olduğu zannedilerek ya da ağız alışkanlığıyla yapılan yeminlerdir. keffaret gerekmez.
86-Yemini ğamus: yalan yere, bile bile yapılan yemin.
87-Yemini münakid. mümkün olan ve geleceğe yönelik bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. bu yeminin keffareti 10 fakiri doyurmak veya giydirmek veya köle azat etmektir. buna gücü yetmeyen kimse 3 gün peşpeşe oruç tutar.
88-Zelle.peygamber hataları.
89-Hanefide isfar yani sabah namazını oralık aydınlandıktan sonra kılmak müstehaptır
90-Ebu hanifeye göre huruç bi sunih yani namazdan kendi fiili ile çıkmak rukundür.
91-Ezan okunurken her cümle arasında biraz beklenir ve ikinci cümlede ses biraz yükseltilir. buna teressül veya irtisal denir.kamet ise duraklama yapılmaksızın seri okunur. buna hedir denir.
92-Muhazatün Nisa: kadınların erkeklerle aynı safta veya hizada bulunmasıdır.
93-Kefeni sünnet: Erkek için Kamis,izar ve lifafe;kadınlar için bunlarla birlikte baş ve göğüs örtüsüdür.
94-Kefeni kifayet:erkek için izar ve lifafe ve kadın için bir de başörtüsüdür.
95-Kefeni zaruret ise tek parça beze sarılmak.
96-Nema: Zekatın şarlarından olan nema malın artıcı nitelikte olmasıdır.
97-Havelanül havl :Malın üzerinden bir kameri yıl geçmesidir.
98-Nisab:Altında 20 miskal:85 gram; Gümüşte 200 dirhem:595 gram; hayvanlarda 5 deve;30 sığır ve 40 koyundur.
99-Rikaz:yer altındai maden, define hazine gibi şeyler için kullanılır.
100-İhramın Rükunleri: Niyet ve telbiyedir.
101-Haccın farzları ihram,arafat vakfesi ve ziyaret(ifaza) tavafıdır.
102-Remyi cimar:Şeytan taşlama işlemi.
103-ilk tehallül: Cinsel ilişki dışında yasaklar kalkar. saçların traş edilmesiyle başlar.ikinci tehallülde ise cinsel ilişki dahil tüm yasaklar kalkar.ziyaret tavafının yapılmasıyla olur.
104-Umrenin farzları ihram ve tavaftır.
105-Sahih ilmam: Umre ile hac arasında herhangi bir sebeble memlekete dönmek.
106-Hedy:hac ve umre menasikiyle ilgili kesilen kurbana denir.Kurban bayramı dolayısıyla kesilene ise udhiyye denir.
107-Cinayet:İhramlıyken harem bölgesinde yapılması yasak olan şeylerin yapılmasına denir.
108-Rici talak: kocaya yeni bir nikaha ihtiyaç olmadan boşadığı karısına dönme imkanı veren boşama türüdür.
109-Bain talak: kocaya boşadığı eşine ancak yeni bir nikahla dönme imkanı veren boşama şeklidir.
110-Karşılıklı rıza ile boşanmaya muhalea veya hul denir.
111-Mahkemeye boşnma için başvurmaya tefrik denir.
112-Lian: karısına zina etti deyip bunu ispat edemeyen karı kocanın karşılıklı lanetleşmesididr.
113-İLa: Kocanın 4 ay veya daha fazla karısına yaklaşmayacağına yemin etmesi, adamasıdır.
114-Lukata:buluntu mal.
115-Tanah:yahudilikteki yazılı dini edebiyattır.
20 Eylül 2019 Cuma
KIYMETİ BİLİNMEYEN KADINLAR
HARCADINIZ...
(Maalesef kıymeti bilinemeyen "Nimet'ler" için!!!)
İki yumurta kıramayan kadınlar için, size yaprak sarıp mantı açan kadınları harcadınız...
3 bin dolarlık parfüm kullanan kadınlar için, mum kokulu kadınları harcadınız...
Yemeğe çıktığınızda sürekli hesabı size kitleyen kadınlar yüzünden, "Bu sefer de benden olsun" diyen kadınları harcadınız.
"Manikürüm bozulur" diyerek ütü bile yapmayan kadınlar için, kirli çamaşırınızı elinde yıkayan kadınları harcadınız...
Yağmur yağınca saçları bozulmasın diye en lüks cafe'ye dalan kadınlar yüzünden, kolunuza girip "Beraber ıslanalım" diyen kadınları harcadınız...
Kuaförden çıkmayan kadınlar yüzünden, saçını süpürge eden kadınları harcadınız...
Model arabadan aşağısına binmeyen kadınlar için, halk otobüsündeki tek koltuğu sizinle paylaşan kadınları harcadınız...
"Parasız adam gereksiz adam" diyen kadınlar için, "İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur" diyen kadınları harcadınız...
Burnu aktığında Amerikan Hospital'a koşan kadınlar yüzünden, kırk derece ateşle yanarken alnına sirkeli bez koyan kadınları harcadınız...
Kredi kartlarınızın limitlerini patlatan kadınlar için, yarım kilo kıymayla beş çeşit yemek yapan kadınları harcadınız...
Zamanı gelince sizi bir kağıt parçası gibi buruşturup atacak kadınlar yüzünden, aşkı için her türlü ihanetinize ve zorbalığınıza katlanan kadınları harcadınız...
Yapamayacağınız kadınlara koşup, çocukları, annelerini harcadınız.
Neden mutlu olamıyor, önce sevgilinizi, sonra kendinizi ölürüp, mundar gidiyor sunuz?.
Size kimin layık olduğunu, Allah’tan iyi mi bileceksiniz?.
Hakkına razı olmayan, arkasında yaşlı gözler bırakanın cezası Allah’tan geliyor.
İkinci evlilik, yama yapılan elbise gibidir. Baştan sevgiyle değil, mantıkla düşünerek karar verenler, birlikte yaşlanıyor.
Kendini değil, çocuğu ve geleceğini düşünenler en güzel insandır.
Bütün çocuklar, anne ve babalarıyla büyüsünler, inşaallah.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Amin.
(Maalesef kıymeti bilinemeyen "Nimet'ler" için!!!)
İki yumurta kıramayan kadınlar için, size yaprak sarıp mantı açan kadınları harcadınız...
3 bin dolarlık parfüm kullanan kadınlar için, mum kokulu kadınları harcadınız...
Yemeğe çıktığınızda sürekli hesabı size kitleyen kadınlar yüzünden, "Bu sefer de benden olsun" diyen kadınları harcadınız.
"Manikürüm bozulur" diyerek ütü bile yapmayan kadınlar için, kirli çamaşırınızı elinde yıkayan kadınları harcadınız...
Yağmur yağınca saçları bozulmasın diye en lüks cafe'ye dalan kadınlar yüzünden, kolunuza girip "Beraber ıslanalım" diyen kadınları harcadınız...
Kuaförden çıkmayan kadınlar yüzünden, saçını süpürge eden kadınları harcadınız...
Model arabadan aşağısına binmeyen kadınlar için, halk otobüsündeki tek koltuğu sizinle paylaşan kadınları harcadınız...
"Parasız adam gereksiz adam" diyen kadınlar için, "İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur" diyen kadınları harcadınız...
Burnu aktığında Amerikan Hospital'a koşan kadınlar yüzünden, kırk derece ateşle yanarken alnına sirkeli bez koyan kadınları harcadınız...
Kredi kartlarınızın limitlerini patlatan kadınlar için, yarım kilo kıymayla beş çeşit yemek yapan kadınları harcadınız...
Zamanı gelince sizi bir kağıt parçası gibi buruşturup atacak kadınlar yüzünden, aşkı için her türlü ihanetinize ve zorbalığınıza katlanan kadınları harcadınız...
Yapamayacağınız kadınlara koşup, çocukları, annelerini harcadınız.
Neden mutlu olamıyor, önce sevgilinizi, sonra kendinizi ölürüp, mundar gidiyor sunuz?.
Size kimin layık olduğunu, Allah’tan iyi mi bileceksiniz?.
Hakkına razı olmayan, arkasında yaşlı gözler bırakanın cezası Allah’tan geliyor.
İkinci evlilik, yama yapılan elbise gibidir. Baştan sevgiyle değil, mantıkla düşünerek karar verenler, birlikte yaşlanıyor.
Kendini değil, çocuğu ve geleceğini düşünenler en güzel insandır.
Bütün çocuklar, anne ve babalarıyla büyüsünler, inşaallah.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Amin.
4 Eylül 2019 Çarşamba
ADEM AS SON KONUŞMASI
Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü.
Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna:
- Ya Şit!
- Buyur baba.
- Sana beş vasiyetim var.
- Emret babacığım!
- Bir, dünyaya gönül bağlama!
İki, bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün!
Üç, kadın sözüyle hareket etme! Çünkü onlar hissi davranırlar.
Dört, bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma! Beşincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur.
Bu Nuru iyi muhafaza et!
Oğlu Şit aleyhisselam;
- Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden:
- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?
- O kıymetli evladım.
- Neden babacığım?
- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti
Onun ümmetine verdi oğlum.
Şit aleyhisselam merak etti:
- Onlar nedir babacığım?
-Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.
-Benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu.
O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.
-Beni bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı.
Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.
-Ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.
-Ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.
-Benim tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu.
Onlar ise gönülden pişman olup,
“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.
Son olarak; - Ey evladım! Ecelim yaklaştı.
Benden sonra halifem ol!
buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.Vefat ettiğinde “bin” yaşındaydı.
Kaynak : (Mekâsıdu’t Tâlibiyn)
Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna:
- Ya Şit!
- Buyur baba.
- Sana beş vasiyetim var.
- Emret babacığım!
- Bir, dünyaya gönül bağlama!
İki, bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün!
Üç, kadın sözüyle hareket etme! Çünkü onlar hissi davranırlar.
Dört, bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma! Beşincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur.
Bu Nuru iyi muhafaza et!
Oğlu Şit aleyhisselam;
- Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden:
- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu?
- O kıymetli evladım.
- Neden babacığım?
- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti
Onun ümmetine verdi oğlum.
Şit aleyhisselam merak etti:
- Onlar nedir babacığım?
-Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.
-Benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu.
O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.
-Beni bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı.
Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.
-Ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.
-Ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.
-Benim tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu.
Onlar ise gönülden pişman olup,
“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.
Son olarak; - Ey evladım! Ecelim yaklaştı.
Benden sonra halifem ol!
buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.Vefat ettiğinde “bin” yaşındaydı.
Kaynak : (Mekâsıdu’t Tâlibiyn)
16 Temmuz 2019 Salı
ALLAH'IN (C.C) 99 İSMİ VE MANASI
Allahın 99 İsmi (ESMA-ÜL HÜSNA)
1. ALLAH c.c. Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan.
2. Er-Rahmân Rahmetiyle muamele eden, esirgeyen.
3. Er-Rahim Merhamet eden, bağışlayan.
4. El-Melik Mülkün gerçek sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5. El-Kuddûs Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6. Es-Selâm Kullarını selâmete çıkaran.
7. El-Mü’min Gönüllerde iman ışığı uyandıran.
8. El-Müheymin Gözeten ve koruyan.
9. El-Aziz Mağlup edilmesi asla mümkün olmayan.
10. El-Cebbâr İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.
11. El-Mütekebbir Her şeyde büyüklüğünü gösteren.
12. El-Hâlık Her şeyi yoktan var eden.
13. El-Bârî Her şeyi uygun bir tarzda ve birbirine uygun yaratan.
14. El-Musavvir Her şeye bir şekil ve hususiyet verip tasvir eden.
15. El-Gaffâr Kullarının günahlarını örten, günahlarını bağışlayan.
16. El-Kahhâr Her şeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim olan.
17. El-Vehhâb Çok fazla ihsan eden.
18. Er-Rezzâk Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19. El-Fettâh Her türlü zorlukları kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
20. El-Alîm Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
21. El-Kâbıd Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.
22. El-Bâsıt Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
23. El-Hâfıd Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan.
24. Er-Râfî Yukarı kaldıran, yükselten.
25. El-Muiz İzzet verip ağırlayan.
26. El-Muzil Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27. Es-Semî Her şeyi işiten.
28. El-Basîr Her şeyi gören.
29. El-Hakem Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten.
30. El-Adl Son derece adaletli olan.
31. El-Latîf İşlerin bütün inceliklerini bilen.
32. El-Habîr Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
33. El-Halîm Yumuşak davranan, hilmi çok olan.
34. El-Azîm Pek azametli ve büyük olan.
35. El-Gafûr Çok bağışlayan, magfireti çok olan.
36. Eş-Şekûr Kendi rızası için yapılan iyi işleri, ziyadesiyle mükafatlandıran.
37. El-Aliyy Çok yüce. Pek yüksek olan.
38. El-Kebîr Büyüklüğünde hudut olmayan.
39. El-Hafîz Yapılan işleri bütün tafsilatıyla, ayrıntılarıyla tutan.
40. El-Mukît Yaratılmış her şeyin azığını veren.
41. El-Hasîb Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının hesabını soran.
42. El-Celîl Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
43. El-Kerîm Çok ikram edici. Keremi ve mağfireti bol olan.
44. Er-Rakîb Bütün varlıklar üzerine gözcü olan.
45. El-Mücîb Dua edenlerin dualarını kabul eden, isteklerini veren.
46. El-Vâsî Lütfu bol olan.
47. El-Hakîm Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli olan.
48. El-Vedûd İyi kullarını seven, sevilmeye ve dostluğa hakkıyla layık olan.
49. El-Mecîd Şanı çok büyük ve çok yüksek olan.
50. El-Bâis Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran.
51. Eş-Şehîd Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
52. El-Hakk Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
53. El-Vekîl İşlerini kendisine bırakanların işini düzelten ve her şeyin iyisini temin eden.
54. El-Kaviyy Pek kuvvetli. Pek güçlü olan.
55. El-Metîn Çok sağlam olan.
56. El-Veliyy İyi kullarına, gerçek mü’minlere dost olan.
57. El-Hamîd Her türlü hamd ve övgüye layık olan.
58. El-Muhsî İstisnasız her şeyin tek tek sayısını bilen.
59. El-Mübdi Bütün mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan.
60. El-Muid Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
61. El-Muhyî İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren.
62. El-Mümît Ölümü yaratan, öldüren.
63. El-Hayy Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
64. El-Kayyûm Gökleri, yeri ve her şeyi tutan.
65. El-Vâcid İstediğini, istediği vakit bulan.
66. El-Mâcid Kadri büyük, keremi bol olan.
67. El-Vâhid Tek olan.
68. Es-Samed Sığınacak tek dayanak olan.
69. El-Kâdir Her şeye gücü yeten, her istediğini yapmaya kâdir olan.
70. El-Muktedir Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
71. El-Mukaddim İstediğini ileri geçirip, öne alan.
72. El-Muahhir İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73. El-Evvel Başlangıcı olmayan, ilk olan.
74. El-Âhir Bitişi olmayan, son olan.
75. Ez-Zâhir Açıkca bilinen, âşikâr olan.
76. El-Bâtın Gizli olan.
77. El-Vâlî Her şeyi tek başına idare eden.
78. El-Müteâlî Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hâl ve tavırdan münezzeh olan.
79. El-Berr Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan.
80. Et-Tevvâb Tövbeleri kabul eden.
81. El-Müntakim Suçluları adaletiyle cezalandırıp intikam alan.
82. El-Afüvv Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan.
83. Er-Raûf Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen.
84. Mâlikü’l-Mülk Mülkün ebedi sahibi olan.
85. Zü’l- Celal-i ve’l-İkram Her türlü büyüklüğün, her türlü keremin sahibi olan.
86. El-Muksıt Bütün işleri birbirine uygun ve denk yapan.
87. El-Câmî İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
88. El-Ganîyy Çok zengin olan.
89. El-Muğnî İstediğini zengin eden.
90. El-Mânî Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
91. Ed-Dâr Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana ugratan.
92. En-Nâfi Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan.
93. En-Nûr Alemleri nurlandıran.
94. El-Hâdî Hidayete ve doğru yola erdiren.
95. El-Bedî Örneksiz, misilsiz, hayret verici nice âlemler icad eden.
96. El-Bâki Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan.
97. El-Vâris Servetlerin gerçek sahibi olan.
98. Er-Reşid Bütün işleri ezeli takdirine uygun bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştıran.
99. Es-Sabûr Çok sabırlı olan.
1. ALLAH c.c. Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan.
2. Er-Rahmân Rahmetiyle muamele eden, esirgeyen.
3. Er-Rahim Merhamet eden, bağışlayan.
4. El-Melik Mülkün gerçek sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5. El-Kuddûs Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6. Es-Selâm Kullarını selâmete çıkaran.
7. El-Mü’min Gönüllerde iman ışığı uyandıran.
8. El-Müheymin Gözeten ve koruyan.
9. El-Aziz Mağlup edilmesi asla mümkün olmayan.
10. El-Cebbâr İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.
11. El-Mütekebbir Her şeyde büyüklüğünü gösteren.
12. El-Hâlık Her şeyi yoktan var eden.
13. El-Bârî Her şeyi uygun bir tarzda ve birbirine uygun yaratan.
14. El-Musavvir Her şeye bir şekil ve hususiyet verip tasvir eden.
15. El-Gaffâr Kullarının günahlarını örten, günahlarını bağışlayan.
16. El-Kahhâr Her şeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim olan.
17. El-Vehhâb Çok fazla ihsan eden.
18. Er-Rezzâk Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19. El-Fettâh Her türlü zorlukları kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
20. El-Alîm Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
21. El-Kâbıd Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.
22. El-Bâsıt Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
23. El-Hâfıd Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan.
24. Er-Râfî Yukarı kaldıran, yükselten.
25. El-Muiz İzzet verip ağırlayan.
26. El-Muzil Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27. Es-Semî Her şeyi işiten.
28. El-Basîr Her şeyi gören.
29. El-Hakem Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten.
30. El-Adl Son derece adaletli olan.
31. El-Latîf İşlerin bütün inceliklerini bilen.
32. El-Habîr Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
33. El-Halîm Yumuşak davranan, hilmi çok olan.
34. El-Azîm Pek azametli ve büyük olan.
35. El-Gafûr Çok bağışlayan, magfireti çok olan.
36. Eş-Şekûr Kendi rızası için yapılan iyi işleri, ziyadesiyle mükafatlandıran.
37. El-Aliyy Çok yüce. Pek yüksek olan.
38. El-Kebîr Büyüklüğünde hudut olmayan.
39. El-Hafîz Yapılan işleri bütün tafsilatıyla, ayrıntılarıyla tutan.
40. El-Mukît Yaratılmış her şeyin azığını veren.
41. El-Hasîb Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının hesabını soran.
42. El-Celîl Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
43. El-Kerîm Çok ikram edici. Keremi ve mağfireti bol olan.
44. Er-Rakîb Bütün varlıklar üzerine gözcü olan.
45. El-Mücîb Dua edenlerin dualarını kabul eden, isteklerini veren.
46. El-Vâsî Lütfu bol olan.
47. El-Hakîm Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli olan.
48. El-Vedûd İyi kullarını seven, sevilmeye ve dostluğa hakkıyla layık olan.
49. El-Mecîd Şanı çok büyük ve çok yüksek olan.
50. El-Bâis Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran.
51. Eş-Şehîd Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
52. El-Hakk Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
53. El-Vekîl İşlerini kendisine bırakanların işini düzelten ve her şeyin iyisini temin eden.
54. El-Kaviyy Pek kuvvetli. Pek güçlü olan.
55. El-Metîn Çok sağlam olan.
56. El-Veliyy İyi kullarına, gerçek mü’minlere dost olan.
57. El-Hamîd Her türlü hamd ve övgüye layık olan.
58. El-Muhsî İstisnasız her şeyin tek tek sayısını bilen.
59. El-Mübdi Bütün mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan.
60. El-Muid Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
61. El-Muhyî İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren.
62. El-Mümît Ölümü yaratan, öldüren.
63. El-Hayy Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
64. El-Kayyûm Gökleri, yeri ve her şeyi tutan.
65. El-Vâcid İstediğini, istediği vakit bulan.
66. El-Mâcid Kadri büyük, keremi bol olan.
67. El-Vâhid Tek olan.
68. Es-Samed Sığınacak tek dayanak olan.
69. El-Kâdir Her şeye gücü yeten, her istediğini yapmaya kâdir olan.
70. El-Muktedir Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
71. El-Mukaddim İstediğini ileri geçirip, öne alan.
72. El-Muahhir İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73. El-Evvel Başlangıcı olmayan, ilk olan.
74. El-Âhir Bitişi olmayan, son olan.
75. Ez-Zâhir Açıkca bilinen, âşikâr olan.
76. El-Bâtın Gizli olan.
77. El-Vâlî Her şeyi tek başına idare eden.
78. El-Müteâlî Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hâl ve tavırdan münezzeh olan.
79. El-Berr Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan.
80. Et-Tevvâb Tövbeleri kabul eden.
81. El-Müntakim Suçluları adaletiyle cezalandırıp intikam alan.
82. El-Afüvv Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan.
83. Er-Raûf Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen.
84. Mâlikü’l-Mülk Mülkün ebedi sahibi olan.
85. Zü’l- Celal-i ve’l-İkram Her türlü büyüklüğün, her türlü keremin sahibi olan.
86. El-Muksıt Bütün işleri birbirine uygun ve denk yapan.
87. El-Câmî İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
88. El-Ganîyy Çok zengin olan.
89. El-Muğnî İstediğini zengin eden.
90. El-Mânî Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
91. Ed-Dâr Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana ugratan.
92. En-Nâfi Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan.
93. En-Nûr Alemleri nurlandıran.
94. El-Hâdî Hidayete ve doğru yola erdiren.
95. El-Bedî Örneksiz, misilsiz, hayret verici nice âlemler icad eden.
96. El-Bâki Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan.
97. El-Vâris Servetlerin gerçek sahibi olan.
98. Er-Reşid Bütün işleri ezeli takdirine uygun bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştıran.
99. Es-Sabûr Çok sabırlı olan.
14 Temmuz 2019 Pazar
KURAN'DA YAHUDİLERİN TARİHİ
KURAN'DA MUCİZE OLAYLAR
Yahudilerin tarihi anlatılıyor.
İSRA SURESİ 4. AYETTE
Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: "Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz."
İsra suresi 5. ayet :
Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
(Tövbe edip, ibadet ve güzel işler yaparlar.)
İsra suresi 6. ayet :
Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.
İsra suresi 7. ayet :
Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.
AYETLERİN TEFSİRİ
İSRAİL OĞULLARI, ŞİMDİKİ YAHUDİLER
1 - Azmışlar, devlet başkanlığı için birbirlerini öldürmüşler. Şa'ya (as)mı dinlememişler, öldürmek için kovalayınca, ağacın içine saklanmış, ağacı testere ile keserek öldürmüşler. Sonra Ermiya (as)mı hapsetmişler.
Allah Teâla, Buhtunasarı saldırtıp belalarını vermiş. Kudüs'ü yıkmış, hepsi kaçmışlar.
Tekrar tövbe etmişler, ibadete sarılmışlar, yüzyıl içinde, toplanarak çoğalmış yine devlet olmuşlar.
Azınlık yapan Müslümana kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
2 - Tekrar Azmışlar, Yahya (as)mı öldürmüş, İsa (as)mı asmaya çalışmışlar. İkinci süre dolmuş, Romalılar saldırıp, İsrail oğullarının çoğunu öldürmüş, gerisini kovmuş. Kudüs'de harabe olmuş .
1946 ya kadar sürgünde yaşamışlar, Filistin de devlet kurup, azgınlıklarına devam ediyorlar.
Herhalde, dünya da zülümleri Mehdi as dönemine kadar devam eder. Doğrusunu Allah c.c bilir.
8. Ayette: Düzelmezlerse Ahirete ki yerleri de, Cehennem olduğu bildiriliyor.
İbadeti bırakıp, azınlık yapan Müslümanların kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Müslüman dünyasına af ve afiyet versin.
Kafir topluluklarının tuzaklarını başlarına geçirsin, Amin
Yahudilerin tarihi anlatılıyor.
İSRA SURESİ 4. AYETTE
Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: "Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz."
İsra suresi 5. ayet :
Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
(Tövbe edip, ibadet ve güzel işler yaparlar.)
İsra suresi 6. ayet :
Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.
İsra suresi 7. ayet :
Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.
AYETLERİN TEFSİRİ
İSRAİL OĞULLARI, ŞİMDİKİ YAHUDİLER
1 - Azmışlar, devlet başkanlığı için birbirlerini öldürmüşler. Şa'ya (as)mı dinlememişler, öldürmek için kovalayınca, ağacın içine saklanmış, ağacı testere ile keserek öldürmüşler. Sonra Ermiya (as)mı hapsetmişler.
Allah Teâla, Buhtunasarı saldırtıp belalarını vermiş. Kudüs'ü yıkmış, hepsi kaçmışlar.
Tekrar tövbe etmişler, ibadete sarılmışlar, yüzyıl içinde, toplanarak çoğalmış yine devlet olmuşlar.
Azınlık yapan Müslümana kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
2 - Tekrar Azmışlar, Yahya (as)mı öldürmüş, İsa (as)mı asmaya çalışmışlar. İkinci süre dolmuş, Romalılar saldırıp, İsrail oğullarının çoğunu öldürmüş, gerisini kovmuş. Kudüs'de harabe olmuş .
1946 ya kadar sürgünde yaşamışlar, Filistin de devlet kurup, azgınlıklarına devam ediyorlar.
Herhalde, dünya da zülümleri Mehdi as dönemine kadar devam eder. Doğrusunu Allah c.c bilir.
8. Ayette: Düzelmezlerse Ahirete ki yerleri de, Cehennem olduğu bildiriliyor.
İbadeti bırakıp, azınlık yapan Müslümanların kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Müslüman dünyasına af ve afiyet versin.
Kafir topluluklarının tuzaklarını başlarına geçirsin, Amin
9 Temmuz 2019 Salı
GÖLGELER KİMİN EMRİNDE
GÖLGELER KİMİN EMRİNDE
NAHL SURESİ
48. AYET: Onlar, Allah’ın yarattığı şeylere dikkatle bakmıyorlar mı? Onların gölgeleri, Allah’ın iradesine bütünüyle boyun eğerek, sağdan soldan sürünüp, Allah için saygı ve tâzimle nasıl yerlere kapanmaktadır?
49. AYET: Göklerde ve yerde bulunan bütün canlılar ve melekler, hiçbir büyüklenme duygusuna kapılmaksızın Allah’a secde ederler.
50. AYET: Onlar, üzerlerinde mutlak hâkimiyet sahibi olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar.
TEFSİRİ : Cisimlerin gölgeleri ya çevresinde, yada doğudan batıya dönerler. Gölgeler sahiplerinin isteğine göre dönmez. Işığı takip eder, fakat gölge ışığın eseri değildir.
Cisimler ile ışık arasında öyle bir kanun var ki, bu kanun Allah'ın emridir.
Gölge yerde sürünürken, sahiplerini dinlemez, Allah’a secde edip, Allah birdir diye bağırırlar.
Sadece insan isyan eder, Bazıları emirleri yapmaz, bazıları inanmaz. Bazıları da Allah korkusu ve sevgisi ile emirleri tam yapar.
İradeler serbest yaratılmış, onun için cennet ve cehennem vardır. Nereye gitmek istediğini insan seçer.
Allah her insana fırsat tanır, tevbe eden doğru yola döner. İstemeyen dua etmeyen, bataklığında kalır.
Allah’ın çok kulu var, bize ihtiyacı yok. Bizim Allah c.c merhametine ve cennetine ihtiyacımız var.
Allah rahmeti ile muamele etsin, cümlemize. Amin
NAHL SURESİ
48. AYET: Onlar, Allah’ın yarattığı şeylere dikkatle bakmıyorlar mı? Onların gölgeleri, Allah’ın iradesine bütünüyle boyun eğerek, sağdan soldan sürünüp, Allah için saygı ve tâzimle nasıl yerlere kapanmaktadır?
49. AYET: Göklerde ve yerde bulunan bütün canlılar ve melekler, hiçbir büyüklenme duygusuna kapılmaksızın Allah’a secde ederler.
50. AYET: Onlar, üzerlerinde mutlak hâkimiyet sahibi olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar.
TEFSİRİ : Cisimlerin gölgeleri ya çevresinde, yada doğudan batıya dönerler. Gölgeler sahiplerinin isteğine göre dönmez. Işığı takip eder, fakat gölge ışığın eseri değildir.
Cisimler ile ışık arasında öyle bir kanun var ki, bu kanun Allah'ın emridir.
Gölge yerde sürünürken, sahiplerini dinlemez, Allah’a secde edip, Allah birdir diye bağırırlar.
Sadece insan isyan eder, Bazıları emirleri yapmaz, bazıları inanmaz. Bazıları da Allah korkusu ve sevgisi ile emirleri tam yapar.
İradeler serbest yaratılmış, onun için cennet ve cehennem vardır. Nereye gitmek istediğini insan seçer.
Allah her insana fırsat tanır, tevbe eden doğru yola döner. İstemeyen dua etmeyen, bataklığında kalır.
Allah’ın çok kulu var, bize ihtiyacı yok. Bizim Allah c.c merhametine ve cennetine ihtiyacımız var.
Allah rahmeti ile muamele etsin, cümlemize. Amin
MELEKLERİ DİŞİ SAYAN, KIZ İSTEMEYENLER
KIZ ÇOCUĞU İSTEMEYENLER
Zuhruf suresi
15. Ayet : (Her şeyi yaratan Allah olduğu halde yarattığı) kullarından bazısını O’nun bir parçası saydılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür (küfür ve şirk içindedir).
(Yahudiler Hz. Üzeyr’i, hıristiyanlar Hz. İsa’yı “Allah’ın oğlu” müşrikler de melekleri “Allah’ın kızları” saymak suretiyle Allah’a şirk koştular.)
16. Ayet: Yoksa O, yarattıklarından kızları kendisine alıp oğulları size mi ayırıp seçti?
17.Ayet : Onların biri: “Kızlar, Rahmân (olan Allah)’a aittir.” dediği halde kendisi ise onun (doğumu) ile müjdelendiği zaman, yüzü kapkara olur ve kederinden yutkunup durur.
18. Ayet: Onlar, kızları süs içinde yetiştiği ve kavga (ve mücadele)ye açık (müsait) olmadığı için mi (istemiyorlar da Allah’a nisbet ediyorlar, “O’nun olsun” diyorlar?)
(Müşrikler, melekleri dişi kabul edip Allah’ın kızları diyorlar, putlarına da dişi ismi veriyorlardı, buna rağmen, “Kızlar, erkek gibi güçlü olmaz.” diyerek kız çocuk istemiyorlardı. Fakat bu istememenin arkasındaki önemli sebeplerden biri de, onların iffetsiz bir ortama malzeme olmaları korkusuydu. İslâm’ın gelmesiyle kızlar, hem iffetsizlikten sokak süsü ve zevk aracı olmaktan hem de küçükken öldürülmekten kurtuldular.)
19. Ayet: Onlar Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışlarında hazır mı bulundular? Onların (bu yalan) ikrar ve iddiaları yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. [53/21-22 Ayetlerde; İsra Suresi /40]9
NAHL SURESİ
57.Ayet: Bir de onlar kızları Allah’a yakıştırıyorlar; hâşâ Allah böyle şeylerden ve tüm noksanlıklardan yücedir; çok sevdikleri erkek çocukları ise kendilerine malediyorlar.
58. Ayet: O kadar ki, onlardan birine bir kız çocuğunun dünyaya geldiği müjdelense üzüntüden yüzü simsiyah kesilir, içi öfkeyle dolar.
59. Ayet: Kendisine verilen müjdenin güya kötülüğü yüzünden halktan gizlenir, köşe bucak kaçar. Şimdi ne yapsın: Böyle alçaltıcı bir duruma rağmen o bîçareyi yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Şuna bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!
Zuhruf suresi
15. Ayet : (Her şeyi yaratan Allah olduğu halde yarattığı) kullarından bazısını O’nun bir parçası saydılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür (küfür ve şirk içindedir).
(Yahudiler Hz. Üzeyr’i, hıristiyanlar Hz. İsa’yı “Allah’ın oğlu” müşrikler de melekleri “Allah’ın kızları” saymak suretiyle Allah’a şirk koştular.)
16. Ayet: Yoksa O, yarattıklarından kızları kendisine alıp oğulları size mi ayırıp seçti?
17.Ayet : Onların biri: “Kızlar, Rahmân (olan Allah)’a aittir.” dediği halde kendisi ise onun (doğumu) ile müjdelendiği zaman, yüzü kapkara olur ve kederinden yutkunup durur.
18. Ayet: Onlar, kızları süs içinde yetiştiği ve kavga (ve mücadele)ye açık (müsait) olmadığı için mi (istemiyorlar da Allah’a nisbet ediyorlar, “O’nun olsun” diyorlar?)
(Müşrikler, melekleri dişi kabul edip Allah’ın kızları diyorlar, putlarına da dişi ismi veriyorlardı, buna rağmen, “Kızlar, erkek gibi güçlü olmaz.” diyerek kız çocuk istemiyorlardı. Fakat bu istememenin arkasındaki önemli sebeplerden biri de, onların iffetsiz bir ortama malzeme olmaları korkusuydu. İslâm’ın gelmesiyle kızlar, hem iffetsizlikten sokak süsü ve zevk aracı olmaktan hem de küçükken öldürülmekten kurtuldular.)
19. Ayet: Onlar Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışlarında hazır mı bulundular? Onların (bu yalan) ikrar ve iddiaları yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. [53/21-22 Ayetlerde; İsra Suresi /40]9
NAHL SURESİ
57.Ayet: Bir de onlar kızları Allah’a yakıştırıyorlar; hâşâ Allah böyle şeylerden ve tüm noksanlıklardan yücedir; çok sevdikleri erkek çocukları ise kendilerine malediyorlar.
58. Ayet: O kadar ki, onlardan birine bir kız çocuğunun dünyaya geldiği müjdelense üzüntüden yüzü simsiyah kesilir, içi öfkeyle dolar.
59. Ayet: Kendisine verilen müjdenin güya kötülüğü yüzünden halktan gizlenir, köşe bucak kaçar. Şimdi ne yapsın: Böyle alçaltıcı bir duruma rağmen o bîçareyi yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Şuna bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!
7 Temmuz 2019 Pazar
YATARKEN NEDEN TEVBE ESTAĞFURULLAH OKUMALI
14 asır sonra keşfedilmiş bir mucize; SubhanAllah,
Rasulullaha Salavat(Allahumme Salli ve Sellim ve Barik âla nebiyyina Muhammed)
Muhteşem bir bilgi:
İnsan vücudu bir depo gibidir, neşe, acı ve hüzün hepsi bir arada bulunmaktadır. Göz bir kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder, faydalı veya zararlı herşeyi kaydeder.Yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kabus gibi şeyler gösterir insana...
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir.
Bunun ilmi araştırması sonucunda :
İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde Hipofiz bezine değer. Hipofiz bezi, başın üst bölümünde yer alır.Görevi hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan(endişe) arındırır. Olumlu duygulara sevkeder, vücudu oksidanlardan temizler, tüm bedeni oksijene doyurur. SubhanAllah;... İblis: Allah (Azze ve Celle'ye)
"Senin izzeti ve Celaline yemin ederim ki kullarını saptıracağım"
Allahu Teâla'da:
İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki
Onlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım"buyurur.
Çokça İstiğfarda bulununuz.
(Allahım bu tebliğimi bana, anne ve babama,bunu okuyan ve paylaşan,insanlara fayda sağlayacak ilme yönlendiren kardeşlerime, sadaka-i cariye (ardı kesilmeyen, devam ettikçe fayda sağlayacak amel) eyle Amin.
Rasulullaha Salavat(Allahumme Salli ve Sellim ve Barik âla nebiyyina Muhammed)
Muhteşem bir bilgi:
İnsan vücudu bir depo gibidir, neşe, acı ve hüzün hepsi bir arada bulunmaktadır. Göz bir kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder, faydalı veya zararlı herşeyi kaydeder.Yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kabus gibi şeyler gösterir insana...
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir.
Bunun ilmi araştırması sonucunda :
İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde Hipofiz bezine değer. Hipofiz bezi, başın üst bölümünde yer alır.Görevi hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan(endişe) arındırır. Olumlu duygulara sevkeder, vücudu oksidanlardan temizler, tüm bedeni oksijene doyurur. SubhanAllah;... İblis: Allah (Azze ve Celle'ye)
"Senin izzeti ve Celaline yemin ederim ki kullarını saptıracağım"
Allahu Teâla'da:
İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki
Onlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım"buyurur.
Çokça İstiğfarda bulununuz.
(Allahım bu tebliğimi bana, anne ve babama,bunu okuyan ve paylaşan,insanlara fayda sağlayacak ilme yönlendiren kardeşlerime, sadaka-i cariye (ardı kesilmeyen, devam ettikçe fayda sağlayacak amel) eyle Amin.
4 Temmuz 2019 Perşembe
BOŞ VE ÇOK KONUŞMAK
BOŞ VE ÇOK KONUŞMAK
KASAS SURESİ 55. AYET :
“Onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş söz konuşanlara rastladıkları vakit vakarla, efendice oradan geçip, giderler.
Onlar boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler.”
HUCURAT SURESİ 6. AYET :
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık bir haber getirirse, o haberi iyice araştyın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınızda, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
KAF SURESİ 18. AYET
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen (dediklerini yazan bir) bulunmasın.
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V );
Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;
“Siz benim için altı şeye kefil olunki ben de sizin için Cennet’e kefil olayım:
1- Sizden biri konuştuğunda yalan konuşmasın,
2- Söz verince sözünden dönmesin,
3- Yanına emanet konulunca ona hıyanet etmesin,
4- Gözlerini aşağı indirsin. (Yani bakılması yasaklanan şeylere bakmasın.)
5- Ellerini (haksız yere birine vurmak vs.den uzak) tutsun,
6- Edep yerini korusun.”
LOKMAN HEKİM
Lokman Hekîm bir gün oğluna şöyle dedi:
Yavrucuğum, bu gün oruç tut ve konuştuğun her şeyi not et!
Akşam olunca konuştuklarını bana arz edip hesabını verdikten sonra iftar edersin!”
Akşam olunca oğlu konuştuklarının hesabını vermeye başladı.
Fakat akşama kadar lüzumlu lüzumsuz birçok lâkırdı ettiği için vakit iyice geç oldu ve karnı iyice acıktı. Lokman Hekîm ertesi gün de aynı şeyi söyledi. Yine oğlu hesap verinceye kadar iftar iyice gecikti. Üçüncü gün de aynı şey olunca, dördüncü gün oğlu, lüzumsuz konuşmaları terk etti. Akşam babası hesap isteyince de;
“–Hesabını verme korkusuyla çok az konuştum.” dedi.
Lokman Hekîm;
“–Haydi öyleyse, hemen yemeğini ye!” buyurdu.
Ebu’l-Hasen Harakānî bu kıssayı sık sık anlatır, akabinde de;
“–Dünyada lüzumsuz konuşmaları terk edenlerin hâli, kıyâmet günü,
Lokman Hakîm’in oğlunun hâli gibi selâmet olacaktır.” derdi.
KASAS SURESİ 55. AYET :
“Onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş söz konuşanlara rastladıkları vakit vakarla, efendice oradan geçip, giderler.
Onlar boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler.”
HUCURAT SURESİ 6. AYET :
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık bir haber getirirse, o haberi iyice araştyın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınızda, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
KAF SURESİ 18. AYET
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen (dediklerini yazan bir) bulunmasın.
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V );
Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;
“Siz benim için altı şeye kefil olunki ben de sizin için Cennet’e kefil olayım:
1- Sizden biri konuştuğunda yalan konuşmasın,
2- Söz verince sözünden dönmesin,
3- Yanına emanet konulunca ona hıyanet etmesin,
4- Gözlerini aşağı indirsin. (Yani bakılması yasaklanan şeylere bakmasın.)
5- Ellerini (haksız yere birine vurmak vs.den uzak) tutsun,
6- Edep yerini korusun.”
LOKMAN HEKİM
Lokman Hekîm bir gün oğluna şöyle dedi:
Yavrucuğum, bu gün oruç tut ve konuştuğun her şeyi not et!
Akşam olunca konuştuklarını bana arz edip hesabını verdikten sonra iftar edersin!”
Akşam olunca oğlu konuştuklarının hesabını vermeye başladı.
Fakat akşama kadar lüzumlu lüzumsuz birçok lâkırdı ettiği için vakit iyice geç oldu ve karnı iyice acıktı. Lokman Hekîm ertesi gün de aynı şeyi söyledi. Yine oğlu hesap verinceye kadar iftar iyice gecikti. Üçüncü gün de aynı şey olunca, dördüncü gün oğlu, lüzumsuz konuşmaları terk etti. Akşam babası hesap isteyince de;
“–Hesabını verme korkusuyla çok az konuştum.” dedi.
Lokman Hekîm;
“–Haydi öyleyse, hemen yemeğini ye!” buyurdu.
Ebu’l-Hasen Harakānî bu kıssayı sık sık anlatır, akabinde de;
“–Dünyada lüzumsuz konuşmaları terk edenlerin hâli, kıyâmet günü,
Lokman Hakîm’in oğlunun hâli gibi selâmet olacaktır.” derdi.
İYİ ARKADAŞ SEÇMEK
DİNİ HATIRLATAN ARKADAŞ
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
29 Haziran 2019 Cumartesi
KURAN'DA ANLATILAN HELAK SEBEPLERİ
Ashâbu’l-Cenneh (Bahçe Sahipleri): Kalem Suresi 68/17–32 ayetler arasında uzun uzadıya bahsedilen konu; kardeşlere babalarından miras kalan cennet timsali bir bahçenin kadir ve kıymetini bilmemeleri ve bu nimeti kendilerine ihsan eden Allah’a karşı nankörce bir tavır sergilemeleri sebebiyle, onun ellerinden alınarak nimetten mahrum bırakılmalarıyla ilgilidir. Asırlar önce bahçe sahiplerinin başına gelenlerin, Araplar tarafından da bilindiği söylenmektedir.
Ashâbu’s-Sebt: Ashâbu’s-Sebt’in cezalandırılma konusu, ağırlıklı olarak A’râf suresinde olmak üzere ayrıca Bakara ve Nisâ surelerinde de yer almıştır. Cumartesi gününün sahipleri (Ashâbu’s-Sebt) denilince ilk akla gelen kimseler Yahudilerdir. Ancak Kur’an’da "Ashâbu’s-Sebt" tabiri geçtiğinde akla tüm Yahudiler değil de cumartesi gününün kutsiyetini ihlal ettikleri için Allah’a isyan etmiş olan ve bu nedenle de maymuna ve domuza dönüştürülen Yahudiler gelmektedir.
Ashâbu’l-Uhdûd: Ashâbu’l-Uhdûd ifadesi, Kur’an’da sadece Buruc 4. ayette geçmektedir. "Ashâbu’l-Uhdûd", hendek (çukur) sahipleri anlamına gelmektedir. Bu kıssa, müminleri yakmak için kâfir bir zümrenin tutuşturduğu ateşi, müminlerin bu ateş çukurlarında canlı canlı yakılarak geçirdikleri imtihanı ve bunu yapan kâfirlerin helak oluşlarını konu edinmektedir. Mekkeli müşrikler arasında meşhur olan bu hadise vesilesiyle hem Mekkeli müşrikler Ashâbu’lUhdûd’un karşılaştıkları korkunç ceza ile tehdit edilmekte hem de müşriklerin eziyetlerine maruz kalan müminlere moral desteği verilmektedir. Bu kıssa, nazil olduğu dönem sonrası Kur’an muhataplarına ise inananlar açısından moral kaynağı, kâfirler açısından da tehdit unsuru bir fonksiyon icra etmeye devam edecektir.
Tübba’ Kavmi: Kur’an’da Duhân ve Kâf Surelerinde olmak üzere iki yerde geçmektedir.
Tübba’nın, bir kişi mi yoksa krallar soyu mu olduğu konusu tartışmalıdır. Ebû Hureyre (ra), Rasulullah (sav)’ın, “Tübba’nın peygamber olup olmadığını bilmiyorum.”, buyurduğunu rivayet etmiştir. Hz. Aişe (ra) ise onun hakkında şöyle demiştir: “Tübba’a sövmeyin, çünkü o salih bir kimse idi. Allah Teala, kavmini tenkit ettiği halde, onu tenkit etmemiştir.”
İbn Abbas ise, onun peygamber olduğunu söylemiştir. Bir görüşe göre de Tübba’, önceleri ateşe tapan bir kimse iken müslüman olmuş ve halkını da müslüman olmaya davet etmişti. Halkı ise peygamberlerini yalanlayıp, Allah’a karşı büyük suçlar işlediklerinden dolayı helak edilmiştir. Tübba’ kavminin belki de en önemli özelliği, helak olan toplumlar içerisinde Mekke müşriklerine en yakın toplum olmalarıdır. (Rivayetler ve bilgi için bk. Zemahşerî, Keşşâf, IV, 279-280)
Ashâbu’l-Fîl: İslam’ın ortaya çıkışına az bir süre kala, Arap Yarımadasında müthiş bir olay meydana geldi. Ebrehe, San’a şehrinde “Kulleys” adında büyük bir kilise yaptırdı. Böylece, bütün Arapları, hacca gittikleri mabetlerini terk ettirip buraya çevirecekti. Bu maksatla Kabe’yi yıkmak isteyen Ebrehe ve ordusu helak olmuştu. Bu konu hakkında nazil olan Fîl Suresi, söz konusu korkunç manzarayı şöyle haber vermektedir:
“Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atan (kuşlar), nihayet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı."(Fil, 105/1-5)
Kurûn-u Uhrâ (Son Nesiller): Âhir zaman diye ifade edilen, Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem ile İslam’ın ortaya çıkmasından, kıyametin kopacağı ana kadarki zaman dilimidir.
Bedir’de öldürülenler: Ashâbu’l-Kalîb(Mekkeli müşrikler)
Medine Civarındaki Yahudiler
- Benî Kaynuka,
- Benî Nadîr,
- Benî Kurayza.
Kur’ân-I Kerimd'e Allah Teâlâ’nın Gazabına Uğramış Bireyler
Hz. Rasûlullâh sallallâhü sleyhi ve sellemden önce:
Nuh’un Oğlu,
Nuh’un Eşi,
Lût’un Eşi,
Nemrut,
Firavun ve İsrailoğulları,
Kârun,
Hâmân,
Sâmirî,
Bel’âm,
Câlût,
Sadece Bahçesi (Malı) Helak Edilen İki Adamdan Biri.
Hz. Rasûlullâh sallallâhü sleyhi ve sellem döneminde:
Ebû Leheb,
Ebû Cehil,
Velîd B. Muğîre,
Nadr B. El-Hâris,
Ka’b B. Eşref,
Hristiyan Rahip Ebû Âmir.
Ashâbu’s-Sebt: Ashâbu’s-Sebt’in cezalandırılma konusu, ağırlıklı olarak A’râf suresinde olmak üzere ayrıca Bakara ve Nisâ surelerinde de yer almıştır. Cumartesi gününün sahipleri (Ashâbu’s-Sebt) denilince ilk akla gelen kimseler Yahudilerdir. Ancak Kur’an’da "Ashâbu’s-Sebt" tabiri geçtiğinde akla tüm Yahudiler değil de cumartesi gününün kutsiyetini ihlal ettikleri için Allah’a isyan etmiş olan ve bu nedenle de maymuna ve domuza dönüştürülen Yahudiler gelmektedir.
Ashâbu’l-Uhdûd: Ashâbu’l-Uhdûd ifadesi, Kur’an’da sadece Buruc 4. ayette geçmektedir. "Ashâbu’l-Uhdûd", hendek (çukur) sahipleri anlamına gelmektedir. Bu kıssa, müminleri yakmak için kâfir bir zümrenin tutuşturduğu ateşi, müminlerin bu ateş çukurlarında canlı canlı yakılarak geçirdikleri imtihanı ve bunu yapan kâfirlerin helak oluşlarını konu edinmektedir. Mekkeli müşrikler arasında meşhur olan bu hadise vesilesiyle hem Mekkeli müşrikler Ashâbu’lUhdûd’un karşılaştıkları korkunç ceza ile tehdit edilmekte hem de müşriklerin eziyetlerine maruz kalan müminlere moral desteği verilmektedir. Bu kıssa, nazil olduğu dönem sonrası Kur’an muhataplarına ise inananlar açısından moral kaynağı, kâfirler açısından da tehdit unsuru bir fonksiyon icra etmeye devam edecektir.
Tübba’ Kavmi: Kur’an’da Duhân ve Kâf Surelerinde olmak üzere iki yerde geçmektedir.
Tübba’nın, bir kişi mi yoksa krallar soyu mu olduğu konusu tartışmalıdır. Ebû Hureyre (ra), Rasulullah (sav)’ın, “Tübba’nın peygamber olup olmadığını bilmiyorum.”, buyurduğunu rivayet etmiştir. Hz. Aişe (ra) ise onun hakkında şöyle demiştir: “Tübba’a sövmeyin, çünkü o salih bir kimse idi. Allah Teala, kavmini tenkit ettiği halde, onu tenkit etmemiştir.”
İbn Abbas ise, onun peygamber olduğunu söylemiştir. Bir görüşe göre de Tübba’, önceleri ateşe tapan bir kimse iken müslüman olmuş ve halkını da müslüman olmaya davet etmişti. Halkı ise peygamberlerini yalanlayıp, Allah’a karşı büyük suçlar işlediklerinden dolayı helak edilmiştir. Tübba’ kavminin belki de en önemli özelliği, helak olan toplumlar içerisinde Mekke müşriklerine en yakın toplum olmalarıdır. (Rivayetler ve bilgi için bk. Zemahşerî, Keşşâf, IV, 279-280)
Ashâbu’l-Fîl: İslam’ın ortaya çıkışına az bir süre kala, Arap Yarımadasında müthiş bir olay meydana geldi. Ebrehe, San’a şehrinde “Kulleys” adında büyük bir kilise yaptırdı. Böylece, bütün Arapları, hacca gittikleri mabetlerini terk ettirip buraya çevirecekti. Bu maksatla Kabe’yi yıkmak isteyen Ebrehe ve ordusu helak olmuştu. Bu konu hakkında nazil olan Fîl Suresi, söz konusu korkunç manzarayı şöyle haber vermektedir:
“Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atan (kuşlar), nihayet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı."(Fil, 105/1-5)
Kurûn-u Uhrâ (Son Nesiller): Âhir zaman diye ifade edilen, Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem ile İslam’ın ortaya çıkmasından, kıyametin kopacağı ana kadarki zaman dilimidir.
Bedir’de öldürülenler: Ashâbu’l-Kalîb(Mekkeli müşrikler)
Medine Civarındaki Yahudiler
- Benî Kaynuka,
- Benî Nadîr,
- Benî Kurayza.
Kur’ân-I Kerimd'e Allah Teâlâ’nın Gazabına Uğramış Bireyler
Hz. Rasûlullâh sallallâhü sleyhi ve sellemden önce:
Nuh’un Oğlu,
Nuh’un Eşi,
Lût’un Eşi,
Nemrut,
Firavun ve İsrailoğulları,
Kârun,
Hâmân,
Sâmirî,
Bel’âm,
Câlût,
Sadece Bahçesi (Malı) Helak Edilen İki Adamdan Biri.
Hz. Rasûlullâh sallallâhü sleyhi ve sellem döneminde:
Ebû Leheb,
Ebû Cehil,
Velîd B. Muğîre,
Nadr B. El-Hâris,
Ka’b B. Eşref,
Hristiyan Rahip Ebû Âmir.
KUR'AN'DA İNSANLIK TARİHİ
Kur’ân-ı Kerim’e Göre İnsanlık Tarihinin Dönemleri:
Kurûn-u Ûlâ (İlk Nesiller): Hz. Âdem aleyhisselâmdan Hz. Musa aleyhisselâm döneminde Firavun’un helak edilmesi ve Tevrat’ın indirilmesine kadarki zaman dilimi.
- Nuh Kavmi, Nuh Aleyhisselem
- Ashâbu’r-Res, Kur’an’da, Nûh, Âd ve Semûd kavimleriyle birlikte peygamberlerini yalanladıkları ve bu yüzden helâk edildikleri belirtilmekte, bunun dışında bir bilgi verilmemektedir.
- Âd Kavmi, Hud Aleyhisselam
- Semûd Kavmi, Salih Aleyhisselam
- Lût Kavmi, Lut Aleyhisselam
- Şuayb Kavmi (Medyen Halkı ve Eykeliler), Şuayb Aleyhisselam
Kur’ân-ı Kerim’e Göre İnsanlık Tarihinin Dönemleri:
Kurûn-u Ûlâ (İlk Nesiller): Hz. Âdem aleyhisselâmdan Hz. Musa aleyhisselâm döneminde Firavun’un helak edilmesi ve Tevrat’ın indirilmesine kadarki zaman dilimi.
- Nuh Kavmi, Nuh Aleyhisselem
- Ashâbu’r-Res, Kur’an’da, Nûh, Âd ve Semûd kavimleriyle birlikte peygamberlerini yalanladıkları ve bu yüzden helâk edildikleri belirtilmekte, bunun dışında bir bilgi verilmemektedir.
- Âd Kavmi, Hud Aleyhisselam
- Semûd Kavmi, Salih Aleyhisselam
- Lût Kavmi, Lut Aleyhisselam
- Şuayb Kavmi (Medyen Halkı ve Eykeliler), Şuayb Aleyhisselam
Kurûn-u Vustâ (Orta Nesiller): Firavun’un helak edilmesi veya Tevrat’ın indirilmesinden Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve selleminin gönderilmesine kadarki zaman dilimi.
Ashâbu’l-Karye: Karye Ashâbı, köy ya da şehir halkı anlamına gelen Kurânî bir tabirdir.
Yâsin suresinde geçen "Ashâbu’l-Karye" tabiriyle Antakya’da yaşamış bir topluluk anlatılmak istenmiştir. Allah, bu şehir halkına önce iki, sonra üç elçi göndermiştir. Onlar kendilerinin Allah tarafından gönderilen elçiler olduğunu söylediklerinde oranın halkı:
"Hayır siz de bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz. "(Yâsîn, 36/15)
deyip, onları yalanladılar. Hatta onların, beldelerine uğursuzluk getirdiğini, çekip gitmezlerse taşa tutacaklarını söyleyerek tehdit ettiler. Karşılıklı süren bu konuşmalar sırasında bir kişi şehrin öbür ucundan koşarak yanlarına geldi ve karye halkına bu elçilere inanmalarını söyledi. Gerçekleri çok mantıklı sözlerle dile getiren bu zatı o azgın kâfirler hemen öldürdüler. Kendilerine iman etmemekte direndikleri bu üç elçi, oradan uzaklaşır uzaklaşmaz onları kuvvetli bir ses, bir haykırma yakaladı. Bu sesle yok olup gittiler.
Sebe’ Kavmi (Seylü’l-Arim): Kur’ân-ı Kerîm’de iki sûrede Sebe’den söz edilir.
Neml sûresinde (27/20-44) danışma meclisi bulunan bir kadın hükümdarın yönettiği Sebe’nin zengin ve güçlü bir ülke olduğu, halkının güneşe taptığı, Hz. Süleyman’ın bu melikeye elçi göndererek onu ve halkını müslüman olmaya çağırdığı, meseleyi barış yoluyla halletmeye çalışan melikenin Kudüs’e gidip Süleyman’la bizzat görüştüğü ve bu görüşme sırasında onun cismanî ve ruhanî gücü karşısında gerçek bir peygamber olduğunu anlayıp kendisine iman ettiği ve hâkimiyetini tanıdığı anlatılır. Tarih ve tefsir kaynaklarında Hz. Süleyman’ın onunla evlendiği veya Hemdân melikiyle evlendirip görevinde bıraktığına dair rivayetler yer alır (bk. BELKIS).
Adını bu toplumdan alan Sebe’ sûresinde ise (34/15-21) maddî refaha sahip güçlü Sebe toplumunun bunca nimete rağmen şeytana uyup Allah’a kulluktan yüz çevirdiği ve bu sebeple büyük bir sel felâketiyle (Arim seli) cezalandırıldığı, verimli arazilerinin çorak topraklara, türlü nimetlerin mahrumiyetlere dönüştüğü belirtilmektedir. Tarihçiler, seddin yıkıldığı zaman hususunda milâttan önce IV. yüzyıl ile milâdî VI. yüzyıl arasında değişen tarihler vermektedir. Bu farklılık felâketin muhtelif zamanlarda tekrarlanmış olmasıyla da açıklanabilir
Kurûn-u Uhrâ (Son Nesiller): Âhir zaman diye ifade edilen, Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem ile İslam’ın ortaya çıkmasından, kıyametin kopacağı ana kadarki zaman dilimidir.
KAVİMLERİ HELAK EDİLEN PEYGAMBERLERİN ÖZELLİKLERİ
KURAN'DA ANLATILIR
Buna göre Hz. Nuh, puta tapanlarla uğraşan ilk peygamberdir.
Hz. İshak ve Hz. Yakup, bütün İsrailoğullarına gelen peygamberlerin aslıdır.
Hz. Davut ve Hz. Süleyman mülk ve saltanat ile seçkin, Hz. Eyyüb ve Hz. Yusuf imtihan ve güzel sabır ile diğer peygamberlerden ayrılmaktadır.
Hz. Musa ve Hz. Harun aciz bırakma kuvveti, heybet ve ezici güç, kitap ve özel işaret ile seçkin; Hz. Zekeriya, Hz. Yakup, Hz. İsa ve Hz. İlyas ise zühd, ruhaniyet ve fedakârlıkta örnek olmuş peygamberlerdir.
Bunun gibi, helak edilen her bir birey ve kavim de diğerlerinden farklı özellikler taşıyan ve işledikleri fiiller bakımından insan nesli içerisinde o çirkinlikleri yapan ilkler olmaları vasfına sahiptirler.
Burada insanlık tarihini üç döneme ayırmak mümkündür. Ayrıca kavim ve bireylerin helak oluşunu, Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem öncesinde ve sonrasında olmak üzere iki kısımda incelenebilir.
Buna göre Hz. Nuh, puta tapanlarla uğraşan ilk peygamberdir.
Hz. İshak ve Hz. Yakup, bütün İsrailoğullarına gelen peygamberlerin aslıdır.
Hz. Davut ve Hz. Süleyman mülk ve saltanat ile seçkin, Hz. Eyyüb ve Hz. Yusuf imtihan ve güzel sabır ile diğer peygamberlerden ayrılmaktadır.
Hz. Musa ve Hz. Harun aciz bırakma kuvveti, heybet ve ezici güç, kitap ve özel işaret ile seçkin; Hz. Zekeriya, Hz. Yakup, Hz. İsa ve Hz. İlyas ise zühd, ruhaniyet ve fedakârlıkta örnek olmuş peygamberlerdir.
Bunun gibi, helak edilen her bir birey ve kavim de diğerlerinden farklı özellikler taşıyan ve işledikleri fiiller bakımından insan nesli içerisinde o çirkinlikleri yapan ilkler olmaları vasfına sahiptirler.
Burada insanlık tarihini üç döneme ayırmak mümkündür. Ayrıca kavim ve bireylerin helak oluşunu, Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem öncesinde ve sonrasında olmak üzere iki kısımda incelenebilir.
HELAK OLAN KAVİMLERİN YAŞADIĞI YERLER
1. HELÂK OLAN KAVİMLER
Kur’an’da isimleri yer alan peygamberlerinbeş tanesi Araptır. Bunlar; Hz. İsmail aleyhisselâm, Hz. Şuayb aleyhisselâm, Hz. Salih aleyhisselâm, Hz. Hûd aleyhisselâm ve Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellemdir.
Onların hepsi, Arapların yaşadığı bölgelerde peygamber olarak görev yapmışlardır. Kavimlerinin hemen hemen tamamı helak olan Hz. Şuayb, Medyen bölgesinde; Hz. Salih, Hicr bölgesinde; Hz. Hûd ise Ahkâf bölgesinde yaşamıştır.
Âd, Semûd ve Şuayb kavimlerinin helaki, Sebe’ kavmini perişan eden Arim Seli, Ashâbu’l-Uhdûd hadisesi ve Fil olayı, Arap toprakları olarak bilinen Bilâdü’l-Arap’ta meydana gelen helak hadiseleridir.
Musa aleyhisselâm’ın düşmanları olan Firavun ve adamlarının helaki ile Karun ve Haman’ın yok edildiği yer, Mısır topraklarıdır.
Lût kavmini yok eden o dehşetli felaket ile helak yerine daha hafif bir cezaya çarptırılan İlyas aleyhisselâm kavmi’nin başına gelenler, Bilâdü’ş-Şâm topraklarında meydana gelmiştir.
Nuh kavminin helaki, İbrahim aleyhisselâm’in muarızı Nemrut ve adamlarının yok edilmesi ve Allah Teâlâ’nın gazabına uğramaktan son anda kurtulan Yunus kavminin başından geçenler ise Irak topraklarında meydana gelmiştir.
Kur’an’da isimleri yer alan peygamberlerinbeş tanesi Araptır. Bunlar; Hz. İsmail aleyhisselâm, Hz. Şuayb aleyhisselâm, Hz. Salih aleyhisselâm, Hz. Hûd aleyhisselâm ve Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellemdir.
Onların hepsi, Arapların yaşadığı bölgelerde peygamber olarak görev yapmışlardır. Kavimlerinin hemen hemen tamamı helak olan Hz. Şuayb, Medyen bölgesinde; Hz. Salih, Hicr bölgesinde; Hz. Hûd ise Ahkâf bölgesinde yaşamıştır.
Âd, Semûd ve Şuayb kavimlerinin helaki, Sebe’ kavmini perişan eden Arim Seli, Ashâbu’l-Uhdûd hadisesi ve Fil olayı, Arap toprakları olarak bilinen Bilâdü’l-Arap’ta meydana gelen helak hadiseleridir.
Musa aleyhisselâm’ın düşmanları olan Firavun ve adamlarının helaki ile Karun ve Haman’ın yok edildiği yer, Mısır topraklarıdır.
Lût kavmini yok eden o dehşetli felaket ile helak yerine daha hafif bir cezaya çarptırılan İlyas aleyhisselâm kavmi’nin başına gelenler, Bilâdü’ş-Şâm topraklarında meydana gelmiştir.
Nuh kavminin helaki, İbrahim aleyhisselâm’in muarızı Nemrut ve adamlarının yok edilmesi ve Allah Teâlâ’nın gazabına uğramaktan son anda kurtulan Yunus kavminin başından geçenler ise Irak topraklarında meydana gelmiştir.
İNSANIN KUYRUK SOKUMU KEMİĞİ
KUYRUK SOKUMU KEMİĞİ
ACBUZ ZENEP
İstanbul Müftüsü Ömer Nasıhu Bilmen
1940 larda ABD de bir kadın çocuğu ile gelir. Ölen zengin adamın çocuğu der.
DNA tahlili yok, ne yapacaklarını şaşırır, dünyayı araştırır, çare bulamazlar.
Bir heyet te İstanbul Müftüsü Ömer hocaya gelir. Gönülsüz bu ne bilir ifadesiyle sorarlar.
Ömer hoca ölenin kemiği duruyorsa kolay der. Doktora kuyruk sokumu kemiğine çocuğun kanını damlat, ondan sa kanı emer, değilse kan akar gider.
Doktor kemiği çıkarır. Önce kendi kanını damlatır, akar gider. Sonra çocuğun kanını damlatır, kemik emer.
Böylece çocuk zengin adamın olduğuna karar verilir. Nerden biliyordu, Ömer hoca,
Peygamberimiz ( sav ) in hadisleri
“Kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) dışında insanın bütün bedeni çürüyüp yok olur. Yeniden yaratılma işi kuyruk sokumundan başlar. Sonra Allah Teâlâ gökten bir su indirir, herkes bitkiler gibi yeniden canlanır.” [Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28]
ACBUZ ZENEP
İstanbul Müftüsü Ömer Nasıhu Bilmen
1940 larda ABD de bir kadın çocuğu ile gelir. Ölen zengin adamın çocuğu der.
DNA tahlili yok, ne yapacaklarını şaşırır, dünyayı araştırır, çare bulamazlar.
Bir heyet te İstanbul Müftüsü Ömer hocaya gelir. Gönülsüz bu ne bilir ifadesiyle sorarlar.
Ömer hoca ölenin kemiği duruyorsa kolay der. Doktora kuyruk sokumu kemiğine çocuğun kanını damlat, ondan sa kanı emer, değilse kan akar gider.
Doktor kemiği çıkarır. Önce kendi kanını damlatır, akar gider. Sonra çocuğun kanını damlatır, kemik emer.
Böylece çocuk zengin adamın olduğuna karar verilir. Nerden biliyordu, Ömer hoca,
Peygamberimiz ( sav ) in hadisleri
“Kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) dışında insanın bütün bedeni çürüyüp yok olur. Yeniden yaratılma işi kuyruk sokumundan başlar. Sonra Allah Teâlâ gökten bir su indirir, herkes bitkiler gibi yeniden canlanır.” [Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28]
DUYDUKLARIMIZI YAYMAK
SIKINTIDA DUA. ...DUYDUK YAYDIK
HELÂK EDİLİP YERİNE GETİRİLENLER DEN İSTENENLER
Yunus Suresi 13. Ayet :
Sizden önceki nice nesilleri, haksızlık ve kötülük yoluna saptıklarında yok ettik; halbuki peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi, ama onların iman edecekleri yoktu. Günah yolunu seçen toplulukları işte böyle cezalandırırız.
Yunus Suresi 14. Ayet :
Nasıl davranacağınızı görelim diye yeryüzünde sizi, onlardan sonra yerlerine getirdik.
Mülk Suresi 2. Ayet : Hanginizin daha iyi iş yapacağını sınamak için ...
Yunus Suresi 26. Ayet :
Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.
SIKINTI VE İYİLİKTE DUA ET
YUNUS SURESİ 12. AYET :
İnsanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur; onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise -sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi- inkârcılığa dönüp yoluna devam eder; haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir.
DUYDUK VE YAYDIK
Nur Suresi 15. ayet : Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Nur Suresi 16. ayet : Bu iftirayı işittiğiniz vakit, “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
Nur Suresi 19. Ayet : İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
HELÂK EDİLİP YERİNE GETİRİLENLER DEN İSTENENLER
Yunus Suresi 13. Ayet :
Sizden önceki nice nesilleri, haksızlık ve kötülük yoluna saptıklarında yok ettik; halbuki peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi, ama onların iman edecekleri yoktu. Günah yolunu seçen toplulukları işte böyle cezalandırırız.
Yunus Suresi 14. Ayet :
Nasıl davranacağınızı görelim diye yeryüzünde sizi, onlardan sonra yerlerine getirdik.
Mülk Suresi 2. Ayet : Hanginizin daha iyi iş yapacağını sınamak için ...
Yunus Suresi 26. Ayet :
Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.
SIKINTI VE İYİLİKTE DUA ET
YUNUS SURESİ 12. AYET :
İnsanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur; onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise -sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi- inkârcılığa dönüp yoluna devam eder; haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir.
DUYDUK VE YAYDIK
Nur Suresi 15. ayet : Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Nur Suresi 16. ayet : Bu iftirayı işittiğiniz vakit, “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
Nur Suresi 19. Ayet : İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
25 Haziran 2019 Salı
DEVLETLERİN DE ÖMRÜ VAR
İBN-İ HALDUN VE MUKADDİME
Ronald Reagan 1981 yılında yaptığı bir konuşmada; ABD Ekonomi politikalarının ilham kaynağının İbn-i Haldun olduğunu işaret etmiş ve şu sözüne vurgu yapmıştır.
'Devletlerin kuruluşunda vergiler düşük, gelirler yüksek olur. Yıkılışlarında ise vergiler fazla gelirler az olur.'
Sosyolojinin kurucusu ve adını Bilim Tarihi'ne yazdıran Tunuslu bilgin, İbn-i Haldun’un en önemli eserlerinden biri Mukaddime'dir.
Bu eserde devletlerin kuruluş, yükseliş ve yıkılışları Asabiyye kavramı çerçevesinde izah edilirken; devletlerin hayatı şöyle tasnif edilir:
*Birinci dönem: Zafer ve kuruluş,
*İkinci dönem: Otorite ve yükseliş,
*Üçüncü dönem: Refah ve ümran,
*Dördüncü dönem: Duraklama,
*Beşinci dönem: İsraf, bozulma ve yıkılma dönemidir.
Bu son dönem sefahat, şehvet ve hırsların egemen olduğu ve devletlerin yıkılmaya ve çökmeye başladığı zaman dilimidir.
İbn-i Haldun’a göre; bir toplumun çöküşünün belirtilerini özetle şöyle belirtmek mümkündür:
_Toplumda dayanışmanın yok olması.
_Üretimin zayıflaması.
_Fiat ve vergilerin artması.
_Liyakatın (ehliyetin) yok olması.
_Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması.
_Umutların kırılması, güvensizlik ve karamsarlığın hakim olması,
_Göçün hızlanması şeklinde belirtilmektedir.
Ronald Reagan 1981 yılında yaptığı bir konuşmada; ABD Ekonomi politikalarının ilham kaynağının İbn-i Haldun olduğunu işaret etmiş ve şu sözüne vurgu yapmıştır.
'Devletlerin kuruluşunda vergiler düşük, gelirler yüksek olur. Yıkılışlarında ise vergiler fazla gelirler az olur.'
Sosyolojinin kurucusu ve adını Bilim Tarihi'ne yazdıran Tunuslu bilgin, İbn-i Haldun’un en önemli eserlerinden biri Mukaddime'dir.
Bu eserde devletlerin kuruluş, yükseliş ve yıkılışları Asabiyye kavramı çerçevesinde izah edilirken; devletlerin hayatı şöyle tasnif edilir:
*Birinci dönem: Zafer ve kuruluş,
*İkinci dönem: Otorite ve yükseliş,
*Üçüncü dönem: Refah ve ümran,
*Dördüncü dönem: Duraklama,
*Beşinci dönem: İsraf, bozulma ve yıkılma dönemidir.
Bu son dönem sefahat, şehvet ve hırsların egemen olduğu ve devletlerin yıkılmaya ve çökmeye başladığı zaman dilimidir.
İbn-i Haldun’a göre; bir toplumun çöküşünün belirtilerini özetle şöyle belirtmek mümkündür:
_Toplumda dayanışmanın yok olması.
_Üretimin zayıflaması.
_Fiat ve vergilerin artması.
_Liyakatın (ehliyetin) yok olması.
_Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması.
_Umutların kırılması, güvensizlik ve karamsarlığın hakim olması,
_Göçün hızlanması şeklinde belirtilmektedir.
19 Haziran 2019 Çarşamba
RUH NASIL MUTLU OLUR
RUH NASIL MUTLU OLUR
RUHUN ÇIRPINIŞI
Rad Suresi 28. Ayet :
" ... Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur."
Yaşantı çeşidine göre, ruhun mutlu olması değişir. " İçim daralıyor, bir yere sığmıyorum" diyorsan, yaşantının gözden geçirilmesi gerekir.
Günah işlendikçe, ruh daralır, suçlu aranır. Etraftan kısıtlandığını düşünerek, kendini haklı görmek yanlıştır.
Birde ruhunu dinle, Allah’a aşık olmuş ruhun istediğini ver. Bak ne kadar mutlu olacak, İnşaallah.
Ruh için, mutlu olmanın yolu; Allah c.c için, karşılık beklemeden insanlara iyilik yapmak, Allah'ın emirlerini doğru yapmak.
Rad suresi 29. Ayet:
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Amin
RUHUN ÇIRPINIŞI
Rad Suresi 28. Ayet :
" ... Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur."
Yaşantı çeşidine göre, ruhun mutlu olması değişir. " İçim daralıyor, bir yere sığmıyorum" diyorsan, yaşantının gözden geçirilmesi gerekir.
Günah işlendikçe, ruh daralır, suçlu aranır. Etraftan kısıtlandığını düşünerek, kendini haklı görmek yanlıştır.
Birde ruhunu dinle, Allah’a aşık olmuş ruhun istediğini ver. Bak ne kadar mutlu olacak, İnşaallah.
Ruh için, mutlu olmanın yolu; Allah c.c için, karşılık beklemeden insanlara iyilik yapmak, Allah'ın emirlerini doğru yapmak.
Rad suresi 29. Ayet:
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Amin
DOĞRU YOLU İSTEMEK
DOĞRU YOLU İSTEMEK
Rad Suresi 27. Ayet
İnkârcılar, "Ona rabbinden bir mûcize indirilseydi ya!" diyorlar. De ki: "Allah dilediğini saptırır; kendisine yöneleni de gerçeğe ulaştırır."
Tefsiri; Allah, her insana hidayet için fırsatlar verir. İsterse yolu açılır. İstemezse sapıklığında bırakılır. Artık sapıklıkları huy olur. Bu âyetler zorlama olmadığını, yaşantıda serbestliği gösterir.
Cennete gitmek isteyenler,
Rad Suresi 28. Ayet :
Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.
Rad suresi 29. Ayette :
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.
Cehenneme gitmek isteyenler,
Rad suresi 25. ayet:
" Allah’a verdikleri sözü pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği bağı koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya işte rahmetten mahrum olmak da onlar içindir; dünyanın kötü sonu da onlar içindir."
Dünyanın zengiliğiyle günah işleyenlere der :
Rad suresi 26. Ayet :
Allah dilediği kimselerin rızkını bollaştırır ve daraltır. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Rad Suresi 27. Ayet
İnkârcılar, "Ona rabbinden bir mûcize indirilseydi ya!" diyorlar. De ki: "Allah dilediğini saptırır; kendisine yöneleni de gerçeğe ulaştırır."
Tefsiri; Allah, her insana hidayet için fırsatlar verir. İsterse yolu açılır. İstemezse sapıklığında bırakılır. Artık sapıklıkları huy olur. Bu âyetler zorlama olmadığını, yaşantıda serbestliği gösterir.
Cennete gitmek isteyenler,
Rad Suresi 28. Ayet :
Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.
Rad suresi 29. Ayette :
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.
Cehenneme gitmek isteyenler,
Rad suresi 25. ayet:
" Allah’a verdikleri sözü pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği bağı koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya işte rahmetten mahrum olmak da onlar içindir; dünyanın kötü sonu da onlar içindir."
Dünyanın zengiliğiyle günah işleyenlere der :
Rad suresi 26. Ayet :
Allah dilediği kimselerin rızkını bollaştırır ve daraltır. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
CENNETİN SEKİZ KAPISINDAN GİRECEKLER
CENNETİN SEKİZ KAPISINDAN GİRECEKLER
RAD SURESİ 19. . 22. ÂYETLERİNİN TEFSİRİNDEN ALINMIŞTIR
1- Allah ahdine vefa gösterenler, anlaşmayı bozmayanlar. (Ruhların ezelde Allahı görüp Rab kabul etmeleri)
2 - Allah'ın emirlerini yerine getirenler. (haklara önem verenler, insan, hayvan, bitki vs )
3 - Ve Rablerinden ürperenler. (Allah'tan korkarak günah işlemeyenler. )
4 - Ve kötü hesaptan korkarlar. (Ahirette amellerinden hesaba çekileceğini bilir, kendilerini hesaba çekerler. )
5 - ve onlar ki, Rablerinin hoşnutluğuna ermek için sabretmekteler . (Gösteriş ve övünme için değil, Allah rızası için zahmetlere katlanır. doğru yoldan ayrılmaz. )
6 - Namazı dürüstçe kılmaktadırlar.
7 - Kendilerine nasip ettiğimiz rızıklardan gizli ve açık harcama yapmaktadırlar.
8 - Kötülüğü iyilikle savarlar.
İşte bunlar, dünya yurdunun ukbası onlara (güzel sonu onların)
DÜNYANIN UKBASI
GÜZEL SONU
Rad suresi 23. ve 24. Ayette :
O güzel son, babalarından, eşlerinden ve çocuklarından lâyık olanlarla birlikte girecekleri adn cennetleridir; melekler de "Sabretmenize karşılık elde ettiğiniz esenlik daim olsun! Dünya yurdunun ardından ulaştığınız sonuç ne güzel oldu!" diyerek her kapıdan onların yanına girerler.
RAD SURESİ 19. . 22. ÂYETLERİNİN TEFSİRİNDEN ALINMIŞTIR
1- Allah ahdine vefa gösterenler, anlaşmayı bozmayanlar. (Ruhların ezelde Allahı görüp Rab kabul etmeleri)
2 - Allah'ın emirlerini yerine getirenler. (haklara önem verenler, insan, hayvan, bitki vs )
3 - Ve Rablerinden ürperenler. (Allah'tan korkarak günah işlemeyenler. )
4 - Ve kötü hesaptan korkarlar. (Ahirette amellerinden hesaba çekileceğini bilir, kendilerini hesaba çekerler. )
5 - ve onlar ki, Rablerinin hoşnutluğuna ermek için sabretmekteler . (Gösteriş ve övünme için değil, Allah rızası için zahmetlere katlanır. doğru yoldan ayrılmaz. )
6 - Namazı dürüstçe kılmaktadırlar.
7 - Kendilerine nasip ettiğimiz rızıklardan gizli ve açık harcama yapmaktadırlar.
8 - Kötülüğü iyilikle savarlar.
İşte bunlar, dünya yurdunun ukbası onlara (güzel sonu onların)
DÜNYANIN UKBASI
GÜZEL SONU
Rad suresi 23. ve 24. Ayette :
O güzel son, babalarından, eşlerinden ve çocuklarından lâyık olanlarla birlikte girecekleri adn cennetleridir; melekler de "Sabretmenize karşılık elde ettiğiniz esenlik daim olsun! Dünya yurdunun ardından ulaştığınız sonuç ne güzel oldu!" diyerek her kapıdan onların yanına girerler.
Rad suresi 29. Ayette :
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir.
12 Haziran 2019 Çarşamba
BAŞ AĞRISI İÇİN OKUNACAK DUA
Başınız mı Ağrıyor O HALDE buyurun. Baş Ağrısını Geçiren Dua
Bismillahirrahmânirrahîm
Resûlullah, Hazret-i Alî’ye buyurdu ki: “Başın ağrıyınca, elini başına koy ve Haşr sûresinin sonunu – Lev enzelnâ’dan itibaren – oku.”
Resûlullah’ın Haşr sûresinin bu kısmını okuduğu zaman, mübârek elini, mübârek başına koyduğu ve: “Ölüm hâriç, bu her hastalığa şifâdır” buyurduğu bildirilmiştir. (Bu ayetler, ayatı hırz dualarının içinde vardır.)
Haşr Suresi 21-24.Ayet
Okunuşu:
Bismillahirrahmanirrahim.
21. Lev enzelnâ hâzel kur'âne alâ cebelil-leraeytehû khâşian(m)-mütesaddian(m)-min haşyetillâh. Ve tilkel emsâlü nadribuhâ linnâsi leallehum yetefekkerûn. 22. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ hû. âlimül ğaybi veş-şehâdeti hüver-Rahmân-ür-Rahîm. 23. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ hû. El Melik'ül Guddûs-üs-Selâmü'l Mü'minül Müheyminül Azîzül Cebbârül Mütekebbir.Sübhânallâhi ammâ yüşrikûn. 24. Hüvallâhül khâligul bâriül musavviru lehul esmâül hüsnâ. Yüsebbihû lehû mâ fis-semâvâti vel'ard. Ve hüvel Azîzul Hakîm.
Anlamı:
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adı ile
21. Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. 22. O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. 23. O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. 24. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.
Bismillahirrahmânirrahîm
Resûlullah, Hazret-i Alî’ye buyurdu ki: “Başın ağrıyınca, elini başına koy ve Haşr sûresinin sonunu – Lev enzelnâ’dan itibaren – oku.”
Resûlullah’ın Haşr sûresinin bu kısmını okuduğu zaman, mübârek elini, mübârek başına koyduğu ve: “Ölüm hâriç, bu her hastalığa şifâdır” buyurduğu bildirilmiştir. (Bu ayetler, ayatı hırz dualarının içinde vardır.)
Haşr Suresi 21-24.Ayet
Okunuşu:
Bismillahirrahmanirrahim.
21. Lev enzelnâ hâzel kur'âne alâ cebelil-leraeytehû khâşian(m)-mütesaddian(m)-min haşyetillâh. Ve tilkel emsâlü nadribuhâ linnâsi leallehum yetefekkerûn. 22. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ hû. âlimül ğaybi veş-şehâdeti hüver-Rahmân-ür-Rahîm. 23. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ hû. El Melik'ül Guddûs-üs-Selâmü'l Mü'minül Müheyminül Azîzül Cebbârül Mütekebbir.Sübhânallâhi ammâ yüşrikûn. 24. Hüvallâhül khâligul bâriül musavviru lehul esmâül hüsnâ. Yüsebbihû lehû mâ fis-semâvâti vel'ard. Ve hüvel Azîzul Hakîm.
Anlamı:
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adı ile
21. Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. 22. O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. 23. O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. 24. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.
24 Mayıs 2019 Cuma
GENÇLERE KUR'AN'DAN TAVSİYELER
Kur´an-ı Kerimden gençlere mesajlar
GENÇLERE TAVSİYELER
1. Yalandan uzak dur. (Saff 2.)
2. İnanma duygunu diri tut. (Necm 3.)
3. Kendini fazla abartma. (Müddesir1-5.)
4. Anne ve babana "öff" bile deme. (İsra 23.)
5. Çıkarcı olma Adil davran. (Rahman 7-9.)
6. Kibirli olma alçakgönüllü davran. (İsra 37.)
7. Bencil olma, tebrik etmeyi bil. (Munafikun 4.)
8. Vazgeçilmez olmadığını kabul et. (yunus 12.)
9. Heveslerini kendine ilah edinme. (Furkan 43.)
10. İyiliği karşılık beklemeden yap. (Muhammed 7.)
11. Merhametli olmaktan asla vazgeçme. (İbrahim 42.)
12. Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.( En-am 50.)
13. Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.(Bakara 263.)
14. Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.(İnşirah 1-3.)
15. Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.(Beled 5-6.)
16. Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.(Vakıa 83- 87.)
17. İyi bir dostun paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.(Ankebut 41.)
18. Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın- erkek ilişkilerinin, hayatını esir almalarına izin verme. (Yusuf 32-33.)
19. Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. (Hucurat.10.)
20. Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. (Bakara 156.)
21. Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla. (Fatır 19-22)
22.Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme. (Hakka.33-35.)
23.Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol. (Haşr 10.)
GENÇLERE TAVSİYELER
1. Yalandan uzak dur. (Saff 2.)
2. İnanma duygunu diri tut. (Necm 3.)
3. Kendini fazla abartma. (Müddesir1-5.)
4. Anne ve babana "öff" bile deme. (İsra 23.)
5. Çıkarcı olma Adil davran. (Rahman 7-9.)
6. Kibirli olma alçakgönüllü davran. (İsra 37.)
7. Bencil olma, tebrik etmeyi bil. (Munafikun 4.)
8. Vazgeçilmez olmadığını kabul et. (yunus 12.)
9. Heveslerini kendine ilah edinme. (Furkan 43.)
10. İyiliği karşılık beklemeden yap. (Muhammed 7.)
11. Merhametli olmaktan asla vazgeçme. (İbrahim 42.)
12. Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.( En-am 50.)
13. Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.(Bakara 263.)
14. Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.(İnşirah 1-3.)
15. Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.(Beled 5-6.)
16. Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.(Vakıa 83- 87.)
17. İyi bir dostun paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.(Ankebut 41.)
18. Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın- erkek ilişkilerinin, hayatını esir almalarına izin verme. (Yusuf 32-33.)
19. Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma. (Hucurat.10.)
20. Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. (Bakara 156.)
21. Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla. (Fatır 19-22)
22.Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme. (Hakka.33-35.)
23.Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol. (Haşr 10.)
23 Mayıs 2019 Perşembe
ORUÇ İÇİN AYET VE HADİSİ ŞERİFLER
ORUÇLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER
1- “Allahım Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle bizi Ramazana ulaştır.”
(Taberani, el Mu’cemul Evsat, IV, 189.)
2- “Mübarek Ramazan Ayı size geldi.Yüce Allah’ta bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı.Bu ayda sema(cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.”
(Nesai, Sıyam,5)
3- “Kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları affolunur.”
(Buhari, İman, 28)
4- “Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile Cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazana kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir.”
(Müslim, Taharet, 16)
5- “Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn Mace, Sıyam,44)
6- "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun seyabından hiçbir eksilme olmaz.''
(Tirmizi, Savm, 82)
7- Efendimiz(sav) “Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açtım.” Derdi.
8- “Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey) sahur yemeğidir.”
(Müslim, Sıyam, 46)
9- “Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
(Buhari, Savm, 8)
10- “Oruç bir kalkandır.Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın.Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veye sövüşmeye kalkarsa, iki defa, ‘ben oruçluyum’ desin.”
(Buhari, Savm, )...
AYETLER
Bakara Suresi 187. Ayet
Oruç gecesinde kadınlarınızla birleşmek size helâl kılındı. Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz. Sizin kendinize hıyanet etmekte olduğunuzu Allah bilmiş, tövbenizi kabul etmiş ve sizi bağışlamıştır. Şimdi artık onlarla birleşin ve Allah’ın sizin için yazdığını isteyin. Fecirden siyah ip beyaz ipten sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin ve için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde ibadete çekilmişken kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; sakın bu sınırlara yaklaşmayın. Allah âyetlerini insanlar için işte böyle açıklar. Umulur ki sakınırlar.
1- “Allahım Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle bizi Ramazana ulaştır.”
(Taberani, el Mu’cemul Evsat, IV, 189.)
2- “Mübarek Ramazan Ayı size geldi.Yüce Allah’ta bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı.Bu ayda sema(cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.”
(Nesai, Sıyam,5)
3- “Kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları affolunur.”
(Buhari, İman, 28)
4- “Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile Cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazana kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir.”
(Müslim, Taharet, 16)
5- “Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn Mace, Sıyam,44)
6- "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun seyabından hiçbir eksilme olmaz.''
(Tirmizi, Savm, 82)
7- Efendimiz(sav) “Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açtım.” Derdi.
8- “Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey) sahur yemeğidir.”
(Müslim, Sıyam, 46)
9- “Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
(Buhari, Savm, 8)
10- “Oruç bir kalkandır.Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın.Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veye sövüşmeye kalkarsa, iki defa, ‘ben oruçluyum’ desin.”
(Buhari, Savm, )...
AYETLER
Bakara suresi 183-184. Ayetler
Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız -bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.Bakara Suresi 187. Ayet
Oruç gecesinde kadınlarınızla birleşmek size helâl kılındı. Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz. Sizin kendinize hıyanet etmekte olduğunuzu Allah bilmiş, tövbenizi kabul etmiş ve sizi bağışlamıştır. Şimdi artık onlarla birleşin ve Allah’ın sizin için yazdığını isteyin. Fecirden siyah ip beyaz ipten sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin ve için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde ibadete çekilmişken kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; sakın bu sınırlara yaklaşmayın. Allah âyetlerini insanlar için işte böyle açıklar. Umulur ki sakınırlar.
8 Mayıs 2019 Çarşamba
ÖLMEK İSTEMEYE HAZIRMIYIZ
ÖLMEK İÇİN ÖLÜME HAZIR OLMAK
"Bunlara Hazırsan Ölümü Temenni Edebilirsin.."
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek dedi ki:
İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurdu ki:
Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım.
O kimse sordu:
Hediyeler kime yâ Rasulallah ?
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurdu:
"1 Azrail’in hediyesi
2- Kabrin hediyesi
3- Münker ve Nekir’in hediyesi
4- Mizanın hediyesi
5- Sırat köprüsünün hediyesi
6- Malik’in hediyesi
7- Rıdvan’ın hediyesi
8- Ruhun hediyesi
9- Peygamberinin hediyesi
10- Rabbinin hediyesi.
Sahabe:
- Bu hediyeler nelerdir, ya Rasulallah?
Azrâil’in hediyeleri dörttür:
1- İyi huylu olmak
2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek
3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi
4- Kalbinde Allah aşkını taşımak.
Kabrin hediyeleri de dörttür:
1- Söz taşımayı terk
2- Elbiseye idrar sıçratmamak
3- Kur’an-ı kerimi okumak
4- Salevât-ı Şerifeyi çok okumak.
Münker ve Nekir’in hediyeleri:
1- Doğru konuşmak
2- Gıybeti terk etmek
3- Hakkı kabul etmek
4- Tevazu sahibi olmak.
Mizanın hediyesi:
1- Amelini ihlâs ile yapmak
2- Başkasına eza yapmaktan sakınmak
3- Güzel ahlak sahibi olmak
4- Allahı çok zikretmek.
Sırat Köprüsü’nün hediyesi:
1- Gadabını yutmak, kızmamak
2- Takva sahibi olmak
3- Cemaate devam etmek
4- İbadetlere ara vermeden devam etmek.
Malik’in hediyeleri:
1- Allah korkusundan ağlamak
2- Gizli sadaka vermek
3- İsyanı terk etmek
4- Anne ve babaya iyilik etmek.
Cennet mele i Rıdvan’ın hediyesi:
1- Kötülüklerden kaçınmak
2- Nimetlere şükretmek
3- Malını Allah yolunda infak etmek
4- Emaneti muhafaza etmek.
Ruhun hediyesi:
1- Az yemek
2- Az konuşmak
3- Az uyumak
4- İstiğfara devam etmek.
Peygamberin hediyesi:
1- Ehl-i beyti sevmek
2- Sünnete uymak
3- Peygamberin sevdiklerini sevmek
4- Sahabe-i kiramı sevmek.
Allahü zülcelalin hediyeleri:
1- Allah’ın emirlerini yapmak
2- Nehyettiği, yasak ettiği şeylerden kaçınmak
3- İnsanlara nasihat etmek
4- Bütün mahlukata karşı merhametli olmak.
Bunlara hazırsan ölümü temenni edebilirsin."
ÖLÜM HER AN GELEBİLİR 1 DAKİKA SONRASINI BİLE GÖREMEYEBİLİRİZ. PEKİ ÖLÜME HAZIR MIYIZ ?
"Bunlara Hazırsan Ölümü Temenni Edebilirsin.."
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek dedi ki:
İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurdu ki:
Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım.
O kimse sordu:
Hediyeler kime yâ Rasulallah ?
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem buyurdu:
"1 Azrail’in hediyesi
2- Kabrin hediyesi
3- Münker ve Nekir’in hediyesi
4- Mizanın hediyesi
5- Sırat köprüsünün hediyesi
6- Malik’in hediyesi
7- Rıdvan’ın hediyesi
8- Ruhun hediyesi
9- Peygamberinin hediyesi
10- Rabbinin hediyesi.
Sahabe:
- Bu hediyeler nelerdir, ya Rasulallah?
Azrâil’in hediyeleri dörttür:
1- İyi huylu olmak
2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek
3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi
4- Kalbinde Allah aşkını taşımak.
Kabrin hediyeleri de dörttür:
1- Söz taşımayı terk
2- Elbiseye idrar sıçratmamak
3- Kur’an-ı kerimi okumak
4- Salevât-ı Şerifeyi çok okumak.
Münker ve Nekir’in hediyeleri:
1- Doğru konuşmak
2- Gıybeti terk etmek
3- Hakkı kabul etmek
4- Tevazu sahibi olmak.
Mizanın hediyesi:
1- Amelini ihlâs ile yapmak
2- Başkasına eza yapmaktan sakınmak
3- Güzel ahlak sahibi olmak
4- Allahı çok zikretmek.
Sırat Köprüsü’nün hediyesi:
1- Gadabını yutmak, kızmamak
2- Takva sahibi olmak
3- Cemaate devam etmek
4- İbadetlere ara vermeden devam etmek.
Malik’in hediyeleri:
1- Allah korkusundan ağlamak
2- Gizli sadaka vermek
3- İsyanı terk etmek
4- Anne ve babaya iyilik etmek.
Cennet mele i Rıdvan’ın hediyesi:
1- Kötülüklerden kaçınmak
2- Nimetlere şükretmek
3- Malını Allah yolunda infak etmek
4- Emaneti muhafaza etmek.
Ruhun hediyesi:
1- Az yemek
2- Az konuşmak
3- Az uyumak
4- İstiğfara devam etmek.
Peygamberin hediyesi:
1- Ehl-i beyti sevmek
2- Sünnete uymak
3- Peygamberin sevdiklerini sevmek
4- Sahabe-i kiramı sevmek.
Allahü zülcelalin hediyeleri:
1- Allah’ın emirlerini yapmak
2- Nehyettiği, yasak ettiği şeylerden kaçınmak
3- İnsanlara nasihat etmek
4- Bütün mahlukata karşı merhametli olmak.
Bunlara hazırsan ölümü temenni edebilirsin."
ÖLÜM HER AN GELEBİLİR 1 DAKİKA SONRASINI BİLE GÖREMEYEBİLİRİZ. PEKİ ÖLÜME HAZIR MIYIZ ?
25 Nisan 2019 Perşembe
ÜZÜNTÜ, MANTIKLI DÜŞÜNMEYİ YOK EDER
ÜZÜNTÜ MANTIKLI DÜŞÜNMEYİ YOK EDER, HAYAT BİRDEN ZEHİRLEŞİR
İKİNCİ NOT: KAVAKLARIN GÖREVLERİ:
Denizli hapishanesinden çıktıktan sonra, şehir otelinin yüksek
katında oturuyordum. Karşımdaki bahçelerde güzel kavak ağaçları,
halka olmuş zikir çeker gibi, güzel ve tatlı bir şekilde hem
kendiler, hem yaprakları, havanın dokunmasıyla kendinden geçmiş
gibi, dans ediyorlardı.
Kardeşlerimden ayrılmış olmam,
yalnızlıkla kalbime üzüntü çöktü. Birden sonbahar ve kış
mevsimi aklıma geldi, hüzünlendim. Ben büyük neşe ile
cilvelenen o kavaklara ve canlılara o kadar acıdım ki, gözlerim
yaş ile doldu. Kainatın süslü perdesi altındaki yoklukları,
ayrılıkları hatırlatıp ve hissettirmesiyle, kainat dolusu yok
olma ve ayrılıkların hüzünleri başıma toplandı.
Birden Hakikati Muhammediyenin (sav)in
getirdiği nur imdadıma yetişti. O hadsiz hüzünleri gamları
sevince çevirdi. Herkesin sıkıntılı anında yetişen bereket ve
bolluğu ve imdadıma yetişmesi ve tesellisi için, Hz. Muhammed
(sav)me karşı ebediyyen minnettar oldum.
Şöyle ki; üzülerek bakmam, o
mübarek kavakları vazifesiz, sonuçsuz görüp, hareketleri neşeden
değil, belki, yokluk ve ayrılıklardan titreyerek hiçliğe
düştüklerini göstermekle, herkes gibi bende ki yaşama ve
güzellikleri sevme, kendi türünden olanlara acıma, yaşamaya
sebep olan damarlarıma, o derece dokundu ki, dünyayı manevi
cehenneme, aklı azap aletine çevirdiği sırada, Muhammed
aleyhisselatü vesselamın insanlara hediye getirdiği nur olan
Kur'ani Kerim perdeyi kaldırdı.
Kavakların yaprakları sayısınca
vazifeleri olduğunu, Risalei Nurda ispat edildiği gibi, üç kısma
ayrılan neticeleri ve vazifeleri var diye gösterdi.
BİRİNCİ KISIM: Sani Zülcelal olan
Allah'ın isimlerine bakar. Mesela, nasıl bir usta, harika bir
makine yapsa, herkes onu, Maşaallah, Berakallah diyerek alkışlar.
O makinada verimli çalışmasıyla, hal diliyle ustasını teprik
eder, alkışlar. Her canlıda bir makinedir, Ustasını tesbihlerle
alkışlar.
İKİNCİ KISIM HİKMETLERİ İSE:
Bütün yaratılmış varlıkların ve canlılara bakar. Onlara şirin
bir düşünme ve tefekkür yeri, birer bilgi ve irfan kitabı olur.
Manalarını canlıların zihinlerinde, şekillerini kuvvetli
hafızalarında, amellerinin kaydedildiği amel defterlerini varlık
dairesine bırakır, sonra yaşadığı dünyayı terk eder,
görünmeyen Ahiret alemine gider.
Demekki görünüşteki vücudunu
bırakır, manevi ve gaybi, ilmi çok vücutları kazanır.
EVET MADEM ALLAH VAR: İlmide
kuşatacaktır. Yokluk, idam, hiçlik, fani olma, imanlıların
dünyasında yoktur. Kafirlerin dünyasında vardır. İşte hatırıma
gelen bu örnekler ders verip, der ki; kimin için Allah var ona
herşey var. kimin için Allah yoksa ona herşey yoktur, hiçtir.
Sonuç olarak; nasıl ki; ölüm vakti
gelince insanı, herkesin hususi dünyasını, ebedi idamdan ve
karanlıktan kurtarıyor. Allah'ı kabul etmeyip inkar eden
insanların, hususi dünyasını ölümle idam edip Cehenneme atar.
Hayatın lezzetlerini acı zehirlere çevirir. Dünya hayatını
ahirete tercih edenlerin kulakları çınlasın. Gelsinler buna ya
bir çare bulsunlar, yada Allah'ı kabul edip, imana girsinler. Bu
dehşetli zararlardan kurtulsunlar.
BAKARA SURESİ 32. AYET: Subhaneke la
ilmelena ille ma allemtena inneke entel alimül hakim.
Seni her türlü noksan sıfatlardan
tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir
ilmimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi hakkıyla bilen ve her şeyi
hikmetle yapansın.
ASA'YI MUSA - ONUNCU MESELEYE HATİME
Duanıza çok muhtaç ve
sizi çok seven kardeşiniz
SAİD NURSİ
23 Nisan 2019 Salı
ÖLÜMÜ ANLAMAK İNSANI MÜKEMMELLEŞTİRİR
ÖLÜMÜ GÜZEL ANLAMAK İNSANI
MÜKEMMELLEŞTİRİR
Gençlik rehberinde de anlatılmıştır.
Gündüzden sonra gece, sonbahardan sonra kışın gelmesi gibi,
ölüm başımıza gelecek. Bu hapishaneye girenler çıkanlar hep
misafirdirler. Yeryüzüde bitki ve canlılar için, dünyada bir
gece konaklamak gibidir. Her şehri yüzlerce mezarlığa boşaltan
ölümün elbette hayattan bir istediği var.
İşte ölümün çaresini Risalei Nur
keşfetmiş, kısacık özetini anlatalım. Madem ölüm öldürmüyor,
kabir kapısına götürüyor. Ölüm celladından ve tek kişilik
hapisten kurtulmak çaresi, insanlık için çok önemlidir. Evet
Risalei Nur çaresini ispatlamıştır.
Kısa özeti şudur ki; Ölüm ya ebedi
idamdır, insanı arkadaşlarını, akrabalarını asacak bir
darağacıdır. Veya baki aleme gitmek ve iman biletiyle saadet
sarayına girmek için terhis tezkeresidir.
Kabir ise, ya karanlık dipsiz bir
kuyu, ve hapishanedir. Veya bu zindan gibi dünyadan baki ve ışıklı
ziyafet yeri, bahçelere açılan bir kapıdır.
Mesela, bu hapishanenin bahçesine
kurulmuş darağacı var. Duvarın arkasında da bir piyango dairesi
var. Bizi bu hapisten birer birer çağırıp, “Gel idamını al,
dar ağacına çık” yada “ hapis pusulanı tut, açık kapıya
gir” veya “Sana müjde! Milyonlarca altın bilet sana çıkmış,
gel al” diye ilanlar var.
Bizde seyrediyoruz, bir kısmı
gerçekten asılıyor, bazıları da darağacını merdiven yapıp ,
duvarın arkasındaki piyango dairesine gidiyorlar. Orada büyük
Memurların haberlerini veriyorlar. Birden hapishaneye iki heyt
girdi. Bir heyetin ellerinde çalgılar, şaraplar, tatlı helvalar,
baklavalar var. bizlere yedirmeğe çalışıyorlar. O tatlıların
içine şeytanlaşmış insanlar zehir koymuşlar.
İkinci heyetin ellerinde, terbiye
kuralları, helal yemekler, mübarek şerbetler var. Bize hediye
edip, diyorlar ki; “ eğer önceki heyetin getirdikleri zehirli
tatlıları yerseniz dar ağacında asılır, asılacağınız zamana
kadarda zehirin aısını çekersiniz.
Allah'ın fermanıyla gelen hediyeleri
kabul eder, terbiye kurallarını, duaları ve zikirleri okursanız,
asılmaktan kurtulursunuz. O piyango dairesinde milyonlarca altın
biletinizi alacağınıza görür gibi, gündüz gibi inanınız.
Bunları elimizdeki fermanlar söylüyor.
İşte bu örnek gibi, Allah'ın
piyango dairesi, ebedi saadettir. Oraya iman, ibadet ve güzel ahlak
ve imanlı ölüm ile girilir. Günah içinde, ibadetsiz, çirkin
ahlak gibi devam edenlerde, tövbe etmeden ölürlerse, karanlık
hapis olur. İmansız ölenlere ebedi idam olur.
Keisn haber veren, hadsiz mucizeler
gösteren, yüz yirmi dört bin Peygamberler ve onların
tasdiklerini, haberlerinin izlerini sinema izler gibi izler keşf ve
zevkle gören Evliyalar, hakikatleri yazmış yüzbinlerce ilmi
eserler, müçtehidler, sıddıklar, insanların güneşleri, ayı,
yıldızları olanlar, hepsi birlikte doğru haberi vermişlerdir.
Bunları dinlemeyen, saadeti ebediye
giden yolu seçmeyen, yüzde doksan dokuz tehlike haberini dikkate
almayan, bir kişinin yolda tehlike var demesiyle doğru yolu
bırakan, kısa yolu bırakıp uzun yolu seçen adamın durumu şudur
ki;
Cennete götüren kısa yolu bırakıp,
orda tehlike ve bir ay hapis var, diyen bir kişinin sözüne inanıp,
telaşlı, sıkıntılı olan uzun yola gidenler yüzde doksan dokuz
Cehenneme gider. Sarhoş deliler uzakta görünen ejderhaya aldırmaz,
sineklerle uğraşır. Aklını, kalbini, insanlığını kaybeder.
Maden gerçek budur, biz hapistekiler,
hapisten intikamı almak için, ikinci heyetin hediyelerini kabul
etmeliyiz. Madem üç beş dakikalık intikam lezzeti bize hapislik
getirdi. Dünyamızı zindan eyledi. Bu musibetin inadına, hapis
hayatını ibadete, iki üç senelik cezamızı, yirmi ve otuz sene
baki aleme çevirip, milyonlar sene Cenhennem hapsinden affımıza
vesile edip, ağlayan dünyamıza karşı, ahiretimizi güldürelim
ve bu musibetten tam intikamımızı alalım.
Hapishaneyi terbiyehane edip,
vatanımıza, milletimize birer terbiyeli, güvenilir, faydalı insan
olmaya çalışalım. Ve hapishane müdürleri ve çalışanları
cani, eşkıya, katil, sarhoş, vatana zararlı zannettikleri
insanları, bir mübarek dershanede çalışan talebeler görsünler.
İftihar ederek Allah'a şükretsinler.
SAİD NURSİ – ASA'YI MUSA – İkinci
Meselenin Hülasası' ndan alınmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)