Sayfalar

29 Aralık 2018 Cumartesi

ALLAH IN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ANLATMAK

LİSELİLERİN SORULARI
Asayı Musa dan altıncı mesele;
Kastamonu'da lise talebeleri geldi.  Hocalarımız bize Allah’ı anlatmıyor, sen tanıtırmısın? Dediler.

Ben dedim : Sizin okuduğunuz fen dersleri, kendi lisanıyla Allah’ı anlatıyor, siz kitapların dediğini dinleyin.

Nasılki bir eczanedeki ilaçlar, ilaç yapan kimyager ve doktorunu gösterir. Öyle ise dünyada bulunan yüzbinlerce bitkiler, hayvancılık tan elde edilen ilaçlar, gıdalarda, Yaradanını, Halıkını gösterir.

Bir fabrikanın basit bir maddeden yüzlerce çeşit kumaş dokuması, bir fabrikatörü, usta makineciyi gösterir .  Dünyada bulunan yüzbinler başlı, her başında yüzbinler makina bulunan kainatta, mükemmel olan, kainatın ustadını, Rabbini gösterir.

Hem bir erzak ambarı veya güzelce dizilmiş depolardaki , sıra sıra dizilmiş marketlerdeki erzaklar, sahibini, memurunu gösterir.
Bir yılda yirmi dört bin senelik yolda dönen dünya, yüzbinler erzak yetiştiren mevsimleri oluşturur, bahar yiyeceği ayrı, kış yiyeceği ayrı, hiç bir canlıyı unutmadan, yiyecek ambarından yediren,
Allah' ın gemisi, konserve paketleri gibi taşıyan, büyük ustayı , depo sahibi, her şeyin sahibi Allah’ı gösterir.

Bir ordunun kumandanı, askerinin  yiyeceğini, silahını, yatağını, nöbetini unutmadan ayarlar. Düzenli olması, görevinde başarılı olması  kumandanı sevdirir.

Her baharda dünyanın yüzünde ordular gibi, her birini silah altına almış, bitkilerin, hayvanların yüzbin çeşit elbise ve erzak larını unutmayarak, koca alemi tek bir kumandan yönetmektedir.  Bir bahar ordusu, insan ordusundan çok büyük ve mükemmel olduğunu, fen kitaplarınız anlatıyor. Aklı başında olanlara  büyük arzın sahibi Allahı anlatır.  Hayretlerle, büyüklüğüyle, düzeniyle çok sevdirir.

Hem nasıl ki, bir şehirde yanan elektrik lambaları, sabaha kadar sönmüyorsa, elektriği, lambayı yapanı idare edeni gösterir. Elektriği bulana, yapanlara teşekkür ettirir.

O zaman dünyanın ışığı sobası olan güneşe, akşamı aydınlatan aya, yıldızlara , fen bilgilerininde dediği gibi çarpmadan hızlı dönüyorlar. milyarlarca yıldır düzen bozulmadan güneşin etrafında dönen evrenin sultanını, yaradanını göstermez mi? Küçük bir lamba ustasız olamıyorsa, güneş, yıldızlarında ustası Allah c.c dir.

Kuran'da fen ilimlerini tasdikler ayetleriyle, Maşaallah, berakallah dedirtiyor,
Bu kainatta yeryüzünün üstündeki bütün canlılar defterin bir sayfasıdır . Baharda yeryüzünün birtek forması olan, üç yüz bin ayrı ayrı kitaplar hükmündeki bitkiler, hayvanlar birbiri içinde karışmayarak yanlışsız , hatasız, bazen bir çekirdek bir ağaç DNA sını yazmış , gözünüzle görüyorsunuz. Elmadan , portakal çıkmıyor.

İşte okuduğunuz fen bilimleri de tabiatı anlatarak, onun ustasını, katibini, Kuran kadar kesin anlatıyor. Allahû ekber, sühanallah, Elhamdülillah dedirtiyor.

Kuran'ı Kerim’de: Enam suresi 1. ayet : Allah gökleri ve yeri yarattı.
Rad suresi 16. ayet : Göklerin ve yerin Rabbi,
Ayetleriyle yaradanımızı tanıttırır.

Mektepli gençlerde kabul ederek " Hadsiz şükür olsun Rabbimize ki, büyük bir ders aldık. Allah senden razı olsun " dediler.

Bende dedim ki, insan binler sıkıntılarla acı duyan, çeşitli eğlencelerden zevk alan, mükemmel bir makina iken, gayet zayıf, düşmanı çok, bir çok ihtiyacı olan, ölüm ve ayrılıklarla perişan olan çaresiz insan iken, birden iman ve kullukla, büyük padişahı Zül Celale sığınıp, bütün ihtiyaç ve düşmanlarına yardımcı bularak, efendisinin şerefiyle, kılluğuna sarılsa, idama değil, terhis tezkiresine hazırlansa , ne kadar memnun ve minnettar olur, düşünün, kıyas ediniz.

Hapishane arkadaşlarımada derimki, Allah'ı tanıyan, O na itaat eden, zindanda bile mutlu olur.

Hatta idam ettikleri bir bahtiyar onlara der ki; ben idam olmuyorum, belki terhis ile saadete gidiyorum, Fakat ben sizi ahirette idam edeceğim için sizden intikam alıyorum, der lailahe illallah, Allah' tan başka ilâh yoktur,  diyerek ruhunu teslim eder,

Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederiz.  Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir ilmimiz yoktur.  Şüphesiz Sen herşeyi hakkıyla bilen ve her şeyi hikmetle yapansın, (Bakara Suresi 32. Ayet) Amin.

27 Aralık 2018 Perşembe

NAMAZIN İNSAN HAYATIYLA BAĞLANTISI

NAMAZ VAKİTLERİ NİN İNSAN HAYATIYLA BAĞLANTISI
Önce beş vakit namaz emri ayetlerini yazalım. İsra suresi 78. Ayette, Hud Suresi 114. Ayette , Taha suresi 130. Ayette, Rum Suresi 17, 18. Ayette beş vakit namaz emri vardır.

İnsan hayatıyla ilgisi : Alemin hayat akışında beş evre vardır.
1 - ortaya çıkma, varlık alanına girme evresi, insan doğar, bir süre büyüme evresi sürer.
2 - Duraklama devri; olgunluk üzere durur, gençlik çağı dır.
3 - Olgunluk dönemi olup, gizli gerileme olur.  Olgunluk yaşı denir.
4 - Yaşlılık devresi, açıktan eksiklikler başlar, ölene kadar devam eder.
5 - Öldükten sonra bir ara mezarda kalır, sonra çürür izleri kaybolur.

Alemde bu beş mertebe her şey de görülür. Canlılarda, bitkilerde, güneşin doğuşu, batışı; peyder pey yükselir, tepede az durur, inişe geçer, batınca bir ara kızıllığı devam eder.  Sonra kaybolur, hiç doğmamış gibi olur.

Allah (c.c) bu beş hâlden her birini ilahi emre alamet kılarak, beş vakit namaz vermiştir.

Bunun içindir ki, namaz ne kadar düzenli kılınırsa insan hayatıda o kadar düzenli olur.  Hem de gönül huzuru ve şükür görevi içindir . Korkudan emin olma yoludur. Vazife bundan ibaret sanıp da, hayatın diğer görevlerini unutmayalım.

 Hep tedbirli olmalıyız, hem de iki dünya görevlerini iyi bilmeliyiz.
Allah ( c.c ) Alim ve Hakimdir. Allah ın emirlerine sarılıp ilim ve hikmet çerçevesinde hareket ediniz ki, umduklarınıza kavuşasınız.

Nisa Suresi 103, 104 ayet Tefsiri,
Elmalılı Hamdi Yazır Kuran Tefsirinden alınmıştır

25 Aralık 2018 Salı

ZULÜM ALTINDA OLANIN HİCRET ETMESİ

ZULÜM ALTINDA OLANIN TAŞINMASI
HİCRET ETMESİ
Nisa Suresi 100. ayet: Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah’a düşer. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Ayetin iniş sebebi;
Bu âyetleri ( 97, 98, 99) Peygamberimiz ( sav ) hicret etmeyip Mekke'de kalanlara gönderince, hasta olan ihtiyar, vallahi bu gece Mekke'de yatmam, benim gidecek gücüm var, deyince oğulları sedyeye koyar, yola çıkarlar.  Yolda vefat eder. Medine'ye ulaşmadan öldü denilir. Allah (c.c) müjde verir.

Peygamberimiz ( sav ) " Her kim diniyle bir yerden bir yere kaçarsa, gittiği bir karış yerde olsa cennete hak kazanmış olur, atası İbrahim ve Peygamberi Muhammed Aleyhisselâm ın arkadaşı olur.

Nisa 97 Ayette, gitmeyip kafir gibi yaşayanlara melekler; Allah’ın arşı geniş değilmiydi, oraya hicret etseydiniz ya?diyecekleri ve 
Cehennemde olacakları bildirilmiştir.

Hicret etmeyip, kafir zulmü altında kalarak, dini yaşayamayınca, zamanla değişime uğrayarak, kafir oluyorlar, buda nefse zulümdür.

Nisa Suresi 98. ayet : Ancak gerçekten zayıf ve güçsüz olan , çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar başkadır.

Nisa Suresi 99. ayet : Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Çünkü Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

Allah rızası için, ilim öğrenmek, hac ve cihada gitmek de  aynıdır. Hicret edenin ve onları ülkesine kabul edenlerin cennete gideceği müjdelenmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır Kuran Tefsirinden alınmıştır.

HAPİSTE OLANLAR NE YAPMALI

HAPSE DÜŞENLER NE YAPMALI
Risalei nur talebeleri ve Said Nursi hazretleri hapse konukları zaman ne yaptıklarını anlatıyor.

Allah c.c insana 24 saat sermaye vermiş, bir saatini beş vakit namaz için istemiştir.
Namaz kılmayanlar, yaptığı hataları ve hapiste olmasını düşünür,  kalbi ve ruhi sıkıntılanır, sıkıntılarla ahlakını bozanlar, ömrü boş yere harcamak akıllı karı değildir.

Bir saati namaza ayırsa, kalbi rahatlar, günler çabuk geçer. Hapse sebep olan günaha keffaret olur. Aldığı terbiye ile karlı imtihana döner. Musibet arkadaşlarıyla teselli olur, hoş sohbet olur.

Bir piyangoda binlerce hissedar var, kazanma şansı çok azdır. Ama bir saatini Allah için sarfetse, kazanması çok kesin olduğunu enbiyalar, evliyâlar, asfiyadan sayısız sadık muhbirler haber veriyor.
Hangisi karlı düşünülsün.

Hapishanede Risale dersleri yapılınca, en kötü insanlar bile iyi olmuş, sorunsuz olmalarına, hapishane müdür ve gardiyanları memnun olmalılar.

Bu hapse girenler, çıkanlar olduğu gibi, kış yaz değişmekte, saati gelen ölmektedir. Her canlı için bu dünya bir gecelik konmak, göçmek için oteldir.  Madem ölüme çare yok, mezar kapısı kapanmıyor. Bu hapisten kurtulmanın çaresi var.

Ölüm; ya idam, asacak dar ağacıdır, yada iman vesikasıyla başka aleme gitmek, mutluluk içinde yaşamaktır.

Kabir ise ya karanlık bir kuyu, yada  dünyanın sıkıntılarından kurtulup, baki ve nurani bir ziyafete açılan kapıdır.

Mesela, bu hapishanenin bahçesine dar ağacı kurulmuş, duvarın ardındada büyük piyango dairesi var, bizi meydana çağırıyorlar.  Gel idam ilanını al, dar ağacına çık veya daimi hapis pusulanı al, açık kapıya gir, yada sana müjde milyonlar altın bileti sana çıkmış gel al, diyorlar.

Bir kısmı sadece asılıyor, birkısmı dar ağacını basamak yapıp, piyango dairesine giriyor. Bir heyet geliyor; ellerinde çalgılar, şaraplar, helvalar,  tepsiler içinde haram zehirli baklavalar getiriyor. Bir kısmı da ellerinde mübarek şerbetler, helal yemekler getiriyor.

Eğer haram olan heyetin tatlılarını alırsanız, asılacak, asılırkende zehirin acısını duyacaksınız.
Eğer, helal olanları alırsanız, milyon altınlar size çıkar, 1400 yıldan beri fermanların verdiği haberler doğruymuş dersiniz.

İşte bu darağacının arkasından ehli iman ve emirleri yapanlara, güzel ahlak şartıyla, ebedi tükenmez hazinenin bileti çıkacak.

Eğlence içinde, haram yiyen, emirleri yapmayan, günah işlemekte devam eden ler, tövbe etmeden ölürse, daimi karanlık hapse atılacağını, kati delillerle muhbirler (peygamberler, enbiyalar, evliyâlar, sıddıklar) haber veriyor.

İhtar edildiği halde cennet yolunu bırakıp, cehennem yolunu seçenler ,ejderhalara önem vermez sineklerle uğraşır. Aklını, ruhunu, insaniyetini kaybetmiş olur.

Biz mahpuslarda intikam için helal yemekleri, şerbetleri almalı, yani bir iki saat eğlence lezzetiyle gelen bu musibet yıllarca hapislik getirdi, dünyamızı zehir etti.
Bunu lehimize dönderip, tövbe ve ibadetlerle, ebedi cehennemden kendimizi kurtaralım.  Hapishaneyi terbiye hane yapıp, vatanımıza, milletimize faydalı insanlar olalım.  Müdürler, gardiyanlar, kötü zannettikleri bizi mübarek dershanede çalışan talebeler görsünler. Allah’a şükretsinler.

Yusuf as, kuyuya atıldı, suçsuz hapse kondu .  Sabretti ve Mısır'a sultan oldu.

Yusuf suresi 42. Ayet : Yûsuf, onlardan kurtulacağını düşündüğü kişiye, “Efendinin yanında beni an”, dedi. Fakat şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı.

23 Aralık 2018 Pazar

SELAM VERMENİN ÖNEMİ

SELAM VERMENİN ÖNEMİ
Nisa Suresi 86. ayet : Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.

Ayetin hikayesi; Peygamberimiz ( sav ) den önce hayyekellah denirdi. Allah ömürler versin. veya Allah seni mülk sahibi kılsın, demekti.

Bizim dilimizde, Allah ömürler versin demek ki, duyunca sevindirici ama, ömür sadece mutluluk değil, sıkıntı, bela, hastalık, felç olma vardır.  İleri nasıl olacak bilinmediği için iyi bir dua değildir.

Bu duayı eden kötü niyetli de diyebilir . (sürünerek uzun yaşa gibi )

Allah (c.c) eksik dua olmasın diye selamı emretmiştir. Sizi sayıp selam verene, sevmesen bile daha iyisiyle selam ver diyor. Selam vermek sünnet, verilen selamı almak farz dır.

.. Selam veren "es-selamu aleyküm (Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun)" der, selamı alan ise "ve aleykümü's-selam ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun)" diyerek ilaveli duada bulunur.

Allah (c.c) selamı; o insanı koruması, sıkıntılardan kurturması, af etmesi gibi iki dünyada iyilik bulmasıdır.

Elmalılı Hamdi Yazır Kuran Tefsirinden

20 Aralık 2018 Perşembe

EMANETLER

EMANETLER
Nisa Suresi 58. ayet; i: Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Allah’a karşı emanetler, emirleri bütün organlarla uygulama, abdestte, cünüplükte, namazda, zekatta, oruçta. .Cinsel organları muhafaza eyleme de emanet görevleridir.

Kendine karşı emanet; din ve dünyada faydalı olanları tercih etme, kızgınlık, şehvet, cahillikten uzak durmak emanet görevidir.

Halka karşı emanet; hakları gözetmek, aldatmamak, zarar vermemek, batıla ve aşırılıklara sürüklememek , adaletli olmak , eşlerde sadakat, çocukların nesebini korumak ve eğitimlerine özen göstermek, alimlerin işini iyi yapması. ..insana faydalı herşey emanet görevidir.

Kamu görevlerinde de ehliyetli kişiler olmalı, görevlerini iyi yapmak da emanet görevidir.

Elmalılı Hamdi Yazır, Kuran Tefsiri

5 Aralık 2018 Çarşamba

SEVGİNİN ALTIN KURALLARI

SEVMENİN ALTIN KURALLARI
1-Evin geniş ve dostlarının uğrak yeri olsun.
2-Eşinin inancı sağlam, ahlakı güzel olsun.
3-Çocuklarına her konuda güzel örnek ol!
4-Sevinçlerini gizleme ve mutluluğunu paylaş!
5-Mutlaka kitap oku ve düşünmeye çalış!
6-Her yemeği birlikte ye ve sonra şükret!
7-Kaybedecek şeyi olmayanlardan uzak dur!
8-Daima güzel düşün, iyilik edenlerden ol!
9-Yargılamak için değil, anlamak için dinle!
10-Duyduklarını iyiye yorumla! Göreceksin pişman olan sen olmayacaksın!
11-Birini kucakladığında ilk bırakan sen olma!
12-Seni seven insanları koru ve karşılıksız sev!
13-Zor da olsa ailenle tatil yap! Unutma bu anılar, hayatının en değerli anıları olacak.
14-Kendine yapılmasını istemediğin şeyleri sen de başkalarına yapma!
15-Aileni, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır. Annene babana şefkatli davran!
16-İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme!
17-İçinden iyilik yapmak geldiğinde şartlar vazgeçirmeden hemen o iyiliği yap!
18-Kötü olayları düşünerek vakit kaybetme! Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiniz!