Sayfalar

24 Aralık 2021 Cuma

Allah anılarak yardım

 Evliyadan yardım istemek dinimizce uygun mudur?


Evliyadan ve ruhanilerden manevi yardım istemenin açık delillerini hadis-i şeriflerde bulabiliriz. Utbe ibni Gazvan (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resulullah (sallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Sizin biriniz; bir şey kaybederse yahut yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım isterse 'Ey Allah'ın kulları bana yardım edin! Ey Allah'ın kulları bana imdat edin!' desin. Çünkü Allah'ın bizim görmediğimiz kulları vardır." 


İmam-ı Taberanî (rahimehullah)’ın beyanına göre, bu hadis-i şerif tatbik edilmiş, böylece yardım görülmüştür.


İbni Abbas (radıyallahu anh) dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulüllah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Şüphesiz ki Allah’ın, hafaza meleklerinin dışında yer yüzünde melekleri vardır ki, ağaç yapraklarından düşenleri yazarlar. Sizin birinize çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse, 'Ey Allah'ın kulları! (Bana) yardım edin diye seslensin " 


Abdullah ibni Mesud (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:


"Sizin birinizin sahrada hayvanı kaçarsa, 'Ey Allah'ın kulları hapsedin! Ey Allah'ın kulları durdurun!' diye seslensin. Çünkü Allah'ın yer yüzünde hazır bulunan kulları vardır, Onu tutarlar. " 


Allâme Muhammed İbni Allan (rahimehullah) "Ezkâr" şerhinde şöyle demiştir; “Bu hadis-i şeriflerde geçen, "Allah'ın kulları"ndan maksat, ya melekler veya müslüman cinler ya da, "Ebdâl" diye isimlendirilen "Ricâl-i Gayb" (seçkin veliler)’dir.”


İşte bütün bu hadis-i şerifler, mukaddes ruhlara sahip olan varlıklarla tevessülün ve onlardan himmet (yardım) istemenin caiz olduğunun, açık delilleridir.


Devenin bulunması için yardım edenler, Mevlâ'nın bulunması için yardım etmezler mi?


Hafız İbni Kesir’in naklettiğine göre, Yemame vakıasında Müslümanların şiarı (Nişanı) “Ey Muhammed” sözleriydi. (5) (savaşırlarken ya Muhammed diye bağırıyorlardı)


Abdurahman ibn Sa’d (radiyallahu anh) şöyle anlatıyor: “Bir kere Abdullah İbni Ömer (radiyallahu anh)un ayağı uyuştu. O zaman sahabeden bir adam, ona en sevdiğin bir insanı an dedi. O’da “Ya Muhammed” deyince, bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. 


Kaynaklar:


1)Taberanî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, No: 290, 17/117, Heysemî, Mecme'u 'z-Zevâid, No: 17103, 10/1



23 Aralık 2021 Perşembe

GÜZEL BİR DUA ÖRNEĞİ

 Merhum HACI VEYİSZADE MUSTAFA KURUCU (RA) EFENDİ’NİN UNUTULMAZ DUASI


//MÜBAREK NAZLI KULLARININ HÜRMETİNE KABUL EYLE YARABBİ.//


 

Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah’ım. Ayağımdan başıma, doğduğumdan bu yaşıma bütün günahlarıma tövbe yâ Rabbi!

Öleceğime bütün kalbimle inanıyorum,

Azrail‘i karşıma güler yüzle çıkar yâ Rabbi!


Gözümün ışığını, beynimin dimağını, elimin, kolumun, ayaklarımın direncini, tüm vücudumun güç ve kuvvetini elimden alma yâ Rabbi!

Bakışım ibâdet, sükûtum tefekkür olsun. Konuşmam zikir yapsın. Göz açıp kapayıncaya kadar bizi nefsin elinde bırakma yâ Rabbi!

Her nefeste dilimi zikirden, kalbimi şükürden, beynimi fikirden ayırma yâ Rabbi!

Aileme kötülük yapmak isteyenlere mani ol Allah’ım.

Allah’ım, günahlarını affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle yâ Rabbi!

Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkarmayı nasip eyle! Bizleri salih kulların arasına katıver. Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et. Naim cennetinin vârislerinden eyle. Annemi ve babamı affet. Kabirde yüzümü kara çıkarma yâ Rabbi!

İçtiğimiz, bu dünyada ‘Zemzem’, öbür dünyada ‘Kevser’ olsun.

Geçtiğimiz, bu dünyada ‘doğru yol’, öbür dünyada ‘Sırat’ olsun.

Aldığımız, bu dünyada ‘güzel âhlâk örneği’, öbür dünyada ‘nurlu berat’ olsun.

Girdiğimiz, bu dünyada ‘Mekke-Medine’, öbür dünyada ‘Cennetü’l âlâ’ olsun.

Gördüğümüz, bu dünyada ‘Beytullah, Ravza-i Mutahhara, Mina, Arafat, Müzdelife, Uhud’ olsun, öbür dünyada ‘Cemalullah’ olsun.

Azığımız, hem bu dünyada hem öbür dünyada ‘takva, güzel amel, güzel ahlak” olsun

Sofralarımız, ‘ilim sofrası‘ olsun.

Dostlarımız, bu dünyada ‘Hak dostları, âlimler, dervişler’ öbür dünyada da ‘Peygamberler Ordusu’ olsun inşallah!

Lâ İlâhe İllâllah. Kalbimizi Karartma!

Lâ İlâhe İllâllah. Rızkımızı Daraltma!

Lâ İlâhe İllâllah. Bizi imansız bırakma!

Lâ İlâhe İllâllah. Kabirde bizi bunaltma!

Lâ İlâhe İllâllah. Kendi kapından başka kapı aratma.

Lâ İlâhe İllâllah. Kendine kul, Habibine ümmet olmaktan bizi bir an bile ayırma.

Lâ İlâhe İllâllah. Hesapsız sabır ver.

Lâ İlâhe İllâllah. Azapsız kabir ver bizlere Allah’ım.

Âmin.


El-Hâc Veyiszâde Mustafa Kurucu Efendi’yi rahmetle anıyoruz.

17 Aralık 2021 Cuma

 PAÇAVRA GİYERMİSİN 

Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates'e fena hakaret ediyordu;  

-"Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin!"


Sokrates, başını sallayarak  cevap vermedi, sadece gülümsedi...


Zengin bir aristokrat, bu sahneyi izlerken ona sordu; -"Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendinizi kötü hissetmiyor musunuz?"


Sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: 

-′′Benimle gel."

Tanıdığı bu aristokrat onu, eski bir tozlu depoya kadar  takip etti.


Sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra  delinmiş bir pelerin bulana kadar etrafı aramaya başladı.


Bulduğu bu pelerini adama verdi ve dedi ki: 

-"Bunu giyermisin sana uyar."


Adam paçavra pelerine baktı  kızarak:

-"İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek geri attı."


-"Gördün mü, dedi Sokrat, elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin. Aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler bana da dokunmadı..

Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir? Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların  attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir."


Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez...


En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir...


Kimseye birşey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlarım.


Sadece bir iyi vardır;  Bilgi ...

Sadece bir kötü vardır Cehalet.


(Kaynak: Xletsos-Basilhs)

14 Aralık 2021 Salı

Müjdeli haber

 “SANA GELİR..!!!“


Gâzi Caddesi’nde yürüyordum. Şehrin meşhur delilerinden biri geldi yanıma, herkes gibi ben de onu tanıyordum. Garibanın tekiydi, zararsız biriydi. Yaz günü kat kat giyer, hep gezerdi.


Geldi önümde durdu, elini uzattı ve:

-Bana para ver! dedi.

Elimi attım cebime çıkarttım cebimdekileri. Bir yirmilik uzattım kendisine. Gözlerimin içine baktı ve:

-Onu değil! dedi "şunu istiyorum." dedi elimdeki paraların içinden elliliği göstererek.


- Neden onu istiyorsun? diye sordum şaşkınlıkla.

- Sana gelir. Sen onu ver bana" dedi. kendinden gayet emin ve bana emrivâki bir şekilde.


İtiraz etmedim, elliliği çıkarttım verdim. Gözlerimin içine bakarak:

- Sana gelir dedi tekrar ve uzattığım elliliği alıp kalabalığın içinde kayboldu.


Donakaldım, hayra yordum tabi ki.

Delidir ne yapsa yeridir diye düşündüm sonra. Elbette bunun da bir sebebi hikmeti vardır dedim ve oradan uzaklaştım.


Eve geldim. Kayınvalidem bize gelmişti. Hoş geldin faslından sonra kayınvalidem:


- Oğlum! dedi "Bana para geldi mirastan. Payıma şu kadar düştü ve ben bu paranın elli bin lirasını size vermek istiyorum. Alın ihtiyaçlarınız için kullanın." dedi.


Donup kaldım bu işe. Oturdum bir güzel ağladım, rabbime şükür ve dua ettim.

Acaba deli olan kim diye! "Sana gelir" demişti de bizim deli, ben ciddiye almamıştım onu.


Dediği şeyin kısa sürede gerçekleşmesi beni farklı iklimlere götürdü.

Kâlp gözü mü bu, başka bir şey mi bilemiyorum.

Lâkin bu dünyada yaptığınız - ettiğiniz her şeyin sizi bir şekilde mutlaka bulacağını unutmayın asla!


● Kurşun mu atıyorsun birisine, sana misliyle gelir.


● Bir dal çiçek mi uzatıyorsun birisine, sana demet demet gelir.


● Gülüyor musun birisine, içtenlikle sana kahkahayla karşılığı ulaşır.


● Ağlıyor musun birisinin acısına, mutlaka senin gözyaşlarına onun gözyaşları da karışır.


● Sana gelir; iyilik yaparsan iyilik gelir.


● Sana gelir; kötülük yaparsan kötülük gelir.


● Sanmayın! fatura edilmez ettiğimiz küfürler bize.


● Sanmayın! hesabı sorulmaz kırdığımız kâlplerin.


● Sanmayın! yaptığımız haksızlıklar yakamıza yapışmaz diye.


● Bir cana kıydığımız vakit, sanmayın bizim canımız da yanmaz diye!


● Yaptığınız ufacık bir yardım bile sanmayın ki karşılıksız kalır.


(Alıntı)

11 Aralık 2021 Cumartesi

 Meleklerin Katıldığı KURAN ibadeti...‼️‼️


 Bir gün Efendimiz (asm) kızı Fatıma’ nın evine gelir.

Eve girdiğinde görür ki, Hz. Fatıma (ra) oturmuş, beyinin elbisesinin söküğünü dikiyor.

Ayağıyla, Hz. Hasan’ın beşiğini sallıyor ve ezberinden Kur’ân-ı Kerim okuyor.


Bu haldeyken Efendimiz (asm) içeri girince,

Hz. Fatıma: “Buyur babacığım” diye ayağa kalkar.

Efendi­miz (asm) “Kalkma kızım, otur otur” diye ısrar eder, ama Hz. Fatıma (ra) ayağa kalkar. Efendimiz (asm) buna rağmen:


“Keşke otursaydın” diye ısrar edince,

Hz. Fatıma (ra) “Babacığım sen gelirsin de, ben ayağa kalkmaz olur muyum..?” der.

Efendimiz (asm) Fatıma’nın otur­masını istemesinin sebebini, şöyle anlatır:


“Kızım, Ben kapıdan içeri girdiğim zaman, buranın meleklerle dolu oldu­ğunu gördüm.”


Hz Fatıma Sebebini Sorduğunda.


Kainatın Efendisi.

Hz Muhammed Mustafa (s. a. v) efendimiz.. 


“Her birisi, bir başka sebepten gelmiş.

Sen elinle kocanın elbisesinin yırtığını dikiyorsun, hizmet ediyorsun, işte meleklerin bir kısmı, senin kocana hizmet edişinden dolayı gelmişler.

Bir hanımın gönül rızasıyla kocasına hizmet etmesi, meleklerin tebrik edeceği bir ibadettir.


Diğer bir kısmı da; elinle kocanın elbisesini dikerken, ayağınla da oğlunun beşiğini sallıyordun, bir hanımın çocuğuna bakması, isteyerek, severek, şefkatle, sev­giyle hizmet etmesi, meleklerin gelip seyredeceği bir hizmettir.

Meleklerin bir kısmı da, oğlun Hasan’ın be­şiğini salladığın için gelmişler.


Sen ağzınla da boş durmuyor,

Kur’ân-ı Kerim oku­yordun, işte büyük bir kısmı da senin okuduğun

Kur’ân-ı Kerim’i dinlemek için gelmişler.”


✅AZİZ ve CELİL Olan ALLAH En İyisini Bilir...


Kovulmuş Şeytandan ALLAH a Sığınırım..

(Nahl suresi 98. Ayet.)


Aminn. Ya Rabbel Alemin 

 Rabbim şefaatlarına nail eylesin

 EVLİYA ÇELEBÎLDEN ÇOK GÜZEL ÖĞÜTLER !

                                                                        Besmelesiz yemek yeme.

Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.

Cünüp iken yemek yeme.

Elbisenin söküğünü üstünde dikme.

İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.

Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.

Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.

Harama tevessül etme.

Kimsenin payına/hakkına göz dikme.

Bir şey koymadığın yere el uzatma.

İki kişi konuşurken dinleme.

Ekmek ve tuz hakkını gözet.

Namahreme bakıp ihanet etme.

Davetsiz bir yere gitme. Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.

Sır sakla.

Her mecliste duyduğun şeyleri/sözleri aklında tut.

Evden eve söz taşıma.

Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.

Ahlaklı ol.

Herkesle iyi geçin.

İnat ve kötü sözlü olma.

Senden büyüklerin önünden gitme.

İhtiyarlara hürmet et.

Daima temiz ol.

Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.

Beş vakit namaza devam edip iyi hâl ile tanınarak, ilim ve faziletle meşgul ol.

Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrep ol.

Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.

Rıza lokmasıyla yetin.

Elindeki imkânları israf etme.

Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir


"Rahman'ın kulları on bir hasletle nitelendi.

1- Alçak gönüllülük

2- Yumuşak huyluluk

3- Gece namazi kılma

4- Allah korkusu

5- İsraf ve cimrilik yapmama

6- Şirkten uzak olma

7- Zinadan ve adam öldürmeden uzak durma

8- Tevbe etme

9- Yalandan sakinma

10- Ögüt kabul etme

11- Allah'a yalvarma


Bu vasıfları taşıyanların mükafatı cennet makamlarının en yükseği ve en üstününü elde etmektir. ___________   FarisTuran  _____________