AFİYET İSTEMEYEN ADAMIN BAŞINA GELENLER
Bir kimse devamlı olarak; «Yâ Rabbi! Lûtf u kereminle âfiyet ihsan buyur, bizleri âfiyetten ayırma!» der dururdu.
Onun bu sözlerini işiten birisi merakla:
"-Yapmakta olduğun bu duânın mânâsı nedir? Niçin bu kadar sık tekrar ediyorsun?" diye sordu.
O da, soruyu yönelten şahsın merakını gidermek için başından geçenleri şöyle hülâsa etti:
"-Ben, sırtında semer ile insanların yüklerini taşıyan ve böylece geçimini temin eden bir hamal idim. Bir defasında çok ağır bir un çuvalını yüklenmiş, uzun bir müddet taşımış ve fazlaca yorulmuştum. İstirahat etmek için bir ara çuvalı yere koydum. Bu arada da içimden:
«-Yâ Rab! Böylesine yorulmaktansa bana her gün iki somun versen, onunla iktifâ ederdim!..» deyiverdim.
Tam bu esnâda, birbiriyle hangi husustan dolayı çekiştiklerini bilmediğim iki adam gördüm. Aralarını bulayım diye yanlarına vardığımda, biri diğerine vurmak istediği şeyi yanlışlıkla benim başıma vurdu. O anda yüzüm kanlar içinde kaldı.
Bu sırada mahalle karakolundan gelip bu iki kişiyi yakaladılar. Yüzümü-gözümü kana bulanmış bir vaziyette görünce, kavgacılardan zannederek beni de yaka paça tutuklayıp hapse attılar. Bir müddet, karanlık, soğuk ve rutûbet kokusuyla dolu bir yerde hapis yattım. Lâkin her gün bana yiyecek olarak iki somun veriliyordu.
Bir gece, rüyada birisinin bana şöyle dediğini işittim:
«-Yorulmadan her gün iki ekmek istemiş, fakat âfiyet istemeyi unutmuştun!... İşte, istediğin verildi.»
Bu sırada uykudan uyandım ve yapmış olduğum hatadan dolayı Cenâb-ı Hakk'a ilticâ ederek:
«-Affet Rabbim!.. Sen'in sonsuz rahmet ve merhametine sığınıyorum. Artık ben sadece âfiyet isterim, âfiyet!» demeye başladım.
Derken hapishanenin kapısının açıldığını ve:
«-Hamal Ömer nerede?» diye bağırıldığını işittim. Biraz sonra da beni dışarı çıkardılar ve salıverdiler. O gün bugündür, ben de bu duâyı tekrarlamaktayım." (Bkz. Kuşeyrî, er-Risâle, s: 514)
Duâ, Allah ile kul arasında dâimî bir râbıtadır. Duâ, kulluğun özü, Rabbe yönelişin adıdır. İlâhî rahmetten merhamet ve yardım dilenmektir. Bu sebeple kulluktan bahsedilen bir yerde, duâdan bahsetmemek mümkün değildir. Ancak duâ ederken, Hakk'a yakınlığımıza, takvâmıza ve Allah Teâlâ'dan ne istediğimize çok dikkat etmeli; O'ndan devamlı hayır, iyilik ve âfiyet istemeliyiz.
31 Mayıs 2017 Çarşamba
30 Mayıs 2017 Salı
HZ OSMAN IN ŞEHADETİ
"
HZ.OSMAN'IN (R.A) AĞLATAN ŞEHADETİ
Kuran okuyordu. Bir ara susuzluğun verdiği, yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı Kuran okurken... Diz üstü oturmuş Kuran okurken, başı öne eğildi uykuya dalmıştı birden bire... Uykudayken rüyasında önünde bir koridor o koridorlar açılıyordu. Onu tutanlar götürüyorlardı, buradan buradan diyorlardı... Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu yaklaşınca birden ne görsün... Allah'ın Resulü oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir öteki yanında Hz. Ömer vardı. Allah'ın Resulüyle karşı karşıya kalmıştı, Allah Resulü bakıyor gülümsüyordu:
- Osman geldin mi?
- Geldim ya Resulallah..
- Seni susuz mu bıraktılar?
- Beni susuz bıraktılar Ya Resulallah..
- Seni hapis mi ettiler?
- Beni hapis ettiler..
- Seni mescide indirmiyorlar mı?
- Beni mescide indirmiyorlar..
- Sen aç mı kaldın?
- Ben aç kaldım Ya Resulallah..
- Ya Osman dilersen iftarı bizim yanımızda yapabilirsin istersen yardımına gelip seni kurtarsınlar..
- Sizinle birlikte iftar etmek isterim ya Resulallah..
- Hadi Osman acele et gel bu akşam seni bekliyoruz, beraber iftar yapacağız..
Birden sıçradı, uyanmıştı. Cuma günü akşam üstüydü...
Hanımı geldi:
Ne oldu Osman? dedi.
Demin Resulallahı gördüm, beni çağırıyordu. Ben gitmek üzereyim demek ki..
Birden entarisini çıkardı, bana şalvar getirin dedi. Hayatı boyunca şalvar giymemişti... O an şalvar giydi, sadece o an.. Ve o kadar edepliydi ki biraz sonra şehit edileceğinden edep yeri açılmasın diye şalvar giyecekti. Biliyordu ki o zalimler onu yerde sürükleyeceklerdi.
Kapı zorlanıyordu, ve hanımına dedi ki terk edin burayı beni yalnız bırakın, beni Kuranla baş başa bırakın..
Kuran önündeydi başını önüne eğmişti, sadece Kuran'a bakıyordu kapıyı kıranlara bakmıyordu bile.. Sonra birisi içeri girdi, sakalından tuttu onu ve o an başını kaldırdı baktı birde ne görsün sevdiği bir insanın oğluydu, sevdiği bir dostunun oğluydu ve şunu dedi:
"Baban görseydi bunu sana ne diyecekti"
O an gözlerinden yaşlar geldi, ağlıyordu halife. Delikanlı bırakıp kaçtı. Sonra üst üste başına gelen demir darbeleri meleklerin haya ettiği o büyük insanın başını yarmıştı. Mübarek kanı Kuranı Kerimin üzerine "Onlara karşı sana Allah yeter" ayetinin üzerine damlıyordu..
Ve Hazreti Osman Şehit Edilmişti...
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN
HZ.OSMAN'IN (R.A) AĞLATAN ŞEHADETİ
Kuran okuyordu. Bir ara susuzluğun verdiği, yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı Kuran okurken... Diz üstü oturmuş Kuran okurken, başı öne eğildi uykuya dalmıştı birden bire... Uykudayken rüyasında önünde bir koridor o koridorlar açılıyordu. Onu tutanlar götürüyorlardı, buradan buradan diyorlardı... Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık kümesi gördü orada birileri oturuyordu yaklaşınca birden ne görsün... Allah'ın Resulü oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu Bekir öteki yanında Hz. Ömer vardı. Allah'ın Resulüyle karşı karşıya kalmıştı, Allah Resulü bakıyor gülümsüyordu:
- Osman geldin mi?
- Geldim ya Resulallah..
- Seni susuz mu bıraktılar?
- Beni susuz bıraktılar Ya Resulallah..
- Seni hapis mi ettiler?
- Beni hapis ettiler..
- Seni mescide indirmiyorlar mı?
- Beni mescide indirmiyorlar..
- Sen aç mı kaldın?
- Ben aç kaldım Ya Resulallah..
- Ya Osman dilersen iftarı bizim yanımızda yapabilirsin istersen yardımına gelip seni kurtarsınlar..
- Sizinle birlikte iftar etmek isterim ya Resulallah..
- Hadi Osman acele et gel bu akşam seni bekliyoruz, beraber iftar yapacağız..
Birden sıçradı, uyanmıştı. Cuma günü akşam üstüydü...
Hanımı geldi:
Ne oldu Osman? dedi.
Demin Resulallahı gördüm, beni çağırıyordu. Ben gitmek üzereyim demek ki..
Birden entarisini çıkardı, bana şalvar getirin dedi. Hayatı boyunca şalvar giymemişti... O an şalvar giydi, sadece o an.. Ve o kadar edepliydi ki biraz sonra şehit edileceğinden edep yeri açılmasın diye şalvar giyecekti. Biliyordu ki o zalimler onu yerde sürükleyeceklerdi.
Kapı zorlanıyordu, ve hanımına dedi ki terk edin burayı beni yalnız bırakın, beni Kuranla baş başa bırakın..
Kuran önündeydi başını önüne eğmişti, sadece Kuran'a bakıyordu kapıyı kıranlara bakmıyordu bile.. Sonra birisi içeri girdi, sakalından tuttu onu ve o an başını kaldırdı baktı birde ne görsün sevdiği bir insanın oğluydu, sevdiği bir dostunun oğluydu ve şunu dedi:
"Baban görseydi bunu sana ne diyecekti"
O an gözlerinden yaşlar geldi, ağlıyordu halife. Delikanlı bırakıp kaçtı. Sonra üst üste başına gelen demir darbeleri meleklerin haya ettiği o büyük insanın başını yarmıştı. Mübarek kanı Kuranı Kerimin üzerine "Onlara karşı sana Allah yeter" ayetinin üzerine damlıyordu..
Ve Hazreti Osman Şehit Edilmişti...
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN
29 Mayıs 2017 Pazartesi
BOL DUA EDELİM
"Allah'ım! Eûzü Besmele'nin yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Fâtiha-i şerif ve İhlâs-ı şerif yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Tâhâ ve Yâsin-i şerif yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Kelâm-ı kadîm'in yüzü suyu hürmetine; ululuğun hakkı için, azâmetin hakkı için; Nur'undan Nur'unu yarattın, kâinâtı da o Nur'la donattın, o Nur'un yüzü suyu hürmetine ve o Nur'dan halkettiklerinin yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Bütün peygamberlerinin, Âdem Aleyhisselâm'ın, Nuh Aleyhisselâm'ın, İbrahim Aleyhisselâm'ın, Musa Aleyhisselâm'ın, İsa Aleyhisselâm'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Ashâb-ı kehf'in ve Ashâb-ı kiram'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Şühedâ'nın, Pîrân-ı izâm'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Mübarek beldelerin, gün ve gecelerin yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Seçkin meleklerin Cebrâil Aleyhisselâm'ın, Mikâil Aleyhisselâm'ın, İsrâfil Aleyhisselâm'ın, Azrâil Aleyhisselâm'ın ve diğer meleklerin yüzü suyu hürmetine;
İstemem icap ettiği halde istemesini bilmediğim, fakat senin bildiğin şeyleri ihsan ve ikram buyur! Habib'in ne istemiş ise onu istiyorum, onun yüzü suyu hürmetine bize de ihsan buyur!
Zât'ına neden sığınmışsa, biz de ondan sana sığınıyoruz Bilmediğimiz tehlikelerden de bizi muhafaza buyur!"
Allah'ım! Fâtiha-i şerif ve İhlâs-ı şerif yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Tâhâ ve Yâsin-i şerif yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Kelâm-ı kadîm'in yüzü suyu hürmetine; ululuğun hakkı için, azâmetin hakkı için; Nur'undan Nur'unu yarattın, kâinâtı da o Nur'la donattın, o Nur'un yüzü suyu hürmetine ve o Nur'dan halkettiklerinin yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Bütün peygamberlerinin, Âdem Aleyhisselâm'ın, Nuh Aleyhisselâm'ın, İbrahim Aleyhisselâm'ın, Musa Aleyhisselâm'ın, İsa Aleyhisselâm'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Ashâb-ı kehf'in ve Ashâb-ı kiram'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Şühedâ'nın, Pîrân-ı izâm'ın yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Mübarek beldelerin, gün ve gecelerin yüzü suyu hürmetine;
Allah'ım! Seçkin meleklerin Cebrâil Aleyhisselâm'ın, Mikâil Aleyhisselâm'ın, İsrâfil Aleyhisselâm'ın, Azrâil Aleyhisselâm'ın ve diğer meleklerin yüzü suyu hürmetine;
İstemem icap ettiği halde istemesini bilmediğim, fakat senin bildiğin şeyleri ihsan ve ikram buyur! Habib'in ne istemiş ise onu istiyorum, onun yüzü suyu hürmetine bize de ihsan buyur!
Zât'ına neden sığınmışsa, biz de ondan sana sığınıyoruz Bilmediğimiz tehlikelerden de bizi muhafaza buyur!"
ORUÇ VE AÇLIK, TOKLUK
ORUCUN VEYA AZ YEMENİN ON GÜZEL HASSASI!
(Mahmud Sami Ramazanoğlu Ks.Hazretlerinden))
1- Açlıkta kalp safası, hafıza kuvveti; Toklukta ahmaklık, unutkanlık olur.
2- Açlıkta kalp rikkati olur.Dua ve ibadette feyz bulunur.Toklukta, kalp katı olur, ibadetten zevk alınamaz.
3- Açlıkta kalpde zül ü inkisar ve tevazu olur.Toklukta tüğyan, tefahur ve kibr olur.
4- Açlıkta fakir ve açlar düşünülür.Toklukta unutulur, düşünülmez olur.
5- Açlıkta şehvani, nefsani istekler kırılır.Toklukta Nefs-i emmare kuvvet bulur.
6- Açlılkta vücudda uyanıklık ve zindelik olur.Toklukta uyku ve gaflet olur.
7- Açlıkta ibadet ve taata devam kolay olur.Toklukta tenbellik ve gevşeklik olur.
8- Açlıkta Beden sıhhatli olur.Maraz def olur.Toklukta vücud yıprar, hasta olur.
9- Açlıkta, bedende hafiflik, ferahlık olur.Toklukta ağırlık ve atalet olur.
10- Açlıkta Sadaka vermeğe, isar ve infaka şevk gelir.Kıyamet günü Sadakanın gölgesinde oturur.
(Mükerrem İnsan M.Sami Ramazanoğlu (k.s) Hazretleri)
(Mahmud Sami Ramazanoğlu Ks.Hazretlerinden))
1- Açlıkta kalp safası, hafıza kuvveti; Toklukta ahmaklık, unutkanlık olur.
2- Açlıkta kalp rikkati olur.Dua ve ibadette feyz bulunur.Toklukta, kalp katı olur, ibadetten zevk alınamaz.
3- Açlıkta kalpde zül ü inkisar ve tevazu olur.Toklukta tüğyan, tefahur ve kibr olur.
4- Açlıkta fakir ve açlar düşünülür.Toklukta unutulur, düşünülmez olur.
5- Açlıkta şehvani, nefsani istekler kırılır.Toklukta Nefs-i emmare kuvvet bulur.
6- Açlılkta vücudda uyanıklık ve zindelik olur.Toklukta uyku ve gaflet olur.
7- Açlıkta ibadet ve taata devam kolay olur.Toklukta tenbellik ve gevşeklik olur.
8- Açlıkta Beden sıhhatli olur.Maraz def olur.Toklukta vücud yıprar, hasta olur.
9- Açlıkta, bedende hafiflik, ferahlık olur.Toklukta ağırlık ve atalet olur.
10- Açlıkta Sadaka vermeğe, isar ve infaka şevk gelir.Kıyamet günü Sadakanın gölgesinde oturur.
(Mükerrem İnsan M.Sami Ramazanoğlu (k.s) Hazretleri)
28 Mayıs 2017 Pazar
KEDİ YAVRUSU VE ÇOCUKLAR
ANA SINIFINDA ÖDEVİ
Bin evler ana okuluna gittim. Çocuklara hikaye oyunu için 20 adet kedi yavrusu çıktısı aldım
Çocuklara dağıttım, küçük açıklamadan sonra; annesinin getirdiklerini beğenmeyen, evinden kaçan kedi yavrusuna yardım etmeye başladık.
Ona ciğer arıyoruz, yol ortasından giderken, araba geliyor, kenara koştuk, biraz ilerde köpekten kaçtık, sonra çukura düştü, az yemek yediği için çıkamadı, çıkardık.
Kaybolduğunu anladı, polise gitti, evinin adresini bilmediği için; polis yardım edemedi.
Tam ağlayacakken dua etmeyi hatırladı: "Allah'ım bana yardım et, annemi gönder, annem ne getirse yiyeceğim, özür diliyorum" dedi.
Çocuklarda annesi duysun diye miyavlıyorlardı, annesi geldi.
Yavrusuna yardım ettikleri için teşekkür etti.
Yavru kedi; " Anneniz, babanız ne getirirse yiyin dedi.
Çocuklar sonunda değerlendirme yaptı. Çok güzel oldu.
Bin evler ana okuluna gittim. Çocuklara hikaye oyunu için 20 adet kedi yavrusu çıktısı aldım
Çocuklara dağıttım, küçük açıklamadan sonra; annesinin getirdiklerini beğenmeyen, evinden kaçan kedi yavrusuna yardım etmeye başladık.
Ona ciğer arıyoruz, yol ortasından giderken, araba geliyor, kenara koştuk, biraz ilerde köpekten kaçtık, sonra çukura düştü, az yemek yediği için çıkamadı, çıkardık.
Kaybolduğunu anladı, polise gitti, evinin adresini bilmediği için; polis yardım edemedi.
Tam ağlayacakken dua etmeyi hatırladı: "Allah'ım bana yardım et, annemi gönder, annem ne getirse yiyeceğim, özür diliyorum" dedi.
Çocuklarda annesi duysun diye miyavlıyorlardı, annesi geldi.
Yavrusuna yardım ettikleri için teşekkür etti.
Yavru kedi; " Anneniz, babanız ne getirirse yiyin dedi.
Çocuklar sonunda değerlendirme yaptı. Çok güzel oldu.
27 Mayıs 2017 Cumartesi
BÜTÜN AZALARLA ORUÇ TUTMAK
BÜTÜN ÂZALARLA ORUÇ TUTMAK
Mideni ve edep yerini koruduğun gibi diğer bütün âzalarını da günahtan korumalısın.
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyuruyor:
"Beş şey oruçlunun sevâbını yok eder.
• Yalan söylemek.
• Gıybet etmek.
• Koğuculuk yapmak.
• Yalan yere yemin etmek.
• (Helali olmayan bir kimseye) şehvetle bakmak."
Yine Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
"Oruç, koruyucu bir kalkandır. Sizden herhangi biriniz oruçluyken kötü söz söylemesin, haddini aşıp kötülük yapmasın, cahilce hareket etmesin, bir kimse kendisine öldüresiye saldırsa veya sövse bile, ben oruçluyum desin (ona karşılık vermesin.)"
(Buhârî, Fadlü's-Sıyâm)
ORUÇLUNUN GIDASI
• Helal kazanmaya gayret edip iftarını helal gıda ile yap.
• İftarda çok yemek yeme.
• Oruçlu olmadığın zaman iki vakitte yediğin yemeği iftarda bir defada yeme.
Çünkü oruç tutmaktan maksat, vücudun gücünü azaltıp şehveti kırarak takvâya ulaşmaktır. Buna rağmen gündüz oruçlu olup yemek yiyemediğin için akşam onun yerine tıkabasa yemek yersen, mideni doldurup vücuduna ağırlık vermiş olacağından oruçtan (bilhassa şehveti kırmak konusunda) istifade edemezsin.
• Hazret-i Allah helal gıda ile bile olsa, yemekle doldurulan mideye gadap eder.
• Bir de haramla doldurulan mideyi düşünmeli!
《İmâm-ı Gazâli rahimehullah, Bidâyetü'l-Hidâye》
Mideni ve edep yerini koruduğun gibi diğer bütün âzalarını da günahtan korumalısın.
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyuruyor:
"Beş şey oruçlunun sevâbını yok eder.
• Yalan söylemek.
• Gıybet etmek.
• Koğuculuk yapmak.
• Yalan yere yemin etmek.
• (Helali olmayan bir kimseye) şehvetle bakmak."
Yine Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
"Oruç, koruyucu bir kalkandır. Sizden herhangi biriniz oruçluyken kötü söz söylemesin, haddini aşıp kötülük yapmasın, cahilce hareket etmesin, bir kimse kendisine öldüresiye saldırsa veya sövse bile, ben oruçluyum desin (ona karşılık vermesin.)"
(Buhârî, Fadlü's-Sıyâm)
ORUÇLUNUN GIDASI
• Helal kazanmaya gayret edip iftarını helal gıda ile yap.
• İftarda çok yemek yeme.
• Oruçlu olmadığın zaman iki vakitte yediğin yemeği iftarda bir defada yeme.
Çünkü oruç tutmaktan maksat, vücudun gücünü azaltıp şehveti kırarak takvâya ulaşmaktır. Buna rağmen gündüz oruçlu olup yemek yiyemediğin için akşam onun yerine tıkabasa yemek yersen, mideni doldurup vücuduna ağırlık vermiş olacağından oruçtan (bilhassa şehveti kırmak konusunda) istifade edemezsin.
• Hazret-i Allah helal gıda ile bile olsa, yemekle doldurulan mideye gadap eder.
• Bir de haramla doldurulan mideyi düşünmeli!
《İmâm-ı Gazâli rahimehullah, Bidâyetü'l-Hidâye》
AŞURE GÜNÜ
AŞURE GÜNÜ
10 Muharrem; birçok önemli olaylar olmuştur. Özel günlerde dua etmek, eve erzak almak, gusül almak, selam vermek, gibi güzel şeylerin sevapları katlanır.
Her insanın sıkıntısı vardır, büyük yoksa küçük sıkıntılar büyütülür, her zaman büyük sıkıntımız vardır. bu gün kurtulma fırsatı var.
Dua etmeli, Kur'an okunmalı, bilmiyorsak ezberden bildiğimiz sureler okunmalı, sadaka vermeli, hasta ziyareti gibi güzel şeyler yapmalıdır.
Allah'ım (c.c) vatanımız, milletimiz, devletimiz, Müslüman dünyası, eşlerimiz, çocuklarımız, dinimiz, imanımız Sana emanet.
Koru, hayırlı aydınlık ver, Müslüman dünyasını parçalayan haclı ordusunu dağıt, tuzaklarına Sen tuzağını çıkar.
Adımız Müslüman kaldı, her şerre layığız Rabbim; merhametine sığındık, azabınla değil ilminle doğruları öğret, Dinimizi iyi yaşamamıza yardım eyle. Peygamberimiz (sav) hürmetine, sahabeler, sevdiğin kullar hürmetine...Amin
10 Muharrem; birçok önemli olaylar olmuştur. Özel günlerde dua etmek, eve erzak almak, gusül almak, selam vermek, gibi güzel şeylerin sevapları katlanır.
Her insanın sıkıntısı vardır, büyük yoksa küçük sıkıntılar büyütülür, her zaman büyük sıkıntımız vardır. bu gün kurtulma fırsatı var.
Dua etmeli, Kur'an okunmalı, bilmiyorsak ezberden bildiğimiz sureler okunmalı, sadaka vermeli, hasta ziyareti gibi güzel şeyler yapmalıdır.
Allah'ım (c.c) vatanımız, milletimiz, devletimiz, Müslüman dünyası, eşlerimiz, çocuklarımız, dinimiz, imanımız Sana emanet.
Koru, hayırlı aydınlık ver, Müslüman dünyasını parçalayan haclı ordusunu dağıt, tuzaklarına Sen tuzağını çıkar.
Adımız Müslüman kaldı, her şerre layığız Rabbim; merhametine sığındık, azabınla değil ilminle doğruları öğret, Dinimizi iyi yaşamamıza yardım eyle. Peygamberimiz (sav) hürmetine, sahabeler, sevdiğin kullar hürmetine...Amin
24 Mayıs 2017 Çarşamba
GUSUL ABDESTİNİN FARZLARI
Gusül Farzları ve Sünnetleri
Gusül, Allâh-ü Teâlâ'nın emrettiği, hem maddi hem de manevi temizlik şeklidir. Namazın doğru olması için, abdestin ve guslün doğru olması lazımdır. Cünüb olan her kadının ve erkeğin, hayzdan ve nifasdan kurtulan kadınların, namaz vaktinin sonunda o namazı kılacak kadar zamann kalınca, gusül abdesti alması farzdır.
Guslün Farzları:
1- Ağıza su alıp boğaza kadar çalkalamak.
2- Burna su çekmek ve burnu yıkamak.
3- Tepeden tırnağa bütün vücudu, ıslanmayan yer kalmayacak şekilde yıkamak.
Guslün Sünnetleri:
1- Gusle Besmele ve niyet ile başlamak.
2- Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temizlemek.
3- Gusülden evvel abdest almak.
4- Abdestten sonra, önce başa, sonra sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek, bu işlemi aynı sıralamayla üç defa tekrarlamak.
5- Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak.
6- Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak.
7- Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak.
8- Guslederken konuşmamak.
9- Gusül bitince bedeni bir havlu ile kurulamak.
10- Gusülden sonra çabucak giyinmek.
Guslün Farzları:
1- Ağıza su alıp boğaza kadar çalkalamak.
2- Burna su çekmek ve burnu yıkamak.
3- Tepeden tırnağa bütün vücudu, ıslanmayan yer kalmayacak şekilde yıkamak.
Guslün Sünnetleri:
1- Gusle Besmele ve niyet ile başlamak.
2- Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temizlemek.
3- Gusülden evvel abdest almak.
4- Abdestten sonra, önce başa, sonra sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek, bu işlemi aynı sıralamayla üç defa tekrarlamak.
5- Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak.
6- Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak.
7- Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak.
8- Guslederken konuşmamak.
9- Gusül bitince bedeni bir havlu ile kurulamak.
10- Gusülden sonra çabucak giyinmek.
23 Mayıs 2017 Salı
ALLAH IN SIFATLARI
Allahü teâlânın sıfatları 14 tanedir. 6 tanesi Zati Sıfatları (Sıfât-ı zâtiyye), 8 tanesine de Subûti Sıfatları (Sıfât-ı sübûtiyye) denir.
Her Müslümanın, Allah'ın bütün kemâl sıfatlarına sahip, noksan sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır.
Her Müslümanın, Allah'ın bütün kemâl sıfatlarına sahip, noksan sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır.
Zati Sıfatları (Sıfat-ı Zatiyyesi):
1- Vücud: Bu sıfat Allah Teâlâ'nın var olduğunu ifade eder, Allah Teâlâ vardır. Varlığı ezelîdir. Vâcib-ül vücûddür, yanî varlığı lazımdır.
1- Vücud: Bu sıfat Allah Teâlâ'nın var olduğunu ifade eder, Allah Teâlâ vardır. Varlığı ezelîdir. Vâcib-ül vücûddür, yanî varlığı lazımdır.
2- Kıdem: Allah Teâlâ'nın varlığının başlangıcı olmamasıdır. Allah Teâlâ'nın varlığının evveli yoktur.
3- Beka: Allah Teâlâ'nın varlığının sonu olmaması, daima var bulunmasıdır. Allah Teâlâ'nın varlığının sonu yoktur. Hiç yok olmaz.
4- Vahdaniyyet: Allah Teâlâ'nın bir olması demektir. Allah Teâlâ'nın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yokdur.
5- Muhalefet-ün lil-havadis: Allah Teâlâ'nın sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah Teâlâ, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlûkun zât ve sıfatlarına benzemez.
6- Kıyam bi-nefsihi: Allah Teâlâ'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zâtı ile kaim olması demektir. Allah Teâlâ zâtı ile kaimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zîra her ihtiyactan münezzehdir.
Subûti Sıfatları (Sıfat-ı Sübutiyyesi):
Subûti Sıfatları (Sıfat-ı Sübutiyyesi):
1- Hayat: Allah Teâlâ'nın hayat sâhibi olması demektir. Allah Teâlâ diridir. Hayatı, mahlûkların hayatına benzemeyip, zatına layık ve mahsûs olan hayat, ezelî ve ebedidir.
2- İlim: Allah Teâlâ'nın her şeyi bilmesi, ilminin her şeyi kuşatması demektir. Allah Teâlâ herşeyi bilir. Bilmesi mahlûkâtın bilmesi gibi değildir.
3- Sem’: Allah Teâlâ'nın her şeyi işitmesidir. Allah Teâlâ işitir. Vâsıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi, kulların işitmesine benzemez.
4- Basar: Allah Teâlâ'nın her şeyi görmesidir. Allah Teâlâ görür. Aletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz ile değildir.
5- İrâdet: Allah Teâlâ'nın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur.
6- Kudret: Allah Teâlâ, herşeye gücü yeticidir. Hiçbir şey O'na güç gelmez.
7- Kelâm: Allah Teâlâ'nın harfe ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Allah Teâlâ söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.
8- Tekvîn: Allah Teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır.
22 Mayıs 2017 Pazartesi
BELAYA NEDEN HAMDOLSUN DENİR
BELAYA HAMDEDİLİR Mİ?
Belaya da hamdetmek lâzımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın. Allah’ü Telâlâ senin iyiliğini senden daha iyi bilir. Her belaya beş çeşit hamdetmelidir:
1- Bedene ve dünya işine gelip ahiret için olmayan belâdır. Sehl-i Tüsterî’ye bir kimse; hırsız evime girdi ve eşyaları götürdü, dedi. “Şeytan kalbine girse ve imanını götürse ne yapacaksın?” dedi.
2- Hiçbir belâ ve hastalık yoktur ki, ondan beteri olmasın. O halde daha beteri gelmediğine hamdetmek lazımdır. Çünkü bin sopa vurulması gereken kimseye yüz sopa vurulsa şükreder. Büyük evliyadan birinin başına, bir leğen kül döktüler. Buyurdu ki: “Ateşe müstehak iken, kül ile yetinmek büyük bir nimettir.”
3- Âhirete bırakılan her ceza dünyadakinden şiddetli olur. Bu belâyı dünyada çektiğine şükretmek gerekir. Bu ise âhirette birçok cezaların kendisinden kaldırılmasına sebep olur. Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Dünyada eziyet edilene, âhirette edilmez.” Çünkü belâ, günahlara kefarettir. Günahsız olunca, ceza da olmaz. O halde acı ilaç veren veya fazla kanı alan doktora şükretmen gerekir. Çünkü bu sıkıntı ile hastalık sıkıntı ve belâsından seni kurtarmıştır.
4- Levh-i Mahfuzda bu belâ sana yazılmıştır ve yoldadır. O halde bunu atlatınca şükretmek, hamdetmek gerekir. Şeyh Ebû Sâid, merkepten düştü. “Elhamdülillâh” dedi. “Niçin hamdediyorsun?” dediklerinde, “Belayı atlattığım için” buyurdu. Yani bu muhakkak olacaktı, ezelde takdir olunmuştu, demek istedi.
5- İki yönden âhirette sevaba kavuşmaya sebep olur. Biri, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, büyük sevabı vardır. Diğeri, bütün günahların başı dünya ile yakınlık kurmaktır. Böylece dünya, cennet gibi olur ve Allah’ü Teâlâ’ya gitmek ise zindan gibi olur. Her belâ, Allah’ü Teâlâ tarafından kula gönderilen bir terbiyecidir. Çocuk akıllanınca, kendisini terbiye etmelerinde birçok faydalar bulunur.
Hadis-i şerifte geldi ki: “Allah’ü Teâlâ sevdiklerine belâ gönderir. Tıpkı sizin hastalara su ve yemek vermeniz gibi.
((İmâm-ı Gazâlî rahimehullâh, Kimyâ-i Saâdet)) Sevâd-ı A'zam
Belaya da hamdetmek lâzımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın. Allah’ü Telâlâ senin iyiliğini senden daha iyi bilir. Her belaya beş çeşit hamdetmelidir:
1- Bedene ve dünya işine gelip ahiret için olmayan belâdır. Sehl-i Tüsterî’ye bir kimse; hırsız evime girdi ve eşyaları götürdü, dedi. “Şeytan kalbine girse ve imanını götürse ne yapacaksın?” dedi.
2- Hiçbir belâ ve hastalık yoktur ki, ondan beteri olmasın. O halde daha beteri gelmediğine hamdetmek lazımdır. Çünkü bin sopa vurulması gereken kimseye yüz sopa vurulsa şükreder. Büyük evliyadan birinin başına, bir leğen kül döktüler. Buyurdu ki: “Ateşe müstehak iken, kül ile yetinmek büyük bir nimettir.”
3- Âhirete bırakılan her ceza dünyadakinden şiddetli olur. Bu belâyı dünyada çektiğine şükretmek gerekir. Bu ise âhirette birçok cezaların kendisinden kaldırılmasına sebep olur. Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Dünyada eziyet edilene, âhirette edilmez.” Çünkü belâ, günahlara kefarettir. Günahsız olunca, ceza da olmaz. O halde acı ilaç veren veya fazla kanı alan doktora şükretmen gerekir. Çünkü bu sıkıntı ile hastalık sıkıntı ve belâsından seni kurtarmıştır.
4- Levh-i Mahfuzda bu belâ sana yazılmıştır ve yoldadır. O halde bunu atlatınca şükretmek, hamdetmek gerekir. Şeyh Ebû Sâid, merkepten düştü. “Elhamdülillâh” dedi. “Niçin hamdediyorsun?” dediklerinde, “Belayı atlattığım için” buyurdu. Yani bu muhakkak olacaktı, ezelde takdir olunmuştu, demek istedi.
5- İki yönden âhirette sevaba kavuşmaya sebep olur. Biri, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, büyük sevabı vardır. Diğeri, bütün günahların başı dünya ile yakınlık kurmaktır. Böylece dünya, cennet gibi olur ve Allah’ü Teâlâ’ya gitmek ise zindan gibi olur. Her belâ, Allah’ü Teâlâ tarafından kula gönderilen bir terbiyecidir. Çocuk akıllanınca, kendisini terbiye etmelerinde birçok faydalar bulunur.
Hadis-i şerifte geldi ki: “Allah’ü Teâlâ sevdiklerine belâ gönderir. Tıpkı sizin hastalara su ve yemek vermeniz gibi.
((İmâm-ı Gazâlî rahimehullâh, Kimyâ-i Saâdet)) Sevâd-ı A'zam
EN ŞERLİ İNSANLAR
EN ŞERLİ İNSANLAR
Hümeze Suresi 1. ayet " Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden kimselerin vay haline."
Peygamberimiz ( sav ); " En şerliler: " Laf getirip götüren, dostlar arasında fesat çıkaran ve temiz insanlarda kusur arayanlardır." ( Ahmed, Müsned, Heysemi, Hakim )
Ben bunları yapıyor muyum diye düşünelim, karşıdakilerin hatalarını aramayalım. Yanlışımız hep başkalarına bakmak. Biz kendimizi düzeltirsek Allah'da ( c.c ) yardım eder. Güzel çevremiz olur, mutlu yaşayabiliriz.
Hümeze Suresi 1. ayet " Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden kimselerin vay haline."
Peygamberimiz ( sav ); " En şerliler: " Laf getirip götüren, dostlar arasında fesat çıkaran ve temiz insanlarda kusur arayanlardır." ( Ahmed, Müsned, Heysemi, Hakim )
Ben bunları yapıyor muyum diye düşünelim, karşıdakilerin hatalarını aramayalım. Yanlışımız hep başkalarına bakmak. Biz kendimizi düzeltirsek Allah'da ( c.c ) yardım eder. Güzel çevremiz olur, mutlu yaşayabiliriz.
19 Mayıs 2017 Cuma
İNSAN VE CİN KULLUK EMRİ
ZARİYAT SURESİ 56. AYETTE ALLAH ( C.C )
“ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet ve itaatle kulluk etsinler diye yarattım.” Buyurarak insanların ve cinlerin ilahi emirlerden sorumlu olduğunu bildirmiştir.
AHKAF SURESİ 29, 30, 31, 32. AYETLERDE Cinlerin İslamiyet’i kabul edişi anlatılmıştır.
“ Resulüm hani cinlerden bir topluluğu, Kur’an dinlemek üzere sana sevk etmiştik. Dinlemek için ( birbirlerine ) : “ Susun, dinleyin” dediler. Kur’an’ın okunması bitince ( her biri iman ederek ve ) uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler.” ( Ahkaf 29 )
Resulullah ( sav ) Taif seferinden ( Miladi 620 ) dönerken Vadi’n- Nahle’de sabah namazı kıldırıyordu. O sırada Nusaybin cinlerinden dokuz kişiden oluşan bir grup gelip onu dinleyip kavmine döndüklerinde: ( Buhari )
“ Dediler ki: “ Ey kavmimiz! Doğrusu biz, Musa’dan sonra indirilen, kendisinden önceki ilahi kitapların asıllarını tasdik eden, Hakka ve dosdoğru yola çağıran bir kitap dinledik.” Ahkaf 30
“ Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun. O’na inanın ki Allah sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve acıklı bir azaptan korusun.” ( Ahkaf 31 )
“ İşte Resulüm de ki: Kim Allah’ın davetçisi olan Peygamber Muhammed’in davetine uymazsa, bilsin ki, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Kendisinin O’ndan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.” ( Ahkaf 32 )
“ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet ve itaatle kulluk etsinler diye yarattım.” Buyurarak insanların ve cinlerin ilahi emirlerden sorumlu olduğunu bildirmiştir.
AHKAF SURESİ 29, 30, 31, 32. AYETLERDE Cinlerin İslamiyet’i kabul edişi anlatılmıştır.
“ Resulüm hani cinlerden bir topluluğu, Kur’an dinlemek üzere sana sevk etmiştik. Dinlemek için ( birbirlerine ) : “ Susun, dinleyin” dediler. Kur’an’ın okunması bitince ( her biri iman ederek ve ) uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler.” ( Ahkaf 29 )
Resulullah ( sav ) Taif seferinden ( Miladi 620 ) dönerken Vadi’n- Nahle’de sabah namazı kıldırıyordu. O sırada Nusaybin cinlerinden dokuz kişiden oluşan bir grup gelip onu dinleyip kavmine döndüklerinde: ( Buhari )
“ Dediler ki: “ Ey kavmimiz! Doğrusu biz, Musa’dan sonra indirilen, kendisinden önceki ilahi kitapların asıllarını tasdik eden, Hakka ve dosdoğru yola çağıran bir kitap dinledik.” Ahkaf 30
“ Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun. O’na inanın ki Allah sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve acıklı bir azaptan korusun.” ( Ahkaf 31 )
“ İşte Resulüm de ki: Kim Allah’ın davetçisi olan Peygamber Muhammed’in davetine uymazsa, bilsin ki, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Kendisinin O’ndan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.” ( Ahkaf 32 )
18 Mayıs 2017 Perşembe
KIYMETLİ DUALAR
✅Dışarıdan gelen vesveselere 11 Felak okunmalı..
✅nefisten gelen vesveselere 11 Nas Suresi okunmalı..
✅Cimriliğe karşı 11 defa Mâûn Suresi okunmalı
✅Şirke karşı 11 defa Kafirûn Suresi okunmalı.
✅ 11 sayısı esma-ı ilahiyenin merdivenidir.
✅ Besmele ile 7 kez okunan Fatiha bütün hastalıklar için şifaya vesiledir.
✅ Besmele 19 kez okunursa kayıp eşya bulunur..
✅ Besmele 786 kez okunursa her türlü müşkül halledilir..
✅ Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli..
✅ Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir..
✅ Çörek otu baş ağrısını keser..
✅ Kalp damar tıkanıklıklarına karşı karabaş balı yenmeli.
✅ Migrene karabaş balı kullanılmalı. Karabaş balı, beyin hastalıklarında damar açıcıdır..
✅ Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez.
Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücut dengesini temin eder..
✅ Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür..
✅ Saf zeytinyağı ve kantaron,
iç ve dış kanamaları önler,
hücreleri yeniler,
sinir uçlarını tamir eder. *Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder..
✅ Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar..
✅ Sütle kaynatılmış sarımsak bronşiti yok eder..
✅ Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar..
✅ Kuyruk yağı romatizma, bel ve boyun ağrılarına iyi gelir..
✅Kemik erimesine karşı kuyruk haşlanıp aç karnına yenmeli, belden alt kısmına tırnaklara kadar sürülmeli..
✅Kudret narı yağı, güzelleştirir,
yüzde leke koymaz.. İçilir ve hastalıklı yere sürülürse sedef hastalığını ve kaşıntıları yok eder..
💎LOKMAN HEKİM’E SORMUŞLAR
“BU DÜNYADA NE ÖĞRENDİN?”
1- Namazda kalbime sahip olmayı öğrendim.
2- Misafirlikte gözüme sahip olmayı öğrendim.
3- Yemekte elime sahip olmayı öğrendim.
4- Cemiyette dilime sahip olmayı öğrendim.
5- Yaptığım iyiliği unutmayı öğrendim.
6- Bana yapılan kötülüğü unutmayı öğrendim.
7- Allah’ın kudret ve kuvvet sahibi olduğunu
öğrendim.
8- Ölümün hak olduğunu öğrendim
✅nefisten gelen vesveselere 11 Nas Suresi okunmalı..
✅Cimriliğe karşı 11 defa Mâûn Suresi okunmalı
✅Şirke karşı 11 defa Kafirûn Suresi okunmalı.
✅ 11 sayısı esma-ı ilahiyenin merdivenidir.
✅ Besmele ile 7 kez okunan Fatiha bütün hastalıklar için şifaya vesiledir.
✅ Besmele 19 kez okunursa kayıp eşya bulunur..
✅ Besmele 786 kez okunursa her türlü müşkül halledilir..
✅ Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli..
✅ Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir..
✅ Çörek otu baş ağrısını keser..
✅ Kalp damar tıkanıklıklarına karşı karabaş balı yenmeli.
✅ Migrene karabaş balı kullanılmalı. Karabaş balı, beyin hastalıklarında damar açıcıdır..
✅ Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez.
Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücut dengesini temin eder..
✅ Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür..
✅ Saf zeytinyağı ve kantaron,
iç ve dış kanamaları önler,
hücreleri yeniler,
sinir uçlarını tamir eder. *Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder..
✅ Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar..
✅ Sütle kaynatılmış sarımsak bronşiti yok eder..
✅ Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar..
✅ Kuyruk yağı romatizma, bel ve boyun ağrılarına iyi gelir..
✅Kemik erimesine karşı kuyruk haşlanıp aç karnına yenmeli, belden alt kısmına tırnaklara kadar sürülmeli..
✅Kudret narı yağı, güzelleştirir,
yüzde leke koymaz.. İçilir ve hastalıklı yere sürülürse sedef hastalığını ve kaşıntıları yok eder..
💎LOKMAN HEKİM’E SORMUŞLAR
“BU DÜNYADA NE ÖĞRENDİN?”
1- Namazda kalbime sahip olmayı öğrendim.
2- Misafirlikte gözüme sahip olmayı öğrendim.
3- Yemekte elime sahip olmayı öğrendim.
4- Cemiyette dilime sahip olmayı öğrendim.
5- Yaptığım iyiliği unutmayı öğrendim.
6- Bana yapılan kötülüğü unutmayı öğrendim.
7- Allah’ın kudret ve kuvvet sahibi olduğunu
öğrendim.
8- Ölümün hak olduğunu öğrendim
17 Mayıs 2017 Çarşamba
NAMAZA SUBHANEKE İLE BAŞLAMAK
Her namaza evvela Subhaneke ile başlamanın sebebi şudur:
(İbni Abbas’tan r.a. rivayet olunur)
"Hak Teala Arşı Azam’ı yarattı ve dört melek de yarattı. Öyle ulu melekler ki kanatlarının her biri ikişer yüzbin yıllık mikdar eder idi. Ellerinin ve ayaklarının adedini ancak Hak Teala bilir. Bu meleklere Mevla arşı alayı getirmelerini emr etti. O kadar çok elleri olan dört melek arşı alayı tuttular ama bir türlü kaldıramadılar. Takatleri kalmayıp dizleri üstüne çöktüler.
Biri “subhaneke allahumme ve bihamdik” dedi. Ve diğeri “ve tebarekesmuk” dedi. Ve bir diğeri “ve teala cedduk”. dedi. Ve bir diğeri de “ve la ilahe gayruk” dedi.
Bu meleklerin bu tesbihleri hürmetine Allah onlara kuvvet verdi ve arşı alayı getirdiler. Şimdi bu tesbih ile namaza başladılar ki emanet yükünü getirmeye kuvvet ve rıza-i rahmana vasıl olmak için. Subhaneke ile namaza başlamanın sebebi hikmeti budur."
(İbni Abbas’tan r.a. rivayet olunur)
"Hak Teala Arşı Azam’ı yarattı ve dört melek de yarattı. Öyle ulu melekler ki kanatlarının her biri ikişer yüzbin yıllık mikdar eder idi. Ellerinin ve ayaklarının adedini ancak Hak Teala bilir. Bu meleklere Mevla arşı alayı getirmelerini emr etti. O kadar çok elleri olan dört melek arşı alayı tuttular ama bir türlü kaldıramadılar. Takatleri kalmayıp dizleri üstüne çöktüler.
Biri “subhaneke allahumme ve bihamdik” dedi. Ve diğeri “ve tebarekesmuk” dedi. Ve bir diğeri “ve teala cedduk”. dedi. Ve bir diğeri de “ve la ilahe gayruk” dedi.
Bu meleklerin bu tesbihleri hürmetine Allah onlara kuvvet verdi ve arşı alayı getirdiler. Şimdi bu tesbih ile namaza başladılar ki emanet yükünü getirmeye kuvvet ve rıza-i rahmana vasıl olmak için. Subhaneke ile namaza başlamanın sebebi hikmeti budur."
MEZARA ÇİÇEK DİKMEK
Mezara ekilen yeşil bitkiler ölüye fayda verir.
Su bu bitkiler için dökülür yoksa ölü için değil.
.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre, o iki kabre uğramış ve şöyle buyurmuştur.
'Şüphesiz ki o ikisi azap çekiyorlar.Çektikleri azap da büyük bir şey değildir (kolay olan, fakat ondan korunmaları nefislerine zor gelen bir şey idi.) Oysa o şey, büyük günah idi.' Sonra şöyle buyurdu:'Evet! Onlardan birisi, (insanlar arasında) laf getirip-götürürdü.Diğeri ise idrar sıçrantısına karşı korunmazdı. Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- sonra yaş bir dal isteyerek onu ikiye ayırdı. Bir parçasını birinin üzerine dikti, diğerini de öbürünün üzerine dikti ve: 'Bu iki dal, yaş kaldıkça o ikisinden azabın hafifletimesini ümit ederim' buyurdu." [Buhârî, hadis no: 1387,
Müslim, hadis no: 292] cunkı her canlı ALLAH ı Zıkreder.
Su bu bitkiler için dökülür yoksa ölü için değil.
.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre, o iki kabre uğramış ve şöyle buyurmuştur.
'Şüphesiz ki o ikisi azap çekiyorlar.Çektikleri azap da büyük bir şey değildir (kolay olan, fakat ondan korunmaları nefislerine zor gelen bir şey idi.) Oysa o şey, büyük günah idi.' Sonra şöyle buyurdu:'Evet! Onlardan birisi, (insanlar arasında) laf getirip-götürürdü.Diğeri ise idrar sıçrantısına karşı korunmazdı. Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- sonra yaş bir dal isteyerek onu ikiye ayırdı. Bir parçasını birinin üzerine dikti, diğerini de öbürünün üzerine dikti ve: 'Bu iki dal, yaş kaldıkça o ikisinden azabın hafifletimesini ümit ederim' buyurdu." [Buhârî, hadis no: 1387,
Müslim, hadis no: 292] cunkı her canlı ALLAH ı Zıkreder.
12 Mayıs 2017 Cuma
ANNELER İMİZ
ANNELERİMİZ
Veli nimetler imiz, doğuşumuza, büyümemize vesile olan dünyalık nimetlerin en güzeli, en sevimlisi annelerimiz.
Allah'ım sizleri korusun, kimselere muhtaç etmesin, evlatlarınızın gününü iki dünyada da görürsünüz inşaallah.
Affediciliği, merhameti bol, yardım için çırpınan Annelerimize selam olsun
Çocuklarımıza bol dua edelim İnşaallah.
Beddua edilen evlat daha kötü olur, yine biz üzülürüz. Torunlarımızı çok sevelim, belki evladımız bizden önce vefat eder.
Ahiret yatırımı Torunlarımızı görelim. Severlere bol dua ederler.
Allaha emanet olunuz.
Veli nimetler imiz, doğuşumuza, büyümemize vesile olan dünyalık nimetlerin en güzeli, en sevimlisi annelerimiz.
Allah'ım sizleri korusun, kimselere muhtaç etmesin, evlatlarınızın gününü iki dünyada da görürsünüz inşaallah.
Affediciliği, merhameti bol, yardım için çırpınan Annelerimize selam olsun
Çocuklarımıza bol dua edelim İnşaallah.
Beddua edilen evlat daha kötü olur, yine biz üzülürüz. Torunlarımızı çok sevelim, belki evladımız bizden önce vefat eder.
Ahiret yatırımı Torunlarımızı görelim. Severlere bol dua ederler.
Allaha emanet olunuz.
9 Mayıs 2017 Salı
İMAM ŞAFİİ DERS
İMAMI ŞAFİİ'DEN MÜTHİŞ BİR DERS..
İmamı Şafii talebelerinden biri olan Yunus ile
müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer.
Öyle ki talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider.
Akşam olunca Yunus kapısının çalındığını fark eder. ‘Kim o?’ der.
Kapıdaki kişi, ‘İmamı Şafii’ der.
Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür ve hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır.
İmam Şafii kapıyı açan talebesi Yunusa şunları söylemiştir:
1-Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?
2-Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir!
3-Ey Yunus, hatadan nefret et ama hataya düşenden nefret etme.
4-Bütün kalbinle günaha öfkelen ama günahkara acı, ona merhamet göster.
5-Ey Yunus, sözü eleştir ama sözü söyleyene saygı göster.
6-Ey Yunus Görevimiz, hastalığı tedavi etmektir, hastayı yok etmek değil.
Büyük İmam Allah senden razı olsun, toplum olarak bu nasihatlara çok ama çok ihtiyacımız var..
İmamı Şafii talebelerinden biri olan Yunus ile
müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer.
Öyle ki talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider.
Akşam olunca Yunus kapısının çalındığını fark eder. ‘Kim o?’ der.
Kapıdaki kişi, ‘İmamı Şafii’ der.
Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür ve hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır.
İmam Şafii kapıyı açan talebesi Yunusa şunları söylemiştir:
1-Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?
2-Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir!
3-Ey Yunus, hatadan nefret et ama hataya düşenden nefret etme.
4-Bütün kalbinle günaha öfkelen ama günahkara acı, ona merhamet göster.
5-Ey Yunus, sözü eleştir ama sözü söyleyene saygı göster.
6-Ey Yunus Görevimiz, hastalığı tedavi etmektir, hastayı yok etmek değil.
Büyük İmam Allah senden razı olsun, toplum olarak bu nasihatlara çok ama çok ihtiyacımız var..
7 Mayıs 2017 Pazar
BERAT GECESİ NAMAZI
Şa'bân-ı şerîfin 15'inci gecesi yâni Berât Gecesi’dir. Bu gecede hiç olmazsa bir Tesbîh Namazı kılınır.
Berât gecesinde kılınması tavsiye edilen “Hayır namazı” vardır. 100 rek'atlik bu namazı kılan kimse o sene ölürse, şehitlik mertebesine nâil olur. Namaza şöyle niyet edilir:
“Yâ Rabbi, niyet ettim senin rızâ-yı şerîfin için namaza. Beni aff-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip saîdler defterine kaydeyle.” Allâhü Ekber.
Her rek'atte Fâtiha’dan sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur iki rek'atte bir selâm verilerek 100 rek’ate tamamlanır.
Namazdan sonra; (Allâhü Teâlâ'nın “Hû” ism-i şerîfinin ebced hesabına göre değeri 11 ve Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) isimlerinden “Tâhâ”nın ebced hesâbıyla değeri de 14 olduğu için), aşağıdaki 11 şey 14’er adet okunur.
1. İstiğfâr: 14 kere,
2. Salevât-ı şerîfe: 14 kere,
3. Fâtiha-i şerîfe (Besmeleyle): 14 kere,
4. Âyetü'l-Kürsî (Besmeleyle): 14 kere,
5. Tevbe Sûresi’nin son 2 âyeti olan “Lekad câeküm...” (Besmeleyle): 14 kere,
6. 14 kere “Yâsin, Yâsin...” dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerîf. (Yâsîn-i Şerîfte 7 zâhirî, 7 bâtınî “mübîn” vardır, böylece o da 14 olur.)
7. İhlâs-ı şerîf (Besmeleyle): 14 kere,
8. Felak Sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
9. Nâs Sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
10. “Sübhânellâhi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliy-yi'l-azîm”: 14 kere,
11. Salevât-ı şerîfe (Salât-ı Münciye okumak daha fazîletlidir): 14 kere
okunur ve duâ edilir.
Rabbim kabul buyursun inşallah.
Berât gecesinde kılınması tavsiye edilen “Hayır namazı” vardır. 100 rek'atlik bu namazı kılan kimse o sene ölürse, şehitlik mertebesine nâil olur. Namaza şöyle niyet edilir:
“Yâ Rabbi, niyet ettim senin rızâ-yı şerîfin için namaza. Beni aff-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden, dünyâ ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip saîdler defterine kaydeyle.” Allâhü Ekber.
Her rek'atte Fâtiha’dan sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur iki rek'atte bir selâm verilerek 100 rek’ate tamamlanır.
Namazdan sonra; (Allâhü Teâlâ'nın “Hû” ism-i şerîfinin ebced hesabına göre değeri 11 ve Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) isimlerinden “Tâhâ”nın ebced hesâbıyla değeri de 14 olduğu için), aşağıdaki 11 şey 14’er adet okunur.
1. İstiğfâr: 14 kere,
2. Salevât-ı şerîfe: 14 kere,
3. Fâtiha-i şerîfe (Besmeleyle): 14 kere,
4. Âyetü'l-Kürsî (Besmeleyle): 14 kere,
5. Tevbe Sûresi’nin son 2 âyeti olan “Lekad câeküm...” (Besmeleyle): 14 kere,
6. 14 kere “Yâsin, Yâsin...” dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerîf. (Yâsîn-i Şerîfte 7 zâhirî, 7 bâtınî “mübîn” vardır, böylece o da 14 olur.)
7. İhlâs-ı şerîf (Besmeleyle): 14 kere,
8. Felak Sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
9. Nâs Sûresi (Besmeleyle): 14 kere,
10. “Sübhânellâhi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliy-yi'l-azîm”: 14 kere,
11. Salevât-ı şerîfe (Salât-ı Münciye okumak daha fazîletlidir): 14 kere
okunur ve duâ edilir.
Rabbim kabul buyursun inşallah.
BERAT GECESİ
Berat gecesi
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• Şa’bân ayının yarısı olunca gecesinde kâim olunuz (namaz kılınız), gündüzünde oruç tutunuz. (Sünen-i İbn-i Mâce)
• “Her kim bu (Berât) gece(sinde) yüz rek’at namaz kılarsa, Allâhü Teâlâ ona yüz melek gönderir. Bunlardan otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu cehennem azâbından emniyette olduğunu söyler, otuzu da dünyâ âfetlerini ondan geri çevirir. On melek de o kimseyi şeytanın tuzaklarından muhâfaza eder.”
• “Kim şu beş geceyi ihyâ ederse o kimseye cennet vâcib olur: Terviye gecesi (Arefeden önceki gece), Arefe gecesi, Kurban Bayramı gecesi, Ramazan Bayramı gecesi, Şa’bân’ın on beşinci gecesi.” (et-Tergîb ve't-Terhîb)
Berât gecesinin husûsiyetlerinden bazıları:
• Hikmetli her iş -kulların rızıkları, ecelleri ve sâir işleri bu gecede ayırt edilir; yazılır.
• Bu gecede ibâdet etmek çok fazîletlidir.
• Bu gecede rahmet iner. Hadîs-i şerîfte:
“Şa'bân ayının yarısı olduğu (on beşinci) gece de Allâhü Teâlâ(nın rahmeti) dünya semâsına iner...” buyuruldu.
• Mü'minler mağfiret olunur, günahları bağışlanır.
• Resûlullah Efendimize (s.a.v.) tam şefâat salâhiyeti bu gecede verilmiştir.
Peygamber Efendimiz Şa'bân'ın on üçüncü gecesinde Allâhü Teâlâ'dan ümmeti için şefâat istedi. Allâhü Teâlâ, ümmetinin üçte biri için şefâat izni verdi.
On dördüncü gecesi, kalan ümmeti için şefaat istedi.
Allâhü Teâlâ ümmetinin üçte ikisine şefaat izni verdi.
On beşinci gecesi, kalan ümmeti için şefaat izni istedi.
Allâhü Teâlâ -devenin sâhibinden kaçtığı gibi Allâhü Teâlâ'dan kaçanlar hariç- ümmetinin tamamına şefâat etmesine izin verdi.
• Bu gecede zemzem suyunun âşikâr bir şekilde artması Allâhü Teâlâ'nın bir sünneti (âdet-i ilâhîsi)dir. Bunda ilâhî ilimlerin, hakîkat ehlinin kalbinde artacağına işâret vardır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• Şa’bân ayının yarısı olunca gecesinde kâim olunuz (namaz kılınız), gündüzünde oruç tutunuz. (Sünen-i İbn-i Mâce)
• “Her kim bu (Berât) gece(sinde) yüz rek’at namaz kılarsa, Allâhü Teâlâ ona yüz melek gönderir. Bunlardan otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu cehennem azâbından emniyette olduğunu söyler, otuzu da dünyâ âfetlerini ondan geri çevirir. On melek de o kimseyi şeytanın tuzaklarından muhâfaza eder.”
• “Kim şu beş geceyi ihyâ ederse o kimseye cennet vâcib olur: Terviye gecesi (Arefeden önceki gece), Arefe gecesi, Kurban Bayramı gecesi, Ramazan Bayramı gecesi, Şa’bân’ın on beşinci gecesi.” (et-Tergîb ve't-Terhîb)
Berât gecesinin husûsiyetlerinden bazıları:
• Hikmetli her iş -kulların rızıkları, ecelleri ve sâir işleri bu gecede ayırt edilir; yazılır.
• Bu gecede ibâdet etmek çok fazîletlidir.
• Bu gecede rahmet iner. Hadîs-i şerîfte:
“Şa'bân ayının yarısı olduğu (on beşinci) gece de Allâhü Teâlâ(nın rahmeti) dünya semâsına iner...” buyuruldu.
• Mü'minler mağfiret olunur, günahları bağışlanır.
• Resûlullah Efendimize (s.a.v.) tam şefâat salâhiyeti bu gecede verilmiştir.
Peygamber Efendimiz Şa'bân'ın on üçüncü gecesinde Allâhü Teâlâ'dan ümmeti için şefâat istedi. Allâhü Teâlâ, ümmetinin üçte biri için şefâat izni verdi.
On dördüncü gecesi, kalan ümmeti için şefaat istedi.
Allâhü Teâlâ ümmetinin üçte ikisine şefaat izni verdi.
On beşinci gecesi, kalan ümmeti için şefaat izni istedi.
Allâhü Teâlâ -devenin sâhibinden kaçtığı gibi Allâhü Teâlâ'dan kaçanlar hariç- ümmetinin tamamına şefâat etmesine izin verdi.
• Bu gecede zemzem suyunun âşikâr bir şekilde artması Allâhü Teâlâ'nın bir sünneti (âdet-i ilâhîsi)dir. Bunda ilâhî ilimlerin, hakîkat ehlinin kalbinde artacağına işâret vardır.
5 Mayıs 2017 Cuma
CUMA GÜNÜ YAPILACAKLAR
Rasûl-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Şöyle Buyurdular:
" Cuma günü veya gecesi Duhan Suresi'ni okuyana Cennette bir köşk verilir."
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberâni]
“ Kim her gün 50 defa İhlâs Sûresi'ni okursa, kıyâmet gününde kabrinden şöyle çağrılır: ‘Kalk, ey Allâh'ı öven kişi, cennete gir!”
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberânî, Mu‘cemü's-Sağîr, 2/781]
" Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur."
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberâni]
Rasûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Cuma gününü anlattı ve:
" Onda öyle bir saat var ki Müslüman bir kul o saate denk getirerek namaz kılıp Allahü Teâlâ'dan bir şey isterse, Allah ona isteğini mutlaka verir." buyurdu.
[Hadis-i Şerif Kaynak: Malik 1/108, Buhari 895, Müslim 852/13]
"Kâfirun Sûresi'ni okumak, Kur'an-ı Kerim'in Dörtte Birini Okumaya Muadildir. Her kim okursa, azılı şeytanlar ondan uzaklaşır, şirkten beri olur ve kıyametin şiddetinden emin olur." Buyurdular.
[Hadis-i Şerif Kaynak: Beyzavi 5/192]
“Cuma günü bana çok Salât-u Selâm getirin. Çünkü melekler şehadet ederler. Bir kimse bana Salât-u Selâm okursa, hemen bana arzedilir.”
[Hadis-i Şerif Kaynak: Şir'atül
" Cuma günü veya gecesi Duhan Suresi'ni okuyana Cennette bir köşk verilir."
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberâni]
“ Kim her gün 50 defa İhlâs Sûresi'ni okursa, kıyâmet gününde kabrinden şöyle çağrılır: ‘Kalk, ey Allâh'ı öven kişi, cennete gir!”
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberânî, Mu‘cemü's-Sağîr, 2/781]
" Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur."
[Hadis-i Şerif Kaynak: Taberâni]
Rasûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Cuma gününü anlattı ve:
" Onda öyle bir saat var ki Müslüman bir kul o saate denk getirerek namaz kılıp Allahü Teâlâ'dan bir şey isterse, Allah ona isteğini mutlaka verir." buyurdu.
[Hadis-i Şerif Kaynak: Malik 1/108, Buhari 895, Müslim 852/13]
"Kâfirun Sûresi'ni okumak, Kur'an-ı Kerim'in Dörtte Birini Okumaya Muadildir. Her kim okursa, azılı şeytanlar ondan uzaklaşır, şirkten beri olur ve kıyametin şiddetinden emin olur." Buyurdular.
[Hadis-i Şerif Kaynak: Beyzavi 5/192]
“Cuma günü bana çok Salât-u Selâm getirin. Çünkü melekler şehadet ederler. Bir kimse bana Salât-u Selâm okursa, hemen bana arzedilir.”
[Hadis-i Şerif Kaynak: Şir'atül
4 Mayıs 2017 Perşembe
UYARICI VE KARDEŞ OLMAK
BİR AYET
Ey Rasul! De ki: “Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve her şeye hakim olan Allah'tan başka ilah yoktur! Göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi olan Allah, çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır."
Onlara de ki: “İşte bu Kuran, çok büyük, önemli bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz, onu reddediyorsunuz!"
(Sad/65-68)
BİR HADİS
"Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin içyüzünü araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı buğzetmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"
BİR SÖZ
Ramazan isimli bir evlat anlatıyor: Babama 'büyük davalar'dan söz edilince "Siz bugün sabah namazını kıldınız mı? İnanın bundan büyük dava yok." derdi.
BİR DUA
"Ya Rabbi! Bize hayrı, hayır olarak göster ki ona uyalım. Şerri, şer olarak göster ki, ondan kaçalım." Hayırlı Cumalar
Ey Rasul! De ki: “Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve her şeye hakim olan Allah'tan başka ilah yoktur! Göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi olan Allah, çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır."
Onlara de ki: “İşte bu Kuran, çok büyük, önemli bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz, onu reddediyorsunuz!"
(Sad/65-68)
BİR HADİS
"Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin içyüzünü araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı buğzetmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"
BİR SÖZ
Ramazan isimli bir evlat anlatıyor: Babama 'büyük davalar'dan söz edilince "Siz bugün sabah namazını kıldınız mı? İnanın bundan büyük dava yok." derdi.
BİR DUA
"Ya Rabbi! Bize hayrı, hayır olarak göster ki ona uyalım. Şerri, şer olarak göster ki, ondan kaçalım." Hayırlı Cumalar
DUA EDERKEN DİKKAT EDİLECEKLER
DUA İSTERKEN DİKKAT EDİLECEKLER
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“(Rasûlüm!) De ki: Sizin kulluk, dua ve yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! (Ne kıymetiniz var!)…” (Furkan, 77)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Bir mü’minin diğer bir mü’mine gıyabında duasından daha çabuk kabul edilen hiçbir dua yoktur.” (Tirmizî, Birr, 50)
İnsanlar duası kabul olacağı zannını taşıdıkları kimselerden dua talebinde bulunurlar. Hâlbuki duanın kabulünü temin eden asıl sebep, ihlâs ve samimiyettir. Bu demektir ki, bir günahkârın dahi, mü’min kardeşi için samimi olarak yürekten yapacağı bir dua, Allah katındaki mevki kendisinden üstün zannedilen bir başkasının gönülsüz duasından daha hayırlıdır.
Gerçekten bir kul, günahkâr bile olsa, bu hal, Cenâb-ı Hakk’ın onu terk etmiş olduğu manasına gelmez. Bu sebeple bir şahsın, kimin duası hürmetine muradına nail olacağını, yalnız Allah Teâlâ bilir.
Bu sebeple, kim olursa olsun, Allah’ın kullarından birinin kalbi dualarını alabilmekte ki değeri idrak etmelidir.
İnsanlara yalvarma şeklinde dua istemek, Duayı; Allah (c.c) kabul ettiğini unutmak manasına gelir.
Mazlum ve gönlü kırık mü’minlerin duasını almak kadar, onların beddualarından sakınmak da aynı derecede mühim bir meseledir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“(Rasûlüm!) De ki: Sizin kulluk, dua ve yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! (Ne kıymetiniz var!)…” (Furkan, 77)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Bir mü’minin diğer bir mü’mine gıyabında duasından daha çabuk kabul edilen hiçbir dua yoktur.” (Tirmizî, Birr, 50)
İnsanlar duası kabul olacağı zannını taşıdıkları kimselerden dua talebinde bulunurlar. Hâlbuki duanın kabulünü temin eden asıl sebep, ihlâs ve samimiyettir. Bu demektir ki, bir günahkârın dahi, mü’min kardeşi için samimi olarak yürekten yapacağı bir dua, Allah katındaki mevki kendisinden üstün zannedilen bir başkasının gönülsüz duasından daha hayırlıdır.
Gerçekten bir kul, günahkâr bile olsa, bu hal, Cenâb-ı Hakk’ın onu terk etmiş olduğu manasına gelmez. Bu sebeple bir şahsın, kimin duası hürmetine muradına nail olacağını, yalnız Allah Teâlâ bilir.
Bu sebeple, kim olursa olsun, Allah’ın kullarından birinin kalbi dualarını alabilmekte ki değeri idrak etmelidir.
İnsanlara yalvarma şeklinde dua istemek, Duayı; Allah (c.c) kabul ettiğini unutmak manasına gelir.
Mazlum ve gönlü kırık mü’minlerin duasını almak kadar, onların beddualarından sakınmak da aynı derecede mühim bir meseledir.
ÇOCUĞUN ANNEYE BAĞIRMASI
ÇOCUĞUN ANNEYE BAĞIRMASI
Dillendiği zaman anne ve babayı örnek alan çocuk, ailenin yaşantısını yansıtır. Birde annene; şunu yap, bunu yap telkiniyle de alevlenir.
Çocuğun gözünde anne; bağırılacak insan olur,
Büyümeye başladıkça tavırlar çoğalır, yanlış olduğunu baba konuşarak öğretmiyor, gülüyorsa bitmiştir.
Artık terbiye edilemez insan yetişir. Ergenliğe doğru babaya tavırlar başlar. Anne susar, baba dayanamaz. Zoruna gider, akşama kadar onlar için çalışıyor. Nankörlük tartışmaları başlar.
Bu zorlukları yaşamak istemiyorum diyorsanız, anneye kızılmayacağını, küçükken öğretmelisiniz. Çocuk büyüğe kızılmaz duygusunu annede kazanır. Sizde de uygular, aile içi mutluluk budur.
Saygı olmayan yerde mutluluk olmaz.
Dillendiği zaman anne ve babayı örnek alan çocuk, ailenin yaşantısını yansıtır. Birde annene; şunu yap, bunu yap telkiniyle de alevlenir.
Çocuğun gözünde anne; bağırılacak insan olur,
Büyümeye başladıkça tavırlar çoğalır, yanlış olduğunu baba konuşarak öğretmiyor, gülüyorsa bitmiştir.
Artık terbiye edilemez insan yetişir. Ergenliğe doğru babaya tavırlar başlar. Anne susar, baba dayanamaz. Zoruna gider, akşama kadar onlar için çalışıyor. Nankörlük tartışmaları başlar.
Bu zorlukları yaşamak istemiyorum diyorsanız, anneye kızılmayacağını, küçükken öğretmelisiniz. Çocuk büyüğe kızılmaz duygusunu annede kazanır. Sizde de uygular, aile içi mutluluk budur.
Saygı olmayan yerde mutluluk olmaz.
3 Mayıs 2017 Çarşamba
SORUMLU OLMAK
BİR AYET
"İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah'ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır." (Bakara Suresi, 204)
"İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir." (Bakara Suresi, 212)
BİR HADİS
“Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur.” (Hadis-i Şerif)
BİR DUA
Allahım bize, sevdiklerimize ve bizi sevenlere son nefese kadar seher secdesi nasip eyle...
"İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah'ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır." (Bakara Suresi, 204)
"İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir." (Bakara Suresi, 212)
BİR HADİS
“Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur.” (Hadis-i Şerif)
BİR DUA
Allahım bize, sevdiklerimize ve bizi sevenlere son nefese kadar seher secdesi nasip eyle...
2 Mayıs 2017 Salı
50 SÜNNET
50 SÜNNET
1- Sessiz ağlamak.
2- Kıyafeti çıkarınca katlamak.
3- Heybetli görünmek.
4- Sevdiği birisine, onu sevdiğini söylemek.
5- Çocukların başını okşamak.
6- Namazı vaktinde kılmak.
7- Sohbet etmek.
8- Affetmek.
9- Alçak gönüllü olmak.
10- Eve girerken, ev boşta olsa selam vermek.
11- Sürme çekmek.
12- Alışverişte pazarlık yapmak.
13- Güzel koku sürmek.
14- Çalışmak.
15- Yapılan iyiliğe karşılık teşekkür etmek.
16- Yemeklerin ağzını kapalı tutmak.
17- Yünlü güzel elbiseler giymek.
18- Çok uzun giyinmemek.
19- Çatlak bardaktan su içmemek.
20- Latife yapmak ve kahkaha ile gülmemek.
21- Beyaz ve yeşil elbise giymek.
22- Kabak yemeği yemek.
23- Ölümü hatırlamak.
24- Yeri gelince konuşmak.
25- Süt içmek.
26- Yoldaki engeli kaldırmak ve ayağa takılabilecek şeyleri kenara koymak.
27- Sofradan doymadan kalkmak.
28- Düzenli olmak.
29- Ezanı dinlemek.
30- Yemeği, iki öğün yemek.
31- Yemeğe tuzla başlamak.
32- Yemekten sonra ve su içtikten sonra elhamdülillah demek.
33-Yemeğin ortasında dua etmek.
34- Yemeğe besmele ile başlamak.
35- Sofraya oturmadan ellerini yıkamak.
36- Sofraya büyüklerden önce oturmamak.
37- Sofraya iyice acıkmadan oturmayıp, doymadan kalkmak.
38- Önünde artık bırakmamak ve yemek tabağının dibini sıyırmak.
38- Sofraya dökülen kırıntıları sağ elin şehadet parmağı ile yemek.
40- Sofrada yeşillik ve sirke bulundurmak.
41- Yemekten sonra tatlı yemek.
42- Yemeği yavaş yavaş yemek.
43- Yemeği yerde oturarak yemek.
44- Ekmeği elle bölmek.
45- Mideyi 1/3 su. 1/3 yemek. 1/3 hava ile doldurmak.
46- Yemekte güzel şeyleden konuşmak.
47- Yemek yerken, kendi önünden yemek ve başkalarının yediğine bakmamak.
48- Sıcak yemeği üflemeden yemek.
49- Paylaşırken çok olanı diğerine vermek.
50- Kötülüğe karşı, iyilik ile mukabele etmek.
Paylaşalım ve okunmasına vesile olalım uygulayarak hayatımızı güzelleştirelim huzurla sevgiyle yaşayalım inşaALLAH uygulayarak hayatımızı güzelleştirelim huzurla sevgiyle yaşayalım inşaAllah..
1- Sessiz ağlamak.
2- Kıyafeti çıkarınca katlamak.
3- Heybetli görünmek.
4- Sevdiği birisine, onu sevdiğini söylemek.
5- Çocukların başını okşamak.
6- Namazı vaktinde kılmak.
7- Sohbet etmek.
8- Affetmek.
9- Alçak gönüllü olmak.
10- Eve girerken, ev boşta olsa selam vermek.
11- Sürme çekmek.
12- Alışverişte pazarlık yapmak.
13- Güzel koku sürmek.
14- Çalışmak.
15- Yapılan iyiliğe karşılık teşekkür etmek.
16- Yemeklerin ağzını kapalı tutmak.
17- Yünlü güzel elbiseler giymek.
18- Çok uzun giyinmemek.
19- Çatlak bardaktan su içmemek.
20- Latife yapmak ve kahkaha ile gülmemek.
21- Beyaz ve yeşil elbise giymek.
22- Kabak yemeği yemek.
23- Ölümü hatırlamak.
24- Yeri gelince konuşmak.
25- Süt içmek.
26- Yoldaki engeli kaldırmak ve ayağa takılabilecek şeyleri kenara koymak.
27- Sofradan doymadan kalkmak.
28- Düzenli olmak.
29- Ezanı dinlemek.
30- Yemeği, iki öğün yemek.
31- Yemeğe tuzla başlamak.
32- Yemekten sonra ve su içtikten sonra elhamdülillah demek.
33-Yemeğin ortasında dua etmek.
34- Yemeğe besmele ile başlamak.
35- Sofraya oturmadan ellerini yıkamak.
36- Sofraya büyüklerden önce oturmamak.
37- Sofraya iyice acıkmadan oturmayıp, doymadan kalkmak.
38- Önünde artık bırakmamak ve yemek tabağının dibini sıyırmak.
38- Sofraya dökülen kırıntıları sağ elin şehadet parmağı ile yemek.
40- Sofrada yeşillik ve sirke bulundurmak.
41- Yemekten sonra tatlı yemek.
42- Yemeği yavaş yavaş yemek.
43- Yemeği yerde oturarak yemek.
44- Ekmeği elle bölmek.
45- Mideyi 1/3 su. 1/3 yemek. 1/3 hava ile doldurmak.
46- Yemekte güzel şeyleden konuşmak.
47- Yemek yerken, kendi önünden yemek ve başkalarının yediğine bakmamak.
48- Sıcak yemeği üflemeden yemek.
49- Paylaşırken çok olanı diğerine vermek.
50- Kötülüğe karşı, iyilik ile mukabele etmek.
Paylaşalım ve okunmasına vesile olalım uygulayarak hayatımızı güzelleştirelim huzurla sevgiyle yaşayalım inşaALLAH uygulayarak hayatımızı güzelleştirelim huzurla sevgiyle yaşayalım inşaAllah..
KURAN AYET MANASINI DEĞİŞTİRENLERE
BİR AYET
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise:"Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (Ali İmran-7)
BİR HADİS
Allah Teâlâ buyurmuştur: “Ben Allahım Ben Rahmanım. Rahmi ben yarattım Ona ismimden bir isim ayırıp taktım Kim akraba ile ilgisini sürdürürse, ben de onunla ilgimi sürdürürüm. Kim ondan ilgisini keserse, ben de ondan ilgimi keser, onu perişan ederim.” (Tirmizi)
BİR SÖZ
• Kendini beğenme!
• Yüzüne karşı seni övenlere îtibâr etme!
• Yaptığın iyilikleri insanların başına kakma!
• Yaptığın işleri büyütme!
• Verdiğin sözden dönme!
(Hazret-i Ali)
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise:"Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (Ali İmran-7)
BİR HADİS
Allah Teâlâ buyurmuştur: “Ben Allahım Ben Rahmanım. Rahmi ben yarattım Ona ismimden bir isim ayırıp taktım Kim akraba ile ilgisini sürdürürse, ben de onunla ilgimi sürdürürüm. Kim ondan ilgisini keserse, ben de ondan ilgimi keser, onu perişan ederim.” (Tirmizi)
BİR SÖZ
• Kendini beğenme!
• Yüzüne karşı seni övenlere îtibâr etme!
• Yaptığın iyilikleri insanların başına kakma!
• Yaptığın işleri büyütme!
• Verdiğin sözden dönme!
(Hazret-i Ali)
1 Mayıs 2017 Pazartesi
AZERBEYCAN DA BEKLEYİŞ
Hasret Dolu Bekleyişler
Nur Talebelerinden bir grup İman ve Kuran Hizmetini ifa niyetiyle dağılan Rus Birliğinden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinden birine gitmek niyetiyle yola koyulmuşlar. Yol bilmezler dil bilmezler ama Allah için yola çıkmışlar.
Azerbaycan’a vardıklarında yol üzerinde bir şehirde kapısına kilit vurulmuş, harabeye dönmüş bir camiin paslı kilidini kırmışlar ve içlerinden biri minareye çıkarak ezan okumuş. Bir asra yakın bir zamandır katmerli Rus zulmü altında mukaddesatından uzak yaşayan bu insanlar içinde öyle birisi vardı ki her sabah evinin penceresine çıkar Anadolu tarafına döner, gözyaşlarını gizleyerek ağlardı.
Eşi ona ne için ağlıyorsun dediğinde ‘Bir gün gelecek bu taraftan ezan sesi gelecek’ derdi. O adam bu hasretle her sabah pencere önüne çıkmış ama o sesi işitemeden öldü. Onun karısı bu sesi işitince diğer mahalle sakinleri ile birlikte caminin etrafında halka oldular. Minareden inen adamı bağrına basmak için herkes sıraya girmişti.
O akşam kalacak bir yer arıyorlarken bir amca gelip ‘oğlum siz benim misafirimsiniz, akşam yemeğiniz hazır sizi bekliyor’ dedi. Biz şaşırdık ve ‘amca bizim geleceğimizi nasıl bildiniz’ dedik. Onunla beraber yola koyulduğumuzda bize gece bir rüya gördüğünü anlattı.
Şimdi kendi dilinden Gece rüyamda Muhammedi (asm) gördüm bana dedi ki: ‘Yarın benim torunlarım gelecek. Onları sen evinde misafir edeceksin ve yarın bir keçi kes, onlara akşam yemeği hazırla’ dedi. (Ömer Abdulaziz)
Nur Talebelerinden bir grup İman ve Kuran Hizmetini ifa niyetiyle dağılan Rus Birliğinden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinden birine gitmek niyetiyle yola koyulmuşlar. Yol bilmezler dil bilmezler ama Allah için yola çıkmışlar.
Azerbaycan’a vardıklarında yol üzerinde bir şehirde kapısına kilit vurulmuş, harabeye dönmüş bir camiin paslı kilidini kırmışlar ve içlerinden biri minareye çıkarak ezan okumuş. Bir asra yakın bir zamandır katmerli Rus zulmü altında mukaddesatından uzak yaşayan bu insanlar içinde öyle birisi vardı ki her sabah evinin penceresine çıkar Anadolu tarafına döner, gözyaşlarını gizleyerek ağlardı.
Eşi ona ne için ağlıyorsun dediğinde ‘Bir gün gelecek bu taraftan ezan sesi gelecek’ derdi. O adam bu hasretle her sabah pencere önüne çıkmış ama o sesi işitemeden öldü. Onun karısı bu sesi işitince diğer mahalle sakinleri ile birlikte caminin etrafında halka oldular. Minareden inen adamı bağrına basmak için herkes sıraya girmişti.
O akşam kalacak bir yer arıyorlarken bir amca gelip ‘oğlum siz benim misafirimsiniz, akşam yemeğiniz hazır sizi bekliyor’ dedi. Biz şaşırdık ve ‘amca bizim geleceğimizi nasıl bildiniz’ dedik. Onunla beraber yola koyulduğumuzda bize gece bir rüya gördüğünü anlattı.
Şimdi kendi dilinden Gece rüyamda Muhammedi (asm) gördüm bana dedi ki: ‘Yarın benim torunlarım gelecek. Onları sen evinde misafir edeceksin ve yarın bir keçi kes, onlara akşam yemeği hazırla’ dedi. (Ömer Abdulaziz)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)