29 Ağustos 2017 Salı
HAPŞURURKEN NEDEN ELHAMDÜLİLLLAH DENİR
Hapşırdıktan sonra neden ( Elhamdulillah ) deriz :
Çünkü hapşırma esnasında kalp atışı durur.
Hapşırma ise saatte 100 kilometre hızla gelir.
Hapşırma esnasında kaburgalarından birisi kırılabilir.
Eğer hapşırma sırasında hapşırmayı engellersen beyin kanamasına sonra da ölüme neden olabilir.
Hapşırma sırasında gözlerin açık olursa yuvasından fırlayabilir.
Hapşırma sırasında çalışmakta olan bütün organların durur.Solunum sindirim ve hatta kalp dahi durur.
Bir saniye ve daha az süre sonra Allah ister ve vücut tekrar çalışmaya başlar.
İşte bu yüzden hapşırdıktan sonra Allaha hamd ediyoruz.
( Anlatırken sen de böyle anlatırsan daha etkili olur zannımca.)
(Alıntı)
27 Ağustos 2017 Pazar
PEYGAMBERİMİZİN VEFATI
" Bu gün sizin dininizi kemale erdirdim, size olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim." ( Maide Suresi 3.ayet )
Ayetiyle Peygamber efendimizin görevi artık sona ermişti. Veda Hacc'ından üç ay sonra ateşli bir hummaya yakalandı.
Resulullah'ın ( sav ) hastalandığını duyunca sahabe mescitte toplanmışlardı. , yüce insan; " Rabbinin huzuruna üzerimde kul hakkı olmadan varmak istiyorum." deyerek ashabıyla helalleşti.
" Bilesiniz ki, elbette ben Rabbime kavuşacağım, siz de bana ulaşacaksınız." buyurdu.
Resulullah ( sav ), Hicretin 11. yılında 13 Rebiülevvel pazartesi günü; Miladi takvime göre 8 Haziran 632 pazartesi günü, kendisine verilen emaneti en mükemmel bir şekilde yerine getirmiş olarak Rabbimizin rahmetine kavuştu.
Hz. Ebubekir, Peygamberimizin " Hiç bir Peygamber, vefat ettiği yerin dışında bir yere defnedilmemiştir." buyurduğunu işittiğini söylemesi ( İbn Sad ) üzerine, Peygamberimiz ( sav ) vefat ettiği Hz.Aişe'nin odasına defnedildi.
Medine'de vefat etmesinin sebebi ise; Hicret etmeden Medine'lilerle yaptığı Akabe antlaşmasında, Medine'liler " biz seni canımız gibi koruyacağız, Mekke feth olunursa, Sende bizi terk etmeyeceksin" diye söz almışlardı.
Onun için Peygamberimiz ( SAV ) hastalanınca, Mekke'yi çok sevmesine rağmen Medine'ye dönmüş, orada vefat etmiştir.
Peygamberimiz'in ( sav )Kabri Şerifi, Medine'de Mescidi Nebevi'dedir.
Allah ( c.c ) cümlemize şefaatini nasip etsin. Âmin
Ayetiyle Peygamber efendimizin görevi artık sona ermişti. Veda Hacc'ından üç ay sonra ateşli bir hummaya yakalandı.
Resulullah'ın ( sav ) hastalandığını duyunca sahabe mescitte toplanmışlardı. , yüce insan; " Rabbinin huzuruna üzerimde kul hakkı olmadan varmak istiyorum." deyerek ashabıyla helalleşti.
" Bilesiniz ki, elbette ben Rabbime kavuşacağım, siz de bana ulaşacaksınız." buyurdu.
Resulullah ( sav ), Hicretin 11. yılında 13 Rebiülevvel pazartesi günü; Miladi takvime göre 8 Haziran 632 pazartesi günü, kendisine verilen emaneti en mükemmel bir şekilde yerine getirmiş olarak Rabbimizin rahmetine kavuştu.
Hz. Ebubekir, Peygamberimizin " Hiç bir Peygamber, vefat ettiği yerin dışında bir yere defnedilmemiştir." buyurduğunu işittiğini söylemesi ( İbn Sad ) üzerine, Peygamberimiz ( sav ) vefat ettiği Hz.Aişe'nin odasına defnedildi.
Medine'de vefat etmesinin sebebi ise; Hicret etmeden Medine'lilerle yaptığı Akabe antlaşmasında, Medine'liler " biz seni canımız gibi koruyacağız, Mekke feth olunursa, Sende bizi terk etmeyeceksin" diye söz almışlardı.
Onun için Peygamberimiz ( SAV ) hastalanınca, Mekke'yi çok sevmesine rağmen Medine'ye dönmüş, orada vefat etmiştir.
Peygamberimiz'in ( sav )Kabri Şerifi, Medine'de Mescidi Nebevi'dedir.
Allah ( c.c ) cümlemize şefaatini nasip etsin. Âmin
25 Ağustos 2017 Cuma
PEYGAMBERİMİZ SAV GÖRGÜ KURALLARI
Peygamberimiz ( sav ) den görgü kuralları ile ilgili önerileri şunlardır.
Üç kişi bir arada iken, ikisi öbüründen gizli konuşmasın.
Biriniz yatağa gireceğiniz sırada evlerinizde açık ateş ve üstü açık su kabı bırakmasın.
Sütten başka hiçbir şey, yemek ve su yerine geçmez. Zira o, hem tok tutar hem de harareti giderir.
Sizden biriniz karınca ısırdığı aman ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölüm acısını ancak o kadar duyar.
İnsanlara en güzel şekilde muamele et.
Büyük zorluklara düçar olduğun zaman “ Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” Zikri cemaline devam ediniz.
Kadın dört sebepten biri için alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanını seç ki, elin bereketlensin.
Yolculuğa çıkınız, sıhhat bulursunuz.
İnsanoğlu yaşlandıkça iki şey onda gençleşir: Mal sevgisi ve çok yaşama arzusu.
Hiçbirini kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi içinde istemedikçe tam manada iman etmiş olmaz.
İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.
Allah’a ve ahret gününe iman eden ya hayır söylesin yahut sussun.
Allah’a ve ahret gününe iman eden misafirine ikram etsin.
İki nimet vardır ki çoğu zaman insanlar onun kıymetini bilmez. Boş vakit ve sıhhat.
Sizin en hayırlınız Ahlakça en güzel olanınızdır.
Hediyeleşiniz, çünkü hediye kalpteki kini giderir.
Doğruluk iyiliğe, iyilikte cennete götürür.
Yalancılık kötülüğe, kötülükte cehenneme götürür.
Gerçek pehlivan güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman öfkesini yenendir.
20- Hiç kimse kendi el emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.
Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, bir gün gelir düşmanın olabilir; düşmanlık yaptığın kimseye de aşırı kin besleme bir gün gelir o da dostun olabilir.
Üç kişi bir arada iken, ikisi öbüründen gizli konuşmasın.
Biriniz yatağa gireceğiniz sırada evlerinizde açık ateş ve üstü açık su kabı bırakmasın.
Sütten başka hiçbir şey, yemek ve su yerine geçmez. Zira o, hem tok tutar hem de harareti giderir.
Sizden biriniz karınca ısırdığı aman ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölüm acısını ancak o kadar duyar.
İnsanlara en güzel şekilde muamele et.
Büyük zorluklara düçar olduğun zaman “ Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” Zikri cemaline devam ediniz.
Kadın dört sebepten biri için alınır: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanını seç ki, elin bereketlensin.
Yolculuğa çıkınız, sıhhat bulursunuz.
İnsanoğlu yaşlandıkça iki şey onda gençleşir: Mal sevgisi ve çok yaşama arzusu.
Hiçbirini kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi içinde istemedikçe tam manada iman etmiş olmaz.
İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.
Allah’a ve ahret gününe iman eden ya hayır söylesin yahut sussun.
Allah’a ve ahret gününe iman eden misafirine ikram etsin.
İki nimet vardır ki çoğu zaman insanlar onun kıymetini bilmez. Boş vakit ve sıhhat.
Sizin en hayırlınız Ahlakça en güzel olanınızdır.
Hediyeleşiniz, çünkü hediye kalpteki kini giderir.
Doğruluk iyiliğe, iyilikte cennete götürür.
Yalancılık kötülüğe, kötülükte cehenneme götürür.
Gerçek pehlivan güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman öfkesini yenendir.
20- Hiç kimse kendi el emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir.
Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, bir gün gelir düşmanın olabilir; düşmanlık yaptığın kimseye de aşırı kin besleme bir gün gelir o da dostun olabilir.
PEYGAMBERİMİZ SAV DUASI
Hz. Aişe ( r.a ) Resulullah’ın ( sav ) sevinçli bir vaktinde, “Ya Resulullah, bana dua et.” Dedi.
Peygamberimiz de “ Ey Allah’ım, onun geçmiş ve gelecek, gizli ve aşikar günahlarını mağfiret et.” Mealinde dua buyurdu.
Hz. Aişe çok sevinerek güldü. Resulullah ( sav ): “ Seni duam mı sevindirdi? Diye sordu.
Hz. Aişe: “ Senin duan beni nasıl sevindirmesin?” dedi.
Resulullah Efendimiz: “ Vallahi, muhakkak ben ümmetim için her namazımda böyle dua ederim.” Buyurdu.
YA ÖMER! ALLAH’TAN KORK, ÖLÜM VAR
Hz. Ömer ( ra ) halifelik görevini aldıktan sonra kendi parasıyla bir adam tutmuştu. Bu adamın görevi her gün, günün belirli saatlerinde Hz. Ömer’in yanına gelerek ona;
“ Ya Ömer Allah’tan kork, ölüm var!” demekti. Bu durum günlerce, aylarca, hatta yıllarca devam etti.
Bir gün Hz. Ömer ( ra ) aynaya bakarken saç ve sakalının ağardığını gördü, görevliyi yanına çağırdı ve ona;
“ Aynaya baktığımda gördüğüm ağaran saç ve sakalın bana ölümün habercisi olarak yeter. Sen bana ölümü günün muayyen saatlerinde hatırlatıyordun, bunlar ise her zaman hatırlatıyor.” dedi.
Peygamberimiz de “ Ey Allah’ım, onun geçmiş ve gelecek, gizli ve aşikar günahlarını mağfiret et.” Mealinde dua buyurdu.
Hz. Aişe çok sevinerek güldü. Resulullah ( sav ): “ Seni duam mı sevindirdi? Diye sordu.
Hz. Aişe: “ Senin duan beni nasıl sevindirmesin?” dedi.
Resulullah Efendimiz: “ Vallahi, muhakkak ben ümmetim için her namazımda böyle dua ederim.” Buyurdu.
YA ÖMER! ALLAH’TAN KORK, ÖLÜM VAR
Hz. Ömer ( ra ) halifelik görevini aldıktan sonra kendi parasıyla bir adam tutmuştu. Bu adamın görevi her gün, günün belirli saatlerinde Hz. Ömer’in yanına gelerek ona;
“ Ya Ömer Allah’tan kork, ölüm var!” demekti. Bu durum günlerce, aylarca, hatta yıllarca devam etti.
Bir gün Hz. Ömer ( ra ) aynaya bakarken saç ve sakalının ağardığını gördü, görevliyi yanına çağırdı ve ona;
“ Aynaya baktığımda gördüğüm ağaran saç ve sakalın bana ölümün habercisi olarak yeter. Sen bana ölümü günün muayyen saatlerinde hatırlatıyordun, bunlar ise her zaman hatırlatıyor.” dedi.
21 Ağustos 2017 Pazartesi
BUNALIMDA İKEN OKUNACAKLAR
HEPİMİZİN DARALDIĞI KENDİNİ ÇARESİZ HİSSETTİĞİ
ZAMANLAR OLUYOR..!! İşte tam da öyle zamanlarda okuyabileceğimiz 10 güzel dua.
1-La havle ve la kuvvete illa billah Anlamı: Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur.
2-“HASBİNAllah VE Nİ’MEL VEKİL,VE Nİ’MEL MEVLA, VE Ni’MEN NASİR.” Anlamı:“ Allah Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.”
3-“Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn.” “ Senden başka ilâh yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim, muhakkak ki ben zalimlerden oldum”
4-İnşirah Suresi Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla. 1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? 2. Yükünü senden alıp atmadık mı? 3. O senin belini büken yükü . 4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? 5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. 6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. 7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, 8. Yalnız Rabbine yönel.
5-“Ya Zel-celal vel-ikram”“ Anlamı:Hem azamet sahibi,hem fazlu kerem sahibi Büyüklük, fazl ve kerem sahibi.
6-“HasbiyAllahu lailahe illahu aleyhü tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym” Anlamı:“Allah’a güvendim (bana yeter)ondan başka ilah yoktur, O vardır, ki bende O’na bağlanıp işimi ona bıraktım; O arşın aziym rabbidir.
7-Felak ve Nas Sureleri
8-Ayetel Kürsi
9-Allahümme ya müfettihal ebvâb, iftah lenâ hayral bab! “Ey kapıları açan Allah’ım! Bize hayır kapılarını aç…”
10-”Ya uddeti ınde şiddeti, ve ya gavsi ınde kürbeti! Ührüsni bi-aynikelleti la tenamü vekfini birüknike ellezi la yüramü”
Anlamı: Sıkıntıda imdadıma yetişen, güçlükte desteğim, her an görüp gözeten Rabbim, beni muhafaza et, sonsuz kudretinle, bana yardım eyle!
PAYLAŞIMI OKUDUNUZ BUYURUN GELİN PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED sallallahu aleyhi ve sellem efendimize 1 Salatü Selam getirelim inşaAllah.
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed
“Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.” (Nesei, Sehv, 55)
Salatü Selam-571
ZAMANLAR OLUYOR..!! İşte tam da öyle zamanlarda okuyabileceğimiz 10 güzel dua.
1-La havle ve la kuvvete illa billah Anlamı: Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur.
2-“HASBİNAllah VE Nİ’MEL VEKİL,VE Nİ’MEL MEVLA, VE Ni’MEN NASİR.” Anlamı:“ Allah Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.”
3-“Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn.” “ Senden başka ilâh yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim, muhakkak ki ben zalimlerden oldum”
4-İnşirah Suresi Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla. 1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? 2. Yükünü senden alıp atmadık mı? 3. O senin belini büken yükü . 4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? 5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. 6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır. 7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, 8. Yalnız Rabbine yönel.
5-“Ya Zel-celal vel-ikram”“ Anlamı:Hem azamet sahibi,hem fazlu kerem sahibi Büyüklük, fazl ve kerem sahibi.
6-“HasbiyAllahu lailahe illahu aleyhü tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym” Anlamı:“Allah’a güvendim (bana yeter)ondan başka ilah yoktur, O vardır, ki bende O’na bağlanıp işimi ona bıraktım; O arşın aziym rabbidir.
7-Felak ve Nas Sureleri
8-Ayetel Kürsi
9-Allahümme ya müfettihal ebvâb, iftah lenâ hayral bab! “Ey kapıları açan Allah’ım! Bize hayır kapılarını aç…”
10-”Ya uddeti ınde şiddeti, ve ya gavsi ınde kürbeti! Ührüsni bi-aynikelleti la tenamü vekfini birüknike ellezi la yüramü”
Anlamı: Sıkıntıda imdadıma yetişen, güçlükte desteğim, her an görüp gözeten Rabbim, beni muhafaza et, sonsuz kudretinle, bana yardım eyle!
PAYLAŞIMI OKUDUNUZ BUYURUN GELİN PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED sallallahu aleyhi ve sellem efendimize 1 Salatü Selam getirelim inşaAllah.
Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed
“Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.” (Nesei, Sehv, 55)
Salatü Selam-571
20 Ağustos 2017 Pazar
ANNE VE BABA HAKKI
Cenâb-ı Hakk Buyuruyor ki:
Biz İnsana Anne ve Babasına Güzel Davranmasını (ve İyilik Yapmasını) Tavsiye Ettik. [Ankebut 8]
Biz İnsana Anne ve Babasını(n Hakkını Gözetmeyi) Tavsiye Ettik. Annesi Onu, Kat-Kat Güçlük (ve Zahmetler) ile (Karnında) Taşıdı. Onun (Sütten) Ayrılması da İki Yıl İçerisinde (Olmuştur). (İşte Bunun İçin), “Bana, Anne ve Babana Şükret, Dönüş Ancak Banadır.” (Dedik). [Lokman 14]
Rabbin, Kendisinden Başkasına Kulluk Etmemenizi ve Anaya-Babaya İhsânı (İyiliği ve Güzel Davranmayı) Emretti. Eğer Onlardan Biri veyâ Her İkisi Senin Yanında İhtiyarlığa Erdirilirlerse, Onlara Öf (Bile) Deme! Onları Azarlama ve Onlara Çok Nâzik (ve Tatlı) Söz Söyle. Onlara Merhâmetten Dolayı Alçakgönüllülük Kanadını İndir ve “Ey Rabbim! (Bunlar) Küçükken Beni (Acıyıp) Yetiştirdikleri Gibi (Sen de Şimdi) Onlara Acı (ve Esirge).” De. [İsra 23-24]
Sevâd-ı A'zam
Biz İnsana Anne ve Babasına Güzel Davranmasını (ve İyilik Yapmasını) Tavsiye Ettik. [Ankebut 8]
Biz İnsana Anne ve Babasını(n Hakkını Gözetmeyi) Tavsiye Ettik. Annesi Onu, Kat-Kat Güçlük (ve Zahmetler) ile (Karnında) Taşıdı. Onun (Sütten) Ayrılması da İki Yıl İçerisinde (Olmuştur). (İşte Bunun İçin), “Bana, Anne ve Babana Şükret, Dönüş Ancak Banadır.” (Dedik). [Lokman 14]
Rabbin, Kendisinden Başkasına Kulluk Etmemenizi ve Anaya-Babaya İhsânı (İyiliği ve Güzel Davranmayı) Emretti. Eğer Onlardan Biri veyâ Her İkisi Senin Yanında İhtiyarlığa Erdirilirlerse, Onlara Öf (Bile) Deme! Onları Azarlama ve Onlara Çok Nâzik (ve Tatlı) Söz Söyle. Onlara Merhâmetten Dolayı Alçakgönüllülük Kanadını İndir ve “Ey Rabbim! (Bunlar) Küçükken Beni (Acıyıp) Yetiştirdikleri Gibi (Sen de Şimdi) Onlara Acı (ve Esirge).” De. [İsra 23-24]
Sevâd-ı A'zam
19 Ağustos 2017 Cumartesi
AİLE REİSİNE NASİHATLER
AİLE REİSLERİNE ÖNEMLİ NASİHATLER. .
1. Evinden çıkarken hanımına Allah’a ısmarladık diyerek çık. Onun gönlünü hoş tut!
2. Pencerelerden yolunu gözletme, vakitlice evine gel!
3. Dışarıda yediğinden içtiğinden evine de getir!
4. Hanımının kusurlarını başkalarına anlatma, güzelliklerini an!
5. Evini harçlıksız bırakma, onları kimseye muhtaç etme!
6. İş hayatının sıkıntılarını eve yansıtma! Evde sevinç olsun.
7. Düğüne yada gezmeye gittiğinde mümkünse hanımını da götür!
8. Evine geldiğinde selamla ve güler yüzle gir ki, ev halkı senin geldigine sevinsin.
9. Evini Kurân’sız, kitapsız ve namazsız bırakma! Sabah namazına kalktıgında ev halkını da kaldır ki, rahmet ve bereket gün boyu sizinle olsun.
10. Gayretli ol, kıskanç ol! Ancak tecessüs etme, su-i zan ile hareket etme! Ayip ve kusur araştırmakla meşgul olma!
11. İnsaflı ol; hanımının gücünün yetmeyeceği isleri ondan bekleme. Gerekirse ona yardım et.
12. Kararlarında hanımınla da istişare etmeyi unutma!
13. Beklenmedik anlarda sürpriz hediyelerle gönül almasini bil!
14. Dünya evine girmek, dünyaya dalmak olmamalı; Ahiretini unutma! Din, vatan ve insanlık için çalışmayı terk etme!
15. Sunu bil ki, az olan helâl kazanç, çok olan haram kazançtan hayırlıdır. Haram lokma yeme, hanımına ve çocuklarına yedirme...
1. Evinden çıkarken hanımına Allah’a ısmarladık diyerek çık. Onun gönlünü hoş tut!
2. Pencerelerden yolunu gözletme, vakitlice evine gel!
3. Dışarıda yediğinden içtiğinden evine de getir!
4. Hanımının kusurlarını başkalarına anlatma, güzelliklerini an!
5. Evini harçlıksız bırakma, onları kimseye muhtaç etme!
6. İş hayatının sıkıntılarını eve yansıtma! Evde sevinç olsun.
7. Düğüne yada gezmeye gittiğinde mümkünse hanımını da götür!
8. Evine geldiğinde selamla ve güler yüzle gir ki, ev halkı senin geldigine sevinsin.
9. Evini Kurân’sız, kitapsız ve namazsız bırakma! Sabah namazına kalktıgında ev halkını da kaldır ki, rahmet ve bereket gün boyu sizinle olsun.
10. Gayretli ol, kıskanç ol! Ancak tecessüs etme, su-i zan ile hareket etme! Ayip ve kusur araştırmakla meşgul olma!
11. İnsaflı ol; hanımının gücünün yetmeyeceği isleri ondan bekleme. Gerekirse ona yardım et.
12. Kararlarında hanımınla da istişare etmeyi unutma!
13. Beklenmedik anlarda sürpriz hediyelerle gönül almasini bil!
14. Dünya evine girmek, dünyaya dalmak olmamalı; Ahiretini unutma! Din, vatan ve insanlık için çalışmayı terk etme!
15. Sunu bil ki, az olan helâl kazanç, çok olan haram kazançtan hayırlıdır. Haram lokma yeme, hanımına ve çocuklarına yedirme...
18 Ağustos 2017 Cuma
PEYGAMBERİMİZ SAV UNUTULAN SÜNNETLER
"
Peygamberimizin unutulan sünnetleri:
1- Çıplak ayakla namaz kılmazdı.
2- Abdest aldıktan sonra kıbleye döner ve su içerdi.
3- Suyu oturarak içer ve 3 yudumda bitirirdi.
4- Su içmeye Besmele ile başlar, bitirince Hamd ederdi.
5- Bıyıkları en çok kaşları kadar uzatırdı, dudaklarının altına sarkıtmazdı.
6- Mezarlıktan geçerken selam verirdi.
7- Ölüye definden sonra telkin verirdi.
8- Dini nikah kıyardı.
9- Tırnaklarını Cum’a günü keserdi.
10- Tırnak kesmeye şehadet parmağından başlardı.
11- Yatarken sağ tarafı üzerine yatardı.
12- Yatmadan önce abdest alır abdestli olarak uyurdu.
13- Yemek yemeye tuzla başlardı.
14- Yemek sofrasında sirke bulundururdu.
15- Ayakkabısını giymeden önce mutlaka ters çevirirdi. (İçinde akrep vb. zehirli hayvan olabilir diye)
16- Fakirlere mutlaka ‘Uşur’ verirdi. (Uşur: Meyvelerin sebzelerin 20’de birini fakirlere dağıtmak)
17- Duş aldıktan sonra ayaklarını yıkardı.
18- Ezan okunurken dururdu.
19- Gömleğin düğmelerini aşağıdan yukarı doğru ilikler, yukarıdan aşağıya doğru açardı.
20- Namazda sol ayağı üzerine oturur sağ ayağını dikerdi.
21- Namazda rükuya eğilirken sol ayağı sağ ayağın yanına getirirdi.
22- Hapşırınca Elhamdülillah ,duyarsa da Yerhamükellah derdi.
23- Cenaze evine yemek gönderirdi.
24- Kabir üzerine su dökerdi, kabri balık sırtı yapardı.
25- Cevizi peynirle (şifadır), üzümü ekmekle yerdi.
26- Buğday ekmeğine arpa unu karıştırırdı.
27- Yemekte güzel şeylerden bahsederdi.
28- Biri seslendiğinde seslenene doğru bütün vücudu ile dönerdi.
29- Yolda başı öne eğik yürürdü.
30- Sabah ve ikindi namazından sonra istiğfar okurdu.
31- Diş temizliği için misvak kullanırdı.
32- İstişare ederdi.
33- Mübah olan yerlere sağ ayakla girer sağ ayakla çıkardı.
34- Günde iki öğün yemeye gayret ederdi.
35- Cenaze namazından sonra ayakta dua ederdi.
36- Her gece yatmadan evvel iki elini açarak birleştirir, İhlas, felak, nas surelerini okuyarak ellerinin içine üfler sonra başından ve yüzünden başlayarak 3 defa elinin eriştiği kadarıyla bütün vücudunu sıvazlar ondan sonra yatardı. Hz. Aişe validemiz bunu her gece 3 defa yaptığını rivayet etmektedir.
37- Namazda rükuya giderken sırtı dümdüz olurdu.
38- Ölüm halinde olanlara su içirirdi.
39- Güzel koku sürünürdü.
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN
Peygamberimizin unutulan sünnetleri:
1- Çıplak ayakla namaz kılmazdı.
2- Abdest aldıktan sonra kıbleye döner ve su içerdi.
3- Suyu oturarak içer ve 3 yudumda bitirirdi.
4- Su içmeye Besmele ile başlar, bitirince Hamd ederdi.
5- Bıyıkları en çok kaşları kadar uzatırdı, dudaklarının altına sarkıtmazdı.
6- Mezarlıktan geçerken selam verirdi.
7- Ölüye definden sonra telkin verirdi.
8- Dini nikah kıyardı.
9- Tırnaklarını Cum’a günü keserdi.
10- Tırnak kesmeye şehadet parmağından başlardı.
11- Yatarken sağ tarafı üzerine yatardı.
12- Yatmadan önce abdest alır abdestli olarak uyurdu.
13- Yemek yemeye tuzla başlardı.
14- Yemek sofrasında sirke bulundururdu.
15- Ayakkabısını giymeden önce mutlaka ters çevirirdi. (İçinde akrep vb. zehirli hayvan olabilir diye)
16- Fakirlere mutlaka ‘Uşur’ verirdi. (Uşur: Meyvelerin sebzelerin 20’de birini fakirlere dağıtmak)
17- Duş aldıktan sonra ayaklarını yıkardı.
18- Ezan okunurken dururdu.
19- Gömleğin düğmelerini aşağıdan yukarı doğru ilikler, yukarıdan aşağıya doğru açardı.
20- Namazda sol ayağı üzerine oturur sağ ayağını dikerdi.
21- Namazda rükuya eğilirken sol ayağı sağ ayağın yanına getirirdi.
22- Hapşırınca Elhamdülillah ,duyarsa da Yerhamükellah derdi.
23- Cenaze evine yemek gönderirdi.
24- Kabir üzerine su dökerdi, kabri balık sırtı yapardı.
25- Cevizi peynirle (şifadır), üzümü ekmekle yerdi.
26- Buğday ekmeğine arpa unu karıştırırdı.
27- Yemekte güzel şeylerden bahsederdi.
28- Biri seslendiğinde seslenene doğru bütün vücudu ile dönerdi.
29- Yolda başı öne eğik yürürdü.
30- Sabah ve ikindi namazından sonra istiğfar okurdu.
31- Diş temizliği için misvak kullanırdı.
32- İstişare ederdi.
33- Mübah olan yerlere sağ ayakla girer sağ ayakla çıkardı.
34- Günde iki öğün yemeye gayret ederdi.
35- Cenaze namazından sonra ayakta dua ederdi.
36- Her gece yatmadan evvel iki elini açarak birleştirir, İhlas, felak, nas surelerini okuyarak ellerinin içine üfler sonra başından ve yüzünden başlayarak 3 defa elinin eriştiği kadarıyla bütün vücudunu sıvazlar ondan sonra yatardı. Hz. Aişe validemiz bunu her gece 3 defa yaptığını rivayet etmektedir.
37- Namazda rükuya giderken sırtı dümdüz olurdu.
38- Ölüm halinde olanlara su içirirdi.
39- Güzel koku sürünürdü.
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN
17 Ağustos 2017 Perşembe
YEMEK DUASI İLE İLGİLİ HADİSLER
YEMEK DUASI İLE İLGİLİ HADİSLER
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sas) yemekten sonra, Allah’ın verdiği nimetlere şükür olarak, çeşitli dualarda bulunmuş. Dua edilmesini de tavsiye etmiş.
Hadis âlimleri, İmam Buhari, İmam Müslim, İbn Mace de hadis kaynaklarında Efendimiz’in (sas) “Besmele çek. Sağ elinle ye. Hep önünden ye.” rivayetinde bulunduğunu haber veriyor.
Ebu Said Hudri (ra), Efendimiz’in (sas) yemek yediği zaman, “Hamd bizi yediren, içiren ve Müslüman kılan Allah’a mahsustur.” niyazında bulunduğunu rivayet ediyor.
Enes bin Malik (ra) şunu söylüyor: “Rasulüllah (sas) şöyle buyurdu: Yemeğini yedikten sonra şu şekilde duâ eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır: Sarf edilen güç ve kuvvet bana ait olmadığı halde bu nimeti bana yediren, bana rızık olarak takdir buyuran Allah’a hamd olsun. ( Tirmizi)
Allah’ım! Bize bu yediğimiz yemek sebebiyle bereket ver, hakkımızda bu yemeği mübarek kıl. Bize bu yemekten daha hayırlı olanını yedir.(Tirmizî, Daavat)
(İhlas Sûresi 1, 2, 3, 4)
De ki: O, Allah’tır, gerçek İlah’tır ve Bir’dir. Allah Samed’dir. (Samed: “Tam, eksiği olmayan, her şey Kendisine muhtaç olduğu halde, Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan” demektir.) Ne doğurdu, ne de doğuruldu. Ne de herhangi bir şey O’na denk oldu.
Ben dua bilmiyorum diyorsanız, İhlas suresi okunup, Elhamdülillah denilebilir
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sas) yemekten sonra, Allah’ın verdiği nimetlere şükür olarak, çeşitli dualarda bulunmuş. Dua edilmesini de tavsiye etmiş.
Hadis âlimleri, İmam Buhari, İmam Müslim, İbn Mace de hadis kaynaklarında Efendimiz’in (sas) “Besmele çek. Sağ elinle ye. Hep önünden ye.” rivayetinde bulunduğunu haber veriyor.
Ebu Said Hudri (ra), Efendimiz’in (sas) yemek yediği zaman, “Hamd bizi yediren, içiren ve Müslüman kılan Allah’a mahsustur.” niyazında bulunduğunu rivayet ediyor.
Enes bin Malik (ra) şunu söylüyor: “Rasulüllah (sas) şöyle buyurdu: Yemeğini yedikten sonra şu şekilde duâ eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır: Sarf edilen güç ve kuvvet bana ait olmadığı halde bu nimeti bana yediren, bana rızık olarak takdir buyuran Allah’a hamd olsun. ( Tirmizi)
Allah’ım! Bize bu yediğimiz yemek sebebiyle bereket ver, hakkımızda bu yemeği mübarek kıl. Bize bu yemekten daha hayırlı olanını yedir.(Tirmizî, Daavat)
(İhlas Sûresi 1, 2, 3, 4)
De ki: O, Allah’tır, gerçek İlah’tır ve Bir’dir. Allah Samed’dir. (Samed: “Tam, eksiği olmayan, her şey Kendisine muhtaç olduğu halde, Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan” demektir.) Ne doğurdu, ne de doğuruldu. Ne de herhangi bir şey O’na denk oldu.
Ben dua bilmiyorum diyorsanız, İhlas suresi okunup, Elhamdülillah denilebilir
14 Ağustos 2017 Pazartesi
PEYGAMBERİMİZ SAV KADINLAR İÇİN HADİSLERİ
HANIMLAR İLE ALAKALI PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) MÜBAREK SÖZLERİ
1. Güzel amel sahibi bir kadın yetmiş veliden üstündür.
2. Kötü amel sahibi bir kadın bin kötü amel sahibi erkekten daha kötüdür.
3. Hamile bir kadının iki rekât namazı hamile olmayan bir kadının yetmiş rekât namazından daha hayırlıdır.
4. Bir kadının kendi çocuğuna emzirdiği her yudum süt için ayrı ayrı ecir (sevap) vardır.
5. Evin erkeği eve yorgun geldiği zaman hanımı güler yüzle hoş geldin derse yarım cihat sevabı alır.
6. Bir kadın çocuğunun ağlaması sebebiyle gece uyuyamasa o kadına yirmi köle azat etme sevabı verilir.
7. Bir kadın kocasına, bir koca da hanımına rahmet ve merhametle bakarsa Allah Teâlâ’da her ikisine rahmetle bakar.
8. Bir kadın ki kocasını Allah yoluna gönderiyor ve kendiside âdâbı ile evinde oturursa kocasından beş yüz sene evvel cennete girecektir. Yetmiş bin meleğin ve hurilerin sultanı olacaktır. Cennet suyuyla yıkandıktan sonra yakuttan yaratılmış bir at üzerinde kocasını karşılayacaktır.
9. Bir kadın hasta olan çocuğu sebebiyle uyuyamasa ve onu rahatlatmak için uğraşırsa Allah Teâlâ onun günahlarını affeder ve on iki senelik kabul olunmuş ibadet ecri verir.
10. Bir kadın süt veren hayvanını besmele çekerek sağmaya başlarsa o hayvan onun için dua eder.
11. Bir kadın besmele çekerek hamur yoğurursa Allah Teâlâ onun rızkına bereket verir.
12. Bir kadın Allah’ı zikrederek evini süpürürse Kâbe’yi süpürmüş gibi ecir (sevap) alır.
13. Bir kadın beş vakit namazını kılar, namusunu muhafaza eder, kocasına itaat ederse cennetin kapılarından dilediğinden girsin.
14. (Salih) Kocasına itaat etmeyen kadının kılmış olduğu namaz başından yukarı geçmez.
15. Hamile olan bir kadına gündüzleri oruç tutmuş geceleri de ibadetle geçirmiş gibi sevap verilir.
16. Bir kadın doğum yaparsa Allah Teâlâ ona yetmiş senelik namaz ve oruç sevabı yazar. Çektiği zahmetlere ve her damara gelen sancıya bir hac yapmış sevabı verir.
17. Eğer bir kadın doğumdan sonra kırk gün içinde ölürse ona şahadet (şehitlik) derecesi verilir.
18. Eğer çocuk gece uyanır annesi de beddua etmeden ona süt emzirirse kendisine bir senelik namaz ve oruç sevabı verilir.
19. Çocuk sütten kesildikten gökten bir melek iner ve çocuğu emziren anneye şöyle nida eder. Allah sana cenneti vacip kıldı.
20. Kocası söylemeden bir kadın kocasına hizmet yaparsa yedi tane yetmiş gram altın tasadduk etmiş sevabı verilir. Kocası söyledikten sonra yaparsa yedi tane yetmiş gram gümüş tasadduk etmiş sevabı verilir.
21. Eğer kocası kendisinden razı olduğu halde bir kadın ölürse cennet o kadına vacip olur.
22. Saliha bir kadın yetmiş erkekten üstündür.
23. Hanımına bir mesele öğretene yetmiş senelik ibadet sevabı verilir.
24. Tesettürüne dikkat eden kadına cennette Allah Teâlâ’nın hususi rahmeti olacaktır.
25. İnce elbise giyen kadınlar, yabancı erkeklerde şehvet uyandıran kadınlar, dışarı çıkarken süslenip koku süren kadınlar ne cennete girecekler nede kokusunu duyacaktır.
Hepsi hadislerden derlemedir.
NOT; Bunlar sadece İslama göre yaşayan iman üzeri olan Erkek ve Kadınlar için geçerlidir.
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN
DİNİ hikaye seven kardeşlerim
BİZİ TAKİP ETSİNLER →
13 Ağustos 2017 Pazar
SADAKA KİMLERE VERİLİR
SADAKA KİMLERE VERİLİR
SADAKA: Kur’anda infak etmek olarak geçer. “…Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar De ki: “Bağışladıklarınızı” Böylece Allah size ayetlerini açıklar, umulur ki düşünürsünüz ” Bakara Suresi Ayet 219 “Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir ” Bakara Suresi Ayet 254 “Mallarını Allah yolunda infak edip harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz dane bulunan yedi başak çıkarmış bir daneye benzer Ve Allah, dilediği kişi için daha da arttırır Allah Vâsi’dir, yaratışını ve yarattıklarını genişletir; Âlim’dir, her şeyi en iyi biçimde bilir ” Bakara Suresi Ayet 261 “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe zafer ve mutluluğa asla ulaşamazsınız İnfak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir ” Ali İmran Suresi Ayet 92 “Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever ” Ali İmran Suresi Ayet 134 SADAKA ( İNFAK ) KİMLERE VERİLİR “ Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz ” Bakara Suresi Ayet 280 “ Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar De ki: “İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir ” Bakara Suresi Ayet 215 “ İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir İffet ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır Sen onları yüzlerinden tanırsın Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek insanlardan bir şey istemezler Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir ” Bakara Suresi Ayet 273 “ Sadakalar/zekât malları Allah’tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi Allah Âlim’dir, Hakîm’dir ” Tevbe Suresi Ayet 60
SADAKA: Kur’anda infak etmek olarak geçer. “…Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar De ki: “Bağışladıklarınızı” Böylece Allah size ayetlerini açıklar, umulur ki düşünürsünüz ” Bakara Suresi Ayet 219 “Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir ” Bakara Suresi Ayet 254 “Mallarını Allah yolunda infak edip harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz dane bulunan yedi başak çıkarmış bir daneye benzer Ve Allah, dilediği kişi için daha da arttırır Allah Vâsi’dir, yaratışını ve yarattıklarını genişletir; Âlim’dir, her şeyi en iyi biçimde bilir ” Bakara Suresi Ayet 261 “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe zafer ve mutluluğa asla ulaşamazsınız İnfak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir ” Ali İmran Suresi Ayet 92 “Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever ” Ali İmran Suresi Ayet 134 SADAKA ( İNFAK ) KİMLERE VERİLİR “ Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz ” Bakara Suresi Ayet 280 “ Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar De ki: “İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir ” Bakara Suresi Ayet 215 “ İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir İffet ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır Sen onları yüzlerinden tanırsın Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek insanlardan bir şey istemezler Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir ” Bakara Suresi Ayet 273 “ Sadakalar/zekât malları Allah’tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi Allah Âlim’dir, Hakîm’dir ” Tevbe Suresi Ayet 60
12 Ağustos 2017 Cumartesi
PEYGAMBERİMİZ SAV ANMAK
KUR'AN'DA PEYGAMBERİMİZİN ADININ ZİKREDİLMESİ
Kur’an’da Peygamberimiz ( sav ) hakkında çok sayıda ayet olmakla birlikte sadece dört ayette “ Muhammed” ( sav ) ismi geçmektedir. Bunların ikisinde “Rasulullah” tabiri geçmekte, ( Ahzap 40, fetih 29 ) Birinde “Rasul” olduğu bildirilmekte, ( Al-i İmran 144 ) Birinde de dünya ve ahiret mutluluğuna erişmek için Hz. Muhammed’e (sav ) inanmak şart koşulmaktadır. ( Muhammed 2 ) Diğer bir ayette, Hz. İsa’nın (as) kendisinden sonra gelecek Rasulü müjdelerken O’nun adının Ahmet olacağını söylediği bildirilmektedir. ( Saf 6 ) Seksen altı ayette Allah ( c.c ) ve Muhammed ( sav ) kastedilerek Rasul kelimesi vav edatı ile bir arada zikredilmiş, on yedi ayette de “Bizim Resulümüz”, “ O’nun Rasulü” anlamındaki terkipler yer almıştır. Al-i İmran Suresi “ Resulüm de ki: “ Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.”
HZ. PEYGAMBER'İN ŞÜKRÜ
Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz ( sav ), Allah’a ( c.c ) gerçek manada şükreden bir insandı. Çünkü O, felaket ve musibetlere karşı sabrederken, büyük veya küçük herhangi bir nimete kavuştuğu zaman da şükretmiş, kul olmayı şükür sebebi olarak görmüştür. Peygamberimiz (sav) e “ Allah senin geçmiş ve gelecekteki günahlarını bağışladığı halde bu kadar zahmete niye katlanıyorsun? Diye sorulduğunda, Peygamberimiz ( sav ) “ Şükreden bir kul olmayayım mı?” Cevabını vermiştir. ( Buhari ) Peygamberimiz Hz. Muhammed ( sav )in bir sıkıntısı nedeniyle şikayet ettiği, insanlara dert yandığı görülmemişti. Ölümünden önce yakalandığı ağır hastalığa bile şükürle mukabelede bulunmuştur. Yani O’nun her hali şükür üzerineydi. AHZAP SURESİ 21. AYET “ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
Kur’an’da Peygamberimiz ( sav ) hakkında çok sayıda ayet olmakla birlikte sadece dört ayette “ Muhammed” ( sav ) ismi geçmektedir. Bunların ikisinde “Rasulullah” tabiri geçmekte, ( Ahzap 40, fetih 29 ) Birinde “Rasul” olduğu bildirilmekte, ( Al-i İmran 144 ) Birinde de dünya ve ahiret mutluluğuna erişmek için Hz. Muhammed’e (sav ) inanmak şart koşulmaktadır. ( Muhammed 2 ) Diğer bir ayette, Hz. İsa’nın (as) kendisinden sonra gelecek Rasulü müjdelerken O’nun adının Ahmet olacağını söylediği bildirilmektedir. ( Saf 6 ) Seksen altı ayette Allah ( c.c ) ve Muhammed ( sav ) kastedilerek Rasul kelimesi vav edatı ile bir arada zikredilmiş, on yedi ayette de “Bizim Resulümüz”, “ O’nun Rasulü” anlamındaki terkipler yer almıştır. Al-i İmran Suresi “ Resulüm de ki: “ Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.”
HZ. PEYGAMBER'İN ŞÜKRÜ
Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz ( sav ), Allah’a ( c.c ) gerçek manada şükreden bir insandı. Çünkü O, felaket ve musibetlere karşı sabrederken, büyük veya küçük herhangi bir nimete kavuştuğu zaman da şükretmiş, kul olmayı şükür sebebi olarak görmüştür. Peygamberimiz (sav) e “ Allah senin geçmiş ve gelecekteki günahlarını bağışladığı halde bu kadar zahmete niye katlanıyorsun? Diye sorulduğunda, Peygamberimiz ( sav ) “ Şükreden bir kul olmayayım mı?” Cevabını vermiştir. ( Buhari ) Peygamberimiz Hz. Muhammed ( sav )in bir sıkıntısı nedeniyle şikayet ettiği, insanlara dert yandığı görülmemişti. Ölümünden önce yakalandığı ağır hastalığa bile şükürle mukabelede bulunmuştur. Yani O’nun her hali şükür üzerineydi. AHZAP SURESİ 21. AYET “ Andolsun, Allah’ın Resulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
10 Ağustos 2017 Perşembe
RÜKUDA SADAKA
Ebu Zer ( r.a ) şöyle anlatıyor:
Bir gün Allah Resulü ( sav ) ile birlikte öğle namazı kıldık. Mescide bir sail geldi ve oradakilerden sadaka istedi, fakat kimse sadaka vermedi. Sail ellerini semaya kaldırıp:
“ – Allah’ım, Peygamber Efendimizin mescidinde sadaka istedim ama kimse bana bir sadaka vermedi” dedi. Hz. Ali ( r.a ) o esnada rükûda idi. Saile sağ elinin küçük parmağındaki yüzüğü işaret etti. O da gelip parmağındaki yüzüğü işaret etti. O da gelip parmağındaki yüzüğü aldı.
Hz. Ali’nin işaretini ve sailin yüzüğü alıp gidişini Rasul-i Ekrem ( sav ) gördü ve:
“ – Allah’ım, kardeşim Musa ( as ) senden istedi ve: “ Rabbim! Yüreğime genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden bağı çöz ki sözümü anlasınlar. Bana ailemden bir de vezir ( yrdımcı ) ver, kardeşim Harun’u ver. Onun sayesinde sırtımı kuvvetlendir ve onu işime ortak kıl!”
( Taha 25 – 32 ) dedi ve onun hakkında vahiy indirildi.
KASAS SURESİ 35. AYET
“ Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, ayetlerimiz ( mucize ve yardımlarımız ) sayesinde onlar size erişemeyecekler. Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz. “
Hz. Muhammed ( sav ) “ Allah’ım ben de Senin Peygamberin ve seçkin kulun Muhammed’im. Benim sadrıma da inşirah ver, işimi kolaylaştır, ailemden bana bir vezir ver, Ali’yi ver, onunla benim sırtımı kuvvetlendir.” Diye dua etti.
Vallahi Allah Resulü ( sav ) daha duasını bitirmemişti ki Cibril ( as ) geldi ve ey Muhammed oku: “ Sizin dostunuz ( veliniz ) ancak Allah’tır, Resulü’dür, iman edenler ki onlar namaza devam ederler ve rükû halinde bile zekât verirler. Kim Allah’ı, Resulunü ve iman edenleri dost edinirse ( bilsin ki ) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah tarafını tutanlardır.” ( Maide 55 – 56 ) dedi.
Hz. Musa kardeşini yardımcı istemişti. Peygamberimiz ( sav ) de, Hz. Ali ( r.a ) istemiştir. Hem yardımcı olmuş hem de damadı olmuş, neslini de devam ettirmiştir. Çok kuvvetli olduğu gibi çok cömertti.
Hz. Ali ( r.a ), diğer mü’minler gibi, tasaddukta bulunmayı severdi ve bu ayeti kerimenin hükmüne öncelikle dâhildir. Allah ( c.c ) sadaka veren, zekatını tam veren kullarını çok sevdiğini bildirmiştir.
Bir gün Allah Resulü ( sav ) ile birlikte öğle namazı kıldık. Mescide bir sail geldi ve oradakilerden sadaka istedi, fakat kimse sadaka vermedi. Sail ellerini semaya kaldırıp:
“ – Allah’ım, Peygamber Efendimizin mescidinde sadaka istedim ama kimse bana bir sadaka vermedi” dedi. Hz. Ali ( r.a ) o esnada rükûda idi. Saile sağ elinin küçük parmağındaki yüzüğü işaret etti. O da gelip parmağındaki yüzüğü işaret etti. O da gelip parmağındaki yüzüğü aldı.
Hz. Ali’nin işaretini ve sailin yüzüğü alıp gidişini Rasul-i Ekrem ( sav ) gördü ve:
“ – Allah’ım, kardeşim Musa ( as ) senden istedi ve: “ Rabbim! Yüreğime genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden bağı çöz ki sözümü anlasınlar. Bana ailemden bir de vezir ( yrdımcı ) ver, kardeşim Harun’u ver. Onun sayesinde sırtımı kuvvetlendir ve onu işime ortak kıl!”
( Taha 25 – 32 ) dedi ve onun hakkında vahiy indirildi.
KASAS SURESİ 35. AYET
“ Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, ayetlerimiz ( mucize ve yardımlarımız ) sayesinde onlar size erişemeyecekler. Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz. “
Hz. Muhammed ( sav ) “ Allah’ım ben de Senin Peygamberin ve seçkin kulun Muhammed’im. Benim sadrıma da inşirah ver, işimi kolaylaştır, ailemden bana bir vezir ver, Ali’yi ver, onunla benim sırtımı kuvvetlendir.” Diye dua etti.
Vallahi Allah Resulü ( sav ) daha duasını bitirmemişti ki Cibril ( as ) geldi ve ey Muhammed oku: “ Sizin dostunuz ( veliniz ) ancak Allah’tır, Resulü’dür, iman edenler ki onlar namaza devam ederler ve rükû halinde bile zekât verirler. Kim Allah’ı, Resulunü ve iman edenleri dost edinirse ( bilsin ki ) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah tarafını tutanlardır.” ( Maide 55 – 56 ) dedi.
Hz. Musa kardeşini yardımcı istemişti. Peygamberimiz ( sav ) de, Hz. Ali ( r.a ) istemiştir. Hem yardımcı olmuş hem de damadı olmuş, neslini de devam ettirmiştir. Çok kuvvetli olduğu gibi çok cömertti.
Hz. Ali ( r.a ), diğer mü’minler gibi, tasaddukta bulunmayı severdi ve bu ayeti kerimenin hükmüne öncelikle dâhildir. Allah ( c.c ) sadaka veren, zekatını tam veren kullarını çok sevdiğini bildirmiştir.
9 Ağustos 2017 Çarşamba
SADAKA VERMENİN ÖNEMİ
SADAKA VERMENİN ÖNEMİ
Sadaka vermek dinimizin emirlerindendir. Sadakanın önemi ile ilgili birçok ayet ve hadis vardır. Mükâfatı çok büyük olduğu gibi dünyalık sıkıntılara, kaza ve belaların önüne geçer. Üzerimizden kalkmasını ve başımıza gelmesini önler. Hepimiz bunları biliyoruz ama dünyanın ihtiyaçlarına para yetişmez oldu diyoruz, önemini tekrar hatırlamak için sadaka ile ilgili ayet ve hadisleri okuyalım. “ Onlar ki Allah anıldığı zaman kalpleri titreyen, başlarına gelen sıkıntılara sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden hayır için harcayanlardır.” ( Hac Suresi 35. ayet ) “ ( Haydi) kim var! İsteyene Allah adına güzel bir borç ( faizsiz ödünç ) versin de, O da ( verdiğini ) ona kat kat fazlasıyla artırsın…” ( Bakara 245 ) “ Mallarınızı gece gündüz gizli ve açık Allah yolunda hayır işlerine harcayanlar var ya, işte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” ( Bakara 274 ) Bakara Suresi 264. Ayette Allah ( c.c ), gösteriş için verilen, başa kalkarak, inciterek verilen sadakanın boşa gideceğini bildirmiştir. Yine sadaka verirken de ölçü konulmuştur. “ Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, fakat saçıp savurma ( israfçı olma )” ( İsra 26 ) “ Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma, sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.” ( İsra 29 ) Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Sadaka, Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölüme engel olur." Ebû Hureyre radıyallahu anh. "Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip, biri: "Allah’ım! Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!" Öbürü: "Allah’ım! Vermeyip, elinde tutanın malına telef ver!" demesinler." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. "Bir Müslüman, sevabını Allahtan umarak çoluk çocuğuna bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur." (Ebû Mesûd radıyallahu anh. Buhârî.) "Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin." (Adiy radıyallahu anh. Buhârî.) "Allah için vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir." (Ebû Hureyre ra Müslim.) "Yüksek el, alçak elden daha hayırlıdır. Bakmaya yükümlü olandan başla. En hayırlı yardım, ihtiyaç dışındakinden verilendir. Kim iffetli davranmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim insanlardan bir şey beklemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. "Herhangi bir Müslüman, bir ağaç diker, ya da bir ekin eker de, ondan kuş, ya da insan veya hayvan yerse, mutlaka karşılığında bir sadaka sevabı alır." Enes radıyallahu anh. Buhârî.
Sadaka vermek dinimizin emirlerindendir. Sadakanın önemi ile ilgili birçok ayet ve hadis vardır. Mükâfatı çok büyük olduğu gibi dünyalık sıkıntılara, kaza ve belaların önüne geçer. Üzerimizden kalkmasını ve başımıza gelmesini önler. Hepimiz bunları biliyoruz ama dünyanın ihtiyaçlarına para yetişmez oldu diyoruz, önemini tekrar hatırlamak için sadaka ile ilgili ayet ve hadisleri okuyalım. “ Onlar ki Allah anıldığı zaman kalpleri titreyen, başlarına gelen sıkıntılara sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden hayır için harcayanlardır.” ( Hac Suresi 35. ayet ) “ ( Haydi) kim var! İsteyene Allah adına güzel bir borç ( faizsiz ödünç ) versin de, O da ( verdiğini ) ona kat kat fazlasıyla artırsın…” ( Bakara 245 ) “ Mallarınızı gece gündüz gizli ve açık Allah yolunda hayır işlerine harcayanlar var ya, işte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” ( Bakara 274 ) Bakara Suresi 264. Ayette Allah ( c.c ), gösteriş için verilen, başa kalkarak, inciterek verilen sadakanın boşa gideceğini bildirmiştir. Yine sadaka verirken de ölçü konulmuştur. “ Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, fakat saçıp savurma ( israfçı olma )” ( İsra 26 ) “ Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma, sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.” ( İsra 29 ) Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Sadaka, Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölüme engel olur." Ebû Hureyre radıyallahu anh. "Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip, biri: "Allah’ım! Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!" Öbürü: "Allah’ım! Vermeyip, elinde tutanın malına telef ver!" demesinler." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. "Bir Müslüman, sevabını Allahtan umarak çoluk çocuğuna bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur." (Ebû Mesûd radıyallahu anh. Buhârî.) "Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin." (Adiy radıyallahu anh. Buhârî.) "Allah için vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir." (Ebû Hureyre ra Müslim.) "Yüksek el, alçak elden daha hayırlıdır. Bakmaya yükümlü olandan başla. En hayırlı yardım, ihtiyaç dışındakinden verilendir. Kim iffetli davranmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim insanlardan bir şey beklemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî. "Herhangi bir Müslüman, bir ağaç diker, ya da bir ekin eker de, ondan kuş, ya da insan veya hayvan yerse, mutlaka karşılığında bir sadaka sevabı alır." Enes radıyallahu anh. Buhârî.
8 Ağustos 2017 Salı
İNSANLIK TARİHİNDE İLKLER
İNSANLIK TARİHİNDE İLKLER
Yaradılış
***"Allah'ın ilk yarattığı kalem’dir. Yarattı ve "kıyamete kadar olacakları yaz!" buyurdu."
***"Allah'ın ilk bina ettiği semadır."
***"Yeryüzünde ilk bina edilen ev Kabe'dir."
***"Yeryüzüne ilk konulan yer Kabe'nin yeridir. Yeryüzü oradan uzatılmıştır."
İbadet
***Allah'ın bu ümmete ilk farz kıldığı ibadet namazdır, Allah'a arz olunan amellerin ilki de namazdır.
***Rasûlullah'ın ilk kıldığı namaz öğle namazıdır."
***Semada ilk ezan okuyan Cibril aleyhisselam’dır."
***İslam'da ilk ezan okuyan Bilal'dir."
***Hesaplayarak on iki saatlik zaman ölçüsünü ilk koyan Nuh aleyhisselamdır. Gemide iken namaz vakitlerini bilmek için bunu yapmıştır."
***Rasûlullah'ın cemaatle ilk kıldığı namaz öğle namazıdır."
***Mescid-i Haram'da cemaati ilk defa daire şekline getiren Haccac'dır. Ondan önce düz saflar halinde duruyorlardı."
***Mescidde ilk kandil yakan Temim-i Dari'dir. Hazret-i Ömer'in hilafeti zamanında mescidi aydınlatmıştır.
***Rasûlullah ilk cuma namazını Benî Salim mescidinde kıldı. (Bugünkü Mescid-i Cum'a'da) Bu, Medine'ye geldikten sonra ilk kıldığı Cumadır.
***Minberde ilk hutbe okuyan İbrahim aleyhisselamdır.
***Rasûlullah'a ilk minber yapan Temîm-i Dari'dir."
***Ölümü ilk temenni eden Yusuf aleyhisselamdır.
***İlk oruç tutan Adem aleyhisselamdır. Her aydan üç gün oruç tutardı.
***İlk telbiye getirenler meleklerdir. Beytullah'ı ilk tavaf edenler de meleklerdir.
***Safa ve Merve arasında ilk sa'yeden Hazret-i Hacer'dir.
***Kabe'ye ilk örtü yaptıran Hımyer kıralı Es'ad'dır. (Kur'an'da Tübba' diye zikrolunan).
***Kendisine Zemzem ilk çıkarılan İsmail aleyhisselamdır.
Günah
***Benî İsrail arasında ilk fitne kadın mevzuunda çıkmıştır.
***İşlenen ilk günah haseddir. İblis, Adem'e secde etmekle emrolundu da hasedinden etmedi.
***Günahların başı kibirdir. İblis büyüklenip Adem'e secde etmedi.
***Allah'a asî olunan ilk günahlar kibir, hased ve hırstır."
***Allah'a ilk isyan eden İblis'dir."
Savaş
***Allah yolunda ilk savaşan İbrahim aleyhisselamdır. Lut aleyhisselam Rumlar tarafından esir alındığı zaman gidip onu kurtarmıştır.
***Orduyu sağ kanat, sol kanat ve merkez olarak ilk tanzim eden İbrahim aleyhisselamdır. Lut'u esir alanlarla savaşa giderken bunu yapmıştır."
***Sancağı ilk yaptıran İbrahim Aleyhisselamdır. Lut aleyhisselam'a karşı baskın yapanların üzerine yürüdüğünde sancak tutmuştur.
***Kalkanı ilk yapan Davud aleyhisselamdır.
***İlk ata binen İsmail aleyhisselamdır."
Not: Bediüzzaman 20.Söz’de; Hattâ denilebilir ki, mânevî kemâlât gibi, maddî kemâlâtı ve harikaları dahi, en evvel mucize eli beşere hediye etmiştir.”diyor.
Medeniyet
***İlk elbise diken İdris aleyhisselamdır. Ondan önce derilerle örtünüyorlardı.
***Sabunu ilk yaptıran Süleyman aleyhisselamdır."
***İlk sarık saran Zülkarneyn'dir.
***İlk tac giyen Nemrud'dur."
***İlk misafir ağırlayan İbrahim aleyhisselamdır
***İlk muaneka yapan (kucaklayan) İbrahim aleyhisselamdır
***İlk musafaha yapan Zülkarneyn'dir.
***Hükümdarlardan kendisine ilk musiki icra olunan Nemrud'dur.
***Raks ve benzeri şeyleri ilk çıkaranlar Samirî'nin arkadaşlarıdır. Buzağıya tapmaya başladıklarında bunları ihdas ettiler."
Ahlak
***Bu ümmetten ilk kaldırılacak olan haya ve güvenilirliktîr.
***Hazret-i Aişe şöyle demiştir: Bu ümmet arasında Hazret-i Peygamber'in gidişinden sonra çıkan ilk bela tokluktur. Çünkü milletin karınları doyunca bedenleri semizleşti, kalbleri zayıfladı, dünyalık istekleri arttı.
***Arşın gölgesinde ilk gölgelenecek olan, borçluyu sıkıştırmayan yahut borcunu silendir."
***"İlk hesaba çekilecek olan Cibril'dir. Çünkü O Allah'ın, Rasûlüne gönderdiği eminidir."
***Mîzana ilk konulacak amel güzel ahlaktır.
***Cennete ilk çağrılacak olanlar, sevinçli anlarında da, sıkıntılı anlarında da durmadan Allah'a hamd edenlerdir."
Ali Hüsrevoğlu- Altınoluk Dergisi- Sayı:20-Ekim 1987
(İmam Süyutî bunları hadis kaynaklarından senetlerini zikrederek naklediyor: EI-Vesail fî Müsamerati'il-Evail, Birinci baskı, Beyrut, 1406, Daru'l-kütübi'l-ilmiyye.)
Yaradılış
***"Allah'ın ilk yarattığı kalem’dir. Yarattı ve "kıyamete kadar olacakları yaz!" buyurdu."
***"Allah'ın ilk bina ettiği semadır."
***"Yeryüzünde ilk bina edilen ev Kabe'dir."
***"Yeryüzüne ilk konulan yer Kabe'nin yeridir. Yeryüzü oradan uzatılmıştır."
İbadet
***Allah'ın bu ümmete ilk farz kıldığı ibadet namazdır, Allah'a arz olunan amellerin ilki de namazdır.
***Rasûlullah'ın ilk kıldığı namaz öğle namazıdır."
***Semada ilk ezan okuyan Cibril aleyhisselam’dır."
***İslam'da ilk ezan okuyan Bilal'dir."
***Hesaplayarak on iki saatlik zaman ölçüsünü ilk koyan Nuh aleyhisselamdır. Gemide iken namaz vakitlerini bilmek için bunu yapmıştır."
***Rasûlullah'ın cemaatle ilk kıldığı namaz öğle namazıdır."
***Mescid-i Haram'da cemaati ilk defa daire şekline getiren Haccac'dır. Ondan önce düz saflar halinde duruyorlardı."
***Mescidde ilk kandil yakan Temim-i Dari'dir. Hazret-i Ömer'in hilafeti zamanında mescidi aydınlatmıştır.
***Rasûlullah ilk cuma namazını Benî Salim mescidinde kıldı. (Bugünkü Mescid-i Cum'a'da) Bu, Medine'ye geldikten sonra ilk kıldığı Cumadır.
***Minberde ilk hutbe okuyan İbrahim aleyhisselamdır.
***Rasûlullah'a ilk minber yapan Temîm-i Dari'dir."
***Ölümü ilk temenni eden Yusuf aleyhisselamdır.
***İlk oruç tutan Adem aleyhisselamdır. Her aydan üç gün oruç tutardı.
***İlk telbiye getirenler meleklerdir. Beytullah'ı ilk tavaf edenler de meleklerdir.
***Safa ve Merve arasında ilk sa'yeden Hazret-i Hacer'dir.
***Kabe'ye ilk örtü yaptıran Hımyer kıralı Es'ad'dır. (Kur'an'da Tübba' diye zikrolunan).
***Kendisine Zemzem ilk çıkarılan İsmail aleyhisselamdır.
Günah
***Benî İsrail arasında ilk fitne kadın mevzuunda çıkmıştır.
***İşlenen ilk günah haseddir. İblis, Adem'e secde etmekle emrolundu da hasedinden etmedi.
***Günahların başı kibirdir. İblis büyüklenip Adem'e secde etmedi.
***Allah'a asî olunan ilk günahlar kibir, hased ve hırstır."
***Allah'a ilk isyan eden İblis'dir."
Savaş
***Allah yolunda ilk savaşan İbrahim aleyhisselamdır. Lut aleyhisselam Rumlar tarafından esir alındığı zaman gidip onu kurtarmıştır.
***Orduyu sağ kanat, sol kanat ve merkez olarak ilk tanzim eden İbrahim aleyhisselamdır. Lut'u esir alanlarla savaşa giderken bunu yapmıştır."
***Sancağı ilk yaptıran İbrahim Aleyhisselamdır. Lut aleyhisselam'a karşı baskın yapanların üzerine yürüdüğünde sancak tutmuştur.
***Kalkanı ilk yapan Davud aleyhisselamdır.
***İlk ata binen İsmail aleyhisselamdır."
Not: Bediüzzaman 20.Söz’de; Hattâ denilebilir ki, mânevî kemâlât gibi, maddî kemâlâtı ve harikaları dahi, en evvel mucize eli beşere hediye etmiştir.”diyor.
Medeniyet
***İlk elbise diken İdris aleyhisselamdır. Ondan önce derilerle örtünüyorlardı.
***Sabunu ilk yaptıran Süleyman aleyhisselamdır."
***İlk sarık saran Zülkarneyn'dir.
***İlk tac giyen Nemrud'dur."
***İlk misafir ağırlayan İbrahim aleyhisselamdır
***İlk muaneka yapan (kucaklayan) İbrahim aleyhisselamdır
***İlk musafaha yapan Zülkarneyn'dir.
***Hükümdarlardan kendisine ilk musiki icra olunan Nemrud'dur.
***Raks ve benzeri şeyleri ilk çıkaranlar Samirî'nin arkadaşlarıdır. Buzağıya tapmaya başladıklarında bunları ihdas ettiler."
Ahlak
***Bu ümmetten ilk kaldırılacak olan haya ve güvenilirliktîr.
***Hazret-i Aişe şöyle demiştir: Bu ümmet arasında Hazret-i Peygamber'in gidişinden sonra çıkan ilk bela tokluktur. Çünkü milletin karınları doyunca bedenleri semizleşti, kalbleri zayıfladı, dünyalık istekleri arttı.
***Arşın gölgesinde ilk gölgelenecek olan, borçluyu sıkıştırmayan yahut borcunu silendir."
***"İlk hesaba çekilecek olan Cibril'dir. Çünkü O Allah'ın, Rasûlüne gönderdiği eminidir."
***Mîzana ilk konulacak amel güzel ahlaktır.
***Cennete ilk çağrılacak olanlar, sevinçli anlarında da, sıkıntılı anlarında da durmadan Allah'a hamd edenlerdir."
Ali Hüsrevoğlu- Altınoluk Dergisi- Sayı:20-Ekim 1987
(İmam Süyutî bunları hadis kaynaklarından senetlerini zikrederek naklediyor: EI-Vesail fî Müsamerati'il-Evail, Birinci baskı, Beyrut, 1406, Daru'l-kütübi'l-ilmiyye.)
ARKADAŞ KAZIĞI,
ARKADAŞ KAZIĞI
Yaşanmış bir olayı anlatacağım
Evli bir çiftin eşi anlatıyor. Evlendikten sonra eşimin eve geç gelmesi, akşam partilerinin olması, sadece mutfakta eşimin partilerine pasta börek hazırlayan bir insan haline gelmiştim. Eşim bana zaman ayırmıyor arkadaşlarıyla eğlenceden eğlenceye koşuyordu. Mutsuzluk hat safhaya gelmiş tartışmalar başlamıştı.
Bir gün beyim "akşama geldiğimde evden gideceksin, seni görmeyeceğim, gitmezsem ölürsün" dedi. Çok ağladım, ne yapacağımı bilmiyordum. Kendimi toplayıp iki rekat Allah rızası için namaz kıldım. " Rabbim bana yardım et, evimden kovalatma" diye saatlerce dua ettim. Öylece uyumuşum.
Akşama doğru olunca kaza haberi geldi. Eşim ve arkadaşları eğlenceden dönerken kaza yapmışlar, arkadaşlarından ikisi ölmüş, beyim de yatalak kalmıştı. Evde ona hizmet etmeye başladım, bana hiç güzel davranmıyor, yanlışının cezasını bana çektirmeye çalışıyordu.
Arkadaşından biri her hafta yiyeceklerle geliyor, bizi ziyaret ediyordu. İki yıl böyle devam etti. Bir gün giderken elime bir mektup verdi. İçinde " bana aşık olduğunu, iki yıldan beri benim için geldiğini, yatalak birinin kahrının çekilmeyeceğini, beni krallar gibi yaşatacağını ..." yazıyordu.
Mektubu beyimin eline verdim. Okuduktan sonra üç gün hiç konuşmadı. Üçüncü gün bana konuşalım dedi. " bu adam bana hep seni bırakmamı, bana yakışmadığını söylerdi. Ben de inanır sana kötü davranırdım, kendi gönlünle git" diye.
Benim gibi kıymet bilmez birini bırakmakta serbestsin, istiyorsan onunla da gidebilirsin. Ben bunların hepsini hak ettim. Beni seviyorlar zannettim. Sana çok kötülük ettim.
Hatamı çok geç gördüm senin gibi namuslu kadın da görmedim, onu hiç neden yollamıyor diyordum, yanımdan güle güle git diyordun, isteseydin giderdin, affet diyemiyorum." dedi. Allah'a şükrettim, ona tövbe etmesini, namaz kılmasını öğrettim. Bende seninle ömür boyu kalır, sana bakarım dedim.
O günden sonra çok mutlu yaşadık. Hep Rabbime şükrettim.
Yaşanmış bir olayı anlatacağım
Evli bir çiftin eşi anlatıyor. Evlendikten sonra eşimin eve geç gelmesi, akşam partilerinin olması, sadece mutfakta eşimin partilerine pasta börek hazırlayan bir insan haline gelmiştim. Eşim bana zaman ayırmıyor arkadaşlarıyla eğlenceden eğlenceye koşuyordu. Mutsuzluk hat safhaya gelmiş tartışmalar başlamıştı.
Bir gün beyim "akşama geldiğimde evden gideceksin, seni görmeyeceğim, gitmezsem ölürsün" dedi. Çok ağladım, ne yapacağımı bilmiyordum. Kendimi toplayıp iki rekat Allah rızası için namaz kıldım. " Rabbim bana yardım et, evimden kovalatma" diye saatlerce dua ettim. Öylece uyumuşum.
Akşama doğru olunca kaza haberi geldi. Eşim ve arkadaşları eğlenceden dönerken kaza yapmışlar, arkadaşlarından ikisi ölmüş, beyim de yatalak kalmıştı. Evde ona hizmet etmeye başladım, bana hiç güzel davranmıyor, yanlışının cezasını bana çektirmeye çalışıyordu.
Arkadaşından biri her hafta yiyeceklerle geliyor, bizi ziyaret ediyordu. İki yıl böyle devam etti. Bir gün giderken elime bir mektup verdi. İçinde " bana aşık olduğunu, iki yıldan beri benim için geldiğini, yatalak birinin kahrının çekilmeyeceğini, beni krallar gibi yaşatacağını ..." yazıyordu.
Mektubu beyimin eline verdim. Okuduktan sonra üç gün hiç konuşmadı. Üçüncü gün bana konuşalım dedi. " bu adam bana hep seni bırakmamı, bana yakışmadığını söylerdi. Ben de inanır sana kötü davranırdım, kendi gönlünle git" diye.
Benim gibi kıymet bilmez birini bırakmakta serbestsin, istiyorsan onunla da gidebilirsin. Ben bunların hepsini hak ettim. Beni seviyorlar zannettim. Sana çok kötülük ettim.
Hatamı çok geç gördüm senin gibi namuslu kadın da görmedim, onu hiç neden yollamıyor diyordum, yanımdan güle güle git diyordun, isteseydin giderdin, affet diyemiyorum." dedi. Allah'a şükrettim, ona tövbe etmesini, namaz kılmasını öğrettim. Bende seninle ömür boyu kalır, sana bakarım dedim.
O günden sonra çok mutlu yaşadık. Hep Rabbime şükrettim.
5 Ağustos 2017 Cumartesi
HAYATI GÜZELLEŞTİREN TESBİHLER
FACEBOOK'TA BOŞ BOŞ GEZMEYELİM KIYMETLİ KARDEŞLERİM,
BUYRUN HEPSİNDEN EN AZ 1 DEFA OKUYALIM İNŞALLAH .
"Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve Alâ Âli Seyyidinâ Muhammed"(Allahım, Hz.Muhammed(Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)'e ve Âline (Evlâdu Îyaline) Sâlatû Selâm ve Esenlikler Eyle.)
" Eşhedü Ellâ İlâhe İllallâh ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdûhü ve Rasûlühü "(Ben Şehâdet Ederim ki Allahü Teâla'dan Başka İlah Yoktur ve Hz. Muhammed(Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Onun Kulu ve Elçisidir.)
"Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Rasûlullah"(Allahü Teâla'dan Başka İlah Yoktur Muhammed(Sallallâlü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Onun Elçisidir.)
"Estâğfirullâh El Azîm Ellezî Lâ İlâhe İllâ Hüvel Hayyel Kayyûme ve Etûbü İleyh"(Kendisinden başka ilâh olmayan, hakikî hayatla diri olan Hayy, her şeyi ayakta tutan Kayyûm olan büyük Allah’dan beni bağışlamasını istiyor ve bütün benliğimle ona tövbe edip, yöneliyorum.)
"Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Âzîm"(Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.)
" Hasbûnallâhü ve Ni'mel Vekil, Ni'mel Mevlâ ve Ni'men Nasîr" (Allah(Celle Celâlühü) bize yeter, O ne güzel Vekildir, ne güzel Mevlâ ve ne güzel Yardımcıdır.)
" Sübhânallahi Velhamdülillâhi ve Lâ İlâhe İllallâhü Vallâhü Ekber ve Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Âzim"(Allah(Celle Celâlühü); bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler Ona mahsustur, Ondan başka ilâh yoktur, O büyüktür, güç ve kuvvet sadece yüce ve büyük olan Allah'ın yardımıyla elde edilir.)
"Allâhüekber Allâhüekber Lâ İlâhe İllallâhü Vallâhüekber Allâhüekber ve Lillâhil Hamd."(Allah Büyüktür, Allah Büyüktür, Allah'tan başka ilâh yoktur, Allah Büyüktür, Allah Büyüktür ve Hamd ancak Allah'a mahsustur.)
"Lâ İlâhe İllâ Ente Sübhâneke İnnî Küntü Minezzâlimin"(Senden Başka Hiç Bir İlâh Yoktur, Sen Bütün Noksan Sıfatlardan Münezzehsin, Muhakkak ki Ben Nefsime Zulmedenlerden Oldum.
BUYRUN HEPSİNDEN EN AZ 1 DEFA OKUYALIM İNŞALLAH .
"Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve Alâ Âli Seyyidinâ Muhammed"(Allahım, Hz.Muhammed(Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)'e ve Âline (Evlâdu Îyaline) Sâlatû Selâm ve Esenlikler Eyle.)
" Eşhedü Ellâ İlâhe İllallâh ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdûhü ve Rasûlühü "(Ben Şehâdet Ederim ki Allahü Teâla'dan Başka İlah Yoktur ve Hz. Muhammed(Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Onun Kulu ve Elçisidir.)
"Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Rasûlullah"(Allahü Teâla'dan Başka İlah Yoktur Muhammed(Sallallâlü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Onun Elçisidir.)
"Estâğfirullâh El Azîm Ellezî Lâ İlâhe İllâ Hüvel Hayyel Kayyûme ve Etûbü İleyh"(Kendisinden başka ilâh olmayan, hakikî hayatla diri olan Hayy, her şeyi ayakta tutan Kayyûm olan büyük Allah’dan beni bağışlamasını istiyor ve bütün benliğimle ona tövbe edip, yöneliyorum.)
"Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Âzîm"(Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.)
" Hasbûnallâhü ve Ni'mel Vekil, Ni'mel Mevlâ ve Ni'men Nasîr" (Allah(Celle Celâlühü) bize yeter, O ne güzel Vekildir, ne güzel Mevlâ ve ne güzel Yardımcıdır.)
" Sübhânallahi Velhamdülillâhi ve Lâ İlâhe İllallâhü Vallâhü Ekber ve Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâhil Aliyyil Âzim"(Allah(Celle Celâlühü); bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler Ona mahsustur, Ondan başka ilâh yoktur, O büyüktür, güç ve kuvvet sadece yüce ve büyük olan Allah'ın yardımıyla elde edilir.)
"Allâhüekber Allâhüekber Lâ İlâhe İllallâhü Vallâhüekber Allâhüekber ve Lillâhil Hamd."(Allah Büyüktür, Allah Büyüktür, Allah'tan başka ilâh yoktur, Allah Büyüktür, Allah Büyüktür ve Hamd ancak Allah'a mahsustur.)
"Lâ İlâhe İllâ Ente Sübhâneke İnnî Küntü Minezzâlimin"(Senden Başka Hiç Bir İlâh Yoktur, Sen Bütün Noksan Sıfatlardan Münezzehsin, Muhakkak ki Ben Nefsime Zulmedenlerden Oldum.
3 Ağustos 2017 Perşembe
DIŞ ÜLKELERDE YAŞAYANLAR
DIŞ ÜLKELERDE YAŞAYANLAR
Vatanımızda olan darbe girişimini naklen seyrederek yaşadık, o zulüm daha Türkiye tarihinde görülmedi. Bir tv kanalı seyredip yada yalan paylaşımlara inanmayalım.
Allah (c.c) Müslüman Müslümanın kardeşi diyor, öldürme diyor.
Seçilmiş devlet başkanına itaat et, (Nisa 59) saygı göster, isyan çıkartma, bozgunculuk yapma diyor... Yeryüzünde bozgunculuk yapanlar cezalandırılır diyor.
Devlet çökerse önce sizleri vatanlarından gönderirler, siz rahata alışmış olduğunuzdan yapamazsınız, çok zararlı çıkarsınız. Devletimizin devamı için çok dua etmelisiniz.
Allah (c.c) kafirler için Zuhruf 33, 34, 35 ayetinde;
33- Eğer İnsanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalar*dı, rahman olan Allahı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çık*tıkları merdivenlerini,
34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüş*ten yapardık.
35- Ayrıca onlara ziynetler verirdik. İşte bütün bunlar, dünya haya*tının geçici malından başka bir şey değildir. Rabbinin mezdinde ahiret mükafaatı ise, müttakilerindir.
Müslümanlar ağlıyor, onlar lüks içinde, onların cenneti bu dünyadır. rahatınız bozulur. daha çok dua etmelisiniz.
Suriye, dünya ticaretinde önlerdeydi, devleti çöktü, kapılarından almıyorlar.
Vatanımızda olan darbe girişimini naklen seyrederek yaşadık, o zulüm daha Türkiye tarihinde görülmedi. Bir tv kanalı seyredip yada yalan paylaşımlara inanmayalım.
Allah (c.c) Müslüman Müslümanın kardeşi diyor, öldürme diyor.
Seçilmiş devlet başkanına itaat et, (Nisa 59) saygı göster, isyan çıkartma, bozgunculuk yapma diyor... Yeryüzünde bozgunculuk yapanlar cezalandırılır diyor.
Devlet çökerse önce sizleri vatanlarından gönderirler, siz rahata alışmış olduğunuzdan yapamazsınız, çok zararlı çıkarsınız. Devletimizin devamı için çok dua etmelisiniz.
Allah (c.c) kafirler için Zuhruf 33, 34, 35 ayetinde;
33- Eğer İnsanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalar*dı, rahman olan Allahı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çık*tıkları merdivenlerini,
34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüş*ten yapardık.
35- Ayrıca onlara ziynetler verirdik. İşte bütün bunlar, dünya haya*tının geçici malından başka bir şey değildir. Rabbinin mezdinde ahiret mükafaatı ise, müttakilerindir.
Müslümanlar ağlıyor, onlar lüks içinde, onların cenneti bu dünyadır. rahatınız bozulur. daha çok dua etmelisiniz.
Suriye, dünya ticaretinde önlerdeydi, devleti çöktü, kapılarından almıyorlar.
BİRBİRİNİ OLDUĞU GİBİ KABUL ETMEK
BİRBİRİNİ KABULLENME
İnsanlar için; bir arada yaşamanın şartlarından en önemlisi birbirini kabullenmektir.
Bakıyorsun bazı ailelerde yaşlanmış halen kabul görmüyor, kardeşler, eşler arasında sürtüşme devam ediyor, eşler olmak zorunda, Allah (c.c) kimseyi yalnız bırakmasın. Amin
Eşini ve ailesini olduğu gibi kabul eden mutlu olur, bizim toplumda herkes birbirini eğitmeye çalışıyor, şu yaşa geldi öğrenemedi sızlanışları var.
Kimse sonradan eğitilmez, hele eşler asla, inat vardır. Karşılıklı iyi niyet olsa olacak ama olmuyor işte.
Kafayı takıp iki dünya hayatını zehir etmenin bir manası yok, kim akıllıyım diyorsa o idare etsin.
Eşini idare edip güzel geçinene Allah (cc) mükafat olarak cenneti vaad ediyor. Vaat için değmez mi, eşiniz mutlu olsun.
İnsanlar için; bir arada yaşamanın şartlarından en önemlisi birbirini kabullenmektir.
Bakıyorsun bazı ailelerde yaşlanmış halen kabul görmüyor, kardeşler, eşler arasında sürtüşme devam ediyor, eşler olmak zorunda, Allah (c.c) kimseyi yalnız bırakmasın. Amin
Eşini ve ailesini olduğu gibi kabul eden mutlu olur, bizim toplumda herkes birbirini eğitmeye çalışıyor, şu yaşa geldi öğrenemedi sızlanışları var.
Kimse sonradan eğitilmez, hele eşler asla, inat vardır. Karşılıklı iyi niyet olsa olacak ama olmuyor işte.
Kafayı takıp iki dünya hayatını zehir etmenin bir manası yok, kim akıllıyım diyorsa o idare etsin.
Eşini idare edip güzel geçinene Allah (cc) mükafat olarak cenneti vaad ediyor. Vaat için değmez mi, eşiniz mutlu olsun.
2 Ağustos 2017 Çarşamba
HAYVANLARIN AHİRETTEKİ DURUMU
Hayvanların ahiretteki durumları:
“Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rablerine toplanırlar.” (En’am, 38)
"Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman." (Tekvir, 5)
İbn-i Abbas (ra) derki: “Her şey Rabbinin huzurunda toplanır.” (İbn-i Kesir)
Ayetlerden ve hadisten de anlaşıldığı gibi insanlar ve cinler gibi hayvanlarda kıyamet günü sûr üflendiğinde haşr olup Rabblerinin huzurunda toplanacaklardır.
Hükümleri verildikten sonra Allah (c.c) “ toprak olun” diyecek,
O zaman kâfir: “Keşke ben toprak olsaydım, diyecektir.” (Nebe, 40)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bazı hususi hayvanların cesetleriyle beraber cennette olacaklarını dile getirirken, bununla beraber bütün hayvanların ruhlarının da baki kalacağını söylemiştir:
“Evet, ebedînin sâdık dostu ebedî kalacak ve bâkînin âyine-i zîşuuru bâki olmak lâzım gelir. Hayvanların ruhları bâkî kalacağını ve Hüdhüd-ü Süleymânî (as) ve Nemli ve Naka-i Sâlih (as) ve Kelb- Ashab-ı Kehf gibi bazı efrad-ı mahsusa hem ruhu, hem cesediyle bâkî âleme gideceği ve her bir nev’in ara sıra istimal edeceği bir tek cesedi bulunacağı rivayat-ı sahihadan anlaşılmakla beraber, hikmet ve hakikat, hem rahmet ve rububiyet öyle iktiza ederler.” (Şualar)
“Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rablerine toplanırlar.” (En’am, 38)
"Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman." (Tekvir, 5)
İbn-i Abbas (ra) derki: “Her şey Rabbinin huzurunda toplanır.” (İbn-i Kesir)
Ayetlerden ve hadisten de anlaşıldığı gibi insanlar ve cinler gibi hayvanlarda kıyamet günü sûr üflendiğinde haşr olup Rabblerinin huzurunda toplanacaklardır.
Hükümleri verildikten sonra Allah (c.c) “ toprak olun” diyecek,
O zaman kâfir: “Keşke ben toprak olsaydım, diyecektir.” (Nebe, 40)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bazı hususi hayvanların cesetleriyle beraber cennette olacaklarını dile getirirken, bununla beraber bütün hayvanların ruhlarının da baki kalacağını söylemiştir:
“Evet, ebedînin sâdık dostu ebedî kalacak ve bâkînin âyine-i zîşuuru bâki olmak lâzım gelir. Hayvanların ruhları bâkî kalacağını ve Hüdhüd-ü Süleymânî (as) ve Nemli ve Naka-i Sâlih (as) ve Kelb- Ashab-ı Kehf gibi bazı efrad-ı mahsusa hem ruhu, hem cesediyle bâkî âleme gideceği ve her bir nev’in ara sıra istimal edeceği bir tek cesedi bulunacağı rivayat-ı sahihadan anlaşılmakla beraber, hikmet ve hakikat, hem rahmet ve rububiyet öyle iktiza ederler.” (Şualar)
1 Ağustos 2017 Salı
EVLENECEK ÇİFTTE SORUNLAR
EVLENECEK ÇİFTİN SORUSU
Evlenmek üzere olan bir çift, "benim ağzımdan çıkmadan bilmeli" der ve huzursuzluk çıkmaya başlar.
Evlenirken hep mükemmeli hayal ediyoruz, pürüz çıkınca kavgalar başlıyor.
Bir insanla evleniyoruz, çift oluyoruz, farklı aileden, farklı çevreden geliyoruz. Kendimize köle almıyoruz.
Belli örf ve adetlerimiz var, bir günde değişmek olmaz, bu değişim için en az beş yıl, akıllı olanlar için, birbirini çok sevenler için geçerlidir.
"Beni anlasın, ben konuşmadan yapsın" sözleri işi yokuşa sürmektir. Farklı bir yaradılış var; anlaşılmak değil, kabullenmek gerekir, eşler hep bundan kaybediyor.
Anlaşamadık, ayrılıyor, ikinci yine olmadı, çoğu üçüncüde duruyor. Aslında "ilk bahtım, altın tahtım" derler. Sonrakiler birincinin yarısı kadar etmez, memnuniyet başlar. Bakılır ki, affedici olmayınca olmuyor, Arada ezilen çocukların suçu nedir.
Birincide affedici olmayı, isteklerimizi söylemeyi deneseydik ya. Hep karşılıklı suçlama, yaradılış unutulur, mükemmellik istenir, "ben Yaradanıma itaat ediyor muyum ki, eş bana itaat etsin" düşüncesi unutulmazsa çok mutlu olunur.
Allah (c.c) hatalarımızda bizi hemen cezalandırıyor mu, bağırıp küsüyor mu.
Yaşantımıza dikkat, iki taraflı dini emirleri bilip uygulama yoksa o evde asla mutluluk olmaz, gösterişten ileriye de gidemez.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN, EVLİLİĞİNİ YÜRÜTEBİLEN BÜYÜK BİR İŞ BAŞARMIŞ, RABBİNİ DE MEMNUN ETMİŞ OLUR.
Evlenmek üzere olan bir çift, "benim ağzımdan çıkmadan bilmeli" der ve huzursuzluk çıkmaya başlar.
Evlenirken hep mükemmeli hayal ediyoruz, pürüz çıkınca kavgalar başlıyor.
Bir insanla evleniyoruz, çift oluyoruz, farklı aileden, farklı çevreden geliyoruz. Kendimize köle almıyoruz.
Belli örf ve adetlerimiz var, bir günde değişmek olmaz, bu değişim için en az beş yıl, akıllı olanlar için, birbirini çok sevenler için geçerlidir.
"Beni anlasın, ben konuşmadan yapsın" sözleri işi yokuşa sürmektir. Farklı bir yaradılış var; anlaşılmak değil, kabullenmek gerekir, eşler hep bundan kaybediyor.
Anlaşamadık, ayrılıyor, ikinci yine olmadı, çoğu üçüncüde duruyor. Aslında "ilk bahtım, altın tahtım" derler. Sonrakiler birincinin yarısı kadar etmez, memnuniyet başlar. Bakılır ki, affedici olmayınca olmuyor, Arada ezilen çocukların suçu nedir.
Birincide affedici olmayı, isteklerimizi söylemeyi deneseydik ya. Hep karşılıklı suçlama, yaradılış unutulur, mükemmellik istenir, "ben Yaradanıma itaat ediyor muyum ki, eş bana itaat etsin" düşüncesi unutulmazsa çok mutlu olunur.
Allah (c.c) hatalarımızda bizi hemen cezalandırıyor mu, bağırıp küsüyor mu.
Yaşantımıza dikkat, iki taraflı dini emirleri bilip uygulama yoksa o evde asla mutluluk olmaz, gösterişten ileriye de gidemez.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN, EVLİLİĞİNİ YÜRÜTEBİLEN BÜYÜK BİR İŞ BAŞARMIŞ, RABBİNİ DE MEMNUN ETMİŞ OLUR.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)