Sayfalar

29 Ocak 2019 Salı

NEDEN BAŞIMA GELİYOR DEME

NEDEN BAŞIMA GELİYOR DEME
 Maide Suresi 94. Ayet; Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişecegi bir avla dener ki, gizlide kendisinden korkanları meydana çıkarsın. Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azab vardır.

Bu ayet Hudeybiye yılında inmiş. Resulallah (sav) ve sahbeler, Tenim' e varıp, ihrama girince, av hayvanları yüklerinin arasına kadar girer.
Av yasağı olunca, dokunmazlar.

Dağda aç durabilirsin, ama sofra başında durmak zordur.  Nefis terbiyesi, emre uyacak mı denemek için, sevdiklerine günahların affı için verilir.

Bakara Suresi 3. ayet : "Onlar ki gayba iman ederler".
Bakara Suresi 207. ayet : "insanlardan öyleleri de var ki Allah’ın rızasını talep uğrunda nefsini, canını verir. "
Bakara Suresi 112. Ayette : "Her kim güzellik sergileyerek kendini Allah’a teslim ederse "

Ayetleriyle ihlas ve İslam da büyüklük ise yaptığını sırf Allah için yapar, rızasını ister. Nefsin kârı veya zararı, emrin sebebi düşünülmez.Tevhid ve Allah'ı sevmek budur.

 Bela ve sıkıntı yoksa, Sahabeler ağlarmış, Allah c.c bizi sevmiyor, unuttu diye, cümlemize af ve  afiyet versin. Amin

19 Ocak 2019 Cumartesi

ŞEHİT ERLER VE BEŞ ŞEY

BİR AYET
"Muminlerden öyle erler vardır ki Allah'a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehid edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehid olmayı) beklemektedir. (Ahidlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır." (Ahzab 23)

BİR HADİS
"Beş şeyin kıymetini iyi bilin;
1- İhtiyarlık gelmeden, gençliğin,
2- Hastalık gelmeden, sıhhatin,
3- Fakirlik gelmeden, zenginliğin,
4- Ölüm gelmeden, hayatın,
5- Meşgul olmadan boş zamanın kıymetini bilin.”
(Hz. Muhammed)

BİR DUA
"Ey Rabbimiz! Nefislerimize zulmettik, sana isyan ettik, eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan dünyada da ahirette de kaybedenlerden oluruz. Bizi hüsrana uğrayanlardan eyleme. Şeytanın kalbimize girip saptırmasına fırsat verme!"

KURBAN KESME

BİR AYET
Cenâb-ı Hak:
“Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Kuşkusuz bu büyük günahtır. Gerçekten şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız şüphesiz siz de Allah’a ortak koşanlar olursunuz.” (Enâm, 121)

BİR HADİS
"Sahur yemeği mübârektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa, sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkana salât ve selâm ederler." (İ. Ahmed)

BİR SÖZ
''Dünya öyle bir meta değil ki, bir nizaha değsin. Çünki fani ve geçici olduğundan kıymetsizdir.
Koca dünya böyle ise; Dünyanın cüzi işlerinin ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu anlarsın!” (Mektubat)

18 Ocak 2019 Cuma

MÜSLÜMANLIKTA ENKAZA DÖNÜŞTÜK

MÜSLÜMAN ENKAZINA DÖNÜŞTÜK
Dinimizi unutup dilde müslüman olmanın  yetmediğini Allah c.c ayetleriyle anlatıyor.
Bizim gibi yarım Müslümanlara af ve afiyet versin. Amin

Maide Suresi 57. ayet :
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlence konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mü'minseniz Allah’tan korkun.

Bakara Suresi 42. Ayet : Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin

Nisa Suresi 46. ayet :
Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden saptırıyorlar. ...

Maide Suresi 59. Ayet : De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah´a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandıgımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız".

Maide Suresi 62. Ayet : Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!

Maide Suresi 63. Ayet : Gerçek dindarların ve din bilginlerinin, onları günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptıkları şey ne kötüdür!

Maide Suresi 64. Ayet : ..... Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun azgınlığını ve inkârcılığını kuşkusuz arttıracaktır. ....Onlar yeryüzünde bozgunculuk için çaba harcarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.

Maide Suresi 63. Ayet :. ... Yaptiklari sey ne kötüdür!

Maide Suresi 69. Ayet : .... Allah’a ve âhiret gününe inanıp dünyaya ve âhirete yararlı işler yapanlara korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Kuran Tefsirinden alınmıştır

1 Ocak 2019 Salı

AHİRETİMİZİ TANIYALIM

AHİRETİMİZİ TANIYALIM
SAİD NURSİ ESERİ
Asayı Musa dan yedinci mesele.

Denizli hapishanesinde ki arkadaşlar; Altıncı meseledeki liselilere Allah’ı anlatan dersi okuyunca, bizede ahiretimizi anlat ki, iyice öğrenip, yanlış yapmayalım, dediler.
Nahl suresi 77. ayet, Lokman Suresi 28. ayet, Rum Suresi 50. Ayette kıyamet ve diriltilmeden bahseder.

Onuncu sözde anlatmıştım, burda kısa anlatacağım. Önce Allah’tan soralım; gönderdiği elçileri, fermanları ve bütün isim ve sıfatlarıyla " Evet ahiret vardır ve sizi oraya sevk ediyorum. " diyor. 
Her saltanatta, iyiliklere mükâfat Kötülüklere ceza verilir. Allah c.c de yarattığı, rızıklandırdığı canlıların teslim olma mükafatını, isyan edip kötü işler yapana cezasını vereceğini Alemlerin Rabbi, isimleri cevap veriyor.

Hem her baharda Allah’ın rahmetini görüyoruz. Tabiatı cennet hurileri gibi giydiriyor, çeşitli yiyecekleri bize sunup "alınız, yiyiniz " diyor.  Zehirli bir arının balıyla ikram ediyor. elsiz bir böceğin ipeğini giydiriyor. küçücük çekirdeklerden kilolarca yiyecekler veriyor. depo ettiriyor.
Evet bu kadar güzel beslediği insanları idam etmez, daha parlak ebedi dünyaya gönderir. Rahim ve Kerim isimleri; Cennet haktır, gerçektir, diye cevap veriyorlar.

Hem tabiata bakınca mükemmelliğini ve düzenli işlemesine hayran oluyoruz.  İşte çekirdek kadar olan insan hafızası, bütün hayatımızı acısıyla, tatlısıyla yazıp kaydediyor. Kütüphane oluyor. Bir anıyı düşünsek, anında gözümüzün önüne geliyor. Allah’ın sırrı ve mucizesi dir.  Bütün azalarımızı çok güzel yerleştirmiş, bir sinekten simurga kuşuna,  mikroptan gergedana, milyonlarca açan bahar çiçeklerine  kadar , israfsız, ölçülü, intizamlı, güzelliğiyle sanatlı, her canlının yaşayacağı techizatını ve hukukunu veren Allah adaletini hissettirir.

Adem as dan beri, iyilere iyilik, Kötülüklere tokatını vurarak adaletini gösteriyor. Hiç şüphe yok, güneşsiz gündüz olmadığı gibi, dünyada ahiretsiz olmaz. Ölümde en zalimlerle, mazlumlar bir olmaz. Buna müsade etmeyeceğini Allah'ın ilahi adaleti, Hakim, Adil, Adl isimleri  cevaplıyor.
Hem dua edenin duasına cevap vermesi, ihtiyaçlarını ayarlamış, en küçük canlının sesini duyar, şefkatle ihtiyacını görür.  Demek ki perde arkasından görüp, cevap veren, Semi ve Mucip var. 
Mahlukatın en şereflisi insanında duasına, insanın güneşi, yıldızları ve kumandanları olan peygamberlerine, dualarına amin dedirten ve ümmeti salavat getirince,  " Evet ya Rabbenâ istediğini ver, bizde onun istediğini istiyoruz " dedirir. 
Hz Muhammed ( sav ) reddedilnez birtek duası, cennetin olmasına, baharın icadı kadar kolay, âhiretin olmasına kafidir. Allah c.c , Mucib, Semi ve Rahim isimleriyle  sorumuza cevap veriyor.

Hem gündüz, güneşin ispatı ise her yıl tabiatta, mevsimlerin değişimiyle, yeniden doğanlar, ölenler gözümüzün önünde, dünyada koca bahçe oluyor.  Belki bir ağaç kolaylığında, intizamlı baharı, Hayvanları, bitkileri, çicekleri hiç karıştırmadan kendi çeşidini veriyor, büyüyor ve ölüyorlar.  Öbür bahar tekrar diriliyorlar. Çekirdeklerini emanet edip gidiyorlar. Dünyada haşr ve neşir her yıl yeniden oluyor.

Hiç şüphe yok ki, gönderdiği fermanlarda, peygamberlerine sohbet ettirdiği ahiret bir bahar kadar kolay olacak.  İnsanlar için açacak ve yapacak, haşr ve kıyameti getirecek diye, Allah c.c , Muhyi, Mümit, Hayy ve Kayyum, Kadir ve Alim isimleriyle, cevap veriyor.

Hz Musa ve Hz Muhammed sav  ümmetleri karşılaştırılsa, iki binlik yıl hayal edilse, haşrin ve neşrin bin misalini ve delilini iki bin baharda görürsün, ahireti görmemek, bin derece körlük ve akılsızlıktır.
Hem yüz yirmi dört bin peygamberlerin ilan edip mucizeleriyle ispat ettikleri gibi, evliyâlar, enbiyalar da keşf ve zevk ile ispat etmişler . Güneş gibi meydandadır.

Fende, dünyanın yuvarlaklığı ispat edilmiş, bir ikisi, dünya yuvarlak değil dese inanılır mı? Cennet var diyen ilimlere dayanır. yok diyen ispat için,  kainata bakarak inkâr eder, kabul görmez. Felsefecilerde sadece tabiata kör bakarak konuşur. Yüz bin ispat ediciyi görmezler.

Nuh, Hud, Salih kavimlerine tokatını görmezler. Rum suresi 25. ayeti görmez.

RUM SURESİ 25. AYETTE : Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.

Nasıl kışladaki asker komutanı çağırnca koşar, bir boru sesiyle vazife başına der.  Aynen öyle Arzın sahibinin emriyle Hz İsrafil as ikinci borusuyla kalkar, ceset elbiselerini giyip koşarlar. Baharda da  melek Rad ın gürlemesiyle, nasıl her yer yeşillenir.

İşte Allah’ın rahmetiyle, ahirette olup, haşr kurulup, hesaplar görülecek, mazlumlar hakkını alacak, zalimler cezasını bulacak.
Ahiret olmaması adaletsizlik olur.  Zalimlerin affı olur, mazlumlara haksızlık olur. Allah ın vadi gerçek olmazdı.
Allah c.c, ahiret sorumuza, Rahman, Hakim, Adil, Kerim, Hakim isimleri cevap veriyor, güneş gibi ahireti ispat ediyorlar.

İnsanın hafızasından düşündüğü her şeyin gözünün önüne gelmesi gibi, Tekvir Suresi 10. Ayet : Sahifeler  ( amel defterleri ) açıldığında, ayetiyle her baharı gösterir.

Bunca yaratılmış, sadece ölüm için olamaz.  sonbaharda emanet edilmiş  çekirdekler, baharda yaşama dönüyor. Yeniden hizmetine dönerek bize Hadid suresi 3 . ayet ile; hüvel evvelü, vel ahiri, vezzahiri, vel batıni, ayetiyle haşrin çok kolay olduğunu söyler.

El evvelü, tohum ve DNA sını, mükemmel proğramını gösterir. 
Vel ahiri, ağacın, bitkinin işlediği vazifeler, amellerini , hayatını anlatan kutucuktur.

Vezzahiri, sanatlı, süslü çiçek ve meyveleriyle, yetmiş renkli Huri elbisesi giymiş gibi, insanlara ziyafet çeker, Allah'ı överek,  zikrederek,  Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini gösterir.

Vel batıni, ağacın içindeki makinası, işleyişi, meyve ve yapraklara vitamin taşımasıyla,  Allah'ın her şeyi kusursuz ayarladığını, tesadüf olmadığını gösterir. Cemali Rahmetini güneş gibi ispat eder. Her yerde Rahmetle iş gördüğünü gösterir.
Ve bahar bitince her şey kutucuklara konur, emanete teslim edilir, öbür bahar  hüvel evvelü tecellisini bekler.
İşte bu dört ismin yaptıkları haşr kapısını da açar. Haşr sorusuna cevap verir.

Aklımızla anlayıp, görüyoruz ki, insan bu dünyanın en şerefli meyvesidir. Hz Muhammed ( sav ) çekirdeği, Kuran ayeti kübra, ( büyük delil), Allah’ın en büyük ismini taşıyan Ayetel Kürsi si,  kainat sarayının misafiri, kainat sarayında çalışacak,
Büyük Kuranı omzuna alan, önüne iki yol açılmış, ya saadet yoluna gidip, cenneti bulacak, ya da acınacak hale düşüp, mutsuz olacak.
Ebedi yaşama arzusu olan, ihtiyacı çok, düşmanı bol insan, zayıf ve güçsüzdür.  Allah’ın, Hafz ismiyle amelleri kayd edilen insan için haşr vardır. Hak ismiyle, ceza veya mukafat görecektir. Amellerinden sorguya çekilecek, yaşayıpta toprakta saklanmayacaktır.

Sineğin sesini duyan,insanın gök gürültüsü gibi duasını duyup, cevap vermesin mi? Sinek kanadı kadar israf olmayan kainatta, insanların arzularıyla, bozmalarıyla israf haksızlıktır. Çirkinlik ve zülümdür.
Allah’ın varlığına şahid olan yaratılmış her şey için haşr haktır ve muhakkak olacaktır diye Hak, Hafiz, Hakim, Cemil, Rahim isimleri cevap verir.

İşte Allah’ın bütün kainata bakan isimleri, yaratılmış her şeyi ispat eder, haşri, ahiret yurdunuda gösterir, ispat ederler. Peygamberleri, kitaplarıyla dedirdiği gibi

Melekleriyle de dedirtir; "Biz âhiretin salonlarında gezdiğimizi, sizin Peygamberlerinizle görüştüğümüzde söyledik.  Ruhlarınızla görüştük. Büyük saraylar yapılmış, misafirlerini bekliyorlar.  Kesin olduğunu söylüyoruz. "
Yaradanımız bize en büyük ve son Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ) mi göndermiş. Kuran mucizesi ile bize doğru yolu göstermeye tayin olunmuş, ayetlerle haşr i anlatmış, tasdik etmiş, bütün enbiya ve evliyâlar tasdik etmiş, Semavi fermanları ve kainat hakikatleriyle tasdik etmiş, gündüz gibi kesindir.

Peygamberimiz ( sav ) in mucizeleri, ahireti gösterir. Kuranın dörtte birisi ahireti anlatır. Kuran'a inanan ahirete de inanır.  İmanı kuvvetli olan görür.







AHİRETE İNANMANIN DÜNYALIK FAYDALARI

AHİRET İNANCININ FAYDALARI
SAİD NURSİ ESERİ Asayı Musa dan sekizinci meselenin bir hulasası  (özeti)

Dünyaya ait saadetini anlatıyor.
1 - İnsan hayvanlardan farklı olarak, ailesiyle, akrabasıyla , arkadaşlarıyla ilgili olduğu kadar dünya ilede ilgilenir.  Bütün insanlarla ilişki içindedir.  Dünyada uzun yaşamak istediği gibi ahirette de cenneti ister.  Akıl, kalb ve ruhunu, midesini de doyurmaya yaratılış olarak mecburdur.  Öyle çabalar ki ebedi saadetten başkası mutlu etmez.
Küçükken kendime hayalen sordum.  "Sana bir milyon yıl ömür ve dünya saltanatı verilse, sonunda ölsen, yok olsan,  yoksa sonsuz hayat ama sıkıntılı ve hastalıklı bir ömür mü istersin deyince, ikinciyi sonsuz olanı tercih etti. Ah çekti, cehennem bile olsa ölümsüz hayat isterim" dedi.
Evet hizmetkarımız olan hayalimiz bile, ölümsüz hayat istiyor. İşte arzu ve emelleri çok olan insanın ömrü azdır. Ahiret inancı kuvvetli olan ebediliğe kavuşmak için çalışır, dünya hayatını feda etse bile ucuzdur. Ahiretini satın alır.

2 - Arkadaşlarını, akrabalarını çok seven insan, onların ölümüne engel olmadığını gördükçe çok üzülür, ayrılık acısı Cehennem azabından acı olur.
Ahiret inancıyla bakarsa, gözü açılır. Perde kalkar, imanla bakar ki, dostları cennette, çürümemiş, yaşıyorlar. Nurani alemde onu bekliyorlar.

3 - İnsanın üstün oluşu, güzel ahlakı ve davranışları, bütün emirlere uyması, dürüst yaşaması iledir. Halbuki insan, geçmişi geleceği arasında sıkışmış, kısa bir ömür de, vaktini ölçülü yaşayarak, fedakarlığı, muhabbeti, kardeşliği, insanlığı ile yükselir.  Babasını, kardeşini,  karısını, milletini ve vatanını sever, hizmet eder. Sadakat ve ihlasa ulaşamazsa, rütbesi ve ahlakı bozulmaya başlar. Baş aşağı düşeceği, aklını kullanamaz olacağı sırada, ahirete iman imdadına yetişir.  Mezar gibi dar zamanı, geçmiş ve geleceğini içine alarak genişler.  Babasını, kardeşini, cennette göreceğini, karısının cennette güzel olacağını düşünmesi, dünyada ki kusurlarını görmezden gelir. Sadakat ve samimi ihlasla yükselmeye başlar. Güzel insan olur.
Dünyada bir serçe kuşuna ulaşamayan insan, bütün hayvanların üstünde, kainatın sultanı olur. 

4 - İnsanların dörtte birini teşkil eden çocuklar, ahiret inancıyla insanca yaşayabilirler. Her zaman etraflarında ölen çocuk ve büyükleri gördükçe, unutmak için yaramazlık yapar, ilerde ruhunda ve kalbinde derin yaralar oluşur, iyi insan olamaz. Ahiret inancı anlatılsa, üzüntüsünün altında sevinç hisseder.
Çünkü, arkadaşı veya kardeşi ölünce, cennette kuş oldu.  Bizden güzel yer gezer, der sevinir. Annesi veya babası ölse, cennetten bana bakıyorlar , beni orda kucaklarına alacaklar der.  Mutlu olur, oyuncağıyla oynayarak büyür.

İnsanın dörtte biride yaşlılardır. Yakında ölecek, sevdikleri dünyadan gidecek, toprağa gireceklerine en güzel teselli ahiret imanında bulurlar. Ahirete inanmasa;  kalbleri ağlayacak, hayatları zindan olacaktı.  Fakat ahiret inancı onlara der; "Merak etmeyiniz! Sizin ebedi bir gençliğiniz var, güzel bir ömür sizi bekler, kaybettiğiniz evlat ve akrabalarınızı, yaptığınız iyiliklerin mükafatını orda göreceksiniz. " diye  teselli ve ferahlık verir. Onları böyle kimse mutlu edemez.Hallerinden şikayet etmezler.
İnsanların üçte biri de gençlerdir. Hevesleriyle çoşan, duygularının esiri olan, cesaretli, akılları başlarında olmayan gençlerde, ahiret imanı, cehennem korkusu olmasa; milletin malı, namusu, zayıf ve ihtiyarların rahatı, itibarları tehlikede olur. Bazıları birkaç dakika lezzet için aile saadetini yok eder, hapislere düşer, dört beş sene azap çeker, canavara dönüşür. Eğer ahiret imanı onun imdadına gelse, çabuk aklını başına alır.  Devlet görevlileri her zaman beni görmez fakat cehennem gibi zindanı olan Padişahı Zülcelalin melekleri beni görüyor, kötülüklerimi kayd ediyorlar .  Ben başıboş değilim, vazifeleri olan yolcuyum , der. İnsanlara zarar vermez, sever, hürmet eder.

İnsanların bir kısmı da hastalar ve mazlumlar, bizim gibi musibetzedeler , fakirler, ağır ceza almış mahpuslardır. Eğer ahiret imanı imdadına yetişmese; hastalığın ağırlığıyla gözü önüne gelen ölüm, intikamını alamadığı, namusunu kurtaramadığı zalimin ihaneti, musibetlerle kaybettiği malın dan , evladın dan gelen sıkıntılar, bir iki dakikalık gelen zevk sonunda, beş, on sene hapis cezasından gelen sıkıntılar, dünyasını zindan edecek, işkenceli azap olacaktı. 

Ahirete iman ile birden nefes alırlar, sıkıntılar, ümitsizlkler, endişeleri, intikam hiddetleri, iman derecesine göre azalır, veya söner.

Hatta diyebilirm ki; benim ve birkısım kıymetli arkadaşlarımın bu sebepsiz hapislikleri, dehşetli musibete uğramamız, eğer ahirete imanımız yardım etmeseydi, bir gün dayanmak ölüm kadar zor olur, hayattan nefret ettirirdi.

Fakat sonsuz şükür olsun .  Kıymetli kardeşlerim eskiden beri ihaneti ve baskıyı kaldıramazdım. Şimdi Risalei Nur Risaleleri ve ahiret inancı ile kuvvetli sabır, dayanma gücü, sağlam ve kararlı mucahidce, karlı bir imtihan ve daha büyük mükâfatı kazanmak için bir şevk verdi. Kendimi bu medrese i Yusufiyeye layık güzel, hayırlı bir medrese de biliyorum.  Ara sıra gelen hastalıklar, ihtiyarlıktan gelen sıkıntılar olmasaydı, rahat kalb ile derslerime daha iyi çalışacaktım.

Devamında aile saadetine, ahiret inancının faydaları anlatılıyor.