Sayfalar

1 Ocak 2019 Salı

AHİRETİMİZİ TANIYALIM

AHİRETİMİZİ TANIYALIM
SAİD NURSİ ESERİ
Asayı Musa dan yedinci mesele.

Denizli hapishanesinde ki arkadaşlar; Altıncı meseledeki liselilere Allah’ı anlatan dersi okuyunca, bizede ahiretimizi anlat ki, iyice öğrenip, yanlış yapmayalım, dediler.
Nahl suresi 77. ayet, Lokman Suresi 28. ayet, Rum Suresi 50. Ayette kıyamet ve diriltilmeden bahseder.

Onuncu sözde anlatmıştım, burda kısa anlatacağım. Önce Allah’tan soralım; gönderdiği elçileri, fermanları ve bütün isim ve sıfatlarıyla " Evet ahiret vardır ve sizi oraya sevk ediyorum. " diyor. 
Her saltanatta, iyiliklere mükâfat Kötülüklere ceza verilir. Allah c.c de yarattığı, rızıklandırdığı canlıların teslim olma mükafatını, isyan edip kötü işler yapana cezasını vereceğini Alemlerin Rabbi, isimleri cevap veriyor.

Hem her baharda Allah’ın rahmetini görüyoruz. Tabiatı cennet hurileri gibi giydiriyor, çeşitli yiyecekleri bize sunup "alınız, yiyiniz " diyor.  Zehirli bir arının balıyla ikram ediyor. elsiz bir böceğin ipeğini giydiriyor. küçücük çekirdeklerden kilolarca yiyecekler veriyor. depo ettiriyor.
Evet bu kadar güzel beslediği insanları idam etmez, daha parlak ebedi dünyaya gönderir. Rahim ve Kerim isimleri; Cennet haktır, gerçektir, diye cevap veriyorlar.

Hem tabiata bakınca mükemmelliğini ve düzenli işlemesine hayran oluyoruz.  İşte çekirdek kadar olan insan hafızası, bütün hayatımızı acısıyla, tatlısıyla yazıp kaydediyor. Kütüphane oluyor. Bir anıyı düşünsek, anında gözümüzün önüne geliyor. Allah’ın sırrı ve mucizesi dir.  Bütün azalarımızı çok güzel yerleştirmiş, bir sinekten simurga kuşuna,  mikroptan gergedana, milyonlarca açan bahar çiçeklerine  kadar , israfsız, ölçülü, intizamlı, güzelliğiyle sanatlı, her canlının yaşayacağı techizatını ve hukukunu veren Allah adaletini hissettirir.

Adem as dan beri, iyilere iyilik, Kötülüklere tokatını vurarak adaletini gösteriyor. Hiç şüphe yok, güneşsiz gündüz olmadığı gibi, dünyada ahiretsiz olmaz. Ölümde en zalimlerle, mazlumlar bir olmaz. Buna müsade etmeyeceğini Allah'ın ilahi adaleti, Hakim, Adil, Adl isimleri  cevaplıyor.
Hem dua edenin duasına cevap vermesi, ihtiyaçlarını ayarlamış, en küçük canlının sesini duyar, şefkatle ihtiyacını görür.  Demek ki perde arkasından görüp, cevap veren, Semi ve Mucip var. 
Mahlukatın en şereflisi insanında duasına, insanın güneşi, yıldızları ve kumandanları olan peygamberlerine, dualarına amin dedirten ve ümmeti salavat getirince,  " Evet ya Rabbenâ istediğini ver, bizde onun istediğini istiyoruz " dedirir. 
Hz Muhammed ( sav ) reddedilnez birtek duası, cennetin olmasına, baharın icadı kadar kolay, âhiretin olmasına kafidir. Allah c.c , Mucib, Semi ve Rahim isimleriyle  sorumuza cevap veriyor.

Hem gündüz, güneşin ispatı ise her yıl tabiatta, mevsimlerin değişimiyle, yeniden doğanlar, ölenler gözümüzün önünde, dünyada koca bahçe oluyor.  Belki bir ağaç kolaylığında, intizamlı baharı, Hayvanları, bitkileri, çicekleri hiç karıştırmadan kendi çeşidini veriyor, büyüyor ve ölüyorlar.  Öbür bahar tekrar diriliyorlar. Çekirdeklerini emanet edip gidiyorlar. Dünyada haşr ve neşir her yıl yeniden oluyor.

Hiç şüphe yok ki, gönderdiği fermanlarda, peygamberlerine sohbet ettirdiği ahiret bir bahar kadar kolay olacak.  İnsanlar için açacak ve yapacak, haşr ve kıyameti getirecek diye, Allah c.c , Muhyi, Mümit, Hayy ve Kayyum, Kadir ve Alim isimleriyle, cevap veriyor.

Hz Musa ve Hz Muhammed sav  ümmetleri karşılaştırılsa, iki binlik yıl hayal edilse, haşrin ve neşrin bin misalini ve delilini iki bin baharda görürsün, ahireti görmemek, bin derece körlük ve akılsızlıktır.
Hem yüz yirmi dört bin peygamberlerin ilan edip mucizeleriyle ispat ettikleri gibi, evliyâlar, enbiyalar da keşf ve zevk ile ispat etmişler . Güneş gibi meydandadır.

Fende, dünyanın yuvarlaklığı ispat edilmiş, bir ikisi, dünya yuvarlak değil dese inanılır mı? Cennet var diyen ilimlere dayanır. yok diyen ispat için,  kainata bakarak inkâr eder, kabul görmez. Felsefecilerde sadece tabiata kör bakarak konuşur. Yüz bin ispat ediciyi görmezler.

Nuh, Hud, Salih kavimlerine tokatını görmezler. Rum suresi 25. ayeti görmez.

RUM SURESİ 25. AYETTE : Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.

Nasıl kışladaki asker komutanı çağırnca koşar, bir boru sesiyle vazife başına der.  Aynen öyle Arzın sahibinin emriyle Hz İsrafil as ikinci borusuyla kalkar, ceset elbiselerini giyip koşarlar. Baharda da  melek Rad ın gürlemesiyle, nasıl her yer yeşillenir.

İşte Allah’ın rahmetiyle, ahirette olup, haşr kurulup, hesaplar görülecek, mazlumlar hakkını alacak, zalimler cezasını bulacak.
Ahiret olmaması adaletsizlik olur.  Zalimlerin affı olur, mazlumlara haksızlık olur. Allah ın vadi gerçek olmazdı.
Allah c.c, ahiret sorumuza, Rahman, Hakim, Adil, Kerim, Hakim isimleri cevap veriyor, güneş gibi ahireti ispat ediyorlar.

İnsanın hafızasından düşündüğü her şeyin gözünün önüne gelmesi gibi, Tekvir Suresi 10. Ayet : Sahifeler  ( amel defterleri ) açıldığında, ayetiyle her baharı gösterir.

Bunca yaratılmış, sadece ölüm için olamaz.  sonbaharda emanet edilmiş  çekirdekler, baharda yaşama dönüyor. Yeniden hizmetine dönerek bize Hadid suresi 3 . ayet ile; hüvel evvelü, vel ahiri, vezzahiri, vel batıni, ayetiyle haşrin çok kolay olduğunu söyler.

El evvelü, tohum ve DNA sını, mükemmel proğramını gösterir. 
Vel ahiri, ağacın, bitkinin işlediği vazifeler, amellerini , hayatını anlatan kutucuktur.

Vezzahiri, sanatlı, süslü çiçek ve meyveleriyle, yetmiş renkli Huri elbisesi giymiş gibi, insanlara ziyafet çeker, Allah'ı överek,  zikrederek,  Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini gösterir.

Vel batıni, ağacın içindeki makinası, işleyişi, meyve ve yapraklara vitamin taşımasıyla,  Allah'ın her şeyi kusursuz ayarladığını, tesadüf olmadığını gösterir. Cemali Rahmetini güneş gibi ispat eder. Her yerde Rahmetle iş gördüğünü gösterir.
Ve bahar bitince her şey kutucuklara konur, emanete teslim edilir, öbür bahar  hüvel evvelü tecellisini bekler.
İşte bu dört ismin yaptıkları haşr kapısını da açar. Haşr sorusuna cevap verir.

Aklımızla anlayıp, görüyoruz ki, insan bu dünyanın en şerefli meyvesidir. Hz Muhammed ( sav ) çekirdeği, Kuran ayeti kübra, ( büyük delil), Allah’ın en büyük ismini taşıyan Ayetel Kürsi si,  kainat sarayının misafiri, kainat sarayında çalışacak,
Büyük Kuranı omzuna alan, önüne iki yol açılmış, ya saadet yoluna gidip, cenneti bulacak, ya da acınacak hale düşüp, mutsuz olacak.
Ebedi yaşama arzusu olan, ihtiyacı çok, düşmanı bol insan, zayıf ve güçsüzdür.  Allah’ın, Hafz ismiyle amelleri kayd edilen insan için haşr vardır. Hak ismiyle, ceza veya mukafat görecektir. Amellerinden sorguya çekilecek, yaşayıpta toprakta saklanmayacaktır.

Sineğin sesini duyan,insanın gök gürültüsü gibi duasını duyup, cevap vermesin mi? Sinek kanadı kadar israf olmayan kainatta, insanların arzularıyla, bozmalarıyla israf haksızlıktır. Çirkinlik ve zülümdür.
Allah’ın varlığına şahid olan yaratılmış her şey için haşr haktır ve muhakkak olacaktır diye Hak, Hafiz, Hakim, Cemil, Rahim isimleri cevap verir.

İşte Allah’ın bütün kainata bakan isimleri, yaratılmış her şeyi ispat eder, haşri, ahiret yurdunuda gösterir, ispat ederler. Peygamberleri, kitaplarıyla dedirdiği gibi

Melekleriyle de dedirtir; "Biz âhiretin salonlarında gezdiğimizi, sizin Peygamberlerinizle görüştüğümüzde söyledik.  Ruhlarınızla görüştük. Büyük saraylar yapılmış, misafirlerini bekliyorlar.  Kesin olduğunu söylüyoruz. "
Yaradanımız bize en büyük ve son Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ) mi göndermiş. Kuran mucizesi ile bize doğru yolu göstermeye tayin olunmuş, ayetlerle haşr i anlatmış, tasdik etmiş, bütün enbiya ve evliyâlar tasdik etmiş, Semavi fermanları ve kainat hakikatleriyle tasdik etmiş, gündüz gibi kesindir.

Peygamberimiz ( sav ) in mucizeleri, ahireti gösterir. Kuranın dörtte birisi ahireti anlatır. Kuran'a inanan ahirete de inanır.  İmanı kuvvetli olan görür.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder