Sayfalar

24 Aralık 2021 Cuma

Allah anılarak yardım

 Evliyadan yardım istemek dinimizce uygun mudur?


Evliyadan ve ruhanilerden manevi yardım istemenin açık delillerini hadis-i şeriflerde bulabiliriz. Utbe ibni Gazvan (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resulullah (sallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Sizin biriniz; bir şey kaybederse yahut yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım isterse 'Ey Allah'ın kulları bana yardım edin! Ey Allah'ın kulları bana imdat edin!' desin. Çünkü Allah'ın bizim görmediğimiz kulları vardır." 


İmam-ı Taberanî (rahimehullah)’ın beyanına göre, bu hadis-i şerif tatbik edilmiş, böylece yardım görülmüştür.


İbni Abbas (radıyallahu anh) dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulüllah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Şüphesiz ki Allah’ın, hafaza meleklerinin dışında yer yüzünde melekleri vardır ki, ağaç yapraklarından düşenleri yazarlar. Sizin birinize çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse, 'Ey Allah'ın kulları! (Bana) yardım edin diye seslensin " 


Abdullah ibni Mesud (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Sizin birinizin sahrada hayvanı kaçarsa, 'Ey Allah'ın kulları hapsedin! Ey Allah'ın kulları durdurun!' diye seslensin. Çünkü Allah'ın yer yüzünde hazır bulunan kulları vardır, Onu tutarlar. " 


Allâme Muhammed İbni Allan (rahimehullah) "Ezkâr" şerhinde şöyle demiştir; “Bu hadis-i şeriflerde geçen, "Allah'ın kulları"ndan maksat, ya melekler veya müslüman cinler ya da, "Ebdâl" diye isimlendirilen "Ricâl-i Gayb" (seçkin veliler)’dir.”


İşte bütün bu hadis-i şerifler, mukaddes ruhlara sahip olan varlıklarla tevessülün ve onlardan himmet (yardım) istemenin caiz olduğunun, açık delilleridir.


Devenin bulunması için yardım edenler, Mevlâ'nın bulunması için yardım etmezler mi?


Hafız İbni Kesir’in naklettiğine göre, Yemame vakıasında Müslümanların şiarı (Nişanı) “Ey Muhammed” sözleriydi. (5) (savaşırlarken ya Muhammed diye bağırıyorlardı)


Abdurahman ibn Sa’d (radiyallahu anh) şöyle anlatıyor: “Bir kere Abdullah İbni Ömer (radiyallahu anh)un ayağı uyuştu. O zaman sahabeden bir adam, ona en sevdiğin bir insanı an dedi. O’da “Ya Muhammed” deyince, bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. 


Kaynaklar:


1)Taberanî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, No: 290, 17/117, Heysemî, Mecme'u 'z-Zevâid, No: 17103, 10/1



23 Aralık 2021 Perşembe

GÜZEL BİR DUA ÖRNEĞİ

 Merhum HACI VEYİSZADE MUSTAFA KURUCU (RA) EFENDİ’NİN UNUTULMAZ DUASI


//MÜBAREK NAZLI KULLARININ HÜRMETİNE KABUL EYLE YARABBİ.//


 

Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah’ım. Ayağımdan başıma, doğduğumdan bu yaşıma bütün günahlarıma tövbe yâ Rabbi!

Öleceğime bütün kalbimle inanıyorum,

Azrail‘i karşıma güler yüzle çıkar yâ Rabbi!


Gözümün ışığını, beynimin dimağını, elimin, kolumun, ayaklarımın direncini, tüm vücudumun güç ve kuvvetini elimden alma yâ Rabbi!

Bakışım ibâdet, sükûtum tefekkür olsun. Konuşmam zikir yapsın. Göz açıp kapayıncaya kadar bizi nefsin elinde bırakma yâ Rabbi!

Her nefeste dilimi zikirden, kalbimi şükürden, beynimi fikirden ayırma yâ Rabbi!

Aileme kötülük yapmak isteyenlere mani ol Allah’ım.

Allah’ım, günahlarını affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle yâ Rabbi!

Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkarmayı nasip eyle! Bizleri salih kulların arasına katıver. Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et. Naim cennetinin vârislerinden eyle. Annemi ve babamı affet. Kabirde yüzümü kara çıkarma yâ Rabbi!

İçtiğimiz, bu dünyada ‘Zemzem’, öbür dünyada ‘Kevser’ olsun.

Geçtiğimiz, bu dünyada ‘doğru yol’, öbür dünyada ‘Sırat’ olsun.

Aldığımız, bu dünyada ‘güzel âhlâk örneği’, öbür dünyada ‘nurlu berat’ olsun.

Girdiğimiz, bu dünyada ‘Mekke-Medine’, öbür dünyada ‘Cennetü’l âlâ’ olsun.

Gördüğümüz, bu dünyada ‘Beytullah, Ravza-i Mutahhara, Mina, Arafat, Müzdelife, Uhud’ olsun, öbür dünyada ‘Cemalullah’ olsun.

Azığımız, hem bu dünyada hem öbür dünyada ‘takva, güzel amel, güzel ahlak” olsun

Sofralarımız, ‘ilim sofrası‘ olsun.

Dostlarımız, bu dünyada ‘Hak dostları, âlimler, dervişler’ öbür dünyada da ‘Peygamberler Ordusu’ olsun inşallah!

Lâ İlâhe İllâllah. Kalbimizi Karartma!

Lâ İlâhe İllâllah. Rızkımızı Daraltma!

Lâ İlâhe İllâllah. Bizi imansız bırakma!

Lâ İlâhe İllâllah. Kabirde bizi bunaltma!

Lâ İlâhe İllâllah. Kendi kapından başka kapı aratma.

Lâ İlâhe İllâllah. Kendine kul, Habibine ümmet olmaktan bizi bir an bile ayırma.

Lâ İlâhe İllâllah. Hesapsız sabır ver.

Lâ İlâhe İllâllah. Azapsız kabir ver bizlere Allah’ım.

Âmin.


El-Hâc Veyiszâde Mustafa Kurucu Efendi’yi rahmetle anıyoruz.

17 Aralık 2021 Cuma

 PAÇAVRA GİYERMİSİN 

Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates'e fena hakaret ediyordu;  

-"Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin!"


Sokrates, başını sallayarak  cevap vermedi, sadece gülümsedi...


Zengin bir aristokrat, bu sahneyi izlerken ona sordu; -"Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendinizi kötü hissetmiyor musunuz?"


Sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: 

-′′Benimle gel."

Tanıdığı bu aristokrat onu, eski bir tozlu depoya kadar  takip etti.


Sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra  delinmiş bir pelerin bulana kadar etrafı aramaya başladı.


Bulduğu bu pelerini adama verdi ve dedi ki: 

-"Bunu giyermisin sana uyar."


Adam paçavra pelerine baktı  kızarak:

-"İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek geri attı."


-"Gördün mü, dedi Sokrat, elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin. Aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler bana da dokunmadı..

Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir? Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların  attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir."


Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez...


En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir...


Kimseye birşey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlarım.


Sadece bir iyi vardır;  Bilgi ...

Sadece bir kötü vardır Cehalet.


(Kaynak: Xletsos-Basilhs)

14 Aralık 2021 Salı

Müjdeli haber

 “SANA GELİR..!!!“


Gâzi Caddesi’nde yürüyordum. Şehrin meşhur delilerinden biri geldi yanıma, herkes gibi ben de onu tanıyordum. Garibanın tekiydi, zararsız biriydi. Yaz günü kat kat giyer, hep gezerdi.


Geldi önümde durdu, elini uzattı ve:

-Bana para ver! dedi.

Elimi attım cebime çıkarttım cebimdekileri. Bir yirmilik uzattım kendisine. Gözlerimin içine baktı ve:

-Onu değil! dedi "şunu istiyorum." dedi elimdeki paraların içinden elliliği göstererek.


- Neden onu istiyorsun? diye sordum şaşkınlıkla.

- Sana gelir. Sen onu ver bana" dedi. kendinden gayet emin ve bana emrivâki bir şekilde.


İtiraz etmedim, elliliği çıkarttım verdim. Gözlerimin içine bakarak:

- Sana gelir dedi tekrar ve uzattığım elliliği alıp kalabalığın içinde kayboldu.


Donakaldım, hayra yordum tabi ki.

Delidir ne yapsa yeridir diye düşündüm sonra. Elbette bunun da bir sebebi hikmeti vardır dedim ve oradan uzaklaştım.


Eve geldim. Kayınvalidem bize gelmişti. Hoş geldin faslından sonra kayınvalidem:


- Oğlum! dedi "Bana para geldi mirastan. Payıma şu kadar düştü ve ben bu paranın elli bin lirasını size vermek istiyorum. Alın ihtiyaçlarınız için kullanın." dedi.


Donup kaldım bu işe. Oturdum bir güzel ağladım, rabbime şükür ve dua ettim.

Acaba deli olan kim diye! "Sana gelir" demişti de bizim deli, ben ciddiye almamıştım onu.


Dediği şeyin kısa sürede gerçekleşmesi beni farklı iklimlere götürdü.

Kâlp gözü mü bu, başka bir şey mi bilemiyorum.

Lâkin bu dünyada yaptığınız - ettiğiniz her şeyin sizi bir şekilde mutlaka bulacağını unutmayın asla!


● Kurşun mu atıyorsun birisine, sana misliyle gelir.


● Bir dal çiçek mi uzatıyorsun birisine, sana demet demet gelir.


● Gülüyor musun birisine, içtenlikle sana kahkahayla karşılığı ulaşır.


● Ağlıyor musun birisinin acısına, mutlaka senin gözyaşlarına onun gözyaşları da karışır.


● Sana gelir; iyilik yaparsan iyilik gelir.


● Sana gelir; kötülük yaparsan kötülük gelir.


● Sanmayın! fatura edilmez ettiğimiz küfürler bize.


● Sanmayın! hesabı sorulmaz kırdığımız kâlplerin.


● Sanmayın! yaptığımız haksızlıklar yakamıza yapışmaz diye.


● Bir cana kıydığımız vakit, sanmayın bizim canımız da yanmaz diye!


● Yaptığınız ufacık bir yardım bile sanmayın ki karşılıksız kalır.


(Alıntı)

11 Aralık 2021 Cumartesi

 Meleklerin Katıldığı KURAN ibadeti...‼️‼️


 Bir gün Efendimiz (asm) kızı Fatıma’ nın evine gelir.

Eve girdiğinde görür ki, Hz. Fatıma (ra) oturmuş, beyinin elbisesinin söküğünü dikiyor.

Ayağıyla, Hz. Hasan’ın beşiğini sallıyor ve ezberinden Kur’ân-ı Kerim okuyor.


Bu haldeyken Efendimiz (asm) içeri girince,

Hz. Fatıma: “Buyur babacığım” diye ayağa kalkar.

Efendi­miz (asm) “Kalkma kızım, otur otur” diye ısrar eder, ama Hz. Fatıma (ra) ayağa kalkar. Efendimiz (asm) buna rağmen:


“Keşke otursaydın” diye ısrar edince,

Hz. Fatıma (ra) “Babacığım sen gelirsin de, ben ayağa kalkmaz olur muyum..?” der.

Efendimiz (asm) Fatıma’nın otur­masını istemesinin sebebini, şöyle anlatır:


“Kızım, Ben kapıdan içeri girdiğim zaman, buranın meleklerle dolu oldu­ğunu gördüm.”


Hz Fatıma Sebebini Sorduğunda.


Kainatın Efendisi.

Hz Muhammed Mustafa (s. a. v) efendimiz.. 


“Her birisi, bir başka sebepten gelmiş.

Sen elinle kocanın elbisesinin yırtığını dikiyorsun, hizmet ediyorsun, işte meleklerin bir kısmı, senin kocana hizmet edişinden dolayı gelmişler.

Bir hanımın gönül rızasıyla kocasına hizmet etmesi, meleklerin tebrik edeceği bir ibadettir.


Diğer bir kısmı da; elinle kocanın elbisesini dikerken, ayağınla da oğlunun beşiğini sallıyordun, bir hanımın çocuğuna bakması, isteyerek, severek, şefkatle, sev­giyle hizmet etmesi, meleklerin gelip seyredeceği bir hizmettir.

Meleklerin bir kısmı da, oğlun Hasan’ın be­şiğini salladığın için gelmişler.


Sen ağzınla da boş durmuyor,

Kur’ân-ı Kerim oku­yordun, işte büyük bir kısmı da senin okuduğun

Kur’ân-ı Kerim’i dinlemek için gelmişler.”


✅AZİZ ve CELİL Olan ALLAH En İyisini Bilir...


Kovulmuş Şeytandan ALLAH a Sığınırım..

(Nahl suresi 98. Ayet.)


Aminn. Ya Rabbel Alemin 

 Rabbim şefaatlarına nail eylesin

 EVLİYA ÇELEBÎLDEN ÇOK GÜZEL ÖĞÜTLER !

                                                                        Besmelesiz yemek yeme.

Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.

Cünüp iken yemek yeme.

Elbisenin söküğünü üstünde dikme.

İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.

Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.

Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.

Harama tevessül etme.

Kimsenin payına/hakkına göz dikme.

Bir şey koymadığın yere el uzatma.

İki kişi konuşurken dinleme.

Ekmek ve tuz hakkını gözet.

Namahreme bakıp ihanet etme.

Davetsiz bir yere gitme. Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.

Sır sakla.

Her mecliste duyduğun şeyleri/sözleri aklında tut.

Evden eve söz taşıma.

Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.

Ahlaklı ol.

Herkesle iyi geçin.

İnat ve kötü sözlü olma.

Senden büyüklerin önünden gitme.

İhtiyarlara hürmet et.

Daima temiz ol.

Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.

Beş vakit namaza devam edip iyi hâl ile tanınarak, ilim ve faziletle meşgul ol.

Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrep ol.

Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.

Rıza lokmasıyla yetin.

Elindeki imkânları israf etme.

Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir


"Rahman'ın kulları on bir hasletle nitelendi.

1- Alçak gönüllülük

2- Yumuşak huyluluk

3- Gece namazi kılma

4- Allah korkusu

5- İsraf ve cimrilik yapmama

6- Şirkten uzak olma

7- Zinadan ve adam öldürmeden uzak durma

8- Tevbe etme

9- Yalandan sakinma

10- Ögüt kabul etme

11- Allah'a yalvarma


Bu vasıfları taşıyanların mükafatı cennet makamlarının en yükseği ve en üstününü elde etmektir. ___________   FarisTuran  _____________

22 Kasım 2021 Pazartesi

 “BEDDUÂ ETMEYİNİZ”


İnsan kendisine, ailesine ve çocuklarına bedduâ etmemelidir. "Lanet olsun", "Allah kahretsin", "Allah cezanı versin", "Allah belanı versin" gibi sözler malesef dikkat edilmeden söylendiği zaman, Kuantum düşünce sistemine göre; Enerjinizin yoğunlaştığı şey yaratılacaktır. Kişinin ettiği bedduâ kendisini ve ailesini ifsâd eder, onların yaşamını, ahlâkını ve geleceğini bozar. O zaman bu yaptığına kişi pişman olur, fakat pişmanlık bir fayda vermez.


Malesef yaptığımız binlerce çalışmada görüyoruz ki; Anne ve Baba üzerinden gelen olumsuz bağlar; ah, beddua, ceza unsurları barındırıyor. Özellikle bu enerjiler, kişinin fiziksel bedenine sirayet ederek, sırt ve bel bölgelerinde geçmeyen ağrılara vesile olabiliyor.


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kendinize bedduâ etmeyiniz, evladınıza bedduâ etmeyiniz, hizmetçilerinize bedduâ etmeyiniz, mallarınıza bedduâ etmeyiniz. Zira içerisinde Cenâb-ı Hakk'ın büyük ihsânının bulunduğu kabul saatine denk gelir de bedduânız kabul olunuverir.”


Abdullah İbn-i Mübârek'e (rah.) bir adam geldi. Çocuklarının birinden şikâyet etti. “Sen ona bedduâ ettin mi?” buyurunca “Evet” dedi. Abdullah İbn-i Mübârek (rah.) “Öyleyse onun bu hale gelmesine sen sebep oldun.” buyurdular.


Âlimlerden biri şöyle anlattı: Çocuklarına bedduâ eden bir topluluk gördüm. Bu bedduâlarının neticesinde çocuklar çok büyük acılara mübtelâ oldular. Babaları pişman olup onlar için duâ etmeye başladılar. Fakat bu belâdan kurtuluş mümkün olmadı.


Bir çok kez müşâhede ettik ki; Kişilerin bağlarıyla ilgili çalışmalar yapıldıktan sonra, mutlaka icaplarını kısa süre içerisinde yerine getirmeli...! Çünkü keffârete dönüşmüş bela musibet yada beddua, ilgili icabı yapmadan ne kadar müspet dua edilsede, malesef kalkmayabiliyor.


Sâlihler, evlatlarına bir şey emretmezlerdi. Yapılacak bir iş olduğunda başka birisine söylerlerdi. Bunun sebebi sorulunca:


“Biz çocuklarımıza bir şey emrederiz de onlar da bu emri yerine getirmeyip âsî olurlarsa bundan dolayı başlarına sıkıntılar gelir. Biz evlatlarımızın üzerine sıkıntılar gelipte acı çekmelerine dayanamayız.”


Kur'an-ı Kerim, İsra sûresi 11. âyetinde (meâlen) şöyle buyruldu: 

“İnsan, (gadab hâlinde kendine, çoluk çocuğuna ve malına) hayırla duâ eder gibi ŞER'le duâ eder. İnsan (âkıbetini düşünmeksizin) acele edici oldu. (Yani acelesi yüzünden hayrı ve şerri ayıramaz, sonunu gözetmez oldu.

Kısacası insan bedduâ etmemeli, sabredip hayra duâ etmeli, güzel sözler söylemeli. 

Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır.

18 Kasım 2021 Perşembe

 🌹VEDA HUTBESİ (Okuyunuz Okutunuz Bütün Dertlere Gönüller’e Ruhlara Şifâdır

🌷ELHAMDULİLLAH )

🌹Sevgilimizin Peygamberimizin Resûlullah Sâllallahu Aleyhi Vesellem Efendimiz’in Bütün İnsanlara Ve Cinlere (Kurtuluş Nasihatleri) Veda Hutbesi 


(🌹9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma) 

Sevgilimizin Peygamberimiz Efendimiz (s.a.s.), hicretin dokuzuncu yılında yaptığı hacc sırasında 124 bin müslümana hitabetmiştir. Peygamberimizin yaptığı bu hacca Vedâ haccı, bu hacc sırasında verdiği hutbelerin tamamına da veda hutbesi denilmiştir.


🌷Bismillahirrahmanirrahim

“ Hamd, Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım ister, O’ndan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah’dan başka ilâh yoktur. Tektir, ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.

Allah’ın kulları! Size O’ndan korkmanızı ve sakınmanızı tavsiye ederim. Sizi Allah’a itaat etmeye teşvik ederim. Konuşmama hayır olanı isteyerek başlıyorum.

🌹Ey İnsanlar!�Sözümü dinleyin, size açıklıyorum. Bilemiyorum, belki de bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

🌹Ey İnsanlar!�Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise Rabbinize kavuşuncaya kadar canlarınız ve mallarınız da mukaddes ve birbinize haramdır.

🌹Ey İnsanlar!�Kimin yanında bir emânet varsa, onu sahibine versin. Borç mutlaka sahibine verilecektir. Kiralanan şey de sahibine iade edilecektir. Borç ödenmelidir, kefil tazminatla mükelleftir. Cahiliyye faizi kaldırılmıştır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib’in oğlu amcam Abbas’ın fâizidir. Fakat sizin anaparayı alma hakkınız vardır. Böylece ne zulmetmiş ne de zulmedilmiş olursunuz. Allah’ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır.�Câhiliyye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib’in torunu Hâris’in oğlu Rebîa’nın kan davasıdır.

🌹Ey İnsanlar!�Bugün şeytan, bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümidini kesmiştir. Fakat basit gördüğünüz işlerinizde ona uymanız onu sevindirir.

🌹Ey İnsanlar!�“Haram ayları ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah’ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O’nun haram kıldığını helâl kılmak için haram ayını bir yıl helâl sayarlar, bir yıl da haram sayarlar.  Böylece onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe Sûresi 37. Ayet)�Devamlı dönmekte olan zaman, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, on iki aydır. Bunların dördü mukaddes (haram) aylardır ki üçü arka arkaya gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile Şaban’ın arasındaki Recep’tir.

🌹Ey İnsanlar!�Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleri, râzı olmadığınız kimseleri evinize almamalarıdır. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, onların yiyecek ve giyeceklerini güzel bir şekilde temin etmenizdir.

🌹Ey İnsanlar!

Müslüman müslümanın kardeşidir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, kardeşinin malına el uzatmak helâl değildir. Sakın benden sonra küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler; Allah’ın kitabı Kur’ân ve O’nun Peygamberinin sünnetidir.

🌹Ey İnsanlar!

🌷Rabbiniz birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, 🌹Âdem de topraktan yaratılmıştır. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Allah herşeyi bilen ve herşeyden haberdar olandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana, kırmızı olanın siyah olana, siyah olanın da kırmızı olana takvadan başka üstünlüğü yoktur.

🌹Ey İnsanlar!�🌷Allah her hak sahibine mirastan hakkını vermiştir. Malın üçte birinden fazlasını başkalarına bağışlamak caiz değildir. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Hesabı da Allah’a kalmıştır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah’ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların lanetine uğrasın. Böylesi insanların ne tevbeleri ne de şâhitlikleri kabûl edilir.

Size benim hakkımda sorulduğunda ne cevap vereceksiniz?”

 Oradakiler cevap verdi: Senin tebliğ ettiğine, görevini eda ettiğine ve nasihatta bulunduğuna şahitlik ederiz. 

🌹Sevgilimiz Peygamberimiz Efendimiz Rasûlüllah (Sâllallahu Aleyhi Vesellem) Mübarek Şehâdet parmağını göğe doğru kaldırıp, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra;

🌷Şâhid ol Yâ Rab!

🌷Şâhid ol Yâ Rab!

🌷Şâhid ol Yâ Rab! “

dedi. Sonra da buyurdu ki:

“ 🌹Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, kendisine tebliğ edilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlamış olabilir. 

🌷Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi üzerinize olsun.”

 

 (Tercüme: Mutlu BİNİCİ – Ayhan KARA)

Yazar: 

Mutlu BİNİCİ

Etiket: 

Veda Haccı

Veda Hutbesi

Arafat

Mutlu Binici


🌹BU MÜJDELERİ BİLİYORMUYUZ!!!

🌹Canımız Peygamberimiz Rasûlüllah (Sâllallahu Aleyhi Vesellem) Efendimiz

Buyurduki”


* 🌹EY ÜMMETİM! CUMA GÜNLERİ BANA DAHA ÇOK SALAVATI ŞERİFE GETİRİNİZ ÇÜNKÜ ÜMMETİMİN CUMA GÜNLERİ GETİRMİŞ OLDUĞU SALAVATI ŞERİFE BANA ARZALONUR . KİM Kİ BANA SALAVATI ŞERİFE GETİRİRSE BANA DAHA ÇOK YAKIN OLUR .


*KİM Kİ 🌷CENABI HAKKA ONU MEMNUN VE RAZI ETMİŞ OLDUĞU HALDE KAVUŞMAYI SEVİNÇLE İSTERSE BENİM ÜZERİME ÇOKCA SALAVATI ŞERİFE GETİRSİN .


*ÜMMETİMDEN HERHANGİ BİR KİMSE BANA SALATU SELAM GÖNDERİRSE 🌷ALLAH BANA RUHUMU İADE EDER . BENDE ONUN SELAMINI ALIRIM .


*EY ÜMMETİM NEREDE OLURSANIZ OLUN BANA SALATU SELAM OKUYUN ÇÜNKÜ SİZİN SALATU SELAMINIZ BANA ULAŞIR .


*ÜMMETİMDEN HER HANGİ BİRİ İŞİ GÜCÜ BOZULUP İHTİYAÇLARI ZORLAŞIP ÇIKMAZA GİRDİĞİ ZAMAN BENİM ÜZERİME ÇOK ÇOK SALEVATI ŞERİFE OKUSUN ZİRA BENİM ÜZERİME OKUNAN SALAVATI ŞERFİLER TÜM HÜZÜN VE KEDERLERİ SIKINTI VE TASALARI MÜSİBETLERİ İZALE EDER. RIZIKLARI ÇOĞLATIR İŞLERİN İHTİYAÇLARIN GÜZELCE SONA ERMESİNİ SAĞLAR .


🌹Bakanı Bile Kurtaracak

🌹Salevâtü'l-Hitam Ale'n-Nebiyyi'l Hattâm'' Sîğası Salâvatı Şerifesi

🌹Sevgili Efendimiz Abdullah Sekkaf Hazretleri Buyurduki”

🌹Sevgilimiz Peygamberimiz Resullullah Efendimiz Bana Mana Aleminde Geldi Ve Dediki 

🌷Sevgili Yüce MEVLAMIZ ALLAH Celle Celalühü’nün Sana İlham Ettiği Bir Salavat Ögretti Bu Salavatı Ömründe 1 Kere Bile Okuyanı Çok Büyük Mukafatlar Beklemektedir

🌹Canımız Peygamberimiz Rasûlüllâh Efendimiz Tazminat Veriyorum 1 Şefehat Hakkı Veriyorum Ve Ölüm Anında İmanlı Ölmeye 

🌷ALLAHIN İzniyle Söz Veriyorum Diye Söylemiştir.

🌹Sevgili Efendimiz İbnu Abidin Hazretleri Kaynak Vererek Zikretmiştir.

🌹Kaynak: Lalegül Dergisi Ocak 2015

🌹Sayısız FAZİLETLERİ Vardır 

Her Niyet Duâ Manevi Maddi Hacetlerimizin Dünyalık Ahiretlik Dileklerimizin Kabulü Hastalıklarımızın Şifası İçin Okunur 

Rızıkları Artırır Bereketlendirir 

Bütün Sıkıntılara Musibetlere Dertlere Şifadır.

🌹Okumadan Önce İstediğimiz Duânın Hacetimizin Dileğimizin Kabulü Sıkıntılarımızın Hızlı Şifâ Bulması İçin Kesin Niyet Edelim


🌹Salevâtü'l-Hitam Ale'n-Nebiyyi'l Hattâm Sîğası


🌷Bismillâhirrahmânirrahîm

Ya Rabb, lekel hamdu kema yenbeği li celali vechike ve li azimi sultanike"

Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Süllemil Esrâril İlâhiyyetil Müntaviyeti Fîl Hurûfil Kur’âniyyeti Mehbetır Rakâıkır Rabbâniyyetin Nâzileti Filhazretil Aliyyetil Müfassalati Fil Envâri Binnûri; El Mütecelliyeti Fî Lübâbi Bevâtınil Hurûfil Kur’âniyyetis Safâiyyeti; Fehüven Nebiyyül Azîm. Merkezü Hakâikıl Enbıyâi Vel Mürselîn; Müfîzül Envâri İlâ Hazarâtihimül Mahsûsetil Hatmiyyeti; Şâribürrahîkıl Mahtûmi Min Bâtıni Bâtınil Kibriyâi; Mûsılül Husûsiyyâtil İlâhiyyâti İlâ Ehlil Istıfâi; Merkezü Dâiratül Enbiyâi Vel Evliyâi; Münezzilün Nûri Binnûri; El Müşâhidü Bizzâtil Mükâşifü Bissıfâti; El Ârifü Bizuhûril Kur’âniz Zâtiyyi Fil Fürkânis Sıfâtiyyi; Femin Hâhünâ Zaharatil Vahdetânil Müteâkisetânil Hâviyetâni Alettarafeyni. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Sâhibil Latîfetil Kudsiyyetil Meksuvveti Bileksiyyetin Nûrâniyyeti; Essvriyeti Fil Merâtibil İlâhiyyetil Mütekemmileti Bil Esmâi Ves Sıfâtil Ezeliyyeti; Vel Müfîzati Envârahâ Alelervâhil Melekûtiyyeti; El Müteveccihati Filhakâikil Hakkıyyetin Nâfiyeti Li Zulümâtil Ekvânil Ademiyyetil Ma’neviyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedil Kâşifi Anil Müsemmâ Bilvahdetiz Zâtiyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Câmiıl İcmâliz Zâtiyyil Kur’âniyyi; Hâvit Tafsîlis Sıfâtiyyil Fürkâniyyi. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Sâhıbis Sûratil Mükaddesetil Münezzeleti Min Semâi Kudsi Ğaybil Hûviyyetil Bâtıneti; El Fâtihati Bi Miftâhıhâl İlâhiyyi Li Ebvâbil Vücûdi; El Kâimi Bihâ Min Metleı Zuhûrihel Kadîmi İlastivâi İzhârihâ Lilkelimâtit Tâmmâti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Hakikatis Salavâti; ve Rûhıl Kelimâti; Kıvâmil Meâniz Zâtiyyâti; ve Hakîkatil Hurûfil Kudsiyyâti; ve Suveril Hakâikil Fürkâniyyetit Tafsîliyyâti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Sâhıbil Cem’ıyyetil Berzehıyyeti, El Kâşifeti Anil Âlemeyni; Elhâdiyyeti Bihâ İleyhâ Hidâyeten Kudsiyyeten; Li Külli Kalbin Münîbin İlâ Sırâtıhâr Rabbâniyyil Müstekîmi Fil Hazratil İlâhiyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammed Mûsılil Ervâhı Ba’de Ademihâ İlâ Nihâyâti Ğâyâtil Vücûdi Ven Nûri. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Vâsıtatil Ervâhıl Ezeliyyeti Fil Medâriciz Zuhûriyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Sâhıbil Hasenâtil Kudsiyyetil Câzibetil Lil Ervâhıl Ma’neviyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Sâhıbil Hasenâtil Vücûdiyyetiz Zâhibeti Lizulümâtit Tabâiıl Hıssiyyeti Vel Ma’neviyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyyidinâ Muhammedin Müstekarri Büruzil Meânir Rahmâniyyeti; Minhâ Haracetil Hulletül İbrâhîmiyyetü ve Minhâ Hasalen Nidâü Bil Meânil Kudsiyyeti Lilhakîkatil Mûseviyyeti. Allâhümme Salli ve Sellim Alâ Seyydinâ Muhammedinil Lezî Cealte Vücûdekel Bâkî Ivezen An Vücûdihil Fâni Sallallâhu Teâlâ Aleyhi ve Alâ Eshâbihi ve Âlihi ve Sellem.


🌹Okuyandan Sevgili Bütün Peygamberlerimizin Razı Olucağı Dertlere Şifa Sayısız Fazileti Olan SALÂTÜ SELAMLAR


🌹Salevâtullâhi alâ seyyidinâ Âdem. 

Salevâtullâhi alâ seyyidinâ Âdem. 

Salevâtullâhi alâ seyyidinâ Âdem.


🌹Allahümme Salli Alâ Muhammedin Ve Alâ Cemî’il  Enbiyâî  Velmürselîn 

Allahümme Salli Alâ Muhammedin Ve Alâ Cemî’il  Enbiyâî  Velmürselîn 

Allahümme Salli Alâ Muhammedin Ve Alâ Cemî’il  Enbiyâî  Velmürselîn 

Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah fî külli lemhatin ve nefesin adede mâ vese’ahü ilmüllah 


🌹Lâ ilâhe illallah Muhammeden Resulûllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 🌹Hz.Ebubekir Sıddık Radiyallahu anh  🌹Hz.Ömer-ül Faruk Radiyallahu anh 🌹Hz.Osman-ı Zinnûreyn Radiyallahu anh 

🌹Hz.Ali Şah-ı Merdan (Yiğitlerin Şahı) Haydar-ı kerrar, Emîru'l-mü'minin Aliyyen Veliyullah Radiyallahu anh 


🌹AMİN AMİN AMİN


🌹Paylaşalım Salâvat Zincirine Vesile Ecirlere Lütuflara Ortak Olalım.

🌷Sevgili Yüce Dinimize Hizmet Edene Hizmet Ederler, Bütün Hayırlar Öğrenmekte Ve Öğretmektedir.

15 Kasım 2021 Pazartesi

Hz Adem as ve Şti as

 HZ. ADEM (A.S)'IN OĞLU ŞİT (A.S.)'A VASİYETİ

Adem aleyhisselam kırkbin evladını gördü.

Vefatına yakın oğlu Şit aleyhisselamı çağırdı huzuruna: 

- Ya Şit! 

- Buyur baba. 

- Sana beş vasiyetim var. 

- Emret babacığım! 

- Bir, dünyaya gönül bağlama! 

İki, bir iş yaparken, sonunun nereye varacağını düşün! 

Üç, kadın sözüyle hareket etme! Çünkü onlar hissi  davranırlar.

Dört, bir işe başladığında, kalbine sıkıntı gelirse o işi yapma! Beşincisi ve en mühimi, alnında parlayan “Nur”, ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa’nın “sallallahü aleyhi ve sellem” nurudur. 

Bu Nuru iyi muhafaza et!

Oğlu Şit aleyhisselam; 

- Baş üstüne babacığım! dedi.Ve sordu peşinden: 

- Babacığım! Muhammed aleyhisselamdan çok bahsediyorsun. Allah katında sen mi kıymetlisin, O mu? 

- O kıymetli evladım. 

- Neden babacığım? 

- Çünkü Cenâb-ı Hak, bana vermediği altı fazileti 

Onun ümmetine verdi oğlum.

Şit aleyhisselam merak etti: 

- Onlar nedir babacığım? 

-🌟Birincisi, Hak teâlâ bir hatamdan dolayı beni Cennetten çıkardı. Onun ümmeti çok günah yapsalar da yine Cennetine alır.

🌟İkincisi, benim hatamı, bütün yer ve gök ehli duydu. 

O ümmetin binlerce günahını örter, göstermez.

🌟Üçüncüsü, beni, bir hatam sebebiyle Havva’dan ayırdı. 

Onun ümmetini, binlerce günahları olsa da, eşlerinden ayırmaz.

🌟Dördüncüsü, ben üçyüz yıl ağladıktan sonra tövbem kabul olundu. Onlar ise sadece pişman olsalar, affolurlar.

🌟Beşincisi, ben bir hata işlemekle, üzerimden Cennet elbisesi alındı. Onlar, nice günahlar işlese de elbiseleri alınmaz.

🌟Altıncısı, bana, tövbem kabul olunması için Arafat’a gitmem emrolundu. 

Onlar ise gönülden pişman olup, 

“Affet ya Rabbi!” deseler, Hak teâlâ; “Affettim!” buyurur.

Son olarak; - Ey evladım! Ecelim yaklaştı. 

Benden sonra halifem ol! 

buyurdu.Ve ruhunu teslim etti.Vefat ettiğinde “bin” yaşındaydı.

Kaynak : (Mekâsıdu’t Tâlibiyn)

Allah bizi hz Muhammede layık ümmet eylesin.. Amin 

31 Ekim 2021 Pazar

 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HZ. MUHAMMED'İN SÜNNETLERİ


📍Suyu oturarak içer ve 3 yudumda bitirirdi.


📍Suyu içmeye besmeleyle başlar bitirince hamd ederdi.


📍Bıyıklarını en çok kaşları kadar uzatırdı, dudakların altına sarkıtmazdı.


📍Mezarlıktan geçerken selam verirdi.


📍Ölüye definden sonra telkin verirdi.


📍Tırnaklarını cuma günleri keserdi.


📌Bütün şartlarına ve edeplerine riayet ederek abdest aldıktan sonra kelime-i şehadet getirilmesi sünnettir.


📍Yatarken sağ tarafının üzerine yatardı.


📍Teheccüd namazı kılardı.


📍Yemek sofrasında sirke bulundururdu.


📍Ayakkabısını giymeden önce mutlaka ters çevirir giyerdi. (içerisinde akrep vb. zehirli hayvan olabilir)


📍Fakirlere 'uşur' verirdi.


📍Duş aldıktan sonra çıkarken ayaklarını yıkardı.


📍Abdest aldıktan sonra kıbleye döner ve su içerdi.


📍Gömleğin düğmelerini aşağıdan yukarı doğru ilikler, çözerken yukarıdan aşağı doğru çözerdi.


📍Hapşırınca "Elhanmdülillah" duyarsa "Yerhamükellah" derdi.


📍Cenaze evine yemek gönderirdi.


📍Kabir üzerine su dökerdi.


📍Yemekte güzel şeylerden bahsederdi.


📍Biri seslendiğinde seslenene doğru bütün vücudu ile dönerdi.


📍Sabah ve ikindi namazından sonra istiğfar okurdu.


📍Diş temizliği için misvak kullanırdı.


📍İstişare ederdi.


📍Mübah olan yerlere sağ ayakla girer sağ ayakla çıkardı.(Oda dükkan vs.)


📍Cenaze namazından sonra ayakta dua ederdi.


📍Namazda ruküya giderken sırtı dümdüz olurdu.


📍Güzel koku sürünürdü.


📍Sabahleyin erkenden işe başlardı.


📍Günde en az yüz defa, hatta daha fazla tevbe ve istiğfar ederdi.


📍Yemekten sonra tabağı bir ekmek parçasıyla iyice sıyırır, israf etmezdi.


📍Efendimiz'e su veya süt gibi bir şey ikram edildiği zaman, hepsini içmez bir miktar bırakır, onu da sağ tarafında bulunana ikram ederlerdi.

Allahümme salli âlâ seyyidina Muhammed ( sav ) 

 SALAVAT GETİRMENİN YARARLARI

Allâhümme salli âlâ seyyidina Muhammed ( sav ) 

*SALAVAT GETİRMEK;* Derdi giderir Gamı giderir Problemleri giderir Herşeyin önünü açar Rızkı çoğltır Taleplerin yerine gelmesini sağlar


 *SALAVAT GETİRMEK;* İnsanın unuttuğunu hatırlamasına vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Muhabbeti arttırır.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Sahibi hakkında gıybet edimesini önler.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Efendimizin (a.v.s) şefaatini ve şahitliğini celbeder.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Allah teala'nın rızasını ve rahmetini celbeder.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Allah'ın (c.c) gazabından emin kılar.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Eli dar olanlar için sadaka yerine geçer.


 *SALAVAT GETİRMEK,* Makam ve dereceleri yükseltir.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Endişe ve korkulardan kurtarır.


 *SALAVAT GETİRMEK;* hataların örtülmesine, günahların bağışlanmasına vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Konuşmalarda hitamı misk olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Ahirette aydınlığa vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* İnsanın nurunu arttırır.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Hz.Allah'ın salatına vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Cimriliği önler.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Şefaate vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Duaların kabulüne vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Arşın gölgesine girmeyi sağlar.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Havz, sırat vs. yardımcı olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Meclisleri süsler.


 *SALAVAT GETİRMEK;* İtibarı arttırır.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Allah (c.c) ve Allah Resulüne (s.a.v) yakınlaşmayi sağlar.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Kalpleri nifak ve kirden arındırır.


 *SALAVAT GETİRMEK;* O bir nurdur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Sahibi hakkında gıybet edimesini önler.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Hz.Allah Resulünün (s.a.v) rüyada görülmesine vesile olur.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Uhud dağı kadar veya ölçülerin en büyüğü ile sevap verilir.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Söyleyen kimse için istiğfar eder.


 *SALAVAT GETİRMEK;* Amelleri arındırır.

26 Ekim 2021 Salı

40 YAŞ OLGUNLUK TUR

 Yaşın 40’a ulaştı mı?


Eğer kırk yaşındaysan veya kırka yaklaşmışsan yahut kırkı geçmişsen, bil ki Kuran’ın kendisine has bir dua bildirdiği tek yaş kırk yaştır:


“ Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: 

“Rabbim bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi ve senin razı olacağın salih amelleri işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” 

Ahkaf  15


Alimler bu duanın önemini vurgulamışlar, amelin kabulüne sebep olacağını söylemişlerdir. Zira arkasından şu ayet gelir:


“İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir vaattir.” 

Ahkaf 16


Ey kırk yaşına girmiş kişi, kendini ahirete hazırla!

Kırk veya elli yaşına giren kişi, bilmelidir ki büyük ihtimalle kalan süre geçenden daha azdır. Geçip giden süre bir göz açıp kaması gibi gelir insana. Öyleyse kalan kısım daha da çabuk geçecektir.

Kırk yaşına ulaşan kimseye uyarıcı gelmiş demektir! Kırk yaş demek, kırk bahar, kırk yaz, kırk kış demektir… Ömrün yarısı civarıdır… Ve karşısına şu soru dikiliverir:


“Geçip giden kırk senede neler kazandın?”


Eğer kırk yaş civarındaysan, muhatap olduğun neslin yarısı şimdi toprak altındadır. Belki kendi akranlarından bile göçenler vardır. Şu sözü iyi anlaman lazım: 

“Sizler önden gidenlersiniz, bizler de size yetişeceğiz…”


Bir yolculuğa çıkan kimse, sürenin yarısını geçince dönüş hazırlıklarına başlar. Biletini alır, işlerini ayarlar, dönüşü düşünmeye başlar. İşte kırk yaşını geçen de dönüşü düşünmeye başlamalıdır.

Mesele ölüme inanmak değil, ölüme hazırlanmaktır!

Ne zamana kadar? Artık RABBİNE

yönelmenin vakti gelmedi mi?

Kırk yaş ALLAH’tan sana bir mesajdır:

“Ey kulum, buluşma vakti yaklaşıyor, buna hazır mısın?”


RABBİM ÖMRÜMÜZÜN KALAN KISMINI GEÇEN KISMINDAN HAYIRLI EYLE..


Darul ihvan

22 Ekim 2021 Cuma

 ÇOK SALAVAT ÇEKMENİN 

 HEDİYESİ... 


İsmim Hatice, lise öğrencisiyim. 

 Müzik dinlemeyi ,televizyon izlemeyi çok severim. Okul çıkışı arkadaşlarla kafede oturur sonra eve giderim. 

 Başımdan geçen bir olayı size anlatmak istiyorum. Okulda üç aylar ile ilgili din kültürü öğretmenimiz bilgiler veriyordu. Şaban ayına girdiğimiz de öğretmenimiz bir proje den bahsetti.

Şaban ayı Rasulumuzun ayı olduğu için bu ayda herkes bol salavat çekecek, sanki rasulullah gelmiş gibi hareket edecekti.

 Bazi arkadaşlar buna çok sevindi. Benim pek ilgimi çekmedi. Rasulullah nasıl gelecekti inanmadım. Ögretmenimiz hepimize tesbihmatik almış. 

En çok çeken büyük ödülü kazanacaktı.

Ödülün ne olduğu bilinmiyordu. Tesbihmatigi elime aldığımda çok komik gelmişti. Annem her aldığında dalga geçiyordum. 

 Okul çıkışı arkadaşlar kafeye gitmek istediler. ilk önce tamam dedim sonra içimde bir ses gitme diyordu.

 Vazgeçtim . Eve yürüyerek giderken öğretmenimin verdiği zikirmatik elimde farkında olmadan salavat çekiyordum . Eve girdiğimde annem şaşırdı, hayırdır Hatice erkencisin hastamısın dedi, yok dedim. Elimdeki zikir matigi görünce güldü. 


En çok Salavatı şerife çekene sürpriz bir hediye olduğunu söyledim. Annem çok mutlu oldu. Artık evimize rasulullah gelmişti. Nasıl davranmam gerekiyor du, araştırma yapmalıyım . 

 Elimdeki zikir matik ile odama geçtim. Zikir matigi aynanın önünde bırakıp kulaklık taktım. Müzik dinlemeyi düşündüm. Müziği açtım ama neden bilmem içimden dinlemek gelmedi.


Rasulullah evimizdeydi, müzik dinlememe razı olacakmıydı.

Müzigi kapattım. Tekrar salavat getirmeye başladım, namazlarımı kıldım. 

 Annem ve babam çok şaşkın, hemde çok mutluydu. Gece yatmadan babama sabah namazına kaldırırmısın dedim, tabi kızım dedi. 

 Yattım içimde çok güzel bir duygu vardı. Sabah bir ses Hatice haydi namaza dedi. 

 Tamam baba deyip yataktan fırladım , abdest aldım ezan okunuyordu. Babamı aradım odalarda yoktu. Yatak odasına gittim. Yeni kalkmış beni çağıracaktı. 

Şaşırdım beni çağıran kimdi peki ? 

 Artık her sabah beni biri namaza çağırıyordu. Rasulullah evimizde gibi düşünmeye başladığımdan beri herşey değişti. 


Artık müzik dinleyemiyordum, televizyona bakmıyordum, annem, babam, kardeşim hepimiz evimizde bir misafir olduğunu biliyor ve hissediyorduk. 

Salavatlar çekiyorduk. Ay sonu gelmişti, öğretmen salavatları topluyordu.

Herkes çektiği sayıyı söylüyor öğretmen kaydediyordu. Ben salavat sayısını söyleyince öğretmen şaşırdı. 

İki hafta sonra müdür birinciyi açıkladı ve birinci ben olmuştum. Sürpriz ödülü ben kazandım. 

Ödül için çok heyecanlanmadım. Ya tablet veya kitaptır diye düşündüm. Annem babam kardeşim herkes geldi. Müdür bütün okulun önünde ödülü açıkladı. 

Birinci umreye gidecekti. Ben şok oldum. Hiç beklemiyordum. O kadar mutlu oldum ki anlatamam beni namaza çağıran evine davet etmiş meğer. Ondan sonra hayatım değişti. Şuan 35 yaşındayım . Din kültürü öğretmenligi yapıyorum. Ve her sene bu projeyi bende öğrencilerime uyguluyorum. 

 Allah ögretmenimden razı olsun inşallah...

(Alıntı)

18 Ekim 2021 Pazartesi

 Peygamber Efendimiz’in 20 özelliği


1-Kötü söz söylemezdi.

2-Kimseyle çekişmezdi.

3-Her zaman ağır başlıydı.

4-Dünya işleri için kızmazdı.

5-Umanı ümitsizliğe düşürmezdi.

6-Kimsenin kusurunu aramazdı.

7-Affediciydi, intikam almazdı.

8-Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.

9-Yemek seçmezdi. 

10-Susması konuşmasından uzun sürerdi.

11-Gerceğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.

12-Sade kıyafet giyer gösterişten hoşlanmazdı.

13-Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz ve bağırmazdı.

14-Konuşurken adeta çevresindekileri kuşatırdı.

15-Kimseye hakkında hayırlı olmayan söz söylemezdi.

16-Şahsı icin öfkelenmez, öc almazdı.

17-Kendisinden bir şey istendiğinde asla hayir demezdi.

18-Kelimeleri tane tane ve inci gibiydi.

19-Yanında en son konuşanı ilk konuşan gibi dinlerdi.

20-Halkın kullandığı hiç bir kötü sözü kullanmamıştı.


Mevlâmız cümlemize Peygamberimiz 

Sallallahu aleyhi ve Sellem’in ahlakıyla ahlaklanmayı nasip etsin inşaAllah âmin.


Ey Sıddıkların Efendisi, 

sonsuz  salât ve sonsuz selâm Senin üzerine olsun..


Allahümme salli ala Seyyidina ve Nebiyyina Muhammed..

9 Ekim 2021 Cumartesi

ALLAH'A GÜZEL YAKARIŞ

 ● Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah'ım. 

● Ayağımdan başıma, doğduğumdan bu yaşıma bütün günahlarıma tövbe ya Rabbi!

● Öleceğime bütün kalbimle inanıyorum, Azrail'i karşıma güler yüzle çıkar ya Rabbi!

● Gözümün ışığını, beynimin dimağını, elimin, kolumun, ayaklarımın direncini, tüm vücudumun güç ve kuvvetini elimden alma ya Rabbi!

● Bakışım ibadet, sükûtum tefekkür olsun. Konuşmam zikir yapsın. Göz açıp kapayıncaya kadar beni nefsin elinde bırakma ya Rabbi!

● Her nefeste dilimi zikirden, kalbimi şükürden, beynimi fikirden ayırma ya Rabbi!

● Allah'ım, günahlarını affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle ya Rabbi!

● Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkmayı nasip eyle! 

● Bizleri salih kulların arasına katıver. 

● Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et.

● Naim cennetinin varislerinden eyle. 

● Annemi ve babamı affet. 

● Kabirde yüzümü kara çıkarma ya Rabbi!

● İçtiğimiz, bu dünyada 'Zemzem', öbür dünyada 'Kevser' olsun.

● Geçtiğimiz, bu dünyada 'doğru yol', öbür dünyada 'Sırat' olsun.

● Aldığımız, bu dünyada 'güzel ahlak,öbür dünyada 'nurlu berat' olsun.

● Girdiğimiz, bu dünyada 'Mekke-Medine', öbür dünyada 'Cennetü'l âlâ' olsun.

● Gördüğümüz, bu dünyada 'Beytullah, Ravza-i Mutahhara, Mina, Arafat, Müzdelife, Uhud' öbür dünyada 'Cemalullah' olsun. 

● Azığımız, hem bu dünyada hem öbür dünyada 'takva, güzel amel, güzel ahlak' olsun

● Sofralarımız, 'ilim sofrası' olsun.

● Dostlarımız, bu dünyada 'Hak dostları, âlimler, dervişler' öbür dünyada da 'Peygamberler Ordusu' olsun inşallah!

■ La İlahe İllallah. Kalbimizi Karartma!

■ La İlahe İllallah. Rızkımızı daraltma!

■ La İlahe İllallah. Bizi imansız bırakma!

■ La İlahe İllallah. Kabirde bizi bunaltma!

■ La İlahe İllallah. Kendi kapından başka kapı aratma.

■ La İlahe İllallah. Kendine kul, Habibine ümmet olmaktan bizi bir an bile ayırma. 

AMİN AMİN AMİN

■ LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN MUHAMMEDÜN RASÜLÜLLAH.

2 Ekim 2021 Cumartesi

 DUAMIZ NEDEN KABUL OLMUYOR ?


- Büyük âlim İbrahim bin Edhem Hazretleri bir ara Basra’ya uğrar. Etrafını saran halk sorar;


– Ey İbrahim, musibetlerden bir türlü kurtulamıyoruz bu konuda dua ediyoruz ama kabul olmuyor. Acaba neden duamız kabul olmuyor? 

Büyük Veli bunlara hemen cevap vermez;


– Bir müddet içinizde kalayım, durumunuzu tetkik edeyim sonra cevabını vereyim, der.


Bir zaman sonra onları topladığı mescitte şöyle hitap eder ; 

– Ey Basra halkı, hâlinizi inceledim. Kalbinizin günahlarla ölmüş olduğunu anladım. Ölmüş kalplerin duası kabul olmaz, der.


Halk sorar;

– Ne türlü günahlarla kalbimiz ölmüş?


Büyük Veli on tane günah sayar. Bunları da şöyle sıralar ;


1- Allah’ı tanıdığınızı söylüyorsunuz, ama emirlerini tanımıyorsunuz. 


2- Kur’an-ı Kerim’i okuyorsunuz, ama muhtevasıyla amel etmiyorsunuz.


3- Hz. Peygamberi (aleyhisselâm) sevdiğinizi söylüyorsunuz, ama sünnetini tatbik ederek sevdiğinizi göstermiyorsunuz. 


4- Şeytanın düşmanınız olduğunu söylüyorsunuz, ama onunla dostluktan asla geri kalmıyorsunuz. 


5- Cenneti sevdiğinizi söylüyorsunuz, ama ona lâyık bir amel işlemiyorsunuz. 


6- Cehennemden korktuğunuzu iddia ediyorsunuz, ama ona götürecek fiillerden geri kalmıyorsunuz. 


7- Ölüm haktır diyorsunuz, lâkin hak olan ölüme hiç hazırlık yapmıyorsunuz. 


8- Din kardeşinizin ayıbı ile uğraşıyor, kendi ayıbınızı hiç görmüyorsunuz. 


9- Allah’ın lütfettiği nimetleri bolca tüketiyor, ama hiç şükretmiyorsunuz. 


10- Ölülerinizi gömüyorsunuz, bir gün sizinde gömüleceğinizi düşünmüyorsunuz.


İbrahim bin Ethem Hazretleri bunları saydıktan sonra sözünü şöyle bağlar: 

– Ey Basra halkı! Kalbinizi öldüren bu on günahı terk etmedikten sonra dualarınızın kabul olacağını sanmayınız. Kalbinizin ihyasını (dirilmesini) istiyorsanız bu günahlardan kaçınmaya gayret edin. İstikametinizi düzeltin. Göreceksiniz ki dualarınız kabul olacak, başınızdan da bela ve musibetler uzaklaşıp gidecektir.


Alıntıdır...

MUTLU OLMAK İÇİN Prof. Dr. Nevzat TARHAN 1. Bol su için. 2. Kahvaltıda çok, öğle yemeğinde orta, akşam yemeğinde az yiyin. 3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok, fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin. 4. Hiç bir şeyi içinize atmayın. 5. İbadet ve dua için zaman ayırın. 6. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.Tefekkür edin. 7. Düzenli uyuyun. 8. Her gün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin. 9. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin nasıl olduğuna dair hiçbir fikriniz yok. 10. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi şu an için harcayın, nefes aldığınız her anın kıymetini bilin, keyfine varın. 11. Sadeliğin güzelliğini keşfedin. 12. Hayatı çok da ciddiye almayın. Fâni olduğunuzu unutmayın. 13. Kıymetli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcamayın. 14. Sû-i zandan kaçının. 15. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz. 16. Geçmiş meseleleri unutun. Kişilerin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar. 17. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin. 18. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın. 19. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır. 20. Daha fazla gülümseyin ve pozitif olmaya çalışın. 21. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmasanız da, anlaşın. 22. Ailenizi sık arayın. 23. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin. Gülümseme, teşekkür, iltifat, yardım, destek, moral... 24. Herkesi her şey için affedin. 25. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin. 26. Her gün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız birine SELÂM verin. 27. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ile ilgilenmeyin. 28. Doğru olanı yapın, yanlışlarınız için de pişman olmayın. Ne oluyorsa ya da olmuyorsa, hayrımıza olduğu içindir! 29. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden uzak durmaya çalışın. 30. ALLAH her şeyi iyileştirir, şu an fark etmesek de, yaşadığımız her şey iyiliğimiz içindir. 31. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir. Durumu kabullenin. 32. Nasıl hissederseniz hissedin, kalkın, giyinin ve ortaya çıkın. Kendinizi eve kapatmayın. 33. En iyisine henüz sıra gelmedi. 34. Sabah canlı olarak uyandığınız için ALLAH' a şükredin. 35. Maneviyatınız daima mutluluğunuzdur. Hislerinizi önemseyin. İnanın, dua edin, gerekeni yapın ve gerisini ilahi akışa bırakın...

 MUTLU OLMAK İÇİN

        

Prof. Dr. Nevzat TARHAN

1. Bol su için.

2. Kahvaltıda çok, öğle yemeğinde orta, akşam yemeğinde az yiyin.

3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok, fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.

4. Hiç bir şeyi içinize atmayın.

5. İbadet ve dua için zaman ayırın.

6. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.Tefekkür edin.

7. Düzenli uyuyun.

8. Her gün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken gülümseyin.

9. Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın. Onların seyahatinin nasıl olduğuna dair hiçbir fikriniz yok.

10. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi şu an için harcayın, nefes aldığınız her anın kıymetini bilin, keyfine varın.

11. Sadeliğin güzelliğini keşfedin.

12. Hayatı çok da ciddiye almayın. Fâni olduğunuzu unutmayın.

13. Kıymetli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcamayın.

14. Sû-i zandan kaçının.

15. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır. İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz.

16. Geçmiş meseleleri unutun. Kişilerin geçmiş hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.

17. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.

18. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı bozmasın.

19. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip giden, ancak aldığımız derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının bir parçasıdır.

20. Daha fazla gülümseyin ve pozitif olmaya çalışın.

21. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Aynı fikirde olmasanız da, anlaşın.

22. Ailenizi sık arayın.

23. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin. Gülümseme, teşekkür, iltifat, yardım, destek, moral...

24. Herkesi her şey için affedin.

25. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle vakit geçirin.

26. Her gün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız birine SELÂM verin.

27. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü ile ilgilenmeyin.

28. Doğru olanı yapın, yanlışlarınız için de pişman olmayın. Ne oluyorsa ya da olmuyorsa, hayrımıza olduğu içindir!

29. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden uzak durmaya çalışın.

30. ALLAH her şeyi iyileştirir, şu an fark etmesek de, yaşadığımız her şey iyiliğimiz içindir.

31. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir. Durumu kabullenin.

32. Nasıl hissederseniz hissedin, kalkın, giyinin ve ortaya çıkın. Kendinizi eve kapatmayın.

33. En iyisine henüz sıra gelmedi.

34. Sabah canlı olarak uyandığınız için ALLAH' a şükredin.

35. Maneviyatınız daima mutluluğunuzdur. Hislerinizi önemseyin. İnanın, dua edin, gerekeni yapın ve gerisini ilahi akışa bırakın...

26 Eylül 2021 Pazar

MİSAFİRİN ÖNEMİ

 GELEN VE GİDEN


Bir gün Peygamber Efendimize bir Sahabe gelerek:

"Benim eşim misafiri sevmiyor. Bana ne gibi tavsiyede bulunursunuz?" der.


Efendimiz (sav); 

"Yarın size misafir olacağım. Eşin, ben içeri girerken de baksın, çıkarken de baksın der."


Sahabi eşine efendimizin geleceğini müjdeler. Eşi çok sevinir. Yalnız dışarıdan içeri girerkende çıkarkende bakmasını söyler ve hazırlıklarını yapar. Ertesi gün olur.


 Efendimiz (sav) gelirken Pencereden bakınca ne görsün ki! Efendimiz gümüşten tepsi içinde, cennetten çeşit çeşit yiyecekleri de beraberinde getirmiş.


Efendimiz'i bir sevinç içinde ağırladıktan, sonra Efendimiz yola koyulmuş. Sahabenin eşi tekrar pencereden bakmış. 


Birde ne görsün ki! Getirdiği tepsinin içinde yılanlar çıyanlar akrepler böcekler doldurmuş geri gidiyor.


Hemen eşine seslenmiş. Korku içinde anlatmış. Eşi koşarak Efendimizin yanına sormaya gitmiş. Peygamber ( sav) bu durum karşısında;


"Eşine anlat! Misafirin güzelliği, yiyeceklerle ikramlarla bereketle gelir ve evden giderken bütün kötülükleri alır ve götürür.

 Tepside gördüğü kötülükler, günahlar kavgalar dövüşler böcekler yılanlar çiyanlar misafir ile çıkar gider. Yerine huzur ve bereket gelir. Misafir girmeyen evde kavga, döğüş, huzursuzluk, bereketsizlik ve fakirlik baş gösterir."


 HER GECE İMAN TAZELE


Her gece yatmadan önce iman tazeleyip yatalım. Gün içinde belki de bilmeden söylediğimiz tek bir söz, sonsuz ahiretimizi mahveder, neuzü billah... 

آمَنْتُ بِاللهِ وَ بِمَا جَاءَ مِنْ عِنْدِ اللهِ * آمَنْتُ بِرَسُولِ اللهِ وَ بِمَا جَاءَ مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللهِ


Âmentü billah ve bima cae min indillah. Âmentü birasulillah ve bima cae min indi Rasulillah

Manası: ALLAH’a ve ALLAH'tan gelen her şeye iman ettim. Rasûlullah'a ve Rasûlullah'ın getirdiği her şeye iman ettim.

-----------

Her gece yatmadan önce manâsını düşünerek yukarıdaki zikri mutlaka okuyalım, her türlü şirk, küfür ve günahtan istiğfar edip, kelime-i şehadet getirip yatalım inşâAllah

23 Eylül 2021 Perşembe

KONUŞMAMIZ ZİKİR Dİ ESKİDEN

 _*KOMŞU KOMŞUYA SESLENİRKEN DAHİ ZİKİR EDEN BİR TOPLUMDUK BİZ...*_

     *“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza...*_

_*“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi…*_

_*“Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik…*_

_*“Hay ,Hay” Efendim !" diye kabul ederdik tekliferi…*__*“Allah,Allah,Allah,Allah ” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında…*_


_*“Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahu ekber “  idi hayretlerimiz.*_

 _*Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye ya da “ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık.*_


_*“Tövbe estağfurullah”  “fesubhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı.*_


_*“Aman Allahım” derdik “oh my god” girmeden dilimize …*_


_*“Salavat-ı Serife” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını…*_


_*“Neûzubillah” çekmek idi istemediğimiz bir şey görünce  zikrimiz…*_


_*“Bismillah”ile başlarlardı her hayrın başı .*_


_*“Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam edeydi …*_


_*“Allah Allah İllallah , Muhammedun Resulullah” sonrası derdik alkışlarla yiğitlere*_

 

_*“Maşallah” "Ya sabır” öfkemizin ilacı idi*_ ….


_*“Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca…*_


_*“Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel*_ 


_*“İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları…*_


_*“Hak’ka yürürdük” eskiden ölmezdik biz …*_


_*“Bu da geçer ya hû!”,*_ _*“Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi Tekke ve zâviyelerin iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden…*_


_*Velhasılı kelam  Aziz Kardeşlerim*_


_*“Eskiden hayatı yaşarken zikrederdik , şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz”…*_


_*Rabbim aslımıza rücû ettirsin bizi*_

22 Eylül 2021 Çarşamba

GÜZEL NASİHATLER

 BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM 

✿Emanete ihanet etmeyin.

✿ Halinizden şikâyet etmeyin.

✿ Büyüğünüze emretmeyin.

✿Boş şeylerde ısrar etmeyin. 

✿Cahillerle sohbet etmeyin. 

✿Nefesinizi boşa tüketmeyin.

✿ İnsanları bekletmeyin. 

✿Etrafınızı kirletmeyin.. 

✿Kimseye minnet etmeyin.

✿İnsanları yüzüne methetmeyin. 

✿ Kimseye küfretmeyin.

 ✿Kötülüğe meyil etmeyin. 

✿Malınızı boşa sarf etmeyin.

✿ Sırrınızı açık etmeyin.

✿Her şeyi merak etmeyin. 

✿Suçunuzu inkâr etmeyin. 

✿ Şerefinizi kaybetmeyin.

✿ Vefasızlık etmeyin

✿ Nefsinize uyup inandıklarınıza ihanet etmeyin

✿İyiliğe niyet edin.

✿ Büyüklere hürmet edin. 

✿Sıkıntıya sabredin.

✿Aza kanaat edin.

✿Sözünüzde sebat edin. 

✿Bildiğinizle amel edin.

✿Hatanızı kabul edin.

✿ Yaramaz ise def edin.

✿Varken tasarruf edin.

✿Âlimlerle sohbet edin.

✿ Nefsinizle inat edin.

✿Sofranıza davet edin. 

✿Zararlıysa men edin. 

✿Seviyorsanız ifade edin. 

✿Kalpleri fethedin.

✿Misafire ikram edin.

✿ Muhtaca yardım edin.

✿Bilseniz de istişare edin. 

✿Tehlikeye dikkat edin.

✿Hakkı teslim edin.

✿ Unutacaksanız kaydedin. 

✿Gariplere merhamet edin.

✿ Kazanmaya gayret edin. 

✿Çalışanı takdir edin.

✿Başarıyı tebrik edin.

✿Mazereti kabul edin.

✿ Her an tevekkül edin.

✿ Hastaları ziyaret edin. 

✿Çocuğunuzu terbiye edin.

✿ Herkese tebessüm edin. 

✿Güvenseniz de kontrol edin.

✿ İnanmayana ispat edin. 

✿Fakirleri gözetin.

✿ Hayır için sarf edin.

✿ Bize de dua edin...

19 Eylül 2021 Pazar

CEBRAİL AS SORULAR

 Peygamber Efendimiz (Sâllallahu Aleyhi Vesellem ), Cebrail Aleyhisselam'a Soruyor..


Ya Cebrail ! Gelirimi,kazancımı nasıl arttırabilirim, ne yapmalıyım?

Her zaman abdestli ol.

Ya Cebrail ! Öldükten sonra kabrimin dar gelmemesi için ne yapmalıyım?

Devamlı Tebareke suresini oku.

Ya Cebrail ! Zengin olmanın yolu nedir?

Müzzemmil suresini her akşam oku.

Ya Cebrail ! Namazlarda Allah'ın huzurunda gibi olmak için ne yapmalıyım?

Abdest almaya titizlik göster ve devamlı abdest al.

Ya Cebrail ! Ben insanların en akıllısı olmak istiyorum ne yapmalıyım?

Allah'tan kork.

Ya Cebrail ! Allah'ın yanında en sadık kul olmak istiyorum ne yapmalıyım?

Gece gündüz Kur'an oku.

Ya Cebrail ! Her zaman hakkın yolunda olmak istiyorum ne yapmalıyım?

Allah rızası için iyilik yap.

Ya Cebrail ! Halkın gözünde küçülmemek için ne yapmalıyım?

Nefsine hakim ol.

Ya Cebrail ! Ömrümün uzun olması için ne yapmalıyım?

Allah'a hamd et.

Ya Cebrail ! Cehennemin ateşinden nasıl korunabilirim.ne yapmalıyım?

Diline,gözüne,eline,beline hakim ol.

Ya Cebrail ! Günahlardan nasıl arınabilirim?

Allah yolunda tevbe et ve ağla.

Ya Cebrail ! Ağır bir insan olmak için ne yapmalıyım?

Hiç kimseden hiçbir şey isteme.

Ya Cebrail ! İffet perdemin yırtılmaması için ne yapmalıyım?

Kimsenin ayıbını ortaya koyma.

Ya Cebrail ! Kıyamet korkusunu nasıl atmalıyım?

Yemekten ve uykudan önce Allah'ı zikret.


Rabbim bizleri,her daim bunları yapma gayreti içinde olan kullarından eylesin.                       Amin Allahümme Amin ..."

17 Eylül 2021 Cuma

 SELAVAT I ŞERİFELER 

Bela ve sıkıntı giderir 

Bismillahirrahmanirrahim

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin

Ve ala alihi ve sahbihi ve sellim...


Bismillahirrahmanirrahim

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin abdike ve nebiyyike ve resuli kennebiyyil ummiyyi ve ala alihi ve sahbihi ve sellim

Teslimen bikaderi âzameti zâtike ve fiy kulli vaktin vahiyn...


Bismillahirrahmanirrahim

Allahumme salli ve sellim ve barik ala seyyidina 

Muhammedinil Fatihi limâ uğlikâ vel hatimi lima sebekã nasiril hakki bil hakki vel hadi ila siratikel mustâkimi ve ala alihi ve eshabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim...


Bismillahirrahmanirrahim

Allahumme salli  ve sellim ve barik ala seyidina Muhammedin nebiyyil ummuyyi el habibil alil kadri el azimil cahi ve ala alihi ve sahbihi ve sellim...

15 Eylül 2021 Çarşamba

AHİRET HAYATI ŞİİRİ

 İMAM-I GAZALİ RAHMETULLAHİ ALEYH! (56)


ŞİİRLERLE EVLİYA MENKIBELERİ!

35 İMAM-I GAZALİ RAHMETULLAHİ ALEYH!

Ahiret hayatı!


İnsan öldükten sonra, bir hayat daha vardır.

O hayat sonsuz olup, (ahiret hayatı)dır.


Et ve kemik çürüyüp, olsa da toz ve toprak,

Sonra diriltecektir herkesi cenab-ı Hak.


Her insan dirilince, kalkacak mezarından.

İşte kıyamet günü başlayacak o zaman.


Bu dünya hayatına hiç benzemez ahiret.

Hatta Akıl ile de anlaşılmaz o elbet.


Öyle yaratmıştır ki bu aklı cenab-ı Hak,

Bu dünya işlerini anlayabilir ancak.


Bunda bile çok defa, hata eder büsbütün.

Bu gün yaptığı işi, beğenmez ertesi gün.


Ahirette olacak bütün işleri ise,

Yalnız Peygamberler ve Kitap vasıtasıyle,


Hak teâlâ, haberdar etmiştir biz kulları.

Başka yolla anlamak, mümkün değil onları.


Dışında olduğundan bunlar aklın ve fennin,

İnanmaktan başka bir çare yok insan için.


Bu yolda söz sahibi, yalnız Peygamberlerdir.

Onlara da, melekle Hak teâlâ bildirir.


Haber verdiği için onlara cenab-ı Hak,

Bildirdikleri şeyler, tam doğrudur muhakkak.


Birer amel defteri vardır ki her insanın,

Mahşer günü, herkese verilir bunlar yarın.


Salihlerin defteri, verilir sağ taraftan.

Kâfir ve fasıklara, gelir sol ve arkadan.


İyi kötü, az ve çok, gizli ve aşikâre,

Her amel, yazılmıştır tek be tek bu deftere.


Allah’ın dilediği her türlü gizli şeyler,

Meydana çıkacaktır mahşerde birer birer.


İnsan, cin ve meleğe, hatta Peygamberlere,

O gün sorulacaktır, mevkilerine göre.


Meleklere denir ki: (Yerde ve göklerde siz,

Vazifelerinizi nasıl icra ettiniz?)


Ve sual edilir ki, Peygamberlere dahi:

(Nasıl tebliğ ettiniz siz emr-i ilahiyi?)


İnsan ve cinlere de sorulur ki: (Peki siz,

Bu dini hükümleri nasıl tatbik ettiniz?)


O gün bütün insanlar, melekler, şeytan ve cin,

Hatta cümle hayvanlar, toplanır hesap için.


O gün boynuzsuz koyun, hak ister boynuzludan.

Alır bütün hakkını zalimden, mazlum olan.


Kimin, kimde bir hakkı var ise zerre kadar,

Huzur-u ilahide, hesaplaşıp alırlar.


Hem o gün kurulur ki, (Mizan), yani terazi,

Tartılır büyük küçük, her taat ve measi.


Kimin ağır gelirse, sevabı günahından,

Cennete gönderilir bu hesabın ardından.


Her kimin de günahı, gelirse eğer ağır,

Şefaat olunmazsa, Cehenneme atılır.


Sonra (Sırat) kurulur, Cehennem üzerine.

Herkese emredilir, burdan geçmelerine.


Müminler kolay geçip, Cennete kavuşurlar.

Kâfirler Nar’a düşüp, azaba olur duçar.


(Abdullatif Uyan Şiirleri)

11 Eylül 2021 Cumartesi

 TEHECCÜD NAMAZI


Teheccüd ile alâkalı bildiklerimiz arasında en dikkat çekici bilgi, Hammamî'ye ait Yasin-i Şerif Tefsirinde geçiyor:


"Kıyamet kopmadan evvel, Teheccüd'e devam eden bir cemaat yine bir gece kalkarlar ve Teheccüd'ü kılıp, Sabah Namazı'nı beklemeye koyulurlar. Bekle bekle sabah vakti girmez. Bu cemaat:


"Galiba erken kalktık." deyip,

Tekrar Teheccüd kılarlar yine beklerler ama sabah vakti yine girmez. Bu sefer korkuya kapılırlar ve Sabah Namazını kılıp, güneş'in doğmasını beklerler. Hem korkudan zikir yaparlar hem beklerler. Bir de görürler ki, Güneş batıdan doğuyor. Dehşetle korkudan Secde'ye kapanırlar ve uyuyuverirler. Çünkü artık vakit gelmiştir.

Velhasıl, Kıyamet'in dehşetinden ilk emin olacak topluluk, Teheccüd'e devam edenlerdir.


Peygamberimize farz, ümmete, sünnet olan Namazın adıdır Teheccüd Namazı.

Gece yarısından sonra uykudan uyanarak kılınan; İki, dört, altı veya sekiz rekât olarak kılınan, iki rekâtta bir selâm verilen Namaz'dır."


Teheccüd'süz bir yaşamdan,

Teheccüd'lü Bir Hayata geçme gayretini Rabbimiz cümlemize nasip etsin. Âminn

8 Eylül 2021 Çarşamba

Faiz ile ilgili bilgiler

 BİR AYET

'Ey iman edenler Allah teâlâ'dan korkunuz ribadan Baki kalanı terkediniz Eğer siz mümin kimseler iseniz.

Eğer böyle yapmazsanız Allah Teala ile Resulü tarafından bir harb malümunuz olsun ve eğer tüm tövbe ederseniz sizin için Resulmaliniz vardır ne zulüm edersiniz ne de zulme uğrarsınız.'

(Bakara 278-279) 


BİR HADİS

Süleyman bin Amr bin el-Ahvas babasından rivayet ederek şöyle dedi:

"Rasulullah (sav)'i veda haccında işittim:

'Dikkat edin, cahiliye faizlerinden her faiz iptal edilmiştir! Size mallarınızın aslını almak vardır, bu şekilde ne zulüm eder ne de zulme uğratılırsınız' buyuruyordu."

(Ebu Davud 3334) 


BİR SÖZ

"Faiz Yahudilerin insanlığı sömürmek için kurdu düzendir. Bankalar da ileri karakollarıdır. Dünyanın her yerindeki gelirleri hesaplarına aktarmak için kredi adıyla uğursuz parayı dağıtırlar. Ömrü boyunca kendilerine çalışmasını temin ederler." (Ömer Akpınar)

4 Eylül 2021 Cumartesi

İNSANLAR HAKKINDA KÖTÜ DÜŞÜNME

 BİR AYET

"Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önceki İman etmiş kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! Kuşkusuz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin."

[Haşr-10 


BİR HADİS

‎Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: 

"Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır." (Tirmizî, Kıyâmet 54) 


BİR SÖZ

"Öğüt vermek kolaydır. Mühim olan öğüdü tutmak, gereği gibi amel etmektir. Bu ise çok zordur. Çünkü benliği ve nefsi kendisine galip gelenlere öğüt acı gelir. Yasaklanmış kötü işler ise onların kalbine güzel ve cazip görünür."

(İmam Gazâlî) 


BİR DUA

Yükümüz ağır; Sen kolaylaştır Allahım!

Biz bilmiyoruz; Sen bize öğret Allahım!

Biz unutkanız; Sen bize hatırlat Allahım!

Biz noksanız; Sen bizi tamamla Allahım!

''Kullarım eğer isteseydiniz verirdim!'' buyurduğun ne kadar rahmet hazinene ait nimetler var ise; sen bize lutfet Allahım!

''Kullarım eğer sığınsaydınız korurdum!'' buyurduğun ne kadar şer var ise; sen bizi muhafaza eyle Allahım!

30 Ağustos 2021 Pazartesi

 ANNE-BABAYA KARŞI EDEB


1) Onların huzurunda telefonunu kapatmak.

2) Konuşmalarını dinlemek.

3) Fikirlerini kabul etmek.

4) Konuşmalarına (suallerine) cevap vermek.

5) Onlara tevazu ile bakmak.

6) Onları daima methetmek.

7) Güzel haberleri onlarla paylaşmak.

8) Olumsuz haberleri onlara anlatmamak.

9) Onların arkadaşlarını ve sevdiklerini övmek.

10) Onların başarılarını sürekli hatırlatmak.

11) Tekrar tekrar olsa bile suallerine cevap vermeyi kendi kendine telkin etmek.

12) Geçmişte yaşanmış acı ve üzüntü verici durumlardan bahsetmemek.

13) Boş konuşmalardan kaçınmak.

14) Onlarla saygılı bir şekilde oturmak.

15) Onların fikirlerini küçümsememek ve eksik görmemek.

16) Sözlerini kesmemek ve onlarla konuşurken sözü uzatmamak.

17) Yaşlarına saygı duymak. 

18) Onları torunları hususunda üzmemek.

19) Onların önünde torunlarını cezalandırmamak.

20) Onlardan gelen bütün nasihatleri ve yönlendirmeleri kabul etmek.

21) Yanında onları önder (ve rehber) kabul etmek.

22) Onlara karşı sesini yükseltmemek.

23) Onlardan önce veya önlerinde yürümemek.

24) Onlardan önce yemeğe başlamamak.

25) Onlara sert bakmamak.

26) Ehil olmasa bile onlarla gurur duymak.

27) Yanlarında ayak uzatmamak veya sırtını onlara dönmemek.

28) Lanetlenmelerine (sövülmelerine) sebep olmamak.

29) Her zaman onlar için dua etmek.

30) Yorgunluğunu ve bıkkınlığını onların önünde izhar etmemek.

31) Onların hatalarına gülmemek.

32) Onlar istemeden önce onlara hizmet etmek.

33) Onları daima ziyaret etmek ve onlara kızmamak.

34) Onlarla konuşurken güzel kelimeler seçmek.

35) Onlara en çok sevilen isimlerle hitap etmek.

36) Onları bütün insanlardan üstün tutmak.

37) Onlara hediyeler vermek.

(Hatalarını bir defa söyle, dinlemezse tekrar söyleme,  hatalarını kabul etmez, hep haklı olurlar.  Sözlerine tamam demeli , onlar yaşlı çocuklar dır.  Said Nursi hazretleri )

-----------

Onlar yer altına gömülmek üzere olan, yeryüzündeki bir hazinelerdir, kıymetini bilin!

25 Ağustos 2021 Çarşamba

PARA HIRSI ve Ceviz kurdu

 Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girer.

Cevizin içi insan beynine benzer, başlar onu yemeye.


Buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar.

Karnı büyür.


Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkamaz.


Daha da kötü olanı; içi yenilen ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir, o deliği genişletmek artık imkansızdır.


Kurtçuk oturup bakar, delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek.


Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner.

Ve bir gün çıkar.


Ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır.


Kimi insanlardaki para ve mal - mülk hırsı da ceviz kurduna benzer.


O hırsı yenip, artık yeter, dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.


Geriye sadece, ömrünün sonbaharı ve belki de

çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur..

14 Ağustos 2021 Cumartesi

 KİBİR, KENDİNİ AŞIRI BEĞENME

BİR AYET

“(Allah’ın sana bahşettiği zenginlik, kuvvet, güzellik, zekâ gibi nîmetlerle şımarıp da) yeryüzünde kibirli kibirli yürüme; çünkü sen, (aslında o kadar âciz bir varlıksın ki) ne yerleri yırtıp parçalayabilirsin, ne de boyca dağlara erişebilirsin!”

[İsra Suresi 37] 


BİR HADİS

"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez." (Sahihi Müslim iman 147) 


BİR KAVRAM

Kibir; insanın fıtratına yabancılaşarak Allah Teâlâ’yı unutması, tanımaması ve amellerinde O’nun rızasını hesaba katmaması; yaratılış amacının aksine hareket etmesidir.

Kibirlenme/istikbar; büyüklük gösterisinde bulunmak demektir. İnsanın büyüklenme arzusudur ki kendisinde olmayan bir şeyi varmış gibi ortaya çıkarmasıdır. Çirkin bir huydur. İblis'in, Allah'ın secde emrine itaat etmemesiyle ortaya çıkan şeytani bir vasıftır. Şeytandan aldıkları ilhamla peygamberlere karşı büyüklenen ve hakkı göremeyen kâfirlerin temel özelliğidir. 


BİR DUA

Allah'ım bizi kibirden gururdan riyadan koru. Bizi senden uzaklaştıracak her türlü hissiyattan sana sığınırız. Amin...

10 Ağustos 2021 Salı

 MÜNAFIK NASILDIR , AYETLERDEN 

Çok akıllı olduğunu zanneder, dünyadaki en aptal insanlardır, vatan hainliği de yaparlar. 

Münafığın sabit bir tavrı yoktur; dünyevi çıkarları ile uyuştuğunda iman iddiasında bulunur, güçlü olduklarını görünce kafirlere meyledip yaklaşır!

"Onlar (münafıklar) küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (mü’minlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar." (Nisâ 4/143)

Münafık, çift kişilikli bir insandır. O, kâfirlerden daha tehlikelidir. Çünkü kâfir gerçek kişiliğini gizlemez. Münafığa gelince, gerçek kişiliğini gizlediğinde sizi aldatmaya çalışır, bu nedenle Allah bizi uyarıyor:

"Düşman onlardır. Onlardan sakın." (Münafikun 63/4)

Münafık, inanmadığı şeyleri söyler, gerçek mümin ise yalnızca inandığı şeyleri söyler.

"Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir." (Âli İmrân 3/167)

"Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir." (Bakara 2/9)

"Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler." (Nisa 4/142)

9 Ağustos 2021 Pazartesi

 ANNELER NEDEN ÇABUK AĞLAR

Küçük bir erkek çocuk, annesine sordu: 

-'Niçin ağlıyorsun?' 

-'Çünkü ben kadınım.' Diye cevapladı annesi.

-'Anlamadım!' dedi çocuk. Annesi, çocuğu kucaklayıp 

-'Hiç bir zaman anlayamayacaksın!' dedi. Babasına 

-'Baba, annem niçin ağlıyor?' diye sordu. Babanın cevabı: 

-'Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır' oldu.

Küçük çocuk büyüdü, yetişkin adam oldu, halâ kadınların niçin ağladıklarını keşfedemedi. Nihayet öldükten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu. 

-'Allahım!' dedi: 'Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?' Allahu Teala:

'Ben kadınları özel yarattım! Tüm yaşamın

ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar, doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim.

Başkalarının kuvvetinin kalmadığında; devam edecek azmi,

ailesinin hastalığında; yorgunluk duymayacak kudreti verdim.

Her türlü şart altında, hatta kendilerini çok kötü incitseler de,

çocuklarını sevmek duygusallığını verdim. Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip paylaşmalarına yardım ediyor.

Kocalarını tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim. Onlara iyi bir kocanın eşini asla incitmeyeceğini fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.

Tek zayıflık olarak kadınlara bir gözyaşı verdim.Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları olduğunda kullanmak üzere. İnsanlık için bir gözyaşı...' diye cevapladı.

Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne de kendini ne şekilde taşıdığıdır. 

Kadını esas güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi, fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı, sadece bilgiye değil aynı zamanda kalbe de yönelik aklıdır.

 AHİRET HESABI

BİR AYET

"Biz kıyamet günü için doğru terâziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tânesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız). Hesap görenler olarak da Biz kâfiyiz." (Enbiya Suresi 47) 


BİR HADİS

"İnsanları yüzüstü Cehennem’e sürükleyen, dillerinin söylediğinden başka nedir ki? Kim Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorsa ya faydalı söz söylesin veya sussun, zararlı söz söylemesin!” (Hâkim, IV, 319/7774) 


BİR SÖZ

Halife Ömer Efendimiz Buyuruyor:

“Bütün dostları gezdim, gördüm; dili muhafaza etmekten daha iyi dost göremedim. Bütün elbiseleri gördüm; iffet ve sakınmaktan daha iyi elbise görmedim.

Bütün malları gördüm; kanaatten daha iyi mal görmedim. Bütün iyilikleri gördüm; nasihatten daha iyisini görmedim.

Bütün yemekleri görüp tattım; sabırdan lezzetlisini görmedim.” 


BİR DUA

"Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle. Öne geçiren de sen, geride bırakan da Sensin. Senin her şeye gücün yeter.” (Buhârî “De'avât” 60)

8 Ağustos 2021 Pazar

100 yıl hayalim

 📌100 SENE SONRASINI HAYAL EDELİM... !

📌" Mesela 2120 yılında akrabalarımız ve arkadaşlarımızla birlikte hepimiz toprak altında olacağız, 

evlerimizde yabancılar oturacak, mal ve mülkümüze başkaları sahip olacak, bizden hiçbir şey hatırlamayacaklar.

📌Mesela bizden kim dedesinin babasını hatırlıyor ki ?

Biz insanların hafızasında sadece bir satır olarak kalacağız, isimlerimiz eşkalimiz unutulacak....

100 yıl sonra toprak altında, karanlığın ve sessizliğin ortasında dünyanın ne kadar boş olduğunu, 

hayallerimizin ne kadar saçma olduğunu anlamış olacak ve keşke ömürlerimizin tamamını iyiliklerle ve güzel amellerle geçirseydik temennisinde bulunacağız.

📌 Mademki hayattayız o halde ibret alalım ve değişelim.

   Allahım !  Bize doğru yolu göster.

   Allahım !  Akibetimizi hayreyle.

   Allahım !  Bizden razı olararak canımızı al."

   Amin.....

5 Ağustos 2021 Perşembe

 

GERÇEK DOST KİMDİR 

Sıkıntımız olduğunda yanımızda olanlar mı? 

Yoksa rahat günümüzde yanımızda olanlar mı? 

Adam koca bir danayı kurban kesti ve büyük bir ateş yaktı, kızına dedi ki:


'' Kızım, sevdiklerimizi ve komşularımızı çağır ve gelip bizimle oturup et yesinler ..."

Kızı bağırdı: ′′ Evimizde yangın çıktı  yetişin ahali Evimizdeki bu yangını söndürmemize yardım edin!".

Birkaç dakika içinde bunu duyan bir grup insan yangın söndürmek için yardım etmeye koşup evlerine geldiler.

Diğer komşular akrabalar bu feryadı duymamış gibi davrandılar feryada kulak tıkadılar.

Yardıma gelenler Kurban kesen ailenin kurban etinden yiyip içtiler karınlarını doyurdular giderkende ellerine birer parça et verildi.

Baba şaşkın’dı kızına döndü ve dedi ki:

'' Kızım Gelen insanlar, tanımam, daha önce hiç görmedim, Kızım yangın var dedin bağırdın peki sevdiklerimiz, dostlarımız ve meslektaşlarımız nerede?".

Kızı gözleri dolu dolu dedi ki:

'' Evimizdeki yangını söndürmeye yardım etmeye gelmeyenler bizi yangına terkederler Bizim dostumuz arkadaşımız aile akrabamız değillermiş demekki dedi.

Komşu olup dost akraba olmayı dostluk yapmayı Cömertliği ve misafirperverliği hak edenler bunlarmış demek ki baba dedi".


Sonuç: Bir felaket anında kim yanınızda değilse, ona dost, kardeş akraba aile demeyin... 

Çünkü bunlar, sizin yüzünüze gülen nezaketinizi, cömertliğinizi hak etmeyenlerdir.

1 Ağustos 2021 Pazar

 BİRLİK OLMANIN ÖNEMİ 

2 delikanlı bir adamın koluna girip Hazreti Ömer'e getirirler

"Ya Ömer! Bu adam bizim babamızı öldürdü kısas  isteriz" derler.


Mahkeme kurulur adama son isteği sorulur.

Adam: "Eşim ve çocuklarımı 3 günlük yolda bıraktım  benden haber bekliyorlar. Müsaade edin onlar ile helalleşeyim" 


Hazreti Ömer: "İdam kararın verildi. Sen 3 günlük yola gitmek için izin istiyorsun. Nasıl güvenelim sana?"


Adam: "Ya Ömer" der ve İsra süresi 34.ayeti okur. 

"Söz verenler verdikleri sözden mükelleftir. Yarın  huzuru mahşer de hesaba çekilecektir."


Hazreti Ömer;  "Peki. Fakat yerine bir kefil almamız lazım.

Sen gelmezssen onu idam edecez."


Adam ordaki kalabalığa sorar kefil olacak olan var mı? 

Kalabalıktan ses yoktur.

En arkadan biri elini kaldırır ve 

"Ben olurum Ya Ömer" der. 

Bakarlar ki bu kişi Hazreri Ebu Zer'dir.

Herkes şaşkın


"Ya Ebu Zer neye kefil olduğunu biliyorsun değil mi?"

 der Hazreti Ömer 

"Bırakın  gitsin adamı ben kefilim" der yine Ebu Zer.


Adam biniyor atına uzaklaşıyor.

3 gün herkes adamı konuşuyor gelecek mi gelmiyecek mi? Mescitte bile gündem oluyor.


Akşam namazına yakın uzaktan bir atlı geliyor.

Hazreti Ömer: "Be adam neden geldin?"


Adam: "Müslümanlar söz veripte sözlerini tutmuyorlar demesinler diye geldim."


Ölen adamın çocukları söz ister bu defa.

"Ya Ömer biz kısas hakkımızdan vazgeçtik."

Hazreti Ömer:

"Peki neden affediyorsunuz babanızı öldüren bu adamı?"

"Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında merhamet yok oldu!"


Ebu Zer'e dönüp;

"Sen bu adamın neyine, nasıl inandın da kefil oldun?"

Hazreti Ebu Zer; 

"Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında güven, itimad kaybolmuş. Onun için kefil oldum" der. 


Birlik olalım. Aramızda güveni, itimadı yok etmeyelim.

Yoksa dağılır, yok oluruz. Şimdiki müslüman dünyasındaki iç savaşların sebebi, birbirlerine düşürülmeleridir.

Yok oluşlarını seyrediyorlar. 

Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın inşallah.  Amin.

 SABIRLI OLMANIN MÜKAFATI 

Sabır deyince Eyyüb (a.s.) gelir akla..

Hz. Eyyüb tam bir sabır , sebat ve teslimiyet örneğidir. 

En zor durumlarda bile Allah'a bağlılığından zerrece şaşmamıştır.

Eyyüb (a.s.), namaza durduğu zaman, 

Dünya ile alakasını tamamen keser, 

Hakk Teâlâ'dan başka bir şey düşünmezdi.

Hakk Teâlâ, O'nun ibadet ve taatteki sabrını övünce, 

Yerde ve gökte bulunan bütün melekler, ziyaretine geldiler.

Şeytan, Eyyüb (a.s.)'ı kıskanarak Hakk Teâlâ'ya niyazda bulundu.


- Ya Rabb, bu kuluna ne izzet verdin de melekler onu ziyarete geliyor?

- Eyyüb benim sabırlı kulumdur. Sabırlı kullarıma böyle ikramlar da azdır.

- Ya Rabb, O'nun sabırlı olup olmadığı benim tecrübeme bağlıdır. İzin ver de, ben onu bir tecrübe edeyim!

- Ey melun haydi tecrübe et!

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

''Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insanlar da dert ile, bela ile imtihan olur..''

Taberani


Şeytan, izin üzerine, Eyyüb (a.s.)'ın yanına gitti. Sabrını taşırıp yoldan çıkarmak için önce malına el uzattı. Dağda otlayan bütün davarlarını öldürüp Eyyüb(a.s.)'ın yanına geldi. Onu secdede bulup dedi ki:


- Ya Eyyüb, sen hâlâ ibadetle meşgulsün. Halbuki Rabb'in sana hışmetti. Bütün davarlarını kırıp geçirdi. Ona hâlâ ibadet mi ediyorsun?

Hz. Eyyüb namazını bitirip selam verdikten sonra buyurdu ki:

- Davarların hepsinin helak olduğunu söylüyorsun. Onlarla benim ne alakam vardır? Ben sadece aciz bir kulum, köleyim. Kölenin nesi olur? Bütün mal-mülk efendinindir. Efendi, kendi davarlarını helak etmişse, bana ne? Ben kulum, kulluğumu bilirim.


Sonra, tekrar ibadete başlayınca, şeytan perişan oldu. Bu sefer de evlatlarına el attı. On çocuğunun hepsini öldürüp tekrar Eyyüb (a.s.)'ın yanına geldi. Dedi ki:

- Ya Eyyub yaptığın ibadetlerin Hakk katında bir sineğin kanadı kadar kıymeti yoktur. Rabb'in sana gazap etti. Bütün çocuklarını öldürdü.

- Çocuklarımın benimle ne ilgisi var? Yaratan, can veren, yaşatan, öldüren Odur. Hüküm yalnız kahhar olan Allah-ü Teâlânındır.

Tekrar namaza durdu. Şeytan, umduğunu bulamayınca çok üzüldü. Hak teâlâya niyaz etti:


- Ya Rabb, Eyyüb kulunu çok sabırlı buldum. Mallarını ve evlatlarını helak ettiğim halde gönlünü Senden alamadım. Müsaade buyur da bir de gidip elimi Eyyüb'ün vücuduna süreyim, onu hastalandırayım!

Bakalım bu sefer sabredebilecek mi ?


Şeytan, Eyyüb (a.s.)'ı secdede iken, burnundan üfledi. Bütün vücudu eridi. Zehirli yılan sokmuş gibi oldu. Her tarafı yara oldu. Buna rağmen bir defa inleyip sızlamadı. 

Şeytan bir doktor şeklinde gelip, 

Bir sıkıntın varsa söyle, hemen tedavi edeyim dedi. Fakat sıkıntısını belli etmedi, halinden şikayet etmedi. Yedi yıl, hasta yattı. Yine de gücünün yettiği nispette Rabb'ine ibadet ederdi..


Eyyüb (a.s.) Allahü Teâlâdan ümidini kesmeyip sabrederek imtihandan başarıyla çıkınca, bütün malı ve evladı tekrar kendisine verildi. Allahü Teâlâ, sabredenlerle beraberdir. Onun kaza ve kaderine sabredenler sonsuz nimetlere kavuşur. 

Kur'an-ı Kerimde mealen buyuruldu ki:

Bismillahirrahmanirrahim 

''Sabredenlere, mükafatlar hesapsız verilecektir.''

(Zümer s. 10)


Hadis-i şerifte de şöyle buyuruldu:

Allahü teâlâ buyurdu ki: "Kimin, bedenine, evladına veya malına bir musibet gelir de o da sabr-ı cemil gösterirse (güzel sabrederse), Kıyamette ona hesap sormaya haya ederim.

Anlaşılıyor ki, Allah’ın izni olmadan şeytan insana bir şey yapamaz. 

DÜNYANIN DÜZENİNİ BOZMAK  

BİR AYET

"Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir. Kaldı ki Allah birçoğunu bağışlar."

(Şura Suresi 30) 


BİR HADİS

“Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin!” 

(Sahihi Buharî) 


BİR SÖZ

"Dereyi temiz tut ki torunun balık görsün."

(Ömer Abdülaziz) 


BİR DUA

"Allah'ım bu cennet vatanımızı her türlü arzi ve semavi afetlerden muhafaza eyle. Bizi ve neslimizi hıfz eyle."

GÜZEL AHLAK  VE DOĞRU YAPMAK 

BİR AYET

“Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir.” (Lokmân Sûresi, 17) 


BİR HADİS

Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre

Rasulullah asm şöyle buyurdu:

“Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.”

(Müslim, Zikir, 2) 


BİR SÖZ

"Yara, ilahi nurun sana girdiği yerdir." (Mevlana) 


BİR DUA

"Allah'ım! Şimdiye kadar yaptığım ve bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!" (Müslim, Zikir, 70)

31 Temmuz 2021 Cumartesi

 İNSANLARA YARDIMIN MÜKAFATI 

Resulullah Efendimiz buyurdu ki;


-"Allâh’ın kullarından birtakım insanlar vardır ki, nebî değildirler, şehîd de değildirler, fakat kıyâmet gününde Allah katındaki makamlarından dolayı onlara nebîler ve şehîdler imrenerek bakacaklardır."


Ashâb-ı kirâm:

-"Bunlar kimlerdir ve ne gibi hayırlı ameller yapmışlardır? 

Bize bildir de, biz de onlara sevgi ve yakınlık gösterelim yâ Rasûlallâh!" dediler.


Rasûlullah efendimiz bunları şöyle izah etti;


-Bunlar öyle bir dostlardır ki, aralarında ne akrabâlık ne de ticâret ve iş münâsebeti olmaksızın, sırf Allah rızâsı için birbirlerini severler. Hal, hatırlarını sorar, ihtiyaçlarında karşılıksız koşarlar. 


Allah İçin, Allah adına sohbet ederler.


Hastalıklarında soluk verir, Can katarlar.

Vallâhi  işte onlar var ya, yüzleri bir nûrdur ve kendileri de nûrdan birer minber üzerindedirler.


İnsanlar (kıyâmet günü) korktukları zaman bunlar korkmazlar, insanlar mahzûn oldukları zaman bunlar hüzünlenmezler buyurdu.


(Ebu Hureyre'den. Sahihi Buhari)

22 Temmuz 2021 Perşembe

DEDİKODU VE İFTARANIN ZARARLARI



Bir zamanlar, yaşlı ve bilge bir öğretmenin kendisine söylediği şeyleri, verdiği öğütleri hiç te beğenmeyen bir öğrencisi varmış. 

Bir gün, yaşlı öğretmenin sözleri ve söyledikleri öğrencisini çok kızdırmış. Çünkü bütün söylediklerinde haklıymış ve öğrencisinin kabul etmekte zorlandığı, görmek istemediği tüm zayıf yönlerini göstermiş ona.

Öğretmenin amacı, diğer tüm öğrencilerine olduğu gibi ona da doğru bilgileri aktarabilmek, yanlışlara sapmasını biraz da olsa engelleyebilmek ve tecrübeleriyle ona yardımcı olmakmış. Ama öğretmenin sözleri, öğrencisine çok ağır gelmiş. 

Tüm söyledikleri onu o kadar kızdırmış ki, bu gerçekleri bir türlü hazmedememiş ve öğretmeninden intikam almaya yemin etmiş.

İlk olarak, onun hiçbir şey bilmediğini, onun yaşlı ve bunak olduğunu, onun yüzüne bakarak söylemiş.

Daha sonra onun hakkında atıp tutmaya başlamış. Gittiği her yerde öğretmeni hakkında yalanlar söylüyor, çirkin hikayeler uyduruyormuş. 

Kötü konuşmalarıyla ve dedikodularıyla insanların öğretmene sırt çevirmesine neden olmuş ve insanların ona saygısını kaybettirmek için çok uğraşmış. 

Sonunda bir gün, kendi kardeşine okulda büyük bir iftira atılmış. Doğru olmadığını bildiği bu gerçek karşısında çok mutsuz olmuş. 

Öğretmeni için söylediği bütün o yalanlar, iftiralar, dedikodular aklına gelmiş. Ve yaptıklarında çok pişman olmuş.

En sonunda göz yaşları içinde öğretmeninin evine af dilemeye gitmiş. 

Hakkınızda bir çok yalan söyledim, gerçekleri çarpıttım. Herkesi size düşman ettim. Hatamı anladım ve vicdan azabı çekiyorum. Lütfen beni affedin demiş.

Öğretmen önce uzun süre ona yanıt vermemiş. Derin derin düşünmüş, sonunda evet seni affederim, fakat önce benim için bir şey yapmalısın demiş.

 Ne yapmamı istiyorsunuz? demiş öğrencisi biraz şaşırarak.

Birlikte yukarı çatı katına çıkalım, orada sana göstereceğim demiş gözlerinin içine bakarak. Yalnız önce odamdan bir şey almam gerekiyor.


Öğretmen odasından döndüğünde, koltuğunun altında büyük bir kuştüyü yastık varmış.

Zavallı öğrenci, gittikçe artan merakını saklamak, yastığın ne işe yarayacağını ve çatıya neden çıktıklarını sormamak için kendini güç tutuyormuş. Buna rağmen sessiz kalmış.

Nefesleri kesilmiş halde sonunda en üst kata varmışlar. Hafifçe rüzgar esiyormuş. Çatı katından, şehrin ötesinde uzaklara doğru yayılan uçsuz bucaksız araziyi görebiliyorlarmış.

Öğretmen aniden hiçbir şey söylemeden, yastığın kılıfını yırtarak bütün tüylerini boşaltmış.

Rüzgar hafifçe esmiş, tüylerin hepsi dağılmış ve onları her tarafa taşımış. Diğer çatıların üstüne, sokaklara, arabaların altına, ağaçların üstüne, çocukların oynadığı arka bahçelere, hatta otoyola ve durmadan daha uzaklara, kim bilir nerelere.

Öğretmen ve öğrencisi, tüylerin uçuşarak dağılmasını bir müddet izlemişler. 

Nihayet öğretmen öğrencisine dönerek, Şimdi gidip bütün o tüyleri benim için toplamanı istiyorum demiş.

Bütün tüyleri toplamak mı? diye yutkunmuş öğrenci. Fakat bu imkansız!

Evet biliyorum, demiş öğretmen. O tüyler aynı senin benim hakkımda söylediğin yalanlar gibi. Bir kere başlatınca bir daha durduramazsın, pişman olsan bile. Belki birkaç kişiye benim hakkımda söylediklerinin yalan olduğunu anlatabilirsin, dedikodu rüzgarı artık onları her yere taşıdı bir kere. Tek bir kibriti üfleyerek söndürebilirsin, fakat tek bir kibritin başlattığı koca orman yangınını bir üflemeyle söndüremezsin!


Kıssadan hisse, İster özel hayatınız ister iş hayatınızda olsun, hiç kimsenin arkasından konuşmayın. Hele hele doğru olmayan şeylere, iftiralara, yalanlara, dolanlara hiç tenezzül etmeyin. Gün gelir aynı şeyler size de yapılabilir. 

Gün gelir, o kişilerle yolunuz kesişir birlikte çalışmanız gerekebilir. Gün gelir, kişi sizin amiriniz veya müşteriniz olabilir. Her şeyden önemlisi, gün gelir insan olduğunuzu hatırlar, pişman olabilirsiniz yaptıklarınızdan. 

Ama geriye dönüşü olmayan tek yönlü bir yoldur bu pişmanlık faydasızdır artık.

12 Temmuz 2021 Pazartesi

AÇ KALAN KOMŞU

 Komşumuz Hanife Teyze sekiz aydır konuya komşuya 

-“Bayat ekmeğiniz var mı? Varsa verin de kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum” diyordu. Çok da zayıflamıştı. 

Kirada oturduğu bu evin rutubetini, "ucuz olduğu için çekiyorum” diyordu.

Eşinden dul maaşı alıyordu. Gülen, şaka yapan Hanife teyze gitmiş, yerine suskun düşünceli Hanife teyze gelmişti. 

Annem dolma yapmıştı. Bir tabak dolma uzatarak; Hadi götür Hanife teyzene de sıcak sıcak yesin dedi. Hanife teyzenin zilini çaldım.

75 yaşındaydı. Yavaş yavaş gelerek; 

-"Kim o? dedi. Ben 

-"Zeynep Hanife teyze!" dedim.

-"Tamam, açıyorum kızım." dedi. Annem dolma yolladı dedim. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu. Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim. Şimdi yerim dedi. Hanife teyze annem tabağı istedi Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı. Hemen kapının önüne çıktım. Hanife teyze tabağı uzattı. 

-"İki cihanda aziz olun evladım." dedi. Sağ ol dedim…

Eve geldiğimde annem 

-"Ne o ne oldu? Suratından düşen bin parça!" dedi. Anne, Hanife teyze tabağa bayat ekmekleri doğramıştı yiyordu dedim. 

-"Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden baban kadar emekli maaşı alıyor. Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o. Biz geçiniyorsak ki 3 kişiyiz, o tek başına hayli hayli geçinir.

Ertesi akşam anneme ne pişirdiğini sordum, etli kuru fasulye olduğunu öğrendim. 

İçimi bir kurt kemiriyordu. 

Akşam yemeğine oturmadan Anne Hanife teyzeye de bir tabak götüreyim mi? Annem; Kuru fasulye bir tanem. Götür de, güzel bir şey değil Olsun hadi ver götüreyim Sıcak tabağı elime aldım.

Hanife teyzenin sesi: 

Kim o? Ben Zeynep Kapıyı açtı gülümseyerek, yüzüme baktı. Annem kuru fasulye yolladı bilmem sever misiniz? Nimeti ayırt etmem tabii ki severim. Allah razı olsun Ha unutmadan annem tabağı istiyor Hanife teyze mutfak yoluna yönelir yönelmez, ben doğru içeri. Masanın üstünde bir bardak su, ıslak ekmeklerin konduğu yarısı yenmiş tabak ve annemin bir gün önce verdiği dolmadan 4 tane. Soracaktım, sormalıydım. İçim içimi kemiriyordu. Hanife teyze beni kapıda göremeyince içeriye yanıma geldi. Sanki Sor der gibi yüzüme bakıyordu ve sordum. 

Bu ıslak ekmekleri sen mi yiyorsun? Hani kuşlara verecektin? Buğulu mavi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

Üzmüş müydüm anlayamadım daha 15 yaşındaydım. Ama ağlatmıştım. Evet, ben yiyorum canım kızım. Benim bir oğlum birde kızım var. Burada değiller. Başka ildeler. İkisi de çalışıyor. Araba alacaklarmış. Bana kredi çektirdiler. Aldığım para ancak kiraya elektrik ve suya gidiyor. Üç beş kuruş ya kalıyor ya kalmıyor elimde. Ben de ekmek isteyemedim. Kol kırılır yen içinde kalır. Böyle biliriz. 3 yıl böyle idare edeceğim. Kimseye söyleme emi dedi. Bu sefer benim gözlerim yaşardı. Tabağı aldım, kapıdan çıkarken arkamdan Kimseye söyleme güzel kız diye bağırıyordu. Eve geldiğimde bağıra bağıra ağlıyordum. Annem şaşırmış, Ne oldu kızım biri bir şey mi söyledi? dedi.

Olanı anneme anlattım, o da çok üzüldü.

Böyle vicdansız evlat olmayacağım anneciğim dedim. 3 yıl boyunca tüm mahalle Hanife teyzeye kimimiz sabah kahvaltılıkları götürüyor, kimimiz öğlen yemekleri kimimizse akşam yemekleri.

2 ay önce kaybettik. Hastayken okul çıkışı yanına uğramıştım. Bana; İyi kalpli meleğim sen mi geldin? Şükür borç bitti dedi. Artık rahat edersin Hanife teyzem” dedim. Evet, senin sayende sıkıntısız ekmek düşünmeden 

3 yıl geçti.

Rabbim seni korusun dedi. 2 gün sonra vefat etmiş. Çok üzüldüm. Bizim halkımız dilenemez, isteyemeyiz.

Aç kalırız söyleyemeyiz. Belki bu yazıyı okudunuz ve gözyaşlarınızı tutamadınız.

Lütfen etrafınızdaki, çevrenizdeki halini aç mı tok mu bilmediğiniz belki önemseyemediğiniz insanların halini hatırını sorun.

Komşunuzu ziyaret edin. Çok kısa bir süre için bu dünyadayız. Herkes herkese karşı sorumlu, unutmayın

DUA AYNI AMA AĞIZ FARKLI

 💚Muhyiddîn-i Arabî (kuddise sırruh) hazretlerinden:💚


Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali (r.a.) ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder:


Çoluk-çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun, der.


Hz. Ali (r.a.) hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. 

Sonra da avucunu açar ki, kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş...


“Al, der fakire ihtiyacını karşıla!


Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur:


“ALLAH  aşkına söyle yâEmîre'l-mü'minîn! 

Ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. 


Hz. Ali (r.a.) anlatır:

“Kur'ân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Bende Kur'an-ı Kerîm'i okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara...


Bunu öğrenen fakir durur mu? 

O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. 

Okur, okur, okur... 

Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. 

Altın filan olmuyor, aynen duruyor.

Tekrar gelir ve İmam Ali kerremallâhü vechehû hazretlerine:


Ben de okudum, ama birşey değişmiyor; kumlar altın olmuyor, der. 

Emîrü'l- Mü'mînin Hz. Ali (r.a.) boynunu büker, mahcup bir edâ ile cevap verir:


Ne yapayım, der. 

Duâ aynı duâ; ama, okuyan ağız aynı değildir.

Duâ tamam; lâkin, okuyanın ihlâsı ve teveccühü tamam değildir..


İşte bütün mesele buradadır. 

Okuyanın ihlâsında ve teveccühünde... Aynı duâ; aynı îman, aynı İhlâs ve aynı teveccühle okunacak ki, aynı netice elde edilebilsin.


Rabbim kabul edeceği hayırlı dualar düşürsün dilimize inşaAllah âmin...

11 Temmuz 2021 Pazar

 HZ. SÜLEYMAN’IN ÖLÜMÜ 

Hz. Süleyman'ın İbret Dolu Ölümü

Kur’an-ı Kerim’de ölümünden bahsedilen tek peygamber Süleyman aleyhisselamdır. 

Hz. Süleyman insanlara ve cinlere hükmeden, rüzgarlardan bir ordusu olan ve istediği zaman istediği yerde bulunabilen bir peygamberdi. Ona bu özellikleri veren Cenabı Haktı.

Hz. Süleyman’ın sahip olduğu kudret Kur’an’da şöyle beyan edilmiştir. 

"(Bu cinler, Süleyman’ın isteğine göre mabedler veya kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar, sağlam yerinden kalkmaz kazanlar yaparlardı."

(Sebe Suresi 13)

Bu kadar güç ve kudrete sahip olan bir Peygamberin ölümü derslerle doludur.

Kuran'ı Kerim’de şöyle buyuruluyor:

"Mukadder ölümüne hükmettiğimiz zaman da sopasını yiyen kurttan başka hiçbir mahluk, öldüğünü bildirmedi onlara. Yere yıkılınca anlaşıldı ki Cinler, gizli olan şeyleri bilselerdi aşağılatıcı azap içinde kalıp durmazlardı."

(Sebe Suresi 14 )

Evet Ölüm meleği Hz. Süleyman’a geldiğinde oturmasına bile izin vermedi. Ayaktayken onun canını aldı ve bir anda her şey bitti. Allah’ın takdiriyle bu cansız beden bir asaya dayanarak ayakta kalmıştı. Derken bir kurdun Asayı yemeye başlamasıyla asa kırıldı ve Hz. Süleyman’ın cansız bedeni yere düştü. 

Ancak bu şekilde oradakiler onun öldüğünü anladı. Bu azametli saltanatın sona erişi küçücük bir kurdun vesilesiyle oldu.

Yüz yirmi dört bin Peygamber arasından, ağızları açık bırakan saltanata sahip olan 

Hz. Süleyman’ın ölümünün seçilip Kuran’da yer verilmesi biz faniler için nasihat edici değil mi?

İnsanlar ne kadar güç ve saltanata sahip olursa olsun, Hz. Süleyman’ın saltanatının yanında hiç kalır. O halde geçici dünya için bu kadar hırs ve heves niye?

Kıssadan hisse ile

Bugün salgına sebep olan virüsün azgın nefislerimize ibret veren yönleri yok mu sizce? Ne dersiniz?

10 Temmuz 2021 Cumartesi

 İNSAN İNSANA İYİ GELMELİ


Evin içinde olan huzursuzluklar her zaman dışardan gelmez. Dışardan gelende karıştırır. 


Bir adam başka bir adama, -"Nerede çalışıyorsun diye sordu?"

-"O da cevaben filan yerde dedi."

-"Sana ayda ne kadar veriyor?" dedi.

-"5000" dedi.

-"O da sadece 5000 mi?" -"Geçimini nasıl sağlıyorsun sen?"

-"İşverenin senin gibi emektar insanları hak etmiyor!" dedi.

Bunun üzerine işinden soğudu ve patronundan kendisine daha fazla vermesini istedi ve böylece aralarında sorun oldu.

 Sonuç adam işinden oldu ve şu anda işsiz.


Buna benzer bir hadise daha aktarayım.

Doğum yapan bir kadına birisi dedi ki:

-"Kocan doğum hediyesi olarak sana ne aldı?"

O da cevaben: 

-"Bana hiçbir şey almadı." dedi.

Soran kadın: 

-"Bu onun yaptığı akla mantığa sığar mı? Onun nezdinde hiç mi değerin yok?" dedi. O bombayı attı ve yürüdü.

💣💣💣💣 

Kocası öğlen eve geldi ve onu yüzü asık ve kızgın buldu ve bunun üzerine kavga ettiler, bir birlerine ağır sözler söylediler ve Sonuç...

Tahmin ediyorsunuz herhalde boşandılar.


Peki sorun nerede başladı ?  

Bir kadının söylediklerinden 

(bu en yakının bile olabilir başkalarının dolduruşuna gelme).


Bir örnek daha

Huzur içinde ve kafası rahat bir babaya birisi şöyle bir soru sorar: 

-"Oğlunuz neden sizi bu kadar sık ziyaret etmiyor?"

Gerçekten içinde bulunduğu şartların buna izin vermediğine mi inanıyosunuz ? 


Sonuç

Babanın kalbi huzursuz olup, oğluna karşı beslediği temiz ve güven dolu duygular azalıp içinde oğluna karşı kuruntuları oldu.


Şüphesiz bu adam şeytani bir dille yaklaşıyor.


Görünüşte günlük hayatımızda tekrarlanan bazı sorular, bize çok masum olarak görülebilir, ancak öyle değildir.


Bunu neden satın almadın?

Neden sende yok?

Bu hayata ya da bu kişiye nasıl katlanıyorsun? 

Buna nasıl izin veriyorsun?


Bu tür soruları sonucunda ne olacağından habersiz, yada boş bi anımıza denk gelerek soruyoruz." 


Ancak bu soruların ne sonuçlar doğuracağını veyahut kişinin içine ne kuruntular düşüreceğini bilmeden soruyoruz...


Bundan çıkarmamız gereken sonuç: "Sakın farkında olmadan bozgunculuk yapanlardan olma."


Nasihat

İnsanların evlerine kör girin ve oradan yine dilsiz çıkın...

*Başkasının hayatını mahvetme...

Dost olan sıkıntı anlatılınca nasihat edendir. Kışkırtanları dost edinmeyin.  Sadece selamlaşın, sıkıntılarınızı anlatmayın.