Allahın 99 İsmi (ESMA-ÜL HÜSNA)
1. ALLAH c.c. Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan.
2. Er-Rahmân Rahmetiyle muamele eden, esirgeyen.
3. Er-Rahim Merhamet eden, bağışlayan.
4. El-Melik Mülkün gerçek sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan.
5. El-Kuddûs Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.
6. Es-Selâm Kullarını selâmete çıkaran.
7. El-Mü’min Gönüllerde iman ışığı uyandıran.
8. El-Müheymin Gözeten ve koruyan.
9. El-Aziz Mağlup edilmesi asla mümkün olmayan.
10. El-Cebbâr İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.
11. El-Mütekebbir Her şeyde büyüklüğünü gösteren.
12. El-Hâlık Her şeyi yoktan var eden.
13. El-Bârî Her şeyi uygun bir tarzda ve birbirine uygun yaratan.
14. El-Musavvir Her şeye bir şekil ve hususiyet verip tasvir eden.
15. El-Gaffâr Kullarının günahlarını örten, günahlarını bağışlayan.
16. El-Kahhâr Her şeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim olan.
17. El-Vehhâb Çok fazla ihsan eden.
18. Er-Rezzâk Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.
19. El-Fettâh Her türlü zorlukları kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.
20. El-Alîm Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.
21. El-Kâbıd Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.
22. El-Bâsıt Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
23. El-Hâfıd Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan.
24. Er-Râfî Yukarı kaldıran, yükselten.
25. El-Muiz İzzet verip ağırlayan.
26. El-Muzil Zillete düşüren, hor ve hakir eden.
27. Es-Semî Her şeyi işiten.
28. El-Basîr Her şeyi gören.
29. El-Hakem Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten.
30. El-Adl Son derece adaletli olan.
31. El-Latîf İşlerin bütün inceliklerini bilen.
32. El-Habîr Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan.
33. El-Halîm Yumuşak davranan, hilmi çok olan.
34. El-Azîm Pek azametli ve büyük olan.
35. El-Gafûr Çok bağışlayan, magfireti çok olan.
36. Eş-Şekûr Kendi rızası için yapılan iyi işleri, ziyadesiyle mükafatlandıran.
37. El-Aliyy Çok yüce. Pek yüksek olan.
38. El-Kebîr Büyüklüğünde hudut olmayan.
39. El-Hafîz Yapılan işleri bütün tafsilatıyla, ayrıntılarıyla tutan.
40. El-Mukît Yaratılmış her şeyin azığını veren.
41. El-Hasîb Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının hesabını soran.
42. El-Celîl Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan.
43. El-Kerîm Çok ikram edici. Keremi ve mağfireti bol olan.
44. Er-Rakîb Bütün varlıklar üzerine gözcü olan.
45. El-Mücîb Dua edenlerin dualarını kabul eden, isteklerini veren.
46. El-Vâsî Lütfu bol olan.
47. El-Hakîm Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli olan.
48. El-Vedûd İyi kullarını seven, sevilmeye ve dostluğa hakkıyla layık olan.
49. El-Mecîd Şanı çok büyük ve çok yüksek olan.
50. El-Bâis Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran.
51. Eş-Şehîd Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan.
52. El-Hakk Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran.
53. El-Vekîl İşlerini kendisine bırakanların işini düzelten ve her şeyin iyisini temin eden.
54. El-Kaviyy Pek kuvvetli. Pek güçlü olan.
55. El-Metîn Çok sağlam olan.
56. El-Veliyy İyi kullarına, gerçek mü’minlere dost olan.
57. El-Hamîd Her türlü hamd ve övgüye layık olan.
58. El-Muhsî İstisnasız her şeyin tek tek sayısını bilen.
59. El-Mübdi Bütün mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan.
60. El-Muid Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan.
61. El-Muhyî İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren.
62. El-Mümît Ölümü yaratan, öldüren.
63. El-Hayy Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi.
64. El-Kayyûm Gökleri, yeri ve her şeyi tutan.
65. El-Vâcid İstediğini, istediği vakit bulan.
66. El-Mâcid Kadri büyük, keremi bol olan.
67. El-Vâhid Tek olan.
68. Es-Samed Sığınacak tek dayanak olan.
69. El-Kâdir Her şeye gücü yeten, her istediğini yapmaya kâdir olan.
70. El-Muktedir Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden.
71. El-Mukaddim İstediğini ileri geçirip, öne alan.
72. El-Muahhir İstediğini geri koyan, arkaya bırakan.
73. El-Evvel Başlangıcı olmayan, ilk olan.
74. El-Âhir Bitişi olmayan, son olan.
75. Ez-Zâhir Açıkca bilinen, âşikâr olan.
76. El-Bâtın Gizli olan.
77. El-Vâlî Her şeyi tek başına idare eden.
78. El-Müteâlî Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hâl ve tavırdan münezzeh olan.
79. El-Berr Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan.
80. Et-Tevvâb Tövbeleri kabul eden.
81. El-Müntakim Suçluları adaletiyle cezalandırıp intikam alan.
82. El-Afüvv Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan.
83. Er-Raûf Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen.
84. Mâlikü’l-Mülk Mülkün ebedi sahibi olan.
85. Zü’l- Celal-i ve’l-İkram Her türlü büyüklüğün, her türlü keremin sahibi olan.
86. El-Muksıt Bütün işleri birbirine uygun ve denk yapan.
87. El-Câmî İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan.
88. El-Ganîyy Çok zengin olan.
89. El-Muğnî İstediğini zengin eden.
90. El-Mânî Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen.
91. Ed-Dâr Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana ugratan.
92. En-Nâfi Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan.
93. En-Nûr Alemleri nurlandıran.
94. El-Hâdî Hidayete ve doğru yola erdiren.
95. El-Bedî Örneksiz, misilsiz, hayret verici nice âlemler icad eden.
96. El-Bâki Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan.
97. El-Vâris Servetlerin gerçek sahibi olan.
98. Er-Reşid Bütün işleri ezeli takdirine uygun bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştıran.
99. Es-Sabûr Çok sabırlı olan.
16 Temmuz 2019 Salı
14 Temmuz 2019 Pazar
KURAN'DA YAHUDİLERİN TARİHİ
KURAN'DA MUCİZE OLAYLAR
Yahudilerin tarihi anlatılıyor.
İSRA SURESİ 4. AYETTE
Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: "Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz."
İsra suresi 5. ayet :
Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
(Tövbe edip, ibadet ve güzel işler yaparlar.)
İsra suresi 6. ayet :
Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.
İsra suresi 7. ayet :
Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.
AYETLERİN TEFSİRİ
İSRAİL OĞULLARI, ŞİMDİKİ YAHUDİLER
1 - Azmışlar, devlet başkanlığı için birbirlerini öldürmüşler. Şa'ya (as)mı dinlememişler, öldürmek için kovalayınca, ağacın içine saklanmış, ağacı testere ile keserek öldürmüşler. Sonra Ermiya (as)mı hapsetmişler.
Allah Teâla, Buhtunasarı saldırtıp belalarını vermiş. Kudüs'ü yıkmış, hepsi kaçmışlar.
Tekrar tövbe etmişler, ibadete sarılmışlar, yüzyıl içinde, toplanarak çoğalmış yine devlet olmuşlar.
Azınlık yapan Müslümana kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
2 - Tekrar Azmışlar, Yahya (as)mı öldürmüş, İsa (as)mı asmaya çalışmışlar. İkinci süre dolmuş, Romalılar saldırıp, İsrail oğullarının çoğunu öldürmüş, gerisini kovmuş. Kudüs'de harabe olmuş .
1946 ya kadar sürgünde yaşamışlar, Filistin de devlet kurup, azgınlıklarına devam ediyorlar.
Herhalde, dünya da zülümleri Mehdi as dönemine kadar devam eder. Doğrusunu Allah c.c bilir.
8. Ayette: Düzelmezlerse Ahirete ki yerleri de, Cehennem olduğu bildiriliyor.
İbadeti bırakıp, azınlık yapan Müslümanların kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Müslüman dünyasına af ve afiyet versin.
Kafir topluluklarının tuzaklarını başlarına geçirsin, Amin
Yahudilerin tarihi anlatılıyor.
İSRA SURESİ 4. AYETTE
Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: "Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz."
İsra suresi 5. ayet :
Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
(Tövbe edip, ibadet ve güzel işler yaparlar.)
İsra suresi 6. ayet :
Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.
İsra suresi 7. ayet :
Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.
AYETLERİN TEFSİRİ
İSRAİL OĞULLARI, ŞİMDİKİ YAHUDİLER
1 - Azmışlar, devlet başkanlığı için birbirlerini öldürmüşler. Şa'ya (as)mı dinlememişler, öldürmek için kovalayınca, ağacın içine saklanmış, ağacı testere ile keserek öldürmüşler. Sonra Ermiya (as)mı hapsetmişler.
Allah Teâla, Buhtunasarı saldırtıp belalarını vermiş. Kudüs'ü yıkmış, hepsi kaçmışlar.
Tekrar tövbe etmişler, ibadete sarılmışlar, yüzyıl içinde, toplanarak çoğalmış yine devlet olmuşlar.
Azınlık yapan Müslümana kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
2 - Tekrar Azmışlar, Yahya (as)mı öldürmüş, İsa (as)mı asmaya çalışmışlar. İkinci süre dolmuş, Romalılar saldırıp, İsrail oğullarının çoğunu öldürmüş, gerisini kovmuş. Kudüs'de harabe olmuş .
1946 ya kadar sürgünde yaşamışlar, Filistin de devlet kurup, azgınlıklarına devam ediyorlar.
Herhalde, dünya da zülümleri Mehdi as dönemine kadar devam eder. Doğrusunu Allah c.c bilir.
8. Ayette: Düzelmezlerse Ahirete ki yerleri de, Cehennem olduğu bildiriliyor.
İbadeti bırakıp, azınlık yapan Müslümanların kafir eliyle cezalandırılması korkunçtur. Şimdide aynı Suriye, Irak, diğer Müslümanlar gibi.
Allah c.c yar ve yardımcımız olsun. Müslüman dünyasına af ve afiyet versin.
Kafir topluluklarının tuzaklarını başlarına geçirsin, Amin
9 Temmuz 2019 Salı
GÖLGELER KİMİN EMRİNDE
GÖLGELER KİMİN EMRİNDE
NAHL SURESİ
48. AYET: Onlar, Allah’ın yarattığı şeylere dikkatle bakmıyorlar mı? Onların gölgeleri, Allah’ın iradesine bütünüyle boyun eğerek, sağdan soldan sürünüp, Allah için saygı ve tâzimle nasıl yerlere kapanmaktadır?
49. AYET: Göklerde ve yerde bulunan bütün canlılar ve melekler, hiçbir büyüklenme duygusuna kapılmaksızın Allah’a secde ederler.
50. AYET: Onlar, üzerlerinde mutlak hâkimiyet sahibi olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar.
TEFSİRİ : Cisimlerin gölgeleri ya çevresinde, yada doğudan batıya dönerler. Gölgeler sahiplerinin isteğine göre dönmez. Işığı takip eder, fakat gölge ışığın eseri değildir.
Cisimler ile ışık arasında öyle bir kanun var ki, bu kanun Allah'ın emridir.
Gölge yerde sürünürken, sahiplerini dinlemez, Allah’a secde edip, Allah birdir diye bağırırlar.
Sadece insan isyan eder, Bazıları emirleri yapmaz, bazıları inanmaz. Bazıları da Allah korkusu ve sevgisi ile emirleri tam yapar.
İradeler serbest yaratılmış, onun için cennet ve cehennem vardır. Nereye gitmek istediğini insan seçer.
Allah her insana fırsat tanır, tevbe eden doğru yola döner. İstemeyen dua etmeyen, bataklığında kalır.
Allah’ın çok kulu var, bize ihtiyacı yok. Bizim Allah c.c merhametine ve cennetine ihtiyacımız var.
Allah rahmeti ile muamele etsin, cümlemize. Amin
NAHL SURESİ
48. AYET: Onlar, Allah’ın yarattığı şeylere dikkatle bakmıyorlar mı? Onların gölgeleri, Allah’ın iradesine bütünüyle boyun eğerek, sağdan soldan sürünüp, Allah için saygı ve tâzimle nasıl yerlere kapanmaktadır?
49. AYET: Göklerde ve yerde bulunan bütün canlılar ve melekler, hiçbir büyüklenme duygusuna kapılmaksızın Allah’a secde ederler.
50. AYET: Onlar, üzerlerinde mutlak hâkimiyet sahibi olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar.
TEFSİRİ : Cisimlerin gölgeleri ya çevresinde, yada doğudan batıya dönerler. Gölgeler sahiplerinin isteğine göre dönmez. Işığı takip eder, fakat gölge ışığın eseri değildir.
Cisimler ile ışık arasında öyle bir kanun var ki, bu kanun Allah'ın emridir.
Gölge yerde sürünürken, sahiplerini dinlemez, Allah’a secde edip, Allah birdir diye bağırırlar.
Sadece insan isyan eder, Bazıları emirleri yapmaz, bazıları inanmaz. Bazıları da Allah korkusu ve sevgisi ile emirleri tam yapar.
İradeler serbest yaratılmış, onun için cennet ve cehennem vardır. Nereye gitmek istediğini insan seçer.
Allah her insana fırsat tanır, tevbe eden doğru yola döner. İstemeyen dua etmeyen, bataklığında kalır.
Allah’ın çok kulu var, bize ihtiyacı yok. Bizim Allah c.c merhametine ve cennetine ihtiyacımız var.
Allah rahmeti ile muamele etsin, cümlemize. Amin
MELEKLERİ DİŞİ SAYAN, KIZ İSTEMEYENLER
KIZ ÇOCUĞU İSTEMEYENLER
Zuhruf suresi
15. Ayet : (Her şeyi yaratan Allah olduğu halde yarattığı) kullarından bazısını O’nun bir parçası saydılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür (küfür ve şirk içindedir).
(Yahudiler Hz. Üzeyr’i, hıristiyanlar Hz. İsa’yı “Allah’ın oğlu” müşrikler de melekleri “Allah’ın kızları” saymak suretiyle Allah’a şirk koştular.)
16. Ayet: Yoksa O, yarattıklarından kızları kendisine alıp oğulları size mi ayırıp seçti?
17.Ayet : Onların biri: “Kızlar, Rahmân (olan Allah)’a aittir.” dediği halde kendisi ise onun (doğumu) ile müjdelendiği zaman, yüzü kapkara olur ve kederinden yutkunup durur.
18. Ayet: Onlar, kızları süs içinde yetiştiği ve kavga (ve mücadele)ye açık (müsait) olmadığı için mi (istemiyorlar da Allah’a nisbet ediyorlar, “O’nun olsun” diyorlar?)
(Müşrikler, melekleri dişi kabul edip Allah’ın kızları diyorlar, putlarına da dişi ismi veriyorlardı, buna rağmen, “Kızlar, erkek gibi güçlü olmaz.” diyerek kız çocuk istemiyorlardı. Fakat bu istememenin arkasındaki önemli sebeplerden biri de, onların iffetsiz bir ortama malzeme olmaları korkusuydu. İslâm’ın gelmesiyle kızlar, hem iffetsizlikten sokak süsü ve zevk aracı olmaktan hem de küçükken öldürülmekten kurtuldular.)
19. Ayet: Onlar Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışlarında hazır mı bulundular? Onların (bu yalan) ikrar ve iddiaları yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. [53/21-22 Ayetlerde; İsra Suresi /40]9
NAHL SURESİ
57.Ayet: Bir de onlar kızları Allah’a yakıştırıyorlar; hâşâ Allah böyle şeylerden ve tüm noksanlıklardan yücedir; çok sevdikleri erkek çocukları ise kendilerine malediyorlar.
58. Ayet: O kadar ki, onlardan birine bir kız çocuğunun dünyaya geldiği müjdelense üzüntüden yüzü simsiyah kesilir, içi öfkeyle dolar.
59. Ayet: Kendisine verilen müjdenin güya kötülüğü yüzünden halktan gizlenir, köşe bucak kaçar. Şimdi ne yapsın: Böyle alçaltıcı bir duruma rağmen o bîçareyi yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Şuna bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!
Zuhruf suresi
15. Ayet : (Her şeyi yaratan Allah olduğu halde yarattığı) kullarından bazısını O’nun bir parçası saydılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür (küfür ve şirk içindedir).
(Yahudiler Hz. Üzeyr’i, hıristiyanlar Hz. İsa’yı “Allah’ın oğlu” müşrikler de melekleri “Allah’ın kızları” saymak suretiyle Allah’a şirk koştular.)
16. Ayet: Yoksa O, yarattıklarından kızları kendisine alıp oğulları size mi ayırıp seçti?
17.Ayet : Onların biri: “Kızlar, Rahmân (olan Allah)’a aittir.” dediği halde kendisi ise onun (doğumu) ile müjdelendiği zaman, yüzü kapkara olur ve kederinden yutkunup durur.
18. Ayet: Onlar, kızları süs içinde yetiştiği ve kavga (ve mücadele)ye açık (müsait) olmadığı için mi (istemiyorlar da Allah’a nisbet ediyorlar, “O’nun olsun” diyorlar?)
(Müşrikler, melekleri dişi kabul edip Allah’ın kızları diyorlar, putlarına da dişi ismi veriyorlardı, buna rağmen, “Kızlar, erkek gibi güçlü olmaz.” diyerek kız çocuk istemiyorlardı. Fakat bu istememenin arkasındaki önemli sebeplerden biri de, onların iffetsiz bir ortama malzeme olmaları korkusuydu. İslâm’ın gelmesiyle kızlar, hem iffetsizlikten sokak süsü ve zevk aracı olmaktan hem de küçükken öldürülmekten kurtuldular.)
19. Ayet: Onlar Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışlarında hazır mı bulundular? Onların (bu yalan) ikrar ve iddiaları yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. [53/21-22 Ayetlerde; İsra Suresi /40]9
NAHL SURESİ
57.Ayet: Bir de onlar kızları Allah’a yakıştırıyorlar; hâşâ Allah böyle şeylerden ve tüm noksanlıklardan yücedir; çok sevdikleri erkek çocukları ise kendilerine malediyorlar.
58. Ayet: O kadar ki, onlardan birine bir kız çocuğunun dünyaya geldiği müjdelense üzüntüden yüzü simsiyah kesilir, içi öfkeyle dolar.
59. Ayet: Kendisine verilen müjdenin güya kötülüğü yüzünden halktan gizlenir, köşe bucak kaçar. Şimdi ne yapsın: Böyle alçaltıcı bir duruma rağmen o bîçareyi yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Şuna bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!
7 Temmuz 2019 Pazar
YATARKEN NEDEN TEVBE ESTAĞFURULLAH OKUMALI
14 asır sonra keşfedilmiş bir mucize; SubhanAllah,
Rasulullaha Salavat(Allahumme Salli ve Sellim ve Barik âla nebiyyina Muhammed)
Muhteşem bir bilgi:
İnsan vücudu bir depo gibidir, neşe, acı ve hüzün hepsi bir arada bulunmaktadır. Göz bir kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder, faydalı veya zararlı herşeyi kaydeder.Yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kabus gibi şeyler gösterir insana...
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir.
Bunun ilmi araştırması sonucunda :
İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde Hipofiz bezine değer. Hipofiz bezi, başın üst bölümünde yer alır.Görevi hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan(endişe) arındırır. Olumlu duygulara sevkeder, vücudu oksidanlardan temizler, tüm bedeni oksijene doyurur. SubhanAllah;... İblis: Allah (Azze ve Celle'ye)
"Senin izzeti ve Celaline yemin ederim ki kullarını saptıracağım"
Allahu Teâla'da:
İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki
Onlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım"buyurur.
Çokça İstiğfarda bulununuz.
(Allahım bu tebliğimi bana, anne ve babama,bunu okuyan ve paylaşan,insanlara fayda sağlayacak ilme yönlendiren kardeşlerime, sadaka-i cariye (ardı kesilmeyen, devam ettikçe fayda sağlayacak amel) eyle Amin.
Rasulullaha Salavat(Allahumme Salli ve Sellim ve Barik âla nebiyyina Muhammed)
Muhteşem bir bilgi:
İnsan vücudu bir depo gibidir, neşe, acı ve hüzün hepsi bir arada bulunmaktadır. Göz bir kusursuz bir kamera gibidir her gördüğünü kaydeder, faydalı veya zararlı herşeyi kaydeder.Yaşadığı olumsuzluklar uykusunda kabus gibi şeyler gösterir insana...
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bizlere uykudan önce bolca İstiğfarda bulunmamızı emretmiştir.
Bunun ilmi araştırması sonucunda :
İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde Hipofiz bezine değer. Hipofiz bezi, başın üst bölümünde yer alır.Görevi hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan(endişe) arındırır. Olumlu duygulara sevkeder, vücudu oksidanlardan temizler, tüm bedeni oksijene doyurur. SubhanAllah;... İblis: Allah (Azze ve Celle'ye)
"Senin izzeti ve Celaline yemin ederim ki kullarını saptıracağım"
Allahu Teâla'da:
İzzetim ve Celâlime yemin olsun ki
Onlar istiğfar ettikçe bende onları bağışlayacağım"buyurur.
Çokça İstiğfarda bulununuz.
(Allahım bu tebliğimi bana, anne ve babama,bunu okuyan ve paylaşan,insanlara fayda sağlayacak ilme yönlendiren kardeşlerime, sadaka-i cariye (ardı kesilmeyen, devam ettikçe fayda sağlayacak amel) eyle Amin.
4 Temmuz 2019 Perşembe
BOŞ VE ÇOK KONUŞMAK
BOŞ VE ÇOK KONUŞMAK
KASAS SURESİ 55. AYET :
“Onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş söz konuşanlara rastladıkları vakit vakarla, efendice oradan geçip, giderler.
Onlar boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler.”
HUCURAT SURESİ 6. AYET :
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık bir haber getirirse, o haberi iyice araştyın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınızda, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
KAF SURESİ 18. AYET
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen (dediklerini yazan bir) bulunmasın.
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V );
Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;
“Siz benim için altı şeye kefil olunki ben de sizin için Cennet’e kefil olayım:
1- Sizden biri konuştuğunda yalan konuşmasın,
2- Söz verince sözünden dönmesin,
3- Yanına emanet konulunca ona hıyanet etmesin,
4- Gözlerini aşağı indirsin. (Yani bakılması yasaklanan şeylere bakmasın.)
5- Ellerini (haksız yere birine vurmak vs.den uzak) tutsun,
6- Edep yerini korusun.”
LOKMAN HEKİM
Lokman Hekîm bir gün oğluna şöyle dedi:
Yavrucuğum, bu gün oruç tut ve konuştuğun her şeyi not et!
Akşam olunca konuştuklarını bana arz edip hesabını verdikten sonra iftar edersin!”
Akşam olunca oğlu konuştuklarının hesabını vermeye başladı.
Fakat akşama kadar lüzumlu lüzumsuz birçok lâkırdı ettiği için vakit iyice geç oldu ve karnı iyice acıktı. Lokman Hekîm ertesi gün de aynı şeyi söyledi. Yine oğlu hesap verinceye kadar iftar iyice gecikti. Üçüncü gün de aynı şey olunca, dördüncü gün oğlu, lüzumsuz konuşmaları terk etti. Akşam babası hesap isteyince de;
“–Hesabını verme korkusuyla çok az konuştum.” dedi.
Lokman Hekîm;
“–Haydi öyleyse, hemen yemeğini ye!” buyurdu.
Ebu’l-Hasen Harakānî bu kıssayı sık sık anlatır, akabinde de;
“–Dünyada lüzumsuz konuşmaları terk edenlerin hâli, kıyâmet günü,
Lokman Hakîm’in oğlunun hâli gibi selâmet olacaktır.” derdi.
KASAS SURESİ 55. AYET :
“Onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş söz konuşanlara rastladıkları vakit vakarla, efendice oradan geçip, giderler.
Onlar boş söz işittikleri zaman, ondan yüz çevirirler.”
HUCURAT SURESİ 6. AYET :
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık bir haber getirirse, o haberi iyice araştyın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınızda, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
KAF SURESİ 18. AYET
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen (dediklerini yazan bir) bulunmasın.
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V );
Hz. Enes bin Mâlik radıyallahu anh’dan rivayet edilmiştir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu;
“Siz benim için altı şeye kefil olunki ben de sizin için Cennet’e kefil olayım:
1- Sizden biri konuştuğunda yalan konuşmasın,
2- Söz verince sözünden dönmesin,
3- Yanına emanet konulunca ona hıyanet etmesin,
4- Gözlerini aşağı indirsin. (Yani bakılması yasaklanan şeylere bakmasın.)
5- Ellerini (haksız yere birine vurmak vs.den uzak) tutsun,
6- Edep yerini korusun.”
LOKMAN HEKİM
Lokman Hekîm bir gün oğluna şöyle dedi:
Yavrucuğum, bu gün oruç tut ve konuştuğun her şeyi not et!
Akşam olunca konuştuklarını bana arz edip hesabını verdikten sonra iftar edersin!”
Akşam olunca oğlu konuştuklarının hesabını vermeye başladı.
Fakat akşama kadar lüzumlu lüzumsuz birçok lâkırdı ettiği için vakit iyice geç oldu ve karnı iyice acıktı. Lokman Hekîm ertesi gün de aynı şeyi söyledi. Yine oğlu hesap verinceye kadar iftar iyice gecikti. Üçüncü gün de aynı şey olunca, dördüncü gün oğlu, lüzumsuz konuşmaları terk etti. Akşam babası hesap isteyince de;
“–Hesabını verme korkusuyla çok az konuştum.” dedi.
Lokman Hekîm;
“–Haydi öyleyse, hemen yemeğini ye!” buyurdu.
Ebu’l-Hasen Harakānî bu kıssayı sık sık anlatır, akabinde de;
“–Dünyada lüzumsuz konuşmaları terk edenlerin hâli, kıyâmet günü,
Lokman Hakîm’in oğlunun hâli gibi selâmet olacaktır.” derdi.
İYİ ARKADAŞ SEÇMEK
DİNİ HATIRLATAN ARKADAŞ
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
Dünyadaki en güzel şey; arkadaşınla birlikte kılınan namaz, okunan Kur’an ve diğer dini paylaşımlardır.
Bülbül güle, karga çöplüğe götürür. Şeytan arkadaşının eliyle günah işlettirir.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık (günahkar ) olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır
Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır.
Kıyamet günü bir Müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü Teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor.
Müslüman hemen akrabalarına gider, çok küçük bir sevap ister, yalvarır. Vermezler. Biz kendimizden korkuyoruz derler. Müslüman boynu bükük gelir, bulamadım der. O zaman Allahü Teâlâ buyurur ki; (Benim için sevdiği bir din kardeşine gidip istesin).
Müslüman, hemen Allah için sevdiği bir din kardeşine gider, durumu anlatır, çok küçük bir sevabını ver, zor durumdayım der. O Müslüman da (çok az da ne demek, sana bütün sevaplarımı hediye ettim) der. Müslüman hemen sevinerek gelir, sevapları verir ve Cennetlik olur.
Yalnız melekler merak eder, Ya Rabbi derler, buna sevaplarının hepsini hediye eden Müslüman ne olacak, hiç sevabı kalmadı derler. Allahü Teâlâ (Ben ondan daha cömerdim, onu da Cennetime götürün) buyurur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)