EZANI HİÇ BÖYLE DÜŞÜNDÜK MÜ?
İbn-i Abbas r.a bir gün sahabelerle otururken, ezan okunmaya başladı. İbn-i Abbas r.a öyle şiddetli ağlamaya başladı ki, cübbesi sanki su dökülmüş gibi ıslandı. Bunu gören diğer sahabeler de ağlamaya başladılar.
İbn-i Ali ona dedi ki.
Ey Resulullah’ın amcasının oğlu, niçin böyle ağlıyorsun? Biz sen ağlıyorsun diye ağlıyoruz.
İbn-i Abbas radıyallahu anhu dedi ki:
Müezzinin ne dediğini biliyor musunuz?
Sahabe-i Kiram.
– Müezzinin ne dediğini bize söyle, ey İbn-i Abbas! Dediler.
İbn-i Abbas radıyallahu anhu şöyle buyurdu:
Müezzin “Allahu Ekber’ dediği zaman;
‘Ey meşgul olan insanlar Uğraştığınız işleri bırakın ve ezana dönün ve sizin için en hayırlı olan namaza gelin.’
Eşhedu en lâ ilâhe illallah’ dediği zaman: ”Gökleri, yeri ve onların içerisinde bulunan melekleri, size haber verdiğime şahit tuttum.’
Eşhedu enne Muhammedur Resulullah’ dediği zaman:
‘Bütün Peygamberleri ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemi size, günde beş sefer haber verdiğime şahit tuttum..
‘Hayya ale’s-salah’ dediği zaman;
‘Allah-u Zülcelal bu dini ve namazı, sizin üzerinize kaim etti Öyle ise bu dinin ve namazın gereklerini yerine getirin.’
‘Hayya ale’l-felâh’ dediği zaman; “Allah-u Zülcelal’in rahmetine girin ve hidayet hazinesinden payınıza düşeni alın.’
Son olarak, “Allahu Ekber’, dediği zaman; “Namaz olmadan yapılan işler haramdır.’
‘Lâ ilahe illallah’ dediği zaman; “Bu emanet, yedi kat yerin ve yedi kat göğün emanetidir. İster yerine getir, ister yerine getirme’ demektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder